Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9ARALIK 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Telsim için
yürütmeyi
durdurma
ANKARA (AA) - Telsim
Mobil Telekomünikasyon
Hizmetleri AŞ'nin sözleşme-
sinin Türk Telekom tarafın-
dan feshedilmesinden sonra
yargı yoluna giden Telsim'in,
yürütmeyi durdurma karan
aldığı bildirildi.
Telsım'den yapılan yazılı
açıklamada. şöyle denildi:
"Bağımsız yargı, Türk
Telekom tarafından kanun-
suz bir şekilde el konulma-
ya çalışılan Telsim tesisle-
rinde > ürütmeyi durdurma
karan aldı. Bu kararla Tel-
sim şebekesi tekrar Tel-
sim'in mühendis \e teknis-
yenlerince işletmeye başla-
nacaktır."
Telsim Genel Müdür Yar-
dımcısi Oğuz Özcü, "konu-
nun stratejik öneminden do-
layı karan veren mahkeme-
nin adını şimdilik açıklamak
istemedikierini" söyledi.
Mahkeme karannın "hü-
küm"1
bölümü şöyle:
"•Türk Telekom'un İs-
tanbul yakası Telefon Baş-
müdürlüğü. Tahtakale Te-
lefon Santralı. Telsim GSM
Telefon Santralı Kat: 3,
Türk Telekom Anadolu Ya-
kası Başmüdürlüğü Kü-
çük>alı Santralı Telsim
GSM santralı Kat: 1 Kü-
çükyaü İstanbul, Türk Te-
lekom Ankara Başmüdür-
lüğii binası Kat. 2 l'lus An-
kara adreslerinde bulunan
>e mülkiyeti Telsim'e ait bi-
naların. tesislerin Telsim'e
teslim edilmesi, Telsım'den
uzaklaştınldığı iddia edilen
personelin bu tesislerde ça-
İışmalarına »e giriş-cıkışla-
rına engel olunmamasına.
Sözleşmenin 23. maddesi
gereğince Telsim tarafın-
dan Türk Telekom'a veril-
diği belirtilen 6 milyon
ABD dolarlık teminat mek-
tubunun yüzde 20 nakit ve-
>a bu miktarda mahkeme-
mize muteber görülecek bir
bankanın teminat mektu-
bunu mahkemeye vermesi-
ne, ibrazı halinde nakde
çevrilmesinin önlenmesi
için ihtiyati tedbir konul-
nıasına ve kararın infazı
için yetkili ve görevli icra
dairelerince yerine getiril-
mesine..."
Mahkemenin, ihtiyati ted-
bir karannı. ıtirazı kabil ol-
mak üzere doğacak zararlan
önlemek amacıyla verdiği
bildirildi.
AB'ye ihracatında 'ithalat teşviği'nden mahrum kalan sanayici hayal kınklığına uğradı
GETden ihracata îlk darbeBÜLENT KIZANL1K
Gümrük birliğinden ılk darbeyi. en ka-
zançlı çıkması beklenen ıhracat sektörü ye-
di. Avrupa Parlarnentosıfnun gümrük birli-
ğini onaylaması ile Türk sanayii için Avru-
pa Birliği pazannın genişlemesi beklenir-
ken. gümrük uyumu ile ilgili düzenlemeler.
rekabet gücünü tehlikeye sokan maliyetleri
beraberinde getirdi.
Başta hazır giyim olmak üzere, gümrük
birligini dört gözle bekleyen dış pazarda güç-
lü sektörler. ihracat kaydıyla üçüncü ülkeler-
den ithal ettikleri sıfır gümrüklü girdi için
"fark giderici vergir
ile karşı karşıya kaldı.
Gümrük birliği ile gündeme gelen Ortak
Gümrük Tanfesi'ne (OGT) uyum çerçeve-
sinde. yerli sanayici. Avrupa Bırligi üyesi ül-
kelere ihraç edeceği ürünler için üçüncü ül-
kelerden teşvikli (sıfir gümrüklü) ithalat ya-
pamayacak. Ya da teşvikli olarak ithal ettiği
hammadde ile ürettiği ürünlen AB ülkeleri-
ne ihraç ederken. OGT üzerinden "fark gi-
derici vergi''' ödemek zorunda kalacak. lhra-
catçı. teşvikli ithalatını beyan edip, belirle-
nen fark giderici vergiyi ödemeden AB'ye
ihracat gerçekleştirirse. durum bir ıhbar ya
da inceleme sonucu ortaya çıkanldığında
çok agır cezalar gündeme gelecek.
Fark giderici vergiler. yine OGT çerçeve-
sinde ürün gruplan için farklılık gösterecek.
Örnegin tekstil ve konfeksiyon sektörü.
• Avrupa Birliği, gümrük birliğinin yürürlüğe
girmesiyle, 20 yılı aşkın süredir sürdürdüğü hoşgörüden
vazgeçiyor. Sanayiciler, gümrük birliğinin onaylanması
halinde 1 ocaktan itibaren AB'ye ihraç edecekleri
ürünlerde. üçüncü ülkelerden ihracat kaydıyla sıfır
gümrükle ithal ettikleri girdileri kullanamayacak ya da bu girdiler için
Ortak Gümrük Tarifesi çerçevesinde "fark giderici vergi" ödeyecekler.
Uzakdoğu'dan ihracat kaydıyla sıfır güm-
rükle ithal ettiği girdiyi kullanarak ürettiği
ürünleri AB'ye ihraç etmek için yüzde 7 ci-
vannda fark giderici vergi ödeyecek.
Söz konusu uygulama. gümrük birliğinin
yürürlüğe gireceği 1 Ocak 1996 tarihinden
itibaren geçerlilik kazanacak. Bu çerçevede.
stokta bulunan teşvikli ithal gırdi ile üretilen
ürünlerin, bu tarihten sonra AB üyesi ülke-
lere ihracatında da fark giderici vergi ödene-
cek. Böylece bundan sonraki girdi ithalatı-
nın yanı sıra bu yıl içinde. ihraç ürünlerinde
kullanılmak üzere ithal edilen hammaddenin
de "sıfirjgümrük" avantajı ortadan kalkmış
olacak. Ozellikle. tekstil ve konfeksiyon sek-
törü, kotalann kalkıp AB pazannın genişle-
mesini beklerken, stokundaki ucuz hammad-
de avantajinı da yitirmekten oldukça rahat-
sızoldu. Teşvikli ithalatın dahaçok L'zakdo-
ğu ülkelerindenyapıldığını ve bunun bağlan-
tısının kurulup, ithal girdinin gümrüklere ge-
lişine kadar yol uzaklıgı nedeniyle 3-4 ay
geçtiğini belirten tekstilci ve hazır giyimci-
ler. üretım ve ihracatın da 2 ayı aşkın bir sü-
re aldığını. bu yüzden 5-6 aylık stokla çalış-
tıklannı belirttiler. Sanayiciler, ithalat teş-
vıklerinı alırken Dış Ticaret Müsteşarlı-
gı'nca uyanlmadıklannı ve hatta Dış Tica-
ret Müsteşarlığı'nın hâlâisteyene ithalat teş-
vigi vermeye devam ertiğini kaydettiler.
Türkiye Dış Ticaret Dernegi'nin
(TÜRKTRADE) kasım ayı toplantısının ar-
dından yapılan yazılı açıklamada bu konu-
ya da dikkat çekilerek. sorunun çözümlen-
mesi istenildi. TÜRKTRADE'nin açıklama-
sında bu konuyla ilgili ^öyle denildi:
u
Avnıpa Birliği ile ilişkilerde. 1 Ocak
1996'dan itibaren uygulamaya başlayacak
olan Ortak Gümrük Tarifesi uvannca, teş-
vikli ithalat kapsamında ithal edilmiş girdi-
lerin kullanıldığı mamullerin AB'ye ihraç
edilmesi durumunda. fark giderici vergi uy-
gulanması büyük bir karmaşa doğuracak ve
çeşitli sorunlar yaratacaktır. Bu konu acilen
elealınmalı \eihracatçıyı mağduretme>ecek
çözümler getirilmelidir'*
Kıbns Vakfı Başkanı \e uluslararası iliş-
kileruzmanı Prof. Dr.ErolManisau, konuvu
yorumlarken "Gümrük birliği ile ilgili kaygı-
lanmız. yavaş yavaş somut probientlere dö-
nüşmeye başladı" dedi. Manisalı. Ortak
Gümrük Tarifeleri'nin AB üyesi ülkelerinin
dış ticaret politikalanna göre şekillendiğini
ve Türkiyenin tek taraflı olarak uygulamak
zorunda kaldığinı hatırlattı.
20 yıllık yükümlülük
AB'ye ihraç edilecek ürünler için teşvik-
li ithalatı engelleyen hüküm. 1973 yılında
yürürlüğe giren Katma Protokol'den kaynak-
lanıyor. Nitekim bu hükmün yerine getiril-
memesi. iki yıl kadar önce, AB üyesi ülke-
lere yapılan televizyon ihracatında da sorun
yaratmıştı. Sıkintı. 15 Ocak 1994 tarihinden
itibaren teşvikli ithal girdi için yerli sanayi-
ciden Ortak Gümrük Tarifesi düzeyinde ke-
sinti yapılmasıyla çözülmüştü.
Dış Ticaret Müsteşarlığı yetkilileri. Türki-
ye'nin ihracatının rahatsız edici düzeyde bu-
İunmamast nedeniyle AB'nin Katma Proto-
kol'ün bu hükmünün yerine getirilmemesi-
ne 20 yıl süresince ses çıkarmadıklannı. an-
cak "teş>ikli ithalat" uygulamasını bu süre
içinde legalıze de etmediklerini hatırlattılar.
Dış Ticaret Müsteşarlığı yetkilileri. AB'nin
gümrük birliğinin üçüncü ülkelerce suiistı-
malinden endışe duydugunu vurguladılar.
Yönetim Kurulu Başkanı Komili, isim vermeden Refah Partisi tehdidine dikkat çekti
TUSIAD'ın
6
farldı düzen
9
uyarısıANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türk Sanayici ve
tşadamları Demeği (TÜSt-
AD) Yönetim Kurulu Baş-
kanı Halis KomilL siyasi is-
tikrarsızlıklar nedeniyle. sis-
teme karşı duyulan güven-
sizliöi kullanan bazı grupla-
nn "farkü düzen" vaatleriy-
le ortaya çıktıgını \ urgular-
ken. ad vermeden RP'yi ül-
ke açısından tehlikeli gördü-
ğünü bildirdi.
Komili. "Türki-
ye'nin yüz yıllık batı-
lılaşma mücadelesi-
ninönünesetçekme- - —
\e, ülkenin kabuk X U S I A D
değiştirmesini engel-
lemeyeçalışıyorlar''dedi. Ül-
ke yönetimınde giderek da-
ha kısa vadeli bir bakış açı-
sının egemen olmasından
dolayı toplumsal ve ekono-
mik ortamda yıpratıcı gerile-
melçr yaşandığını vurgula-
yan Komili. 24 aralıkta yapı-
îacak genel seçimin ardm-
dan göre\ e gelecek yeni hü-
kümetin, "acü" olarak yeni
orta vadeli ekonomik istikrar
önlemleri alması ve bir de-
mokratikleşme paketi hazır-
laması gerektiğini söyledi.
TÜSlAD'ın dün yapılan
Yüksek lstişare Konseyi top-
lantısının açılışında bir ko-
nuşma yapan Komili. siyasi
istikrarsızlık ve ülke yöneti-
minde daha kısa vadeli bakış
açısının egemen olması ne-
deniyle yıpratıcı bir
gerilemeye girildiği
uyansında bulundu.
Ülkenin sorunla-
nnın sürekli ertelene-
rek giderek ağırlaş-
ması yüzünden top-
lumun büyük birtedirginliğe
girdiğini vurgulayan Komili.
"adil düzen" vaadiyle oy
arayan RP'den duyduğu en-
dişeyı dile getirirken "Kimi-
kriu sisteme güvensizlik duy-
ma eğilimlerini. farklı düzen
vaatteriyle oya tahvil etmeye
çalışıyor" dedi. Arupa Birli-
ği'yle gümrük birliğine gir-
me sürecinde olunan bir dö-
nemde. kurulacak yeni hü-
kümetin Türkiye'nin 5 değil.
20 yıllık geleceğini emanet
alacağını kaydeden Komili.
"Türkhe'nin vönerim kad-
rolanna \erilecek olan bu
ağır sonımluluk, dar siyasi
çekişmelerin bir kenara bı-
rakılmasınL siyasi istikrann
konınmasını ve hiç değilse 5
yıl için, ülkeyi ne yöne götü-
receği belli bir hûkümetin
kurulmasımzorunlu halege-
tiriyor" diye konuştu.
Ekonomideki gelişmele-
rın orta vadeli bir istikrar
programını zorunlu hale ge-
tirdini vurgulayan Komili.
TÜStAD'ın da bu yönde bir
çalışması oldueunu söyledi.
TÜSİAD Yüksek lstişare
Konseyi Başkanı Feyyaz
Berkerde yaptığı konuşma-
da. makro ekonomik denge-
lerin sağlanamadıgı bir dö-
nemde gümrük bırligıne ge-
çilecegini belirterek. genel
seçımlerin ardından ödünsüz
uygulanacak bir istikrar ön-
lemlerine gereksinim duyul-
dugunu yineledi.
Batı'nın.Türkiye'nin KK-
TC \e Güneydogu Anado-
lu'da bulundurduğu askeri
gücü anlamakta zorluk çek-
tığini anlatan Berker.
AB'nin. gümrük birliğine
geçişin ardından. Güneydo-
ğu için toplumsal ve ekono-
mik yardım projelerini mad-
di oİarak desteklemesı ge-
rektiğini söyledi. Berker.
"Bu açıdan Sayın Sakıp Sa-
bancı'nın Güneydogu çaba-
sını destekliyoruz" diye ko-
nuştu.
İŞÇİNİNEVRENİNDEN
ŞUKRAN SONER
Parlamentoya Kimter
Girecek?Bugünlerde çok fazla ılgilenmesek de bir araya gel-
diğimizde ister istemez seçimleri konuşuyor; isteksiz,
beklentisiz, oyumuzu verebilecegimiz partiyi tartışıyor,
seçim sonrası gelişmeleri yorumlamaya çalışıyoruz.
Partilerin parlamento ağırtığı üzennde her kafadan bir
ses çıkıyor. Ancak parlamentoya girecekler ve gireme-
yecekler kimlikleri ile tanınıyor.
Refah'ın, MHP'nin oy patlaması mı yoksa beklenti-
lerin aksine düş kınklığı mı yaşayacaklan bilinmiyor.
Oysa ister Refah, MHR isterse onlardan daha fazla
DYP ve ANAP'tan, diğer sağ partilerden, hepsine da-
ğılmış olarak yeni parlamentoya çok fazla şeriatçı, ta-
rikatçı, ırkçı, militarist, demokrasi karşıtı, çağ dışı ka-
faların gireceği aday listelerinden besbelli.
Besbelli olan bir başka sonuç da bu partamentoda
nüfusun yansından fazlasını oluşturan kadınlann, tari-
hin en düşük oranı ile temsıl edıiecekleri. Yüz kızartıcı
bir sonuca utaşıldı. 1980- 9O'lı yıllarda toplumun her
kesiminde görülen kadın hareketleri sanki cezalandı-
nlıyor.
Siyasi partiler oy toplarken fazlası ile kullandıklan ka-
dın gücünden, yönetimde şıddetle kaçmayı seçtiler.
Aynı yansıma devam etmekte olan Türk-lş Genel Ku-
rulu'nda da yaşanıyor. Sanki işyerlerinde. grevlerde ka-
dınlar yoktu. Genel kurulda birkaç kadın delege, gün-
demde kadın sorununu ağzına alan yok.
Kimbilir belki de kadınlar adına bu tablo bir artı pu-
an olabilir. Lıderler sultasında behrtenmiş antidemok-
ratik yapılanmada, değer erozyonunun, kimlik kaybı-
nın yaşandığı bir ortamda, listelerde kadınlann adlan-
nın akla gelmemiş olması kadınlar lehine bir durum sa-
yılabılir.
Listelerde olmayan örgütlü önemli bir güç ise işçiler
ve örgütlerinin yöneticıleri. sendikacılar. Kadınlar için
yapabildiğimiz soğuk şakayı onlar için düşünmemize
olanak yok. işçi sınıfı ideolojisi ile ilişkisiz, yaşanan kir-
lenmeye, derormasyona uygun olarak bütün partiler
için istenildiği kadar bol, gönüllü sendikacı uygun a-
day bulunabilirdi.
Partiler örgütsüz kadınlan, aile erkeklerine bağlı ola-
rak kolayca sandığa çekeceklerinden güvenli oldukla-
n kadar örgütlu işçilerden de korkmadılar. Nasılsa de-
ğer erozyonuna uğramış sendıkal hareket, ışçileri se-
çimlerde çıkarlan doğrultusunda oy kullanmaya yön-
lendiremeyecekti. Boşu boşuna listeleri onlarla dol-
durmaktansa. aşiretlere, tarikatlara, militarist, çeşitli
eğilimlere, sermayeye mesaj verecek adaylar almak
dahaakılcı geldı.
Siyasi partilerin program ve ideolojileri, yönetim ilke-
leri. değerieri ile yanşmaya niyetli olmadıklan bir seçim-
de listeler ancak boyle belirlenirdı.
Siyasetteki deformasyonun bir turnusol kâğıdı iie
geçırilmiş kopyası gibi bütün olumsuzluklan ile yansı-
dığı Türk-iş Genel Kurulu'nda da seçıme bir gün kala
ittifaklar, adaylar, listeler tartışmalan aynı çerçeveler
içinde kaldı. Delegeler sayıldı. Sendikal ilkeler, değer-
ler, kirlenmişlik, işçilere, sendikalizme ihanet atlandı.
Sandıkta seçme hakkı olmayan, dayatılana oy ver-
mek zorunda olan seçmen ne yapacak? Aldatmacayı
protesto bir işe yaramıyor. Üstelik kullanılmayan olum-
lu, akılcı oyun yerini. daha olumsuzu dolduruyor.
Türk-lş Genel Kurulu'nda yann seçmen delege, 24
Aralık'ta seçmen vatandaş gönlündekine oy vereme-
yecek. Gönlünde olmayan kötünün en iyisini seçme-
ye çalışacak. En çok da belki en korktuğu, kendisi, çı-
karlanna en aykın gelenin seçilmemesi için çaba gös-
terecek, bir sürü sonucun hesabını yaparak oyunu yak-
mamaya çalışacak. ı
ÇIFTÇI DOSTU SADULLAH USUMI
Şekerde dünyayı zengin ediyoruz
Ş
eker konusunda tam bir bata-
ğasaplanmış durumdayız. Kı-
pırdadıkça daha da batıyoruz.
Dünya ülkeleri bile şaşkınlık
içinde. Geçmiş yıllarda yüzbinlerce
ton şeker ihraç eden bir ülkenin, iki yıl
içide bir milyon tona yakın ithalata
mecbur kalması hayretle karşılanıyor!
Şeker ihraç eden ülkeler, neredey-
se sevinçten zil takıp oynayacaklar.
Hepsi bizi daha şimdiden "yolunacak
kaz" gibi görmeye başladılar. Paris ve
Londra borsalarında adeta dört göz-
le bekleniyoruzL.
Pancartoplama ışlemi bitmek üze-
re. Bazı fabrikalar kampanyayı ta-
mamladı. Bazıları da depoladıklan
pancarlan ocak ayı sonuna kadar iş-
lemeye devam edecekler.
Rekolte de hemen hemen belli ol-
du. Bir milyon 400 bın ton ile bir mil-
yon 430 bin ton civannda şeker bek-
leniyor. Şeker tüketimimiz ise
bu yıl için 2 milyon ton olarak
tahmin ediliyor.
Bu hesaplardoğru çıkarsa.
şeker açığımız 600 bin ton ci-
vannda olacak ve en azından
700 bin ton şeker ithal etme-
miz gerekecek!..
Dünya şeker pıyasası son
derece hassas. Şimdiye ka
dar talep yüksek olduğu za-
man fiyatlar hep tırmanışa
geçmiş. Nitekim mayıs ve ha-
ziran aylarında 250 bin ton şe-
ker alımı için dünya piyasala-
nna girdiğimiz anda fiyatlar
350 dolardan 390 dolara ka-
dar çıkmıştı.
Türkiye önümüzdeki aylar-
da şeker alımı için Paris ve
Londra borsalarına adımını
attığı zaman gene aynı geliş-
meler olacak ve belki de bu-
gün 390 dolar civarında sey-
reden şeker fiyatlan 450 veya
500 dolara fırlayacak!...
Böylece nakliyesı. fonu,
gümrüğü ve diğer masraflan
ile birlikte şekerin birtonunun
Türkiye'ye maliyeti 700 dola-
n bulacak... İthalatçı, toptan-
cı ve perakendeci kânnı da üzerine
koyduğumuz zaman. halkımız bir ki-
lo şekeri en azından 80 bin liraya ye-
mek zorunda kalacak!...
Şeker krizinin
sorumlusu Çiller
Çillerhükümeti 1994 ürünü panca-
ra bin lira taban fıyat venmişti. Halbu-
ki bir kilo pancann maliyeti 1400 lira-
ya yakındı. Pankobirlik ve üretici ku-
ruluşlan bu fiyata tepki gösterdiler ve
400 lira daha fark istediler. Tansu Çil-
ler bu öneriyi kabul etmedi... Hatta
daha da ileri giderek çiftçiye, "Gere-
kirse ithalat yaparım, şekeri halkıma
daha ucuza yediririm" dedi...
1995 yılı için de bir teminat verilme-
yince çiftçi pancar ekimıni azalttı...
Her yıl 4 milyon 100 bin dekan bulan
pancar ekimi 2 milyon 600 bin deka-
ra düştü!...
Sonuçta ithalat başladı. Çiller'in
"Halkıma daha ucuza yediririm" de-
diği şeker, 22 bin liradan önce 45 bi-
ne. daha sonra da 55 bin liraya çıktı.
Eğe Çiller hükümeti pancara 400 lira
fark verseydi. Şeker Şirketi'nin kasa-
lanndan çıkacak para 3 trilyon lirayı
geçmeyecekti. Buna karşılık ekim
alanlan azalmayacak ve hem üretici
kazanacak hem de tüketici şekeri 30
bin liraya yiyebilecektü...
Şimdi ise 1995 ile 1996 yıllannda it-
hal etmemiz gereken bir milyon tona
yakın şeker için yabancı ülkelere 35
ile 40 trilyon lira ödemek zorunda ka-
lacağız!... Aynca hûkümetin yanlış uy-
gulamalanndan yararlanarak ucuz fi-
yatla şeker toplayan stokçular, kara-
borsacılar bir yıl içinde trilyonlarca li-
ralık vurgun yaptılar. 1996 yılında da
aynı vurgunlar devam edecek!...
Şeker üreticisinin sıkıntısı brtecek gibi gözükmüyor.
Şekerden stokçu, karaborsacı,
toptancı, ithalatçı.. şeker çuvalının
ucundan tutan herkes büyük paralar
kazandı. Sadece pancan üreten çift-
çi zarar etti. Bir de 60 milyon tüketici
şekeri iki kat fiyatla yemek zorunda
kaldı!...
Pancar üreticisi için 1995 yılı kam-
panyası da çok şanssız geçti. Birinci
şanssızlık 2 bin 500 lira gibi çok dü-
şük bir taban fıyat verilmesiydi. Çift-
çi fiyata büyük tepki gösterdi, ama
aldıran olmadı... Zaten ekim azdı. Bir
de fiyat düşük olunca üretici güç du-
rumda kaldı...
Ikinci şanssızlık, Türk Şeker'de
başlayan grevin hasat dönemine
denk gelmesiydi. Fabrikalar çalışa-
madığı için üretici pancan sökemi-
yordu. Bu yüzden pancar uzun süre
tariada kaldı.
Üçüncü şanssızlık ise üretimin yo-
ğun olduğu bölgelerde kış erken gel-
di. Kar yağdı... Don yaptı... Arkasın-
dan yağmurlar bastırdı... Tarlalar içi-
ne girilemeyecek kadar çamur oldu...
Bu nedenle üretici pancan söker-
ken ve taşırken büyük zorluklarla kar-
şılaştı. Bir traktör yerine, iki. hatta 3
traktörçalıştırdı. 100 yerine 300 yöv-
miyeverdi... Masrafı iki, üç katına çık-
tı. Bu arada tariada uzun süre kalan
pancarlann bir kısmı çürüdü, bir kıs-
mını da fareler yedi. Ozellikle Sakar-
ya, Susurluk, Denizli, Çal bölgelerin-
de verim yüzde 30'dan fazla düştü.
Pancar bedelleri geç
ödeniyor!...
Üreticilerin en büyük sorunlanndan
biri de pancar bedellerinin çok geç
ödenmesi. Ekim ile ilgili çalışmalarşu-
bat ayında başlar, gübrelemesi, çapa-
laması ve sökülmesi derken
üretici tam 10 ay aralıksız ça-
lışır.
Ürününü eylül ve ekim ay-
lannda teslim eder. Bu arada
pancarlar şeker olur, satılır ve
Şeker Şirketi paralan kasala-
nna doldurur.
Belki de başka yeriere har-
car... Ama nasıl bir anlayışsa
üreticiye ödemelerin önemli
bir bölümü mart ve nisan ay-
lanndân önce yapılmaz... Ta-
bii taban fiyat da yan yanya
değer kaybeder...
1995 ürünü için devletin
üreticiye pancar bedeli olarak
ödeme yapması gereken
miktar 24 trilyon lira. Bugüne
kadar çapa, sulama ve güb-
re avansı olarak üreticiye
ödenen para ise 10 trilyon li-
rayı geçmiyor. Demek ki dev-
let üreticiye hâlâ 14 trilyon li-
ra borçlu... işin en acı yanı da
ne zaman ödeneceği belli de-
ğil...
Mart ayında olabilir, nisan
aymada kalabılir...
iki yıldan beri yaşanan sı-
kıntılann sorumlusu hükü-
met... Bu nedenle çiftçi zararlannın
karşılanmasını istiyor...
1. Artan masraflann karşılanabil-
mesi için 1995 ürünü şeker pancan-
na 1500 lira daha fark verilmeli,
2. Çiftçinin alacağı 14 trilyon TL en
geç ocak ayı başında ödenmeli.
3.1996 yılı şeker pancan taban fi-
yatları, ekim çalışmalannın başlaya-
cağı şubattan önce açıklanmalı.
4.1996 ürününe avans olarak en az
bir dolar taban fiyat verilmeli.
Bu öneriler yerine getirilirse üretici-
nin kırgınlığı belki giderilebilir ve geç-
mişte olduğu gibi pancar ekimine hız
verir. Türkiye de 1997 yılında şeker
bunalımından kurtulabilir...
Aksi halde pancar üretimi tama-
men sıfırlanır ve dış ülkelere her yıl 50
ile 60 trilyon lira hediye etmeye de-
DEMOKRAT
KAMUOYUNA
DUYURU
* Eşitlik, kardeşlik, özgürlük için
* Faşist tırmanışın önüne set olmak için
* Tüm demokratik güçlerin, güç ve eylem birliği için
* Köktendincilerin şeriat özlemlerine geçit vermemek için
* Emperyalizmin gönüllü kölelerini iktidardan söküp atmak için
* Kürt sorununun demokratik çözümü için
* llericilerin, demokratların, sosyalistlerin oylarını tapulu mülkü
sayanlara yanıt için •,._ . . •
* Düzen Partilerini sandığa kilitlemek için
Tüm Halkımızı
DEMOKRATİK BARIŞ HAREKETİ
Bağımsız adaylarına
oy vermeye çağırıyoruz.
ONLARA EL VERİYORUZ
OY VERİYORUZ
TÜRKİYE SOSYALIST İŞÇİ PARTİSİ TSİP