22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31 EKİH 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 GRAMOFON İCNESİ 15.İSTANBUL KİTAP FUARI'NINONURKONUĞU SELtM İLERİ Peride Celal'e teşekkür ediyorum...Bıfclı\^gra\alar Sonen \k\adlıbırro- ımanın 2» Aralık N36da, ozamanın un- flu Sor Pcsta tazetesinde tefnka edılmeve flbaîlandıpnı ^aptıyorlar Yedı sekız hafta sionra tarr altmi} > ıl geçmı$ olacak Sonen Ale., okura ho^ça sakıt geçır- rmek <manş k kaleme alınmis bır roman- câu Bu scy eserlerce. altmıs yaş. vaslan- rmanın. vıprarmanınderın ızlen\ leyuklu- c3ur SöneT Ale\ deelbette vıpranmış bır rîoman BTse.da ovkusunun sağında so- IiundadoLnıpduruyor kaldı kı. yazarı o kcadar gerç bır yasta yazmı$ kı Sonen z*^Ie\ "ı işn ıç.ne bırdedcemıhğıtı \ada toyluğıın can^tığı ılen surıılebılır Ama » A le nr'' Cılersenız PerideCelaJ ımzalı bu e~senn Ik paragraflannagozatalım -Saatil\i var Şişli tarafinda.genişçe cad- dbelerden bînnde. mantosuna sıkj sıkı bu- rîinmüş bir kadın suratle ileıihor. "Caddenin bir tarafinda, geç Kalmış mııJşteri bekleverek uyuklayan şoförler aratak Sisk'rini duyunca başlannı kaldınp fosakrılar. "*Se\rekelektriklerinzi\asıkadının \iı- 1 önen Alev'den günümüze aiol almaz verımhlıkte bır yazı bırikımı söz konusu. Peride Celal'ın vıllaryılı kendını nasıl beslemış. verıştırmış olduğunu, hangı acılardan. hangı sınavlardan geçerek ustalık katına enştığını. dönup o yazarhk sermenınde aramak gerekmez rnı 7 zünü i>iceaydınlatanmordu. Adımlannın dolanmasından buvuk bir telaşta olduğu > fkı ozelhk dıkkatınızı çekmıs olmalı Rorruncının anlatımındakı çekıcıhk. he- men vanı ba>ında. dılın sadeiığı N'ıtekım Sonen AIe\ ı bugun deokunur kılan. her 5ey<den once o dıl duruluğu. dılde guzel- liıv arayı^ Donuyorum gunumuze Pende Celal bırozacımaMzlıklddıvorkı "Hadicanım siz de... Seneier öncesinin karalamalan... Bir tanesini okuya> ım dedim. clime aJdını. ıkisayfa sonra bıraktım."(Bkz Pende Ce- lal'e Armağan. Oğlak >avınc]lık ) Oysa Sonen Ale\'den gunumuze akıl almaz \erım'ılıkte bıryazı bırikımı soz konusu Pende Celafın vıllar yılı kendmı nasılbeslemis, yettştırmıs olduğunu. han- gı acılardan. hangı sinavlardan geçerek ustalık katına erıstığını. donup o yazarlık seruvenınde aramak gerekmez mı' Yıne Pende Celal yanıtlasın "Zatrn gençliğimde ya/arken çok mut- suz olurdum. Bir gun dostum \lune\ \er Andaç aben herhaldehiçbırzaman iyi bir şe\ \azamayacağım demiştim. \Iunev*er bana Cronın kadar sık va/ıvorsun derdi. (...) Hayır, bir sakaydı. Cronin gibi filan yaznmyordum. Hayatımı kazanmak için boğuşuyordum. Sa\ısı/ ve her biri akıldan çıkartılacak magazin d> kusu. Ama bir şe> »ar: Ben hiçbirzaman kolaj yazamadım." *İ\i birşe>' v azmak tutkibundakı y azar zamanı gereksınmekıe bununla bırlıkte zamanı saglayacak maddı olanaklardan yoksun yaşamaktadır Pende Celal ınya- zarlıkseruvenı.oy le>anıyorum kı bırçok yazarımızınkıne tıpatıp benzıvor Alına- cakdersler>ok mu' •"> asamak. geçımını sağlamak. a>akta ovkiıcuJer... ondan sonra uzaMa^tım." Herhalde o uzaklaşma surecınde Pen- de Celal art arda onemlı eserlerını kaleme getırdı Kırkıncı Odada (1958) Nâzım Hik- mefıen ızduşumlerlt >an vaşamovkusel bır romana >ol aldı O gunun snasal ko- şulları Nâzım Hıkmet'ın adının anılması- nı bıle\asakettığınden, Kırkıncı Oda. bır donemın vaşama bıçımlerını ustaca ya- jatmakla jetınmek zorunda kalmıstır Gecenin l cundaki Işık(! 963) Demok- rat Partı nın 1950-1960 arası usul usul \ ar ettıgt verlı burjuvazının tahlılıne gerçek- çı bıranlatımlavaklasan ılkromandır Pa- lazlanan burju\ azı\ ı \ ansıtmak eregınde- kı baska romanlardan. gozlem gucuy le a\ - rılır Guz Şarkısı (1966) eskı bır aşkın dırı- lıp dırılemeyeceğı çevresınde donenerek. 'orta \aş" bulanımlanna açılır Yazar, gençlık yıllannın venmı se\da romanla- nndan serınkanlı. hatta donuk, eleştırel tutumluGuz Şarkibi'vlasankı oç alır LMi Bir Kadının Günlüğünden'de kalmak karga>asindj yeîeneğın korelme- si goz ardı edılemevecek tehlikelerden Peride Celal'e gelınce. Sonen Alev'den taa Dar \ol'a bır dızı ask romanında. bo- yuna veteneğını bılemeyeçalışmtş Sonen Ale\ "ın rurnçözumlemesıne^ir- kek urkek açılan savfalan I939'da Cum- hurıvet'te tefnka edılmı* olan Vaz Yağ- muru nda bırdenbıre urkeklıkıen arınıvor daha etkıley ıcı bır anlam kazanabılıyor "Sonra asıf tuhaflık bu mektubun \a/ı- lıs tar/jnda\dı. Genç kadın satırtann ara- sında bir an yaJnız arkadaşlık \c do$t)uk ha\ası. biraz sonra geçen bazı kelimeler- dt'nse kıskanç. alâkadar bir kadın mera- kL hı'ddcri. hatta sevgısi sezer gibi olu>or- du." Asıl Pende Celal e hızla vol alınmak- tadır Gelgelelımbuçaba *İjibirşe>'vaz- mak kaygısı ve îsteğı. nıce zamanlar des- tek gormevecek. Pende Celal'e adeta 'uzak'durulacaktır NecatigU. sozluğunde. 195-4 tarıhlı İ ç Kadın ıbırbaslangıçsa\ı\oı "Dahason- ra gozlem. sanat \e çozumleme >ahrınıla- n\ la, oncekilerden çoka> n vc Turk roma- nının »elişim çii^isi u/trindc ağırlığı olan romanlara geçti: Lç Kadının Romanı Ama "gözlem. sanat \eço/umleme>a- tınmlan." bence çok dahj eskılerden ge- lıvor Ayırt edılmemıs oldiı bır\azarın. hem de çok genç > a^ından ben addmakıl- lı ustalaşmıs bır \azann yasdm savasinı ka\ra>abılmek Behçet Necatıgıl gıbı tttız bır sjınn, bır edebıvat ustasinm sdpta\ ımına karsin Pe- nde Celarevonelıksuskunluk ustelıkda- ha nıce zamanlar sunıp gıtmıstır Ben ılk Dar Yol'la \urulmuyum Dar Vol Î948'de Cumhurıyet'te tefnka edıl- mı> Romanı 1960 sonrasinda okudum Dar Vol'un ıncelıklennedeğınen tek satır \azi)a.enınebo\unddra>tımıamakar^ın \a7ik kı rabtlayamadım Necatıgıl'ııı andığı Uç Kadının Roma- nı bır cep kıtapları sensınde >avımlan- mıştıı Belkı pek çok okura ulastı ne \ar kı. gununde doncmınde bu çok se\dığım ronıan uzerınde de durulmamış Uçh.ddıııddı\layenıdenbasilınca ese- rı aradaıı oncdfvamjn gcçlıkten sonra okuydiılar Peride Celal'ın yazarhk gucu- ne hıiyranlık duydular Vazarın gunu gu- nunebekiedığı buyankınıngecıkerekgel- mesı. bız okurlar adına utanç \encıydı. desem Yazara gelınce bır acı \3nıtLı yetını- vor ~Çe\ remı/in >alanlan. harcay ışları... İş- te uzaklaşhm. Demin dediğim gibi. biri >a- a >a/ı>or. si/i \erin dibine batınyor, iki cumlede. Batırmadan da eleştirebilir, şu- rada yanlışı \ar. kurgusu zavıf, anlatımı s<ı> le di\ thilir. Ha> ır. daha ilk cumlede so- na erdiriyor. "Bu tutumlar birçok vazanmı/a >one- lik. Biryok \ayanmıyın hakkının U'nildi- gini MİIarca gordum. Şairler. romancılar. Kadın adıyla yenıden basılinca, esen, aradan onca zaman geçtıkten sonra okuyanlar, Pende Celal'ın yazarlık gücüne hayraniık duydular. Yazann günii gününe bekledığı bu yankının gecıkerek gelmesı, bız okurlar adına utanç vencıydı, desem... (1971) Peride Celal kentsoylu geçınen çevrelereyınedoner. aydınlan, ısadamla- rını, yarı sosyetık hanımlan gunun karga- şasj ıçınde ışler Lç Yirmidört Saat (1977) halayiklık" kurumunun acımasızlıgı uzenne kurulu- dur Omrunu baskalanna adamıs Dilber, baskdlarının çoktan belırledığı kadenyle yapayalnız. olume suruklenır Çevresın- dekıler kendı hayatlannı yaşamakta. Dıl- ber Kalfa'nın olumune tanıklık etmekte- dırler Pende Celal. Jaguar'la (1978) ve Bir Hanımetendinin Ölümü'yle (1981) y cnı- denoykuyedoner Yuzlercehıkâyeye ım- za atmıs bu yazar. olgunluk donemı \e- nmlerınde artık asın tıtızdır Yazarlık sa- natında basannın gızını besbellı sonsuz sabırla çalışrnada bulmuştur "Bir Hanı- mefendinin Ölümu" değı^en toplumu ar- tık anlayamayan mutlu olmaM gerekır- kenmutsuzyaslı bır kadının ıntıhan seçı;? nedenlennı tek tek ırdeler 1985'teyayımlanan Pa> Kavgasoyku- ler kıtabında Pende Celal. bence Turk edebıyatının cn acı uzunoykusunu, "Çu- kur"u sunmuştur okura Bu eşsız oyku. Pende Celal "ınçevresınde bırdenbıre dık- kat saganağı yaratır "Çukur"u okuy anlar. yazann oncekı eserlenne donmek ıhtıya- cını nıhayet duyarlar Kurtları 1990) romanı bır yazann va- rabılecegı sayılı hesaplaşma noktaların- dan bırıdır N'e varkı, yorulmakbılmezus- ta Pende Celal yetınmeyecek. \fektup"ta (1994) yer alan "Kosucu" oykusuyle bu hesapla^mayı daha da urpertılerledonata- caktır Yazıya baslarken. Pende Celal'e teşek- kuretmek ıstıyordum $ımdı bu yazarlık çabasına bakarak bunca kıt teşekkur- lenmızden dolayı. Peride Celal'den ozur dılemek ıstıyorum P dergisinde Türk halılan 12. Göteborg Kitap Fuarı'nda Nijeryalı ozan Wole Soyinka büyük ilgi gördü Bir cebinde dişfirçosı, ötekinde disket Küitur Servisi - 1996 y ı- lının baharayında ılk defa \ayımlanan \e uç ayda bır çıkan P dergisinın uçuncu sayiM çıktı Dergı. sanatm gorsel yetkınlığı ıle sanata ı,ağdd^ \e bılımsel yaklaşı- mı bulu>rurmayı kendı>>ıne jmaç edınıyor Dergının bu ay kı ana ko- ıusu Istanbul Turk \e Is- am Eserlerı Muzesfnde ıçılanl3 -18 YuzyılTurk 4alılan Sergısı Avrupacla ıııemlı bır yerı olan Turk alılarının soylularınevle- ınm en kıymetlı bolumle- nde sergıiendıklerı res- ımlann dını tas\ ırlı resım- •rınde \azgeçılmez un^ur Idukları duşunulurse halı •rgiMnın onemı bır kat da- i anıvor Dergıde bu sergı ıle )lgı- bırçok makale bulunuyor jnlardap NazanÖlçer ın ialılan İnsanlar \e Kolek- onlar" ba^lıklı makale- ıde 13 -18 YuzyılTurk ılıları Sergısı sanat tarı- ıın belkı de en çok bıze olan bır alanını herkese latmayı amaçladığını rguluyor ^Acaba "half nejdi bir nesans insanı için Ba- [a? Gizemü Doğu'nun nızgân mı: saraylann, olann vazgeçilmez bir ü mu, yoksa zenginliğin, kenıin doruk noktası ' Elde etmek için her şe- goze alındığı. istidnin ulmazhazlarverdigi. en de ruşvet unsııru, resim jtının. dini tasvirlerin, rrelerin değişmez akse- ın mı? \oksa hepsi "oıyerek belkı dehalı- bır A\rupalının gozun- yerını kıcaca ozetle- olııvor Halı sergısı ıle ılgılı dığer makaleler ıse CarfoMariaSuriano "Cos- tabili Saraj ı Fresklerindeki Anadolu Halılan" \e Fe- renc Batari "Budapeşte El Sanatlan Muzesi'nden 15.- 17. Yüz>iJ Osmanlı-Tıirk HaJılan" ba^lığında A\ru- palı halıseverlerın kaJemın- den okuyuculara sunulu- yor Ay nca Rafll PortakaJ da bu aykı yazısım Turk halı koleksıyonculuğunun gu- numuzdekı durumuna ayı- rarak hat. gumuş tombak. Iznık Selçuklu eserlenne ılgı gosteren koleksiyoncu- lann bu sergıyı gordukten sonra koleksıyonlannı ha- lılarla tamamlama gırısı- mınde bulunmaları gerek- tıgını vurguiuyor Dergıdeaynca yırmıncı vuzyıl resmının onemlı sa- natçılanndan Ingılız res- sam Francis Bacon'ın Pans \e Munıh'te açılan sergıle- n konu edılıyor !992"de olen Bacon'ın resımîerı uzenne Ferit Edgû \e res- sam FarmaTülin'ın yorum- ian da yer alıyor Vlehmet Güler>üz'un onumuzdekı gunlerde Yapı Kredı Kâzım Taskent Sanat Galensf nde açılacak olan sergisinde yer alan yenı eserlen de "Bir Ressam' kosesınde Ahmet Oktav tarafindan ıncelenır- ken "Hem şair hem ressam Bedri Rahmi E>uboğlu"da siırlerı ve çızgılen ıle tanı- tılıyor "İkiDenizArasıSi- _\ah Topraklar" adlı kıta- bından "Lascau\ Mağara Resimlerine Doğru Bir Ge- zinin \odan" makalesınde Enis Batur, gışe onunden ba^lay arak tum duy gulannı \ e gorduklerını okuy ucula- rı ıle paylaşıyor GLRHAALÇKAA GÖTEBORG - Nııeryah ozan Uole Soyinka. bundan 10 yıl once Nobel Edebıyat Odulu'nu kazan- mıstı Sonıkıyıldırzorunlugoçmen olarak vatanından uzak yaşı- yor Fuarın açılışını yapan 62 yasndakı Soyınka'ya ılgı oylesıne yuksektı kı bırçoklan kapıdan don- du Son yapıtı az once yayımlan- mıstı "The Open Sore of a Confi- nent. \ Personal Narrati\ of the \i- gerian Crises" (Bır Kıtanın Kana- yan "Varası Nıjerya Bunalımının Kı- şısel Anlatısı). O\ford Lnıversıty Press Yakın arkadaşı \e ozan Ken- Saro \\iwa*nın. asker dıktator Sani Abacharejımı tarafindan ıdamedıl- mesıy le doruk noktasına ulasan bas- kı ve somuru yonetımının Nıjerya- sı'nı anlatıyor bu kıtabında Soyle yazıyor bır yerınde "Celladın ipi, ancak 5. denemeden sonra \Vi- \\a"nın canını alabildi. L çiincu \a da dördüncü girişimden sonra Ken-Sa- robağırdı: "Yahu bana bunlan neden yapıyorsunuz7 Ne bıçım bır ulke bu ' " Soyinka. ıste bu soruya vanıt vermeye çalışıyor ve bıradım daha ılerı gıdıyor "\edir ülke? Bir iilke- ji ne, kim iılke >apar? Halk mı, ırk mı? Dil mi? Diıi mi?" Ikı yıllık zorunlu goçmenlığı sı- rasinda 'e\iP uzennde de kafa yor- mus Teknolojının. surgun yazann ışını kolay iastırdığını soyluyor Kendı henuz bağlanmamı^. ama oğ- lulnternetaracıfığıyladunyanın bır- çok koşesiyle ıletışım halınde Y'arı saka su saptamayı yapıyor "Sür- giinde yapılaıı edebiyat - surgun edebıyatı' değiJ- için teknoloji bu- yuk avantajlar içeri>or. Omeğin çe- kip gitme zamanı geldiğinde, bir ce- bine diş fırçanı. ötekine son çalışma- nı tçeren disketi koyup yollara çıka- bilnorsun." Fuarın ıkıncı gunu. cuma gunu kuçuk bırsurprız ılgıyle karşılandı Norveç ın en unlu dedektıt romanı yazarlanndan vecumartesi gunu ls- \eç Dedektıf Romanlan Akademı- sı'nm konuöu olarak Gotebora'a tze- len AnneHolt.yenı kurulan Jagland hukumetıne adalet bakanı olarak ahnmıstı A\ ukat unvanı olan \ e da- hdontegazetecılık vapmis bulunan Anne Holt un. herhangı bır polıtık geçmışe yok ve hıçbır partıye uye değıl Holt bakanlığa atanmasıy la ılgılı soruları "Daha çok _\eni bir ola>. heniız üzerinde fazla düşıine- medim*"dıye sa\dı Çızgı dızılerın romanİJnn 110 vıldonumu kutlanırken Fantomada zjr "Benim kimliğim, kara tenli goçmen bir kadın oimamdır»e bun- dan gururdu>u>orum"di\or. Lubnanlı Hasnaa Mikashi. "^o- ur"adiıyayınevınınsahıbı Yayıne- \ının ozelîığı. valnızca Arap kadın yazarlann yapıtlannı yayımlaması Aynı adda bırdeedebıyatdergısı çı- karıvoı Geçenyıl Kaliıre'detarıhte ılk kez kadın yazarlann kıtap fuan- m duzenlemis olmakla ovunuyor Mıkjshı. polıtık guçlenn radıkalleş- İki y ıldır y urdundan ıı/akta olan V\ole So\ inka, teknolojinin sıirgün va/annın işini kolay İastırdığını söy liiyor. masının I4yılaldığını soyledı Ma- car yazar. 1929'da Budapeşte'de doğmuş ve 1944'te 7 bın Macar Ya- hudı ıle bırlıkte Alman Nazıler ta- rafindan olum kampı Auschvvıtz'e gonderılmıştı Orada bır süre kal- dıktan sonra Buchenvvald'a nakledı- len Kertesz'ın 14 yıl uğraşarak yaz- dıgı ılk romanı ulkenın en buy uk ve resmı yayınevı tarafindan gen çev- rıldı Kuçuk bır yayınevınden 1975'te yayımlanan kıtap. egemen guçlerden korkan eîestırmenlerın sessızlığıyle karşılandı Yazann. "Kadırga Giincesi" adlı son yapıtı Almanya'da buy uk ılgı gordu v e y a- kında îsveççe olarak yayımlanacak Fuarda en buyuk gosterıyı Ame- rıkalı yazar James Ellbroj vaptı. Sahneye bir shov\man gibi giren Cllbrov kendisini şöjle tanıttı: "Ça- kallar. pezevenkler, kadın külodu koklay anlar,oğlancılar.yay ıncılar ve kitapseverler, hepinize merhaba.' Ben James FJIbroy, dümanın en bii- yuk dedektıf romanı yazarı. On iki kitabım var. Hepsi de her aileye uy- gun kitap. Ajnca .4JDS'e çare bû- lu>or, kansere karsı \ararlı" 12.tm Göteborg Kıtap \e Kütuphanecıhk Fuan'nın en bü)ük sürprızı. Norveçlı dedektıf romanı \azarı Anne Holt'un Adalet Bakanhğı 'na atanması oldu Bu > ıhn fuarına ılcı buuıktu kendı 60 yasını kutlu\ordıı Yaratı- cısı LeeFalk. Goteborg'ageldı ama tuardakı toplantıya katılması kısmet olrnadı Nııervalı kadın vazaı Buc- hiEmechata kendı yasdmoykusun- den yola çıkaınk kadııılan/ı dıren- dıklen tdkdırde kazdiıacaklarını dı- le getırdı Halen Londra'da yaviyan \e20'yeyakın kıtabı olan kadın ya- mesivle kadınlann toplum ıçındekı rollerının manındllestığırıı \ urgula- dı \e bu gehşmenın radıkal dıncı- leae hı/ldiıdıııldıgını da \o\luyor "Kendinıe bir titr takınam gerekir- se,o da laik bir dum a goruşüne inan- dığımdır" dıve de eklıyor Göteborg da buy uk ılgı goren ya- zar Inıre Kertesz. ılk romanını yaz- ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Düşünceden Korkmanın BedeliYaşar Kemal'ın yazdıklar/ndan oturu cezalandırıl- ması, duşunce karşısındakı korkusunu surduren bır duzenın doğal tepkısıdır Tarıh boyunca 'farklı" du- şuncelerden ve duşunenlerden korkanlar hep aynı gafletın ıçıne duşmuş, bırduşunceye karşı çıkmanın tek etkılı yolunun ancak karşı duşunce uretmekten geçebıleceğını gorememışlerdır Çunkubaskı hıçbır duşunceyı etkısız kılmaz, tam tersıne baskıyla kar- şılaşan duşunce ustelık yanlış bıle olsa, kımı zaman başkaca yollarla sağlanamayacak olçude yayılıp kok salabılır Içınde yaşadığımız yuzyılı bıtırmek uzere olduğu- muz donemde Turk toplumunun hâlâ duşuncenın kendısını suç sayan bu bağlamda duşunce ıle ey- \em arasında ayrım yapabılme becerısınden yoksun bır adalet çarkında yaşamak zorunda kalması, ger- çekte kultur ve duşunce duzlemınde karşılaşılan bu- tun bunalımların temel nedenıdır Boyle bırortamda duşunceden korkmanın bede- lını aslında kımlerın odedıgını çok lyı saptamak, ul- kenın geleceğı açısından buyuk onem taşır Çunku boyle bır saptama ulkenın yakın geleceğını belırle- yecek kadroların bugun nasıl bır atmosfer ıçerısınde yetıştıklerını de gosterecektır Yıneleyelım Duşunceden korkmanın bu nedenle duşunceye baskı uygulamanın bedelını korkulan ve baskıyla karşılaşan duşuncenın kendısı odemez Bu- na karşılık duşunmeyı ınsan olmanın koşulu sayacak kuşakların yetışmesını engellemek bakımından du- şunce korkusunu yaymak son derece başarıh bır yoldur Daha yenıyetmelık gunlennden başlayarak kendını, duşunmenın bazen sakıncalı olduğu, du- şuncelerını açıklamanın ceza yasalarına gore suç sa- yılabıldığı bır ortamda bulan bır kuşaktan Ataturk'un oziu deyışıyle "fikrı hur, vıcdanı hur' ınsanlarm çık- masını beklemek, ancak boş dıye mtelendırtfebılecek bır umuttur "Insanlarm buyuk çoğunlugu ' der Os- car Wilde, "kendılerı değıl, fakat başkalarıdır, du- şunduklerı, gerçekte başkalannın duşuncelendır, yaşamları başkalannınkının taklıdıdır tutkulan ıse başkalannın tutkulanndan yapılma ahntılardan ıba- rettır" Bu ozdeyış doğrultusunda duşunulduğunde toplumsal yaşam ya da kıtle yaşamı zaten dogası gereğı farklı duşuncelenn uretılmesı bağlamında pek yureklend/rıcı sayılamayacak bır ortamdır Buna ek olarak duşunceye ayrıca baskı uygulamak. Brecht'm "Galıleı'nın Yaşamı"nın sonundakı unlu deyışıyleyal- nızca kendılenne verılen buyrukları yerıne getırmeyı başarabılen ve duşuncelermı her amaç ıçın kıralaya- bılen cucelerden oluşan kuşaklar yetıştırmeyı amaç- lamakla eşanlamlıdır Kendısı ıçın yıkıcı olabılecek varlıgını tehlıkeye so- kabılecekey/em/e/"karşısındaonlemalmak her top- lumsal duzenın en doğal hakkıdır Ama ış duşunce- ye ve duşuncenın açıklanmasım eylem sayma kar- gaşasına vardırıldığmda ortaya duşuncenın değen- nı değıl, ancak her turlu yaratıcı duşunceyı boğan zorbalığı yansıtan bır portre çıkabılır Turk toplumu yakın geçmışınde ne yazık kı sozu edılen zorbalığın ıkı elden bırden uygulanması gıbı bır talıhsızlığı yaşadı Aşağı yukarı butun yakın ıktı- darlar donemınde devlet kendını bırlık ve butunlu- ğune yonelık tehlikelerden duşunce ıle eylemı bırtut- makla koruyabıleceğını sandı Duşunenlenn duşun- mekten ve duşuncelerını açıklamaktan korkmama- larını sağlamak, çağdaş çoğulcu demokrasının bırın- cıl koşulu ıken, bu gerçek devlet tarafindan gonvez- lıkten gelındı Ve devlet egıtım polıtıkası dahıl tum alanlarda ınsanlara neyı duşunmelerı. neyı duşunme- melerı gerektığını oğretmeyı de dogal gorevlerı ara- sında saydı, ustelık çoğu zaman eylemlerı onleme bağlamındakı yetersızlığını duşuncenın ve duşunen- lenn ustune daha çok yuruyerek perdelemeye çalış- tı Yukarıdan ben sozunu ettığımız zorbalığın otekı uygulayıcısı ıse ne yazık kı 'duzmece aydınlar'dan oluşma bır kesım oldu Bu kesımde duşunce ozgur- luğunun hıç ağızlardan duşurulmemesme karşın, gerçekte herkes, sozu edılen ozgurluğu ancak ken- dısı gıbı duşunen/ere tanıdı "Otekı kamplarda" yer alanlara ıse duzmece aydınlar tarafindan kımı za- man resmı ellerie uygulanan zorbalığa parmak ısır- tacak saldırılar yoneltıldı Sozde hep ıstenen tartış- ma ortamları, forumlardan çok arenalara donuşturul- du Bu kesım de tıpkı devlet gıbı sozde gençlere de- ğer venrken, gerçekte gençlık kesımınden gelen fark- lı duşuncelen tartmaya bıle gerek duymaksızın bılgı- sızlık, farklı duşunme yureklılığını gosteren gençlerı ıse haddını bılmez saydı Aydınların farklı duşunme- nın ya da genelde duşunmenın sorumluluğunu go- nullu yuklenmesı gereken kesım olmasına karşın Turkıye'nın gerçek aydınlara goz açtırmamayı gorev bılen duzmece aydını, bağımsız ve ozgun duşunme- nın beraberınde getıreceğı sorumluluktan her zaman urkerek. bır alıntılar ve kalıplar dunyasında aydın dı- ye geçınmeyı yeğledı Duşunce korkusunun yayıldığı ortamlardan duşu- nurfer ve duşunebılenler değıl fakat ancak duşun- me ozurlu kuşaklar çıkabılır Yakın geleceğımıze bu gerçek açısından bakabılırsek, duşunce karşısında yaratılan korkunun bedelının ağırlığını ve bu bedelın gerçekte kımler tarafından odeneceğını sanırım da- ha lyı kestırebılırız ŞAKIRTTEN MEKTEPLIYE, TALEBEDENÖĞRENCİYE ARŞIV SERGISI 3 1 E K I K 3 0 K A S I M 1 9 9 6 VA/'I KREDf K ( L T L R M I R K E Z İ Yapı Kredl Serrnet Çrfter Kutuphanesı IstikJS" Caddesı 285 Beyogfu 80050 IstanbJ Telef^n " 2 1 2 ^52 1 1 5 252 4 7 0^ 2 6 0 I YAPI TKREDi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear