22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivazSahibi. Berin Nadi Genel Ya>>n Yonetmenı Orhan Erinç# Genel Ya>ın Koordındtörü Hikmet Çetinkaya # Yazıışlerı Mıidürlerı IbrahimYıldız (Sorumlu), DinçTavanç 9 Haber Merkezı Muduriı Hakan Kara 9 Görsel Yonetmen Fikret Eser D\^ Habcrier Şinasi Danışoglu 9 Ktıhbarat Cengiz > ıldırım •Ekonomr Bülent Kı/anlık • Kultur Handan Şenköken # Spor Abdulkadir Vücelman • Makalelcr Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Vazıcı % Fotoâraf Erdoğan Köseoğlu # Bılgı-Belce Edibe fiugra • \ urt Haberlen Mehnfet Faraç ^a>inKuaı!u İlh Orhan Erinç. Okta> Kurtbökc. Hikmet Çerinka) a. Şıikran Soner. ErgunBalcı,DinçTaıanç, İhrahirn >. ıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balba\. Hakan Kara. •\nk.ira TemsiiciM Mustafa Balba» 0 Haber Muduru Doğan Akjn Atarurk Buh an \ o 12>. kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tei 4IV5Ü20 (•" hatl. Faks 4195Ü;" 7 • Izmır Temsılcısı Serdar Kızık. H Zı\a Bh 1352 S 2 3 Tel 4411220. Fak-, 4419117 • Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu. lııonuCd 119S \ o 1 Kal 1. Tel 3522550. Faks 35225^0 Muessese Muduriı Erol Erkut 0 Koordınator Ahmet Korulsan 0 Muhasebe Bülent V ener 0 Idare Hüseyin Gürer 0 hletme Önder Çelik 0 Bılgı-Ulem N'ail tnal 0 BılgiMvarSıstem \fürü\et Çiler MEDV. \ Başkam - Erduran Işitman C: 0 Yonetını Kuruj Genel Mudur Gülbil 0 Koordınator Reh Genel Mudur Yardımcısı Mine Akdağ Tel 514 <T 53 5139580-513 8460-61 Fak* 5I1S4& \iMmla>aj] \z TıAnıaü- L iu ' n: Vn: üun Haber A;an>/ Basın ^ Yavmcıhk A Ş Oİ3İOSİU '4114 1si PK 246 [stanbu] tel IO 212) 512 05 05 {20 hatl Faks (0 212151 I6EK.IM 1996 Imsak:5.45 Güneş:7.I0 Öğle. 12.57 İkındı: 15.58 Akşam: 18.30 Yatsı: 19.49 Madonna anne oldu • Çeviri Servisi - Ünlü şarkıcı Madonna önceki gün sağhklı bır kız çocuğu dünyaya getırdi Bebeğe Lourdes Maria adı verıldi. Evıta adlı fılmın çekinılerini geçenlerde bitıren 38 yaşındaki sanatcı, Los Angeles'te Good Samantan HastaneM*nde doğum yaptı. Doğumu gerçekleştıren doktorlar bebeğın 3 kılo aöırlığında \e saglıklı olduğunu bildıriyorlar. Madonna. doğumdan önce bebegin babasının birlıkte yaşadığı 30 yaşındaki Carlos Leon adında Küba kökenlı bır Amerıkaiı olduöunu açıklamıştı. Buharlı trenle nostaljik gezi • ANKARA (AA) - TCDD, tanhe kanşan buharlı trenlerle turlar düzenleyerek turızme katkıda bulunuyor. 28 kişilık ABD'lı bır grup ıçin dün ba^layan gezinin güzergâhını Denızlı. Çamlık. Selçuk \e Jzmır oluşturuyor Avrupa'da oluşturulan Buharlı Tren Sevenler Derneği istegi doğrultusunda gerçekleştinlen turlarda Türkıye'nin turistik yöreleny le zengin Türk mutfagı tanıtılacak. Japon Haftası • ANKARA (,\A) - Japon kültürünün tanıtılması amacıyla düzenlenen Japon Haftası, 20 ekim tarihinde De\let Resim \e Heykel Müzesı Konser Salonu'nda gercekleştırılecek hafta, Shakuhachı \e Koto Grubu'nun konserıyle başlayacak. Japon kültürünü tanıtan panel. sergi ve konserlerin yeralacağı haftada Japonca Konuşma Yanşması da düzenlenecek. 9 kasım cumartesi günü V'akıfbank Konferans Salonu'nda gerçekleştirilecek yarışmada katıhmcılar Japonya ile ilgilı göriişlerini Japonca ifade ederek yanşacaklar. Etkınlik. 15 kasım günü sona erecek. Modada asker rüzgârları • Haber Merkezi - Vakkorama 1996-97 sonbahar-kış döneminde yediden yetmişe herkese hitap edecek dört ayrı koleksiyon hazırladı. Boys and girl's koleksiyonunda çocuklara yönelik canlı renklerde giysıler hazırlayan fırma. Di\ision serisinde askeri renklere ağırlık \eriyor Yine askeri kıyafetlerin ağırlık kazandığı kadın \e erkek koleksiyonlannda ıse yetmişlerin havası hissettiriliyor. Kadının rolü ve kimliği • ANKARA (AA) - Ortadoğu Teknık Üniversitesi'nin düzenlediğı "Toplumsal değışme sürecinde kadın rolîeri ve kimlikleri, Orta Asya. Orta \e Doğu Avrupa \e Türkı\e"den örnekler" konulu konferans, De\let Bakanı Işıla> Saygın'ın katılımıyla 23 ekım tarihinde başlayacak. Karadeniz ve Orta Asya Ülkelen Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ayşe Ayata ile Kadın Çalışmalan Anabılım Dalı Başkanı Prof.Dr. Feride Acar'ın lngilizce olarak vereceği konferans iki gün sürecek. Konferansta. de\let. siyaset ve kadının güç paradoksu kültürel dönüşüm ve kadının kimlık sıyaseti. sos>o-ekonomık değışim anlamında kadın gibi konularele alınacak. İngiltere İçişleri Bakan Yardımcısı, Türkiye'ye uyuşturucuyla mücadelede yardım edebileceklerini söyledi Üyuşturucuya karşı işbirtiğiİstanbul Haber Senisi-lngilte- re İçişlen Bakan Yardımcısı Tom Sackville. Türkiye'ye terorizm \e uyuşturucuyla mücadelede her türlü yardımı yapmaya hazır ol- duklannı bildirdi. istanbul Emni- y et Müdürü Kemal \azıcıoğ/u da uyuşturucunun kaynağının, Or- tadoğu veya Güney Asya ülkele- ri olduğunu belırterek bu mad- delerın, Türkıye üzerinden veya Karadeniz'in kuzeyinden Avru- pa'ya ve lngiltere'ye geçirildiği- ni söyledi. Resmi temaslarda bulunmak üzere Türkiye'ye gelen İngiltere tçişleri Bakan Yardımcısı Sack- ville ile tngiltere Büyükelçısı Ki- eram Prendergrast, Uvuşturu- cuvla Mücadele Daire Başkanı Nigel Randolph V'arne> 'in de ara- lannda bulunduğu heyet, dün İs- tanbul Emnıyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu'nu makamında ziya- ret erti. Ziyaretın. Türkiye ile uyuşrurucu konusunda ileride ya- pacaklan çalışmaiann organızas- yonu amacıyla gerçekleştirildi- ğını ıfadeeden Bakan Yardımcı- sı Sackville. şunlan söyledi: Gençlik zarar göriiyor "Bizim gençliğimiz bu konuda daha fazla zarar gördü>se de si- zin gençliğinizin de tehlike içinde olduğu görülü>or. Gençlikle u> uş- turucular birbirine \ akın olduğu sürecc, bü> ük ölçüde etkilenme o(- ması kacınılma/dır. Sonunda baş- ka suç oranlarında da artış görü- • Ingiliz içişleri Bakan Yardımcısı Sackville, "Bizim polisimiz ve gümrük görevlileri, İngiltere'de yakalanan eroinin yüzde 80'inin Türkiye'den geçip geldiğini düşünüyorlar. Hatta eminler" dedi. lecektir. Bu konuda biıiikteçalış- mamızda yarar olacaktır. Bizim pofisimiz\egümrükgöre\lileri, İn- giltere'de yakalanan eroinin \ iiz- de 80'inin Türkiye'den geçip gel- diğini düşünüyorlar. Hatta emin- ler." Türkiye ile çalışmalan gere- ken pek çok konunun olduğunu belirten Sackville. "Bunlar iyi kay nak \c istihbarata dayanır. Her iki ülkenin görevlileri, birbirleri- negü\enduymalıdırlar'"di>e ko- nuştu. İstanbul Emniyet Müdürü Ke- mal Yazıcıoğlu da uyuşturucu- nun kaynağının. Ortadoğu veya Güney Asya ülkeleri olduğunu belırterek bu uyuşturucu madde- lenn, Türkiye üzennden veya Ka- radeniz'ın kuzeyinden Avrupa'ya ve İngiltere'yegeçtiğıni ifadeet- ti. Türkiye'nin güzergâh üzerin- de olması nedeniy le. bu konuda- kı mücadelenin işbırliğiy le yürü- tüldüğünü kaydeden Yazıcıoğlu, terörörgütlerinin. bilhassadabö- lücü örgütün uyuşturucu olayla- rında önemlı rol oynadığına dik- kati çektı Tom Sackville, gaze- tecilerin. bölücü örgütün uyuştu- rucu bağlantısı ve kendilerinin bu konuda ne gibi çalışmalaryap- tığını sorması üzerine. şunları söyledi. "Hiçbir şekilde teröristleri teş- *ik etmiyor \e oniarı korumuyo- ruz. Terorizmle mücadelede her konuda \ardımcı oluruz. Zira biz de IRA ile aynı olavları yaşadık. Türkiye'nin mücadele ettiği terör örgütünün de uyuşturucu bağ- lantısı olması, bizim için sürpriz değil. Kendi kanunlanmız çerçe- >esinde, Türkiye'ye uyuşturucu ile mücadelesinde her türlü yar- dımı yapmaya hazırız." Sackville, avrıca İstanbul cı- vannda faaliyet gösteren uyuştu- rucu laboraruvarlannın ortaya çı- kanlıp sanıkların vakalanmala- nnda gösterdıklen başanlardan dolayı Yazıcıoğlu"na teşekkür ederek bu konuda her türlü tek- nık yardımı yapmava hazır ol- duklannı da bildirdi. istanbul Em- nıyet Müdürü Yazıcıoğlu da uyuş- turucu laboratuvarlan konusun- dakı çalışmaiann sürdüğünü ifa- de ertı. Yazıcıoğlu ile birsürebaş başa görüşen konuk heyet üyele- nne, daha sonra İstanbul Emnıyet Müdürlüğü'ndekı çeşitlı bırim- ler sezdmldı Capa'dan sanatçı manzaralan Capa'y la birlikte çıktıklan bereketli bir av sonunda objektife gü- lümseven Ernest Hemingway. Kültür Servisi - Adı, fotoğraf dünyasında bir efsaneye dönüşmüş olan ünlü fotoğrafçı Robert Capa'nın 'Fotoğraflar* adlı albümü. Ingıltere'de Aperture Yayınevi tarafından yayımlanıyor. Lıfe ve Picture Post dergileri onu dünyanın en başanlı fotoğrafçısı olarak gösterdiler 5 büyük savaş izledı. Normandıya Çıkarmasf nı. Ikinci Dünya Savaşı sırasında İtalya cephesındekı çatışmalan görüntüledı. İspanya iç Savaşı'nda Ernest Hemingwav ile birlıkte çalıştı. Kendı deyişiyle Hemıngvvay'i. 'baba olarak evlat edindi" Dostlukları uzun sürdü Macarasıllı Capa. Picasso'nun sayısız fotoğrafını çektı Matisse ve Gan Cooper onun objektifine defalarca poz verdiler Ingrid Bergman ile büyük bıraşk yaşadı Bergman'ın hıçbıryerde yayımlanmamış set fotoğrafiarını çekti. lkıncı Dünya Savaşı yıllannda •yitik kuşak' olarak adlandırdığı gençlerle birlikte yaşadı. onlann umutsuz dünyalarını fotoğraf karelerine sığdırdı Magnum tarafından dızı halıne getirılen bu fotoğraflar. Bertrand Russeli tarafından öyküleştınldı. Capa'nın objektifinden Idaho Güneş Nadisi'nde bir nehrin üzerinden geçmeye çalışan Gar> Cooper. Kızılırmak Deltası kaçak villa doldu CEMİL CİĞERİM S.W1SUN-Ülkemizınen büyük sulak alanlanndan biri olan Kızılırmak Del- tası. "kaçak villa" cenne- ti haline geldı. Yörükler Belediye Başkanı İsa Yıl- mazgiderek artan yapılaş- ma ile ilgıli olarak "Maale- sef, inşaatlan ne kadar mü- hüıierseniz mühürleyiniz, insanlar yaptiğı işten vaz- geçmiyorlar" dedı. Kızılıırnak Deltası'nın bulunduğu 19 Mayıs ilçe- sının Yörükler beldesın- de, tüm denetimlere karşın kaçak villa yapılmasının önü alınamıyor. ilçedeki mahkemeler tarafından ka- çak olduğu tespit edilen 50 v ıllanın y ıkılmasına karar verildı. Karar, Yargıtay ta- rafından onaylandı. An- cak. yıkımlara ne zaman başlanacağı kesınlik ka- zanmadı. Yörükler Belediye Baş- kanı İsa Yılmaz. kaçak vıllalannyakılıpyıkılma- yacağı sorularına şu yanı- tı v eriyor: "Aslında kaçak yapılaş- nıa ve kaçak konutlar hak- kında sık sık yasalar deği- şi>or. Olava bir de yapıcı şe- kilde bakmak gerekir. Bu kaçak v illalan y ıkarsak ne kazanırız. İnsanlar bu ko- nutları yapmak için mil- \onlar harcamışlar. Hü- kümet bu konuda kesin ka- rarlı otsa,yasalan sık sık de- ğiştirmezse, ay nca yasala- n herkese uygulasa bu tür konulargündemegelmez." 'Beklemede^' Belediye Başkanı İsa Yılmaz. "Açık konuşmak gerekirse, şu an kaçak vil- lalann y ıkılması için bek- lemedeyiz. Vasalar ne za- man netlik kazanırsa o za- man söz konusu villalaryH kılır. Ama bu demek değil- dir ki kaçak villa vapımı- na i/in veriyoruz. Kesin- likle böy le bir şe> söz konu- su değildir. Ekiplerimizdel- ta üzerinde denetimlerini sürdürüyoriar. Kaçak vil- la vapanlan uyanrken in- şaatlannı da mühürlüyor- lar" dedı. Türk-Yunan işbirliği için sempozyum düzenleniyor Baıışa turistik achmlar İstanbul Haber Senisi-Turizm sek- törünün farklı işkollannı bıraraya top- layan seçkin turizmcilerın kulübü SK.AL. Türk-Yunan banşma katkıda bulunmak amacıy la, Yunan meslektaş- lanyla ortak bir sempozyum düzenlı- yor. İstanbul SKAL Kulübü Başkanı Sa- vaş Gürsel. dün Renaıssance Polat îs- tanbul Otel'de düzenlediği basın top- lantısında. 18 ekim cuma günü Lütfi Kırdar Kongre Merkezi Haliç Salo- nu'nda. Atına SKAL Kulübü üyeleri- nin de katılacağı bir sempozyum ya- pılacağını açıkladı. Kendisi de bir SKAL üyesi olan Turizm Bakanı Ba- hattin Yücel'in konuşmacı olarak ka- tılacağı "Turizmde Türk-Yunan İş- birliği Sempozyumu", u önyargılardan annarak evrensel banşa katkıda bu- lunmayı"amaçlıvor. Gürsel. yaptığı açıklamada. "tu- rizmcilerinsenatosu*" olarak nıteledı- ği SKAL Kulübü'ndebirarayagelen- lenn ortak amacının öncelikle turiz- me gönül vermiş kışilerin arasında; • "Turizmde Türk-Yunan İşbirliği Sempozyumu", "önyargılardan annarak evrensel banşa katkıda bulunmayı "amaçlıyor. banş. hoşgörü ve dostluk anlayışını geliştırmek olduğunu soy ledı. Sempoz- yumun. tunzmde ışbirİığı başlığı al- tındatoplanabilecekbırdizıetkınlığin parçası olduğunu kaydeden Gürsel. buetkinlıklenn ılkadımının Yunanıs- tan ile atilmasının nedeninin, her ıkı ülkenin de aynı bölgede yer almalan ve aynı turist kitlelenne seslenmeleri olarak gösterdı. Yapılacak işbırlığınde her iki tara- fın turizm gelirlerinin yüzde 40 ora- nında artacağını savunan Gürsel. po- lıtık bır etkınlik olmamasına karşılık. polıtık gelışmelerden en çok etkilenen sektörün tunzm olduğuna dikkat çe- kerek ••Bizim gibi sivil kuruluşlaruı iş- birliği uluslararası ilişkilerde yumu- şamayı da beraberinde getirecek. hü- kümetler üzerinde baskı kurarak da- ha doğm karaıiann alınmasına kat- kıda bulunacaktır. Her şeye karşın tu- rizmciler arasında düşmanlık vok" dedi. Daha önce Yunanıstan Seyahat Acenteleri Birliğı (HATTA) ile' Tür- kiye SeyahatAcentelen Birliğı(TÜR- SAB) arasında yapılan işbirliği çalış- malannı daha somut ayaklar üzerine oturtarak geliştirmeyı amaçlayan İs- tanbul SKAL Kulübü Yönetım Kuru- lu Üyesi Süleyman Blum ıse Türk ve Yunan turoperatöriennin Japonya'ya ortak programlar pazarladığını belır- terek şunlan söyledi: -Ortak ekonomik çıkarlar sağlana- bilirse. banş hedefine ulaşmak zor ol- mayacaktır. Hükümetlerin iziediği düs- raanca politikalann aksine. turizm ca- miası ve halklar arasında, bazı fana- tik unsurlar dışında düşmanlıkyoktur." Merkezi İspanya'da bulunan SK.AL Kulübü. kuzey Avrupadillerınde"şe- refe^anlamına geliyor. L'ye olabil- mek ıçin mesleki ust düzey tecrübe ve üyelen v üzde 85 'ınin onayı gerekıy or. Turizm Bakanı Yücel 'Aî Örgütü turizmi olumsuz etkiliyor' SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Türkiye'nin Başındaki Dert! e-posta: tan (a vol. com. tr İstanbul Haber Servisi - Turizm Bakanı Bahatrin Vücel. 1997 yılı için turizm sektörünün önündekı en önemli sorunun. havayollarındakı trafik tıkanıklığı olduğunu beiırterek "Son zamanlarda sık sık mevdana gelen uçağın pisttcn çıkması türünden olaylar da bLa çok kötü etkiliyor" dedı. Bakan Yücel, Lütfi Kırdar Kongre Sarayı'nda Türkiye'ye en çok turist gönderen yabancı tur şırketlerınin Türkiye temsilcılenyle bir toplantı düzenledi. Türkıye'nin yurtdışında daha iyi tanıtılması ıçin izlenecek politikanın tartışıldığı toplantıda aynca, Türkıye'nin yurtdışındakı tanıtımını olumsuz etkileyen faktörler arasında. Lluslararası Af Örgütü'nün Türkıye'deki insan hakları ihlallerini duvurmasının ve Güneydoğu'dakı terör olaylannın yer aldığı vurgulandı. Toplantıda konuşan Turizm Bakanı Yücel. Türkıve'nin tanıtımında sektörle ortak bır stratejı olu^turmak istedıklerıni belırterek "Türkiye'deki en ciddi eksikliğin turizm sezonunun kısa geçmesinden kaynakJandığını biliyor \e bunun uzaması için sektörle işbirliği yapmak isti>oruz"dıye konuştu. Yücel. kumarhanelere ne olacağına ilişkın bir soruyu da.^Önümüzdeki günlerde kumarhane sahipleriyle bugünküne benzer bir toplantı düzenleyerek dünyadaki benzerierinde hangi uygulamalar vapılıyorsa onlan da bu uygulamalara kavuşturacağjz" şeklinde vanıtladı. Ne yıllardı! Türkiye radyolarından verilen ilk 'darbe' bildirisinde, ısraria 'NATO'ya ve CEN- TO'ya bağlıyız'dıyen 27 Mayıs 'hareketini', '/7e- nc/'Türkaydını, 'kurtuluş'sayabiliyordu. Aynen par- lamenter demokrasiye dönüşü. 'sivil toplum'a ge- çış sayabildiği gibi! Şükrân'ın (Kurdakul) Gümüşsuyu'ndaki Ataç Kitabevi'nden çıkmıştık, Taksim'e yürüyoruz. So- ğuk bir kış günü, soğuk ve ıslak, bütün camlar bu- ğu. Ilerici'dostum S., iktıdann askerlerden siville- re devredilmesinı, ciddi cıddi. 'sivil toplum'a ge- çiş sanıyor. Ne diyeceğimı şaşınyorum. Hadi Grams- ci henüz Türkçeye çevrilmemışti, peki ya Marks? 'Siyasi toplum', milletın devlet olarak yapılan- masıdır, 'merkezıyetçı' bir aygıt! Iktıdar ondadır belki ama, hâkımiyetin millete ait olması gerekir; halk. 'uhdesindeki' hâkimiyeti kullanarak. iktidarı değiştirebilir. O kı halkın hâkimiyeti Ifta kalıyor, o ülkede 'siyasi toplum'un emrivâkisinden; ya da, merkeziyetçi bir bürokrasi diktasından sözedilebi- lir: totaliter ülkelerdeki durum budur. 'Sivil toplum'. tam tersine, halkın yönetimini kendi başına örgütlemesi; üstelik bazılannın san- dığı gibi, sadece 'Yardımseverler', 'Mahallı Güzel- leştırme Demeklerı", 'Kadın Haklan Platformu' ve benzerlerini kurup da değıl: sonunda üretımi ve da- ğıtımı. örgütlemeye (özyönetim) kadar götürerek! Anlaştık mû ideal sosyalızm. devletin ('siyasi toplum'un) eri- yip kaybolacağı bır 'sivil toplum' tasarımıdır. Çok mu şaştınız? Demokrasıler, 'Sivil toplum'un 'Siyasi toplum'a etkiliolduğuoranda, 'sahicı'dir. 'Siyasitoplum'un -yâni devletin- el altından ya da açıktan açığa 'si- vil toplumu' kontrol ettiği ülkeler, adı cumhuriyet ya da demokrası de olsa. demokrasi sayılamaz- lar. Türkiye'nin başındaki dert budur. Bürokrasi + burjuvazi... Nerede görülmüş? Her darbeden sonra, kutla- malar. basından, sendikalardan, meslekkuru- luşlarından geliyor. 'Sivil toplum' örgütleri değil mi bunlar? Millet hâkimıyetine darbe ile müdahaleyi kutlamalan ne demek? En azından kınamaları ge- rekmez mi? Üç 'müdahale'nin üçünde de, ülkemiz- de görüntü tersınedir; neden derseniz. bence 'si- vil toplumumuz' gerçekten 'siviJ' toplum sayıla- maz da, ondan! 1946'dan beri. ülkemizde demokrasiye geçış 'siyasi toplum' yâni merkezi otorite tarafından, sü- rekli gözaltında tutulmuştur: o yıllarda bir sendika kurmak, bir gazete çıkarmak. b/r dernek örgütle- mek, ne anlama gelirdı, bunu ancak yaşamış olan- lar bilebilir: 1946 sonrasının ılk sosyalist sendika- lan, bir gecede kapatılıp yok edılerek, 'mes'ulleri derdest edilmış': yerine, 'uzaktan kumandalı' işçı demekleri kurulmuştu; son derecede 'evcil' kuru- luşlardı bunlar: TÜRK/İŞ onların devamı, dolayı- sıyla 'Siyasi toplum'un bir uzantısı idi, askeri mü- dahalelerı kutlaması yadırganır mı? Çoğulculuk neyi değiştirdi? 'Soğuk Savaş', de- mokratik kitle örgütlerinın ('sivil toplum'un) önü- nü kesmek imkânını, zaten sağlamıştı; aşın sağ/aşı- n sol humması, olanca hızıyla sürüyordu; aynca mev- cut partiler, totaliter dönemden 'müdevver' o ikti- dar çekirdeğinin, etki alanından çıkamıyorlardı; ne yapılanmalan demokratikti, ne de iktidar anlayış- ları! O çekirdek -ki fikrimce gizli bir oligarşidir- Tür- kiye'de iktidar denkleminin formülünü veriyor: bü- rokrasi+burjuvazi=iktidar! Anadolu kaplanları... Tepebaşı'ndaki, Lala Kıraathanesi. Incebelli, yaldızlı bardaklardatavşankanı çay; camlarda. şarap rengi gün batımı: bulutlar, ihtişamla akıyor: nereye? Hasan'la (Tannkut) oturmuş. Paris'den getirdi- ğim AJbert Camus'nun ünlü kitabı 'L'Homme Re- volte'nin (Başkaldıran insan) Fransızcası ile uğ- raşıyoruz; henüz Türkçesi yok; lâf lâfı açıyor, ne- redense devrimlerin 'sınıfsal tabanma'takıldık: tar- tışma sırasında, ilk defa Paris'de 'anarşist'dostum Magda'dan işittiğim Sovyet ihtilâli eleştirisini Ha- san'a aktarıyorum; tabii, benim ona dayanarak yaptfğım, Anadolu ihtilâli tahlilini de: "-...Sovyet ihtilâli, proleterya ihtilâli olmak gerekirdi, Rusya'da gelişmiş bir proleterya yok- tu ki; rejimin ünlü sanayi projeksiyonu, önce otu- racağı tabanı, yâni proleteryayı yaratmaya yö- nelikti! Anadolu İhtilâli, ulusal demokratik bur- juva ihtilâli olmak gerekirdi, Türkiye'de burju- vazi yoktu; yaşadığımız karmaşık dram, belki de rejimin 'tabam'nı yâni burjuvazisini yetiştir- meye çalışması!.." O kuşaktan çoğu komünist gibi Hasan da 'pa- şazade' idi: yanılmıyorsam dedesi, 'Girit'li birOs- manlı paşasıdır; bu yüzden, onun yetiştiği ortam, istanbul'un komprador burjuvazisi ortamı; cevap olarak bana diyor ki: "-...Meşrutiyet burjuvasi, ya levanten ya ec- nebidir, ister istemez padişahçı: Kurtuluş'u mü- teakip yerini Rumeli'den (Selânik) gelen müs- lüman, biraz da musevi 'yerlilere' bırakmıştı; An- kara, bu nüveden milli burjuvazi üretmeye ça- balryor, hem de serada yetiştirir gibi himaye ede- rek; halbuki çok zor çünkü bunlar hem alafran- gadır, hem de çokluk 'mason'; Anadolu'ya, ye- rini aldıkları ecnebi tüccar gibi bakaıiar..." O bürokrasi ile o burjuvazi, totaliter dönemin ik- tidar çekirdeğinı oluşturacaktı; yeni 'taşralı've 'mu- hafazakâr'b'u Anadolu burjuvazisi meydana çıkın- caya kadar; bıldiğiniz gibi. bu yeni burjuvazinin bir adı da, 'Anadolu Kaplanlan', iktidann çekirdeğin- de değişiklik isteyen onlar. yâni Refah Partisi'nin 'içerdekı' destekçilerı. http.// www. vol. com. tr/ A İLHAN http://www.ada.com.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear