14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 NİS AN 1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET2 SAYFA KULTUR Topluluğun 25 yıllık tarihi içinde bilinmeyen otuz parçası ikili albüm sette: 'Nightcap' Jethro TuH'ın 'gizli koleksiyonu' BURAK ELDEM Şu Ian Anderson gerçekten inanılmaz bir adam. Son dörl yıl içinde yalnızca bir tek "yeni albüm" yapmış olmasına karşın 25 yillık Jethro Tufl'un doksan- lardaki "değişim rüzgârlanna" dircncrek gündemde kalmasının sırn, hiç kuşku- suz Anderson'ın havayı iyi koklayan "iş- bilir" stratejilerinde saklı. Son bir yıl içinde bile geriye dönüp baktığımda satın aldığım ve önem verdi- ğim albümlerin arasında üçünün Jethro Tull imzasını taşıması, onun "müteseb- bis"liğinin güzel ömeklerinden biri. Us- telik bunlar ikiü, hatta dörtlii "box §et" denen albümler ve "yeni" çalışmalan de- ğil. eski parçalan ve bilinmeyen mater- yalleri içeriyorlar. Bu hızh iletişim trafıği içinde, radyolar, MTV. birbiri ardına yayımlanan albümler ve konserler var- ken eğer hala "Thick As A Brick"i, "A Passion Play"i, "Bource"yi dinliyorsak, bunu yalnızca o yapıtlann kalıcığıyla de- ğil, biraz da Anderson'ın "annesine rek- lamcı olduğunu söylemeyen"len bile kı- skandıracak nabız tutma yeteneği ile açı- klamak gerekiyor galiba. Tanınmayan parçalar bir arada Evet, onca Jethro Tull "box set"inden sonra bu kez de vitrinlerde iki kasetlik "Nightcap" çıkıyor karşımıza. Bu ikili albüm. topluluğun yıllardan beri stüd- yoda kaydettiği. ancak albümlerinde yer vermediği, dolayısıyla tanınmayan par- çalan bir araya getiriyor. Bu nedenle. bi- linmemelerinin verdiği bir "yeniliğı" taşıdıklannı söyleyebiüriz. Jethro Tull, son kez 1991"de "Catfish Rjang" albümüyle çıkmıştı karşımıza. Aynı yıl, bu albümün tanıtım tumesi kapsamında İstanbul'a da gelmiş ve fes- tival bünyesinde tam beş konser vermiş- ti. Denebilir ki, bir yıl sonra başlayan ve artık neredeyse alıştığımız stadyum kon- serleri fıkrini, o yaz beş gece üst üste Açı- khava'yı tıka bâsa dolduran Jethro Tull güçlendirdi fstanbul'da. Bir yıl sonra da, bu kez "A Little Light Musfc" adını ver- diği, Mozart'a gönderme yapan akustik turnesı için Ankara'ya geldi ve unutul- maz bir konser verdi. Özenle hazırlanmış kronoloji 1992 sonlannda bu turnede yapılan kayıtlar, ayru adb bir albümde toplaru- rken, Ankara konserinden de bir parça yer alıyordu. Bilgisayar ve ses örnekleyi- ci cihazlarla insan sıcaklığından iyice uzaklaşan yeni müzikal trandlardan bu- nalanlan yakalamayı iyi bilmişti Ander- son; başla da dediğimiz gjbı "havayı" iyi kokluyöfdn: Bu nedeulc tünıüyle akustik çalgılar üzerine kurduğu konseri ve bu konserin albümü, epey ilgi gördü. Tabii günün "best-seller" akımlanrun popülerliğiyle karşılaştınldığında biraz sönük kalıyor gibiydi bu ilgi ama, entelektüel dinleyici- 'i fethetmeyi başardığı için Jethro Tull *" ftajı hala güçlü olduğunu kanıtbyordu. 1993 yılında, karşımıza "The Very Best Of Jethro Tufl" çıktı. İki kaset (ya da iki CD) bu çarpıcı "box set"te bir ara- ya gelmişti. Özenle sınırlan çizilmiş bir kronolojiyi sunuyordu albüm seti; Jeth- ro Tull tutkunlannı olduğu kadar, top- luluğu yeni keşfeden bugünün gençle- rinin bir bölümünü de etkilemeyi ba- şarmışü. Ister istemez Anderson'ın iyi bir "sancı" ve "pazarlama uzmanı" ol- duğunu kabullenmek durumunda kah- yordunuz. Yeni bir şey yapmadıgı halde, önemli müzik dergilerinin gündemine Jethro Tull adını bir kez daha getirmeyi başanyordu çünkü. Aynca albümlerin sunuşunda. müthiş biralbeni vardı. Bu "albeni" meselesinin en uç örneği- ni, 1993 sonlannda gördük: Bu kez An- derson. Jethro Tull için çok özel bir "bo.\ set" hazırlarnıştı. Dört CD'den oluşan ve "25. Yıl Özel Albümü" olarak anılan bu paket. müzik endüstrisinde örneği çok az görülen bir çabşmaydı. Dört CD'nin ilki, klasik Tull hitlerine aynlmıştı ve gerçekten çok başanlı bir şeçimle bir araya getırilmişti parçalar. İkinci CD'de. 1970 yılında topluluğun Madison Square Carden'de verdiği muhteşem konserin kayıtlan yer alıyor- du. Üçüncü disk, bilinen parçalann farklı mikslerini bir araya getirirken, dördüncüsünde Jethro TuU'ın yirmı beş yıl boyunca dünyanın değişik ülkelerin- de verdiği konserlerden seçmeler vardı. Dostlann seveceği gece takkesi Ama bunlarla bitmiyordu bu özel pa- ketin cazibesi: Büyük boy, kapsamlı bir kitapçık da dört disk ile birlikte dinleyi- ciye sunuluyordu. Bu kitapçıkta hem topluluğun tarihiyle ilgili bilgilen bula- biliyordunuz, hem de tüm albümlerinin tanıtımını. Müzik basınında TuU'ın ya- rattığı yankılar da gazetc ve dergi kupür- leriyle veriliyordu. Smırlı sayıda Türki- ye'ye de ithal edilen albüm seti, birkaç gün içinde tükendi ve yeniden sipariş edilmesi gerekti. Bugünlerde Jethro Tull, yeni albüm ü- nün hazırlıklannı tamamlamakla uğ- raşıyor. Ama biz tam bu albümü merak- la beklerken. Anderson bir sürpriz daha yaptı ve "Nightcap"ı hiç beklenmeyen bir dönemde piyasaya çıkardı. Jethro Tull hayranlan için heyecan verici bir yapıttı bu ikili albüm seti; çünkü 25 yıllık tarihi içinde topluluğun bilinmeyen otuz parçasını dinleme olanağı veriyordu. "Bugüne dek vayımlanmamış bu kayı- tlan bir ara\ a getiren koleksiyon, parça- lann varlığını öğrenen hayranİarın >oğun istekleri sonucu. bu derlemejle sizlere ulaşıjor. Bugüne dek sriid\o albümlerinin çoğunda, albüm kapsamı dtşında kalan, stğdırılama\an en azbir ya da iki parça oMu. Bu parçalann albümlere alınma- masının nedeni bazen diğer 'kardeşlerine' çok benzemesi olurken, bazen de onlar- dan belirgin ve kulağın fark edeceği dü- zeyde farklılaşmasıvdı. Paris yakınlan- ndaki Chateau D'HeroırtüVde 1973 yılında yapılan kavıtlar sırasında teknik problemler vaşamnca. topluluk prodüksi- yonu tamamlamadan İngiltere'ye döndü. Izteyen günlerde burada yaptığımız Chateau D'Herouvilie kayıtiannı kullan- maktansa, sizlere daha özel, daha farklı bir albüm sunmak istedik ve 'A Passion Play'i yaptık. Ama o kayıtlar, şimdi işte burada. Herkes için cazip bir fincan çay değil belki ama, >astığa kafasını koyup yeni düşiere daJmadan önce son bir keyif bekleyen eski dostlann seveceğini sandığıııuz bir gece takkesi." Anderson iyi bir tüccar Ian Anderson. "Nightcap"in albüm kapağma yazdığı notta bunlan söylü- yor. Gerçekten de, bu otuz parçayı din- lerken, alıştığınız Tull lezzetini bula- caksınız. Eğer iki kasetten yalnızca birinı almak isterseniz. kendi adıma size ikinci' sini öneririm. Baştan sona bir progres- si ve rock ziyafeü. Jethro Tull hayranlan için son bir notum daha var: Eğer birileri size Anderson'un "eskicilik" yaptığını ve bu albümün "demode" olduğunu söy- lerse, sakın kulak asmayın. Evet. adam "tüccar" ama, iyi bir tüccar. Hiç değilse sattığı mal kaliteli. Kültür Senisi - Çağımızın en büyük viyolonselcilerinden iki- sinın, Heüırich Schiffile Andre Navarra'nın öğrencisi, günümüzün önde gelen genç çellistlerinden Jiri Barta Türkiye'de iki konser ve- recek. 1964 Prag doğumlu Çek çellist, Philsa'nın konuğu olarak önce 7 nisan perşembe günü saat 20.30'da TÜBİTAK Salonu'nda Uluslararası 11. Ankara Müzik Festivali kapsamında çalacak. Bar- ta'nın ikinci konseri ise 10 nisan pazar günü 20.30'da fzmir'de Türk-Amerikan Derneği salonunda gerçekleşecek. Jiri Barta, Slovak Filarmoni Orkestrası üyelerinden pıyanist Marian Lapsansky eşliğinde vereceği konserlerde müziğin dört de- ğişik döneminden yapıtlar yorumlayacak. Barta'nın konserlerinde Johann Sebasrian Bach'ın (1685-1750) Çello fçin 2 Nolu Re Majör Süit'ini. Johannes Brahms'ın (1833-1897) Piyano ve Çello İçin Fa Majör Sonat'ı izleyecek. Konserlerin ikinci yansında ise Rus beste- ci Alfred Schnittke'nin (1934) 1978'de yazdığı Çello ve Piyano İçin Sonat'ı ile Claude Debussy'nin (1862-1918) Çello ve Piyano İçin Re Majör Sonat'ı yer ala- cak. İlk müzik dersle- rini almaya 9 yaşmda başlayan Jiri Barta, Prag Konservatuvan ile müzik akademisini bıtirdikten kısa süre sonra üstün yeteneğiy- le müzik dünyasının dikkatini çekti. 1986'- ^ ı Salzburg Mozarte- um Yaz Akademisi'- nin bursunu kazandı- ktan sonra 1987'de Heinrich Schiffin Al- manya'daki lisansüstü sınıfına davet edildi. Ardından Andre Na- varra ile çalıştı. Chigi- ana'da her yıl en yete- nekli öğrencilere veri- len ödüle değer görül- dü. 1988-89"daiseAl- manya'nın Lübeck kentinde Boris Perga- menschikovv'un lisan- süstü sınıfına kaüldı. 1989 Barta için parlak bir yıl oldu. Pisek kentinde düzenlenen Ulusal Gösteri Sanatlan Yanşması'nda büyük ödülü alan Barta böylece ülkesi Çekoslovakya'da kendi kuşağmın önde gelen çellisti olduğunu kanıtladı. Aynı yıl, genç çellistlerin değer görüldüğü en yüksek onurlardan biri sayılan Los Angeles'taki 'Piatigorski Çello Semineri'ne davet edildi. Gene 1989"da ülke dışındaki ilk konserini veren Barta. Almanya'da Dortmund Filarmoni Orkestrası eşliğin- de çaldı. 199 l'de Barta ABD'de Los Angeles'taki Güney California Üni\ersitesi'nin Rostropoviç-Hammer ödülü'ne; Avrupa'da. Av- rupa Müzik Özendirme Ödülü'ne: ülkesinde de Çek Eleştirmenler Ödülü'ne değer bulundu. Klasik, barok ve romantik bestecilerin yanı sıra çağdaş müziğe de büyük bir yakınlık duyan Barta bugüne değin Petr Eben gibi günümüz Çek bestecileriyle yoğun bir işbirliği içinde çabştı ve birçok çağdaş yapıtın ilk seslendirilişini gerçekleştir- di. Prag Senfoni Orkestrası, Janacek Filarmoni Orkestrası ve ünlü Suk Oda Orkestrası gibi önde gelen Çek topluluklan eşbğinde sü- rekb konserler veren genç viyolonselci Almanya, Rusya ve Ayus- turya'nın tanınmış orkestralan eşliğinde de çaldı, İspanya'da, İtal- ya'da, ABD'de birçok resital verdi. İlk CD'si bugünlerde Avrupa'- nın ünlü plak şirketlerinden Supraphon tarafından piyasaya sunu- lacak olan Barta. geçen yıl ABD'de Glendale Senfoni Orkestrası eşliğinde verdiği konserle büyük övgü aldı. Lalo Schifrin'in yönet- tiği orkestra eşliğinde Dvorak'ın Viyolonsel Konçertosu'nu yorum- layan Barta'yı Los Angeles Times "ın müzik eleştırmeni Daniel Cari- aca şöyle değerlendırdi: "Parlak ve görkemii bir yorum. Teknik açı- dan kusursuz, müziksel yönden çekici. etkikykd ve şairane..." UlusalMacarmüziğinin iki büyük yaraüaa: Bartok, Kodaly ÜSER BİRKAN Etkikyici veşairane Izmir'de geçen haftanın müzik etkinlikleri, Macar halk müziğini evrensel çok sesb müziğin kab- plan içinde işleyen iki büyük ya- ratıanın. Bartok'la Kodaly'nın yapıtlanyla seçkinlik kazandı; Izmir DSO'nun konserinde (1-2 nisan) Bela Bartok'un (1881- 1945) 'Orkestra Konçertosu". vi- yolonselci Ümit tşgörür'ün resita- linde Zoltan Kodaly'nın (1882- 1967) "Solo Viyolonsel İçin So- nat'ı seslendirildi. Adamakıllı güç bir uğraş Bartok'la Kodaly. ülkelerinin halk müziği gereçlerinı derleme çalışmalannda, 1905 yılında bu- luştular; ömürleri boyunca etno- müzikoloji alanında çalıştılar. Bu arada Bartok. 1936'da ülkemize de geldi, Ankara Üniversitesi ile Ankara Halkevi'nin çağnbsı ola- rak konferanslar verdi. Çukuro- va'da bir derleme gezisi gerçek- leştirdi. Bu çalışmalarda ona. 29 yaşında genç bir bestecimiz Ad- nan Saygun eşlik etti. Bela Bartok, halk müziği ge- reçlerinin çok sesli yapıtlarda kullanılması ile ilgili olarak. bir makalesinde şunlan belirtiyor: "Halk ezgilerini işlemek, ada- makalh güç bir uğraştır, Daha da ileri giderek, şöyle diyeceğim: Halk havalanndan yararlanarak çalışmak, baştan aşağıva özgün bir koca senfoni bestelemek kadar güçtür. Halk ezgilerinin bir sanat yapıtı biçimine sokulması işi. nasıl heriıangi bir beste vapabilmek için bir 'düzenleme ustalığı". 'esin bol- luğu' gerekliyse, işte onlan ge- rektirir." Son bestelerinden biri Bartok. Orkestra Konçer- tosu'nu 1943 yıbnda. ömrünün son beş yıbnı geçirdiği New York'ta besteledi. Bir yandan, vücudunu saran kanser illetiyle, öte yandan parasızbkla uğraş- makzorundaydı. Yapıt. biraz da ona parasal destek sağlamak üzere. Kousse- vitsky Vakffnca ısmarlandı; ilk Bela Bartok,yaşamı boyunca etno- müzikoloji alanında çalıştı. olarak 1944"te. bu ünlü şefın yö- netimindeki Boston Senfoni Or- kestrası'nca seslendirildi. Yapıtın kazandığı büyük başan üzerine. Bartok'a birçok yeni beste ısmar- landı; besteci. bunlann ancak bir- kaçıni çıkarabildi ortaya; 1945 yılının 26 Temmuz günü de va- şamdan aynldı. Bartok. "Orkestra Konçertosu' adb yapıtım şöyle açıkbyor: "Yapıtımda. ikinci bölümün şakacı havası bir yana bırakılırsa, sert ve acımasız ilk bölümden, üçüncü bölümün hüzünlü ölüm şarkısına, oradan da finalin iyim- serliğinc derece derece geçiş söz konusudur... Yapıtın başlığı, çalgılann teker teker, 'concertante' biçemde işlen- diğini anlatır. Çalgılann virtüozite kapsamı içinde işlenmesi yöntemi, sözgeümi, birinci böhjmdeki geli- şimde (fugato), ya da finalde ana temanın surekli detinim biçiminde sunulmasında. özellikle de. çalgı- lann ikili birleşmelerle. birbirinin ardından. parlak solo geçişleriyle ortava çıkışında belirgindir." 1 nisan konserinin. kendisinde değil zaman ayıramadığım için. aynı gün yapılan genel provası- nda bulundum. Polonyab genç şef Marek Piarowski'nin yöneti- minde İzmir DSO. Bartok or- kestrasyonunun incelikleriyle baş etme çabasında yolu yanlamış görünüyordu. Sanınm. birkaç prova daha yapılsaydı. 'Orkestra Konçertosu', bu Sirtüöz' orkest- ralar için yazılmış yapıt daha iyi otururdu yerinc. Konserin solisti. İzmir DSO'nun >eni kazancı trompetçi Gökmen Noyan, Jo- seph Haydn'ın Trompet Konçer- tosu'nu doğru, temiz. nüanslı bir yorumla seslendirdi. ViyolnselciÜmit İşgörür Zoltan Kodalv'nin 'Op. 8 Solo V'iyolonsel Sonatı", bu çalgı için yazılmış en özgün. inanılma- yacak ölçüde güç yapıtlanndan bıridir. Macar müzikçi. 1915 şı- lında bestelediği bu 'demir leb- lebi'dc. vıyolonselın cn üst scsin- den en dipteki sesine vanncaya kadar. bülün 'registre'lerini su- nar dinleyıciye: çekici sonoriteler. bileşımler elde eder; seslendirme alaninı genişletmek üzere. çalgının akort sisteminin değişti- rilmesini ister solistten. ABD'de. Michigan Üniversi- tesi'ndeki eğitimini bitirerek, ge- çen yıl ülkemize dönen. genç vi- yolonselci Ümit İşgörür. bütün bu amansız güçlüklerin altından kalkmasını bildi; müzik cümlele- rini bütün açıkbğıyla. ber- raklığıyla sunmada, phınlan ayırt etmede. nüanslan belırlemede, soluğunu ayarlamada ulaştığı us- talıkla. benzeri az bulunur bir ses- lendirme elde etti. İzmir Türk- Amerikan Derneği'ndeki resita- lin öteki yapıtlannda ise piyanist Güiser Eryümhî'nün (ne yazık ki. derneğin o kötü piyanosunda yeterince değerlendirilemeyen) desteğiyle. nitelikli. değişik, zen- gin, renkb bir program sundu. • • • < DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FUAT Ekmek Partisi Demokrasimizin ilk yıllarında çok yaygın bir söz vardı: Dar gelirli kimselere, "Oyunu hangi partiye verecek- sin?" diye sordunuz mu, "Ekmek Partisi'ne!" yanıtını alırdınız. Halkımızçokseverdi bu kullanışlı şakayı. "Kul- lanışlı", çünkü bir değil, birçok işe yarıyordu. Bir kere konuşmanın havası hemen yumuşuyor, ge- çim kaygısının ortak alanında anlayışlı bir gülümseme alışverişine giriliyordu. Bu arada içinde bulunduğunuz çetin yaşam koşulla- rından yakınma gereksiniminiz karşılanıyordu. öte yandan açığa vurulmayan bir övünme de söz ko- nusuydu: Her şeye karşın kendinizi, ailenizi ayakta tut- manın başarısı az şey mi!.. Sonra hangi partiye oy vereceğinizi açıklamak istemi- yorsanız, karşınızdakini kırmadan sorusunu yanıtsız bı- rakmış oluyordunuz. İki küçücük sözcük, ama ne çok iş görüyor... Bitti sanmayın!.. Dahası var!.. Şöyle deniyordu bu iki küçücük sözcükle: "Arkadaş, ben çoluk çocuğumun ekmeğini kazanma- ya uğraşıyorum, siyasayla, partilerle oyalanacak halim mi var!" Ya da şöyle: "Gelen de bir, giden de, boşuna kendini kandırma, sen ekmeğini kazanmana bak!" Yadaenkestirmesi: "Siyasa karın doyurmaz!" Yıllar gelip geçti. Demokrasiye alıştık. iyi yanlarını da, kötü yanlarını da gördük... Demokrat Parti seçimleri kazandığmda, Anadolu'da, "Ankara 'da paşa değişmiş, essah mı?" diye soran yurt- taşlarımız vardı; bugün televizyonlarda her şeyi, diyelim oyların çöplüklerden toplanışını, bütün Türkiye aynı an- da izliyor... Çokyol aldık.. Bu arada siyasa öyle karınlar doyurdu ki, artık kimse oyunu Ekmek Partisi'ne vermiyor. Köşeyi dönme parti- leri ağır basınca Ekmek Partisi kapandı. Ya da şaka dün- yasından gerçek dünyaya geçti mi demeli!.. Inanılır gibi değil, bugün, siyasa adamları halktan oy toplayabilmek için dürüst insanlar olduklarını, rüşvet al- mayacaklarını, para yemeyeceklerinı, yolsuzluklara karışmayacaklarını söylemek zorunda kalıyorlar... Namus sözü mü verilecek, Kuran'a el basılıp yemin mi edilecek, herhalde yakın bir gelecekte bu işin tören- sel birçözümü bulunur... Halkımızın adaylarda dürüstlük araması da -gerçek- ten arıyorlarsa- çok ilginç... Daha birkaç gün önce, bir başkan görevi devralırken belediyesinde çalışanlar için aşağı yukarı şöyle sözler etti: "Kimse tedirgin olmasın, kimseyi işinden etmeyece- ğim, ama hiçbir iş yapmadan, aydan aya gelip maaş alanlar varsa, onların gözünün yaşma bakmam..." Demek ki bazı belediyelerde böyle bir uygulama var: Başkanlar kendi partilerinden olanları işe alıyor, kimile- rini de çalışıyormuş gibi gösterip aylığa bağlıyorlar. Yıllardır devlet kuruluşları için söylenir bu tür şeyler, kötülüğü de bilinir, ama nedense önlenemez... Böyle davranan belediye başkanlarının dürüst insan- lar olmadıkları açık, ama o hiçbir iş yapmadan aylığa bağlananlar dürüst mü? ,, ' Halk dürüstlük istiyor... Dürüstlüğe oy veriyor..." Buradaki "rta/>f"sözcüğü, herhalde, "Ulusunaydınlar ya da resmigörevliler dışında kalan bölümu" anlamına geliyor. Belediye başkanları aydın ya da resmi görevli diye- lim, tamam, hiçbir iş yapmadan aylığa bağlananlar da mı aydın ya da resmi görevli? Hayır, ama, onlar da partili... Peki, resmi görevlilere para yedirerekyasalara aykırı işler yapanlar, her alanda kişisel çıkarları için bin bir do- lap çevirenler, devleti, bankaları dolandıranlar. kaçakçı- lar, büyüğünden küçüğüne hırsızlar, üçkağıtçılar vb, hepsi aydın, resmi görevli ya da partili mi? "Halk dürüstlük istiyor... Dürüstlüğe oy veriyor..." di- yenlere inanmak kolay değil. Bir ulus aydınları, resmi görevlileri, onların dışında kalan bölümleriyle, daha doğru bir söyleyişle, bütün sınıfları, ara tabakalarıyla. içinde yaşanan toplumsal düzenin damgasını taşır. Biz de, hep birlikte, ister istemez, bu çarpık düzenin damga- sını taşıyoruz. Bence, herkes dürüstlüğü önce kendisinde aramalı... 'Ortaçağ'dan Doğu ve Batı MüziğV konseri Külrür Senisi -İngiliz topluluk Sirinu. Eskişehir'de Anadolu Üniversitesi Toplantı Salonu'nda "Ortaçağdan Doğu ve Batı Müziği" konseri verecek. Anadolu Üniversitesi ve İngiliz kültür heyetinin işbirliği ile düzenlenen konser. yann saat 20.00'de başla_\acak. Sara Stowe(soprano,klavyeliçalgılar). Henry Stobart(tlavtave diğer üflemeli çalgılar). Mtlhew Spring (lavta ve eski gitarlar, latarna) ve Jon Banks'dan (arp ve çeşitli üflemeli çalgılar) oluşan 4 kişilik İngiliz topluluk Sirinu. daha önce Izmir. Bursa ve Istanbul'da konserler vermişti. Topluluk. konserde. 13. yüzyıl ortalanndan, arp. keman ve flavta gibi geleneksel Batı çalgılannın eşliğinde Trubadur şarkılanndan seçmeler: doğudan esinlenmiş ama Batı prensiplerine göre geliştirilmiş enstrümantal danslar olan "estkampies"Ter; 15. vüzyıldan ""Llibre Vernell"in kutsal şarkılan ve "Burgundiya" şarkılanndan örnekler seslendirecek. Sirinu topluluğu, daha sonra Ankara, Adana ve Mersin'de de konserler verecek. Kayseri4. Kültür ve Sanat Haftası KAYŞERİ (AA)- Kayscri Valiliği ile Erdyes Üniversitcsi Rektörlüğü tarafından ortaklaşa düzenlenen "Kayseri 4. Kültür ve Sanat Haftası" 4-9 nisan tarihinc kadarçeşitli ctkinliklerle kutlanıyor. Bugün "Kayscri'dc Arkeoloji vc Sanat Tarihi Paneli". yann ise "Halıcıbk Paneli" yapılacaktır. Kayseri 4. Kültür ve Sanat Haftası çerçevcsinde aynca bugün aşıklar atışması yapılacak. yann da Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü sanatçılan bir konser \ erecek. Cuma günü ise Sabana Kültür Sitesi'nde Anadolu Üniversitesi Halk Danslan Topluluğu bir gösteri yapacak. Hafta. Erciyes Üniversitesi önüne ağaç dikimi ve Mimar Sinan'ın doğum yeri olan Ağırnas'ta ölümünün 406. yılı münasebetiyle yapılacak konuşmalar, folklorgösterileri. oyunlar ile sona erecek. 'Çılgın Sonbahar' Kadıköy 'de Kültür Senisi - Dormen Tiyatrosu. "Çılgın Sonbahar" adb oyunu bugünden itibaren Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde sergiliyor. Orta yaş bunabmına giren bir erkeğin kendini ispatlamak için çocuğu olacak yaştaki sevgilisine. kansı ve oğlunun tepkileri ve babayı eve döndürmek için yapılan ilginç entrikalan anlatan bir Fransızkomedisi. Pierretto Bruno'daridilimizeçeviren ve yöneten Gencay Güriin. Dekorlar Nilgün Gürkan, kostümler Güler Yiğit imzasını taşıyor. Oyunda roller Nevra Serezli, Metin Screzli, Hakan Ökten. Cem Davran ve Şebnem özinal tarafından paylaşılıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear