25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 29 OCAK 1996PAZARTESİ HABERLER CHP'de seçim songulaması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHPAnkaraİl Danışma Kurulu toplantısında. 24 Aralık seçimlerini değerlendiren partililer. seçimlerde alınan venilginin nedenleri belirlenerek. yeni politikalarüretilmesi gerektiğinı \urguladılar. Diin gerçekleştirilen toplantıda. CHPAnkarall Başkanı Havdar Doğan. olası bir koalisvon hükümetine ortak olması durumunda. ilk seçimlerde CHP'nin kapısına kilit vurulacağını savundu. CHP'nin giderek hedef kitlesınden uzaklaştığmı \urgulayan Doğan. seçimlerde alınan ycnilginın nedenleri belırlenerek. >eni politikalar üretilmesi gerektiğini kavdetti. YSK Başkam'na Demirerden ödül • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Cumhurbaşkanı Süleynıan Dcmirel. 24 Aralık seçimlerinde YSK'nin gösterdiği üstün çahşma gavretı nedeniyle Başkan Nifıat Yavuz'u ödüllendirdi. Demirel. görev süresi bittiği için geçen günlerde kendisini zivaret eden YSK Başkanı Yavuz"a. "onur plaketi" \erdi. Demirel'in. Ya\uz'a övgü dolu sözler söyleyerek "Bütiin seçimlerde olduğu gibi 24 Aralık seçimleri sıra.sında da gösterdiğiııiz üstün çalışma ve performansınızla. ülkemiz İıer zaman büvük demokrası sına\ lan vermiştir.,Siz. 24 Aralık'ın onurusunuz" dediği öğrenildi. Özteke yeniden başkan • KONVA (Cumhuriyet) - Konya Gazeteciler Dernegi'nin olağan genel kurul toplantısında başkanlığa yeniden L'ğur Özteke getirildi. İOI üyenin oy kullandığı genel kurulda Uğuı Özteke'nin listesi 70 ovla seçildi. Derneğin yeni yönetim kurulu şu işimlerden oluştıı: L'gur Özteke. Sabit Horasan. Recep Çınar. Ahmet Eser. Faruk Tolgay. Adetn Demirsov. Metin Oralöz, Ethem Öyken. Ali Sait Öğe ve Nimet Koyuncu. Uyuştupucu trafiği • İSTANBUL(AA)- Emnivet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık Istihbarat Hareket Daire Başkanlığı'nca hazırlanan ve " Dünya Uyuşturucu Trafiği" nin ele alındığı raporda. terorizmin uyuşturucu madde kaçakçılığını bir ""finans kapısı" olarak gördüğü vurgulandı. Rapora göre. "AÎtın Hilal Bölgesi" olarak adlandınlan Afganistan. Pakistan \e jran'ın müşterek sınırlan bov unca uv uşturucu madde üretimi voğun olarak gerçekleştiriliyor. Önemli bir kısmı Avrupa ve Kuzey Amerıka bölgelerine sevkıvatta kullanılan ve Türkive üzerinden geçen güzergâh ise "Balkan Volu" olarak adlandmlıyor. Gazeteci Şölen, toprağa vepildi • ADA.NA (Cumhuriyet Bürosu)-Geçirdiği rahatsızlık sonucu önceki gün yaşamını yitiren Çukurova Gazeteciler Cemiyeti kuruculanndan. Sürekli Basın Kartı >ahibi Refik Şölen'in cenazesi. Adana'da düzenlenen törenle toprağa \erildi. Çukurova Gazeteciler Cemiyeti önünde düzenlenen törene. Refik Şölen'in ailesi. Yali Vekili Sami Durukan. büyükşehir ve merkez ilçe belediyeleri yetkilileri. sivasi parti temsilcileri \e basın mensuplan katıldı. DYP'de göpevden almmalar • SAFRANBOLl (Cumhuriyet)-DYP Karabük Iİ Yönetim Kurulu ile Merkez. Yenice\e Safranbolu ilçe vönetim kurullan görevd'en alınarak yerlerine veni yönetimler jet hızıyla atandı. Karabük il başkanlığuıa Dr. Ibrahim Koruklar. merkez ilçe başkanlığına işadamı Fethı L'slu. Yenice ilçe başkanlığma Ibrahim Tellioğlu \e Safranbolu ilçe başkanlığına gazeteci- vazar Ünsal Tunçözgür getirildi. Korucu karakollan tartışması sürüyor. İP, kökten kaldınlmasını savunuyor: Aşiret hukuku egemenliğiANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Güneydoğıfda PKK'ye karşı yürütülen operasyonlarda. güvenlik güçlerine emir- komuta zinciri ıçinde bağlı olarak görev vapan korucuların karayolu güvenliğini sağlamak anıacıyla kurdukları karakollar tartışmalara neden oldu. Askeri kaynaklar. korucu karakollannın yeni bir statüve sahip olmadığını belirterek "Korucular, görevlerini köylerinde bekleyerek değil; kövlerin 5-6 kilometre dışında oluşturdukJan noktalarda yapıyoriar" dediler. İşçi Partisi (İP) Genel Sekreteri Mehmet Bedri Gültekin ise uvgulamayla aşiret hukukunun anayollara egemen olduğunu sav unarak "Çozünı. korucu karakollan kurmak değil; koruculuğu kaldırmaktan geçivor" görüşünü dile getirdi. Güneydoğu'da, karayollannın gü\enliğini sağlamak. şüpheli araçları kontrol etmek • Askeri kaynaklar. korucu karakollannın özel bir statüye sahip olmadığını belirterek. korucuların karayolu güvenliği için görev lerini köylerinde kalarak değil. 5-6 kilometre uzakta yaptıklarını söyledi. ve yollarda zor durumda kalan araçlara yardımcı olmak amacıyla 23 dolayında korucu karakolu kuruldu. Dıyarbakır ile ilçelerıııi birbirine baglayan karayolları ve Diyarbakır-Şanlıurta karayolunda oluşturulan karakollarda nöbet tutan korııcular. bağlı bulundııklan merkez komutanlıklarına. düzenli rapor veriyorlar. Korucuların kendi olanaklarıyla oluşturdukları karakollarda. gruplar halinde nöbet tutulduğu bildirildi Askeri kaynaklar. Günevdoğu'da koruculıığun kurumsallaştığını belirterek sözleşmeli olarak çalışan köy korucularının. emir-komuta zinciri içinde güvenlik güçlerine bağlı olarak çalıştıklarını bildııdiler. Kavnaklar, korucu karakollannın f'arklı bir statüsünün bulunmadığını kaydederek "Korucular görev lerini kö> lerinde bekleyerek değil de kö> lerin 5-6 kilometre dışında kendi kurdukları ooktalarda vapıvorlar" görüşünü dile getirdiler. Askeri kavnaklar. korucu savısının arttırılarak Hatav ve diğer -.tratejık öııenıe sahip bölgelere kaydırılacnğı yolundaki savlarııı anınisatılması üzerine de "^eterince korucu kadrosu var. Sayı arttırma ve\a bir başka bölgeve korucu kaydırma gibi bir durum söz konusu değil" dediler. İP Genel Sekreteri Mehmet Bedri Gültekin de Güneydoğu'da yol denetiminin. korucu karakollanna bırakılmasının, aşiret hukukunun anayollara egemen olması anlamına geldiğini belirterek "Bu uvgulamaavnı zamanda. bugüne kadar izlenen şiddef politikalarının iflasınııı itirafidır" dedi. Koruculuk politikasının Güneydoğu'daki feodal ilişkileri canlandırdığını savunan Gültekin. "Ortaçağ hukuku. vaşamın her alanında daha fazla geçerli hale gekli. \o\ kesme, adam öldürme, tehdit, gasp ve sovgun gibi yasadışı işler, koruculuk kurumunun vazgec.ilmez parçaları haline geldi" diye konuştu. Iktidann. bu uygulamayla her türlü ya.sadışı uygulamanın kapısını açtığını öne süren Gültekin. "Çözüme katkıda bulunacak politika. anavollara korucu karakollan kurmaktan değil: komculuğun tamamcn kaldırılmasından geçiyor"dedi. Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe, dilenen özürleri kabul etmiyor 'Oğlumun katillerini bulun'• Göktepe'nin anısına bugün Basın Müzesi'nde "Ben Metin Göktepe, Gazeteciyim" başlıkh fotoğraf sergisi açılacak. İSTANBUL (AA) - Ev rensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe. oğlunu öldürenlerin cezalandınlmasını isteyerek. "Dilenen özürleri. katiller cezalandınlıncava kadar kabul etmivorum" dedi. Göktepe'nin anısına arkadaşlan bugün Basın Müzesi'nde. ~Ben Metin Göktepe, Gazeteciyim" başlıklı fotoğraf sergisi açacaklar. Fadime Göktepe. acılannın. oğlunun katilleri cezalandınldığı takdirde bırparça azalacağını ifade ederek Metin Göktepe'nin ölümüne neden oldııgu iddia edilen polislerin açığa alınmasını "umut verici bir gelişme" olarak değerlendirdi. Fadime Göktepe. "Ben devletin oğlumun katillerini cezalandıracağına inanmak istivorum" diye konuştu. Oğlunun çok sevdiği "gazeteciliğini" vaparken gözaltına alındığının ve daha sonra da dövülerek öldürüldüğünün ortaya çıktığını anlatan anıje Göktepe. şıınlan söyledi: "Yüreğim >anıyor. Bu iş sadece özür dilemekle olmaz.'katillerin de cezalandınlmalan gerekir. Dilenen özürleri, katiller cezalandırılıncaya kadar kabul etmiyorum." Basının oğlunun katillerini ortaya çıkarmak amacıyla büyük çaba göstermesini sev inçle karşıladığını vurgıılayan Fadime Göktepe. "Ben bir oğlumu kaybettinı. Ama bütün gazeteciler. bcnim oğullanm ve kızlarımdır. Benim oğlum ölmedi. o gazeteci arkadaşlannda yaşıyor" dıve konuştu. Göktepe'nin ağabeyi İhsan Göktepe de şu ana kadar kendileri için tatmin edici bir sonucun ortaya çıkmadığını ifade etti. Göktepe için sergi Metin Göktepe için meslektaşlan bugün bir fotoğraf sergisi açacak. Tanıklann ifadesine göre gözaltındayken sürekli "Ben Metin Göktepe. gazeteciyim" sözlerini söylediği için "Ben Metin Göktepe, Gazeteciyim" başlığıv la "öldürülen bütün gazetecilere" adanan fotoğraf sergisi. Ç'ağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şubesi tarafından organizeedildi. Ceşitli basın vav ın kuruluşlarında çalışan 50'nın üzerinde gazetecinin 100 adet fotoğrafının sunulacağı sergide. Metin Göktepe için ayn bir köşe oluşturulacak. Göktepe'nin görev sırasında çektiği fotoğraflar. yazdığı haberlerin kupürleri ve kişisel eşyaları bu bölümde sergilenecek. Bugün saat 15.00'te Basın Müzesi'nde açıfacak sergi. 10 şubattan sonra Evrensel aazetesinde devam edecek. 'Yüneğim yanıyor' Anne Göktepe. "\üreğim \ani\or. Bu iş sadece özür dilemekle olma/. karillerin de ce/alandınlnıalan gerekir. Dilenen özürleri, katiller cezalandınlıncaya kadar kabul etmiyonım" dedi. > Polis Telsizden küfîir moda oldu EVİN GÖKTAŞ ~ ANKARA- Polistelsizin- den yapılan küfurve hakaret- lerin faturasını. Içişleri Ba- kanlığı ödüyor. Danıştay 10. Daire yetki- lileri. polis telsizinden her- hangi bir kişive hakaret ve- ya küfredilmesinde Içişleri Bakanlığf nın sorumlu oldu- ğunu belirttiler. Zaman zaman yaşanan kü- furleşme olayları sırasında. özellikle de geçen günlerde İstanbul'da Metin Gökte- pe'nin ölümüyle ilgili ola- rak gözaltına alınan polisle- re işkence yapıldığı savı üze- rine nıevdana gelen olayda. Içişleri Bakanlığı ve Emni- yet Genel Müdürlüğü yetki- lilerinin duyarsızdavrandığı öne sürüldü. Danıştav 'dan adının açık- lanmasını istemeven üst dü- zey bir vetkili şöyle dedi: "Emniyetbu işi sürekli sa\- saklıvor. l'stenildiği takdirde. telsizfc bu tür hakaret ve küf- reden kişiler derhal saptanı- labilir. Ancak, üzerinde pek durubnuyor. Küfür ve haka- rette bulunanın vaptığı kötü dav ranış vanına kâr kalıyor. Dolavısıv la. bu suçlan işle- venler herhangi bir cezava ıığramıvor. Sonuçta fatııra. İçişleri Bakanlığı'naçıkıvor?" Ekşi de ağır hakarete uğramıştı Işkenceci polislere dava Konya'da İlkezgi Kitabevi sahibi Mustafa Poyraz'a işkence yapmakla suçlanan 2 polis ile bu olayda görevini kötüye kullanan bir doktor hâkim önüne çıkacak KONYA (Cumhuriyet)-İlkezgi (Cumhuriyet KitapKulübü) Kitabevi sahibi Mustafa Poyraz'a işkence yaptıkları iddiasıyla iki polis ile göre- vini kötüve kullandığı gerekçesiyle bir doktor hakkındadavaaçıldı. İlkezgi Kitabevi'nin kundaklanarak yakılma- sından sonra polis tarafından gözaltına alınan ki- tabevi sahibi Mustafa Poyraz. komiser Sedat Keskin v e polis memuru NihatAkbaş tarafından kendisine işkence yapıldıgını iddia etti. Kendi isteğiyle devlet hastanesine sev k edilen Musta- fa Poyraz'adoktortarafindan, "._yaklaşık2-3san- tinı çaplı eritem meveut olup 3 iş gününe mani ve 7günde iyileşir" şeklinde rapor verildi. An- cakikincigün 1 no'lusağlıkocağındatekrarsağ- lık kontrolünden geçirilen Mustafa Poyraz'a bu kez görev li doktor Murat Tosun tarafından sağ- lam raporu verildi. İlkezgi Kitabev i sahibi Mustafa Poyraz'ınbaş- vurusuyla komiser Sedat Keskin. polis memu- ru Nihat Akbaş ve doktor Murat Tosun hakkın- da i. Aslive Ceza Mahkemesi'nde 19% 102 esas sayılı dosya ile TCK'nin 245 ve 230. mad- deleri gereğincedavaaçıldı. Povraz. savcılıkta- ki ilk ifadesinde kendisinjn emniyette anadan doğ- ma soyuldugunu. parnıağından cereyan verildi- ğini. saçlannın sürekli yolunarak tekme ve to- katla döv üldüğünü iddia etti. Kitabev inin birdiğer sahibi MustafaKaraçift- çi ise emnivette işkence görmediğini belirterek Mustafa Povraz'a işkence yapıldıgını ve bir ara polis memuru Sedat Keskinin bir başka amire. "Kaç volt elektrik verelim amirim"şeklinde so- rusorduğuna ifadesinde ververdi. 1. Aslive Ce- za Mahkemesi'ndeki ilk duruşma 26 şubat tarihin- de yapılacak. lstanbul'da4Mayıs günü. I Mayıs olaylarında öldürülen Mehmet VkifDal- anın cenaze törenijıde gaze- tecilerin dövülmesi olavın- da. polislerin telsızle ağır ha- karet ve küfür ettiği Basın Konseyi Başkanı Oktay Ek- şi de İçişlen Bakanlığı'nı ma- nev i tazminat ödemeye mah- kûm ettirmişti. Ekşi'nin. bakanlığı 5 mil- von manevi tazminat öde- meye çarptırdığı olav şö\!e gelişmişti: 1 Mayıs I989"da çıkan olaylarda öldürülen Mehmet Akif Dalcı'nın cenaze töre- nine katılan gazeteciler. da- ha sonra çıkan olaylan görün- tülemek isterken polisler ta- rafından öldüresiye dövül- düler. Polis saldınsına uğra- yan çok sayıda gazeteci ağır yaralandı. Gazetecileri topluca taş- layarak ve coplarla saldırarak kovalayan polisler. yakala- dıklan gazetemiz muhabirle- rinden Fuat Kozluklu'nun kolunu kınp Halil Nebileri de tekme tokat dövdükten sonra. Nokta muhabiri Er- zade Ertem'i..Güneş muha- biri HüseyinCan'ı.coplaçe- şitli yerlerinden varaladılar. Köylüler istimlak bedeli için Avrupa'ya başvıırdu COŞKUN YAMAN BALIKESİR- Balıkesir merkez ilçeye bağlı Kabakh ve Kesirven küylüleri. 5 miîvarlık istimlak bedellerini Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'nden alamadıkları için merkezi Strasbourg'da bulunan Avrupa jnsan Hakları Komisyonu'na başvurdu. İki vıl önce Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'nün organize sanayi bölgesi yapılmasTiçin Kabaklı ve Kesirven ile birlikte Gökköy'deki 421 hektarlık araziyi metrekaresine 7 bin lira bedel takdir ederek istimlak etmesinden sonra. kö> lüler mahkemeye başv urarak arazilerin'bedelinin arttırılmasını istediler. Mahkeme bu arazilerin merrekaresini 14 bin liraya çıkardı. Balıkesir icra dairelerinde icraya verilen Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü hakkında yapılan icra takiplerinin kesinleşmesine karşın köylülere j ine ödeme yapılmadı. Parti başkanlarına. bakanlara başvuran ve devletin istimlak bedellerini peşin ödenıek zorunda olduğunu savunan kö>lüler. bu istimlak sorununa bir an önce son verilmesım istediler. Bu girişimlerden sonuç alamavan 200e yakın köv lü yurttaş. 22 Ocak 1996'da resmen Avrupa Insan Hakları Sekreterliği'ne başvurdu. Yurttaşlar. mahkeme kararları ve icra dosvalannın bulıındugu 82 sav falık dilekçede. istimlak bedellerini almak için yardım istediklerini. tüm kapılann yüzlerine kapatıldığını belirterek Türkiye'de bu haklarııı alınabilmeM' için başvuracak hiçbir makamın kalmadığını vurguladıiar. Kövlülerin avukatı Turgut İnal. "Bu ola\ Balıkesir ili için olduğu kadar Tiirk halkının hak alma konusunda vardığı noktavı ortava kovması açısından da son derece ilginç ve önemlidir. Kövlülerin alacağı olaıı 5 nıilvar lira. bizim ülkemizde dev letin sık sık yaptığı küçük çapta temel atma veva açılış törenlerinde sarf edilen paranın çok altında bir rakamdır. Bu ülke 5 nıilvar alacak için Avrupa İnsan Hakları Komisyonu nezdinde \e ay nca çok sayıda A\rupa ülkesi önünde bövlesine mahcup ve nıahkûnı edilmektedir. Bu ülkenin savcıları. istimlak bedelleri ödenmeven bu vurttaşlanmızın Avrupa İnsan Haklan komisvonu Sekreteriiği'ne vapılan başvurusunu ihbar sayıp anavasal suç işleven genel müdüriükten bankalara kadar birçok sorumludan ifade almak zorundadıriar" dedi. BIZBIZE ERDAL ATABEK 13 YaşındakiAyşe, 18 Yaşındaki John Olsaydı••• Turistık birgezıyle Alanya 'ya gelen Ingiliz genciJohn, orada tanıdığı Türk kıP Ayşe 'ye büyük biryakınlık duy- muştu. Ayşe 13yaşındaydı, çocuklukla genç kızlığın heyecanh dönemecinde John 'u çok beğendiğini fark etti. İki genç birkaç gün içinde birbirlerine âşık olduk- lannı düşündüler, kimselere haber vermeden gizlice Ingiltere'yekaçtılar. Tekdüşündükleri, kimselennka- nşmadığı ortak bir hayat sürmekti. Kendilerini bir ev- lilik içindeymiş gibi hisediyorlardı." Bu hayal ürünü olay. birkaç gündür ingiliz ve Türk basmında "önemle" yer alan 13 yaşındaki Sarah ile 18 yaşındaki Musa'nın ülkeler açısından tam tersi olan bir durumdur. Şimdi, böyle bir şey karşısında Ayşe'nin buradaki ailesinin tutumu ne olurdu? Bu olayı Türk basını na- sıl yorumlardı? Türkiye kamuoyu, olaya nasıl yakla- şırdı? Acaba şöyle bir yorum mu yapılırdı? "Mademki birbirlerini sevmişler, iki sevgiliyi birbi- rinden ayırmakyanlıştır. Nasılsa olan da olduğuna gö- re kızın yaşını büyütüp evlendirmek gerekir. Belki oğ- lan da Müslüman olur, böylece bir de dindaş kazan- mış oluruz." Yoksa şöyle bir tepki mi oluşurdu: "Şu hale bak, elin Ingiliz 7 gelip de buradan çocuk yaşında bir Türk kızını nasıl kaçırırmış? Bu iş hepimi- zin kanına dokunuyor. Ya bir an önce kızımızı getırip ailesine teslim etsin ya da biz oraya gidip kızımızı alır, bu kendini bilmezin de dersini veririz." Yaşanmamış bir olayda nasıl bir toplumsal yakla- şım olacağını tam olarak kestirmek olanağı yoksa da genel davranışlarımıza bakınca bizim kamuoyumuz- da bir "tepki"n\n oluşacağını düşünebiliriz. Erkek bizden, kız "onlardan" olunca pek anlayışlı olan tavrımız, giderek bir zafer kazanmaya kadar uza- nır. "Kızı" almışızdır, dinimize sokmuşuzdur, artık o "bi- zimdir". Ama "kız" bizden, erkek "onlardan" olursa tavrı- mız hiç de anlayışlı olmaz, "kızımızın bize ihanet et- tiği "r\i belırten bir tepkiyle durumu kabul edemez, "kızımız"{ redde kadar varırız. "İnsan olma" açısından birbirine benzer olaylarda- ki çelişkili davranışlarımız, "sosyal kimlik" açısından "kendi üzerine kapanmış" bir tavırdan kaynaklan- maktadır. Bu "çifte standart", yaşadığımız hayatın her alanında gördüğümüz örneklerin nedenleri üze- rinde daha çok düşünmemiz gerektiğini de ortaya koy- maktadır. • • • "Bizim" olan, "bizden" olan, "bizim için" olan her şeyi hoşgören, doğru bulan, kusursuz sayan, buna karşın "onlardan"olan, "onlann"olan, "onlariçin"olan her şeyi horgören, yanlış bulan, kusurlu bulan bir dav- ranış biçimi, gerçekleri görmenin önündeki en büyük engeldir. Kişisel sorunlardan aile içi konulara, aile içinden ulu- sal sorunlara, giderek dünya sorunlarına kadar böy- lesine sakat bir mantıkla bakar durumda olmak, ger- çeklerden kopuk bir "duygu ve düşünce ortamı" ya- ratmakla sonuçlanır. "Gerçeklerden kopuk bir duygu ve düşünce orta- mı" giderek dış çevreye karşı yabancılaşmanın art- ması, kendi içine kapanmanın yoğunlaşması demek- tir. "Cemaat-camia psikolojisi" böyle gelişir ve toplu- luğun dışına karşı iletişim zayıflar. zorunlu ilişkıler dı- şında da büsbütün kesilir. Aynı dili kullanan topluluklar bile kavramları farklı olduğu için birbirlerini anlamaz duruma gelir. Avrasya feribotuna el koyanlar "terörist" midir "ey- /emc/"mi tartışması da böyle bir ikilemden doğmuş- tur. Olaylara ve kişilere bakış, böyle biçimlenmiş bir "bizden mi?", "onlardan mı?" ayrımından olunca gerçekier de "bizim gerçeğimiz" ve "onlann gerçe- ği" olarak ikiye ayrılır. • • • Türkiye, bugün böyle bir oluşumun içinde yol al- maktadır. "Cemaat-camia psikolojisi", giderek top- lumda birbirini anlamak istemeyen "adacıklar" oluş- turmaktadır. Birtoplumun önyargılarla birbirinden ay- rı "adacıklar"a bölünmesi, çok tehlikeli bir gelişimdir. Çünkü, hiç beklenmedik olaylarda bu ayrımlar birbi- rine yönelik davranışlara yol açabilir. Bugün en önemli sorunlarımızdan birisinin de "top- lumun psikolojik bütünlüğü"nü sağlamak olduğu unutulmamalıdır. Sarah ve Musa olayının bu açıdan uyancı olmasını dilerim. P a z a r c ı k o l a y ı Sahte rapor için ikinci soruşturma MSUFÖZKAN ANKARA - Kahramanma- raş'ın Pazarcık ilçesı. K'iç'ik Cennetpınan Köyü'nde. y d tim söre\ lılerı tarafından öl- dürüldüğü sav lanan Mustafa Dölek için verılen rapor. Türk Tabipleri Bırliğı Merkez Kon- seyi (TTB) ile Kahramanma- raşTabipOdası'nı k.u>ı kaı- şıya getırdı. Kahramanma- raş Tabip Odası. savtıy la iş- birlığı vaparak çeliikıli ra- por hazırladığı belınılen Dr. Erdal Zöhre hakkında soruş- turma açılmasına gerek ol- madığını bildirirken TTB bu kararı bozdu v e Dölek' in ce- sedinın mezardan çıkanla- rak venıden otopsı yapılma- sını ve elde edılecek sağlık- lı venler doğrultusunda Dr. Zöhre hakkında gerekli yap- tırımın uyaulanmasını iste- di. Kahramanmaraşın Pazar- cık ilçesine bağlı Küçük Cen- netpınan Köyü'nde oturan Mustafa Dölek'ın. geçen tem- muz avında ölmesı ûzerıne. e^ı Sultan Dölek. savctlığa ba^v urarak kocasının özcl tım elcmanları tarafından öl- dürüldüğünü öne sürdü. Özel tim görev literi tarafından Kahramanmaraş De\let Has- tanesi'negetirılen Dölek için "ivedilikle" düzenlenen •*ölü muavene ve otopsi tutana- ğı"nda. "çatışma sonucu va- şamını jitirdiği" belırtildı. Kahramanmaraş Cumhuri- yet Başsavcısı DursunSüm- bül ile Vaii Arslan \'ıldınm. Küçük Cennetpmarı Kö- yü'nde böyle bir çatışma ol- madığını belirterek özel tim görevlileri hakkında soruş- turma açıldığını açıkladılar. Dölek için Adana Morg llıtivis Daire Başkanlığı'nca düzenlenen ıkmcı otopsi ra- poru. Kahramanmaraş Dev - let Hastanesi lıekimlerınden Dr. Erdal Zöhre'nin hazır- ladığı raporu doğrulamadı. Bu gelışmeler üzerine. dö- nemin TTB Merkez Konse- v i Başkanı Dr. Sdini Ölçcr. Cumhurivet'e. basında çı- kan haberleri ihbarkabul ede- rek Kahramanmaraş Devlet Hastanesi hekimi Erdal Zöh- re hakkında soruşturma baş- latılmasını isteyeceklerını açıkladı. TTB Yüksek Onur Kurulu. -hekimlik niesleğinin gereğini verine gcdrmediği" gerekçesıvle Zöhre hakkın- da soruşturma açılması için Kahramanmaraş Tabip Oda- srna(KTO)aereklıbıldınm- de bulundu.T<TO. Dr. Zöh- re hakkında soruşturma açıl- masına gerek görmedı. Bu karar. TTB Merkez Konse- yi'nce sağlıklı buiunmadı. TTB yönetimı. eksık işlem \ apıldığı gerekçesiv le soruş- turmanın yeniden başlatıl- masını istedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear