14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyel İmtivaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Koordınutörü: HikmetÇefinka_>a • Genel Yavın Ddnışmanı. Orhan Erinç • Yazıışlert Müdürlerı İbrahim Vıldız, DinçTavanç(Sorumlu), •HdberMerkezı Mü- dürü: Hakan Kara Dış Habericr Ergun Balcı • Ekonomi: Bülent Kızanlık • İsııhbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberlerı: Mehmet Saraç • Makalcler: Sami Karaören # Spor: Abdülkadir Yüceünan # Düzeltme: Abdullah Va/ıcı Ankara Temsıleısı: Mustafa Balbav • hkıber Muduru. Doğan Akın AtuturkBul- vanNo 125. Kat 4. Bakanlıklar-Aİıkara Tcl 4195020(7 Hal), Tcle\ 42344. Fax. (4)4195027 «İzmır TCITIMICISI Serdar Kızık, H Zıva Blv 1352 S 2 3 TeJ 4411220 Telex: 52359. Fax. 4419117 • Adana Temsılcısı. Çetin Viğenoğlu İnönu Cd 119 S No: 1 Kat 1. Tel: 352255O-35226OI-3522492. Telev 62155, Fa\: 3522570 Muesscsc Muduru Erol Erkut #Koordına- lor \hmet KomLsan •Muhasebe. Bülent Ye- ner • İdare Hüsevin Cürer • İjletme önder Çelik •Bılgı-İşlem Nail İnal •Bılgısa.varSıs- tem: Mürüvct Çiler •Reklam Reha Işrtman Ya>Hifa>an ve Ba&an: V enı Gun Hjber Ajunsı. Bjsın vc Yayıncıhk \ Ş Turkoca'ğıCid 39 41 Ogaloğlu 34334 tsı PK :46İstdnbu!Tcl (0 :i2>5l20<l)?ı2Uhj[>Tclc\ :?:46. F.n (0 :i:ı 9TEMMUZ1994 Imsak:3.36 Güneş: 5.33 Oğle: 13.14 İkindi: 17 13 Akşam: 20.45 Yatsı: 22.33 Diştıefdmi ûcretJerine zam •ANKARA (ANKA) - Özel dişhekimierinin tetkik ve tedavi ücretleri arttınldı. Türk Dişhekimleri Birliği'nin belirlediği yeni fıyatlara göre özel muayene ücretleri illere göre 100 bin ile 200 bin lira arasında değişiyor. Yeni fiyallar 1 temmuzdan 31 Aralık 1994"e kadar gecerli olacak. Özel okullanda KDV sorunu • İZMİR (AA) - özel okullarda, temmuz ayından itibaren KDV oranınjn yüzde 6'dan 8'e çıkanlacağı belirtilerek devletin egitim.deki maliyetinin azalülması için KDV'nin tamamen kaldınlması ya da yüzde 2'yeindirilmesi istendi. izmirÖzel Öğretim Kurumlan Derneği Başkanı Necdet Doğanata, yapüğı açıklamada. KDV'nin, çocuğunu, özel okula gönderen veliye ceza niteliğinde olduğunu ileri sürdii. İdrapınızı bekletmeyin • KONYA (AA) - Mesanede gereğinden fazla bekletilen idrann, mesane ve böbreklerde enfeksiyonlara yol açtığı ve taş oluşumuna zemın hazırladığı bildınldi. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Mehmet Kılıç yapüğı açıklamada, çeşitli nedenlerle bekletilen idrann sağlık açısından büyük risk oluşturduğunu belirterek "tdran gereğinden fazla tutmak, idrar torbasırun (mesane) boşalma düzenini bozmakta. aynca istenmeyen birçok rahatsızlığı da beraberinde getirmektedir" dedi. Deterjanlardaki tehlike • G AZİANTEP (AA) - SSK Gaziantep Bölge Hastanesi Cilt Hastahklan Uzmanı Dr. Gülten Kirman, sık ve fazla deterjan kuilanımının, alerjik cilt hastalıklanna neden olduğunu belirtti. Dr. Kirman, yapüğı açıklamada, deterianın yapısındaki kimyasal maddelerin, cildin savunma mekanizmasını bozduğunu söyledi. Kirman, deterjanlar nedeniyle el sağlığının bozulmaması için pamuklu kumaştan yapılan eldivenlerin tercih edilmesini önerdi. • KONYA (AA) - Karaman'ın Ayrancı ilçesinde 300'e yakm kuş türünün banndığı Akgöl'ün, kirliliği nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı bildirildi. Kuş Cenneti diye adlandınlan Akgöl'ün hoyratça kirletildiğini belirten ilgililer, "Bu kirlenmenin devam etmesi halinde göl, kısa sürede kuş cennetliğinden, kuş mezarlığına dönecektir" dedi. Çevre sakinleri, gölün kurtanlması için acil önlemler alınmasını istediler. KöyKoopKültür Merkezi kuruyor • Haber Merkezi - Köy-Koop Kırklareli Birliği, kooperatif ortaklanna kooperatif eğitimi vermek, kültür ve sanat hizrnetleri sunmak amacıyla kooperatifçilik eğitim ve kültür merkezi kurmaya karar verdi. Bu amaçla Kültür BakanlığYna başvuran Köy-Koop. sözü edilen eğitim ve kültür tesisini Poyrah Köyü'ndeki tanmsal işletmeler merkezinde gerçekleştirilecek. Almanya'da ekranlardaki vahşeti protesto için imza kampanyası başlatıldı Televizyondaşiddete4 hayır' •Almanya'da yapılan istatistiklerin, çocuk ve gençlerde TV seyretme oranlannın gitgide çoğaldığını göstermesi ve gençlerarasında suç işleme oranlannın da artması üzerine, bu girişimlerın yanı sıra okullara medyabilimi isimli bir ders konulması içindetaslaklar hazırlanıyor. Çeviri Servisi - TV ekranlannda günden güne çoğalan şiddet sahne- leri karşısında tüm toplumlarda tep- kiler büyüyor. Almanya'da TV şid- detine doyan kitleler, çeşitli eyalet- ierde örgütlenip imza toplayarak (sadece Bavyera eyaletinde 260 bin) ekran şiddetini protesto ediyorlar. Toplanan imzalar arasında binlerce anne-baba yanında sanatçılar ve bi- lim adamlannın da imzalan bulu- nuyor. Değişik toplum kesimlerinin bir araya gelerek ölüme, cinayete, kana, tecavüze, savaşa ve insan onu- runu zedeleyen her tür TV vahşetine karşı direnmesi yöneticileri bir hayli tedirgin ediyor. Hukukçulann "TV'ler şiddetten tamamen anndınlamasa da daha in- sancıl olabüirler" önerisini, aralann- da psikiyatrist. psikolog, pedagog ve kriminologlann bulunduğu 120 akademisyen ve 7600 okuJ sınıfının sözcüsü destekledi. Almanya'da ya- yın hayatına başlamalanna 10 yıl kadar önce izin verilen özel televiz- yon kanallannın gün geçtikçe şiddet kanallanna dönüşmesi karşısında verilen öneride yayıncılann şiddetin sahnelenmesine yönelik daha so- rumlu davranmalan, var olan yasa- lann denetim ve kontrol amaayla mutlaka işlevsel hale getirilmesi ve şiddet içerdiği belirtilen fılmlerin ya- saklanması gerektiğinin altı çizili- yor. Yasağın çerçevesi Almanya'da var olan yasaya göre fılm ve programlann yasak çerçeve- si ise şöyle: - Irkçılığa teşvik eden - Şiddeti masumane ya da özendi- rici imajı veren - Şiddeti insan onurunu zedeleyen bir şekille sahneleyen (Alman Ceza Yasası 131) - Savaşa özendirici olan - Porno gösteren (Alman Ceza Yasası 184) - Çocuk ve gençler için ahlak bo- zucu nitelik taşıyan programlar. Almanya'da yapılan istatistikle- rin. çocuk ve gençlerde TV seyretme oranlannın gitgide çoğaldığmı gös- termesi ve gençler arasında suç işle- me oranlannın da artması üzerine. bu girişimleryanı sıra okullara med- yabilimi isimli bir ders konulması için de taslaklar hazırlanıyor. Bu zo- runluluğun başlıca nedeninin son yıllarda çocuklar tarafından çok se- vilerek seyredilen çizgi filmlerin, bu yaş grubu çocuklann kaldıramaya- cağı kadar şiddet içermesı olduğu pedagoglar tarafından vurgulanı- yor. Anne baba tarafından TV ile ilişkileri kontrol alüna alınamayan çocuklarda eksikliklerin abartılarak aşağılık duygusuna dönüşmesi. psı- şik rahatsızlıklar, saldırganlık ,ve yaşıtlanna karşı şiddet eğilimi belir- leniyor. Çocuğun TV'yi bir eğlence aracı olmaktan çok, dış dünyayı res- meden, dış dünya üzerine fikir veren ve dış dünya ile tanışmasını sağla- yan bir araç olarak görmesi bunda ana etken. Diana Ross, Londra'nınyüzde birini Wembley'e topladı Kültür Servisi - Soul müzığın en iyi yorumcuianndan biri olarak kabul edilen Diana Ross. on milyon nüfuslu Londra'nın VVembley Stadyumu'nda bir konser verdi. Stadda toplanan 105 bin izleyici, sanatçının, en az konseri izleyen adaşı Prenses Diana ya da VVindsor Hanedanı'ndan birisi kadar asil olduğu fikrinde birleşiyordu. Gençler ve çocuklar sanatcıya çiçek buketleri sunarken aileleri de resim çekebilmek için birbirleriyle yanşıyorlardı. Dikkati çeken nokta ise Ross'un yıllardır değişmeyen sahne hakimiyeti oldu. Stadyumda bulunan her kişiye tek tek ulaşabüen ve sahne elektriğini çok iyi kullanabilen Ross, şarkılannın büyük bir kısmını seyircilere, ancak kendisi için çok anlamb olan birkaçıru ise Marvin Gaye'e ve çoculdanna adadı. The Supremes ile çalıştığı yıllardan bu yana hil olmuş parçalannı geçen yıl One VVooıan adı altında toplanan bir albümle dinleyicilere sunan Ross, konser sırasında sesini, otuz yıl önce kariyerine başladığı ilk yıllardaki ses tonuna indirgemeyi de başardı. 60'h yıllann klasiklerinden "You Can't Hurry Love"ı seslendirirken devleşti. Kişisel tercihinin daha çok romantik balladlar seslendirmek olduğunu hiçbirzaman inkar etmeyen sanatçının konserini izlemeye gelenler alışık olunan konser seyircisinden hayli farklıydı. Yalnzca müzik dinlemeye ve sanatcıyı görmeye değil de daha çok dansetmeyegelmişlerdi. Brixton Akademisi Orkestrası'nın tram-bolin müziği eşliğinde Ross'la dans edenlerin ıçinde Janet Jackson ve grunge gruplannın en tanınmış olanlanndan Spin Doctors'ın üyeleri de vardı. Türkiye'den Rusya'ya boğazlarönerisi • Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ferhat Ataman, tek yanlı kararlann sorumluluğunun yalruzca bayrak ülkelerine ait olacağını söyledi. Ataman, ayru konuda Yunanistan tarafından verilen notaya yanıt verildiğini behrtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyü- kelçi Ferhat Ataman. boğazlardan geçecek gemilerin, Boğazlar Tü- züğü'nde belirtilen kurallardan ba- zılanna uyup bazılanna uymamasa- nının tehlike oluşturacağını belirte- rek, "tek yanlı kararlann sorumlulu- ğunun yalmzca ba>rak ülkelerine ait olacağını" bildirdı. Ataman, dün Boğazlar Tüzüğü'- yle ilgjk sorulan yanıtlarken Türki- ye ile Rusya arasındaki görüş ayn- lıklan konusunda, "Bizim açımız- dan gecerli olan, Boğazlar Tüzüğii'- nün uygulanmasına ilişkin olarak Türkiye ile Rusya dışişleri bakanlan arasında Tiflis'de sağlanan anlaytş birüğidir" dedi. Ataman. boğazlar- da tek yanlı kararlann sorumlulu- ğunun bayrak ülkelerine ait olacağı- nı belırtek sözlerini şöyle sürdürdü: "Herhangi bir kullanıcı ülkenin ge- milerinin bazı kurallara uyması ve tek yanlı takdiri ile tayin edeceği di- ğerlerine uymamak yoluna gitmesi, diğer kullamcılara ve çevreye sûrekli bir tehdit ve tehlike oluşturacaktır. Böyle bir yaklaşımm tarafımızdan kabul edilmesi mümkün değildir. Herhalde bunun doğuracağı hukuki sorumluluk uluslararası normlar doğrultusunda sadece bayrak ülkesi- ne ait olacaktır." Ataman, aynı konuda Yunanis- tan tarafından verilen notaya. önce- ki gün yanıt verildiğini belirtti. Milli Eğitim Bakanı Ayaz açıkladı: Başarısız olan öğrencilere yeni bir şans İstanoul Haber Servisi -flköğre- timin ıkinci kademesinde ve haarlık sınıflannda öğretim yılı içinde başansız olan öğrencilere Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ikinci bir şans verildi. Milli Eğiüm Bakanı Nevzat Ayaz, ortaokul ve hazırlık sınıflannda başansız olan öğrenci ve velilerinden gelen talep- ler doğrultusunda mağduriyetlen giderecek bir dizi karar aldıklannı açıkladı. Ayaz. İstanbul Milli Eği- tim Müdürlüğü'nde dün düzen- lediği basın toplantısında 1994-95 ders yılı baş- lamadan önce illerce belirle- necek tarihler- de başansız olan ortaokul öğrencilerinin velileri ile okullarda gö- rüştürülece- ğini belirtti. Ayaz. okullar- da öğrencile- rin başansız- lıklan nede- niyle ilgili görüşmeler sonrasında velilerden öğ- renci hakkın- daki isteklerin yazılı olarak alınacağını anlattı. Ayaz, velinın ısteklen de göz önüne alı- narak öğretmenler kurulunca öğ- rencilerin durumunun görüşülece- ğini ve öğretmenler kurulunca öğrencinin seneyi tekrar edip et- meyeceğınin karara bağlanacağını söyledi.Âyaz tarafındanaçıklanan kararlann dıger bölümü de resmi, özel okullann ortaokul ve lise ön- cesi hazırbk sınıfı öğrencilerini kapsnor. Hazırlık sınıfında yabancı dil dersınden başansız olup bir üst • Hazırîık sınıfında yabancı dil dersinden başansız olupbir üst SJnıfageçemeyen öğrencüereikinci bir sınav hakkı tanımyor. Söz konusu öğrenciler dersyıh başlamasından bir hafta önce yapılacak seviye tespit smavı sonunda 2ve daha fazla not aîmalan durumunda bir üst sımfa geçebilecekler. sınıfa geçemeyen öğrencilere ikinci bir sınav hakkı tanımyor. Söz konusu öğrenciler ders yılı baş- lamasından bir hafta önce yapıla- cak seviye tespit sınavı sonunda 2 ve daha fazla not almalan duru- munda bir üst sınıfa geçebilecek- ler. Buna benzer kararlann her sene yaz dönemınde alındığının ve bu kararlann yönetmeliğe bağlan- masının söz konusu olup ol- madığının sorulması üzerine Ba- kan Nevzat Ayaz şu yanıtı verdi: " Velilerden ge- len talep değer- lendirilmeye alındığında flköğ- retim Kurumlan Yönetmeliği'nin ilgili maddele- rininyeterincean- laşılamadığı >e bu uvgulama sonu- cunda bazı öğren- cilerin başansız duruma düştükle- rianlaşıtdı." İmam Hatıp Lisesı diploma- lannda kullanı- lan kavramlann >arattığı tartışma konusunda ise Ayaz şunlan söy- ledi: " Yapılan uv- gulama İmam Hatip Liselerine özel değildir. Yeni getirilen kredili ders geçme sistemi- nin öngördüğü bir değişikükti. Maksatlı çevrelerce İmam Hatip Lisesi mezunJarının başka fakül- telere gjrmeleri engelleniyor gibi bir ifade orta> a atüdı. Meslek, ticaret, kız meslek. en- düstri meslek liseleri için de aynı du- rum söz konusuydu. Ama o çevreler hiçbir endişeye kapılmadılar. İmam Hatipliler dün hangi üniversiteye gitmişse, bugün de gidebilirler." MESELA DEDIK...B4alAtatek R,_ 'u 'Şr/ah Otiar Rehberi'mizin aslında doğada bulunmayan otlar- dan esinlendiğini sanan okur- lanmızın varbğı kulağımıza geldi. Öyle değil efendim. Bu otlanmızın hepsi de doğada vardar, ama biz on- lann bilinen değil, bilinmeyen şifa- lannı bulup çıkanyoruz. Bu kere yanlış anlamalara yol açılmaması için orijinal adlannı da eküyonız. IÇobandüdüğü (asarum Europeum): ŞifalıOtiarRehberi...(4) erde sürünerek büyür. Boyu on ila on beş santimetre arasında de- ğişir. Çan şeklinde çiçekleri vardır... Dikkat. Çobandüdüğü zehirlidir. İlaçlar sadece eczanede ve ancak bir doktor tavsiyesi ile haarlanır.) Ki- tabın orijinal metninden. Orijinal metindeki iyi geldiği has- talıklar bölümünü çıkarttım; çünkü bunlan uygulamaya kalkanlar ola- bilir, oysa göriiyorsunuz ki zehirli bir ottur. Zehirli ohnasma zehirlidir ya top- lumumuzda 'çobandüdüğu'yle yatıp kalkan ne çok insan olduğunu gör- müyor musunuz? Bunlar çokça ku- zukulağı ya da gelişmiş biçimiyle ko- yunkulağı yiyen vatandaşlanmızdır ki kulaklan hep çobandüdüğünün sesini arar. Siz istediğiniz kadar 'Yahu, et- meyin eylemeyin; bu çobandüdüğü sjzi her zaman iyi yerlere götürmez; olur olmaz yere gidersiniz de sonra sizi kurtlar kapar' deyin, onlar sizi dinlemezler. Dinlemezler de ne olur? Onlar çobandüdüğünün büyülü sesine kapılıp bilmedikleri cayırlar- da otlayıp dururken kurtlar gelir on- lan ham yapar. Kurtlar onlan ham yaparken bizimkiler hala sevinir du- rur: 'Bu kurt, bizi ham yaptı ama ne çıkar, biz de bir gün kurt olur; başka- lannı ham yapanz' derler. Onun için biz de burdan saf ve temiz vatandaş- lanmızı uyarma görevimizi yaparak diyoruz kı, "Ey benim tertemiz, içi djşı bir kardeşierim, siz siz olun dü- dûk sesine karşı biraz uyamk olun. Öyle her düdûk çalana "Buyur. ben burdayım' diye hazırola geçmeyin de biraz düşünün, olur mu?" Hoş siz bize de 'olur' dersiniz de bir düdük sesi duyarsanız dayanamaz koşarsıaız ya. Artık bize düşen iş, bu kadar, geri- si size kalmış, tamam mı canım kar- deşim? Rüzgargülü (anemone nemorosa): XVağlarda ve yaylalarda yetişir. Ormanlarda ve rutubetli çaytriarda da bulunur. Boyu on ila yirmi beş santimetre arasındadır. Dikkat. Rüzgargülü çok zehirli- dir. İlaçlar. ancak doktor tavsiyesi ile ve sadece eczanelerde hazırlanabi- lir.) Orijinal metinden. Bizim "Tüzgargülleri7 öyle dağda bayırda değil, kentlerde yetişir. Hem de kentlerin en mutena yerlerinde, gözde semtlerinde yetişir. sonra da otel lobilerinde, lüks restoranlarda, cok tutulan barlarda serpilip büyür. Değişik rüzgarlan pek sevdikleri için de rüzgan bol yerlerde aman da aman çoğalır dururlar. Gazeteler, televizyonlar, devletin üst katlan, şirketlerin holdinglerin iyi hava alan geniş alanlan 'rüzgargülü' için en uy- gun iklimlerdir. Esen rüzgara göre döndüğü için de siz olann hep yüzü- nü görürsünüz. Yüzleri de hep gül gibidir, güleçtir, rüzgar vurduğu za- man yüzlerinde güller açar. Rüzgar başka yerden eser de oraya zamanı- nda dönemezse kül gibi olur; o za- man da 'riizgarkülü' denir ki, hava- ya savrulur, uçar gider. Anlı şanJı yöneticiler de hep çevrelerinde "TÛZ- gargülü' olsun isterler. Şöyle her döndüğü yerde kendisine dönük bir bahçe dolusu gül görmek ıçlerini açar. keyiflerini arttınr. Onun için de 'rüzgargülü' olmak başlangıçta biraz zahmetlidir. ama sonradan alışıldığında pek rahat bir iştir. Bü- tün hüner, esen rüzgara göre dönüp kat kat açmış bir gül olmakür. 'Rüz- gargülü' olmak biraz zahmet çokça pişkinlik, epeyce yüzsüzlük ister. ama karşılığı da doğrusu epeyce ballıdır. Lüküs hayat. pahalı şık giy- siler, bol para, uygun iklimlerde sah- te sevgi gösterileri. yalandan saygı davranışlan hep onlann olur. Arka- lanndan bolca küfür edilirse de aynını onlar da başkalan için yaptı- klanndan ödeşmiş sayılırlar. Kendi- leri için ne düşünüldüğünü çok i\ı bildiklerinden kımselere güvenmez- ler. Hoş. kimse de onlara güvenmez ya. Yüz surat mahkeme duvan. ka- rakter mafiş olursa "Tüzgargulü" ol- mak hiç de zor değildir. Ama oriji- nal metinde de görüldüğü gibi çok zehirlidır. Ondan ilaç >apıp ıçece- ğinize hastalığınıza razı olun. daha iyi edersiniz. Zira ki hastalıktan kur- tulma şansınız vardır. ama 'riizgar- gülü'nden kurtulma şansınız >oktur. IÖkseotu (viscum albüm): keselim: İki şe> vardır ki ikisi birden ya temızdır ya da kirli. Biri kirliyse öteki temiz olmaz. Nedir bu iki şey? (Yanıt: Vicdanla cüzdan). Sansabır otu (aleo fruticosa): ma, kavak, meşe. ardıç ve çam ağaçlannın üzerinde parazit olarak yerleşir. Boyu otuz ila altmış santim arasında değişir.) Orijinal metinden. Bu 'ökseotu'nu çocuklar kuşlann indikleri yerlere koyup yapışkan özelliğinden dolayı kuş tu- zağı olarak kullanırlardı. Doğrusu insana reklam dünyasını anımsa- tıyor. Orada da ne 'ökseotlarf, ne kuş tuzaklan var. Şu reklamlara ya da bizim 'ökseotlan'na bakılırsa mil- letin işi gücü kalmadı, boyuna gof- retle dondurma yiyor. Hele birçiko- latalısının öksesi var ki artık yiyor mu başka bir şey mi yapıyor. belli değil. Bütün iş bunlardan birinin ök- sesine tutulmak. Yakalandın mı artık bir süre gidiyor. Sonra yerine başkası çıkıyor. Bir de kirli çamaşı- rlann hangi tozla daha beyaz ola- cağı öksesi var. Aslında kirli işleri yı- kayacak bir çamaşırtozu yapılsa en çok o satar. Evlerde mis gibi kokan beyaz sabun unutuldu gitti. Ortaya çeşit çeşit beyaz çıktı ki o kadar olur. Kimisi karbeyazı öksesini kullam- yor, kimisi 'süperbeyaz'ın öksesini sermiş. Artık cep telefonu mu istersiniz. uçulacak arabalar mı istersıniz, ötede devre-mülkler, beride tatil yöreleri. Her yere ökseotlan yayılmış, üzerinden geç- menizi bekliyor. Geçerken ayağınız değdi mi tamamdır. Siz taksitleri hazırlayın. malınızı alın gidin. Ya da camaşır tozunuzu değiştirin, içiniz rahat etsin. Bir yandan çamaşır yıkar. bir yandan da gofretinizi yalarsınız. Biz de bir özdeyişle bu muhabbeti ^ yetişir. Dikenli ve uzunca yapraklan, sivri salkım şek- linde tek san çiçeği vardır.) Onjinal metinden. İşte efendim, bugünün dünyasında insanlara çok şifalı bir ot budur. Şöyle yanınızda yöreniz- de. orada burada olup bitenlere ba- karak bozulan sinirlere, inip cıkan tansiyonlara, kıap da taşı atan kafa- lara iyi gelecek ot 'sarısabu-' otudur. Gazeteleri okuyup da içi kararan. televizyonlara bakıp da Sah vah' çe- ken çaresiz vatandaşın bu şifalı ota başvurması pek münasip olur. Ucuz ekmek almak için sıraya girmeden, otobüslere, dolmuşlara binmek iiçn itişip kakışmadan. resmi dairelerde- ki. hastanelerdeki kuyruklara gir- meden önce bu şifalı otun suyunu içerek evden çıkmak çok fayda verir. Bu otu kaynatıp suyunu soğuturken 41 kere 'ya sabır' denecek, bir çorba kaşığı içerken de 'Sen sabu- ver yûce Allahım' diye dua edilecektir. Duru- ma göre çay kaşığmdan çorba kaşığina kadar içilebilir. Eve geldik- ten sonra bir kaşık içilirse evdeki tatsızlıklara karşı sabır verir. İşsizle- re de, işi olup bunalanlara da bu otun şifalı olduğu anlaşılmışür. Biz de 'Sabnnız bol olsun' diyelim.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear