22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 4 MAYIS 1994 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AskeriYargıtay'ın 80. yılında... İster sivil, isterse askeri olsun yargının bağımsız olması gereği çağımızda tartışıhr olmaktan çıkmıştır. ŞEZAİ AYDESALP Hâkim Albay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi BirinciDaire Üyesi İster sıvil, isterse askeri yargının ba- ğımsız olması gereği çağımızda tartışı- hr olmaktan çıkmıştır. Bununla bera- ber Askeri Yargıtay'ın 80. kuruluş yıldönümü sempozyumunda sunulan bir bildirinin tartışmasında askeri yar- gının bağımsız olup olmaması konu- sunda hâlâ ban ikilemlerin olduğu. hatta idari sicilin askeri yargı için ge- rekli olduğu yolundaki görüşlere rast- lanmış olması. bir hukuk devletinde gerçekten düşündürücüdür, düşündü- rücü olduğu kadar da üzüntü verici- dir. Hemen belirteyim ki bu satırlann yazan. bir yüksek yargı organırun üye- si olmak mutluluğuna erişmiş bir kişi- dir. Hâkimlik mesleğinin en üst görev yeri elbette ki yüksek yargı orgam üye- liğidir. Ama üzerinde dunılması gere- ken husus. bir hukuk devleti olan A skeri Yargıtay'ın kuru- luşunun 80. yıldönümü- nü5-6Nisan I994gün- leri düzenlenen tören ve sempozyumla kutladık. Ama geçen 80 yıla kar- şın askeri yargının bugün içinde bu- lunduğu aşama hakkında, özellikle "yargının bağımsızlığı" müessesesi karşısında söylenecek çok şey bulun- maktadır. 1600 sayılı Askeri Yargıtay Ka- nunu'nun l. maddesi. Askeri Yargı- tay'ın bağımsız bir yüksek mahkeme olduğunu belirtmektedir. Ne var ki aynı yasanın 2. maddesi Askeri Yargı- tay'ın Milli Savunma Bakanlığı'nın kuruluş ve teşkilatında gösterileceğini belirtmiş olmakla. iddia olunan ya da arzulanan bağımsızlığın daha ikinci maddcylc vara aldığı göriilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nde (Any.m.2) asken vargının ne ölçüde bağımsız ol- duğunun saptanmasıdır. Komutan, davada taraftır: Adli Amirlik sıstemıni kaldınp venne yargı bağımsızlığı yönünden daha ileri, fa- kat sadece bir adım atan 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yar- gılama Usulü Kanunu'na göre 'korau- tan'ın suç evrakını düzenleyip askeri savcılığa göndeıme. sanığın "tutuklan- masını isteme" (m. 95). asken mahke- menin tutuklama isteminı reddetmesı halinde bu karara karşı en >akın aske- n mahkeme nezdinde "itiraz" etme (m. 107). askeri mahkemenın \erdiğı hükümler aleyhine "temyiz" etme (m. 209) vetkileri vardır. Bilindiği üzere. sanığın tutuklanma- sını talep etme \etkisi. kamu adına sa\cıya aittir. Ceza davalannda hâki- me karşı "temyiz" yoluna başv urabile- cekler savcı, sanık, müdahil denilen kışılerdir. Hukuk mahkemelerinde ise kanun v ollanna ancak davacı \ e da\ a- lı sıfatını taşıyan kişi ya da kuruluşlar başvurabilirler. Görüldüğü üzere askeri ceza vargı- sında "tutuklama" ısteminde bulun- ma. 'İtiraz" ve "temyiz" gıbi kanun >ollanna başvunna yetkileriyle dona- tılmış komutanın davanın "tarafı" olduğunda bir kuşku olmaması gere- kır. Komutanın duruşma salonuna gelmemesinın bu hukuki gerçekliği de- ğiştıren bır vönü yoktur. Davanın "tarafı" durumunda olan komutanın davanın hâkimine her yıl idan sicil düzenleme. hatta "Silanlı Kuwetler"de Kaiması L'vgun Değildir" şeklinde düzenlevebıleceğı bir sıcille meslek >aşamına son \erme vetkileri bulunmaktadır (357 savılı Askeri Hâ- kımler K m. 12 A. Subay Sicil Yönet- mehğim.100) Yerel askeri mahkemeler yönünden söz konusu olan bu durumun yüksek \argı organı olan Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi yö- nünden çok farklı olmadığı. konu ya- kından incelendiğinde görülecektir. Özellikle Asken Yüksek İdare Mahkemesı'nde idari işlem ve idari ey- lemden dolayı haksızlığa uğrayan ya da haksızlığa uğradığı kanısında olan subay ve astsubavlar iptal ve tazminat davalan açmaktadırlar. Bu davalarda "davalı taraF mutlaka idaredir. Da- valı idare genellıkle va Mılli Savunma Bakanlığı'dırya İcışleri Bakanlığı. Ge- nelkurmay Başkanlığı ile Kara. Denız, Hava kuvvet komutanlıklannın tesis ettikleri idari ışlem >a da ıfa eyledıkleri idari eylemler aleyhine Milli Savunma Bakanlığı. Jandarma Genel Komu- tanlığı'nın tesis ettiğı bir idari işlem ya da idari eylem söz konusu ise davalı taraf. İçişleri Bakanlığı'dır. Anılan ko- mutanlıklar davada işlemi tesis eden "idare"dir. Ne var kı avnı komutan- lıklar (Genelkurmav Başkanı. Kara, Deniz ve Hava kuvvet ve Jandarma Genel komutanlıklan Yüksek Askeri Şûra'nın da (YAŞ'ın) üveleridir. (16122 sa>ılı K.m.2). Açılan bir dava- da "davalı idare" olarak "taraf duru- munda olan komutanlar davaya ba- kan AYİM Başkan. Başsavcı ve üyele- rine YAŞ'ın "Değerlendirme Notu" vermektedirler (353 sa>ılı Asken Hâ- kimler k.m.6.926 sayılı k.m.54). Yasaya göre AYİM Başkanlık kad- rosu tuğgeneral veva tümgeneraldir, U Arkası 15. Sayfada PENCERE lyi ki 'Çağ Atladık' Taranta Babu!.. Bilimsel teknolojik devrimin ucu, ahlat aşılanmış An- kara armudunun dalı gibi uzayıp evimize girmese, ben Salman Kaya'nın 1 Mayıs'ta polisten nasıl dayak yediği- ni koltuğumda otururken ekranda seyredebilir miydim? Çağ atlamak güzel şey Taranta Babu!.. Elimde kadeh, önumde renkli televizyon izliyorum; bi- zim Salman'a polisler coplarıyla yumulmuş, vur Allah vur!.. iyi ki "çağ atladık"! Cebimizde Amerikan Doları, vitrinimizde Fransız şampanyası. belediyenin ucuz ekmek kulübesinin önündeyoksulkuyruğu, 1 Mayıs'ta milletvekilinesopa!.. • Sabah vakti "Sorun Yayınları"sahibi dostumSırnöz- türfctelefonetti. - Abi, bugun gazetede mısin?.. -Evet... - Vedalaşmaya geleceğim... - Hayrola?. U Arkası 15. Sayfada ARADABIR Prof. Dr. BEDÎ N. FEYZtOĞLU Ekonomiye Destek Olacak Mali Önlemlep Bir ülkede ekonomik ve mali olaylar birbirine işlevsel (fonksiyonel) olarak bağımlıdır. Dar anlamda alınacak her ekonomik önlemin mali roperküsyonu, her mali ön- lemin ekonomik roperküsyonu vardır. Bu itibarla ekonomik paket olarak nitelenen son ön- lemlerin kısa bir tahlilinin de iki yönden yapılması gere- kir. Devlet yetkililerinin "Her şey yolunda giderken ne ol- du da iki-üç ay içinde ülke ekonomisi birden boyle bir bunalıma, böyle bir sıkıntıya girdi" sorusuna doyurucu bir yanıt aramak gerektir. Siyasiler, son aylarda ortaya çıkan ekonomik bunalı- mın nedenlerini, ta 1987 seçimlerinden itibaren başla- yan aşırı borçlanmalarda, hatta daha öncelerı yürütülen politikalarda aramak gerektiğini ileri sürmektedirler. Son aylardaki döviz-faiz-emisyonu-devalüasyon çıkma- .. nın nedenlerini hep eskilerde arayıp bulmak istemek- tedirler. Bizce, bazı arkadaşların da belirttiği üzere bunalımın ana nedeni, yapısaldır. Kısaca, ülkede bütçe gelirleri olarak sağlam, devamlı, adaletli ve verimli kaynaklar bulunamaz, kamu giderleri için de "bütünleştirilmiş bir mali yönetim" sağlanarak (1) israf ve suistimaller önlenemezse, Türkiye'nin 5-10 yılda bir ekonomik bunalıma düşmekten kurtulması mümkün değildir. Bu itibarla, "KİT'lerin" satılmasından elde olunacak geliri "sa<J/am/(ayna/("saymaknekadaryanlışise, "net aktiflerden" bir defaya mahsus alınacak vergi ile buna- lımdan kurtulunacağını sanmak da o kadar yanılgıdır. Daha önceleri defalarca yazdık (2) Ülkede, tüm yurttaşlar için bir vergi sicili tesis etme- den, tüm (ticari, sınai vs.) ekonomik işlemleri belge ve kayıt nizamına tâbi tutmadan, yani kayıt dışı ekonomiyi yok ederek ya da en aza indirgeyerek herkesten yıllık gelir ve servet beyannamesi almadan gerçek bir vergi reformu yapılmış olamaz. Ne yazık ki, 1949-50'de başlayan ilk büyük vergi refor- mu ile uygulamaya konulan Gelir ve Kurumtar Vergileri ile Vergi Usul Kanunu 1983-93 döneminde yapılan deği- şikliklerle dejenere edilmiş hallerinden, son kez çıkarı- lan 3946 sayılı kanunla dahi, tamamen orijinal hallerine getirilememiştir. Bu kanunla götürü sistemi azaltmak ve menkul sermaye iratlarını vergilendirmek istikametinde atılan ufak adımların dahi, uygulanmasından vazgeçil- miştir. Bu yazınm kapsamı, konuyu daha derinliğine götür- meye yeterli olmamakla beraber, Yılbaşmdan beri gö- rülen dalgalanmaların ortaya çıkardığı bir gerçeği acaba Maliye idaresi görüp, geri attığı bir adımı düzeltip kayıt dışı ekonominin önemli bir kısmını yakalayabilir mi?' uyarısını taşımaktadır. Döviz (iyatlarında, 'kara çarşamba' ve 'kara cuma' günlerinde görülen dolann 16-17 bin liradan 20-22 bin li- raya; 25-27 bin liradan 38-40 bin liraya fırlaması üzerine, Merkez Bankasının (Kapalıçarşı) serbest piyasaya dö- viz satışı ile müdahalesinin yetersiz kalmasını telafi ça- resi, repo faizlerinin (özellikle over-night = bir gecelik faizlerin % 700-950'ye kadar) yükseltilmesinde arandığı herkesçe bilinmektedir. Repofaizleri ile Hazine bonosu faizlerinden % 10yada % 5stopaj yapılmasınındadövi- ze olan istemi arttıracağı endişesi ile bu kâğıtlardan sağlanan menkul sermaye iradı üzerine 3946 sayılı ka- nunla konan stopaj hükmü de kaldırılınca kayıt içinde ve özellikle kayıt dışında toplanan büyük likiditeninönemli bir kısmı bankalara "repo"ya yatırılmıştır. Acaba, Maliye, 1994 yılı baştndan beri gerçek, tüzelki- şi adına, 'repo'ya yatırılmış paraların tutarını ve bunlara ödenen faizlerin miktarını tespit edemez mi? 3946 sayılı kanunun sanırız, Bakanlar Kurulu kararı ile kaldırılan hükmünü tekrar yürürlüğe koyarak, kayıt dışı likiditeyi kısmen olsun yakalayamaz mı? Bu mütalaalar, olağanüstü kâr ve kazançlar için, ola- ğanüstü ve geçici mükellefiyetler içindir. Fakat asıl so- run, devletin vergi tabanını genişleterek, herkesin ödeme gücüne göre vergi alabilmesini sağlamaktır. Ekonomik istikrar bu kamu gelirlerini, yine kamunun gereksinimlerine her tür israf ve suistimalden arınarak en verimli, en yararlı şekilde harcamakla sağlanabilir. Bu husus, Maliye Bakanlığı'nın "program bütçe" siste- mine geçiş çalışmalarında tespit ettiği devlet fıarcama- larındaki israfı (% 40) önlemek süretiyle bütçe açığmın kapanmasında, gelirleri arttırmak kadar, giderleri tasar- ruflu yapmaya bağlı bulunduğunu kuşkuya yer bırakma- yacak şekilde belirtmektedir. f MÜLKİYELİLER BİRLİĞ1 ÇARŞAMBA SÖYLEŞİLERİ 'RADYO-TELEVİZYON YASASP KONUŞMACILAR: *NAZMİ BİLGİN - Ankara Cazeteciler Cemiyeti Başkanı •HASAN ÇAKIR - Radyo-Televizyon Yapuncıları Derneği Genel Sekreteri YER: MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ Rembetiko-Kaleiçi Paşa Cami Sok. No: 14 Tarih: 4 MAYIS 1994 Saat: 19.00 TARTIŞMA AÖF öğrendlerine E S Û P E B skıijehır Anadolu Lnıvcrsitesı Eğium Fakülıesı'ndc Yabancı Dıller Bölüm Başkanı olarak yedı \ ıl görcv vapuktansonra. 1991 vılının Martavında kendı ısıeğımle emekh\ e a> nldım. Daha önce. Ankara Üniversitesi Dilve Tarih-Coğrafşa Fakültesı. Alman Dılı \e Edebivatı Ana Bilım Dalı'ndagörev vapnğım yıllarda(36>ıl)\aklaşıksekiz kitap vazrrnştım. Anadolu Ünı\ersıtesı Eğitım Fakültesı öğrencılennın kitap gereksınımini karşılamak amacıv la adı geçen üniversıtedc hizmetverirken üç kitap daha vazdım vebunlarünıversıte yetkililerinin "oluru" ile ünıversıte basımevı tarafından basıldı. Emeklıveavnlmadan bır Mİ önce "Einfîihrung in die Deutsche Sprachw isseıuchaft" (Alman Dılbılımıne Gın^) adlı son vapıtımı tamamlddım. Basımını gcrçckleşurmciıi amacıvla. Alman Dili \e Edebivalı Anabilim Dalı'nda araştırma görev lısi olan Dr. Mustafa Çakır'a te^lını ettım. A\ nldığım > ıl. > apıttn. Açıköğretım Fakültesi "Lisans Tamamlama" programında okutulmjMna karar \crıldı \ apıtın.sozuedılenlakülıenın öngördüğü bıçım \e formatta hazırlanma^ı ıçın Dr Mııstat'a Çakırgöre\lendırıldı Basımı sırasında provalan bana gönderilmeden "Linguistik und Methodik" adı altında çıktı. Türki>eçapındddjğılıldı\c AÖF Lisans Tamamlama programında \a\ımlanma> a başlandı. Önce baskı\ı gerçekleştımıek ıçın"olur"\erenbütün unı\ersıte>etkilılenne. emeğı geçen basımev ı gorev lılerıne. cdılörYard Dc\". Dr. Mustafa Çakır'a le^ckkürü bır borç bılınm. Ancak.provalarbana hıçgöndenlmedığı ıçın. ıvimser bır göı-üşle "dalgınlık", "gözden kaçma" olarak sorumlamava çalışiığım vanlışlurın \anı sıra. ho^gorüşlc kar^ılanmaşacak gramer\edi/im haıalarından bı/zaı benım sorumlu olmadığımı kamuov una. o/ellıkle AÖF öğrencilerıne duvurma\ı görev bıldım. (, ünkü \ıllar-.uren aruştırmakınn ürünü olan bulguların bö^lcsıdıkkaisızce >upılmış\anlışlarla bır bilimsel \apiUa \er almasına. hele bunun türkişeçapında. hatta duvduğumagörc Federal Alman\>rdadağııılmasına razı olmak. bılıme du\ ulması gereken sa\ gı\ la bağdaşmaz. Prof.Dr NevınSclen 13. üluslafarası tstanbul Film FestivaiiiEnjytjPonetınenQdai6 Tarık NöPSfSliİıflz 6 Mayıs'tan rabaren Beyoğlu Lale ve Bakırköy ftvşar Sinemalarında ILAN TÇ KARAMÜRSEL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1993 249 Davacı Botaş AŞ vekılı tarafın- dan davalı Osman özer ale>hıne açılan tescıl da\asınm japılan du- ru^ması sırasında Davalının gostenlen adresıne teblıgat çıkarülmış. tanınmadı- ğından bahısle bıla teblığ lade edilmiş olup yaptınlan zabıta araştırması sonucu adresı tespit edılemedığınden ılanen tebligat yapılmasına karar \enldığınden; Davalı Osman Özer'ın duruş- manın atılı bulunduğu 15.6.1994 gûnü saat 15.20'de mahkemede haar bulunması ve>a kendısını kanuni bir temsıla ile temsil ettır- mesı. aksı halde yarjplamanm yokluğunda v-ûrütüleceğı dava dı- lekçesı yenne kaım olmak üzere ılanen teblıe olunur. 18.3.1994 Basın 25700 TÇ KARAMÜRSEL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1993 263 Davacı Botaş AŞ vekılı tarafın- dan da\alı Mustafa Ancan ale\- hine açılan tescıl davasının yapı- lan duruşması sırasında. Davalı adına çıkanlan teblıga- tın bıla teblığın ıade edıldığı, vapı- lan zabıta araştırması ile de adre- sinın tespit edilemedığı anlaşıldı- ğından davalı adına ılanen teblı- gat yapılmasına karar venldığın- den: Davalı Mustafa Ancanın du- ruşmanın bırakıldığı 15.6.1994 günü saat 14.35'te mahkememız- de bızzat hazır bulunması ve\a kendısinı bır vekılle temsıi ettır- mesı, aksi halde yargılamanın yokluğunda yürütüleceği dava dı- lekçesı yenne kaım olmak uzere ilan olunur. 18.3.1994 Basın: 25702 HALKIMIZAÇAĞRI Laık cumhurİNetimizin kurucusu M. Kemal Atatürk tara- fından kurulmuş bulunan Halkevleri. tüm gerici saldın. engel ve kapatma girişim ve uğraşlarına karşın 1932'den bu yana varlığını korumakta. cumhunvetin temel kurumlanndan biri olma ışlevini sürdürmektedir. Halkevleri ve Halkodalan adı ile kırsal ve kentsel vöreler- de yaktığı 'kültür ateşı' empervalist güçlenn. gencılığin. bağ- nazlığın. vozlaşmanın \e kırlenmenın voğun saldınsına kar- şın. halkımızdan bulduğu destek \e aldığı güçlc üçüncü dönemini vaşamaktadır. Laik. demokratik \esosyal hukuk devleti bıçıminde tanım- lanan cumhurnctimize yönelik saldınlann önünü komcnııı. bu türden saldınlan önlemenın \olunun. kültürcl \c sanat>al alanda varatıcı. üretken bireyı varatmaktan geçtığine ınanan Halkevlen.sızlerıyanına. üveoîmava. bulunduğunu/ \oreler- de Halkevı kurmava vc muddı destek vcrmcveçağırıvoruz. Yapacağınız bağışlar. HE. 12 04 1961 gıin ve 5 1066 savılı Bakanlar Kurulu kararı ılc kamuvu \ararh dernek olarak Lı- bul edıldiğinden. masraf \a/ılabılıı Ik'ti}inı udrcsı Gcnt,hk Cıiıldcsi A» 10" Aııııicpc l\k BuğışUınııı: nııı huııkıi lw\up mı I akı/Lır R<ıııkn\ı Kızıhh - ASKARA Şuhc\i20<rv2l nolıı lıcuıp ANAHTARBARda CEM KARACA CAHİTBERKAY \e YOLARKADAŞLARI ıle CLMARTESİ GECELERİ Binncı ıçkı 150.000.- Devamındakı içkıler 75.000.- KL RL ÇEŞME 2576788 Yazarların Evi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı El Cerrahisi ve Mikrocerrahı Sayın Op. Dr. ATtLLA ZENCİROĞLU'na başanlı parmak tedavimden dolayı teşekkürederim. OZANÖZARIKÇA AKT1F BANKACIUK SUPER ELECTRONIC TELE-İŞLEM TELECARD TtCARl TELECARD UNIVERSITY TELECARD GENÇ TELECARD FERDİ KREDİ OTOMOBİL KREDİSİ KONUT KREDİSİ KONUT GELİŞTİRME KREDİSİ DÛZENLİ ÖDEMELER STS SEYAHAT ÇEKİ TELEBANKA OTOBANKA ALOBANKA TELESERVtS TELEKASA TELE-AL1ŞVERİŞ TELE-FİRMA TELEZ4 BORDRO KASA24 HİSSE SENEDİ KREDİSİ VARL1ĞA DAYALI MENKUL KtYMET MENKUL DEĞERLER SlGORTA VtfORLDCARD UNrVERSITY VVORLDCARD BUS1NESS CARD EKSPRES KREDİ KREDİLİ MEVDUAT HESABI KREDİLİ TtCARl HESAP SUPERCARD SÜPERÇEK SÜPERHESAP ;Vr§£bAT_AK'SQV Telecard, insanlann, Yapı Kredi'nin sunduğu avantajlardan yararlanarak, daha kolay, daha rahat, daha çağdaş bir hayatyaşamalannı sağlayan olağanüstü bir imkândır. ERDEN ASLAN BASARA'J T1CARET Ticari Telecard, serbest meslek sahipleri ve şahıs şirketlerinin, Yapı Kredi'nin sunduğu avantajlardan yararlanarak. iş hayatlarındaki zorluklardan kurtulmalarını sağlayan özel bir imkândır. University Telecard, üniversiteli gençlerin, Yapı Kredi'nin sunduğu avantajlardan yararlanarak, daha kolay, daha rahat, daha çağdaş bir öğrenim hayatı geçirmelerini sağlayan özel bir imkândır. T E L E C A R D Genç Telecard, 12-17 yaşları arasındaki gençlere de Yapı Kredi hizmetlerinden yararlanma şansı veren, banka kavramının hayatlarına getireceği olağanüstü kolaylıklarla genç yaşta tanışmalarını sağlayan özel bir imkândır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear