25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 7 EYLUL 1994 ÇARŞAMBA DIZIYAZI Dünya İzleme Enstitüsü Başkanı Lester R. Brown Cumhurİyet için yazdı 1950 ve 1989 yıllan arasında dünyadaki avlanma 22 milyon tondan lOOmilyontona çıkmıştır. Bu dönemde nüfüs başına düşen deniz ürünleri miktan 9 kilodan 19 kiloya yükselmiştir. 1980'denberi balık avı etkin olarak az miktarda azalmıştır ki, bu 1992yılında97 milyon tona karşılıktır Deniz biyologlan okyanuslann suurlannı doldurduğuna ve yüda 100 milyon tondan fazla deniz iirünü veremeyeceğine inanıyorlar. Dümadaki deniz avcüığı nüfüs başına 1989'dan 1992'ye yüzde 7 eksildi. Böylelikle deniz ürünlerinin fiyan durmadan yükselmeye başladL Nüfus arüşıtoplumsalyara^ ^ t ^ " ^ 'nci yüzyılın sonlannın tarihi f g 1 yazıldığında 1990'lar 10 yıllık M I I ara bir dönem olarak görülecek- / M m tir. Bu dönemde, sankı sürekli Mm^ \ « ^ yükselen bir ufukçizgısinedoğ- ru süreklı eğımini arttırarak yükselen düz bir yol gibi gelişen egilimler, birden tam ters yönlere yö- nelmış ve düşüşe geçmişlerdir. Örneğin dünya çe- lik üretimi, güneşın her sabah doğuşu kadar gü- venilir biçimde ve her yıl artmakta idi, ki bu doğ- rudan tûketim ve yaşamsal ürünlere dönüştürme işlemi için gerekli hazır miktarlan düzenli olarak arttırmaktaydı. Okyanuslardakı balık avı dahi ay- nı dönemde dört kat arttıği için kişi başına düşen deniz ürünf&Ugketimini iki katına çıkarmıştır. Bu yükselme eğilimleri, insan gelişiminin temel ölçüleri olarak görülmektedirler ki biz bunlann yükselmesıni sürdüreceğini tahmin ediyorduk. Fakat şimdi, yaklaşık sadece bırkaç yıl ıçinde bu egilimler tam aksine dönmüştür ve şimdı bu geri dönüşün olası sonuçlanyla baş etmek durumun- dayız. O anda hiçbir yere varamayacak gibı düşü- nülen ters egilimler ya da çok yavaş yükselen egi- limler birdenbire ani bir çıkış eğılimıne girmışler- dir. 11850*118 37,1883'te leimlyonlufcvtış 1990 'larda oluşan ara, ınsan sayısınm ve gerek- sinmelerinin çoğalması ile dünyanın doğal den- gesinin değişmeye zorlanmasının karşıhklı çatış- masından kaynaklanmaktadır. Bu doğal dengele- rin arasında okyanuslann deniz ürünleri hacmi, ot- laklardakı sığır ve koyun eti üretme hacmı, tatlı suyu üreten hidrolojik devir, üretimde gübre kul- lanılabilmesi, atmosferdeki asitsel gazlann emi- lebilmesi, insanlann soluduğu kırli hava ve or- manlann asit yağmuruna dayanması bulunmak- tadır. Bunlann zorlanması dramatik olarak 1950 ve 1990 yıllan arasında, dünya ekonomisinin 5 kat genişlediği bir dönemde, doğal dengelerin tepe- taklak olmasını hızlandırmıştır. Oysa doğal den- geler tarihsel ekonomik eğilimlerin sağlamlığı- nın güvencesiydiler. Daha büyük bir sıkıntı kaynağı da örneğı olma- yan nüfus artışıdır. 1950'den önce doğanlar dün- ya nüfusunun iki katına çıktığını bugün görmek- tedirler. 1950'de 37 milyon insan dünya nüfusu- na eklenmiştir. Geçen yıl ıse 91 mılyonluk artışın önemini ve nasıl olduğunu kavramaya çalışıyoruz. Bu, kısaca dünya nüfusuna her gün 250.000 kişi- lik bir kentin eldendiğini ortaya koymaktadır. Sınırlan belli olan dünyamızda böyle bir artı- şın toplumsal patlamalara neden olacağı görül- mektedir. Tahıl üretimi insan ırkının en önemli te- mel ekonomik ölçüsü olup, 1950'den 1984'e ka- dar 2.6 kat artmıştır. Yıl başına yaklaşık olarak yüzde 3'lük bir artışla nüfus artış hızını geçmiş- tir. Nüfus başına düşen tahıl tüketiminin 34 yıllık dönemde yüzde 40'lık artışla sonuç vermiş olma- sı, et, süt, yumurta ve peynir gibi yaşamsal ürün- lerin tüm dünyada beslenmeyi gelıştirmesinı ve yiyecek tüketiminin artmasını sağlamıştır. 1984'ten beri geçen 8 yıl boyunca dünya tahıl üre- timi yıl başına belkı yüzde 1 oranmda artmıştır ki bu da nüfus başına yüzde 1 'lik bir azalmayı gös- terir. Bu özellikle rahatsız edici bir değişikliktır. Çünkü tahıl, insan ırkının sürmesi için temel bir kaynaktır ve üretiminin aksi yöne dönmesi olası zorluklan birlikte getirecektir. Temel gıda maddelerindeki duraklama, daha Portre 4 ÇevreciIiğîn IncilFnin yazarı Worldwatch (Dünya İzleme) Enstitüsü Başkanı Lester R. Brovvn, daha önce kazandığı 17 ödüle, geçen 25 temmuzda bir yenisini daha ekledi. Brown'un kazandığı son ödül olan "Mavi Planet" ödülü, 500 bin dolarhk (17 milyar TL) bir çeki de içeriyor. Brown'a bu ödülü Japon "Asahi Cam Vakfi" kendisinin, "küresel çevre sorunlannın çözümüne olağanüstü katkısından'" dolayı verdi. Brown çeki enstitüye bağışladı. Brown, bundan önceki 250 bin dolarhk (8.5 milyar TL) ödülünü Mac Arthur Vakfi'ndan ve bir başkasını da Birleşmiş Milletler'den 1989'da "Çevre Ödülü" olarak almıştı. Washington Post gazetesinin "Dünyanın en etkileyici düşünürlerinden biri" dediği Brown'a Hıntliler, "Küresel Çevre Hareketfnin Gururu"adını taktılar. Amerikan Kongre ICitaplığı, Brown'un bütün özel ve resmi yanşmalannı tarihsel belge önceden ürün tarlası bulunmasında, sulama su- yunda ve tanm tekniklenndeki ilerleme ve büyü- menin ara vermesinden kaynaklanmaktadır. Ekin tarlalan yüzölçümü, tahıl ekilen alan hesabıyla ölçüldüğünde 1981 başlangıcına dek yapılan sü- reklı tanm aracılığıyla az ya da çok artmıştır. Ta- nm, başlangıçtaki vadiden vadiye, sonra bölgeden bölgeye ve en son kıtadan kıtaya yayılması sonun- 1984\çn beri geçen 8 yıl boyunca dünya tahıl üretimi yıl başına belki yüzde 1 oranında artmıştır ki bu da nüfus başına yüzde 1 'lik bir azalmayı gösterir. Bu özellikle rahatsız edici bir değişikliktir. Çünkü tahıl, insan ırkının sürmesi için temel bir kaynaktır ve üretiminin aksi yöne dönmesi olası zorluklan birlikte getirecektir. da bir durma noktasına gelmiştir. 1981 'den beri as- lında hiç artmamıştır. Urünlerden elde edilen ge- lir bazı ülkelerde öteki zararlar nedeniyle kulla- nım dışı kalmıştır. Çünkü toprak tanm dışı kullanılmış ya da eroz- yondan dolayı tümüyle terk edilmiştir. Aynı bi- çımde sulama da bu yüzyılın ortasmdan sonra, su- lama alanı artışına koşut olarak ilerlemiştir. 1978'e dek yaklaşık yıl başına ortalama yüzde 3 'lük bir artış göstermiştir. Daha sonra başhca ba- olarak arşivine aldı. Yaşama, Güney New Jersey'de domates ureticiliği ile başlayan ve Rutgers Oniversitesi'nden 1955'te mezun olan Lester R. Brown, Hindistan'da altı ay çalıştıktan sonra Amerikan Tanm Bakanlığı'na girdi. Artkara'da AID BaşkanhgTndan UNICEF Genel Müdürlüğü'ne geçen JamerGrand'ın 1969'da " Deniz Aşın Kalkınma Kunımu"nu kurmasına yardım etti. 1974'te Rockefeller Vakfi'nın desteğıyle Worldwach Enstitüsü'nükurdu. 1984'te yazdığı "Dünya Devleti" kitabı 27 dile çevrildı ve "çevreciligin lncili" kabul edilerek Amerika'daki bin kadar yüksekokul ve üniversitenin ders kitabı oldu. Brown, aynca 12 kitapyazdı. Mariland ve Harvard üniversitelerinde çeşitli eğitim dereceleri alan Brovvn'a, 16 üniversite "onursal doktor" unvanı verdi. Lester R. Brovvn raj inşa yörelerinın azalması ve yeraltı su kaynak- lannın da fazlaca pompalanarak boşaltılması so- nucu, sulama alanlannın gelişimi nüfus artış hı- zının altına düşmüştür. Saban ile işlenecek yeni toprak alanının orta- çağdan beri azalmasına karşın, dünya çiftçileri gı- da üretiminin en büyük ilerlemesini toprak ve- rimliliğini çok özel biçimde arttırarak yakın tarih- te başarmışlardır. Üretim artışının lokomotifi olan gübre kullanı- mı yavaşlama egilimine gırmeden önceki 3 on yılda 9 kat artmış ve 1950'de 14 milyon tondan, 1984'te 126 milyon tona çıkmıştır. 1990'da güb- re kullanımının artışı dünya ekonomisindeki eği- lim değişıkliğini önceden haber verircesine bir duraksama içensıne gırmıştir. Eski Sovyet Rus- ya'da gübre kullanımı, 1988'den sonra birdenbi- re düşmüştür. Çünkü reformlann ilerlemesi güb- re fıyatlannı dünya pazarlan seviyesine çıkarmış- tır. Daha açıkça söylemek gerekirse dünyada güb- re kullanımının artması tümden yavaşlamıştır. Çünkü Amerika, Batı Avrupa ve Japonya'da var olan tahıl çeşitleri ekonomik açıdan uygun olma- lan için çok fazla gübre kullanımı gerektirmeye- cek biçimde ayarlanmışlardır. I Etüretimmde 1987den I beri artış yok Et üretimindeki artış da tıpkı tahıl gibi yavaş- lamaktadır. 1950 ve 1987 arasında dünya et üre- timi 46'dan 161 milyon tona yükselmıştir ve kişi başına düşen üretim miktan 1980'de 18 kilodan 1987'de 32 kiloya çıkmıştır. O tarihten beri ıse hiç- bir artış görülmemektedir. Her yandaki durgun- luk sırasında sığır ve koyun eti üretiminde de ot- laklann daha fazla sığır ve koyun banndırmak için yetersiz oluşundan dolayı dramatik bir azal- ma görülmektedir. 1950'den 1990'a kadar dünya sığır eti üretim miktarı 2.5 kat artmıştır. Fakat 1990'dan 1992'ye kadar otlaklar tümüyle kulla- nılmasına ya da her kıtada aşın kullanıma gidil- mesıne karşın nüfus başına düşen sığır eti üreti- mi dünyada yüzde 6 düşmüştür. Balık kaynaklan, etteki gıbı daha fazla insan sa- yısına ayak uyduramayacaktır. Burada da tarihsel eğilimlerin tersine döndüğünü görüyoruz. 1950 ve 1989 yıllan arasında dünyadaki avlanma 22 mil- yon tondan 100 milyon tona çıkmıştır. Bu dönem- de nüfus başına düşen deniz ürünlen miktan 9 ki- lodan 19 kiloya yükselmiştir. 1980'denben balık avı etkin olarak az miktarda azalmıştır ki, bu 1992 yılında 97 milyon tona karşılıktır Şimdilik Birleşmiş Milletler'in deniz biyolog- lan okyanuslann sınırlannı doldurduğuna ve yıl- da 100 milyon tondan fazla deniz ürünü vereme- yeceğine inanmaktadırlar. Dünyadaki deniz avcı- lığı nüfus başına 1989'dan 1992'ye yüzde 7 ek- silmıştir ve nüfus artışının böyle sürmesi duru- munda eksılmeye yüz tutacaktır. Sonuçta deniz ürünlen fîyatı dunnadan yükselmektedir. Oulama, bu yüzyılın ortasından sonra, sulama alanı artışına koşut olarak ilerlemiştir. 1978'e dek yaklaşık yıl başına ortalama yüzde 3'lük bir artış göstermiştir. Daha sonra başhca baraj inşa yörelerinin azalması ve yeraltı su kaynaklannın da fazlaca pompalanarak boşaltılması sonucu, sulama alanlannın gelişimi nüfus artış hızının altına düşmüştür. Son birkaç yılda görülen yeni egilimler içinde nüfus artış egrilerinin yükselişe geçmesi en rahat- sız edicisidir. 1960'larve 1970'lerde azalan do- ğurganlık oranlan, yaşam standartlan düşmeden nüfus artışının durdunılabileceğinı ümit etmemı- zi sağlamıştı. Ancak 1980'lerin yitik bir on yıla dönüşmesine neden, aynı zamanda Amerika'nın bu konudaki önder rolünden özveride bulunarak BM Nüfus Fonu ve Uluslararası Aile Planlaması Federasyonu'ndan da fınansal yardımını geri çek- mesidır. Çok şükür ki yeni hükümet bu durumu değiştirmeye kararlıdır. Nüfus artışı yaşam standartlannı düşürerek gü- nümüzde çok önemli ve gittikçe derinleşen top- lumsal bir yara durumunu almıştır. 1992 başlann- da Amerikan Ulusal Bilimler Akademısi ile Lond- ra AsüTerCemiyetiberaberortak bir uyancı rapor hazırlamışlardır. Raporda "Eğer nüfus artışı hak- kında şimdiden öne süriilen kehanetler doğru ÇH karsa ve insanlann gezegenimizdeki etkinlikleri değişmeden kaiırsa, bilim ve teknoloju ne çevrenin geri dönüşümü olmayan bozulmasuıı ne de dün- yadaki süregelen yoksulluğu önleyebilecektir" denilmektedır. Not: Bu makaleninyazımında Lester R Brovvn 'a, Hal Kane ve EdAyres kathda bulunmuşlardır. Ysrm: Henry W. Kendal POLİTtKA VE ÖTESİ Y A Y I N H A K K I E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z ÇALIŞANLARIN SORULARI /SORUNLARI YILMAZŞIPAL Abııaııya'daki işimi bırakıyorıuıı Soru: Ben, şu anda Almanya'da işçi olarak çahşmaktayim. Türkiye'de ilk sigortab işe giriş tarihim Tenunuz 1959'dur. 1965 yüında ülkemden ayrüarak .\lman>a'ya gittim ve bir işçi oiarak çalışmaya başladun. 1984 yıhnda 2147 savılı kanunun 4. maddesine davanarak, Ocak 1965ten Ekim 1984'ekadar geçen 19yd8a>iborçlandım ve borcumun rümünü de yatırdım. Sorulanm: 1)Önceki kanunlarda yurda kesin dönüş şartı vardu O kalkn, yerine Afananya'da işini bırakmak koşulu geldi biiiyonım. Bu doğru mudur? Bu koşulu bilerek ben de, Eyl'ül 1994'te Almanya'daki işimi bırakıyorum. 2) Almanya'daki işimi bırakıp, kesin dönüş \apmadan, 3201 savılı kanuna göre emekli olabiliyor muvum? (H.T.) Y A M T : 1) 3201 sayıh Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlannın Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Yasa'nın "Ayhktahsisiveayhğınbaşlama tarihi" başlıklı 8. maddesi uyannca: 3201 sayılı yasaya göre "değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi için: a) Yurda kesin dönülmitş olmasL, b)Tahakkuk ettirilen döviz borcunun tamamınm ödenmişolması, c) Döviz borcunun tamamının ödenmesinden sonra yazdı istekte bulunubnası şartnr." 3201 sayılı yasa ile tanınan aylık bağlama hakkından yararlanabilmek için, "yurda kesin dönüş" koşulu aranmaktadır. Sosyal güvenlik kurumlannca (TC Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur ve yasayla kunılu diğer özel sandıklar) yaşlılık ya da emeklilik aylığı bağlanabilmesi için yurda kesin dönülmüş olması en öncelikli koşuldur. 3201 sayılı yasanın tanıdığı borçlanma hakkından yararlanabilmeniz için, Almanya'daki işinizi bırakmanız yeterlı değildır. Size, Sosyal Sigortalar Kurumu'nca yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için yurda kesin dönüş yapmanız gerekecektir. 2) 3201 sayılı yasadan yurda kesin dönüş yapmayanlar yararlanamazlar. MEHMED KEMAL Duşunce Ozgurlugu... Bir ülkede düşünce özgürlüğünün, "varlığı veyokluğu" tartışılıyorsa, insan haklarından söz ediliyorsa, orada her türiü özgürlükten kuşkuya düşülebilır. Ancak düşünce öz- gürlüğü yoktur denilemez, tartışılır denilir. Düşünce özgürlüğünün eski Yunan'dan ve Roma'dan bu yana uzun bir tarihi vardır. İnsan düşünmede özgür olmalıdır. Bu yetmez, düşün- cesini başkasına aktarmada da özgür olmalıdır. Düşünü- yor da, düşüncesini başkasına aktarmada noksanı varsa, özgür düşünce yoktur demektir. Düşünce özgürlüğü ko- nusunda eski Yunan'dan, özellikle Sokratesten örnekler veriıier. Düşünce özgürlüğünü kullanmada ve yaymada Sokrates örnek gösterilir. Sokrates yoksul bir kişıdir. Yok- sul bir kişidir ama öğrencilerine ders verirken para almaz. Derslerini parasız verir. Bunu yaparken düşünce özgürlü- ğünü kullanır, amacı budur. Sokrates döneminde gazete yoktu. Eğer gazete olsaydı, düşüncelerini daha yaygın bir biçime sokardı. Gazete yoktu ama tiyatro vardı. Tıyatro aracılığıyla ustadı hırpalarlardı. Aristofones, "Bulutlar" adlı yapıtında Sokrates'i oldukça hırpalamıştır. Tefe koyup çaldığı olmuştur. Düşünce özgüriüğü tartışmasından sonra şimdi insan hakları 'ihlalleh' gündemdedir. Günümüzde insan hakları var mı, yok mu, bunlar tartışılmaktadır. Insan haklan ihlal- leri varsa bunun önüne geçiliyor, önleniyor. Bu, bir devletin içişlerine karışılıyor anlamına gelmiyor, hukuku tamamlanıyor. Bir örnek verilecek olursa... Tartışma, Avrupa Konseyi Pariamenterier Başkanı Mi- guel Martinez ile bizim Meclis Başkanı Cindoruk arasın- da geçiyor. Martinez, Türkiye'ye gelmek için harekete geçmelerinin nedenlerinden bırinin insan haklan olduğunu söylüyor. Bu arada Yasstada Mahkemeleri, askeri darbeler ve onlann mahkemeleri de söz konusu ediliyor. DEP davası ve gö- rülmekte olan mahkemelerin adaleti üstünde duruluyor. Hüsamettin Cindoruk şunlan söylüyor: "... Teminatveriyorum. Yargıçlarımıza güveniyorvm. Bu mahkeme hatırlattığınız Yassıada Mahkemesi değildir. Bu mahkeme özgür yargıçlann görev yaptığı bağımsız bir yargı organıdır. Durum, dünyanın gözleri önünde çok kritiktir. Türkiye'siz bir Avrupa Birliği olmayacaktır." Anımsarım, genç şairlik yıllanmızda şiiri tanımlarken, "Şiir beynin salgısıdır" denmişti. Bir yandan da kıyamet kopmuştu. Bu özgür düşünce beynin salgısıdır deniyor. Kıyamet de kopmuyor. Kişi hem düşüncede özgür olacak, hem de düşünceyi başkalarına yaymada.. Düşüncenin yasaklısı yasaksızı olmaz. Olmasın diye de çalışılıyor. Dü- şüncenin yasaklısı yasalsızı olmaz ama eğrisi, doğrusu olur. Düşüncelerin de bol gübrelı yatakları vardır. Buraya şaır Tevfik Fikret'in birkaç dizesini alacağım. Di- zeler açık kalmış sonbahar pencerelerinin havasını yansı- tır. "Toprak vatanım... Nev'i beşer milletim... Insan insan olur ancak... Buna bin canla inandım." Insan özgür olur, özgür düşünür, düşünlerini özgürce ya- yar, buna kimse engel olamaz, işte o zaman insan hakla- n ve özgürlükleri tartışılmaz. Insanın doğasında doğal ola- rak vardır. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Konu olarak Çin dili ^ ve edebiyaünı konu alan fıloloji. 2/ Havvaıi Ada- 2 lan'na özgü, gitara ben- « zer dört telli bir çalgı. 3/ Briçte bir roberi oluştu- 4 ran iki bölümden her bi- ri... Herhangı bir şey üzenndeki ufak leke. 4/ İndiyum elemenünın simgesi... Boru sesi... De- rebeylik Japonyası'nda en aşağı sınıfı oluşturan halk. 5/ Baltalama. 6/ Kemiklerin ıç boşluklannı doldu- ran yağlı madde... Tüy, kıl. 7/ Is- lamhktan önce Kâbe'de duran üç puttan biri... Ördek. 8/ Hindistan'- da mihrace eşine verilen ad. 9/ Ağacı koyu kahverengiye ya da si- yaha boyamada kullanılan beyaz ve billursu toz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Türk müziğinde bıleşik bir ma- kam. 2/ Ortodokslar'da tahta pa- no üzerine yapılmış her türlü dın- sel resme verilen ad... Güney Amerika'da yaşayan bir yük hay-vam. 3/ Arap abecesınde bir harf... Hint müziğine özgü telli bir çalgı. 4/ " O " gösterme sıfaünın eski biçimi... Şenliklerde caddelere kurulan süslü kemer.. Alan ölçüsü hektann simgesi. 5/ Akıllı... Sazın en kahn ses veren teli. 6/ İspanyollar'ın sevinç ünlemi... Denizayısı da denilen bir fok türii. 7/ Hafif mavimsi olan postu kürk yakası ve manto yapımmda kullanılan memeli bir hayvan... Judo ve karatedeki en üst derecelere verilen ad. 8/ Seyreİc dokunmuş bir tür kumaş. 9/ Maun da denilen büyük bir orman ağaa... İlkel benlik. Özlem - Bülent Erol'un oğulları HAKAN dünyaya "Merhaba" dedi. HoşgeldinHAKAN 29.08 1994 İLAN T.C. BAŞBAKANLK GÜMRÜK MÜSTEŞARUĞIHALKALIGÎRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ Kontrol:41257-178 19768 859 Sk. No: 6 702 Konak tzmir adresinde mukim Engin San Mam. İhr ve Tic. Ltd. Şt fırması adına gümrük ginş beyannamete- nnden doğan ve karşılannda miktarlan gösterilen kamu alacaklan- nın tahsılı için çıkartılan teblıgatlar fırmasının adreste bulunmaması sebebiyle iade edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve 31'ıncı maddelengereğınoe teblıgat yerine kaim olmak üzere ılanen tebliğıne karar veribniştir. Yukanda belırtilen nedenler ile anılan adreste faaliyet gösteren şir- ketın belirtılen borcunun 15 gün içinde gümrûğümüz saymanlığına ödenmesi, aksi halde 6183 sayılı AATUH kanununun 55-60 ve 114. maddelen gereğince işlem yapüacağının bilinmesi ilanen tebliğ olu- nur. Beyanname NoTanh: 17503/21.3.1991 10321/20.2.1991 19312,28.3.1991 13041/5,3 1991 13123/5.3.1991 8973/14.2.1991 Dosya No: 41257,178 41247,178 41258.178 41343 178 41342//178 41248/178 Amme Alacağı Miktan: 13.12O.OOO.-TL 10.118.000.-TL 12.305.000.-TL 11.278.000-TL 11.402.000.-TL 9.934.000.-TL Baan: 34570
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear