14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 11EYLÜL1994PAZAR HABERLEREV DEVAMI 12 terörist öldüruldu PKK köybastı, 7 kişiyi katletti •Tunceli'de köy basan PKK'liler, 7 kişiyi öldürdü. 2 kişiyi , de yaralayan teröristler, köydeki evleri ateşe vererek kaçtılar. Pervari'de minibüsü tarayan teröristler 3 korucuyu öldürdü. Haber Merkezi - Bingöl, Hak- kari, Bitlis ve Mardin illerinde gûvenlik kuvvetlerince sürdürü- len operasyonlarda 12 PKK'li te- rörist öldürüldü, 4 terörist yaka- landı. Hakkari'nin Yüksekova il- çesinde bir mezraya baskın dü- zenleyen bölücü örgüt PKK üye- si teröristler, 2 korucuyu öldür- dü, 3 evi yaktı. Siirt'in Pervari il- çesinde minibüsü tarayan terö- ristler, üç korucuyu öldürdü, 2'si kadın 5 kişiyi de yaraladılar. Tunceli'nin Çemişkezek ilçesi Ulukale Köyü'ne önceki gece baskın düzenleyen teröristler, 7 kişiyi katletti. Olağanüstü Hal Bölge Vali- liği'nden yapılan açıklamaya göre, Bingöl'ün Değirmentepe bölgesınde 10, Hakkari'nin Çu- kurca ilçesi kırsal kesiminde 2 ol- mak üzere toplam 12 terörist öldürüldü: Bitlis il merkezi ile Batman ve Mardin illerinin kırsal kesiminde yürütülen çalışmalar- da da 4 terörist sağ olarak yaka- landı. AA'nın haberine göre Tun- celi'nin Çemişkezek ilçesi Ulu- kale Köyü'ne önceki gece baskın düzenleyen teröristler, 7 kişiyi katletti, iki kişiyi de yaraladı. Te- röristler, köydeki evleri de ateşe vererek kaçtılar. Teröristlerin ya- kalanması için geniş çaplı operas- yonlann başladıği bildirildi. Hakkari'nin Yüksekova ilçesin- de de bir mezraya baskın düzen- leyen teröristler, Sait Ersan ve Abdullah Özpazar adlı iki koru- cuyu öldürdü, 3 evi ateşe verdik- ten sonra kaçtılar. Siirt'in Pervari ilcesinden Do- ğan Köyü'ne erzak taşıyan iki minibüs, Çemikari Yaylası Sağı- rkaya mevkiinde PKK'li terörist- ler tarafından pusuya düşürüldü. Minibüslerden biri kaçmayı ba- şanrken roket atılan ve otoma- tik silahlarla taranan 56 AE 199 plakalı minibüsteki 3 korucu ile ikisi kadın 5 kişi yaralandı. Dün meydana gelen olayda minibüs şoförü Cihangir Erdem'in kay- bolduğu bildirildi. 'PKK'ye karşı değiliz' • Baştarafi LSayfada ğu görûşûnü savunuyor. Saka, diğer tslamj terör örgütteriyk üişkılerini aynntısiyla anlattığı şöyleşide, PKK üeilişki kurabile- ceklerini de açık açık söylemekten çekinmiyor. Saka ile söyleşi- mizsöyle: - ffiDA-C nedir? Neyin peştededfa? SAKA: İBDA'nın bu temei misyonu, îslamı önce nasıl an- lamalıyız noktasında çözümtenmesıni yapmak. Bir dünya görü- şûnün içtimai hayata tatbiki için laam gelen bir şey vardır. Ne- dir o? Otoritedir. Otorite, devlettir. Büyük Doğu IBD A hareketi devlete taliptir. Hedefı gayet açıktır. Diğer tarikatlara bakışımı- za geiince, ehli-sünnet akidesine uygun olan her tarikat bizim nazanmızda saygıya layıktır. -Eyk«üeriffl2<fcvedûn>agörSşİBftzrâtemefadeşkldetiöneçı- kanyorsunBz... SAKA: Şiddetin dışında başka bir yol yok. Var mı? Sosyolojik olarak bakakm hadiseye; şiddetin dışında başka bir yol var mı? Dünya tarihi boyunca hiçbir devrimci, -sapıklan ve delileri bir tarafa atarak söylüyorum- hiçbir gerçek devrimci kan akıtmak sevdalısı değildir. Şiddet bir zorunluluktur. Bunun dışmda baş- ka bir yolu yok mu? Var. verin bize TCyi. Bu kadar basit. - Eyîem stratejiiHZ ne üzerine kunıiu, neteri esas alıyorsunuz? SAKA: Bir devrimci, hareket karşısında bulunan güçlere kar- şı onlann gücüne denk bir güçle ve onlann tarzıyla cevap ver- mez. Böyle olursa yenilgi>i peşinen kabul eüniş demektir. Karşımızda Amerika var, Batı dünyası var, Haçlı dunyası var; bizim karşımızda ordusuyla polisiyle laikler var. Laik TC var. Fakat biz onlann karşısına, onlann gücüne denk bir güçle, denk demeyim de eşit bir güç oluşturalım da onlann tarayla oniara karşı çıkalun dersek yeniigiyi peşinen kabul etmişiz demektir. Hayır. biz onlann güçlerine karşı onlann güçierini atıl bırakâ- cak pratik çözümler geliştiriyoruz. Bu pratik çözümler onlan yenecektir. - Türkiye içerisfaıdeki örgütkflme ve eykm stratejinize getir- sek?.. SAKA: İBDA miman Salih Mirzabeyogta'nun, "yürüyen Bö- yök Doğu" halinde geliştirdiği bir örgütîenme modeli var. Bizim ortaya koyduğumuz İslami dünya görüşünü benimseyen herke- se, Türkiye'den başlayarak bütün dünya coğrafyasına hakün kılınması için gerekÛ çabayı göstenneleri gerektiğini ihtar ediyo- ruz. Ortada bir tslaro davası var ve ben bu davanın sahibiyim. Kendi vicdanımla baş başa bunu düşünürüm ben, ne yaprnam lazım. Bir kişi de çıkıyor, ne yapmaiıyım şeklindeki fikn mütalaa sonucu diyor ki "Batmm içünize soktağu semboi makamiar var. Borakra karşı salda-dar geüştireyim. Bo sakhnbnıaa müspet ce- vap venBeyeoleri hantca bağlayım, yok edeyan." Bulduğu arka- daşlanyla böyle bir illegal yapılanmayagjdiyor. Bunu yapılmast gereken bir iş olarak görüyor. Ortada Büyük Doğu İBDA deni- len bir dünya şörüşü var. İBDA'nın cepheleri anlamında İBDA-C Taraf, ÎBDA-C İKK, bu işin örgütîenme biçimİ bu. Dünya görüşümüz, emir komuta hiyerarşi zincirine kapab. - Lsak dertet hedefiaiz. Ve tabn ki devtetin tian knnsB, knralaş- lan ie demokrat ve laikler öyk nâ? SAKA: Osmanh'nın oluşumuoda da şunu görüyorsunuz; akına gruplan saldınyorlardı geri çekiiiyorlardı. Bunlar daha önce ÎBDA Cepheleri gibi birbirinden bağunsız akına grup- lanydı. Bir bey çıkmış, etrafına adamlannı toplarrus, fılan tek- furun sarayına saldınn, fılan kateye saldınn şeklinde o günkü şartlar içerisinde bunu yapıyorlardı. Bunlar devktleşme aşa- masına yaklaşüklannda düzenli orduya bağlı olarak faaKyetle- rine devam ettiler. Yann bu ÎBDA Cepheleri, Türkiye'de Islami inkılabm oluşumu için gerekti altyapıyı tamamen oluşturduk- lannda muhakkaktır ki İBDA miman Salih Mirzabeyoğlu, başa geçecek ve otoriteyi devralacakür. • RP'ian sotı ydlardaki oy araşBn uasıl yonmdoyorsraKiz? SAKA: Türkiye'nin kendine ait şartlan, Ortadoğu'nun ve dünyanm beslediğı bu şartlar. Türkiye'de bir İslam ınkiiabjnın kaçınılmaz olduğu noktaya doğnı gidiyor. Refah'm yükseÖşi de bu olgunlaşmanın göstergeiennden sadece bir tanesidir. Yann objektif ve subjektif şartlar tam kıvamına geküğjnde Türkiye tslam inkılabinın olgunlaşıııa sürecini yaşayacak ve otorite tek- leşecektir. Şunu daha açık söyteyeyim, Türkiye'de 2 bin yılına kadar Büyuk Doğu İBDA dünya görüşü devtetleşecektir. - Diğer örgütfcrie ütşkSenBZ aeâr? EHğer şeriatcı örgntier ya daörw#BPKK... SAKA: Mesela PKK, silahlı bir gücû var. Bir ftkir hareketi değil, ekonomik bir hareket değil bi» görc. Bu durumda PKK'- yle politik bazda bir ilişki, birlikteük arayışı söz konusu olabilir. Dîğer îslami cemaatlerte bu manada derin bir aynlığiraız yok. Hizbullah deyiace ortada somut bir şey yok. Bir Lübnan'da ger- çek Hizbullah denilen Hizbullah hareketi var tsrail'e karşı sava- şan. Müslümanlan îsraıl'e karşı savaşlannda sonuna kadar des- tekliyoruz. onlann duactsyız. Bir de bizim Doğu bölgesinde, ne idüğü belirsİ2 tam oiarak aniayamadığımız. kavrayamadığımız, sadece basında, sadece haberlerden biküğaniz bir Hizbullah ha- reketi var. Daha çok, devletin karankk güçlerinin icîerinesızmjş olduğu söyfcnen Hizbullah hareketi var. -MflHyetçffiğetekışjfflzdadegerkııdinneterâ^Beter? SAKA: Büyük Doğu tBDA'mn mfliiyetçiiik anlayışı vardır. Ama bu asla u-kcıhk değildir. Üstat Nedp Fazrf'dan aktararak söyleyeyım, "Törk" diyor, "M&Üona olduktan soara Türk oi- mn$tiB'n . Bizim milliyetçiüğimiz İslam milliyetçiliğidir. İslamda ırkmı sevTnek de hakttr. - Sjvas lutfiamı, 10 aisanda Takskn w Kmlay'da d&Eedenea gösterfler hakkmda aeter söykyeceksiııiz? tBDA-Can bunüar- dakirofâneydi? SAKA: Bu bir sûreçtir. Müslüman halkımızm laik yapılan- maya karşı bir başkaldın sürecidir. özellikle bir şeyi ayn tutarak söylüyorum, bu kıtk hareketleriui kastediyorum. gerek Sıvas'ta gerek Taksan'deki direniş hareketlerini söylüyorum. Ve öyle zannediyoram ki önümüzdeki günlerde bu tür hareketler arta- rak yükselecekür. Bu bir ihulal, inkılap sürecidir. Öyle Bir Masal Ülkemizin en genç yazan, lise ikinci sınıföğrencisi Kıvılcım Tezin'in 'Banş' ve 'Sevgi'yi işleyen bu kitabını Çetin Yayıncılık yayımladı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi LSayfada Yeni RP'li Belediye Başkanı Bekir Yıldız anıta takmış. Efendim, lalenin biçimi orak-çekiçe benziyormuş! Vay, komünist lale ha!.. Aslında o laleyi sadece söküp atmak değil, ce- zaevine koymak gerekirdi! Tam komünizm yenilmişken, ulus- lararası sermaye dünyayı istediği şe- kilde biçimlendirme şansını yaka- lamışken komünizmi hortlatmak ne oluyor. Ellerin dert görmesin Bekir Yıldız, bir hizmeti daha başardın... Ankara'yı yöneten RP'li ve MHP'Iİ belediye başkanları, anlayışlannı daha ilk günlerde bellı etmişlerdi. Kubilay Parkı'nın adı Şeyh Şamil, Ceyhun Atuf Kansu Salonu'nun Şeyh Sait, Zülfikar Ali Butto Parkı'mn Al- paslan Türkeş oldu. Refahlılar, Keçiören'in MHP'li Be- lediye Başkanı Turgut AKınok'un bu icraatlarının altında kalır mı? Onlar da üğur Mumcu adı verilen parklann, salonların adlarını değiştirdiler. Melih Gökçek'in sanat anlayışını artık herkes bılıyor: "Beğenmediğinin içine tükür- mek..." Bunlar yarasa gibi ışıktan kor- kuyorlar. Işığı anımsatan her şey ür- kütüyor onlan. Canlı-cansız her şey... Heykelden, resimden, isimden... Uğur Mumcu'nun sadece adı bıle ürkütmeye yetiyor. Zaten soyadı da çok kötü; "mum", hemen ışığı anı- msatıyor! Onlar, 400 yıl önceki Pir Sultan'ın bugün hala yaşıyor olmasını anlaya- madıkları için 600 yıl önceki Şeyh Bedreddin'in hala dillerde, türküler- de olmasını anlayamadıkları için ad- larının parklardan, sokaklardan kaldırılarak o kişilerin unutturulabile- ceğini düşünüyorlar. Uğur Mumcu'nun öldürülmesinin ardından yurdun dört bir yanında, ye- rel yönetimler parklara, salonlara adını verdiler. Şimdi RP ve MHP'lıler, kazandıkları yerlerde intikam alı- rcasına değiştiriyorlar. Uğur Mumcu, ne her yere adının verilmesiyle yeni bir unvan kazanır ne adının silinmesiyle değerini, öne- mini yitirir. Bu durum sadece, beledi- ye başkanlarının ve yöneticilerinin art niyetini ve gerçek bir toplumsal barışı istemediklerini gösterir. Korkaklık, hem kişiyi kişiliksiz ya- par hem bir dizi olumsuzluğa zemin hazırlar. Korkak insanlar, başaklı buğday sapını bile yılan sanır. "Tiim Türkiye'yi kucaklıyoruz, 60 milyonun partisiyiz" diyen Refahlı- ların gerçek yüzünü ortaya çıkaran göstergelerden biri de Istanbul Ana- kent Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Alevılerın "cemevı"ni yıkması oldu. Gerekçesi hazır: "Yasalar izin vermiyor, bu kaçak Seçimler öncesinde kaçak yapı yaptığını açıkça ilan eden, bununla övünen ve gecekondu bölgelerinin sempatisini kazanan Erdoğan, ne za- mandan beri Imar Yasası meraklısı oldu? Botanik Parkı Botanık Parkı, Ankara'nın akciğer- lerinden biri. Atakule'nin hemen altı- nda, derin bir vadinin içinde. Yapanların, tasarlayanlarm eline sağlık. Peyzaj mimarisinin güzel bir örneği. Ağaçlar öylesine seçilmiş ki bir grup şubat sonu çiçek açar. Onla- ra takılırım: "Biraz güneş görüp kandınız, mart- ta yandınız..." Sonra martçılar başlar. Ama en gü- zeli nisan çiçekleridir. Beyaz, pembe, kırmızı... Hafif bir rüzgarda dalların buluşması alkış sesini andırır. Bınler- ce alkış... Sadece bahar değil, kışı da bir baş- ka güzeldir. Ağaçlar aralık ve ocakta kar; ekim, kasım ve şubatta yağmur açar. ince dalların üzerindeki kar di- limlerine dokunmaya kıyamazsınız. Kar yerini yağmura bırakınca bu kez dalların ucundaki su damlaları gü- neşte ampul gibi parlar. Ama bu yaz... Bu yaz yangın yeriydi Botanik Parkı. Dağ başındaki orman- lar niye yanıyor diye düşünmeden önce "Başkentin göbeğindeki parkta niçin yangın çıkıyor" sorusuna yanıt aramak gerekli. Sulanmadığı için kurumuş ağaçlar, küçük bir ateşte parlayan otlarla kap- lanmış park. Geçen hafta parkın deği- şik alanlarında tam beş yangın yeri saydım. Hemen fark edilip söndürül- müş, ama yanan bölümûn yerinde yeni bir çalışma bile yapılmamış. Ku- rumuş otların arasından geçerken yaralı bir kuşu eziyormuşum gibi ür- perdim. Sorumlunun, önce Çankaya Bele- diyesi olduğunu sanmıştım. Park, Anakent Belediyesi'nin, yani Gök- çek'in alanına gırıyorrnuş. Görevlilere parkın niçın sulan- madığını sordum, "Bilmiyoruz, 'Sa- dece havuzun kenarını sulayın' dedi- ler, öyle yapıyoruz" karşılığını aldım. Gökçek aklı sıra kendisine az oy çıkan Çankaya'dan intikam mı alıyor? Ya da ağaçlann, çiçeklerin görün- tüsünü beğenmeyip "içine tüküreyim böyle parkın mı" diyor. Ustelik parkta Gökçek'in korkacağı bir heykel de yok. Türkiye bu zihniyeti anlayacak, bu günler geçecek. Biraz zaman kaybe- deceğiz, o kadar. Eflatun'un dediği gibi, "Korkaklar hiçbir zaman zafer anıtları dikmemişlerdir". IBDA-C lideri Kiracı: Devlete karşıkısas • Baştarafi LSayfada re yöneliyor... - KİRACI: İBDA fikriyatı hayatın her alanını içeren pra- tik olarak geliştirilen bir dünya görüşüdür. Bu dünyada uygu- lamak içinse İBDA cepheleri vardır. Bu cepheler hem yasal çerçevede, yani devletin kanu- nen çizdiği çerçevede hem de devletin çizdiği sınırlar dışında çalışan cepheler olarak meyda- na çıkmaktadır. İBDA-C'lerin bir kısmı legal, bir kısmı illegal planda çabşıyor. - ÎBD\-C'lerin birbirierinden aynşık gözükmelerinin ve farklı biçimlerde örgütlenişierinin ne- denleri neler? - KİRACI: Mücadele meto- dumuz hayatın şartlanna göre ve fikrin, hayatın kendisine in- dirgenebilmesine göre şekille- nir. Devletin boşlukta bıraktığı, devletin zorladığı, te- rör uyguladığı yerlerde devlete karşı kısas hakkını kullanıyo- ruz. Devletin işkence yapüğı in- san devlete karşı cevap veriyor. Bir insan her tarafa yetişemez, biz Taraf ı çıkanyoruz, Başka birisi gider parti kurar, araştı- rma enstitüsü kurar. Sosyal ha- yaün gerektirdiği şeylerin bir kısmını yapanz. Fikriyatta kendilerine ait olan yönleri ön plana çıkanr. O alanda da yeni bir cephe oluşmuş olur. - LaisLzm Tanrı inancını yok- saymadığı gibi onu özgürce ya- şayabümenin güvencesini sağlı- yor... - KİRACI: Laiklik iyi bir şey değil. İslamla laiklik bağdaş- maz. Bir Müslüman hem Al- lah'a hem de onun gönderdiği kitaba inanacak, hem de bun- lar geçmişte kalmış, uygulana- maz şeyler diyemez. Müslü- mansan kabul edeceksin. Ben Müslümanım, ama laisizm vardır deniyorsa, o zaman ben Müslümanım, kol kesme vardır. Ama nasıl uygulana- cak, bizim problemimiz bu za- ten. - Siz nasıl uygulamayı düşü- nüyorsunuz? - KİRACI: Cemiyet hayaü- nın beürli dengelere oturtulma- sı lanm. Bir ülkede zinaya, hır- sızlığa giden yollan kapatmaz- san, belli bir nizamı kunnaz- san, bu nihayette o insanlann suçu değildir. Mesela, kıtlığın olduğu bir zamanda Hazreti Ömer el kesme cezasım uygula- mamışür. - PKK'ye bakışınızda daha yumuşak bir yaklaşmı var. Ara- nızda nasıl bir ilişki biçimi bulu- nuyor? Koouyu biraz açar tsast- nız? - KİRAO: Bizim PKK'ye bakışımızın temelinde İslam ni- zamının Türkiye'ye oturtulma- sımn kolaylaştıno yönü yatı- yor. Kemalistlerle-Kemalizm- le, TC ile PKK arasında bir sa- vaş var, devletin de kabul ettiği bir savaş. Bu savaş içerisinde bizim sempati duyacağımız ke- sim belli. - Cezayir, Fas ve Mısır'da gö- rüldüğü gibi diğer ülkelerde geli- şen radikal İslamcı hareketlerle kendi hareketiniz arasında ne tür benzer ve farklı yönler var? - KİRACI: Özellikle Cezayir önemli. Cezayir'in Türkiye ile benzerlikleri var. Özellikle FIS tecrübesi ve Refah Partisi ile görülen benzerlikleri ve ondan sonra olanlar. Bugün Müslü- manlann, Erbakan'm da söyle- diği gibi belirli bir mücadele metotlan yok. Cezayir ve Mısır bu nedenle bizim için laboratu- var görevi görüyor. Cezayir ve Mısır'daki mücadeleler başan- ya ulaşırsa ve diğer bütün ülke- lerde İslami muhalefet yükselir- se, geniş çaplı bir İslami taarruz gelirse engellenmeye, yok edil- meye çalışılacak. İslam nizamı- nın kurulması şarttır. Büyük Doğu İBDA fikriyatı bütün İs- lam alemine ve nihayette bütün dünya için örgütleştirilmiştir ve mutlaka başanlacaktır. - İBDA-C Örgürü'nün 10 Mayıs 1994 Taksim, 2 Temmuz 1993 Sıvas'taki ve diğer yerler- deki kitlesel eylemler ile İstan- bul daki bombalama tfirü eylem- lerdeki rolü ne idi? - KİRACI: Sıvas'tan önce 1993 senesinde Sinop'ta olan- lar. Kızılcahamam'da olanlar. Sakarya /Geyve'de olanlar, dik- kat edilirse hareketin çıkış nok- tası ne olursa olsun devlete yö- nelik hareketlerdir nihayetinde. En son mesela, işte bütün Tür- kiye'de Bosna vesilesiyle olan hareketler, olaylar. Şimdi İslam nasıl olacaktır? Durduğu yerde olmaz, belirli bir süreç içerisin- de olur. Bunun adımlan vardır, noktalan vardır, dönemeçleri vardır. Sıvas önemli dönemeç- lerden birisidir. Nedir Sıvas'ın önemi? Müslüman halkın laik- hğe karşı en dirençli başkaldı- rmalanndan birisidir. özellikle 1925'teki Şeyh Sait kıyamı- ndan sonra. Sıvas. devlete, laik- üğin halk tarafından benimsen- mediğini göstermiştir. Benim- senmiyor, benimsenmeyecek- tir; istediğin kadar uğraş. Hu- IBDÂ-Cnm amacL, şeriatdevleti • Baştarafi lSayfada Örgüt, eğitım kadrosunu, 'ayduüar anstokrasisi' olarak nitelendirdiği kişilerden oluş- turmayı hedeflerken. teokraük düzenin gelmesi için silahlı mûcadeleyi öngörüyor. Devlet belgelerinde, örgütün felsefesi, stratejisi, amaç ve devrim an- layış şöyte ifadelendiriliyor "Şeriata dayalı bir tslam dev- letimn kımdması için teblig-<iev- let, sohbet, cetnaat, imam, ima- raa btd'ad, bevtülmal ve cihat ev- reierina mevcut oMuğuraı, am- lan örgûtün bu evrderi gerçek- leştirebflnıek için yayın vasj- talan antcthğıyla tebliğ yaptığı- nı, tebligi yapüğı seıtıpatizanla- rm düzenii arahklaria toplandı- ğı, seminerier vererek, ünherste gençiği öndertiğinde silahlı halk ayaldanraasBB gerçekkştirerek, rar oten anayasal dfiz«ntn verine teokratik düzene dayalı bir dev- leti knrBtajı amaçladığı aıdaşıi- lTOŞtjT.*' îtün teşkilatlanma mo- deli de arşiv belgelerinde şöyle behrtiliyor: "İBDA-C adlı iflegal örgütün, teokratik ilkekri esas alan, ken- disine bağlı olarak yaytoevleri kunıp, bunlar vasıtasıylâ gençlik kcsimi teşkil etroeye çalısan bir örgüt oldoğu anlaşılnııştır. ör- güt içi uygulamalarda. demok- ran'k merkeziyetcilik esas olma- sma rağmen, eylemsel konuiarda ber kuruluş kendi bölgesindeki eyiemieri yapmakla yükümlü- dür. İdare Kurulu, BaşVüce Ge- nel Başkan, Eğıtim Kuniu, Aydınlar ArLstokrasisL, Eylem Kurulu, İslami Ktsas Kıtâlan, İslami Kısas Timi, İslami Gerifla Orduşu olarak şekülendirihniş- tir. öncekri yurticindeki diğer İslamcı Ueri akımlardan, ey1«n- de birleştikkri faalde, sonradaft bunlan ehli sihad kabul ederek fîkirde aynhn^lardır." Devlet arşivindeki verilere göre örgütün genel başkanlığı- nı, 'komutan' olarak adlandın- lan Salih Erdiş (Mirzabeyoğlu) yapıyor. Mali sorumluluğunu Kazan ABmyrak, eylem sorum- luluğunu ise Ali Osman 2«r'un yürüttüğü örgütün 4 ayn timi bulunuyor. Eylem kadrosunda yer alan örgüt militanlannın timlere göre dağıhmı şöyle: Sflah sonmdasu: M. Tahir Başaniı, Şahin Zor, Mehmet Zor. İslami Kısas Krtalan: Kemal Şişman, Mehmet Zengin, En- der Toz, SeTdar Ataş, Süley- man Dal, îbrahim Tatlı. İslami Kısas Timi: Metin As- lantürkiyeli, Alaattin Baki Ay- temiz, Mehmet Fu^t, Gûrsel Avcı, Şükrü Sak, Malik Aslan- türkiyeli. Ahmet Aslan. Istemi Gerilla Ordusu: Ünsal Zor, Mevlüt Dal, Abdullah Ta- lu, Abdullah Kargılı, Hüseyin Avcı. Mehmet Tath. örgütün "üstün runıcu gfiç" olarak adlandırdığı "tBDA-C Ulfrafors" ise Gaziantep ve çev- resinde yoğun olarak bulunu- yor. "Ehli söıınet militanlan" olarak nitelendirilen İBDA-C Şark, İBDA-C Kürdistan ve IBDA-C Birecik ise Şanhurfa yöresinde örgütlü. zur Birahanesi dediniz siz, Hu- zur Birahanesi ve diğer benzeri olaylan veya Patrikhane'ye yapılan saldınlar İstanbul'daki bir sürü eylemlerden bir tanesi- dir. Birisi kitle hareketidir. bir di- ğeri ferdi eylemlerdir. Ferdi ey- lemler kitle hareketlerini besler, kitle hareketleri ferdi eyiemieri hızlandınr. Ne ferdi eylemler tek başına bitiricidir ne de kitle eyiemieri tek başına bitiricidir. Her ikisi diyalektik bir süreç içerisinde birbirini. o onu besle- yerek o onu besleyerek belli bir tırmanma içerisine girer, niha- yette bu son darbeye. son hare- kete gelir, burada artık ferdi ey- lemler ve kitle eyiemieri bir ara- da yüriir ve son hamleyi yapar- lar. - Finans kaynaklarınızı nere- lerden sağlıyorsunuz? - KİRACI: İBDA hareketi fınansmanını kendisı sağlar za- ten. Kendinden zuhurun bir misali olarak kendi fınansma- nını kendisı sağlar. Bize gönül vermiş birçok insan var. Bu milyarlık çapta da olabilir. bin liralık çapta da olabilir. Bizim hareketimizin bir özelliği, ta- mamen yerli olması, tamamen bu topraklardan fışkırması. Ama bu demek değildir ki bü- tün dünya ile ilişkimiz yok. Bi- zim bütün dünya ile ilişkimiz varelbette ki. Müslümanlık hu- kuku gereği de bütün dÜRyada- ki Müslümanlarla her türlü fık- ri alışverişi, onlann bize yar- dımı olabilir. Ciller: Köktendincilik insan haklarını yok eden sisteme dönüsebilir Demokrasi, her şeyin yapıldığı rejim değildir tstanbul Haber Servisi - Baş- bakan Tansu ÇiDer, demok- rasinin her şeyin yapıldığı bir rejim olmadığını belirterek "Demokrasi adına secilen bir hükümet. şu veya bu şekilde köktendjnciliği ortaya çıkara- rak, demokrasiyi yok etme öz- gürlüğüne sahip oiduğunu düşü- nüyorsa bunu demokrasi kap- samında anlamanuz mümkün değD"dedi. Başbakan Tansu Çiller, dün Avrupa Barolar Federasyo- nu'nca Çırağan Saravi'nda dü- zenlenen "Akdeniz Komisyonu 5. Dönem Toplantısı"nın öğle- den sonraki "Politikada Kadı- nlar" konulu oturumunda ko- nuştu. Kendinden önce konu- şan Cezayir'in aileden sorumlu Devlet Bakanı Leyla Aslaoui'- nin Cezayir'deki demokrasi ve köktendincilik konusunda söylediklerinden çok etkilendi- ğini ve bundan herkesin ders almasi gerektiğini belirten Çil- ler "Bu konuşma, demokrasinin nerede başlayıp nerede bittiğini iyi tarif ediyor. Demokrasi, her şeyin yapıldığı bir rejim değil- dir" dedı. Aslaoui'nin konuşmasında, köktendinciliğin, insan hak- İ£innı yok eden bir sisteme dö- nüşebileceğine dikkat çektiğini anlatan Başbakan Çiller, "De- mokrasi adına seçilen bir hükü- met, şu veya bu şekilde eğer köktendİDCiliği ortaya çıkara- rak demokrasiyi yok etmek öz- gürlüğüne sahip olduğunu düşü- Arrupa Barolar Federasyonu 'Akdeniz Komisyonu 5. Dönem Toplantısı'nda 'Politikada Kadınlar' oturumunda konuşan Başbakan Çiller. dün akşam da Sait Halim Paşa \'alısı'nda TV ve gazetelerin üst düzey yöneticileri ile reklam ajanslarının temsiicileri ve bazı işadamlarıyla "Türkiye'nin imajınm yeniden konunüandınbnası1 konusunda sohbet etti. (Fotoğraf: HATİCE f UNCER) nüyorsa demokrasi kapsammda anlamamız mümkün değil" diye konuştu. Başbakan Çiller, akşam da Sait Halim Paşa Yalısı'nda TV ve gazetelerin üst düzey yöneti- cileri ile reklam ajanslannın temsiicileri ve bazı işadamlan- nın katıldığı "Türkiye'nin imajı- nm yeniden konumlandınlması" konulu toplantıya katıldı. Top- lantıdaki konuşmasında Tür- kiye'nin tanıtımmın sadece bir iktidar meselesi olarak görüle- meyeceğini belirten Çiller, bu düşünceden hareketle bir danış- ma kurulu oluşturduklannı söy- ledi. Çiller, "Türkiye - Anahtar ülke" sloganını beğendiğinı be- lirtirken kendi fotoğrafıyla des- tekli "Amıpalı kadınlar yemek pişirirken Türk kadını politikada kazan kaynatıyor" sloganını onaylamadığını söyledi. EXPLORERS REÛUIRED KEŞtF GEZİLERİ İÇİN SEYYAHLAR ARANıYOR Türkiye'yi ve Avrupa'yı yeniden keşfetmek amaçlı seyyahlar aranı- yor. Yolculuklar özel tasarımlı motor-caravanla yapılacak, konaklama her seyyahın kendi çadınnda gerçekleşecektır. Önemli bir gezi dergısı için yazı ve fotoğraflamayı da kapsayan yolculuklar için üç kişılık bir ekıp oluşturulmaya çahşılıyor. Ekıp oluşunca ortak karartar verilecektır. Bu çağrıya cevap verecekler arasında Ingılizce-Almanca bılmek ve serüvene ortak olmak isteyen, özgür sırt çantalılar tercih edilecektir, Lütfen kısa bir özgeçmışinızı (fotoğrafınızla) P.K. 38 Yeni Levent 80624 Istanbul'a (Explorer) iletiniz. Sonra bir araya gelelim. BU ÖZEL KEŞİF GEZİSİDİR. TURİSTİK BİR ORGANİZASYON DEĞİLDİR. Mukbil Özyörük öldü Haber Merkezi - Gazeteci ve hukukçu Doç.Dr. Mukbil Öz- yörük yaşammı yitirdi. Özyörük, solunum yetmezliği nedeniyle bir süredir tedavi görüyordu. Mukbil Özyörük, 1920yılındaTrabzon'dadoğdu. 1940yılında Galatasaray Lisesi, 1944 yılında da Ankara Üniyersitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Özyörük, Londra Üniversitesi'nde ihtisasım yapü. Kore Tugayı'nda asteğmen olarak görev yapan özyörük, 27 Mayıs darbesi sonrasında üniversiteden uzak- laştınldı, ancak iki yıl sonra tekrar görevine döndü. 1977'de Tcrcüman gazetesinde yazarlığa başlayan Özyörük, Şubat 1994'ten bu yana da Türkiye gazetesinde köşe yazarlığı yapıyordu. Mukbil Özyörük, evli ve üç çocuk babasıydı. OLAYLARIN ARDENDAKİ GERÇEK• Baştarafi LSayfada binin halifesiydi ve Aleviler devlet yaşamında horlanıp dışlanıyorlardı; laiklik ilkesi ise Anadolu halkını birleşti- ren bir dünya görüşü ve de- mokrasinin 'olmazsa olmaz' koşuluydu. Cemevi, Alevilerin camisi sayılır. Cami, kilise, havra, cemevi birer tapınaktır. Ale- vilerin cemevini yıktırmak, Sünnilerin camisini yıktr- makla eşanlamlıdır. ister cami olsun, ister ce- mevi, ister kilise, eğer kaçak inşa edilmişlerse, elbette ya- saların gereği yerine getirile- cektir; ama, Refahçı Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, ka- çak yapılaşmanın doruğa çık- tığı bir kentte, Karacaahmet'- teki cemevini yasaları uygu- lamak için mi yıktırıyor?.. Gerçek şu: Refahçı Başkan ağzıyla kuş tutsa, ne yazık ki böyle bir gerekçeye kimseyi inandıramaz. Çünkü Refah Partisi'nin, başta lideri Ertoa- kan olmak üzere, bugüne ka- dar kamuoyuna yansıttığı gö- rüntü, böyle bir şeye elver- mez. Istanbul'da bin bir ka- çak yapı arasında piyango- nun Alevilerin cemevine çıkması da doğrusu olayı acıklı bir güldürüye dönüştü- rüyor. Karacaahmet Kültür Der- neği Başkanı Mehmet Başa- ran "Bu hareket Alevi yurt- taşların inanç ve kültürlerini yaşatma ve ibadet etme ihti- yaçlarını karşılama özgürlük- lerine indirilen bir siyasi dar- bedir. Sünni kardeşlerimizin inanç ve ibadeti ne denli in- sani bir haksa Alevilerin inanç ve ibadeti o denli insa- ni bir haktır. Bu hak, laik ve demokratik Türkiye Cum- huriyeti'nin karakteri olması gereken bir haktır" diyor. Neredeyse yüzde 70'i kon- dulaşan 10 milyonluk istan- bul'da Alevinin ibadet evine tam isabet, bir büyük soru- nun özünü ortaya çıkardı: Is- tanbul Büyükşehir Beledi- yesi'nde ortaya çıkan bu kav- ga, Refahçılar iktidara geçer- lerse bütün yurdu kaplayan bir yangına dönüşebilir. Laik Türkiye Cumhuriyeti'- ni şeriatcı siyasetlerden el- birliğiyle korumak, demokra- siyi korumak demektir. ••• Karacaahmet'te gerginbekleyiş • Baştarafi 1. Sayfada vilerin inanç özgürlüğüne vund- muş bir darbe" bıçiminde nitelen- diren Alevi yurttaşlar. yıkılmak istenen yerin yalmzca kendi ce- maatlerine ait olmadığını, çünkü dil, din ve ırk aynmı yapı- lmaksızın, aşevi ve cemevinin kapısının herkese açık olduğunu söylediler. Alevi cemaati, geçmiş- teki Çorum ve Maraş olaylannı anımsatarak. "Bu oiaylardan ders almak gereldyor. Yersiz ve an- lamsız aynmcılıkla insanlann ve Türkiye'nin huzunınu kaçırmaya kimsenin hakkı yok" görüşünü savundular. Kendi dışlanndaki insanlann her türlü inanana saygı duyduklannı belirten Alevi yurttaşlar, aynı saygıyı bekledik- lerini dile getirerek. "Devletten tek kuruş almadan insanlara aş ve- rerek aynı zamanda kamu hizmeti verdiğimiz bu yer bizim için mane- vi bir varlık niteliği taşıyor. Devlet Diyanet Işleri Başkanlığı'na yıMa trilyonlarca lira fon ayınrken bi- zim mücadelemiz karşısında sessiz kalmayı tercih ediyor. Oysa biz kullanmadığımız camiler için bile devlete yıüardan beri vergi ödüyo- ruz " şeklinde konuştular. Başkan Erdoğan'ın cemevi ve aşevinin ruhsatsız olduğuna iliş- kin verdiği demecin ardından Türkiye'nin her yerinden çok sayıda ihbar aldıklannı belirten Alevi cemaati, Erdoğan ile bağ- lannın koptuğunu. yann Vali Hayri Kozakçıoğlu'yla bir görüş- me yapacaklannı belirttiler. Istanbul'da 4 milyon Alevi yurttaşın yaşadığma dikkat Çe- ken Karacaahmet Kültür Der- neği yöneticileri ise, Türkiye'nin her yerinden insanlann Karaca- ahmet Sultan Türbesi'ne gelmek istediğini ancak buna engel ol- duklannı belirterek. "lnşaDah so- run uzlaşmayla cözülür" dileğinde bulundular. Mimarlar Odası tstanbul Bü- yükkent Şubesi ise yaptığı acık- lamada şu görüşleri dile getirdi: "İstanbul'daki kaçak yapdaş- ma özgürlüğü, özellikle camiler açısuidan çok dddi boyutlara ulaşmıştır. Kentte son yıDarda yapılan camilerin yüzde 80'i ya ruhsatsız ve kaçaktır ya da imar planlannda çocuk parkı, okul yen, yeşil alan vb. gibi kentsel ya- şam mekanlan olarak ayrılan yer- lerde > apılmaktadır. Anakent Be- lediyesi, Karacaahmet'teki kaçak yapılan dinsel yapıya bile böylesi- ne hassas davranırken, kentin bü- tününde yine kaçak yapılan ve İstanbul'un tarihsel kimîiğini de tahrip eden diğer dinsel yapdara da aynı tutum gösterilmeBdir."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear