23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2EYLÜL1994CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Yabancılaria 22.7 trilyonluk yatmım • ANKARA (ANKA)- Yabancı sermaye ile ortaklaşa toplam 22.7 trilyon lirabk yeni yatınm gerçekleştirilecek. Ocak-temmuz döneminde, yabancı ülke. şirket ve fınans kuruluşlanyla ortaklaşa gerçekleştirilecek toplam 22 trilyon 710.4 milyar lirabk yatınm için izin belgesi düzenlendi. Sabit yatınm tutan 19 trilyon 256.4 milyar lira olan söz konusu yatırunlardaki toplam yabana sermaye payı 129.8 milyon dolar düzeyinde bulunuyor. ÎSO 42 yaşında • Ekonomi Servisi -İstanbul Sanayi Odası'nın 42. kuruluş yıldönümü kutlamasıyla, başanlı sanayici, ihracatçı ve yüksek düzeyde vergi ödeyen üyelerinin ödül töreni bugün yapılacak. İSOaçıklamasma göre Başbakan Tansu Çiller'- in de kaülacağı saat 10.00'- daki ödül töreninin Cemal Reşit Rey'de, akşamki resepsiyonunu ise Cumhurbaşkanı'nın himayesinde Dolmabahçe'de gerçekleştirilecek. MÜSİAD'dan gümrük birliği uyarısı • İŞTANBUL(AA). MÜSİADBaşkanjErol Yarar." 1995'te gümrük birliği, Türkiye'yi kritik bir döneme sokabihr" dedi. Yarar, yaptığı açıklamada, 1995 yılı sonunda gümrük birliğini tamamlama karanrun. Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi, İslam Konferansı çerçevesindeki ilişkileri ve Ekonomik İşbirliği Teşkilau üyelikleri gibi geniş yelpazeli dış ilişkilerini ipotek altına alacak siyasi bir tercih olduğunu öne sürdü. İGS Metropol • Ekonomi Servisi - tstanbul Giyim Sanayii'nin kuruluşunun 25. yılında, Avalar'da "İGS Metropol" adlı ahşveriş merkezi hizmete girdi. Konfeksiyon ve tekstil sektöründen temsilciler, bayiler ve müşterilerin katıldığı açılışta, bir de defıle düzenlendi. Kızıla_y Başkaru Kemal Demirde, İGS Yönetim Kurulu Başkaru Necati Çakus'a kuruma 3 milyar lira bağışta bulunduklan için alun madalya verdi. Açılışını, Avcılar Belediye Başkaru Tahsin Salihoğlu'nun yaptığı İGS Metropol; satış reyonlan, kafeterya, eğitmenli çocuk oyun bölümü, dinlenme birimleri ve otoparktan oluşuyor. (Fotograf MERDAN KARAÇAM) Ceptelefonu 42 bin sımrında • ANKARA (AA) - GSM cep telefonu kullanan abone sayısı 42 bin sınınna dayandı. En fazla GSM cep telefon abonesi Istanbul'da bulunuyor. İstanbul'daki cep telefonu abonesi 31 bin 332'ye ulaşırken Ankara'da da dört bin 812 kişi sahip olduğu cep telefonuyla haberleşiyor. Türkiye'de grev yasağı kapsamına giren işlerin sayısı, Avrupa ülkelerinden kat kat daha fazla lVfÎK R O FENİŞ ALÜMİNYUM SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN KÂR PAYI DAĞITIM DUYURUSU Şirketimizin 1993 yılı kazancından dağıtılması karorloştırıian kâr paylarının ödenmesine, "1993 yıb kâr payı" kuponu karşılığında Stad Han, Büyükdere Cad. No:85 Metkliyeköy-İshınbul adresmde, 12.09.1994 tarihinden itibaren başlanacakhr Sayın Paydaşlarımıza duyurulur. Çalışaıılarıyasaklar frenliyor ÖZGÜR LXUSOY Türkiye. üyesi olmak için çaba harcadığı Avrupa Birliği ülkelerine göre, çalışanlann grev yapmasının uygun olmadığı 'anahtar sektör' tanımını oldukça geniş tutuyor. Avru- pa ülkelerinin çoğunda polis ve ordu dışında hiçbir sektöre grev yasağı getirilmezken, Tür- kiye'de, eğitrmden bankaalığa, elektrikten petrokimyaya kadar neredeyse bütün sektör- lerde grev yasak. - Avrupa ülkeleriııde grev halckı: • İngiltere'de, polis ve silahlı kuvvetler dışında bütün sektörlerde grev yapılabiliyor. Hastanelerde doktorlar, hemşireler dönü- şümlü olarak greve çıkabiliyor. Ancak, grev yapabilmek için belirli yasal düzenlemelerin yerine getirilmesi gerekiyor. İngiltere İşçi Konfederasyonu yetkilileri, uygulamada öte- ki Avrupa ülkeleri ile benzerlikler yaşandığını söylüyor. • Almanya'da. sendikalaşma hakkı olan ordunun dışında, bir de 'beamte' denen ve devlet memuru sıfatını ömür boyu taşıyan gö- revliler grev yapamıyor. Sendikalaşma hakkı olan polisler de bu gruba dahil. Bunun dışında mavi yakalılar ve beyaz yakahlann grev hakkı var. • Fransada silahlı kuvvetler ve polis dışında bütün çahşanlar grev yapabiliyor. Po- lisîerin greve gitmesi yasal olmasa da ülkede polıslerin fiili olarak grev örnekleri yaşandı. Türkiye, Avnıpa'ya göre grev yapılamaz sektör tanımını oldukça geniş tutuyor. • Kuzey Avrupa ülkelerinde de silahlı kuv- vetler ve polis görevlileri dışında, bütün çah- şanlar grev yapabiliyor.Türkiye'ye gelince, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi. Grev ve Lo- kavt Yasası'nın 29.maddesine göre, can ve mal kurtarma işleri; cenaze ışleri; su, elektrik, havagaa, lin>it üretimi, doğal gaz ve petrol sondajı; petrokimya işleri; banka ve noterlik; itfaiye, şehir içi deniz, kara ve demiryolu hiz- metlerinde grev yasak. 30. maddeye göre, aşı ve serum imal eden yerler; hastane, khnik, sa- natoryum, dispanser; eğitim kurumlan, hu- zurevleri; mezarlıklar; Savunma Bakanlığı, Jandarma, Sahil Güvenük'te grev yapılamaz. ABD'degrev Amerika'da grev uygulamalan açısından Türkiye ile benzerlik gösteriyor. 1981 yılında Başkan Reagan, 12 bin hava trafik kontrolörünü, başlattıklan yasadışı grevin ikinci gününde ışten çıkarmış ve ömürleri boyunca kamu hizmetinde çalışmalannı yasaklamıştı. Kamuda grev toptan yasak. Rakamlarla Türkiye'de grevler • 1993 yılında yapılan 49 greve 6908*işçi katıldı. 574 bin 741 işgünü kaybı oldu. • 1994yılınınilkaltıayı itibanyla 19 greve 1206 işçi katıldı, işgünü kaybı 131 bin 593 oldu. • 1963'tenberi, işgünü kaybı açısından en yoğun gre>ler 1990 yılında gerçekleşti. 199O'da,458 greve toplam 166 bin 306 işçi katılırken, işgünü kaybı 3 milyon 466 bin 550'yi buldu. • 199rdedüzenlenen398 greve katılan işçi sayısı 164 bin 968 idi. 3 milyon 809 bin 354 işgünü kaybı oldu. • 12Ekiml989'da Samsun'da başlayan Petrol-tş grevi,HKasımr991'de, başladıktan 2 yıl sonra biterken, bir rekor kınvordu. işçi tazminatlan 640 milyar lira tutarken, 1993 yılı toplam zararlan sadece 257.1milyar lira Tersane kapatmanın faturası ağır ÖZLEMYÜZAK KİT'ler hakkında, sadece bi- lançolardaki zarar rakamlanna bakılarak verilen kapatma ka- rarlannın Hazine'ye maliyeti, kağıt üzerindeki zarann çok üzerineçıkıyor. Kapatılma kararlanyla, gerek yüksek katma değerli yan sana- yilerin ekonomiye vuracağı sek- te, gerekse uzun vadeli politika- lara yansımalan "kapat kurtul" mantığırun sövlendığı kadar karh olmadığını gösteriyor. Türkiye Gemı Sanayi AŞ'ye ait 3 tersanenin kapatılmasının devlete yükü de, zarannın nere- deyse 4 katına ulaşıyor. 5 Nisan Kararlan'yla haklannda kapa- tılma karan alman Haliç, Ca- mialtı ve Alaybey tersanelerinin 1993 yılı toplam zaran 257.1 milyar lira olarak açıklanmıştı. Karar yürürlüğe girdiği takdır- de her 3 tersanede çalışan top- lam 1685 işcinin işten çıkarma tazminatlan toplamı 640 milyar lira olacak. Gemi Mühendisleri Odası Başkanı Tansel Timur. bugün bir tersanenin 2. el hurda değen- nin 170 milyon dolar, yeni bir tersane kurma maliyetinin ise 500 milyon dolar olduğunu be- lırterek. "Mevcut bir tesisi ka- patma karan bu kadar basit ol- mamalı" dedı. Hükümet, kamuya ait mevcut tersaneler hakkında kapatma karan verirken, Türk deniz tica- ret fılosunun yaklaşık üçte birini oluşturan 15 yaşından büyük gemileri hiç hesaba katmıyor. Şu anda 9.5 dw ton olan filo kapasitesinin üçte biri bugün ABD limanlanna giriş yapamı- yor, 1996 başından itibaren de AB limanlanna giriş çıkışlan en- gellenecek. Batı Avrupa gemi Inşaat Birliği (AWES)'nin yapmış olduğu bir araşürmaya göre dünyada yeni gemiye olan talep 2005 yılına kadar yüksele- rekartacak. Timur. "Dünya tersaneleri için önemli sipariş arttşının olacağı önümüzdeki yıllarda Türkiye'de hem mevcut filonun yenilenmesi. hem de Başbakanın hedeflediği filonun 20 milyon dw tona çıkan- bnası karan, tersaneleri kapata- rak nasıl gerçekkşecek" dedi. Her 3 tersanenin de birbirinden bağımsız olarak şirketleştirilme- Tersane kapatmanın Hazine'ye maliyeti kağıt üzerindeki zararlardan çok daha fazlaya geliyor. lerinin önerileceğini belirten Ti- Deniz Müsteşarlığı yetkililerin- mur, yönetim kurulunun, mev- den, KOİ temsilcisinden ve dene- cut üst yönetimin yanı sıra sen- yimli uzmanlardan oluşması ön- dika ve oda temsilciJerinden, görüldüğünü söyledi. DİNÇ TAYANÇ Bütçe harcamasında tarilıi rekor • Bütçede temmuz aymda gerçekleşen 82.7 trilyonluk harcama, şu ana kadarki en yüksek aylık tutan gösteriyor.Aylık bütçe gideri, geçen yılın temmuz ayına göre yüzde 140.4 arttı. ANKARA (ANKA) - Bütçe harcama- lannda temmuz ayında rekor kınldı. Bütçenin söz konusu ayda 14.2 trilyon lira açık vermesine yol açan 82.7 trilyon liralık bütçe harcaması, şu ana kadarki en yüksek aylık tutar oldu. Konsolide bütçe harcamalan, tem- muz ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 140.4 artış gösterdı. Temmuzda 82.7 trilyon lira olarak gerçekleşen büt- çe giderinde bundan önceki en yüksek düzey, 77.6 trilyon lira ile 1993'ün aralık ayında yaşanmışü. Bu yıhn ocak ayında 41.5 trilyon, şubatta 51.8 trilyon, martta 69.4 trilyon lira olarak gerçekleşen büt- çe gideri, 5 Nisan Kararlan kapsamı- nda harcamalarda kısıntıya gjdilmesi- nin de etkisiyle nisanda 51.7 trilyon, mayısta 51.8 trilyona gerilemişti. Har- cama, haziran ayında da 59.6 trilyon lira olmuştu. Aylık bütçe harcaması tutannın tem- muzda 82.7 trilyon liraya ulaşmasında, transfer harcamalanndaki artış etkili oldu. 5 Nisan Kararlan çerçevesinde ilk üç ayda ödeneklerin kısıtlanması ve harcamalann program hedeflerinin altı- nda tutulmasına rağmen, 1 temmuz iti- banyla bütçe ödeneklerinin yüzde 20 dolayında serbest bırakılması, bütçe harcamalanrun hızla artmasına yol açtı. Teşviklerle ilgili birikmiş 5.5 trilyon li- • Özellikle transfer harcamalanndan kaynaklanan artışla giderlerin 80 trilyonu aşmasıyla mayıs ve haziranda fazla veren bütçede, temmuzda 14.2 trilyon lira açık oluştu. Aylık bütçe gelirinin temmuzda 68.5 trilyon lira olmasına karşılık. giderler 82.7 trilyona ulaşınca, söz konusu ayda 14.2 trilyon liralık bütçe açığı oluştu. Bütçe açığı, nisanda 4.2 trilyona çekil- mişti. Bütçe, mayısta 6.3 trilyon, hazi- randa 8 trilyon lira fazla vermişti. Maliye yetkilileri, temmuzun son gü- nünün tatile denk gelmesinin, kurumlar ve ekonomik denge vergisi ödemeleri- nin önemli bir bölümünün ağustosa sarkmasına yol açtığını böylece tem- muzda vergi gelirlerinin en az 6-7 tril- yon eksik gerçekleştiğini bildirdiler. 2.5 trilyon liralık bir fon geüri elde edilmesi- ne karşın bunun bütçe hesaplannda yer almadığıru ifade eden yetkililer, bu ne- denlerle temmuzda bütçe acığının yük- sek çıktığını kaydettiler.Açık, geçen yılın aynı dönemindeki 51.5 trilyon li- ralık düzeyinin yaklaşık yüzde 8 üzerin- de gerçekleşti. rabk Destekleme Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) ödemesi temmuzda yapıldı. Bütçede öngörülmediği halde SSK'ye 4 trilyon lirahk ödeme gerçekleştirildi. Tanmsal gjrdilere 2.4 trilyon lirahk teş- vik verildi.Temmuzda, geçen yıbn aynı ayına göre yüzde 143.8 artarak 68.5 tril- yon lira olan bütçe gelirlerinin de en yüksek aybk düzeyine ulaşüğı belirlen- di. Cek, Cak... Ceğiz, Cağız... Günlerdir kulaklarım duymaktan, gözlerim görmek- ten iğreniyor. Radyo ya da TV haberlerini açıyorum 'ağızları kilit tanımayan' dillerde aynı vaat teraneleri 'cek, cak... ceğiz, cağız... Gazeteye, mevkutelere bakı- yorum 'cek, cak... ceğiz, cağız...' Cek-caklayarak, ceğiz-cağızlayarak 'getirildiğimiz' noktayabakıyorum 'çökmüşlük,kokuşmuşluk...' 1980'den bu yana başımıza sarılan 'serbest piyasa ekonomisi'run 'yükselen değerleri'yle eriştiğimiz 'ba- şarılar'(\) her habere yansıyor. Büyüme (bundan böyle 'küçülme' demek gerek gibime geliyor) hızımız 'eksi' yüzde 10.6! Oysa, cek-cak ve de ceğiz-cağızcılara göre 'ekonomimiz gelişiyor, büyüyor'(\) Şöyle bir durup düşünüyorum; nasıl gelişiyor ve de büyüyor? "Kişiler semirip gelişiyor, kişilerin cüzdanları büyü- yor" diyor omuzbaşıma nasıl yerleştiğini anlaya- madığım şeytanım. Beni anlamazlarda bırakıp, sürdü- rüyor konuşmasını "Başbakanmın sülalecek ABD'de mal zengini olup da zenginliğini Türkiye topraklarına ihtikarla' taşımaya hazırlandığı, aynı başbakanın Tür- kiye'deki mal ve toprak varlıklarının 'yoktan var edildi- ği', Merkez Bankası Başkanı'nın 'dolar oyunları' yü- zünden suçlandığı, aynı Merkez Bankası Başkanı'nın eşine dostuna boy boy 'kıyak çektiği1 bir ülkede işler böyledir oğlum! Alırsın aile boyu, dağıtırsın eş dost boyu; sonra iş işçiye memura geldi miydi 'Yok karde- şim. Gırtlağımı mı sıkacaksın?' diye basarsın yayga- rayı olur biter" Bunları söylenip, sırıtıyor şeytanım. Benim ise ku- laklarımla gözlerimin iğrentisine, kötü kokular duyum- samaya koyulan burnum ekleniyor... Şeytanıma aldırmamaya çabalayıp, bir daha dü- şünüyorum. Nelere mal oluyor bu gelişip, büyüme? Bırakmıyorkiomuzbaşımdakişeytan... "Bakönünde DİE'nin nisan 1994işgücü Anketiduruyor. Türkiye'deki işsizlik yüzde 8.3'MÜŞ'V.\ (Elimde olmaksızın şeytanı- ma hak veriyorum bu MÜŞ için. Geçen yıl da yüzde 8 falan diyordu DİE. Ama, aynı DİE'nin OECD'ye verdiği rakamlara göre yüzde 11'di Türkiye'deki işsizlik oranı...) Aklımdan geçenleri bilmezmişlenerek sürdürüyor şeytanım: "Şu kentsel nüfusun işsizlik oranlarına bir bak. Yüzde 12.9 diyor (bu oran 1.263.180 kişi ediyor DlE'ye göre.) Gel, bir de lise ve yüksekokul mezunları- ndan olan genç işsizler ordusuna gel... Kentsel nüfu- sun yüzde 32.4 'ünü oluşturuyor koçlanmız! Bir de kadı- nlarımıza bak. Kentlerdeki kadınların yüzde 19.6'sı iş- siz..." Şeytanım susup soluklanıyor. Ben de iki arada bir derede, 'küçülme've 'işsizlik'arasındaki 'gösterilmez' bağlantıyı geçiriyorum aklımdan. Büyümedeki her yüzde 1lik küçülme binlerce gencin yüzüne yeni iş kapılarının kapanması (ya da hiç açılamaması) an- lamını taşıyor. Eh, buna bir de 'ölüyoruz, bitiyoruz' yay- garalarıyla özel sektörün kapı önüne koyduğu emekçi- leri ekliyorum; bir sonuç çıkıyor ki evlere şenlik! (Peki, ne yapar, kimlere umut bağlar, hangi yollara sapar bunca işsiz?) Yeterince soluklanan şeytanımın kahkahası, şenli- ğin tuzu biberi olup, bendenizi yanıt aramaktan alıko- yuyor. "Yahu, şu özelleştirilecek KlT'lerden kaç emek- çiyi şutlayacaklar sence? Onu bilmiyorsan, işçi çıkartıp stok eriten ve de fiyatı gıdım indirip, okkalı bindiren özel sektörün kar durum vaziyetleri hakkında bilgin var mı?" "Ama o zavallılar da yatırımlarını yapamıyorlar" diyecek oluyorum, şeytanım zebanileşiveriyor... "Elbette yatınm yapmazlar. Yatınm dediğin, zaman içinde geri dönecek para demektir. Bekler mi bizimki- ler? Sen rant diye bir nane duymadın mı? Bak bakalım 'şeffaf bilançolann 'faaliyet dışı gelirlerin, net bilanço kârı 'na oranına! Ne görüyorsun? Yüzde 40.7yazıyor. Ya milyarsal ve de trilyonalsal karşılıkları?" Kulak, göz ve burnumun iğrentisine midem de ek- leniveriyor ki, şeytanım fütursuzca "Duyma, görme, koklama" deyip toz oluyor... Ana fikir: Günümüzde üçkâğıtlar öylesine duyura duyura, göstere göstere, koklatıla koklatıla yapılıyor ki, duyumsamamak için gergedanlaşmak' gerek! Ana fikrin anaffikri:Duymaya duymaya, görmeye görmeye, koklamaya koklamaya 'gergedanlaşan'top- lumlar için 'öncü' gergedanları alkışlamaktan başka yol kalmamış demektir... Tehlikeli oyunlar B ir kez daha yinelemekte fayda var. Ocak krizinden sonra ekonomide sağlanan üç aylık sakinlik (isktikrar değil...) ikitemel nedene dayandı. Bunlardanbirihalkasatıldığısöylenenşok faizli Hazine bonoları. Diğeri de 5 Nisan Kararlan ile uygulamaya konulan kemer sıkma politikaları. Ancak bu sakinlik, birkaç gün içinde durgunluğu da beraberinde getirdi. Böylece ilk bedel ödenmeye başlandı. Yatırımlar durdu, satışlar geriledi. Firmalar kapasitelerini düşürüp, biriken stoklar yüzündenüretimlerinearaverdiler. Binlerce çalışan işsiz kaldı. İşini koruyanlar "düşük maaşa razı olun" tehtidine boyun eğdiler. Şimdi ikinci bedel ödeniyor. Hazine, yeniden iç piyasadan borçlanma olanağı yaratmak için verdiği şok faizin esiri oldu. iç borçlanmada altına girilen yüksek faiz yükününkarşılanabilmesi, daha açık bir ifadeyle Hazine bonosu alanların paralarınm faizleriyle birlikte geri odenebilmesi için Hazine mutlaka yeniden borçlanmalı. Başka çaresi yok, çünkü dış borç kapıları kapalı. Başka çaresi yok, çünkü kamu harcamalan sadece üç ay durdurulabildi. Temmuz ayında kamu yatırımlarına kaynak aktarılmaya kalkılınca, bütçe açığı yeniden 14 trilyon liraya fırladı. Yani vergi gelirlerindeki geçici artışla bi le kaynak yaratma olanağı yok. Bu açmaz içinde ekonomiyi yönetenler tehlikeli biroyunusahneyekoydular. Aslında buoyunun bir benzerini geçen yılın ikinci yarısında da ızlemiştik. Başbakan Tansu Çilleryönetimindeki "Faiz düşürme operasyonunun" yılbaşında ekonomiyi ne hale getirdiğinı hep birlikte yaşadık. Aynı senaryo ile aynı krizin eşiğinde dolaşılıyor. Tehlikeli oyunun ikinci perdesi daha da tehlikeli. Neyaptığını yada neyapacağını bilemeyen ekonomi yönetimi, çareyi toplumu yanıltmaktaaramaya başladı. Bugünkü sayfalarımızdaortaya konan "Hayali Hazine bonosu satışı" ekonomiyi yönetenlerin ne kadar acz içinde olduklarının en güzel kanıtı. Beklenen talebi görmeyen Hazine bonoları ile ilgili olarak "kapışıldı", "birkaç günde tükendi" diye açıklama yapıp, sonra buna kendileri de inananlar, yarın uygulamaya koyacakları önlemleri piyasalara, daha da önemlisi halka nasıl kabul ettirecekler? Hükümete karşı güven bir kez ortadan kalktı mı, yüzde 500-yüzde 1000'likfaizler paniği frenlemeye yetecek mi? Politik ihtiraslarlayaratılan aşırı dalgalanmalar yerine, Hazine faizleri zamanayayılıpkademeli olarak düşürülseydi... • Tümyatırımlarıdurdurmak yerine akılcı tasarruf tedbirleri uygulansaydı... ''KlT'leri bildiğim gibi atar, satarım'' hovardalığı yerine, uzlaşmacı, sosyal yaraları sarıcı ve hukuki temel lere dayanan bir özelleştirmeyapılıp, tatlı hayaller yerine gerçekçi özelleştirme gelirleri elde edilseydi...Fena mı olurdu? Bakalım bu politik başıbozukluk nedeniyle daha ne faturalar ödeyeceğiz?... • Exbnbank ihracatçıyı umutlandırdı • Eximbank Genel Müdürü Ersoy Volkan "Yıl •Yılın ilk 8 ayında toplam 34.9 trilyonluk TLve sonuna kadar döviz bazında 2 milyar dolar, Türk döviz ihracat kredisi kullandırdıklannı belirten Lirası bazında ise 45 trilyon liralık ihracat kredisi Ersoy son üç ay içinde 468 milyon dolarlık döviz ve kullandırmayı hedefiiyoruz" dedi. 8 trilyon liralık TL kredisi kullandınldığını bildirdi. ANKARA (AA) - Türk Eximbank Genel Müdürü Er- soy Volkan, Eximbank"ın yıl so- nuna kadar döviz bazında 2 milyar dolarlık döviz. 45 trilyon liralık da, "TL" bazında ihra- cat kredisi kullandırmayı he- deflediğini bildirdi. Volkan, yaptığı yazılı açıkla- mada. "Yılın ilk 8 ayında top- TÜRK İUMBANK lam 34.9 trilyon liralık TL ve dö- viz ihracat kredisi kullandırdık" dedi. Ersoy Vol- kan, Exim- bank'ın ihracat sektörü için temel unsur oldu- ğunu, bu nedenle de ihracatçı- lann her türlü beklentisine ce- vap verecek hale getirildiğini belirtti. Kredi sunumunun art- tınldığını kaydeden Volkan, kredi pogramlan- nda çeşitlendinne- ye gidildiğini ve programlann ih- racatçılann lehine iyileştirildiği- ni bildirdi. 8 ayda ihracatçılara Türk Lirası olarak 18.8 trilyon liralık, döviz olarak da 480 mil- Üreticiye alım bedelleri bu yıl peşin ödenecek Fındık ihracatta rekor kırdı AHMETŞEFİK TRABZON-Türkiye'nin önemli ihracat ürün- lerinden fındıkta 700 milyon dolarlık ihracatla rekor kınlırken yeni sezonda a> ru ölçünün tut- turulması için çaba harcanıyor. Fiskobir- lik. 1994ürünü findığa peşin ödeme yapacağını açıkladı. Üretidsi fındığını tes- lim ettiği gün parasını ne zaman alacağmı da öğrenecek.Geçen se- zon dünya fındık rekoltesinin düşük olması. dünya fındık piyasasında yüzde 70'in üzerinde bir paya sahip olan Türkiye'de rekoltenin 300 bin tonda kalması, ihraç fıyatlan açısından çok olumlu bir hava yarattı. Talebin fazla olması- ndan fındığın kentah orta lama 450 dolardan işlem gördü. Ağustosun son dönemlerine doğru ihraç fiyatı kentalde 656 do- larlara kadar yükseldi. Böylece fındıkta ilk kez 700 milyon dolan aşkın bir döviz girdisi sağlanmış oldu. Rekoltenin bu yıl geçen yıla gö- re en az birbuçuk katı fazla olması dünya fındık fiyatlannın hangi düzeyde gerçekleşeceği tartışmasını da gündeme getirdi. Fiskobirlik. dünya fiyatlannın aşağı düşmemesi için yeni bir uygula- mayı işleme koymaya çalışıyor. Üreticinin bütün fmdığıru Fiskobirlik "e verme- sini isteyen yetkililer, tüccann ihraç edeceği fındığı da kurumdan almasını, böylece dünya piyasalanna arz edilecek fındığın İcontrol altın- da tutulabileceğini savunuyorlar. • Fındık ihracatmdan geçen sezonda 700 milyon doJarlık dövizgirdisi sağlanırken bu rakamın aşağı düşmemesi için çabaharcanacak. yon dolarlık kredi kul- landınldığını ifade eden Vural, her iki bazda kullandınlan top- lam kredi tutannın Türk Lirası karşılığı olarak 34.9 trilyon lira- ya ulaştığını belirtti. Vural, şöy- le dedi: "1993 yünun tümünde gerçek- leştirüen kredi kullandırımını, bu yılın ilk 8 a v ında gerçekleştir- miş bulunuyoruz. İhracatçılan- mıza gerek Türk Lirası, gerekse dövi/ bazında kredi kullandın- yoruz. Son üç a> içinde 468 mU- yon dolarlık döviz de 8 trilyon li- ralık Türk Lirası kredisi kul- landırdık. Bu yılın 8 aylık döne- minde yaptığımız kredi kul- landırunı karşılığında, ihracatçı- lannuza 2.3 milyar dolar merte- besinde ihracat kredisi kullandı- rmayı hedefiiyoruz." Vural, göreve geldiğinden bu yana, bankanın kaynak yapısı- nı güçlendirmeye yöneldikleri- ni. bu çabalannın özellikle hazi- ran ayından itibaren olumlu so- nuçlar vermeye başladığıru be- lirtti. Vural, Eximbank'ın önce döviz, ardından da Türk Lirası kaynak yapısının güçlenmeye başladığmı bildirdi. Vural, mevcut kredi programlannda iyileşmeye git- tiklerini, kredi faiz oranlannın gerek Türk Lirası, gerekse dö- viz için makul düzeylere çekil- diğini kaydetti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear