25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 MAYIS 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ders ldtapLarma yeni düzen• Milli Eğitim Bakanlığı, Ders Kitaplan Yönetmeliği'ni yeniden • Yeni düzenlemeye göre okullarda okutulacak ders kitaplan listesi düzenlerken Talim ve Terbiye Kurulu üyeleri ve çalışanlannın kendileri ve fiyatlanyla birlikte her yılın nisan ayında Tebliğler Dergisi'nde özel yayınevleri adırıa kitap yazmasımn yasaklanması yönündeki görüşü yayımlanacak. Okullardaki kitap seçimi komisyonlannda okul aile benimsemedi. Alınan karara göre ders kitaplan fiyatlan dönem içinde birliğinden bir temsilci de yer alacak. Sahtecilik yapan yayınevlerinin değiştirilemeyecek. EMtSEKAPLAN ANKARA - Milli Eğitim Bakanlığı, Ders Kitaplan Yönetmeliği'nde yapı- lan değişiklikle, okullarda okutulacak ders kitaplan listesinin fiyatlanyla bir- likte her yılın nisan ayında Tebliğler Dergisi'nde yayımlanması ve kitap se- çimi komisyonlanna vehlerin de katıl- ması ilkesini benimsedi. Talim ve Terbiye Kurulu üye ve çalı- şanlannın kendileri ve özel yayınevleri adına kitap yazmasımn yasaklanması görüşü yönetmeliğe yansıtılmazken Kurul Başkanı Ramazan Çetin Dağ- h'nın, üyeleri, "Ya kitap yazın ya da yalnızca üye olıuı. Kitap yazmanız üye- üginizle bağdaşmaz" sözİeriyle uyardı- kitaplan 2 yıl süreyle incelemeye alınmayacak. ğı öğrenildi. Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Ter- biye Kurulu, ders kitaplannın fiyatlan ve seçiminde yaşanan aksaklıklan gi- dermek ve özel yayınevlerinin korsan kitap çıkarmasını engellemek için uzun süredir üzerinde çahşılan Ders Kitapla- rı Yönetmeliği'ni yeniden düzenledi. Yönetmelik, Bakan Nevzat Ayaz'ın onayıyla yürürlüğe girdi. Uyetere kitap yazma serbestisi Eğitim çevrelerinin "Talim ve Terbi- ye Kurulu üyeleri ve kitap inceleme ko- misyonlan kendileri ve özel yayınevleri adına mihariarca lira aiarak kitap ya- zıyorlar. Yazdıklan kitabı da kendileri inceJevip okullara tavsiye ediyoriar. Bir kişi kendi yazdıgı kftabı hatalı görmek ister mi?" biçimindeki eleştirilerine karşın, Talim ve Terbiye Kurulu üye ve çalışanlannın kitap yazmalannın en- gellenmesi yönündeki görüş kabul gör- medi. Yeni düzenlemede. üyelerin kitap yazmalan yolu açık bırakılırken Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Ramazan Çetin Dağlı'nın. üyeleri sözlü olarak uyardıgı öğrenildi. Yeni düzenleme ile getirilen yenilik- ler şöyle: - Ders kitaplan listeleri, fiyatlanyla birlikte her yıluı nisan ayında Tebliğkr Dergisi'nde yayımlanacak. Okullarda kitap seçimini yapacak komisyona, okul aile birliğinden bir temsüci de ka- nlacak. - Kitaplan seçen komisyon, kitapla- nn seçilme nedenine ilişkin bir rapor hazırlayacak. Denetimlerde bu raporlar da incele- nebijecek. - Öğretmenlere, dersin işlenişinde yardımcı olmak amacıyla 'öğretmen kılavuz kitabı' hazırlanacak. Talim ve Terbiye Kurulu'nca inceleme sonunda 90 ve daha yuk^n puan alan ve hatasız olan kitaplar değerlendirmeye alına- cak. - Yazar veya yayınevinin inceleme raporuna itiraz etmesi durumunda ya- zar, komisyonla görüştürülecek. Tartışılan kitap, kurul tarafından dü- zeltilmek üzere yazara veya yayınevine en fazla iki defa geri gönderilebilecek. - I Ocak 1999 tarihinden itibaren, baskıya hazır nüsha eserierin inceleme- ye aünma işleminin sona ermesiyie, ba- sılmış kitapların incelemeye alınması uygulaması başlablacak. - Ders kitabı olarak kabul edildiğine ilişkin kurul karan olmadığı halde, bu karar varmış gibi yanlış veya yanıltıcı beyanda bulunanlarla. uygunluk karan bulunduğu halde bakanhkça belirlenen ilke ve yöntemlere uymadığı sonradan belirlenen kitaplann uygunluk karan iptal edilecek. Bu yayınevlerinin kitaplan iki yıl süreyle incelemeye alınmayacak. Gümrük Birligi Anlaşması'na iptal davası •Mümtaz Soysal'ın danışmanı tlter Ertuğrul, Gümrük Birliği Anlaşması için Ankara Idare Mahkemesi'nde iptal davası açtı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Dışişleri Bakanı ve CHP Ankara Mılletvekilı Mümtaz Soy- sal'ın danışmanı llter Er- tuğrul, Gümrük Birliği Anlaşması için Ankara Idare Mahkemesi'nde iptal davası açtı. Ertuğrul. 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması'na ve anayasa- ya aykırı olduğunu iddia ettiği Gümrük Birliği An- laşması hakkında yürütme- yı durdurma karan veril- mesini istedi. "Tek imzair bir idari iş- lem niteliğinde olan 6 mart tarihli Gümrük Birliği An- laşmasfnın 12 Eylül 1963 tarihli Ankara Anlaşma- sı'na aykın hükümler içer- diği savlandı. İdari işlem- lerın yürürlükteki yasa, anayasa ve hukuk kuralla- rına aykırı olamayacağı hükmüne dayanarak tdare Mahkemesi'ne dava açan flter Ertuğrul, gümrük bir- liği belgesinin Ankara An- laşması'na aykın hüküm- lerinin iptal edilmesini istedi. tlter Ertuğrul, mah- kemeye sunduğu dilekçe- de, hukuka aykınlık iddi- alan şöyle sıralandı: -1963 Ankara Anlaşma- sı ile öngörülen gümrük birliği değil, ortaklıktır. Gümrük birliği. bunun do- ğal bir sonucudur. - 6 mart tarihli belge ile doğrudan Avrupa Toplulu- ğu Adalet Divanı'nın yet- kisi kabul edilmiş, Ortak- lık Konseyi devreden çıka- nlmıştır. Bu. 1963 anlaş- masının öngördüğü siste- me aykındır. - Ankara Anlaşma- sı'ndan bu >ana geçen 30 yıl içinde topluluk yapısı değişmiş ve AB'nin anaya- sası sayılabilecek Maast- richt Anlaşması ile AB'ye giriş, Avrupa Parlamento- sunun onayı koşuluna bağlanmıştır. Bu koşul, Türkiye'nin 1963 anlaşma- sı ile kazandığı haklardan vazgeçmek anlanuna geldi- ği için Ankara Anlaşma- sı'na aykındır. - Anayasaya göre ege- menlik ulusa aittir. ulus adına TBMM tarafından kullanılır ve devredilemez. 6 mart tarihli belge ile Türkiye, AB'nin oluşum süreçlerine katılmadığı tüm kural ve kararlarına uyma yükümlülüğune gir- miştir. Büyükelçilerimiz Cumhurbaşkanı Demirel, Çetin ve Yılmaz ile görüştüler Avrupa'da yahıız kalabıliriz BTS üyesi TCDD çahşanlan iş bırakma ey lemlerini genellikJe halay çekerek veya türkü söyleyerek sürdürdülu. Demiryolculardan eylem •Sürgüne gönderilen arkadaşlan hakkındaki karann durdurulmasını isteyen demiryolu çalışanlan. 5 yerde tren seferlerini durdurdu.Demiryolcuların eylemi dün saat 14.00"te sonaerdi. Haber Merkezi - Birle- şik Taşımacılık Sendika- sı'nda (BTS) örgütlü TCDD çalışanlan. Adana Şube Başkanı Mehmet Akdemir ve işyeri temsil- cisi Nurettin Toplar'ın sürgün edilmesini protes- to etmek için dün Sam- sun, Haydarpaşa. Adana, Izmir ve Tavşanh'da tren seferlerini 24 saat süreyle durdurdu. BTS çalışanla- n. arkadaşlannın sürgün- lerinin durdurulması için mücadele verirken Adana Şube Başkanı Akdemir ile BTS üyesi Kazun Ka- yakıran, Abdullah Yıldız, >T ecat Okay ve Murat Gül gözaltına alındı. BTS Genel Merke- zi'nden yapılan açıklama- ya göre, Genel Başkan Orhan Altuğ sürgün edı- len BTS üyelerinin sür- günlerinin durdurulması için Ankara'da girişimler- de bulunurken iş bırakma eylemi, dün saat 14.00'te bitirildi ve seferler nor- male döndü. TCDD Ge- nel Müdür Yardımcısı Ahmet Kabakçı ise me- mur sendikasının karan nedeniyle sadece birkaç tren seferinin aksadığını, ancak sabahın ilk saatle- rinden sonra trenlerin normal seferlerini yaptık- lannı savundu. BTS Adana Şube Baş- kanı Mehmet Akdemir ve işyeri temsilcisi Nurettin Toplar'ın iş bırakma eyle- minin ardından Kars ve Erzurum'a sürgün edil- meleri, ardından da beş BTS üyesinin gözaltına alınması, demiryolu çalı- şanlarını öfkelendirdi. BTS üyeleri. sürgünlerin geri alınması için önceki gün saat 24.00'ten itiba- ren Haydarpaşa, Izmir, Adana, Samsun ve Tav- şanh'da tren seferlerini durdurdu. Ancak demir- yolu çalışanlan, dün Hay- darpaşa Garı önünde bir basın açıklaması yaparak, vatandaşlann bayram tati- linde zor durumda kalma- malan için eylemlerini saat 14.00'ten itibaren bi- tirdiklerini açıkladılar. Eylem sırasında yokular gariarda uzun süre tren beklediler. •ANAP lideri Yılmaz, büyükelçilerin Avrupa Parlamentosu'ndan gümrük birliği konusunda olumlu bir karar çıkmayacağı endişelerini dile getirdikleri söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ba- tı'nın insan haklan ihlalleri ve demokra- tıkleşme konulannda Türkiye'ye yönelt- tıği baskı artarken, Ankara'ya çağnlan bu ülkelerdeki büyükelçi ve temsilciler- le alınması gereken önlemler tartışıldı. Türk diplomatlanyla bir araya gelen ANAP Genel Başkanı Mesut' Yılmaz. büyükelçilerin Avrupa Parlamento- su'ndan gümrük birliği konusunda olumlu bir karar çıkmayacağı endişesini dile getirdiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerın, Başbakan Tansu Çiller. CHP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin ve Dışişleri Bakanı Erdal tnö- nü'nün katılımıyla önceki gün gerçek- leştirdiği dış politika zirvesinin ardından büyükelçilerle yapılan görüşmelerde, Türkiye'ye yöneltilen baskı ve eleşririler karşısında alınabilecek önlemler değer- lendirildi. Demirel, Türkiye'nin Avrupa'ya en- deksli olmadığını belirtti. Aralannda Türkiye'nin NATO Daimi Temsilcisi Tugay Ozçeri'nin de bulun- duğu Türk diplomatlan, dün Cumhur- başkanı Demirel, CHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Hikmet Çetin ve ANAP lideri Yıimaz'la görüştüler. Avrupa'nın tavn incitki Demirel. büyükelçilerle yaptığı top- lantıda, Avrupa'nın Türkiye'ye karşı ta- kındığı tavrı "incitici"olarak niteledi. Demirel, "Avrupa'nın tavnna karşı sa- vaş açmamız söz konusu değil. Avrupa ile işbirliğimizde yarar vardır. Ancak, Avrupa'ya endeksÜ değiliz. Bizi içine al- mak istemiyorsa Türkiye yoltına devam edecektir" dedi. Hikmet Çetin de büyükelçilerle yaptı- ğı toplantının, "son zamanlarda yoğun- laşan tepkilerin değerlendirilmesi \e bu tepkiler karşısında ne yapılacaguun gö- rüşülmesi"' amacıyla düzenlendiğini söyledi. Toplantıda, Hollanda'nın "Sür- günde Kürt Parlamentosu" adında bir oluşuma ızin vermesinin de değerlendi- nleceğinı aktaran Çetin, "Avrupa'yla bütünleşme çalışmalarını da ete alaca- ğE"dedı. Gümrük birügi endişesi Çetin ile yaptıklan görüşme öncesir)- de ANAP lideri Yıimaz'la görüşen bü- yükelçilerin, Avrupa Parlamentosu'ndan gümrük birliği konusunda olumlu karar çıkmayacağı dogrultusunda endişelerini dile getirdikJeri öğrenildi. Yılmaz, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, yaşanan olumsuz tablodan koalisyon hükümetinin sorumlu olduğu- nu savundu. Türkiye'nin Avrupa Konse- yi üyeliğinin askıya alınmasının zayıf bir olasılık olduğunu dile getiren Yıl- maz, büyükelçilerin de benzeri görüşler dile getirdiklerini aktardı. Büyükelçiler, daha sonra Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nde yapılan toplan- tıya katıldılar. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Rüşvetin Kanıtı Türkiyemizdeki kimi olay ve gelişmeleri "hayret" ve "ibret"\e izliyoruz. Ev kirasını nasıl ödeyeceğini düşünen kamu görevlisi, birkaç yıl içinde milyarder oluyor, küçük dilimizi yutuyoruz. On milyon lira maaşlı memur, yirmi milyon lira ev kirası ödüyor, aklımız almıyor. Orta halli bir semtte, orta halli bir ev için 200 bin dolar fiyat istiyorlar, gözlerimize inanamıyoruz. Kimi semtlerimizde 1 milyon dolar karşılığında ev ve daireler satılıyor ki; bu parayla Beverty Hills'de bahçesinde heykeller bulunan bir villa alırsınız. Zaten Türk parası tedavülden kalktı gibi. Başta emlak piyasası olmak üzere. pek çok piyasada dö- viz konuşuluyor. En basitinden, biz de bazı rakam- ları yazarken, dövize çevirip yazıyoruz. Zira rakam- lar öylesine hızlı yıpranıyor ki, bugün "anormal" bulduğunuz kimi rakamlar, birkaç yıl sonra "nor- mal" hale geliyor. Hatta, bir süre sonra çok ucuz görünüyor. Birkaç yıl önceki bir yazımda "Bu memlekette bir akşam yemeğinde adam başına beş yüz lira ödeyenler var" demişim. Tabii bunu yazarken pahalılıktan söz etmişim. Ama şimdi oku- yunca gülüyorum. Hayretle ve ibretle izlediğim bir kavga da, namus kavgası. Kimileri rüşvetle, hırsızlıkla fena halde suçlanıyor. Ama mahkemelere gidildiği zaman or- taya hiçbir şey çıkmıyor. Sonra da adam kasım ka- sım kasılarak insan içine çıkıyor. Elleri temiz, alnı ak birbiçimde... Engin Civan olayının üzerındeki perde kalkmadı. "Acaba nasıl kıvırtacaklar" dıye çok düşünmüş- tüm. "Mızrak çuvala sığmaz" demiştim. Ama mız- rağı çuvala sığdırdılar. Şımdi Selim Edes yurtdışın- da gününü gün ediyor. Engin Civan da bir süre da- ha yatıp çıkacak. Ama sevgilı Ergun Göknel, yıl- larca hapıste kalacak. Hiçbir şey ispatlanmamış ol- duğu halde ve ortada hiçbir somut kanıt olmadığı halde. Neymiş, "parasının kaynağını açıklayama- mış...." Bu toplumda parasının kaynağını açıklaya- mayan tek insan Ergun Göknel zaten. En basitin- den, Özal ailesinin parasının kaynağı çok açık ve herkes tarafından biliniyor. Aynı şey Çiller ailesi için de söz konusu elbette. Ama herhalde benim "vizyonum" zayıf olduğu için bunlara bir türlü aklım ermiyor. Aslında hâkimlerimizin yasalar çerçevesinde adil olmaya çabaladıklarına kuşku duymuyorum. An- cak yasaların yetersizlikleri beni sinirlendiriyor. Kamu görevlilerinin "mal bildırimi" bir türlü için- den çıkılamayan bir olay oldu. Sözde her kamu görevlisi işe başlarken, kendısi ve yakınları için bir mal bildiriminde bulunacak ki; yarın öbürgün ona sorabilsınler, "Bunlan nereden buldun?" desinler. Ama bu bildirimler meydanda yok. Şeytan aldı gö- türdü, satamadan getirdi... Ve kimileri, insanın yüzünü kızartacak derecede pişkinler. "Bana ne" diyorlar, "Bunlan almak devle- tin görevi, gidin sorumlusunu bulun." Bunun so- rumluları da aynı pişkinlik ve vurdumduymazlık içinde, "Allah Allah" diyorlar, "Yahu bu adamlann mal bildirimleri nerede?" O, ona soruyor; öbürü bir başkasına soruyor ve herkes birbirine sorarken, mesele zamanaşımına uğruyor. Çalanın çaldığı ya- nına kâr kalıyor. Yasalarımız insanları hırsızlığa teşvik ediyor. Ya da en azından hırsızlık yapanları koruyor. Çünkü yasaları değiştirmek zorunda olanların bir bölümü bunlaria işbirtiği ıçindeler. Kitle iletişim araçlan me- selenin üzerine fazla gitmiyor. Zira onlar da aynı yağmadan paylannı alıyorlar. Banka eksperi, kredi isteyen müşterinin arsasına 100 milyar değer biçiyor ve bunu karşılık gösteren adam bu oran üzerinden kredi alıyor. Bir süre son- ra iflas bayrağını çekiyor ve kredisine karşılık 100 milyar değer biçilen arsa bankaya kalıyor. Ama o ne? Arsanın değeri 5 milyar... Buyrun bakalım. İnsanın aklına, "Bu raporu veren ekspehn canı- na okurlar" gibisinden düşünceler geliyor. Nerde- ee... Adam aynı işi, başka yerlerde sürdürüyor. Hâkimlerimiz (haklı olarak) rüşvet ve yolsuzluklar için kanıt arıyorlar. Bulamazlar. Zira alan memnun, veren razı. Işte o zaman başka kıstaslar getirilmesi gerek. Ve bunun en kestirme yolu, "nerden bul- dun" sorusunu sormak ve bu soruyu sorabilmenin yasal altyapısını hazırlamak. Aslında başka kıstaslar da geliştirilebilir. Örneğin Emlakbank'ın Ataköy'deki kimi varlıkları kiraya ver- mesindeki rakamlara baktığımız zaman, insanın dudaklan uçukluyor. Degerinin onda birine kiralan- mış. Burada artık başka kanıta gereksinim yoktur. Burada rüşvet dönmüştür. Ya da en iyi niyetle yak- laşırsak ve en azından; burada ciddi bir "görev su- iistimali" vardır. Hani bunların cezası?.. Boyalı basınımızın kimi organlannın, ikincil bazı meselelerde koparrtığı yaygaraya bakmayın. Asıl meselelere onlar da eğilmiyor. Zira onlar da bu yağma düzeninden pay alıyorlar ve onlar da aynı kirliliğe bulanmış durumdalar. Kaldı ki; yıllardan be- ri sürdürülen bir propagandayla ve uygulanan poli- tikalarla halkımız da bunu kanıksamış clurumda. Is- tanbul'da yaşayan insanların yüzde 20-25'i Hazine topraklarının üzerinde yaşıyor. Ya kendileri gaspet- mişler ya da gaspeden mafyaya müşteri olmuşlar. Bu insanlara "Hazine soyuluyor" deseniz ne olur, demeseniz ne olur? Rüşvete kanıt aramak, samanlıkta toplu iğne aramak gibidir, bulamazsınız. Kazara bulursanız da elinize batar. Tezgâh öylesine yüksek yerlerde ha- zırlanmış ve öylesine yüksek makamlara ulaşmış ki, bizler aşağıdan bakıp, hayret etmekten başka bir şey yapamıyoruz ve bir süre yapamayacağız. Sağlık Bakanlığı'nın yeni yönetmeliği hastanelerdeki 'torpirii atamayı önlemeyi amaçlıyor Personel atamalarına yeni yönetmelikGLTNPÜZtMŞtR Sağlık Bakanlığı. torpilli tayin ve atamaları önlemek amacıyla hastanele- re personel standardı getiren bir yönet- me iği yürürlüğe soktu. Yeni yönetme- liğe göre bakanlığa ait koruyucu sağlık hizneti veren hastaneler ile yataklı te- da^i kurumlarında çalışacak personel sayısı nüfus yoğunluğu ve bulunduğu 'il't göre yeniden belirlendi. lialen TBMM'de bulunan ve "çakılı kacro" olarak adlandınlan hastaneler- de ;alışan kadrolu personele ilişkin bir di|fer yönetmeliğin uygulamaya sokul- maîiyla birlikte hastanelerde politik zoıfamalarla oluşan yığılmalar sona ere;ek. îağlık Bakanlıgı'na bağlı hastanele- rin başhekimleri yeni yürürlüğe soku- lan "Taşra Teşkilatı \'atak ve Kadro Standartlan Yönetmeliği "nde aksayan unsurlan gözden geçirmek üzere İstan- bul'da bir araya geldi. Heybeliada Sa- natoryumu Dr. Ahmet Refik Erem Konferans Salonu'nda düzenlenen top- lantıya Sağlık Bakanlığı Personel Ge- nel Müdürü Haluk Yıldız, Tedavi Hiz- metleri Genel Müdürü Tevfîk Akancı- oğlu. Istanbul tl Sağlık Müdürü Hürri- yet Uymaz. diğer yöneticiler ile başhe- kimler katıldı. Sağlık Bakanlığı yetkilileri son ola- rak kadro standart tespitinin 1974-79 yıllan arasında yapıldığını. dahasonra günümüze kadar bu yönde bir çalışma gerçekleştirilmediği için hastanelerde önemli oranda kadro yığılması meyda- na geldigini belirttiler. Yetkililer, Avru- pa ülkelerinde insan gücü planlaması- nın ön planda geldigini belirterek yeni hazırlanan yönetmeliğin çağı yakala- yan ve 2000'li yıllann ihtiyacına cevap verecek şekilde hazırlandığını vurgula- yarak şunlan söylediler: "Yeni yönetmelik bir zonınluluktan doğmuştur. Yönetmeliğin hazırlanma- sında fıziki kapasite arttnmı. yan dal- larda eksikligin giderilmesi, sağlık hiz- metlerinin yığılmalara yol açmayacak şekilde bilinçli arttırılması ve uznıan bekimden pratisyene kadar tüm kadro- larda eksikligin giderilmesi ana hedef olarak secildi. Örneğin ulaşımm fazla olduğu E-5 benzeri bir karayolu üzerin- de yer alan bir hastanede beyin cerrahı ve ortopedi uzmanı bulunması mecbu- riyeti getirildi. Tlırizmin ağırlıklı oldu- ğu bö^elere ayn standart getirildi. 50 bin kişiye bir uzman hekim ilave edildi Metropol nüfusu 1 miKonun üzerinde olan yerlerde hekim kadrolarının iki katına çıkabileceği maddesi konuldu. Yine 76 il merkezinde mevcut hekim kadrolanna kardiyoloji uzmanı ile gö- ğüs cerrahisi uzmanı l'er kadro ilavesi düşünüldü. Metropol illerde nüfus yo- ğunluğu nedeniyle l'er kişiyi aşmamak üzere plastik cerrahi uzmanı ile çocuk cerrahisi uzmanı kadro ilavesi düşünül- dü." Resmi Gazete'de yayımlanarak yü- rürlüğe sokulan "Sağbli Bakanlığı Taş- ra Teşkilatı Yatak ve Kadro Standartla- rı Yönetmeliğf'nde amaç ve kapsam şöyle özetleniyor: "Yönetmelik. Sağhk Bakanlığı'nın taşra teşkilatındaki sağ- lık ve diğer hizmet kurum ve kuruluşla- nnın. hizmet amaçlanna. tiplerine. ya- tak kapasitelerine göre stnıflandırılmış- ör. Yataklı kurumlara ait hasta yatak- lannın ve bu kurum ve kuruluşlarda görevlendirilecek personelin dağüımı, ügili standartlann tespiti ve kadroiaruı düzenli ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanımına dair usul ve esasla- ruı belirienmesi amacıyla hazırlanmış- ör." Sağlık Bakanlığı yetkilileri yurt ge- nelinde yapılan çalışmalardan sonra mevcut hastanelerdeki 195 bin çalışan sayısının 37 bin artarak 232 bine yük- seldiğini belirttiler. Yönetmeliğe göre kadrolu personel, artık istediği yere ta- yin edilemeyecek ve yer değiştirmek istediğinde kadro olduğu unvan üzerin- den değil, gideceği yerde aranan unvan üzennden işlem görecek. Bu da unvan düşüklüğüne yol açacağından personel için cazibesini yitirmiş olacak. Selüloz-is Başkanı Sarı'dan iddia. Yargı iktidann emrine giriyor Haber Merkezi - Ka- mu işçilerinin toplu iş sözleşmesi ücret farkı ve gecikme faizi alacaklan- na ilişkin açılan davalar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nda işçi aleyhine sonuçlandı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu karanyla, pek çok iş mahkemesinin "toplu sözleşmelerle kazanılmış haklardan geri dönüleme- yeceğine" ilişkin kararla- nyla çelişkiye düştü. Hükümetin söz konusu karar için yargıya baskı yaptığı öne sürüldü. Alacak davası açan sendikalarden Selüloz-lş Sendikası'nın Genel Baş- kanı Mithat San, "Yargı aruk siy asi iktidann emir ve talimatları dogrultu- sunda sekilleneceğini yani Türkiye'de hukuksuzlu- ğun hukuk olduğunu ilan etmiştir" dedi. Harb-lş Genel Başkanı Izzet Çetini seYargıtay'ın ışçı aleyhindeki karannı "Toplumsal facia" ve "hukuk cinayeti"olarak değerlendırdı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear