25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 MAY1S 1995 ÇARŞAMBA 12 KULTUR Sadi Diren'in sergisi Aksanat Kültür Merkezi'nde 23 mayısa dek sürüyor Anadolu ldütürüııüıı masalsı dünyası CANANBEYKAL Aksanat Kültür Merkezi Sanat Galerisi'nde 19 nisan tarihinden 23 mayıs tarihine kadar izlenebilecek Sadi Diren sergisi yer alıyor. Sergide Diren, başta seramikleri olmak üzere metal ve özgünbaskılardan oluşan otuz kadar işini sergiliyor. Yıllarca Mimar Sinan Oniversitesi'nde pek çok sanatçının yetişmesine emek vermiş olan Sadi Diren, verimli çalışma temposunun sonuçlan olan seramikleriyle de her sergisinde ilgileri yoğunlaştırmıştır. Onun kendine özgü yalın form duyarlılığı, stalistik anlatımı ve özellikle form istiflemeleri Diren üslubunu yaratan öğeleri oluşturmuştur. Aksanat'taki son sergisinde Diren'in özgün baskılanyla sanat izleyicisine sunduğu sürpriz, yine ilgilerin odaklaştığı bir yoğun çalışma temposunu ve üretkenliği kanıtlamaktadır. Sadi Diren, 1953 yılında ilk çıkışını pek çok sanatçının geçtiği Maya Galerisi'nde gerçekleştirmiştir. Bu Diren yapıtlannda öncelikle gördüğüm şey yalınlıktır. Bu yalınlık sadece entelektüel bir yalınlaşrırma isteginden değil, daha çok sanat yapmıyormuş gibi doğal, kendiliğinden bir oyun gereksiniminden de kaynaklanmaktadır. Sanatçılar için 'homoludik' terimı kullanılır. Sanatın "hıdik' bir iş olduğu söylenir. Doğrudur bu. Özellikle Sadi Diren yapıtlan dikkate almacak olursa son derece uygundur. Ben çocukken kendi oyuncagını imal etmemış bir kişinin sanatçı olamayacağına da inanınm. Bir su kenannda çamurdan bir nesne üretmemiş bir kişinin de seramikçi olacağına inanamam. Çünkü seramik öncelikle ellerimızle düşlerimizi aynı anda birleştirerek oluşturabildiğimiz bir sanattır. Sadi Diren'in 'hıdik' bir uğraş olarak son derece doğal, kendiliğinden üretilmiş gibi görünen yalın form ve sgŞ sanatçının iienye adi Diren'in oyunsu motif ve form düzenleme anlayışının dayanağı Anadolu uygarlıklannın yeşerdiği alandır. Boğalann, koyun, keçi ve Çoban giysili insanlann, ana tannçalann, bereket tannçalarının ve hayat ağaçlannın, anka kuşlannın yansıtıldığı masalsı bir dünyanın düş zenginliğidir. sanat tarihimize kaydedilmiş ~ ~ ~ ~ ~ ~ " ~ ~ ~ ~ ~ ~ " pek çok sanatçırruzın ilk çıkışlannı bu ünlü Maya Galerisi'nde gerçekleştirdikleri de bilinir. Bu tarihten sonra Diren, pek çok yurtiçi ve yurtdışı sergiler gerçekleştirmiş, seramik sanatına çok özel bir üslup ve bütün seramikçilerimizden duyduğum teknik yetkinliğiyle adını notlamıştır. Hiç kuşkusuz, seramik, öncelikle kilin ve sınn ısı karşısında alacağı sonuçlann önceden hesap edilmesine dayalı teknik ustalık gerektiren uğraştır. Uzman kişilerin tıpkı bir baskı yapıtta öncelikle gerekli tekniğin mükemmeliyetini aramalan gibi seramikçilerin de Sadi Diren'in teknik ustalığından söz etmeleri kaçınılmazdır. Ancak ben sadece gören bir göz olarak, bu ustalıklı teknikle birleştirilmiş olan plastik ve estetik dilın özellikleriyle ilgilenmeyi yeğleyebilirim. Benim Sadi motifierini sunan seramikleri. sadece bu nedenden dolayı stilize edilmeyi gerektirir. Çünkü gerek çocuklarda gerekse yabanıl kültürlerde bir nesneyi, bir figürü anlatabilmek için son derece yalın formlar ve motifler kullanılır. Pkasso'nun hayranlığını çeken iki şeytan minaresi ve bir çakıl taşıyla oluşturulmuş Afrika maskında da aynı doğallık, genel bilgilenme için gerekli işaretler ve sembollerle anlatım, üsluplaştırma egemendır. Sadi Diren de yalın bir-iki form ve bir-iki stilize motif pekâlâ boğayı. çocuk başını, figürü, aileyi, güneşi, yıldızı, kuşu ve de hayat ağacını anlatmaya yetmektedir. Sadi Diren'in teknik bir yetkinlik sunsalar bile seramiklenni kendine özgü yapan sanınm onun 'hıdik' yanında yansıyan bu doğallık, sanat için yapılmamışçasına kendiliğindenlik ve de yalınlıktır. Haçın Hıristiyanlığın sembolü olması, san bir lekenin güneşi betimlemesi gibi uçlan yukan kıvnk bir yayın boynuzlanyla bir boğayı, sivn iki çıkıntının ya da geriye doğru uzayan yaylann bir keçiyi ya da koçu sembolize ettiğini anlamamak olası değıl. Bu genel bilgilerden devşirebıldiğimiz sembolleştirme, üsluplaştırma eğilimi elbette sadece Diren'in 'hıdik' yanından kaynaklanmıyor, bir yandan da bu topraklar üzerinde yeşermiş tüm kültürlerde yansıyan form ve motif zenginliğinden de kaynaklanıyor aynı yalınlık, aynı sembolleştirme gereği, istifleme. soyutlama eğilimlerinden Sadi Diren de yararlanıyor. Ancak bu seramik çalışmalanndaki üslubun iki boyutlu baskı çalışmalannda da başanyla yansıtılmış olabilmesi sürprizın asıl yanını oluşturuyor. Diren'in oyunsu motif olabilmesi sürprizin asıl yanını oluşturuyor. Dıren'in oyunsu motif ve form düzenleme anlayışının dayanağı Anadolu uygarlıklannın yeşerdiği alandır Boğalann. koyun, keçi ve çoban giysili insanlann, ana tannçalann, bereket tannçalannın ve hayat ağaçlannın, anka kuşlannın yansıtıldığı masalsı bir dünyanın düş zenginliğidir. Diren. bu kültürlerden devşirdiği sevgiyle yaratı kültürünü öylesine kendine ait kılmıştır ki sadece seçtiği sembollerinde değil. aynı yalın ve sanki doğallıkla oluşmuş form ve motif duyarlığını da paylaşmıştır. Sadi Diren. bu topraklardan aldıgını çağdaş bir sanatçı olarak geri ödemiştir. Dünya Dans Günü'nde düzenlenen sempozyumda 'klasikten moderne balenin gelişimi ve etkileşimi' tartışıldı 'Dans, yaşamm şariasKİır' GAMZEVARIM "Dans insandan da eslddir. tnsanoğ- hı var olmadan bin yiilar önce bitkiler ve hayvanlar değişik dans hareketleriyte anlaşırdı. Birçok modern koreograf, ağaçlann rüzgârda sabnmasından,kuş- lann kanat çırpmasuıdan esinledikleri- ni söylerdi." Dünya Dans Günü kutlamalan çerçe- vesinde geçen cumartesi günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenle- nen sempozyumda'ktasikten moderne balenin gelişimi ve etkileşimi' tartışıldı. Jak Deleon'un yönettiği sempozyuma konuşmacı olarak Istanbul Opera ve Ba- lesı baş koreografı Ozkan Arslan, ls- tanbul Devlet Opera ve Balesi solist re- petitörü Meriç Sümen, St. Petersburg Mussorgski Opera ve Balesi Bale Bölü- mü Başkanı Nikolay Boyarchikov, lngi- liz Ulusal Balesi Dırektörü DerekDeane ve Almanya'dan Hannover Aşagı Sak- sonya Devlet Tiyatrosu Bale Direktörü L. Hötgen katıldı. Jak Deleon. "Genç Türk balesi danv ladan denize dönüşmekte, yakın tarihte de okyanuslaşmaya doğru bestecisi, kore- ografi, dansçıSL, dekorcusu, kostümcfisü ve ışıkçısıyla hızla gitmektedir"derken Türk balesıne katkıda bulunan usta sanat- çılan da selamlıyordu. Türkiye'de bale okullannın ilk defa halkevlerinde kurulduğunu söyleyen Öz- kan Arslan, Dünya Dans Günü olan 29 nisan öncesi, tam bir hafta Türk çocuk- lannın 23 Nisan Çocuk Bayramı'nı dün- ya çocuklanyla dans ederek kutlamala- nnı güzel bir raslantı olarak niteledi. Dansı 'hayatın şarlası' olarak tanımla- yan Boyarchikov, balenin her zaman ıde- olojiyle savaş vermek zorunda kaldığını S Jak Deleon, Özkan Arslan, Meriç Sümen, Nikolay Boyarchikov, Derek Deane ve L. Hötgen. (Fotoğraf: DEVRİM BARAN) t. Petersburg Mussorgski Opera ve Balesi Bale Bölümü Başkanı Nikolay . Boyarchikov, balenin her zaman ideolojiyle savaş vermek zorunda kaldığını belirterek "Bugün bale sanatı uygarlık denen düşmanla karşı karşıya"dedi. yapılması için bazı girişimlerde bulunul- duğunu da sözlerine ekledi. Deane, 1970'li ve 80'li yıllarda tngiliz toplumunda bir yenilik kavramınm orta- ya çıkması ve eski olan her şeyin bir ke- nara atılmasıyla, ülkede bağımsız bir sek- törün oluştuğuna dikkat çekti: "tngflte- re'nin sanat kurumu bu getişmeyi 'bir bahçenin zaferi' olarak tanımladı. Bütün ülkede yeni topluluklar ortaya çıkü. Ba- /j)an flerledi ama çoğu Uerieyemedi". Post-modern punk rockçılarla, yete- neksız moda tasanmcılannın birlıkte ça- lışıp gösteriler hazırladıklanna işaret eden Deane. bu gösterilerin nitelikten belirterek "Bugün bale sanatı uygarlık denen düşmanla karşı karşıya. Şu anda Rus sanatı akademisyenlik yönündcdir. Bu, deneysel bir anıatörlügü önlemeye imkân veriyor. Bale birkaç sanat dahnm beraber çalışmasının ürünü. Balenin ka- litesi birkaç türün ilişkisinden doğuyor" dedı. Çaykovski ve Prokofiyef in gelenekle- rini devam ettiren Rus müziğinin hayat- lanndan çıkmakta olduğunu söyleyen Boyarchikov, bugünlerde ülkesinde kore- ograflara çok büyük görevler düştüğünü, ancak az sayıda olan koreograflann bu yükü kaldıramaz duruma geldiklerini ifa- de etti. Ancak Boyarchikov umutsuz de- ğıldi: "Geliştikçe, mükemmellik bizden uzaklaşacakür. Ben geteceğimize umutla bakıyorum. Her ülkede sanat kendi yo- lundagetişecek". tngiliz Ulusal Balesi Direktörü Derek Deane de dünyanın her tarafmda göste- nler yapan. 4 milyon sterline yakın des- tek aian topluluğun yılhk kazancının 9 milyon sterlin olduğunu ifade etti. Deane, Londra'da dansa ait bir tiyatronun olma- dığmı belirterek "BizdeThames nehrikı- yısında bir salonunu gösterilerimiz için kulLanıyonız. Ama bu salon dans için uy- gun değil" dedi. Deane, uygun bir salon vazgeçilmesine ve seyirci kaybına ne- den olduğunu vurguladı. 1990'larda bütün dünya topluluklan- nın kendi tarzlannı üreterek klasikten çağdaş sanata giden yolda sağlam bir kalkış noktası oluşturduldannı söyle- yen Deane. "Günümüzde çok yetenek- li \e nitelikli koreograflar yok. Çağdaş ve klasik bale birleştirilmeu. Yetenekli koreograflar yetiştiremezsek, dans mü- ze olarak kalacak" dedi. Klasik balenin zamanın duygulannı dile getirdiğini, bunun 19.yy sonuna dek sürdüğünü ifade eden L. Hötgen ise 20. yüzyılda Isadora Duncan'ın çı- kıp "Ben ruhumun \crdigi talimadar doğrultusunda dans ediyorum" dediği- nianımsattı: "Buradaönemliolankar- maşık adımlardeğil, bir düşüncenin ifa- desiydi. Modern dansın patJaması 30'hı yıllarda oldu. Yüzyıl başında Alman- ya'da serbest düşünce akımı başladı. Dansta hareket yerine ruhun ifadesi önem kazandı" Bugün klasik bale seyircisinin 'ye- mekten sonra yenen bir taÜT istedığuıi, asıl yemeğe önem vermediğini söyleyen Hötgen, klasik bale ve modern dansta ge- lişmenin hiçbir zaman müzik ya da re- simdeki gibi olamadığını ve bir sistem- de birleştirilemediğini vurguladı. Şimdi- ye dek 'Kuğu Gölü'nün karşısına daha iyi bir yapıt çıkanlamamasından yakınan Hötgen, balenin gelişerek tiyatroyu içine alamadığını söyledi. Meriç Sümen de kı- sa bir bildiri okuyarak sempozyuma ka- tıldı. Daha sonra Demirören Şirketler Grubu Temsilcisı Meftem Demirören, Vıldız Alpar Emiroğlu'na Türk balesine katkılanndan dolayı bir plaket sundu. Emiroğlu, plaketini alırken Özkan Ars- lan'ın sahneyi terk etmesi dikkat çekti. MAVİ YOLCULUK Gulet tipi yatlarla sizi Akdeniz'e götürüyonjz. TARİHLER 06/05/95 -13/05/95 BODRUM/MARMARİS 13/05/95-20/05/95 MARMARİS/KEMER 27/05/95 - 03/06/95 KEMER/MARMARİS 03/06/95 -10/06/95 MARMARİS/BODRUM 12.500.000TL TAMPANSİYON Bilgi ve rezervasyon için: BODRUMFORA YATÇIUK Tel: (0252) 316 30 46 316 46 64 KOSMOS TOURİSM 1 TRAVEL Tel:(0216) 356 68 84 - 356 76 30 (0212) 234 34 20 (4 Hat) NAniK&SPORTS outdoors travel GROUPPACHATOURS TREKKING KAPADOKYA/ALADAĞLAR Tam Pansiyon Otel + Dağevi Konaklama 7.900.000.- + Ulaşım BATI TOROSLARDA KAMYON SAFARİ Tam Pansiyon Çadır Konaklama 7.900.000.- + Ulaşım TREKKING KAÇKAR DAĞLARI Tam Pansiyon Dağevi Konaklama 7 900.000.- + Ulaşım Unttt9NnTURlZMA.Ş. Taksim Cad. 97/7 80080 Taksim Tel.: 212.237 47 87 Faks: 212.237 26 40 KULTUR • SANAT Beyoğlu ALKAZAR (245 73 83) BODY SNATCHERS P a r a z i t Forrest Whithaker 12 15-14 30-16 45-19.00-21 15 Kültür Sanat ılaniannız için 293 89 78 (3 hat) PARAZITJ Çe^re koruma aıansı tçıti ça'işan bir bılımadamı olan Ste/e Maıone Alabama dakı fctr asker usıe yapılar " > • bir bu terrazlık kampanvasını deret'emekie goreviendırı ır Karısı Carol 5 yaşmdakı ofilu Andy ve ası genç 4 ^ t kızı Martı ıle c ort Daly ye gelen Sleve ışıyle ılgı'en-nekien aılesındekı deUışmerıfarkedeTiez Ûzellı-le X Manı babasma ve jvey annesıne karş< gntKçe daha duşmanca davranmaya başlar Ama Malonelar ın ' > • ası SD'unlan Ane> ve Ma^ınınaske^ uste jrkütucu bır takım olavlarla karşılaşmalarıyla başlar Burada i ^ ^ oormal nsanar sessz boş bakan robollara donuşmekle bu deoışım yaşamayaniar ıse korkuve ^ paranoya ıçınde sevdıkiennın başlarma gelenlen ınkar e'Tiektsdırier Yor>e!menlığırıı Abel Ferrara nın ^ y yaptığı 'ı'tr '956 vapımı bılım kurgu klasığı Irvansnr. 01 The Body Snatchers ın yeiırjen çevnm. Sangazi Vergi Dairesi'nin 9489510013 no'lu mükellefiyim. 74200-74262-74263 no'lu irsaliyelerim ve 64679 no'lu faturam zayi olmuştur. KAPSANA. StMRU YENER ŞİLE ASLÎYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo 1991'173 Davacı Fehnu Açık, Bınnaz Köksu vekılı Av Rasih Özdemir tarafuıdan davalı Fatma Özer ve arkadaşlan aleyhine açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasında: Davacılar davaya konu Doğancılı Köyü'nde kain Oturak tarla mevkıınde kaın 133 parsel sayılı taşınmazın Hatıce Bınnaz ve Ayşe'nin olmasına rağmen sadece Hatice mırasçılan adına tescil >apılmış olduğunu, mahkemece bu şekılde hüküm kurulmuş olduğunu, kaydın iptali ile veraset belgesine göre davacı ve davalı taraf adına tescili- ni istemiştır. Davalılardan Fatma Özcr'e çıkanlan tebligatın bila tebliğ iade edjldıgı. zabıta marifeti ile yapılan araştumada adresinin tespit edjlemedjğı, bu nedenle ılanen tebliğine karar venlmiştır Davalı Fatma Özer'in dunışmamn atılı bulunduğu 7.6.1995 günü saat 10.00'da mahkememızde hazır bulunması veya kendısini bir vekılle temsil cttirmesi gerektiği, aksı takdırde yargılamanın yokluğunda yürütüleceğı ve karar venleceğı tebligat yenne kaım olmak üzere ılanen tebliğ olunur. Basın 19999 NEW YORKTAN tLHAN MİMAROGLU Cığara Üniversitenin sınıflannda kalaydan yapılma ufacık sigara tablalannın yüzlercesi vardı. Isteyen öğrenci tablalardan birini ikisini alıp yerine oturur, ders bo- yunca sigarasjnı içer, sonra da tablayı külüyle, izma- ritiyle eğip büküp çöpe atardı. Ders verirken sigara içen profesörler de kullanırlardı o küçük tablalan. Bugün üniversitenin koridorlannda bile sigara iç- mekyasak. Bugünkü gibi olsaydı o günler, üniversitede önce öğrenci, sonra da öğretrnen olamayacaktım. Üni- versitenin elektronik müzik stüdyosunda yıllar boyu sürdürmüş olduğum çalışmalanma başlayamaya- caktım. Bugün giremiyonjm stüdyoya artık. Orada da sigara yasağı var. Sokaklarda hep kapı önlerinde sigara içenlerie kar- şılaşıyorum. Işyerierinde sigara yasak. Eskiden de böyle olsaydı, hiçbir yerde iş bulamayacaktım. Geçen kış sigara yüzünden iki kez ağır bronşite ya- kalandım. "Sigara yüzünden" diyorsam da doğru- su sigara yasağı yüzünden. Konser, opera, tiyatro sa- lonlannın fuayelerinde bile sigara içilen yerieri kaldır- dılar. Kış günü sigaramı dış kapının dışına, ayaza çı- kıp içmek zorundayım. Gitmiyorum artık konsere, operaya, tiyatroya Işverenler şimdi bir de sigara içenlerin işlerinin ba- şından aynlıp sigara içmek için kapı önlerinde vakit harcamalannaöfkeleniyorlar. Bıraksalarolmazmı is- teyen çalışırken sigarasını tellendirsin? Hem sigara, çalışanın kafasını toplamasına da yarar, verimin art- masına yardımcı olur. Ne ki sigara içmiyor olmak, ve- rimli çalışmaktan çok daha önemli. Öyleyse sigara içenlerin tümü işten atılsın. İş bulabilmek için başlı- ca yeti sigara içmemek olduğuna ve işsizterin birço- ğu sigara içmediğine göre, sigara içtikleri için işten atılanlann yerine içmeyenler alınsın. Onlann arasın- da da sigaraya başlayıp sokak kapısının önüne çı- kanlar olursa orada ölüm mangalanyla karşılaşsın- lar. Sigara yasağı, temel özgüriükler arasında sayılan seyahat özgüriüğünü de kısıtladı. Bugün Amerika içi uçaklarda hem de trenlerde ve otobüslerde sigara içmek yasak. Lokantalarda sigara içenlerie içme- yenlerin yerleri aynlmışken şimdi tümüyle yasaklan- dı sigara. En çok 35 kişilik yeri olan küçük lokanta- larda sigara içilebiliyor ancak. Böylesini bulabilmek için New York'u kanş kanş aramak gerek. Aklınızda olsun, sigara içiyorsanız Amerika'nın çoğu yerine, hele New York'a adım atmayınız. Henüz Amerika dı- şı uçak yolculuklannda sigaraya aynlmış yerier var- sa da gelecek yıl o da kalktığında çakılıp kalacağım burada. Sigara yasağı, Amerika'daki boyutlarıyla Türki- ye'ye de bulaşabilir. "Bizde sökmez öyle bir yasak" diyoriar. Dilerim öyle olsun, ama Amerika özenticili- ği her yanıyla söküyor da bu niye sökmesin? Siga- ra yasağının bizde de yasallaştınlması gündemde değil mi? Sigaranın sağlığa zarannı oldum olası biliyoaım. Günün birinde sigara beni öldürebilir, başka birçok neden gibi. Ama sigaranın bugüne değin yaşayabil- meme yardımcı olduğunu da biliyorum. Sigarayla kanser arasındaki bağlantıyı bilmeyen kalmadı. Ne. ki istatistikler dünyada, hele Amenka'da, sigara içen- lerin azalmasıyla kanserin, azalmak bir yana, gitgi- de artmakta olduğunu gösteriyor. Kanserin ve baş- ka hastalıkların artmasma etken daha birçok neden var. Motoriu taşrtlann egzozlanndan başlayıp yiyip iç- tiklerimizdeki kimyasal katkılara değin sayıp döke- bilirsiniz bu etkenleri. Bunlan örtbas etmek için si- gara içenler şamar oğlanı gibi kullanılıyor ve sigara yasağı Amerikan faşizminin türlü örneklerinden biri olarak gelişiyor. Birfaşist girişim, halktan destek görmeden faşizm olmaz. Sigara yasağı faşizminde devletin yönelttiği küçük bir çoğunluk, büyük bir azınlığın özgüriüğünü kısrtlıyor. George Orwell sigarayı, Ispanya iç savaşında fa- şizme karşı savaşanlann ikinci silahı olarak görmüş- tü. Sigara yasağı faşistlerine karşı birinci silahımı edinme zorunda kalmaktan kaçınmalıyım. Mad- rid'den kalkan son trene, diyecektim ki New York'tan kalkan son uçağa yetişmeliyim. Amerika'nın may- munu olmak istemeyen bir ülkeye doğru. Kalacak- saöylesi. Aşkm, Usboa ye Atal'dan oda ımiziği konseri • Kü (viyolo İTU M Kültür Servisi - Cihat Aşkın (keman), Tania Lisboa ylonsel) ve Sibel Atal (piyano) bugün saat 19.00"da İTU Maçka Eski Maden Fakültesi G Amfisi'nde bir konser verecekler. tTÜ Vakfı Sosyal ve Kültürel Hizmetler Komitesi'nce düzenlenen konserde Haendel, Brahms, Schumann, Debussy, Kodaly ve Şostakoviç'in yapıtlan seslendirilecek. jLfMİNKAf I TOURİSM S. —»VEL 1 AOENCY 274 50 79 275 93 40 9-14 MAYIS (6 GÜN - 5 GECE) ULUDAĞ-CLUB MİNKA OREN-ASSOS-CLUB MİNKA KOYCEĞİZ-EVCEĞIZOTEL 4.750.000 TL 4.750.000 TL 4550.000 TL 10 -14 MAYIS (5 GUN SAFRANBOLU&ABANT&YEDiGOLLER PAMUKKALE-HİERAPOÜS OTa 5-14 MAYIS ALANYA-BASAR OTEL 6-14 MAYIS KOYCEGİZ-EVCEGİZ OTEL - 4 GECE) T.P. Y.P. Y.P. Y.P 5.750.000 TL 4350.000 TL 7.750,000 TL 7.750:000 TL TATILDB OGZALAi^l^iÜ Kampanyaya katılmak ve tur programları için arayınız. ı PESIN PESINAT 3 TAKS.T TCPUMR'ff 27MAY 95lent'EYLUL 95 e KADAR HEH HAFTA 27MAY95'lw17EYLÛL 35e KADAR HER HAFTA r K H*2 - C «TEM -06 '6TEI*W 15 22 3CÎM -29TEttO6*a J5 13»GUS-t! »AâUS ı? ;7>aus-r>G ati TIIRİ7Mİ Kornıı tıv TRANS TOROS 2*30000 2*00000 8S0OOOO B50COOO 240COOO 2K0TO 9600000 SID8 D! BtmCALOY S01MU1UU •1500000 J125000 3125000 12500000 CAK» [OIAILUAU TRANS KAÇKAR \IXCEWK 115OOO00 3125300 3125000 İ25ÛO0CO 11500000 31253OC 31250» '25O0M0 '21 UAYIS PAZAK E R İ K L I ULAŞIM*~UEK 750 000 8 MAYIS PAZAR GEMLİK-YALOVA (KURTKÖY| TRANS) ULAŞlM^TEMBK(Al»bahk) 750 000 Kampb tura malzemesı ile katıl^na % 30 ıskontt» BEKIIR SOKflK 1 6 / 4 B E V O . l l l gunu 30 HAZtRAN 1995'lır 1 ( 1 . 2 1 2 ) 2 9 3 91 95 * İ B . 2 1 2 ) 2 5 2 38 39
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear