14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKİM 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA TELEVIZYON^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ - « ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ — - « ^ ^ ^ B ^ ^ H ^ .^^—-^^»^^^™ — ^ ^ k ~ - — ^ ^ v Usta yönetmen John Carpenter, 16. filmiyle hedefi yine on ikiden vuruyor Kıyamete doğru sürüklenmek 17 Hitchcock'vari erilim filmi TV Servisi - Bir fızik pırofesörü (Gary Cooper) CSİ.Zİ1 Servise kattlır ve kaçınlmışbırbilim adamı i l e söyleşmek üzere para- şüitle İsviçre'ye ındirilır. Armacı. Almanların atom bormbası yapıp yapmadık- lannıaniamaktır. Italya'ya geçer. orada dÎTeniş hareketindekilerle (Lilli Palmer. Robert Al- d a . J. Edward Brom- b e r g , Vladimir Sokoloff) ilîşki kurar. Eibetteâşıkda olur. Lang, gerilim fılmleri yapmayı severdi. Bu Hîtchcockvari fîlm de on- lardün bıri (ama mizah duysusu eksikı. Lang. In- g i l i z meslektaşlarından daha iyi bir yönetmen ola- bilir. ama "Zafer Yara- tştt Casus" yer yer bir Vlervin LeRo> tilmini ha- tırJatıvor. Ancak Albert TRT2 00.15 Zafer Yaratan Casus - Cloak and Dagger / Yönetmen: Fritz Lang / Oyuncular: Gary Cooper, Lilli Palmer, Robert Alda, Vladimir Sokoloff, J. Edvvard Bromberg, Ludvvig Stossel, Helene Thimig/1946 ABDyapımı, 106 dakika / Siyah - Beyaz. Maltz ile Ring Lardner Jnr.'in cllerinden çıkma senaryonun da yönetmene pek ımkân sağlamadığını söy lemek gerek. A-kategorısı film kisve- si ve yapım olanaklannın altmda B-kategorisi bir olav örtrübü vatıvor. Şeriat tartışılıyor T V Servisi - ' Ekranların en uzun tartışma pTOgramı unva- inına ;>ahip "Si- yaset Mevda- ;nı" başlı>or. Ali Kırca'nın sunduğu \e canlı olarak ya- yımlanan "Si- vasef IMevda- nı" yenı mekâ- nından seslenecek. Yenı ya- |yın dönemindekı ılk prog- ramın konu başlığı "Afga- ııistan. şeriat \e biz"adını taşıyor. Akademıs- yenler. gazete- ciler. siyasetçı- lervehalkınçe- şjtlı kesimlerin- denkatılımcıla- rın yer alacağı yapımda. Afga- nisıan'da yaşa- nanlar \e Tale- ban'Iarın uygulamaları çe- >itJi boyutlanyla tartışılacak (an; 2230). ' TRT 2 20.30) 'Stüdyo Istanbur Deniz fenerleri TVSenisi- Yapımcılığinı Bevhan Eser Aydın'ın üstlendiğı \e Oya Birgül'ün sunduöu ••Stüd\o Istanbur'un bu akşamki konuğu Metin Üstündağ olacak. Danışman \e metin yazarlığını Sunay Akın'ın yaptığı programda. ayrıca deniz fenerlerinin konu edıldiğı birde belgesel yer alacak. Ressam Joan Miro'nun tanıtıldığı bir (llının ardından sanat haberlen. yarı^ma gibı köşeler de ekrana gelecek. ML'RATÖZER Korku sinemasının ustala- rından, "Hallcmeen" (1978), 'They Live-Yaşı- yorlar" (1988). "Prince of Darkness - Karanlıklar Prensi"(1987|. "The Fog- Sis" (1979) gıbi yapıtlann- dan tanıdığımız John Car- penter'ın İ6. filmi "Çılgın- İığın Ötesinde". son zaman- Jarda batağa saplanan bu tü- rün sılkelenişi olarak değer- lendırilebılir. Fılm, SutterCane(Proeh- now) adlı korku romanları yazarının kayboluşunu araş- tıran sıgorta müfettışi John Trent'in (Neill), bu işin içine girdikçe "çıkılmaz bir \o- la" doğru bürüklenışinı be- yazperdeye yansıtıyor. Yarattığı roman kahra- manlarını gerçeğe dönüştü- ren veokuyanlann "zıvana- dan çıkmasına" neden olan Sutter Cane. dünyayı önüne geçilemez "kıvametvari" bir atmosfere doğru sürükle- mektedir. Kendisini "Tan- rı" olarak gören (belki de öyle olan) Cane'i durdurma- ya çalışan Trent de j.onunda bu "dayanılmazçizgfdeki yerini alacaktır... Her \aptıgı fllmle korku sinemasına yenı anlamlar yükleyen Carpenter. bu kez de "'bitmiş" diye ııitelenen bir türe yenı açılımlarkazan- dırmav ı ba^arıvor. Tann ka\ - ramını sorgulaşan fılm, kı\a- met atmo.sferi \aratarak bu ola\ın birtürprovastm vapı- yoradeta. "Çılgınlığın Ötesinde". Carpenter'ın Stephen King"e de göndermelerde bulunduğu bir fılm. Yazann yarattığı ürkünç kahramanla- rın gerçeğe dönüşme.>i halin- deortaya çıkacak olan "kap- kara"görüntülerı tllmıne yansııan vönetmen. belki bu tür kitapların etkısı üzerine de bır ^eyler sö\, r leme\e çalı- ^ıyor. Edebiyatta ve sinema- da en "etkili" tür olarak bı- linen "korku". bu fîlmlebir kez daha sorgulanıyor (ya da haklı çıkanlıyor). Bilindiği gibi çok satan ki- taplar listelerinde korku ro- manları herzaman kendilen- ne üsflerde biryerler buimuş- İnterstar 22 30 Sam Neill'in etkili kompozi$yonu>la katkıda bulunduğu fîlm, Tanrı ka\ ramını sorgularken, kıyanıet atmosferi yaratarak bu olayın bir tür provasını >apı\or. lardır. Bu da gösteri\or kı Carpenter'melını attığı alan. sınema banatını bir \ana ko- varsak. sosyolojık açıdan da sondereceönemli. İlk \arı>ı oldukça durgun geçen "Çıl- gınlığın Ötesinde", ın>*anın zayıfbiryaratıkolduğuııuda üzerine ba>a basa anlatıvor. Hatta bunu kanıtlar bır yapı- sı \ar filtnın. Avrıca sanal dün_\a ile gerçek dünyanın birbirınden kopanlmasinın olanaksızlı- ğınıdabu tllmdebelirgın bir bıçımde görmek olası. Üzel efektlerin ba>ariMnı da ekle- dığınıızde. filmın bu konu- dakı etki^ini gözardı ettnek mümkün deûil. H. P. Lovecraft'ın biröy- küsünden esinlenerek yazdı- ğı senarvosu\la Michael De Luca. filmin başarısında bü- yük pay sahibi. Sam Neill \e Jürgen Prochnovv'un da etkili kom- pozisyonlamla katkıda bu- lundukları "ÇılgmJığın Ötesinde", .sinemada korku Çılgınlığın Ötesinde - In the Mouth of Madness / Yönetmen: John Carpenter / Senaryo: Michael De Luca (H. P. Lovecraft'ın öyküsünden)/ Görüntü:Gary B. Kibbe / Müzık:John Carpenter, Jim Lang / Oyuncular: Sam Neill, Jürgen Prochnovv, Julie Carmen, Charlton Heston, Frances Bay/1994ABD yapımı, 95 dakika. türünü sınırlanna taşıyan bır çalışma. Filmin antolojilere geç- me> e aday flnalini aynca be- lirtmeden geçmeyelim. Çün- kü bu sahneler. korku sine- masının da ötesine geçip bır tür "'kı> amet sineması"nın yansıması olarak bevazper- devı dolduruvor. Böyle anne dostiar başınaTV Ser\isi - Hollvuo- od'un "Rambo";.u ile se- vimlidizi "Altın Kızlar"ın annesi bir araya gelırse ne olur'.' Hem de ana-oğul ola- rak! Sinemada güçlü adam imajını çizen S_\l\ester Staİlone bu kez güldürüş or. Sîallone'niıı başı bu filmde artık koca bir "çav uş" olan oğlunu hdlâ bir bebek gıbı gören anne-.i\le dertte Ö\- e bır anne kı oğlu ıçin neyin doğru. ne> in yanlı^ olduğıı- nu çok ı> i bildiğıne inanır. Ancak oğlu Joe\ iseanne- sini uzaktan >e\me>ı tercıh ettiğinden Los Angeles'a verle>ir. Anne Tuttı durur mu tek ba^ına taa Nevv Jer- ;>e>"de' Ani bir kararla oğ- lunu zi\aret eınıeve gider. Tek anıacı oğluna vardımcı olmaktır. Önce dağınık ve Sylvester Staİlone ile Estelle Gett\ bol bol güldiirecek. pis olan evini diizene koy- maya çalışır. Temizlik ya- parken Joev 'in tabancasına ula^ır \e kırlı buldugu ta- bancayı da bir güzel yıkar. Tabiı ta^anca bozulur. Bu- nun üzerine yenı bir taban- ca bulması gerekmektedir. Binnden yeni bır tabanca alır. Yolda adamlardan birı- nin öldürülmesine tanık olur. Biranda kendini tehli- keli bir polisiye olaş ın içinde bu- luverir. Böylece ana-oğul Tutti sayesinde zorun- lu bır "iyi ikili" olu^turmuşturbi- le. Tüm bunlar olurken Tutti oğ- luna süreklı "Tanrı her yer- de olamaz. Bu nedenle annele- ri yaratmıştır" şeklindeki Muse- vi atasözünü de hatırlatmadanda duramaz. Düzeyli \e hoş bireğlen- celik olan "Dur.f Yoksa Annem Ateş Edecek". her- kesin kendi annesinden bir şeyler bulabileceği bir Ro- ger Spottisnoode filmi. \apımın senaryosu ise Bla- ke Synder, VVill Davies \e \\ill Osborne'a ait. Yapımda. olavlar klasik çızgide gelışse de usta bir durum komedısi esprisi ve hareketli sahnelerle bir de çekim eklenince başarı gra- tlği vükselivor. Kanal D 20.20 Dur! Yoksa Annem Ateş Edecek - Stop!. or My Mom VVill Shoot/ Yönetmen: Roger Spottisvvoode /Oyuncular: Sylvester Statlone, Estelle Getty, Jo Beth VVilliams / 1992 . ABDyapımı, 87 dk. MERCEKLE BAKINCA MAHMUT T. ÖrVGÖREN Çözüvn Yok! Yıne yurtdışına çıkıp Türkiye'ye şöyle bir bakma fırsatı elime geçti. Filmciler. insan hakları savunu- cuları, dıplomatlar, Avrupa'ya yerleşmiş Türkiye kökenli insanlar, sendıkacılar ve eskiden berı ta- nıdığım dostiar, bir hayli kaygılı... Hayır, salt Türkiye'de olup bıtenler nedeniyle değil... Türkiye'de olup bıtenlenn Avrupa'ya ve Türkiye kökenli insanların oralardakı ortamına yan- sıyışından ötürü... Bu insanların arasında dolaşırken ve onlarla ko- nuşurken Türkiye'de bir türlü bıtmeyen. sonuca ulaşamayan, sonuca ulaşacağı konusunda herdö- nemde yetkilılerin söz vermesine karşın insanların sapır sapır öldürülmesine yol açan "kırli savaş"\n Avrupa'ya yansıyan etkılerı hıç de iç açıcı olma- yan sonuçlar doğurmaya çoktan başlamış. Avrupa'da, özellikle Almanya'da Türkiye köken- li insanlar bu etkiieri artık günlük yaşamlannda sık sık görüyorlar ve yaşıyorlar. Savaş onları da ora- larda çoktan bölmüş. Savaşa karşı olanlar ve sa- vaşı destekleyenler... Böyle bir bölünmeyi, salt Kürt-Türk ayırımı olarak görmek çok yanlış olur. Türkler arasında da Kürtler arasında da savaştan yana ve savaşa karşı olanlar var. Bu düşünce ay- rılığı işyerlerinde, alışverişte, toplumsal ıhşkilerde, toplantılarda, sokak görüşmelerinde ve usunuza gelebılecek her yerde Türkiye kökenli insanlarımız arasında serttartışmalara, kavgalara, geçimsizlik- lere ve birbirlerı üzerınde çeşitli baskılar kurulma- sına yol açıyor. Avrupa'daki devlet ve hükümet dışı örgüüer bu gibi konuları özellikle hafta sonlarında düzenle- dikleri toplantılarda tartışmaya açıyorlar, çözüm yollarını araştırmaya çalışıyorlar. Çekincesizce bu toplantılara katılmak ve düşüncelerinı Türkiye'de- kı düşünce yasaklarının süzgecinden geçirmeye gerek görmeden söyleyebilmek, oralarda yaşa- yan Türkiye kökenli insanlar için ne denli büyük bir rahatlık. ne denli büyük bir zevk. Gerçı onlar için de çözüm üretmek son derece zor. Türkiye'dekı tutarsız. çıkarcı, ezici, gaddar, ayırımcı ve çağdışı resmi polıtikalar Avrupa ülke- lerinde de artık çizmesını adamakıllı insanlarımı- zın üzerinde gezdiriyor. Katıldığım bır toplantı bu çizmenin baskılarının Almanya'dakı okullarda ne- lere yol açtığını öğrenmeme neden oldu. Alman okullarına devam eden Türkiye kökenli öğrencilerin özellikle sağcı, milliyetçi, ayırımcı ve baskıcı Türkiye polıtikalarından ötürü rahatça ve özgürce eğitim görememelen: sağcı öğrencilerin, sağcı Türk öğretmenlerın de desteğiyle diğerleri ve özellikle de Kürt öğrencıler üzerinde yarattıkları eziyet ve kendi bağnaz görüşlerıne sahip olmayan öğrencilerin çağdışı düşüncelere bağlanmasını sağlamak için gösterılen yine baskıcı ve işkence- ci uygulamafar... Türkiye'dekı karmaşa. demokrasiden uzak uy- gulamalar. ayırımcılık ve bızdeki medyanın orada da yarattığı son derece olumsuz etkiler, Avru- pa'dakı insanlarımızın günlük yaşamını çoktan bi- ze benzetmekte gecikmemiş. Ne yazık ki orada da şımdılık herhangi bır çözüm ufukta görülmüyor. Ayırımcılığın nasıl çatışma kaynağını oluşturdu- ğunu öğrenmek istiyorsanız, okumanız gereken yeni bir kitap: Prof. Dr. Türkkaya Ataöv, "Çatış- maların Kaynağt OlarakAyırımcılık", AÜ SBFlnsan Hakları Merkezi Yayınları, Ankara, 1996. KENT HABERLERI Sınıraşan Sular Paneli'nde konunun terörle karıştınlmaması gerektiği vurgulandı konusunda dikkatli olmalıyız 9 Çetinsaya'dan yardım • İstanbul Haber Servisi -K.umkapı'daki tarihi bir birunın çökmesi sonucu enkaz altında kalarak so! bacağını diz altından kaybeden Ramazan Dilsızoğlu'na (19). Eminönü Beledive Ba^kanı Ahmet Çetinsava'nın katkısıyla protez takıldı. Hastane masraflan Eminönü Hızmet N'akfı'nca karjilanan Dilsizoölu'nun 3 ay içinde tamamen yürJyebileceği belirtildi. 'İnsan Hakları Tarihi' kitabı H jstanbul Haber Servisi - Çhiyazılan Ya\ınlan tarafından mavıs ayında piyasa\a sürülen \e "basın yoluyla bölücüiük propagandası >apıldığı" gerekçesiyle toplartırılan "İnsan Hakları Tarihi" kitabının \azan \e >ayıncısının vargılanmaMna başlandı. İstanbul 1 No"lu DGM'deki duruşnıaya. kitabın yazan İnsan Haklan Demeği Genel Sekreter Yardımcısı Erol Anar ile yayınevinin sahibi Özcan Sapan katıldı. Duruşma. dosvadakı eksiklerin gidcrilmeM amacı\la ileri birtarıhe bırakıldı. Feray Göknel boşamyor • İ>tanbul Haber Ser\isi - Halen cezaevinde hükJmlü bulunan eski İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknerin eşı Feray Göknel. bo^anma karan alması ned;niyle kocasının \asiiiğinden a> rıldı. Göknel. bir hafh sonra da boşanma da\ası açacacını söyledi. Uvuştunucu 2 can daha aldı • İstanbul Haber Servisi - Bağcılar'da bir genç ile Beyoğlu'nda bir kadın. aldıklan aşın dozda eroin sonıcu. dün akşam saatlerınde ha\atlarını kavbettiler. Yılnaz Kaynar (23) ad!ı genç. ailesi tarafından evde. aldıiı aşırı dozda eroın nedenivle koma halinde bulmup İ.C Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kalanlmasına karşın kurtanlamadı. Canan Se\inç (28 adlı kadın ise evinde ölü bulundu. 'Ato hayvan sağlığı hattr • İ.tanbul Haber Servisi - Bahçelie\ ler Beledive Ba^anhğı'nın kurduğu "Alo hayvan sağlığı hatt"nın 3 yıldır verdiği hizmerte 638 köpek ve ked.e kuduz aşısı. 854 evcil havvana da poliklinik tedî1 . isi uygulandığı bildirildi. Bugünün "Dünya Hav-anlan Koruma Günü" olması nedeniyle beldiyenin vaptığı açıklamada \erilen hattın numrası ise"şöyle: 10. 212. 641 56 94) Kahköy Belediyesi'nden yardım • İtanbul Haber Servisi - K.adıkö> Beledivesi'nin buuın saat 11.00'de Yenisahra İiköğretım Okulu'nda bin ığrenci>e çanta ve kırtasive malzemeleri y'arcmında bulunacağı bildirildi. Yardım dağıtımının beşıyrı okulda devam edeceği belirtildi. • fÜHukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aysel Çelikel. 20 yıldır çözmek zorunda olduğumuz sorunlann önemii bir bölümünün uluslararası hukuka ilişkin olduğunu belirtti. İstanbul Haber Senisi - Uluslararası sınır aşan sular konusunun önemınin giderek arttığı. Türkiye'nın bu konuda üzerine düşeni vaptığı vurgulandı. Fırat \e Dicle nehirlerı konusunda Türkive'nin vaklaşımının "insani \e hukuki" olduâu beiirtilerek. bu konunun "terörle karış- tırılmamaşı gerektiğine" dikkat çekildı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakülte.si Millet- lerarası Hukuk ve Milletlerarası ^lüna^ebetler Araştırma ve Uvgulama Merkezi'nce (MMA- UM) düzenlenen "Milletlerarası Sınıraşan Sular Paneli" dün vapıldı. Panelin açılı^ında bir konuşma yapan Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aysel Çelikel. 20 vıldır çözmek zo- runda olduğumuz sorunlann önemii bir bölü- münün uluslararası hukuka ılışkin olduğunu be- lirterek. uiuslararası hukuktan güç almavan bir dış polıtikanın başanlı olamavacağını vurgula- dı. Çelikel. "Bu konuda hukuk fakültesi üze- rine düşeni yapmıştır ve >apmaktadır" de- di. İL Rektörü Prof. Dr. Bülent Berkarda ise konuşmasında Türkive'nin ,su konusunda çok dikkatii olması gerekıiğini anlatarak şunlan söv ledi "Sınıraşan sular, haberimiz olma- dan ABD'de ele alınmış ve bize rağmen bi- /im hakkımızda bazı planlar vapılnıış. Fırat, Dicle veGAP'tanfaydalanmayıdüşünürken umarını ileride başımıza sorun çıkmaz." Hukuk fakültesi öğretım üyebi Prof Dr. Se- vin Toluner de sınıraşan sular konusunda he- nüz verlesik hukuk kurallarının olmadığını, fa- kat okışnıak üzere olduğunu dile getirdi. Tolu- ner. şöyle konuştu: "Bu konuda taslak maddeler var. Bunlar var olan hukukun beyanı değil, özü itibarıv- la veni hukuk kuralları getirivorlar." Dışişleri Bakanlığı Bölgesel v e Sınıraşan Su- lar Dairesı Başkanlığı Müsteşar Yardımcısı Bü- yükelçi Temel İskit ise Dicle. Fırat ve Asi ne- hirlerinin Suriye ve Irak ile aramızda olan so- runlar olduğunu kaydettı. Iskıt şöyle devam et- ti: "Surive ve Iraksu sorununuOrtadoğu ba- rışıvla ilintiiendirmeye çalışıp Arap iilkele- rinin desteğini alnıava çalışıvorlar. Bu konu çok hassas > e saptırmamakta fa> da > ar. Tür- kiye yükümlülüklerinden kaçmıvor. Bura- da kullanımın tahsisi önemii. paylaşma söz konusu değil. Biz su sorununun çözümünü bilimsel ve nesnel kıstaslara bağlamak ve komşularımızla birlikte bir çalışma v apnıak istivoruz. Onlarsa bundan sürekli kaçıvorlar vesu ile terör arasında bir ilişki kurmava ça- lışıvorlar." Hacettepe Üniversitesi öğretim üvesi.Prof Dr. Ali İhsan Bağış da konuşmasında. Türki- ve've önümüzdeki günlerde baskı gelebıleceği- ne dikkat çekti. Eğitimcilerin isteği ' Sürgünler durdurulsun'İstanbul Haber Servisi - Eğıtim-Sen İstanbul şube başkanları. İstanbul Milli Eğitim Müdürü Omer Balıbey'i makamında ziyaret ederek sorunlarını dile getirdi ler. Görüşmenin ardından bir açıklama yapan İl Mılli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey. sendika başkanlarının öğretmenlerin özlük haklan. demokratik sendikanın oluşturulması ve "sürgün" edüen öğretmenlerin durumuvla ilgili taleplerinı dile getirdiğini söv ledi. Eğitım-Sen şube başkanlarının. sendikayla Milli Eğitim ve okul yönetimleri arasındaki diyalog eksıkliğine ilişkin şikâyetlerini dıle getirdiklenni belirten Balıbey. sendıkal faaliyetlerınden dolayı engellenen öğretmenlerin durumuvla ilgili sorunlann da kendisine iletildiğin söyledi. Bakanlığın. Milli Eğitim Personel \'asası üzerinde özlük haklanyla ilgili çalışma yaptığını belirten Balıbev. "Biz bir aileyiz. Görüşİerimiz farklı olsa da eğitimin ortak dilini konuşuyoruz" dedi. Eğitim- Sen İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı Alaattin Dinçer de. öğretmenin toplumda onurlu ve saygın bir konuma gelmesı. eğitimde i^ veriminin arttırılması- için yaptıkları mücadele nedenivle "sürgün" edilen öğretmenlere uygulanan cezaların kaldırıimasını talep ettiklerini söv ledi. Dinçer. siyasilerin vaat ettiklerini şimdiye kadar yerine getirmediğini öne sürdü. T-V.. | i | i . BevkozOtağtepe'de İstanbul BüvükşehirBe- JJllZeilleilie Ç a l l f m a l a m i a t e p K l ledi>esitarafındanyapılandüzenlemeinşaatı. bölgenin serbest dolaşıma kapanacağı gerekçesivle yurttaşların tepkisini çekiyor. Bölgenin SİT alanında kaldığını, koruma kurulundan izin alınmadan inşaat v apılamav acağını belirten yurttaşların tepkileri şöy- le: "Boğazı seyredebilecek verler her geçen gün vok oluvor. Otağtepe de Boğaz'ın en i>i görüldüğü yer- rden biri. Şimdi burada bir inşaat çalışması yürütülüyor. Ne olacağı pek belli değil. Cami va da mescif \apıiacağı sövlentileri \ ar. Burası kamuva açık bir ver olarak korunmalı." Koruma kurulundan herhan- gi bir iznin alınmadığı inşaat çalışması ile ilgili belediveyetkilileri, çalışmanın meydan düzenlemesi oldu- ğunu, söz konusu alan içerisinde bir vatır bulunduğunu belirterek, "Oraya cami ya da mescitgibi bir şey yapılmavacak. Sadece ahşaptan etrafı açık sevireviyapılacak" dedi. (Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA) Aile ici siddet 'Hukukçulara hizmet içi eğitim verilsin' İstanbul Haber Servisi - İstanbul Barosu Kadın ve Çocuk Haklan Ko- misyonlan. "toplumdaki aile içi şid- dete karşı bütün hukukçuların cid- di bir hizmet içi eğitimden geçmele- rinin, adaletin gerçekleşmesine bü- >ük bir katkı getireeeğini" bildirdi. İstanbul Barosu Kadın ve Çocuk Haklan Komisyonları ortaklaşa yap- tıkları açıklamada. anayasa, Medeni Kanıın ve Ceza Kanunu'nun yaşama hakkını koruduğu ve şiddeti dışladığı beiirtilerek şu görüşlere yer verildi: *'Peki yasalardaki bu açık hü- kümlere rağmen niçin aile içi şiddet cinayetlerinin ardı arkası kesilmi- yor? Asıl suçlu kim? Aile meclisi ya da aile reisi nıi.' Yoksa onları bu ka- ran almay a. şiddete v öneltmeye kış- kırtan sosval baskılar mı? Namusu- na düşkünlüğü. gerektiğinde kadın- larıöldürnıebiçiminde\orumla\an kültür nıü? Karısını \e çocuklarını mal gibi görmeye ve dövmeve hak- kı olduğunu savan zihnivet mi? Zi- ra bu /ihniyet. cinsivct açısından yansı/ olmayan dinler, gelenek ve görenekler aracılığı ile doğrudan kadının ve çocuğun \aşamı üzerin- de kurduğu kaba güç denetimini ye- niden iiretmektedir." Açıklamada. toplumdaki aile içi şid- det karşısında "gerek avukarların ge- rek sav cıların \ e gerekse y argıçların bu alanda ciddi bir hizmet içi eğitim- den geçmelerinin, adaletin gerçek- leşmesine büyük katkı getireceği" görüşüne yer verildi. Medyanın şiddet karşısında sorum- lu davranması ıstenen açıklamada. "medyayı şiddet yerine erdemi işle- me konusunda göreveçağırıjoruz" denildı. \amus ve şerefl için kansını ve ken- di doğurduğu çocuğu öldüren zihniye- ti "ilkel ve insanlık dışı" bulduklan görüşünün de dile getiriidiği açıkla- mada, aile içi şıddetin önlenmesi ko- nusunda meslek örgütleri harekete geçmeye çağrıldı. Açıklamada. bugün saat 11.00'de İs- tanbul Barosu'nda bir basın toplantısı düzenleneceği belirtildi Ote yandan Dünya Çocuklar Günü nedeniyle yoksul ailelerden seçilen 100 çocuk ıçin parti verilecek. Beylikdüzü'ndeki. Türkive'nin ilk eğlence parkı olan "Tatilya Tatil ve Eğlence Cumhuriyeti"nde Dünya Çocuklar Günü nedeniyle 5 ekimde gerçekleştirilecek partide. gelir düze- yi düşük ailelerden seçilen 100 çocu- ğa eğlenceli saatler yaşatılacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear