23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyef Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi ErgunBalcı# Utıhbarat Cengiz Ekonomı Bülent Kızanlık Genel Yayın Yonetmenı OrhanErinç# Dı$ Hiberler Genel Ya\ın Koordinatoru Hikrnet Jıld«rım • Ekonomı Biilent Çctinkava* Yazıı-derı Mudürlerı • 1 >. ul '" r H»n««an Senkoken Iİ>rahiınYıldU,piıi(Ta>aiK(Sorumlu) ^bdulkad.r^ ucelman • Makaleler 9 Haber Merkezi Müduriı Hakan Kara 0 Görsel \ önetmen Fikret Eser Spor: Sanıi Karaönn • Duzclımo Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu •Bılgı-Belae Edib« Suğra A Yurt Habcrlen. Mehmct Karaç YaynKurulu İlhanS«Kuk(Ba&ınl. Orhın Erinç, Okta> Kurtbökc. Hikmet Çetinka> a. Şûkran Soner. Erçun Bakt, Dinç 1 a> anç Ibrchim Nıldu, Orhrn Bursalı, Mııstafa BalbavHakınKara. Ankara Temsılcısı Muslafa Balba> 9 Haber Miıdürü Doğan Akın Atatûrk Bulvan No 125. ICat 4. Bakanlıklar- iVnkara Tel- 4195020 (7 tıat). Faks. 4145027 • tzmır Temsılcısı. Serdar Kızık, H. Zıva BK 1352 S 2 3 Tel 4411220.Falc-4419117»AdanaTemsılcısı ÇetinYiğenoğju. lnönuCd U9S.NolKat I.Tel. 3522550. Fafc, 3522570 MüesseseMüduru Eroltrkut* MEDV.AC:• Yonetını MEDYA G : • Koordınalor Ahmet Konıban • Kuralu Ba^kanı-Genel Yonetım Kunılu Muhasebe BülentYener#ldare Mudur Gülbin Erduran Ba^kanı - üenel Hûse\inGürer9İ!,lelıne Önder • Koordınator Rtha Müdür Lstiin Çelik • Bılgı-lşlem Nail İnal • I»ıtman • Genel Mûdür Akmen • Murahte BılgısayarSıstem Mûrü\etÇUer >ardımciM MineAMağ u>e BoraGöaenç Va)ımU>an \e Basan: Yenı üun Haber Ajansı. Basm \e Ya\ıncıhk A Ş TurkcKajıCad İ4 4] CajŞjloŞlu 34.Î34 |s( PK 246 Isıanbul fel (0 ;|2) 512 05 05 (20hai F3U (0 212) 513 »5 «5 28OCAK 1996 lmsak:5.44 Güneş: 7 13 Ögle: 12.24 İkindi: 14.32 Akşam 17.21 Yatsı: 18.44 MEDYAC Tel 51407 53 - 513 95 80 - 513 84 60-61. Faks 511S466 'Kravat sahtekârdır' • İstanbul Haber Servisi - "Kravatlar doğru bir ınsan olma imajını yitirmiştir. Kra\ at hoş görünme imajıdır. Yanılııcıdır. Sahtekârdır" diyen Ressam Ergüven Altun. bir ay önce açtığı sergısınde kullandığı "iktıdara yürüyen kra\atlar"ını öncekı gün yaktı. Toplumsal Araştırmalar Vakfı Kadıköy Şubesi'nin bahçesinde yapılan eyleme vatandaşlar da kendi kravatlannı yakarak destek verdi. lnsanlann. kravat takmanın neyı temsil ettiginı düşünmeleri gerektiğini belırten Altun, "Medeniyet yulan' olan kravatlar. artık medeniyetı değil, insan düşmanlığını temsil etmektedır" dıye konuştu. Türk Kardiyoloü Derneği • İstanbul Haber Servisi - Türk Kardı>oloji Derneği başkanlığına Prof. Dr. Altan Onat. genel sekreterliğe ise Prof.Dr. Muzaffer Öztürk yeniden seçıldıler. Genel kurulu tstanbul'da yapılan derneğin. eriskin ve çocuk kalp hastalıklan uzmanı ile kalp cerrahı olan 500"e yakın üyesi bulunduğu belirtıldi. da hava kirliliği • İstanbul Haber Servisi - lstanbul'da dün yapılan hava kirliliği ölçümleri sonunda Bayrampaşa'da duman sının değerinin aşıldığı görüldü. Kükürtdıoksit konsantrasyonu için beiirlenen kısa vadede 400 mikrogram değeri ise hiçbir bölgede aşılmadı. İstanbul Bölge Hıfzissihha Enstitüsü'nden yapılan acıklamada, duman (asılı partiküler madde) konsantrasyonu ıçin kısa vadeli sırur değer olan metreküpte 300 mikrogram değer. Bayrampaşa'da 361 mikroğram ile aşıldı. "Anne vahşeti' • FORTHOOD- ABD'nin Teksas eyaletınde. iki oğlundan birini boğarak öldüren, diğennın de penisıni ısırarak kopartan "cani anne" yakalandı. ABD Federal Soruşturma Bürosu FB1 yetkilileri. 29 yaşındaki Michelle Green'in tutuklandığını bıldirdiler. Atatürk Amerika Cemiyeti, YOK ve Milli Eğitim Bakanlığı'ndan önlem alınmasmı istedi ABD'de de\let bursuyla şeriatçıhk EMİNE KAPLAN • Milyarlarca lira harcanarak ABD'ye gönderilen çoğu torpilli öğrencilerin şeriatçı eylemlerinden bazılan: • İntemet yoluyla Atatürk'e 'Atadönme. Yahudi köpeği ve fahişe çocuğu' gibi hakaretlerde bulunmak # Cuma günlerini tatil ilan etmek # 'Şeriatın mükemmelliği' başlıkh konferanslar düzenlemek # Sankla dolaşmak # Doktora tezlerinde 'Atatürk ilkelerinin ve devrimlerinin yanhşlığı, Türk toplumuna kaybettirdikleri' iddialannı işlemek # Derneklere ideolojik baskı yapmak. hişe çocuğu" gibı hakaretlerde bulun- duklannı büdırdi. ABD'de eğitimini sürdüren Louisiana Devlet Üniversite- si Türk Amerikan Öğrenci Demeğı Yö- netim Kurulu üyesi Ercüment Özer. burslu öğrencilerin denetlenmesi ıçin Türkiye'nin Washington'daki Eğitim Ataşel ıği' ne baş\ urdu Mılli Eğittm Bakanhğı \e YÖK'ün. öğrenim görrnelen \e yenı açılan üni- \erMtelenn öğretım üyesi açığının ka- patılması ıçin milyarlarca lira harcadı- ği burslu yüksek lısans öğrencilerinin önemlı bır bölümünün şenat yanlıst ör- gütlenme içinde olduklan bildirildi. ANKAR\ - Yurtdışınaöğretim ü>e- sı yetıştirilmek üzere gönderilen öğ- rencilerin "laikiik ve Atatürk karşıtı" propaganda yapmalanndan du> ulan ra- hatsızlık ciddı bov'Utlara ulaştı. Atatürk Amerika Cemiyeti, Yükseköğretim Ku- rulu (YÖK) ve Milli Eğitim Bakanlı- ğı'na gönderdiği mektupta. ABD'de devlet bursuyla yüksek lısans yapan öğrencilerin şeriat yanlısı örgütîenme içinde olduğunadikkatçektı.Cemiyet, öğrencilerin Internet aracılıSıyla Ata- türk'e "Atadönme, Yahudi köpeği ve fa- Atatürk Amerika Cemiyeti'nce YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderi- len mektupta, "Türk gençüğini eğiten wbe>inlerişekillcndiren" bu iki kuru- mun zaman zaman gericilik çarkına ka- pıldığı kaydedildi. Mektupta. ABD'de Milli Eği'tirn Bakanlıgı ve YÖK bursuy- la yüksek lisans ve doktora eğitimi gö- ren öğrencilerin durumlanna ilışkin gözlemler şöyle sıralandr. - ABD'ye doktora yapmak amacıyia yottanmışburslu öğrenciler arasında ne yazık ki şeriat >anlısı öğrenci sa> ısı \ üz- de 50'nin üzerindedir. Bu şeriat \ anlısı öğrenciler, Internet \e kendi içlerindeyo- ğun bir örgütîenme i^indedirler. Öğ- renciler, genellikle kendi içlerine kapa- lı gruplarda yaşamakta, şeriatçı Arap öğrencilerleyoğun temasetmekte, laik- iik ve Atatürk karşıtı propaganda yap- makta,Türk öğrenci derneklerini ete ge- çirmeye çalışmakta ve diğer öğrencile- ri kendi ideolojileri doğrultusunda şe- killendirmeye çalışmaktadıriar. - Internet ve dığer ıletişım kanalla- nnda Atatürk'e, laik Türkiye Cumhu- riyeti'ne hakaret etmek. günlük Inter- net literatürünün bir parçası durumuna gelmiştir. Atatürk için "Atadönme, Ya- hudi köpeği ve fahişe çocuğu" gibi ha- karetlere sürekli rastlanmakta ve Ata- türk, laik Türkiye sürekli aşağılanmak- tadır. Bunu yapanlar, laik Türkiye'nin üniversitelerinde öğretim görevlisi ola- cak burslu öğrencilerdir. 'Oğrendler torpilli' - Gönderilen öğrencilerin çoğunluğu torpillidir ve ümvcrsiteierin kabul et- mediği düşük yabana dil seviyesine ve İngilizce bilmemelerine karşın, bulun- duklane>aletteki konsorsiyumİa devle- tin v'apttğı anlaşmalara u\gun olarak. ekstra para ödenerek eğitimlerini sür- dürmektedirler. Türki\'e'de tngilizce öğ- retebilecek onca okul olduğu halde,> ıl- da 3 bin dolar \ererek ^ÖK ve bakan- hğm, öğrencilere ABD'de İngili/ce öğ- retmeye girişmesi de sorgulanması ge- reken bir konudur. - Öğrencilerin çoğu gerek topluma uyum sağlayamamaktan. gerekse İn- gilizce yetersizliğinden başansız ol- makta. normalde 1 yıldabitirilmesi ge- reken doktora öncesi master program- lannı 2.5 yılda bitırebilmektedir. Tür- kiye'de kolaylıkla yetişebilecek mate- matik, tarih. folklor ve eğitim gibı dal- larda doktora yapan pek çok kişi mev- cuttur. Sosyal bilimlerde doktora yapan bazı öğrenciler, doktoratezlennde "•Ata- türk ilkelerinin vedevrimlerinin yanhş- bğını, Türk toplumuna kaybettirdikte- rini 1 " ışleyebilmektedır. - Bazı ej'aletkrde birçok öğrencinin, sanklar ve Türkiye'deki yerel kıyafet- leriyle dolaşma>ı sürdürdüğü, cuma günlerini resmitatil ilan ettikleri,' Müs- lümanlık ve şeriatın mükemmelliği' ile ilgili paneller düzenlevip Atatürk dev- rimlerini sürekli aşağıladıklan gözlen- mektedir. Amerikan Atatürk Cemiyeti, şeriat yanlısı burslu öğrencilerin yakın gele- cekte büyüktehlike oluşturacaklannı bil- direrek, gerekli önlemlerin alınması için YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığfnı uyardı. Ataşeüğe başvnnı ABD'de eğitimini sürdüren Louisi- ana Devlet Üniversitesi Türk Amerikan Öğrenci Derneği Yönetim Kurulu üye- si Ercüment Özer. YÖK ve Milli Eği- tim Bakanlığı'nın bursuyla yüksek li- sans yapan öğrencilerin denetlenmesi için Türkiye'ninVvashington'daki Eği- tim Ataseliği'ne başvurdu. Özer, ba$- vuru dilekçesinde, Türkiye'de şeriat dü- zeni istediğini açıkça söyleyen Aydın Çetin adlı bır öğrencinın. derneğin top- lantısında kavga çıkardığını ve öğren- ciler arasında ideolojik grupjaşma ya- ratmaya çahştığını bildirdi. Özer, Tür- kiye'den milyarlarca liralık burs alma- stna karşın, birçok ögrencinin eğitim- lerinde basanlı olmak gibi bir çaba için- de olmadıklannı vurgulayarak, müfet- tiş gönderilerek öğrencilerin denetlen- mesini istedi. Once moda başkaldırdı Split'te, limanın hemen >anındaki me>dan İstanbul'un Ortakövü'nü andınyor.Gençler gruptar halinde sohbet edivor, kav-kavını avağına takan mevdanda tur atıyor. Binkrce yıllıktarihi günümüze taşı\an eserieriyle de ünlü savaş vorgunu kentte, herkes, eski günlerin özlemiyle gelecekyeni ruristleri bekliyor. (Fotoğraflar. HATİCE TL'NCER) Acıh SjJît'in umudu, turîsderHATİCE TUNCER SPL1T- Kış ortasındabirbahar günü yaşanıyor Split'te. Splıtliler, iki yanına paimiyeler sıralanmış li- man meydanında bahar havasını değerlendiriyor. Uroş Kuzmaniç. Split'e yanm saat uzakhktan oto- büsle yeni gelmiş, meydana doğ- ru bastonuna dayanarak ya\ aş ya- vaş ilerliyor. Hem güneşten yarar- lanacak hem de teknelerin sıralan- dığı. martılann uçuştuğu Adriya- tik'in eşsiz manzarasını seyrede- rekanılannıtazeleyecek. Boynun- da fotoğraf makinesi, tunste ben- zeyen bir yabancı görünce sevini- yor. Dört yıl öncesine kadar yerli halktan çok rastlanan turistler, Hır- vatistan'ın Dalmaçya kıyılannda- ki bu kente pek uğrarruyor artık. Yüzyılın en kanlı savaşlarından birine sahne olan eski Yugoslav- ya topraklannda turistlere değil; Bosna-Hersek'e geçmek üzere ge- len Birleşmiş Milletler \e NATO Uygulama Gücü'nün (İFOR) çe- Beş dil bilmek ve gençliginde sporun her dalıyla ilgilenmiş olmakJa övünen Uroş Kuzmaniç sevahat etmevi çok se>i>or. Pek çok ülke •^ezmiş, eğer ucuz bir tur bulabilirse İstanburu da görmek istivor. şitli uluslardan askerlerine rastla- nıyor. Yfirûyttşeçağn Kuzmaniç yabancıya doğru yak- laşıp soruyor: "Sinyorina İtaKan nusBiB?" Sinyorinanın Türkiye'den geldiğini öğreniyor. Kuzmaniç ev- sahipliği duygusuyla konuksever- lik yapmak istiyor. Meydanda yü- rüyüşe davet ediyor. "Genç güzel bayan^diye ö\gülerle seslendiği konuğunacentilmence kolunu uza- tıyor. Ya\aş yavaş yürüyorlar. Ekonomisi neredeyse tamamen turizme dayalı kente, savaşm mer- misi düşmese de yoksulluk yaşa- mın temeli olmuş. Konuğu. güç koşullarda yaşadığını bildiğı bu centilmen ihtiyara yük olmamak için kahve ve kek davetini kabul etmiyor. Birpalmiye ağacınm al- tındaki banka oturup sohbete baş- lıyorlar. Uroş Kuzmaniç, beş dil bilmek- le. gençliginde sporun her dalıyla ilgilenmiş olmakla övünüyor. 1979 Akdeniz Oyunlan'nın Split'te dü- zenlenmişolması Kuzmaniç'i hâ- lâ heyecanlandınyor. Seyahati de çok seviyor. Pek çok ülke gezmiş. eğer ucuz bir tur bulabilirse İstan- bul'u görmeyi çok istiyor. "Sizi biraz >l alnızbırakacağun,bana beş dakika izin verir misiniz'" deyip a>nlıyor. Elinde küçük kâğıt po- Csküplü boyacı Kadri Asan kırk senedir Split'te yaşıvor. Altı çocuklu Kadri Bey'in umutlan savaşın bombardımanlannda kavbolup grtmiş gibi: "Savaş bitti. olacak güzel diyorlar. Savaştan önce iyi idi, bozdular." şetlerle döndüğünde bisküvi \e bonbon şekeri ikram ediyor. Kuz- maniç, bunlann ünlü Kraş firma- sının Zagreb'deki fabrikalannda üretildiğini anlatıp "Her gelişim- dekanma bunlardan götürürüm, çoksever. Lütfen ahru benim ülkem- desiniz, sizi rahat ettirmemiz la- zım" diyor. Sohbet uzayıp gidi- yor. Centilmen ihtiyar saatine ba- kıp otobüs saatinin geldiğini, üA- lerek gitmesi gerektiğini söyleyip otobüs durağına doğru yavaş ya- vaş yürüyor. Acı ve umut Yolun karşısındaki bir palmiye ağacınm altında bir boyacı tezgâ- hı kurulmuş. Üsküplü Kadri Asan (Belki de Hasan) boya tezgâhının yanında ayakkabı bağı ve balon satıyor. Kadri Bey kırk senedir Split'te yaşıyor. Geçim için Split'e gelmiş, ama işler iyi gitmiyor. Al- tı çocuklu Kadri Bey, umutlan sa- vaşın bombardımanlannda kay- bolup gitmiş gibi konuşuyor: "Sa- vaş bitti,olacak güzel diyorlar. Ge- lecek çok turist. Savaştan önce iyi idL Ne yaptılar. bozdular" Liman Meydanı'nın arkasında- ki pazar yeri hareketli. Tezgâhla- nn gerisinde kadınlar elma, man- dalina. limon satıyor. Kimisi bidon- lannın başında lahana turşulannı ellerine almış müşteri çagınyor. İhtiyar bir kadın elindeki bir kalıp kaşar peynirini ısrarla uzatıyor. Split'in birarabanın bile gireme- yeceği koridoru andıran daracık sokaklannasavaşgelmemış. Bos- na-Hersek kentlerine göre şansh sa- yılabilecek olan Splitliler savaş korkusunu yüreklerine gizlemiş, şimdi yeniden konuklarını bek- liyor. • '96 yaz modasında sunulah her bir elbise, sanki yaşanan acılann, savaşlann kumaşlarla, renklerle protestosu. Giyilmek için değil de düşünülmesi ve nerede olduğumuzu anlamamız için yaratılmışlar gibi. • Artık moda özgürlük değil, çağtn olumsuzluklanna karşı bir başkaldın mesajı veriyor adeta. Topluma sorulmadan alınan kararlara, topluma çektirilen acılara karşı renkli bir kınama yürüyüşü sanki '96 modası. CEMİLİPEKÇİ Merhaba, Içım dışım politika oldu desem yalan söylememiş olurum bugünlerde inanın. Nereye baksam, kimi gör- sem daha nasılsın demeye fırsat kalmadan kurulacak hükümetin veya olabile- ceklerin varsayımlannı du- yuyorum. Ne kadar bütün bu çözümsüzlük savaşm- dan kaçmaya çalışsam da. Ne depolitikaya meraklı ki- şilermişıztoplumca. Yüz- lerce idare formülleri, geç- mişteki yanlışlar hakkın- da hesaplar aldı başını gi- diyor. Tüm bu sıradışı yaşa- mın matematiksel hesapla- rının yapıldığı şu zaman diliminde moda bir umur- samazlık içinde gene ken- dini yaşıyor. Doksan altı yaz modası podyumlarda sergilenme-) çe- mın temeh olmuş. Konuğu. güç a>nlıyor. Elinde küçük kâğıt po- ağacınm altında bir boyacı tezgâ- lıyor. ^vnjjuıuıoııu.av.ıgutı Uzmanlara göre özel televizyonlar gerçeği aramak yerine görüntü peşinde koşuyor Canh yaynı, habercitiğî unutturdu • Son günlerde yoğunlaşan "canlı yayınlar', özel televizyonlann 'çocukluk hastahğı' olarak nitelendirilirken gazetecilerin 'gerçeği arayan insanlar' olmaktan çıkarak 'daha çok mal satmayı arzu eder hale geldiği' belirtıldi. ZAFERAKNAR Kamuoyunun Körfezkriziyleta- nıştığı. Sabancı Center. Onno Tunç'un kullandığı uçağın düşüşü ve Avrasya feribotunun kaçınlma- sıyla yoğunlaşan "canlı yayinlan". özelTVIenn "çocuklukhastalığr olarak nitelendıren kitle ıletişim uz- manlan. gazetecilenn "gerçeğiara- mayideğjL dahaçokmal satmayı ar- zu eder hale geUüğini 1 " belırttıjer. Kitle iletişim uzmanı Prof. Dr. Ün- salOskay. feribot kaçırma eylemi- nin sunuluş biçimine dikkat çeke- rek "Türkiye'nin dengeleriiç vedış politikalan dikkate alınsaydı, Tür- kiye'nin en tecrübeligazetecileri bi- le bu dolmayı y utmazdrdedı. "Evet sevgili dinleyiciler. Av- rasya feribotunun burnu şu anda yanm metre sağa döndü. Burada heyecanlı dakikalar yaşanıyor..." Otomobilini Riva sırtlanna ya- naştırmış; gözünde dürbün, kula- ğında ceptelefonu. Gençten bir mu- habir, radyosuna canlı yayın yapı- yor. Ses tonlaması, heyecanîı bır filmanlatırgibi... t Gerçek gizleniyor' Kitle iletişim uzmanları, Özel TV'lerin buçabalarını gerçeğin bi- lınçli bir şekilde gizlenmesi olarak yorumluyor. Prof. Dr. CnsalOska>. insanlann günlük hayatın rutini ıçın- de hayatın bazı bölümlerini gör- düklerinı belirterek şöyle devam et- "Toplumsal sistem, bizim olayla- n nasıl görmemizi isri> orsa, >ani yü- zeydeki anlamıvla bi/ ı>la>lan öyle görürüz. O\sa gördüğümüz şeyle- rin hiçbirigerçeğin kendisi değüdir. Bizgerçeğin toplumsal sistem açısın- dan gösterilme biçimini görürüz. Yaşamdaki birçokçarpıklığı öğren- mek yerine ve bunlan öğreneme- menin sıkıntısını aşmak için bize düzmece olaylaryaşatılır. Bunlann pekçoğu önemli değîdir. Ama önenv İi ola\lar gibi gösterilir. Bu olaylar daha oluşurken > ani sev ir halindev- ken oraşa bütün kameralar, bütiin muhabirler gönderilir. Feribot ka- çıntır, kaçırma e\lemine başından beri tanık oluruz, Olay olduktan sonra bile olsa sanki orada başka olaylar varmış. gibi bize aktanlır. Bunlan heyecanla trieriz." Söz konusu canlı yayınlarla hem hayatın dışında yaşayıp hem de san- ki hayatın içindeymişiz gibi bir sa- nıya kapıldığımızı hatırlatan Prof. Oskay. "Dünyaya böyle bir bakışı ben, röntgencilik olarak adlandın- yorum. Cînselliği yaşavamayan in- san ne yapar? Röntgencilik yapar. Türkive de bunu yaşnor. Dergiler- de, televizyonda, günlük yaşamda gördüğü her şe>i röntgeniiyor" de- dı. Özel TV'lerde mesleki etiğin ger- çeği aramayı değil. bir an evvel mümkünolduğu kadarçok mal ı sat- mayı arzu ettiğine dikkat çeken Os- kay. şunlan söyledi: "Feribot ka- çırmaeyleminiyapanlan. kimi'va- tan evlatlan" olarak nitelendirdi. Halbuki oturup yanm saat düşün- selerdi; Türkiye'nin dengelerini, iç \e dış politikâlannı. dikkate alsa- lardı bu dolmayı yutmazlardı. Tür- kiye'nin en tecrübeligazetecikri bi- le bu dolmayı yuttu." Prof. Dr. Fanık Kalkan ise son yıllarda ülkemiz televizyonlarımn "çocukluk hastabğına" tutulduğu- nu vurguladı. Eline küçük kamera- lan, şemsiye büyüklüğündeki uydu vericisi alanlann, dağ. taş, nehır, deniz demeden her yere ulaştığım veCNN'in lOyıldırgeliştirdiğiye- nnde habercilik peşinde koştuğunu anımsatan Kalkan, şunlan söyledi: " Buraya kadar bakıncaolay sem- patik ve anlaşılır görünmektedir. Acaba önemli olan her ne pahasına olursa olsun habere ulaşmak mı yok- sa haberin kay nağı olan \e çoğu za- man da güç durumda olan insana yardımcı olmak mı? Örneğin ünlü besteci Onno Tunç' un kaza yapb- ğıyereulaşmak içinyolaçıkan 16 ki- şilik T\ ekibL neredeyse donmak üzereyken zor kurtanldüar. Hemen hepsi 20-30yaş arası bu genç insan- lan böylesine maceraya iten sebep- ler ne olabilir? Eğer sevgüi Onno Tunç ve arkadaşına ağır yaralı ola- rak ulaşmış olsalanü. öçlerinde bir tekdoktor ve sağlıkekibi bulunma- yan bu genç tekvizyoncular ne ya- pacakn? Amaç "naklen ölümü' ger- çekleştirmek mi olacaktı? Bir baş- ka olay da, özel TV'lerin deyimiyk 'Çeçen direnişçiler', hukulisal açı- dan ise bir grup terörist tarafından kaçınlan A\ rasy a feribotuna hava- dan inme ve naklen yayın yapabil- me gayretkeşliğidir. Hukuk, her ne pahasına olursa olsun 'masum in- sanlann hayatına kasteden' butür eylemleri terörolarakyoru miarken tam bir çifte standart ile bu grubun eylemlerini meşrulaştırmak pahası- na ölümü göze alarak gemiye havadan inme gayretkeşliğini, gazeteciler yorumlamakta güçlük çekecektir." ye başladı bile. Sunulan gıysıler bınler- ce yılda insanlığın nereye geldiğini vurguluyor ade- ta. Sanki her bir elbise ya- şanan acılann, savaşlann kumaşlarla, renklerle pro- testosu. Giyilmek için de- ğil de düşünülmesi ve ne- rede olduğumuzu anlama- mız için yaratılmışlar. Çağın olumsuzluklan- na karşı bır başkaldın gös- terisi gibi. Renklerin hiçbirine ön- celik tanınmamış. tüm renkler bir arada eşit hak- larla sunulmuş, biçimlerde tutuculukla çılgınlık kar- deş olmuşlar. Takılarda, makyajda Doğu ile Batı aynlmaz bir bütün olmuş. Artık moda özgürlük de- ğil bir başkaldın mesajı ve- riyor adeta. Topluma sorulmadan alı- nan kararların, topluma çektirilen acılann renkli bir protesto yürüyüşü san- ki doksanaltı modası. Her zaman her fırsatta söylediğim gibi giysiler in- sanlann, toplumlann ken- dilerini. düşüncelerini ifa- de ediş şeklidir, sözler ka- dar önemlidir nelerin dü- şünüldüğünü. nelerin yan- lış gittiğini anlamak iste- yenler için. Belki politika- nınen masum en renkli bi- çimi moda. Moda özgtirdtir Hükümdarlıktan. emir- den, bencillikfen hoşlan- maz moda. Kırmızıyı mo- da yapar, ama kırmızı ken- dini diğer renklerden ayı- nrcasına yer etmeye kal- karsa onu bir anda siler, yerine pembeyi. yeşili ge- tirir korkusuzca, ya da bu- gün olduğu gibi tüm renk- leri bir arada sunar hepsı- ni cezalandırmak adına. Renkler bu yaz birbirleriy- le iyi geçinmek zorundalar bence.. yoksa tümünün si- linıp yerini siyahın alması olasılık içinde gelecek yıl- larda. Gelecek günlerin gön- lümüze ve yaşamımıza par- lak renkler getireceği ümidi ile iyi pazarlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear