Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
EKİM 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA
TELEVIZYON^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ - « ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ — - « ^ ^ ^ B ^ ^ H ^ .^^—-^^»^^^™ — ^ ^ k ~ - — ^ ^ v
Usta yönetmen John Carpenter, 16. filmiyle hedefi yine on ikiden vuruyor
Kıyamete doğru sürüklenmek
17
Hitchcock'vari
erilim filmi
TV Servisi - Bir fızik
pırofesörü (Gary Cooper)
CSİ.Zİ1 Servise kattlır ve
kaçınlmışbırbilim adamı
i l e söyleşmek üzere para-
şüitle İsviçre'ye ındirilır.
Armacı. Almanların atom
bormbası yapıp yapmadık-
lannıaniamaktır.
Italya'ya geçer. orada
dÎTeniş hareketindekilerle
(Lilli Palmer. Robert Al-
d a . J. Edward Brom-
b e r g , Vladimir Sokoloff)
ilîşki kurar. Eibetteâşıkda
olur.
Lang, gerilim fılmleri
yapmayı severdi. Bu
Hîtchcockvari fîlm de on-
lardün bıri (ama mizah
duysusu eksikı. Lang. In-
g i l i z meslektaşlarından
daha iyi bir yönetmen ola-
bilir. ama "Zafer Yara-
tştt Casus" yer yer bir
Vlervin LeRo> tilmini ha-
tırJatıvor. Ancak Albert
TRT2 00.15
Zafer Yaratan Casus
- Cloak and Dagger
/ Yönetmen: Fritz
Lang / Oyuncular:
Gary Cooper,
Lilli Palmer,
Robert Alda,
Vladimir Sokoloff,
J. Edvvard
Bromberg, Ludvvig
Stossel, Helene
Thimig/1946
ABDyapımı, 106
dakika / Siyah -
Beyaz.
Maltz ile Ring Lardner
Jnr.'in cllerinden çıkma
senaryonun da yönetmene
pek ımkân sağlamadığını
söy lemek gerek.
A-kategorısı film kisve-
si ve yapım olanaklannın
altmda B-kategorisi bir
olav örtrübü vatıvor.
Şeriat tartışılıyor
T V Servisi -
' Ekranların en
uzun tartışma
pTOgramı unva-
inına ;>ahip "Si-
yaset Mevda-
;nı" başlı>or.
Ali Kırca'nın
sunduğu \e
canlı olarak ya-
yımlanan "Si-
vasef IMevda-
nı" yenı mekâ-
nından seslenecek. Yenı ya-
|yın dönemindekı ılk prog-
ramın konu başlığı "Afga-
ııistan. şeriat
\e biz"adını
taşıyor.
Akademıs-
yenler. gazete-
ciler. siyasetçı-
lervehalkınçe-
şjtlı kesimlerin-
denkatılımcıla-
rın yer alacağı
yapımda. Afga-
nisıan'da yaşa-
nanlar \e Tale-
ban'Iarın uygulamaları çe-
>itJi boyutlanyla tartışılacak
(an; 2230). '
TRT 2 20.30) 'Stüdyo Istanbur
Deniz fenerleri
TVSenisi-
Yapımcılığinı Bevhan
Eser Aydın'ın üstlendiğı
\e Oya Birgül'ün
sunduöu ••Stüd\o
Istanbur'un bu
akşamki konuğu
Metin Üstündağ
olacak. Danışman
\e metin yazarlığını
Sunay Akın'ın yaptığı
programda. ayrıca deniz
fenerlerinin konu
edıldiğı birde belgesel
yer alacak. Ressam
Joan Miro'nun
tanıtıldığı bir (llının
ardından sanat haberlen.
yarı^ma gibı köşeler de
ekrana gelecek.
ML'RATÖZER
Korku sinemasının ustala-
rından, "Hallcmeen"
(1978), 'They Live-Yaşı-
yorlar" (1988). "Prince of
Darkness - Karanlıklar
Prensi"(1987|. "The Fog-
Sis" (1979) gıbi yapıtlann-
dan tanıdığımız John Car-
penter'ın İ6. filmi "Çılgın-
İığın Ötesinde". son zaman-
Jarda batağa saplanan bu tü-
rün sılkelenişi olarak değer-
lendırilebılir.
Fılm, SutterCane(Proeh-
now) adlı korku romanları
yazarının kayboluşunu araş-
tıran sıgorta müfettışi John
Trent'in (Neill), bu işin içine
girdikçe "çıkılmaz bir \o-
la" doğru bürüklenışinı be-
yazperdeye yansıtıyor.
Yarattığı roman kahra-
manlarını gerçeğe dönüştü-
ren veokuyanlann "zıvana-
dan çıkmasına" neden olan
Sutter Cane. dünyayı önüne
geçilemez "kıvametvari"
bir atmosfere doğru sürükle-
mektedir. Kendisini "Tan-
rı" olarak gören (belki de
öyle olan) Cane'i durdurma-
ya çalışan Trent de j.onunda
bu "dayanılmazçizgfdeki
yerini alacaktır...
Her \aptıgı fllmle korku
sinemasına yenı anlamlar
yükleyen Carpenter. bu kez
de "'bitmiş" diye ııitelenen
bir türe yenı açılımlarkazan-
dırmav ı ba^arıvor. Tann ka\ -
ramını sorgulaşan fılm, kı\a-
met atmo.sferi \aratarak bu
ola\ın birtürprovastm vapı-
yoradeta.
"Çılgınlığın Ötesinde".
Carpenter'ın Stephen
King"e de göndermelerde
bulunduğu bir fılm. Yazann
yarattığı ürkünç kahramanla-
rın gerçeğe dönüşme.>i halin-
deortaya çıkacak olan "kap-
kara"görüntülerı tllmıne
yansııan vönetmen. belki bu
tür kitapların etkısı üzerine
de bır ^eyler sö\,
r
leme\e çalı-
^ıyor. Edebiyatta ve sinema-
da en "etkili" tür olarak bı-
linen "korku". bu fîlmlebir
kez daha sorgulanıyor (ya da
haklı çıkanlıyor).
Bilindiği gibi çok satan ki-
taplar listelerinde korku ro-
manları herzaman kendilen-
ne üsflerde biryerler buimuş-
İnterstar 22 30
Sam Neill'in etkili kompozi$yonu>la katkıda bulunduğu fîlm, Tanrı ka\ ramını
sorgularken, kıyanıet atmosferi yaratarak bu olayın bir tür provasını >apı\or.
lardır. Bu da gösteri\or kı
Carpenter'melını attığı alan.
sınema banatını bir \ana ko-
varsak. sosyolojık açıdan da
sondereceönemli. İlk \arı>ı
oldukça durgun geçen "Çıl-
gınlığın Ötesinde", ın>*anın
zayıfbiryaratıkolduğuııuda
üzerine ba>a basa anlatıvor.
Hatta bunu kanıtlar bır yapı-
sı \ar filtnın.
Avrıca sanal dün_\a ile
gerçek dünyanın birbirınden
kopanlmasinın olanaksızlı-
ğınıdabu tllmdebelirgın bir
bıçımde görmek olası. Üzel
efektlerin ba>ariMnı da ekle-
dığınıızde. filmın bu konu-
dakı etki^ini gözardı ettnek
mümkün deûil.
H. P. Lovecraft'ın biröy-
küsünden esinlenerek yazdı-
ğı senarvosu\la Michael De
Luca. filmin başarısında bü-
yük pay sahibi.
Sam Neill \e Jürgen
Prochnovv'un da etkili kom-
pozisyonlamla katkıda bu-
lundukları "ÇılgmJığın
Ötesinde", .sinemada korku
Çılgınlığın Ötesinde -
In the Mouth of
Madness /
Yönetmen: John
Carpenter / Senaryo:
Michael De Luca (H.
P. Lovecraft'ın
öyküsünden)/
Görüntü:Gary B.
Kibbe / Müzık:John
Carpenter, Jim Lang
/ Oyuncular: Sam
Neill, Jürgen
Prochnovv, Julie
Carmen, Charlton
Heston, Frances
Bay/1994ABD
yapımı, 95 dakika.
türünü sınırlanna taşıyan bır
çalışma.
Filmin antolojilere geç-
me> e aday flnalini aynca be-
lirtmeden geçmeyelim. Çün-
kü bu sahneler. korku sine-
masının da ötesine geçip bır
tür "'kı> amet sineması"nın
yansıması olarak bevazper-
devı dolduruvor.
Böyle anne dostiar başınaTV Ser\isi - Hollvuo-
od'un "Rambo";.u ile se-
vimlidizi "Altın Kızlar"ın
annesi bir araya gelırse ne
olur'.' Hem de ana-oğul ola-
rak! Sinemada güçlü adam
imajını çizen S_\l\ester
Staİlone bu kez güldürüş or.
Sîallone'niıı başı bu filmde
artık koca bir "çav uş" olan
oğlunu hdlâ bir bebek gıbı
gören anne-.i\le dertte Ö\-
e bır anne kı oğlu ıçin neyin
doğru. ne> in yanlı^ olduğıı-
nu çok ı> i bildiğıne inanır.
Ancak oğlu Joe\ iseanne-
sini uzaktan >e\me>ı tercıh
ettiğinden Los Angeles'a
verle>ir. Anne Tuttı durur
mu tek ba^ına taa Nevv Jer-
;>e>"de' Ani bir kararla oğ-
lunu zi\aret eınıeve gider.
Tek anıacı oğluna vardımcı
olmaktır. Önce dağınık ve
Sylvester Staİlone ile Estelle Gett\ bol bol güldiirecek.
pis olan evini diizene koy-
maya çalışır. Temizlik ya-
parken Joev 'in tabancasına
ula^ır \e kırlı buldugu ta-
bancayı da bir güzel yıkar.
Tabiı ta^anca bozulur. Bu-
nun üzerine yenı bir taban-
ca bulması gerekmektedir.
Binnden yeni bır tabanca
alır. Yolda adamlardan birı-
nin öldürülmesine tanık
olur. Biranda kendini tehli-
keli bir polisiye
olaş ın içinde bu-
luverir. Böylece
ana-oğul Tutti
sayesinde zorun-
lu bır "iyi ikili"
olu^turmuşturbi-
le. Tüm bunlar
olurken Tutti oğ-
luna süreklı
"Tanrı her yer-
de olamaz. Bu
nedenle annele-
ri yaratmıştır"
şeklindeki Muse-
vi atasözünü de
hatırlatmadanda
duramaz.
Düzeyli \e hoş bireğlen-
celik olan "Dur.f
Yoksa
Annem Ateş Edecek". her-
kesin kendi annesinden bir
şeyler bulabileceği bir Ro-
ger Spottisnoode filmi.
\apımın senaryosu ise Bla-
ke Synder, VVill Davies \e
\\ill Osborne'a ait.
Yapımda. olavlar klasik
çızgide gelışse de usta bir
durum komedısi esprisi ve
hareketli sahnelerle bir de
çekim eklenince başarı gra-
tlği vükselivor.
Kanal D 20.20
Dur! Yoksa Annem
Ateş Edecek - Stop!.
or My Mom VVill
Shoot/ Yönetmen:
Roger Spottisvvoode
/Oyuncular:
Sylvester Statlone,
Estelle Getty, Jo
Beth VVilliams / 1992
. ABDyapımı, 87 dk.
MERCEKLE BAKINCA
MAHMUT T. ÖrVGÖREN
Çözüvn Yok!
Yıne yurtdışına çıkıp Türkiye'ye şöyle bir bakma
fırsatı elime geçti. Filmciler. insan hakları savunu-
cuları, dıplomatlar, Avrupa'ya yerleşmiş Türkiye
kökenli insanlar, sendıkacılar ve eskiden berı ta-
nıdığım dostiar, bir hayli kaygılı...
Hayır, salt Türkiye'de olup bıtenler nedeniyle
değil... Türkiye'de olup bıtenlenn Avrupa'ya ve
Türkiye kökenli insanların oralardakı ortamına yan-
sıyışından ötürü...
Bu insanların arasında dolaşırken ve onlarla ko-
nuşurken Türkiye'de bir türlü bıtmeyen. sonuca
ulaşamayan, sonuca ulaşacağı konusunda herdö-
nemde yetkilılerin söz vermesine karşın insanların
sapır sapır öldürülmesine yol açan "kırli savaş"\n
Avrupa'ya yansıyan etkılerı hıç de iç açıcı olma-
yan sonuçlar doğurmaya çoktan başlamış.
Avrupa'da, özellikle Almanya'da Türkiye köken-
li insanlar bu etkiieri artık günlük yaşamlannda sık
sık görüyorlar ve yaşıyorlar. Savaş onları da ora-
larda çoktan bölmüş. Savaşa karşı olanlar ve sa-
vaşı destekleyenler... Böyle bir bölünmeyi, salt
Kürt-Türk ayırımı olarak görmek çok yanlış olur.
Türkler arasında da Kürtler arasında da savaştan
yana ve savaşa karşı olanlar var. Bu düşünce ay-
rılığı işyerlerinde, alışverişte, toplumsal ıhşkilerde,
toplantılarda, sokak görüşmelerinde ve usunuza
gelebılecek her yerde Türkiye kökenli insanlarımız
arasında serttartışmalara, kavgalara, geçimsizlik-
lere ve birbirlerı üzerınde çeşitli baskılar kurulma-
sına yol açıyor.
Avrupa'daki devlet ve hükümet dışı örgüüer bu
gibi konuları özellikle hafta sonlarında düzenle-
dikleri toplantılarda tartışmaya açıyorlar, çözüm
yollarını araştırmaya çalışıyorlar. Çekincesizce bu
toplantılara katılmak ve düşüncelerinı Türkiye'de-
kı düşünce yasaklarının süzgecinden geçirmeye
gerek görmeden söyleyebilmek, oralarda yaşa-
yan Türkiye kökenli insanlar için ne denli büyük bir
rahatlık. ne denli büyük bir zevk.
Gerçı onlar için de çözüm üretmek son derece
zor. Türkiye'dekı tutarsız. çıkarcı, ezici, gaddar,
ayırımcı ve çağdışı resmi polıtikalar Avrupa ülke-
lerinde de artık çizmesını adamakıllı insanlarımı-
zın üzerinde gezdiriyor. Katıldığım bır toplantı bu
çizmenin baskılarının Almanya'dakı okullarda ne-
lere yol açtığını öğrenmeme neden oldu.
Alman okullarına devam eden Türkiye kökenli
öğrencilerin özellikle sağcı, milliyetçi, ayırımcı ve
baskıcı Türkiye polıtikalarından ötürü rahatça ve
özgürce eğitim görememelen: sağcı öğrencilerin,
sağcı Türk öğretmenlerın de desteğiyle diğerleri ve
özellikle de Kürt öğrencıler üzerinde yarattıkları
eziyet ve kendi bağnaz görüşlerıne sahip olmayan
öğrencilerin çağdışı düşüncelere bağlanmasını
sağlamak için gösterılen yine baskıcı ve işkence-
ci uygulamafar...
Türkiye'dekı karmaşa. demokrasiden uzak uy-
gulamalar. ayırımcılık ve bızdeki medyanın orada
da yarattığı son derece olumsuz etkiler, Avru-
pa'dakı insanlarımızın günlük yaşamını çoktan bi-
ze benzetmekte gecikmemiş. Ne yazık ki orada da
şımdılık herhangi bır çözüm ufukta görülmüyor.
Ayırımcılığın nasıl çatışma kaynağını oluşturdu-
ğunu öğrenmek istiyorsanız, okumanız gereken
yeni bir kitap: Prof. Dr. Türkkaya Ataöv, "Çatış-
maların Kaynağt OlarakAyırımcılık", AÜ SBFlnsan
Hakları Merkezi Yayınları, Ankara, 1996.
KENT HABERLERI
Sınıraşan Sular Paneli'nde konunun terörle karıştınlmaması gerektiği vurgulandı
konusunda dikkatli olmalıyız
9
Çetinsaya'dan yardım
• İstanbul Haber Servisi -K.umkapı'daki tarihi bir
birunın çökmesi sonucu enkaz altında kalarak so!
bacağını diz altından kaybeden Ramazan
Dilsızoğlu'na (19). Eminönü Beledive Ba^kanı
Ahmet Çetinsava'nın katkısıyla protez takıldı.
Hastane masraflan Eminönü Hızmet N'akfı'nca
karjilanan Dilsizoölu'nun 3 ay içinde tamamen
yürJyebileceği belirtildi.
'İnsan Hakları Tarihi' kitabı
H jstanbul Haber Servisi - Çhiyazılan Ya\ınlan
tarafından mavıs ayında piyasa\a sürülen \e "basın
yoluyla bölücüiük propagandası >apıldığı"
gerekçesiyle toplartırılan "İnsan Hakları Tarihi"
kitabının \azan \e >ayıncısının vargılanmaMna
başlandı. İstanbul 1 No"lu DGM'deki duruşnıaya.
kitabın yazan İnsan Haklan Demeği Genel Sekreter
Yardımcısı Erol Anar ile yayınevinin sahibi Özcan
Sapan katıldı. Duruşma. dosvadakı eksiklerin
gidcrilmeM amacı\la ileri birtarıhe bırakıldı.
Feray Göknel boşamyor
• İ>tanbul Haber Ser\isi - Halen cezaevinde
hükJmlü bulunan eski İSKİ Genel Müdürü Ergun
Göknerin eşı Feray Göknel. bo^anma karan alması
ned;niyle kocasının \asiiiğinden a> rıldı. Göknel. bir
hafh sonra da boşanma da\ası açacacını söyledi.
Uvuştunucu 2 can daha aldı
• İstanbul Haber Servisi - Bağcılar'da bir genç ile
Beyoğlu'nda bir kadın. aldıklan aşın dozda eroin
sonıcu. dün akşam saatlerınde ha\atlarını kavbettiler.
Yılnaz Kaynar (23) ad!ı genç. ailesi tarafından evde.
aldıiı aşırı dozda eroın nedenivle koma halinde
bulmup İ.C Tıp Fakültesi Hastanesi'ne
kalanlmasına karşın kurtanlamadı. Canan Se\inç
(28 adlı kadın ise evinde ölü bulundu.
'Ato hayvan sağlığı hattr
• İ.tanbul Haber Servisi - Bahçelie\ ler Beledive
Ba^anhğı'nın kurduğu "Alo hayvan sağlığı
hatt"nın 3 yıldır verdiği hizmerte 638 köpek ve
ked.e kuduz aşısı. 854 evcil havvana da poliklinik
tedî1
. isi uygulandığı bildirildi. Bugünün "Dünya
Hav-anlan Koruma Günü" olması nedeniyle
beldiyenin vaptığı açıklamada \erilen hattın
numrası ise"şöyle: 10. 212. 641 56 94)
Kahköy Belediyesi'nden yardım
• İtanbul Haber Servisi - K.adıkö> Beledivesi'nin
buuın saat 11.00'de Yenisahra İiköğretım Okulu'nda
bin ığrenci>e çanta ve kırtasive malzemeleri
y'arcmında bulunacağı bildirildi. Yardım dağıtımının
beşıyrı okulda devam edeceği belirtildi.
• fÜHukuk
Fakültesi
Dekanı Prof.
Dr. Aysel
Çelikel. 20
yıldır çözmek
zorunda
olduğumuz
sorunlann
önemii bir
bölümünün
uluslararası
hukuka
ilişkin
olduğunu
belirtti.
İstanbul Haber Senisi - Uluslararası sınır
aşan sular konusunun önemınin giderek arttığı.
Türkiye'nın bu konuda üzerine düşeni vaptığı
vurgulandı. Fırat \e Dicle nehirlerı konusunda
Türkive'nin vaklaşımının "insani \e hukuki"
olduâu beiirtilerek. bu konunun "terörle karış-
tırılmamaşı gerektiğine" dikkat çekildı.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakülte.si Millet-
lerarası Hukuk ve Milletlerarası ^lüna^ebetler
Araştırma ve Uvgulama Merkezi'nce (MMA-
UM) düzenlenen "Milletlerarası Sınıraşan
Sular Paneli" dün vapıldı. Panelin açılı^ında
bir konuşma yapan Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Aysel Çelikel. 20 vıldır çözmek zo-
runda olduğumuz sorunlann önemii bir bölü-
münün uluslararası hukuka ılışkin olduğunu be-
lirterek. uiuslararası hukuktan güç almavan bir
dış polıtikanın başanlı olamavacağını vurgula-
dı. Çelikel. "Bu konuda hukuk fakültesi üze-
rine düşeni yapmıştır ve >apmaktadır" de-
di. İL Rektörü Prof. Dr. Bülent Berkarda ise
konuşmasında Türkive'nin ,su konusunda çok
dikkatii olması gerekıiğini anlatarak şunlan
söv ledi "Sınıraşan sular, haberimiz olma-
dan ABD'de ele alınmış ve bize rağmen bi-
/im hakkımızda bazı planlar vapılnıış. Fırat,
Dicle veGAP'tanfaydalanmayıdüşünürken
umarını ileride başımıza sorun çıkmaz."
Hukuk fakültesi öğretım üyebi Prof Dr. Se-
vin Toluner de sınıraşan sular konusunda he-
nüz verlesik hukuk kurallarının olmadığını, fa-
kat okışnıak üzere olduğunu dile getirdi. Tolu-
ner. şöyle konuştu:
"Bu konuda taslak maddeler var. Bunlar
var olan hukukun beyanı değil, özü itibarıv-
la veni hukuk kuralları getirivorlar."
Dışişleri Bakanlığı Bölgesel v e Sınıraşan Su-
lar Dairesı Başkanlığı Müsteşar Yardımcısı Bü-
yükelçi Temel İskit ise Dicle. Fırat ve Asi ne-
hirlerinin Suriye ve Irak ile aramızda olan so-
runlar olduğunu kaydettı. Iskıt şöyle devam et-
ti: "Surive ve Iraksu sorununuOrtadoğu ba-
rışıvla ilintiiendirmeye çalışıp Arap iilkele-
rinin desteğini alnıava çalışıvorlar. Bu konu
çok hassas > e saptırmamakta fa> da > ar. Tür-
kiye yükümlülüklerinden kaçmıvor. Bura-
da kullanımın tahsisi önemii. paylaşma söz
konusu değil. Biz su sorununun çözümünü
bilimsel ve nesnel kıstaslara bağlamak ve
komşularımızla birlikte bir çalışma v apnıak
istivoruz. Onlarsa bundan sürekli kaçıvorlar
vesu ile terör arasında bir ilişki kurmava ça-
lışıvorlar."
Hacettepe Üniversitesi öğretim üvesi.Prof
Dr. Ali İhsan Bağış da konuşmasında. Türki-
ve've önümüzdeki günlerde baskı gelebıleceği-
ne dikkat çekti.
Eğitimcilerin isteği
' Sürgünler
durdurulsun'İstanbul Haber Servisi - Eğıtim-Sen
İstanbul şube başkanları. İstanbul Milli
Eğitim Müdürü Omer Balıbey'i
makamında ziyaret ederek sorunlarını dile
getirdi ler. Görüşmenin ardından bir
açıklama yapan İl Mılli Eğitim Müdürü
Ömer Balıbey. sendika başkanlarının
öğretmenlerin özlük haklan. demokratik
sendikanın oluşturulması ve "sürgün"
edüen öğretmenlerin durumuvla ilgili
taleplerinı dile getirdiğini söv ledi.
Eğitım-Sen şube başkanlarının.
sendikayla Milli Eğitim ve okul
yönetimleri arasındaki diyalog
eksıkliğine ilişkin şikâyetlerini dıle
getirdiklenni belirten Balıbey. sendıkal
faaliyetlerınden dolayı engellenen
öğretmenlerin durumuvla ilgili
sorunlann da kendisine iletildiğin
söyledi. Bakanlığın. Milli Eğitim
Personel \'asası üzerinde özlük
haklanyla ilgili çalışma yaptığını
belirten Balıbev. "Biz bir
aileyiz. Görüşİerimiz farklı olsa da
eğitimin ortak dilini konuşuyoruz"
dedi. Eğitim- Sen İstanbul 2 No'lu Şube
Başkanı Alaattin Dinçer de. öğretmenin
toplumda onurlu ve saygın bir konuma
gelmesı. eğitimde i^ veriminin arttırılması-
için yaptıkları mücadele nedenivle
"sürgün" edilen öğretmenlere uygulanan
cezaların kaldırıimasını talep ettiklerini
söv ledi. Dinçer. siyasilerin vaat ettiklerini
şimdiye kadar yerine getirmediğini öne
sürdü.
T-V.. | i | i . BevkozOtağtepe'de İstanbul BüvükşehirBe-
JJllZeilleilie Ç a l l f m a l a m i a t e p K l ledi>esitarafındanyapılandüzenlemeinşaatı.
bölgenin serbest dolaşıma kapanacağı gerekçesivle yurttaşların tepkisini çekiyor. Bölgenin SİT alanında
kaldığını, koruma kurulundan izin alınmadan inşaat v apılamav acağını belirten yurttaşların tepkileri şöy-
le: "Boğazı seyredebilecek verler her geçen gün vok oluvor. Otağtepe de Boğaz'ın en i>i görüldüğü yer-
rden biri. Şimdi burada bir inşaat çalışması yürütülüyor. Ne olacağı pek belli değil. Cami va da mescif
\apıiacağı sövlentileri \ ar. Burası kamuva açık bir ver olarak korunmalı." Koruma kurulundan herhan-
gi bir iznin alınmadığı inşaat çalışması ile ilgili belediveyetkilileri, çalışmanın meydan düzenlemesi oldu-
ğunu, söz konusu alan içerisinde bir vatır bulunduğunu belirterek, "Oraya cami ya da mescitgibi bir şey
yapılmavacak. Sadece ahşaptan etrafı açık sevireviyapılacak" dedi. (Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA)
Aile ici siddet
'Hukukçulara
hizmet içi
eğitim verilsin'
İstanbul Haber Servisi - İstanbul
Barosu Kadın ve Çocuk Haklan Ko-
misyonlan. "toplumdaki aile içi şid-
dete karşı bütün hukukçuların cid-
di bir hizmet içi eğitimden geçmele-
rinin, adaletin gerçekleşmesine bü-
>ük bir katkı getireeeğini" bildirdi.
İstanbul Barosu Kadın ve Çocuk
Haklan Komisyonları ortaklaşa yap-
tıkları açıklamada. anayasa, Medeni
Kanıın ve Ceza Kanunu'nun yaşama
hakkını koruduğu ve şiddeti dışladığı
beiirtilerek şu görüşlere yer verildi:
*'Peki yasalardaki bu açık hü-
kümlere rağmen niçin aile içi şiddet
cinayetlerinin ardı arkası kesilmi-
yor? Asıl suçlu kim? Aile meclisi ya
da aile reisi nıi.' Yoksa onları bu ka-
ran almay a. şiddete v öneltmeye kış-
kırtan sosval baskılar mı? Namusu-
na düşkünlüğü. gerektiğinde kadın-
larıöldürnıebiçiminde\orumla\an
kültür nıü? Karısını \e çocuklarını
mal gibi görmeye ve dövmeve hak-
kı olduğunu savan zihnivet mi? Zi-
ra bu /ihniyet. cinsivct açısından
yansı/ olmayan dinler, gelenek ve
görenekler aracılığı ile doğrudan
kadının ve çocuğun \aşamı üzerin-
de kurduğu kaba güç denetimini ye-
niden iiretmektedir."
Açıklamada. toplumdaki aile içi şid-
det karşısında "gerek avukarların ge-
rek sav cıların \ e gerekse y argıçların
bu alanda ciddi bir hizmet içi eğitim-
den geçmelerinin, adaletin gerçek-
leşmesine büyük katkı getireceği"
görüşüne yer verildi.
Medyanın şiddet karşısında sorum-
lu davranması ıstenen açıklamada.
"medyayı şiddet yerine erdemi işle-
me konusunda göreveçağırıjoruz"
denildı.
\amus ve şerefl için kansını ve ken-
di doğurduğu çocuğu öldüren zihniye-
ti "ilkel ve insanlık dışı" bulduklan
görüşünün de dile getiriidiği açıkla-
mada, aile içi şıddetin önlenmesi ko-
nusunda meslek örgütleri harekete
geçmeye çağrıldı.
Açıklamada. bugün saat 11.00'de İs-
tanbul Barosu'nda bir basın toplantısı
düzenleneceği belirtildi
Ote yandan Dünya Çocuklar Günü
nedeniyle yoksul ailelerden seçilen
100 çocuk ıçin parti verilecek.
Beylikdüzü'ndeki. Türkive'nin ilk
eğlence parkı olan "Tatilya Tatil ve
Eğlence Cumhuriyeti"nde Dünya
Çocuklar Günü nedeniyle 5 ekimde
gerçekleştirilecek partide. gelir düze-
yi düşük ailelerden seçilen 100 çocu-
ğa eğlenceli saatler yaşatılacak.