22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 OCAK 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çapkm demokrat ımutıılmayaeak ndreas Papandreu siyasasında çelişkileri beceriyle kullandı. NATO'ya karşıydı. Ordusunu NATO silahlarıyla ile güçlendirdi. Avrupa Birliği 'ne karşı oldu. AB'nin parasıyla halkımn refahını arttırdı. Ülkesinde tam bir demokrattı. Parti içinde liderdi. Yunanca 'pentagon'un anlamı 'beş köşe' demektir. ABD'nin başkcnti \Vashington IX''de Savunrna Bakan- lığfnın mıman açıdan 'beş köşelı' yapisina Pentagon denmesi de bundandır. Atına'dakı Yunan Savunma Ba- kanlığı da beş köşelıdır. Onun da adı pentagon'dur. Bu tanım kuşkusuz VVashıneton'dakınden daha gerçekçıdır. Ekım 1981 seçıminde>ASOKIidenAndreasPapand- reu, başbakan olunca savunma bakanlığını da üstlendi. Andreas. Pentagon"dakı koltuğuna oturduğu gün önce kurmayJannı kabul ettı. Bırzamanlarkendismı tutukla- tan generaller, şımdı karşısında topuk şaklatarak hazır ola geçıp selam çakıyorlardı Belkı de Andreas. başba- kan olmaktan daha çok. o koltuğa oturmaktan mutlu ol- muştu O gün Andreas'ın bıyık altından kıs kıs gülüşü- nü hıç unutmayacağım. Ordunun dızginlerini ele geçir- mesi ve gerekli tasfiyeleri yapması ıçın bu görevde ilu yıl kaldı. Silahlı kuvvetler ıç yönetmelığme şu kuralı koydurdu' "Bir darbe hanrhgı için üstündcn emir alan subay, bu emri sivasal iktidara bikJimıe hakkma sahip- tir. Aksi hakle sorumlu olur." • •• Andreas'ı 1968'de sürgüne gönderen Albaylar Cun- tası'nın diktatörlen kendı yarattıklan bir kukîayla dev- rileceklerinı hıç akıllanna getırmemişlerdı. Anımsana- cağı uzere cuntanın kukJd faşıstı NikosSamson'un Kjb- ns'ta Makariyos'a karşı yaptığı darbe üzenne Türkıye, adada 30 Temmu/ 1974"te asken harekât gerçekleştir- dı. Cunta de\ nldi 'ÇagdaşZeus' olarak kabul edilen kı- demli politıkacı Konstantin Karamantis Paris'tekı sür- gün yaşammı noktaladı. Anna'ya döndü. Başa geçtı. "Müdebbir' Andreas ıseeylülde dönmeyi uygun gördü. Babasının arkadaşlan, partının basma geçmestni öncr- dıler, Andreas sıfırdan başlamaya kararlıydı Yurtdışın- dakurduğu 'PAK'dırenişörgütünüPanhelenkSocialist Movement (PASOK>Helenbir1iği Sosyalist Hareketi adıyla sıyasal parrıye dönüştürdü. Ünlü sanatçı Melina Merkuri, bu gehşmeyı şu sözlerle özetler. "Andreas Pa- pandreu, o andan itibaren halkın gözünde sadece And- reas olmuşru. Şimdi artık o kendisinin adamıydıT Seçim meydanlannda artık Andreas dıye tempo tutu- luyordu. Böylece babasının gölgcsıne sığmmadan, ken- di adı ile liderlige koşuyor, babasından da ıntıkamını alı- yordu. Partisıne 'Panhelenic Socialist Movement (PASOK)- Helenbirlıği Sosyalıst Hareketi' adını vermesı ılgmçtır. PanheUenic sözcüğü. Pantürkizm gıbı nasyonalizmi- yani 'Helenbirliği'niamaçlayan birmillıyetçilığı hedef- ler. tkınci sözcük o!an 'sosyalist' ile bir araya gelınce, Papandreu'nun partisînin özünde ortaya "Nasyonel Sos- yalızm' gıbi garip bir tamlama ortaya çıkar. Partinin adında 'partı' sözcüğü yoktur. Çünkü 'parti' durağan- dır. Sürekli değişimi anlatmak amacıyla parti sözcüğü- nü kullanmadıgını anlatır Bu nedenle bugün Alpaslan Türkeş'in 'Milliyetçi Hareket Partisi'nde oldugiı gibi Andreas, örgütünün adında "hareket" sözcüğüne yer ve- rir Andreas"ın, sanıldığı gibı gerçek anlamı ile bir 'sos- PAPANDREUNUN HAYATINA GİREN KAPINLAR (5) Lesboslu hostes Mimi yalıst' olmadığı söylenir. Kimilen Andreas'ın cunta yönetımınden sonra de- mokrasıye geçış sürecindekı günlerde yenı kurulan par- tilerarasında so) kanattakı boşluğu ve cuntaya yönelik tepkidekı oy deposunu görerek "sosyalist" rolünü oyna- dığını önesürerler. Andreas, kendısını 'dogmatik olma- >an Mancist' dıye tanımlardı. Sosyalizmın tepeden ın- me gerçekleşmeyeceğıni, kendi sosyalizmının Fran- sa'nm Mıtterrand'ını \ e Almanya'nın Schmidt'ınkınden farkJı olmadığını söylerdı. Andreas "Kişisel özgiirlüğe savgı duyan bir rekabet oigusu içinde karma ekonomiye inanı>»rum"derdı. Partisıne tehlıkenm "sağcılardande- ğıl. komünıstlerden geleceğını" söyledıkten sonra gerek- çesini de "Sağorgütsiizdür.Ovsakomünistiersokağıör- giitleyipsonınyaratabUirler''sözlen ile açıklardı. Ulke- dekı ıkı komünıstpartısı. Andreas"ın 'sosyalizmı'nı hiç- bırzaman "solculuk" oiarak kabul ermedı. tlk seçimde yıllann kurt siyasetçisi Konstantin Kara- manlis'in karşısında yüzde 13.5 oyla ancak 15 sandarye alabıldı 1977'deoylannı ıkıye katlayıpyüzde25'eyük- seldi. 93 sandalye ile ana muhalefet lideri koltuğuna oturdu. Kanzmatık bir hatip olan Andreas'in 21 Ekjm 1981 seçımınde ıktıdar koşusunu, Atına dışında'da izlemış- tim. Andreas'ın sloganı.'AIIaghi-Değişinı' ıdi. "Bu dü- zendeğjşmelidir" anlamına gelıyordu. Yüzde 48 gibı bir oyla 173 sandalyeyı ele geçırerek ıktıdar olmuşfu. Seçımdekı başansı hakkında Veorgios Katsifaras, " kapıcım bile beni tanımadığı halde 22 bin o\ akiım. Ba- na değil, Andreas'a oy verdikleri için ben de kazandım" demışti. ••• İç savaştan bu yana iîk kez bir solcu partı iktidara gelmıştı. Özel sektör kaygılıydı. Devletleştırme olacak mıydı? Ordu. .Andreas'ın başbakanlığını kabul ederek rahat duracak mıydı? Amerika aleyh- tarlığı ile oy alması karşısında ABD nasıl bir sıyasa ızleyecektı? (Corkulanlar olmadı. Üstelik 'solcuyum' demekten korkanlar ra- hat birnefes aldı Emnıyetteki 'solcu fışleri' yakıldı. Ulusai Istıh- barat Örgütü'nün (KYP) kadrosunda önemli değişiklikler yapıl- dı Cezaevi koşullannda gözle görünür bir düzelme oldu. Seçım yaşını 18'e indirmck, ıdam cezasını kaldırmak, kürtajı serbest bırakmak. medeni nıkâhı kılise nikâhının önüne geçirmek, kilisenin mal varlığını denetlemek amacıyla kampanyalar başlat- tı. Kilisenin boş arazilerinı köylülere dağıttı, kiliseye kısmen bo- yun eğdi. Çünkü anayasanın 1 maddesine göre Yunanistan laik değil, *Ortodoksbircuınhuri>«t'ti. ıç sa\aşta yurtdışına giden ve başta Rusya'da yerleşen komü- nistlere gen dönüş ıznı çıkardı. Castro'nun Kübası'na iîk Yunan Büyükelçisi'ni atayan NATO ülkesı oldu. NATO'nun Polonya'ya uyguladığı ambargoya katıimadı FKÖ'yü resmen tanıdı. NATO ve Avrupa Bırligi içinde bağımsız bir \ünanistan rolünü üstlendı Andreas, Avrupa Bırlıği'nden gelen mılyarlarca dolan ülkenın alt yapılanmasında kullandı. Susuz, elektnksız, telefonsuz, asfalt- sız, sağlık merkezsız köy bırakmadı. AB fonlannın cebine gırdı- ğini gören Yunan köylüsü Andreas'dan memnundu. • *• Yunanistan'daki "Amerikan üslerini atacağun" dıye tutrurdu, atamadı. Buna neden olarak da 'Amerika'nın, Türk tehdidine kar- Sadece Andreas'ın kalbınde değıl, tüm Yunanistan'da firtınalar yaratan en önemli aşk o> küsünün ilgınç bir başlangıcı var Başbakan Andreas Papandreu bir gün. Olımpık I fava Yollan ile uçmaktadır. Hosteslerden bın uzun boylu, dolgun. güzel ve cinsel çekicilıği olan birkadındır. Özellikle bu seferde görevlendırilmesı ıçın arkadaşlannı devreye soktuğu söylenir Arkadaşlannın '.Vlimi'dedıklen hostes Dintitra UaniFlonna'da doğrnuş, subay olan babasının ölümü üzenne liseden aynlmak zorunda kalmıştır Güzel genç kız, gece yaşamından hoşlanmaktadır. Sinema yıldızi, şarkıcı, hostes olmak için yapmayacağı yoktur. Dünya cinsel özgürlüğünün başkentı kabul edilen Mikonos Adası 'Mimi'nin dünyasının da odağını oluşturur. Bu arada bir mimarla evli oimasına karşın Başbakanın uçağında görev alma kararlılığına sahıptir. Andreas'ın. Dımitra ile kaçamağı öncelen bir armatör arkadaşının Voulagmani'deki vıllasında başlar. Sonra. armatörün yatı ile Ege'ye açılırlar Bir gün Mımı ağzındakı baklayı çıkanr: •'Andrea! Margaret'ten aynL." Andreas, daha önce Vasso'nun da istedığı ancak kabul etmedığı böyle bir karan bu kez de uygulamaktan çekinır. Bir süre sonra Andreas kalp bunalımı geçırir. Londra'da ölümle-yaşam arasında gidip gelmektedir. Atina'ya döndüğünde Andreas degışmiştir. 'Vasak aşkını' gizlememekte, yakınlan ile çocukianna "Beni yaşama sadece o bağtayor"dıye kestirip armaktadır Bu arada ayn yaşadığı mimar eşi Mımi'yı. Andreas da Maggy'ı boşar ve evlenirler. Lesboslu Mimi Siyaset, ben ve onun cinselligı; birlikte gidiyoruz fkfltarm Tvpm Yunanistan"da o günlerde sanki bir antik Yunan tıyatro oyunu sahnelenmektedır. Oldum olası 'mit-söyience'yaratmaya yatkın Yunan ulusu. venı söylenceler üretir. Bazılan, arşıvlen kanştınp 'Mimi'nin Mikonos günlerinde 'KJnidos Afrodit'ı kılığındakı fotoğraflannı bulup^ayımlarlar. Mimi. mılletvekili adaylığına so> ununca arşıvler yenıden kanştınhr. Bu kez fotoğraflarda Mimi. Lesboslu (Mıdılli Adası) ünlü antik kadın şair 'Sapho'nun öğrencisı rolünde ve doğal giysileri içinde bır başka çıplak kadınla birlikte görülür Söylentı doğru ıse, bu fotoğraflan basına. eski eşı Mıhailıs Kapopulos vermektedir. Mimi'nin 'Deifi Kâbinfne JaJ baktıran antik Yunan kadınından da farkı yoktur. Hatta, Andreas'ın Londra'dakı kalıp ameliyatına falcısını da götürür. 1993'te Andreas, yeniden başbakan olduğunda Ekali semtindeki 'Pembe Vüla' sanki 'Delfi Kehanet Merkezi'ne döner. Andreas'ın annesi Sofia'nın evini satarak. arkadaşlanndan da faizsız borç alarak, 10 mılyon dolara (yakla^ık yanm trilyon liraya) Mımı'ye yaphrdığı 20odalı, 14tuvaletli villaya falcılar egemendır. Andreas'ın günlük her tür programını 'Başbakanın özel kaJem müdürü'venne Mimi'nin falcılan düzenler. 'Devlet' ile 'faka'lar arasında rekabet üzenne Andreaa ağırlığını Mımi'den yana koyar ve kendisine özel kalem müdürü olarak atar. Günler geçer, Mımı bu kez Mikonos Adası yenne parlamento adaylığı için soyunur. Andreas'ın eski gözağnsı Vasso bile, -sıyasal mı yoksa kadınsal dürtü ile mi bilinmez- başbakana karşı parti içinde olusan 'dörtlü çete'de yenni alır. Antik Yunan tiyatro oyununda 'tapınağa sığınma' olgusundan hareketle. Mimi bu kez çağdaş tapınağa, 'kifise'ye sığınmaya çalışır. Hatta Ortodos Patnğı Bartholomeyu ile yan yana çektırdiğı fotoğraf halkla ilişkilerinde kullanmaya başlar. Mimi, "Eski Yunan'daki gibi çıplak görünmüşsem, rcsim cektirmişsem ne oünuş vani? Çıplaklık shasete engel midir?" sözlen ile savunmasını yapar. Kamu araştırmalannda, Mimi'nin zarannın 'dine'yüzde 69.1 'Andreas'a yüzde 77.7 olduğu saptanır. lngıliz Prensesı Lady Di gıbı Mimi de televızyona çıktığında Yunanıstan'da 'Rating oranlama' rekoru kınlır. Bir başka kamuoyu araştırmasi mülakatın yapıldığı devlet kanalının "Mimi'ye gol atması için pas verdiğine'"ınanlan yüzde 58.6 olarak belirler. Bir başka çıplak kadınla bırliktelığıni gösteren resminin 'montaj' olduğuna inananlann oranı ise yüzde 43.5'dür. Bu gelişmelerden sonra Andreas Papandreu ile Dimıtra Lianı'nin düğün törenleri Ortodoks Kilisesi adetlerine uygun olarak gerçekleştırildı. Yunanistan'da 'Dimitrology'adında yenı bır bılım dalı doğar. Hiç kuşkusuz *Dimitrolog\' Yunan kamuoyunda 'Türk tehdidi' safsatasının gazete başlıklanndan ınmeiine neden olur Bundan dolayı Türkıye, Dımitra Lıanı - Papandreu'va 'müteşekkir' dır. _ şı güvence vermeyişınr gösterdı. Bıryandan yarattığı 'Türk teh- didi'ni gazete başlıklanndan ındirmıyor. öte yandan da Türklere 'zeytın dalı' uzatmaktan söz ediyordu. 18 ekım seçıminden 13 gün sonra Andreas, Türk Büyükelçısı Fahir Alaçam'ı makamına çağırarak 'zeytın dalı'nı vermeden ön- ce kendisine 'uzo' ikram ettı. Andreas'ın İngilizcesı ıyi, Fransız- cası zayıftı Alaçam'ın Fransızcası ıyi, İngılizcesi zayıftı. Yine de çevirmene gerek duyulmadı Yunan Başbakanı Ingilızce konuştu, Büyükelçı dınledi. Büyükelçı Fransızca konuştu, Başbakan dinle- di. 6 kasımda Alaçam. Başbakan Bülent Ulusu'dan bır 'zeytın da- lı'nı Andreas'a getirdı Taraflar 'moratoryum' ilan ettıler. Karşı- lıklı güven ortamı yaratmak amacıyla herhangı bır hasmane hare- kette bulunmayacak ve demeçler vermeyeceklerdı Zamanın ba- nşı getırmesi beklenecekti. Ne var kı, bu daltardan 14 yıldır tek bır meyve bile alınmadı. 1987'de Ege'de yeniden savaş tamtam- lan çalmışn Ege'nın sulan ısınmıştı Ortalık yatıştığında Andre- as, BüvükelçıNazmiAkımanaracılığı ile Başbakan TurgutÖzal'a "Davos Buluşması'nın kapısını açacaktı Hatta Türk meslektaşı Özal'ı Atına'da Akrapol'ün eteğinde ağıriayacaktı Ancak Ege'ye bu kez de banş gelmeyecektı. Andreas. Yunanistan'da Türkıye'ye karşı en sert politikayı ızle- yen politıkacı oldu. Lımni'yı barut ftçısı birada konumuna soka- cak. Fge'de NATO uygulamalannı engelleyecek. Avrupa Bıriı- ği'nde 'veto' kapısını sürekli kullanacaktı Bu davranışı zamanla Batı'nın Türkıye'ye daha çok anlayış göstermesıne yol açacaktır. Andreas, 'Türkiye ile banşın anahtannın kendisinde olduğu' ha- vasını yaratıyordu Ama hıçbirzaman bu anahtan kuHanamadı. Antik Yunan'da her mesleğin ya da yörenın bır koruyucu tann- sı var'dı. Ortodokslukta ıse tannlann bu özelliklerini azızleralmış- tır. Kıbns'ın koruyucu azızi A>a Andreas'tır. Andreas. bu ad ya- kınlığindan yararlanarak Kıbns sorununda 'Çağdaş Aya Andreas' rolünü oynamak ıstedıyse de tarihe "kaçınlan fırsatlar'ın yaraticı- sı olarak geçtı • •• Andreas. Cumhurbaşkanı Konstantin Karamanlis'inparlamen- toyu fesıh >a da geçıcı hükümet kurma yetkılerini kısan bazı ya- sal düzenlemeleri de gerçekleştirdi. 173 sandalyesini 1985 seçıminde 162'ye düşürdü. 1989'da üç kez yinelenen seçimlerde çoğunluğu sağlayamadı. Banka skanda- lı 'Koskotas' olayı ile ilgili olarak Yüce Divan'da yargılandı. Yar- gıç önüne çıkmayı reddettı. Aklandı, ancak yara aldı. Yasada ya- pılan degişiklılde 1993 seçımınde eskisi gıbi yüzde 48 oyla san- dalye sayısını 170'e çıkardı. Tanhsel rakıbı Giritlı Mitsotakis se- çımı yüzde 41 "İîk oyla kaybedınce, önceden söylediği gibı partı başkanlığmdan aynlarak Andreas'ı siyaset arenasında yalnız bı- raktı. Andreas'ın adının kanştığı Koskitas skandalından, kalp amelıyatının yarattığı sağlık sorunundan, Dimitra Lianiile cvlen- mesinden Yunan halkının pek de öyle etkilenmediği 1993 seçım sonuçlan ile anlaşıidı. • • * Ortanın solundakı haftalık 'Tanidromos-Postacr adlı dergi. 5 Nı- san 1984 tanhlı bir yazısında. Andreas'ın yüz hatlanna dayalı kim- lığinı şöyle tanımlıyordu: "Yüzü, sanki ateşin yûzü gibidir. Yara- dıuştan yeteneklü /eki, ;an-söhret merakiısı, hassas. kolay öğrenir. Evhamlı, başkalanna güven duymaz." Geleneksel rakıbi olan Yenı Demokrasi Partısi'nın lideri Kons- tantin Mitsotakis, "Dıs, politikadaki tcfıdftierini uygulayacak bir as- lan gibi görünüyorsa da en ufak bir 'allaghh-değişim' bekJenemez." Melina Merkun'nın tanımlaması ise sdyleydı: "Yaşamımda şimdiye değin gördüğiun en cesur, kendisini adamış bir politika- cı_" Andreas'ın bir ara Yunan Radyo ve TV Kurumu (ERT) Genel Müdürü Yardımcıiığı'na getirdıği. ünlü Z romanının yazan Vasi- lis V'asilikou, "Her şeyi ile bir pragmaD5t"dıyordu. Yıllann tutucu politikacısıEvengek» Averof, "Meslek yasamı bovunca lovırtan bir siyasal çıkarci—" Üvey kardeşı Yorgo Papandreu, "Babam. Andreas vüzünden pek çok kez hastalandı. Babamın karşısında daima kendisindcn nefret eden oğul rolünü oynardı. Bunda annesi Sophia'nın etkisi büyük- tü. Paris'te Notredam Kilisesi'nde günah vıkarmaya gittiğinıde, in- tihara teşebbiis ettim. Üç el ateş etmeme karşın kendinıi öldüreme- dim. Bu olaydan sonra 'idealist' değil, 'realist' olma>a karar ver- dim. Kendimi ağabeyimle kıyasladıgımda onun 'reaİist'liği ile her zaman kazançlı çıkbgını gördüm." • •• Andreas, NATO'ya düşmandı, ancak NATO silahlan ile ordu- sunu güçlendirdi Avrupa Birliği'ne karşı söylemlerle ıktıdar ol- duysa da AB'nin paralan ile sokaktaki halkı sevindırerek koltu- ğunu korudu. Ülkesıne demokrasıyı öğrcttı, ancak partısı içinde demokrat olamadı. Herhaldc tanh ondan. "Demokrasi ve aşk ada- mıvdL Türkiye ilebanşı kaçınp, başuıa defhe dalı koyamayan, ken- dine Szgü bir politikacıydr dive söz edecektır O şımdı Mına'da Onassıs Hastanesının bır odasında Oiympos'a çıkacağı anı bek- lıyor. _
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear