25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 EKİM1996SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Ankara'daki ekonomi yönetimi "hayali paketlerle" zaman yitirince, "bölgesel kalkınma hamlesi" başladı Valîler de kaynak peşîne düştii• Ankara'dan umudunu kesen valilikler İl Özel İdare'ye ait mülkleri satarak altyapı çalışmalanna kaynak buluyorlar. Bazı valiler. sağladıklan kaynakla, illerinde özel sektöre ait yanm kalmış tesislere de ortak olarak. üretime ve istihdama katkı sağlamaya çalışıyorlar. NURTEN YALÇIN Ankara siyası ıstıkrarsızlık ortamında hayali kaynak paketleriyle oyalanırken. iller \alilen öncülüğünde "kendi kendilerine kalkınmanın" çarelerini anyorlar. Bütçeden özellikle Doğu \e G.Doğu Anadolu ıllerine ayrılan payın son derece kısıtlı olması ve bu paranın büyük bır kısmının terörle mücadele için kuİlanılması gibi sebeplerle yıllarca elektrik. su. yol gıbi altyapı sorunlannın çığ gibi büyüdüğü bu illerde. valilikler İl Özel ldaresi'ne ait küçük işletmeleri ve termınal. işhanı. otel gibi yerleri elden çıkararak. illennin kaîkınması içın kaynak yaratıyoriar. Son iki yıldır yaygınlaşan uygulamada. bazı valiîiklerin satışlardan elde ettikleri gelirlerle çeşitli sebeplerle yapımı yanm kalmış özel tesislere ortak oldukları gözleniyor. 19% yılında toplam hedeflerinin 210 milyar liralık satış gerçekleştirmek olduğunu belırten Gaziantep V'alisı Muammer Güler, İl Özel ldaresi'ne ait olan \erlerin satışından şu ana kadar 60 milyar liralık kaynak yarattıklarını sö> ledi. Özel Idare'ye ait işyerlerinin dığer özel işletmelerle rekabet edemediklermı. vergı kaçırmadıklarını. sigortadan kaçmadıklanm söyleyen Yali Güler "Çalışanların sendika ve sos>al haklarının saklı kalması şartıyla bu yerlerin satışının gerçekleşmesini istiyoruz. Bu amac, çerçevesinde ilk etapta Islahiye'deki İSTl K Tuğla Fabrikasım satacağız. V ine lslahiye'de 1200 tonluk soğuk hava deposunu da kısa bir süre çalıştırıp satacağız. Kazanacağımız paralarla >ol yapacağız. kırmızıbiber işleme teşisi vapacağız" dedi. Yüzde 98ı \'an Özel Idaresi'ne ait. \ılda 150 bin battanıve üretim kapasiteh ve 150 kişılik ıstıhdamı olan Van Yün'ün özel sektöre de\ri ıçin taaliyetlerde bulunan Van Yalisi Abdülkadir Sarı şirketin yüzde 49'unu özelleştinnek istediklerini belırtti. Bir kişınin en fazla yüzde 5'lik hisse alabıleceğini belirten San "Van Yün'ün satışından sonra Van Siil'ün özelleştirilmesine de öna>ak olacağız" dedi. Adıyaman ıline bağlı köylerden yüzde 80"inin halen ıçme suyundan yoksun olduğunu söyleyen Adıyaman \alisi Kadir Çalışıcı Ankara'dan gelen kaynakla kalkınmanın ve ıhtıyaçlan gıdermenin mümkün olmadığını belinerek Gölbaşı Alabalık Tesisleri, Kösecelı Fındık Isjeme TesUeri gibi yerleri bır an önce elden çıkartmak istediklerini ifade etti. Mart ayı sonunda 54 milyar liraya Özel Idare'ye ait Niğde Meyve Su \e Gıda Sanayii AŞ'yi özelleştiren Nigde Valisi Adil Yazar hedeflerinin bu tür işletmelerin hızlı bir şekilde satışını gerçekleştirmek olduğunu belirtti. Yazar kısa bir süre içerisinde patates işjeme tesisini de özelleştirmeyi istediklerini ifade etti \e "Nığde'de özel idareve ait terminal, benzinlik. E\im Oteİ, soğuk hava deposu. Bor Kavabaşı Gazino \e Park Tesisleri ve Çiftehan kaplıcalarınn satışıyla ilimize kaynak yaratacağız" dedi. Adının açıklanmasını istemeyen bir vali ise, merkezdeki kötü yönetim nedeniyle bu bıçimde yerınden yönetimin ağırlık kazanacağını savundu. 1997 başından iîibaren askeri malzeme alımında ISO 9000 ve Aqap belgeleri şarî koşulacak Ordu sanayiciden kaliteli mal istiyor Stinger fiizeleri, Roketsan'ı kâra uçurdu SEDAOĞLZ Sanayici ve işadamlanyla bu yılın başında sürpriz buluşma gerçekleştırerek. Türk Silahlı Kuvvetleri'nın (TSK) ihtıyacı olan askeri malzemenin alımında yerh sanayiye öncelik \erilmesi projelerini aktaran komutanlar. geçen hafta Ankara'da yapıİan bir toplantıyla da. 1997yılından itibaren'lSO 9000 \e Aqap belgelerinin şart koşulacagını bildirdiler. Milli Savunma Bakanlığı Teknik Hizmetler Daire Ba^kantığı'nda firma temsilcilenne verilen brifing'den sonra. yılsonuna kadar sektörler bazında düzenlenecek toplantılarla. üreticı firmalardan gelen öneriler değerlendirilerek konuya son ^ekli \erilecek. Ordu GB'ye uyuyor Türkiye'nin Avrupa'yia gerçekleştirdiğî gümrük bırlıği çerçevesinde. Türk Silahlı Kmetlen de Avrupa Birliğı ve NATO'nun kalite standartlanm uygulama karan aldı. Halen. TSK'nin malzeme alımlannda Türk Standartlan Enstitüsü kalitesine baglı oiarak teknik şartnamenin uygulandığını. 1997 yılından itibaren ise Avrupa standartlanna geçileceğinı kaydeden Istanbul Iç Tedarik Bölge Müdürü K.ıdeniH Albay Rasim Yaz "A\rupa'yla gümrük birliğine giden Türki\e, Avrupa Birliği'nin de ü>esi olma volunda. Silahlı Kuvvetler'in dünyanın gelişmiş ülkeler düzevinde modernleştirilmesi çerçevesinde geçilecek olan yeni uygulama, sadece yerli üretici firmalar için değil. ordunun yurtdışından malzeme alımları için de zorunlu olacak" dedi. Söz konusu toplantıya katılan firmalardan Timpateks'in Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Timur ise. TSK'nın yenı standartlarla tanktan tüfeğe. giyım- kuşamdan ayakkabıya kadar A\rupa Birlıği \e NATO ülkelerıyle aynı kalite-standartlarda mal alımı yapacağını kaydetti. Yılmaz Timur. Milli Savunma Bakanlıgı'nın ISO 9000 kalite teminatı belgesine ek olarak şart koşacağı Aqap sistemının. malzemelerin ambalajında ana malzemenin. üretıldıği ülke fabrikasının. ürün özelliklerinin kodlandınlmasını kapsadığını kaydetti. Timur, TSK'nin daha sonra çev reye uygunluk standardı olan ECO belgesini de arayacağını belirtti. Orduda kalitenin yükseltilmesiyle ilgilı çahşmalarının temel anıacının. ordunun kendine yeterliğinı sağlamay a dönük olduğunu ifade eden Yılmaz Timur, "Amerika'nın Kıbrıs ' " ' harekâtında Türkive'ye ambargo uvgulaması. savunma sanayiinde yerli üreticilerin önemini ortava çıkardı. Milli Savunma Bakanlığı, >erli üretime \e kaliteye ağırlık vererek, kendi piyasasını oluşturmayı amaçlıyor" diye konuştu. Timur. TSK'nin hazırgiyim ihtiyaçlannı karşılayan "dikimevleri"nin özelleştirilmesinin planlandığını bildirdi. Stinger füzeleri Roket- san'ı kâr Lluslararası de\lerın çarpıştıgı silah sanayiinde. artık Türk şirketleri de rekor kazançlara ulaşmaya başladılar. Istanbul Sanayi Odası'nın geçen hafta açıkladığı Türkiye'nin 500 Büyük Sanavi Kuruluşunu izleyen 250 Büyük Sana\i Kuruluıju aras.tırmasında. 888.7 milyar liralık cırosunun da üzerine çıkarak. 959 milvar lira kar elde etmesı> le dikkat çeken Roketsan'ı, kâr sampıvonluğuna ürettıği Sunger füzeleri tas,ıdı. Sermaşesinın yüzde 55i özel sektör holdingleri STFA. Kutluta^ ve Kale Holdinge: vüzde 45 kamu hissesi ise Türk Silahlı Kuwetleri Giiçlendimıe \akfı. Makina Kımya Endüstrisi ıle Aselsan'a ait olan Roketsan Roket Sanayii. geçen yıl dünya silah sanayii devi Almanya'ya 857.7 milyar liralık Stinger füzesi ihraç ederek. 250 büyük sanayi kııruluş.u arasında kâr rekonmenı oldu. Stinger füzeleri üretimine dayanan NATO konsorsıyumu içinde yeralan tanıanıı Türk sermayeli Roketsan'ın. geçen \ılkı kârının ağırlıklı olarak Almanva'va füze ıhracatından kaynaklandığını kaydeden Roketsan Genel Müdür Yardımcısı Fahri L'zunefe, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için sadece çeşitli menzıllerde topçu roketleri de ürettıklerini bildirdi. Lzunefe. TSK'yae yönelık stinger füzeleri. akıllı roketler. bombalardan oluşan üretim yelpazesinı genişleteceklerini ve önümüzdeki dönemde bilançolannda yurtiçı satışlann da ağırlık kazanacağını söyledı. Ankara merkezlı Roketsan'ın faaliyetlerinin roket. füze dışında: proje üretimine de dayandığını ve bu çerçevede son olarak NATO çerçevesindeki iki uluslarararası konsorsıyumun teknolojt geltştirme projesinin ana müteahhitliğini üstlendıklerini kjydeden Fahri Lzunefe "250 Büyük Sanavi kuruluşu araştırmasında. bizden üretimden satışlar rakamı istendi. Proje üretimi. teknoloji ihracından elde ettiğimiz gelirleri, üretimden satış rakamlarına dahil edemedik. Araştırma geliştirme projeleri gelirleri de dahil edildiğinde. kârlılığımız trilyon düzeyini aşmaktadır" diye konuştu. '2 otomobfle karşıhk 1 işçi çıkarıhr'BÜLENTSARIOĞLL ANKARA-Otomoti\ sanayicilerı. be- delsiz otomobıl ıthalatına ilişkin kararna- me üzerinde anlaştıklarını belirten Baş- bakan Necmettin Erbakan ı. kendilerini "avutmakla" suçladılar. Hükümet. bedel- siz otomobil kararnamesinin imzalanma- ması durumunda. Çankaya Köşkü'nün onayını gerektırmeyen "eski bedelsiz it- halat rejimine ek" yapmayı planlarken. sanayiciler. hesaplanna göre, ıthal edıle- cek her 2 otomobıle karşı 1 ışçinin çıka- nlması gerekecegini belirttiler. Hükümet. Cumhurbaşkanı Sükyman Demirel'ın 10 maddelik mektupla uyarı- da bulunduğu bedelsiz otomobıl kararna- mesi üzerinde henüz değişiklik yapmadı. Başbakan Erbakan \e kararname üze- rinde çalışan RPli TBMM Plan Bütçe Ko- mısyonıı Başkanı Ertan ^'ülek'ın açıkla- malan. kararnamenin değıştinlmemesi ko- nusunda ısrarlı olunacağı mesajını verdi. Ancak. Demirel'in. karamamey ı bu haliyle ınızalamayacağı yönündeki görüşünü ge- çen hafta yaptığı görüşmede Erbakan'a ılettiği öğrenildi. Hükümetın RP kanadı. kararnamenin geri çe\ rılme v ey a bekletil- me olasılığına karşı Çankaya Köşkü'nü "by-pass" planını yedeğine aldı. RP'lile- rin. bedelsiz ithalat rejimine ilişkin eskı ka- rarnameye ek yapılacağı \e böylece De- mirel'in onayı gerekmeden yeni uygula- manın y ürürlüğe gıreceği yönünde bir for- mül üzerinde çalıştıklan da öğrenildi. Erbakan'ın geçen hafta görüştüğü oto- motiv sanayicileri. mevcut bedelsiz itha- lat rejiminin değişikliğe gidilmeden sür- dürülmesini isteyen ve öngörülen uygula- manınzararlannı içeren lOsayfalıkbirra- poru Başbakanlıga ilettiler. Otomotiv yet- kili satıcısı MüfitMuttu. Başbakan'la3.5 saat görüşmelerınde en azından bazı ko- nularda Başbakan'ı ikna ettikleri yönün- deki görüşlerinde yanıldıklannı söyledi. tŞÇINİN EVRENÎNDEN ŞÜKRAN SONER Yok mu Hesap Soracak? Radıkal dincilerin, şeriatçıların, ışleri nerelere kadar vardırabıleceklerinın bir yenı. ınsanlık dışı ömeği Afga- nistan'da yaşanıyor. Birleşmiş Milletler korumasındaki eski Devlet Baş- kanı Necibullah ve kardeşinin cesetleri günlerdir elekt- rik direğıne asılı duruyor. Birleşmiş Milletler. olayı kına- yan bir açıklama ile yetınıp, Afganıstan'da olup bıten- lere başkalarının müdahale etmemesi, ıç işlerı sorunu olduğu uyansını yineleyip duruyor. Kadınlara meydan dayağı atan. sokağa çıkmalarını, okumalarını, çalışmalarını yasaklayan, ama afyon tica- retıni serbest bırakan Talebanlara, Pakıstan doğrudan. ABD ses çıkarmayarak dolaylı destek veriyor. Ne de olsa Taleban. başta ABD ve Afganıstan'la ya- kından ılgiii şeriatçı ülkelerin yarattıkları bir canavar. Rus egemenliğini kırmak üzere uzun yıllar her tür des- tek verilen şeriatçı güçlerden ortaya çıkan ürün bu. Batt'ntn çıkarlanna bir zarargelmedikçe, Afganistcin'da insan hakları ıhlallerinin. canavarlığın akıl almaz boyu- tuna belli ki seyircı kalınacak. ABD'nın, sonuç olarak sözünden çıkamayan AB'nin, BM'nin Körfez Savaşı'na neden olan tavırları ile tam ter- si politikaları, çifte standardı, ıkiyüzlülükleri bır kez da- ha sergıliyor. Çok daha önemlısı, sadece süper ülke ve şirketlerin çıkartan temeline oturmuş gtoballeşmenin hort- lattığı ilkel sömürü düzenı ırkçı, mikro milliyetçi. aşiret- çt, dınci, tarikatçi, mafyacı. vurguncu, talancı.. geri ör- gütlenmelerde, çağ dışına kayışın, gerıye gıdışin sonu- nun gelmeyeceğini de sergıliyor. Geçen hafta da, ytllann çabasıyla Israil ile Filistın ara- sında sağlanabilmiş barış çığnenmış, Yahudı fanatiz- mine feda edilerek, sokak çatışmalar hortlatılmıştı. In- sanlık, banş adına bır küçük. ama önemli umut ışığı, banştan yana Yahudilerın sonunda ayaklanıp sokağa dökülmeleri. Yahudi fanatızmıne karşı tünel kazılması- nın durdurulmasını tstemeleri. • • • Afganıstan'da, Filistın'de olup bıtenler bize çok uzak- mış gibi geliyor. Oysa ne kadar uzak gözüküyorsa, de- ğışik boyutları ile o kadar yakın. Kimıleri. iktidardaki Refah'ın şeriatçı kimliğinden sıy- rılıp giderek demokratikleşeceğı, düzene uyum sağla- yacağı inancı. umudu ıçındeyaşıyor. Çıkmayan canda umut varsa da gören göz içın gelişmeler hiç de ışıklı, umutlu değıl. Refah'ın sozcülennin sadece Afganıstan'da olup bi- tenlere ilişkin açıklamaları bıle ürkutücü. Gazetelerin, köşe yazarlarıntn Afganıstan'da Taleban örgütünün vahşetine karşı çıkışlarına ıçerleyen RP sözcüleri. 'Türk basını, Afganistan olayında Müslüman olmayanlardan daha olumsuz çızgide" eleştırisini yaptılar. Zaten Erbakan da ınsan hakları, demokrasıden na- sibinı almamış, terörıst eğilimlı ne kadar ülke ve örgüt varsa, ctmbızla ayıklar gibi buluyor, görüşmek, dış ge- zıye çıkmak üzere onlan seçıp, ıhşkılerı güçlendırme ça- basına giriyor. Adım adım. alıştınla alıştınla. Türkıye'de yaşam bıçımi, uluslararası ilişkiler. her şey btr başka çız- giye kaydırılıyor. • • • Önceki gece Fatih Altaylı'nın "Teke Tek" progra- mını ızlememişolabılirsıniz. Refahlı Ankara Beledıye Baş- kanı Melih Gökçek'in kirlı çamaşırları, marifetlerı bır bir ortaya döküldü. Tabii Başta Ankara Belediye Mec- lisi üyesı Muzaffer Saraç gıbi görev ve sorumluluğu- nu bılen, yüreklı bır avuç ınsanın çabalarıyla. Gökçek'le uğraşmak öyle kolay degıl. Kendısı ıle uğ- raşan beledıye meclıs üyelerı ve gazetecılerın başları- na birtakım ışler geliyor. Önce uyarı, sonra tehdıt, son- rasında her yol geçerlı. Saraç'ın dığer beledıye meclı- si üyelerinın, gazetecilerin nasıl susturulmak ıstendık- lerıni, hepsi de yasadışı suç çirkınlikleri, somut, ayrın- tılı, tabıı bırkaç örnek ve olayla sınırlı öğrendık. Kaim- bilir korkup susanlar arasında daha ne olaylar var? Saraç'ın açıkladığı Ankara Beledıyesi'ndekı yasal ol- mayan, hakstz, adam, partili kayırma, çıkara yönelik, yolsuzluk, vurgun içeren sayısız dosyası arasında ben- ce asıl küçük küçük gıbi görünenleri çarpıcı ve önem- li idi. Örneğin bır sokağın, ıkı sokağın temızliğıni, asga- ri ücretlı bır, ya da ıkı ışçı çalıştırarak almayı üstlenmış, partili taşeron şırketlere ödenen milyarlar. Allah ve hak- tan, dürüstlükten yola çıkmış bir sıyasal yapılaşmanın, gerçek kimliğı, çıkar ilişkilenni göstermesı açısından cid- dı örnekleri oluşturuyor. Kımbilir bütün beledıyeler ve ıktidar kadrolaşması, kurumlaşması boyutunda bunlardan ne kadar çok, sa- yısız örnek vardır. Namuslu, sorumlu beledıye mecli- si üyelerı. müfettişler, ellerine haber geldiğinde kork- mayan gazeteciler ve tabıı kı asıl kavgayı vermesı ge- reken örgütler. sivıl toplum örgütlerı. sendıkalar, sıyasi partiler, bu gıdışe "dur" dıyecekler neredeler? ÇİFTÇI DOSTU / SADLLLAH USUMI Atatürk'ün kemüderi sızhyor!.. A tatürk'ün eksik kullanılan bir ko- nuşmaşı, geçen gün KÖY-KOOP Trakya Birliği'nin Pınarhi- sar'da düzenlenen bir top- lantısındatam olarak açıklı- ğa kavuştu. KÖY-KOOP Kırklareli örgütünün hazırla- dığı raporda Atatürk'ün Türk köylüsü için söylediği sözler aynenşöyleydi: "Türkiye'nin gerçek koruyucusu ve efen- disi, gerçek ûreticı olan köy- lüdür. Baylar... diyebilirimki bugünkü yıkım ve yoksullu- ğumuzun tek nedeni bu ger- çeğı göremeyişimizdir. Ger- çekten, yedi yüzyıldan beri dünyanın dört bir köşesine _ . . . . . »»*••_.,•• • göndererek kanlarmıakıttı- ıa''imda nereye bakarsanız bakınız Ataturk un elını ve ızını gorursunuz. ğımız, kanlannı yabancı toprakla- nnda bıraktığımtz ve yediyüzyıldan beri emeklerini ellerinden alıp ge- reksizyere harcadığımız, buna kar- şıhk sürekli olarak aşağıladığımız, küçük gördüğümüz, bunca esirge- mezlik ve bağışlamalanna karşıhk iyilik bilmezlik, sıkılmazhk ve zorba- lıkla uşak düzeyine indirmek istedi- ğimiz bu soylu koruyucunun önün- de bugün utançla ve saygıyla ken- dimizi toplayalım..." Mesaj çok açıktı. Atatürk daha Cumhuriyet kurulmadan önce Türk ekonornisini şekillendirmeye çalışı- yordu. Bu sözleri ile 1922 yılına ka- dar Osmanlı döneminde Türk köy- lüsüne yapılan haksızlıkları dile ge- tiriyor ve sömürüsüz, vurgunsuz yeni bir devir açılacağını belirtmek istiyordu. Nitekim, Atatürk bugünkü bazı politikacılargibi sadece söylemek- le kalmadı, Türkiye'nin yoksulluk- tan döküldüğü yıllarda bile çiftçinin elinden tuttu ve onun sömürülme- sini önleyecek kuruluşlan yaratma- ya çalıştı. Türkiye'nin şu anda en bü- yük tarım satış kooperatiflerinden biri olan Tariş'in temelini daha 1934 yılında attı. Diğer kooperatifler de zaman içinde kuruldu. Tarımda nereye bakarsanız ba- kınız Atatürk'ün elini ve izini görür- sünüz. Hemen her ürünün yetiş- mesinde ve gelişmesinde onun emeği ve desteği vardır. O yoksul yıllarda bile Avrupa'dan tarım uz- manları getirterek yeni teknolojile- ri Türkiye'ye taşımaya çalıştı. Ankara'da orman çiftliğinin ku- rulması, traktör üstünde ve tarlalar- da köylülerie el ele çekilen fotoğ- raflar, Atatürk'ün tanma ve köylü- ye verdiği değerin bir göstergesiy- di. Bu tutumu ile devlet kadroları- na talimat vermeye çalışıyordu. Atatürk böylece Türk tarımının kaderini değiştirdi. 1922 yılında başlayan ve 1930'lu yıllarda belir- gin hale gelen gelişmeler 1980 yı- lına kadar sürdü... 1930 ile 1980 ara- sında yönetime gelen bütün lider- lerin tanma katkısı oldu. Özellikle 1970 yılından sonra gerek tarım, gerekse hayvancılık dünya ülkele- rini kıskandıracak kadar ilerledi... Ancak. 1980 yılında yapılan 12 Eylül darbesinin ardından Türk çift- çisi kendisini birden bire Osmanlı döneminde yaşanan uygulamala- rın içinde buldu. Afrika ve Asya ül- kelerinde bile artık kalmayan "sö- mürü düzeni" yeniden Türkiye'de hortlatıldı. Bu utanç verici, insanlık dışı uygulamalara da yenilik süsü verebilmek için "özelleştirme hare- keti" denildi. Halbuki, bu hareket bir yenilik değil, tam tersine bir tuzak- tı, gericilikti. Osmanlı dönemine dö- nüştü. Kökü Afrika ve Asya ülkele- rinde bile kazınan sömürü ve vur- gun sistemini yeniden Türkiye'ye getirme hareketiydi... Nitekim öyle de oldu! Şimdi Tür- kiye hem içeriden hem dışandan sömürülüyor. Ne yazık ki hükümet- lerimizin uyguladığı yanlış politika- lar, her geçen yıl sömürü çarklannı biraz daha güçlendirıyor. Başarılı bir geçmişi olan tanm kesimimizi, sö- mürü çarkının dişlileri arasına tes- lim ettiğimiz için şekeri. buğdayı, mısırı. bitkisel yağlan. tütünü, siga- rayı, eti. sütü, tereyağını, muzu ve balığı artık ithal etmek zorunda ka- lıyoruz. Kendi çiftçimızden esirge- diğimız yüzlerce trilyon lirayı yaban- cı ülkelerin çiftçilerine ikram ediyo- ruz. Kendi ülkemizi ve çiftçimizi ba- tınrken başka ülkelerin ekonomisi- ni kalkındırıyoruz. Sahte Atatürkçüler Atatürk'ün Türk köylüsü için söy- ledikleri aslında tarım devriminin ilk işaretleriydi. Hepsi siren emirdi... 1980 yılından sonra işbaşına gelen bazı sahte Atatürkçüler 1922 yılın- da başlatılan tarım devrimi- nin ilkelerini tam tersine çe- virdiler. Atatürk'e ıhanet et- tiler... Türk çiftçisini çökert- tiler... Bu arada. özelleştir- me adı altında Türk çiftçisi- ni somürüye karşı koruyan ta- rımsal KİT'ler haraç-mezat satıldı... Tarım satış koope- ratifleri de etkisiz hale geti- rildi... Şimdi tam bir soygun dü- zeni yaşıyoruz... Eğer, Atatürkçü bir anla- yış Türkiye'ye egemen ol- saydı, tarımsal KİT'ler belkı gene devletin elinde kalma- yacaktı, ama özel sektöre de satılmayacaktı. Tüm Batılı ülkelerde oldu- ğu gibi, asıl sahibi olan üre- ticilere verilecekti. Örneğin, SEK, Et ve Balık Kurumu ve yem sanayii et ve süt üreticilerinin hem detüketi- cinin sömürülmesi dönemi tama- men kapatılmış olacaktı... Atatürk'ün büyüklüğü görüşle- rinin hiç eskimemesidir. 1922 yılın- da Türk tanmı ve köylüsü için söy- ledikleri hâlâ geçerliliğini korumak- tadır. Cumhuriyetin kuruluşundan 60 ila 70 yıl sonra iktidara gelen hükü- metlerinTürktanmını Osmanlı dö- nemi uygulamaları içine ittiğini, üre- tici ve tüketicilerin yeniden sömü- rülmeye başlandığını bir ileten ol- sa Atatürk'ün kemikleri mutlaka sızlayacaktır...Buna karşıhk Türki- ye'de sömürü çarklannı kırabilmek içın hertürlü güçlüklere karşı savaş vererek, halk hareketini başarıya doğru götüren KÖY-KOOP gibi bir- liklerin varlığı ise Atatürk'e yattığı yer- de huzur verecektır... KÖY-KOOP Kırklareli Birliği'nin 20. kuruluşyıldönümü Pınarhisar'ın Poyralı Köyü'nde. yeni yapılan te- sislerinde bu duygular içinde kut- landı. Birlik Başkanı Erdoğan Kan- türer binden fazla ortağına ve davet- lilere her türlü güçlüğe rağmen kooperatifin ulaştığı başarılı çizgiyi anlattı... •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear