14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CumhuriyeC İmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: özgeı Acar •Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetijıkaya • Genel Yayın E>aruşmanı: Orhan Erinç • Yazıişlen Müdürleri. tbrshini YıMız, Dinç Tayanç (Sorumlu),» Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kare • Görsel Yönetmen: Ali Acar #Diş Haberler: Er- gun Bakı • Ekonomi: Abdurrahmaıı YıJdırun • Istihbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberlen: Mehmet Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: AbdüJ- kadir Yücelman • Düzeltme: Abdullah YazKi Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbav •Haber Müdürü: Doğan Akuı AtatürkBul- van No.125, Kat: 4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020(7 HatJ. Telex 42344, Fax: 4195027 • Izmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H.Zİ>a Blv. 1352 S.2 3 Tel:44l 1220 Telex: 52359, Fax: 4419117 «Adana Temsilcisi. Çetin Yiğenoğlu İnönü Cd. ! 19 S. No: 1 Kat: 1, Tel: 3522550-3522601-3522492, Telex: 62155, Fax-3522570 Müessese Müdürü: Erol Erkut •Koordinatör: Ahmel Korufcan • Muhaset*. Bötent Yener • Idare Hüseyin Gürer • Işletme: önder Çeük • Bılgı-lşlem: Nail Inal •Bilgısayar Sistem: Mûriivet Çiler •Reklam: Reh» Işrtman Yıyaırfıyan rt Beuc Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın vc Yavıncılık A.Ş. TürkocağıCad 39 41 CağaloğJu 34334 Ist PK 246IstanbulTel (0 2l2)5l2O5O5(2Ohal)Telex 22246. Fa» (0 2I2)51?K595 2INİSAN1994 İmsak:4.35 Güneş: 6.09 Öğle 13.10 İkindı: 16.54 Akşam: 19.56 Yatsı: 21.24 Yeşillepden İstanbul'a destek •STRASBOL RG (AA)- Avrupa Parlamentosu'ndaki Yeşil Grup üyesi parlamenterler tarafından hazırlanan bir karar tasansında, İstanbul Boğazı'ndan petrol ve kımyevi madde taşıyan gemilerin geçişinin yasaklanması istendi. Avrupa Parlamentosu'nun bugün yapılacak "aciller gündeminde" tartışılarak oylanması beklenen karar tasansında, 12mart tarihinde meydana gelen tanker kazası sonucunda 18 kişinin hayatını kaybettiği ve İstanbul'un büyük bir tehlike atlattığı hatırlatılıyor. Sekreterler stres attı • İstanbul Haber Servisi- İş ve ekonomi dünyasınm \ azgeçilmez. ancak görünmeyen kahramanlan olarak nitelendirilen sekreterler The Marmara Otcli'nde, kendilen için düzenlenen kokteylde stres attılar. The Marmara Oteli'nin, sekreterler arasındaki sosyal dayanışmayı güçlendirmek amaayla otelin Taksim Salonu'nda düzenlediği ••Sekreterler Günü"nde, ayrıca AyşeTakı Galerisi'nin Meksikalı ünlü kadm ressam Frida Kahlo'nun arusına hazırladığı "Frida'nın Gözyaşlan" temalı takılarda sergilendi. (Fotoğraf: MUHARREM A YDIN) Çocuk ihtiyaçları fuarı • İstanbul Haber Servisi - İhlas Fuarcıhk tarafından düzenlenen Uluslararası Çocuk İhtiyaçlan Fuan (Çocuk "94) dün açıldı. Mecidiyeköy FM Kültür Merkezi'nde düzenlenen fuann açıhşında, Özel Şevkat İlkokulu öğrencileri, mehter marşı gösterisi yaparken fuarda türbanlı çocuklann çokluğudikkatçekti. Elektronik'94 toplantısı • Haber Merkezi - Yeni Günaydın gazetesi tarafından düzenlenen '" Elektronik "94 toplantısı" yapıldı. Toplantıda bir araya gelen elektronik sektörü temsilcileri. ekonomide son dönemde yaşanan krizin elektronik sanayine etkilerini ve çözüm önerilerini tartıştılar. Toplantıya Vestel, Netaş, Siemens temsilcilerinin yanı sıra birçok elektronik firmasından temsilciler katıldı. Macaristan'a Kanuni anıtı • ANKARA (AA)- Heykeltıraş Metin Yurdanur tarafından yapılan "Kanuni Sultan Süleyman Anıtı". Kanuni'nin 500. doğum gününe rastlayan eylül ayının îîk haftasında Macaristan'ın Zigetvarkentindeki Türk-Macar Dostluk Parkı'na yerleştirilecek. TÜRKSAT temmuzda • ANKARA (AA)- TÜRKSAT 1B haberleşme u> dusu, 12 temmuz salı günü Fransız Guyanası'ndan Arine füzesiyle uzaya fırlatılacak. TÜRKSAT I B'nin uzaya fırlatısında "yol arkadaşı" BRASILSAT Bl haberleşme uydusu olacak. Her iki haberleşme uydusu, Ariane füzesinin 66. fırlatılışında uzaya gönderilecek ve daha önceden belirlenen yörüngelerine oturtulacak. Taksim'e cami projesi, siyasi amaclı OKTAYEKİNCt / mar hukukumuza göre bütün yapılarla birlikte cami inşaatı da 'ruhsata tabidir.' Yani, belli imar ku- rallan içerisinde yapılabilir ya da yapılamaz- lar. Bu kuraliar arasında en önemlisi ise inşaat yapılmak istenen arsanın 'imar durumu- dur'. Yani. o kentin ya da o bölgenin imar planında. yine o arsa için öngörülen kul- lanım karannın ne olduğu- dur. Eğer -sözgelimi- yeşil alanda kalıyorsa. imar du- rumu 'bina yapılamaz' demek- tir. Ya da -yine sözgelimi- ticaret, sanayi vb. gibi kullanı- mlar için aynlmışsa. bu kez de imar durumu "konut, cami, okul vb. yapılamaz" anlamına gelir. İmar planlan, bir kent ya da bölgedeki tüm arsa ve arazile- rin. öncelikle 'kamu yararı gözetilerek' kullanılabümesi- ne dönük imar koşullannı be- lirlediğinden. imar durumuna uygun' inşaat yapmak da •sağlıklı kentleşme için vazge- çiimez bir ön koşuldur. Kent- lerin kişisel ya da 'siyasal' bek- lentilere göre değil. uygarlığın gereklerine ve toplumun genel çıkarlanna göre gehşebilmesi de ancak bu ilkeleri gözeten imar planlanyla sağlanabi- lir... Ne var ki bu genel ve 'yasal' kuraliar, yüzde 50'sinden fazlası kaçak yapılaşan kent- lerimiz için artık geçerli değil. Hele İstanbul gibi, SİT alan- lan bile ruhsatsız inşaatlara acıkça teslim edilen bir metro- polde, toplum yaranna ve uy- garca bir imar düzeninden söz etmenin, neredeyse olanağj bile kalmamış durumda. Özellikle son yerel seçimlerin hem önçesinde hem de son- rasında İstanbul. ruhsatsız in- şaatlann 'kent bütiinünde' ege- menliklerini ilan ettikleri bir yasadışı yerleşmeye dönüştü. 'Ruhsat'. yani İzin' kuralı çoktan unutulduğundan. 'imar durumu' kavramı da artık terk edildi. Dolayısıyla, 'planlı kentleşme' denen. o bir türlü erişemediğimiz çağdaş anlayışton da tümüylc uznk- laşılmaya başlandı... Şimdi. böyle bir kentte. yönetimi yeni devralan bir be- lediyenin önüne ilk sürülen proje "Taksim'e cami" olu- yor. Daha doğrusu. gündeme getınlen ilk imar planı dfizen- lemesi', Taksim Meydanı'na büyük bir cami yapılmasını öngörüyor. İlk 'nıhsath' cami TENEKE MİNARELİ GİRİŞİM - Taksim'e ca- mi projesinin öncü tasarımını, meydanın hemen ke- narında mescid olarak kullanılan binanın çatısına dikilen bu "teneke minare" oluşturuyor(solda). Taksim Camisi projesi için de bugün açık otopark olarak kullanılan yer düşünülüyor. IŞeriat zafer anıtıistiyor!I Aslına bakıhrsa, eğer Tak- sim'e büyük bir cami yapılır- sa, bu belki de son yıllarda İstanbul'da inşa edilen ilk ve tek ruhsatlı cami yapısı' ola- cak. Çünkü İstanbul, sadece kaçak yapılaşmanın değil. 'kaçak cami inşaatlarının' da patlama gösterdiğı bir döne- mi yaşıyor. Üstelik, çevrele- rindeki ruhsatsız binalann da 'güvencesT olarak 'önceden' dikilen ve onlan laik devlete karşı 'koruyan' cami inşaatla- nyla... Ne var ki Taksim Meydanı. ne Yenibosna'ya benzer ne Sultanbeyli'vc ne de Kağıt- hane'ye. İstanbul'un bu 'her yönûyle planlannuş' ve herke- sin gözünün önünde duran kent merkezine. elbette ki 'ka- çak cami' dikmek oldukça zor. Mutlaka yasal kurallara uymak gerekiyor. İmarla ilgili belediye yetkilerini. yine yasal kurallara uygun olarak kul- lanmak gerekiyor. Ve eğer şe- hircilik ilkeleri. imar hukuku ve planlama kararlan böylesi bir projeye olanak sağla- mıyorsa, Sazgeçmeyi' de şim- diden göze alabilmek. kabul- lenmek gerekiyor. Kuşkusuz, Taksim'e cami projesi. aslında kentsel bir ge- reksinmenin ürünü değil. Yö- rede hem yeterince cami var hem de bu camilerin çoğu cu- ma namazlannda bile zor do- luyor. Aslında bu proje -tıpkı Ayasofya'nın ibadete açılması gibi- 'siyasi bir proje'. Nite- kim, onca cami varken son birkaç yıldır cuma günleri açık otoparkın çıkışındaki 'sokakta" ısrarla namaz kılınması. bu si- yasetin gösteriye dönüşmüş tezahürünü' oluşturuyor. Aynı yerdeki küçük mesci- din damına dikilen. tenekeden yapılmış 'minare makeri' ise görenlerin şöyle dü- şünmesini bekliyor: "Demek ki burada bir camiye ihriyaç var. Böyle uydurma minareyle değil, Tak- sim'e yaktşır bir camiyle bu isteği karşıla- mak lazım..." Neden Taksim Meydanı? Projenin 'siyasi içeriğini' gösteren geliş- meler, elbette ki sokak ortasında kılınan toplu namaz ya da giderek Taksim Me> - danı'na egemen olmak isteyen 'namaz gösterileriyle' sınırlı değil. • Demokrasiye ve laikliğe düşmanlık besleyen çevreler, İstanbul'da cumhuriyeti ve ilkelerinisimgeleyen Taksim Meydanı 'nagöz diktiler. Böylesi bir süreçîe cami projesinin temel işlevide ibadet değil 'işgal olacak... Şeriatçılann siyasi amaçlı olarak "Taksim'e cami" eylemleri yıllar önce başladı. 1989 yılında sular idaresinin arkasındaki so- kakta toplu namaz kılanlar bunun göstergelerinden biriydi... kuşkusuz tek başına yeterli ve etkili olmayacaktır. Bir yan- dan imar kurallanna uygun davranılması için gerekli hu- kuksal duyarlılık gösterilirken öbür yandan Taksim'e cami projesinin 'siyasi hedeflerini' de önemle dikkate almak gereki- \or. 'İşlevV ne olacak? Taksim'in 'Cumhuriyetçi kimliğini' yok etmek amaayla "mejdana hakim' bir cami inşa etmek ısteyenlerjn göz diktik- leri arsa. Sular İdaresi'nin ta- rihi duvan arkasındaki açık otopark alanı. Bu arsa, imar planında da otopark görünü- >or; \ani 'imar durumu' şımdi- îık bir camive olanak tanımı- >or. Olası değil Öte >andan. imar yasasın- daki kurallara uyulması duru- munda. imar planının 'otopark >erine cami' şeklınde değıştiril- mesi de pek olası görünmüyor. Çünkü yasal bir kural olarak. uopark-yeşil alan \b. gibi kul- anımlar, 'Yakın çevrede eşde- ğer ölçülerde yenisi düzenlen- meden' imar planlanndan kaldınlamıyor. Hele bir de bü- \ ük bir camiyle ortaya çıkacak 'ek otopark ihtivacının' da yine aynı \erde karşılanması yasa gereği... Bu düşünce. özellikle 1 Mayıs 1977*- deki katliamın ardından. ülkedeki hemen tüm ilerici kesimlerin Taksim'i '1 Mayıs Meydanı' olarak anmaya başlamasından sonra öne çıkmaya başladı. Yine Tak- îim'in aynı anda 'Cumhuriyet Meydanı' Dİması: İstanbul'da cumhuriyeti. Atatürk Lkelerini. L'lusal Kurtuluş Savaşımızı ve laik-demokratik-hukuk devletı ilkelerini "birlikte simgeleyen' anıtın da burada bu- lunması: bütün bu değerlere karşı olan şe- riatçı kesimlerin "Taksim'i ele geçirme '"düşlerini" belli başlı 'siyasi hedefleri' hali- ne getirdi. Taksım'e cami projesi de bu hedefın 'zafer anıtı' olarak görülmeye başlandı... Şimdı. bö\lesı bir aşamada. "Acaba imar mozuatı ne diyor?" tartışması da Evet. Taksim'e cami \apmayı İstanbul'- un en önemlı ve 'öncelikli' projesi olarak görenler. sonunda ya 'kaçak inşaat' >olu- nu seçecekler; (bu olamayacağına göre) y a da 'kdıfına uydunıp'. yok ettikleri otopark olanağını proje kapsamı içinde çözmeye uğraşacaklar. Ama bu. böyle bir projenin 'siyasi amaçlanm' hiçbir zaman örtemeyecek; gizleyemeyecek. Bu nedenle ve hele Taksim'deki son şe- riat gösterilerine de tanık olduktan sonra. asıl tartışılması gereken 'projenin mimarisi ya da güzelüği' değil. 'amacı ve işlevi' ol- malı. Bu koşullarda Taksim'e yapılacak bir caminin işlevi. kesinlikle 'cami' olmaya- caktır... Antalya 'daki ikizi, Amerika 'danyarın . uçaklagetirilecek Girlandlı lahitibekliyor Lahit,Antalya Miizesfne verflsin• Cumhuriyet'in yayını üzerine Amerika'daki Türk vakfına bağışlanan dört tonluk mermer lahit, "süresiz" sergilenmeküzere yann Türkiye'ye gönderiliyor. Şimdi, Kültür Bakanlığı'na düşen görev, bu değerli eseri Antalya'daki ikizinin yanına koymak... ÖZGEN ACAR _^^ _ ^ ^ er şey Damon Mezzacappa'nın "W~ W beklediği doerultuda eıderken 28 # # Eylül 1990'da Cumhuriyet'te ve ğ B E'kim 1990'da Nevv York'ta yayı- M M mlanan "Connoisseur" dergisinde - * • "^*" lahitin kaçınlış öyküsüne ilişkin haberlerım ortalığı kanştırdı. Bu haberler üzerine zamanın Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, "Karun Hazinesi" ve öteki davalarda Türkiye'yi temsil eden Nevv York'taki Amerikan avukatları- na talimat göndererek lahitin geri alınması konu- sunda gerekli çalışmalan başlattı. Bu aşamada. Türkiy e'nin önünde henüz çözüm- lenmemiş çok önemli bir sorun vardı. Lahitin bı- limsel olarak Anadolu'dan çıktığı ve esen Telli- Spıer ikilisinin pazarladığı kanıtlanıyordu. Ancak en önemli zorluk. bu lahitin Yunanıstan ve İtalya- dan gelme olasılığını çürütecek bir kanıtın henüz ele geçirilememiş olmasıydı. Bu nedenle Türk hü- kümetinin Nevv York'taki başanlı avukatlan dava açmakta tereddüt ıçındeydıler. Mezzacappa'nın kampında panik Bununla birlikte bu haberler Mezzacappa'nın kampında bir panik yarattı. Lahıtı 2 milyon dolara satmak ya da 10 milyon dolara vergiden düşüp para kazanmak olasılıklan bir yana. lahitin satın alınmasında harcanan 1 milyon doların üzenne bir bardak soğuk su içme tehlikesi de ortaya çıkmıştı. Aynca bir o ka- dar da mahkeme boyunca harca- nacak avukatlık ve dava masraf- lan da ışin cabasıydı Danışmanlan Mezzacappa'ya. bu işten kurtulmak için lahiti Brooklyn Müzesi'ne ba- ğışlamasını ve bunu vergiden düşmesini önerdiler. Mezzacap- pa. Brooklyn Müzesi'ne bağış için başvurd'u. Bunu öğrenince hemen. müze- nin yönetim kurulu üyelerinden iki kişiyi uyardım. Bunlardan bi- nni kendim tanıyordum. Bir baş- ka üye için de hatın sayılır bir or- tak dostumuz olan bir Amen- kalıyı devreye soktum. Brooklyn Müzesi Yönetim Kurulu'na bu iki saygın üye aracılığıvla şu mesajı ilettim. "Lahit, Türkiy e'den kaçırılmış bir eserdir. Henüz bu gerçek sap- tanmamış dahi olsa, antika piy a- sasının değimiyle, 'sıcak' bir eser- dir. Türkive. lahit üzerinde hak id- dia ettiği için Mezzacappa, bu du- rumdan kurtulmak amacıyla mü- zeyi kullanmak istiyor. Yönetim kurulu, bağışı kabul ettiği takdir- de, daha sonra Türkiye ile başı be- laya girecektir. Türkiye'nin aça- cağı bir davada, Brooklyn gibi saygın bir müze, kaçırılmış eseri banndırmak ve almak gibi bir suç- lahit ıçın vergi indinminc esas değerini 12 milyon dolar (yaklaşık 385 milyar TL) olarak gösterdiğı bildınliyor. Türk hükümetinin mali danışmanı Damon Mezzacappa. 1987'de I milyon dolara aldığı lahıtı. 1991'de 12milyondolaraeldençıkara- rak beş vılda 11 milyon dolarlık bir kazanç sağ- layıp mali danışmanlığının gücünü de kanıtlamış oldu. Nisan I992'de. Kültür Bakanı Fikri Sağlarve Anıtlar Müzeler Genel Müdürü Prof. Engin Öz- gen'ı Brooklvn Müzesı'ne götürerek o ana kadar görmedıklen bu lahiti kendilenne gösterdim. Ga- nptir kı. şu ana kadar genel müdürlükte lahit ile il- gili tek bir fotoğraf bile bulunmamaktaydı. Amenkan vergı yasalannın öngördüğü süre dol- duğu için lahitin mülkiyetine sahip "American - Turkısh Socıetv" adlı vakıf, "geçici ödünç sergile- me" yenni BrookKn'den alarak Türkiye'deki bir müzeye"'süresiz ödünç verdi. Lahiı bu nedenle vann uçakla İstanbul'agetırilivor. Burada Kültür Bakanlığı'nın önemli bir karar alması gerekiyor. Bu da. lahiti ikizkardeşinin yanına. yapıldığı topraklar olan Pamfilya'va ve dolayısıvla AntaKa Müzesi'negöndeımektır. Antalyalılann da. Pam- filya sanatının bu değerli eserine sahip çıkacaklan anlaşılıyor. Looser" 28 Eylül 1990tanhliCumhunyet'teGırlandhla- hıtın kaçınlışı hakkındakı oy kuy ü anlatırken, Nev- Türkiye'den Amerika'ya kaçırılan Girlandlı lahit, son dakikada bir değişiklik olmazsa yarın ait olduğu yere kavuşacak. TA. u Brooklyn bağışı reddetti Yönetim kurulu. ilk toplantıda , » , , başvuru hakkında karar almada bağlŞİayaraK 1 1 çekingenlık gösterdi. Kurul. Hniariilc V a ^ a n r daha sonra yaptığı ikinci top- uv-'mı ıııv. r\.cii^aıı\f lantıda. Mezzacappa'nın. bu cö- mert bağışını reddettı. Böylece Türkiye. istediğim şu sonucu elde etmiş oldu: Brooklyn gibi saygın bir müzenin böylesinegör- kemli ve çok değerli bir tarihsel ve sanatsal esen bağış olarak kabul etmediğini. Amenka'daki tüm müzeler. özel koleksıyoncular ve antıkacılar duy- muş oldu. Böylece arlık hiç kimse bu lahite talip olamayacak. satın almak ıstemeyecekti. Bu durumda Mezzacappa'ya yapılacak iki şey kalıyordu: Ya dört tonluk mermer lahiti alıp evıne sokmak ve Türkiye'nin açacağı davayı beklemek ya da bunu Türkıye'ye geri vermekti. Brooklyn Müzesi yönetımindekı tanıdığım üye aracılığıvla Mczzacappaya dolay lı olarak şu habe- n ilettim "Lahiti Amerika'daki bir Türk vakfına bağışlayıp güncel değerini vergi- den düşmek, kendisi için en ka- zançlı yol olacaklır." Bu aşamada. Nevv York'tan Türkiye'yedönmüştüm. Nasıl bir gelışme olacağını merakla bekli- yordum. Bir süre sonra beklediğim ha- ber. Ankara'ya ulaştı. Mezzacap- pa'nın avukatı Nevv York'takı Türk Başkonsolosluğu'na başvu- rarak "müvekkilinin lahiti Ameri- ka'da. vergi indiriminden vararla- nan bir Türk vakfına bağışlamaya hazır" olduğunu bildirmişti. urgut Özal döneminden bu yana T û r k hükümetininmali damşmanlığını yapan ve lahitin sahibi olan Amerikalı Damon Mezzacappa, eseri Türk Vakfına g zat Telli ile Londra'da 1989'da "Babylon" adlı tekstil firmasında yaptığım konuşmaya da yer ver- miştim. Bu konuşmanın bir paragrafı şöyleydi: "Nevzat, bir keresinde işitehdide kadar götürdü. Bir başka kez İngilizee olarak " Looser' dedi. Boşu- na kürek çekiyorsun. sen bu işi zaten kaybetmişsin" anlamında konuştu." Eğer Nevzat Telli. bu yazıyı okuyorsa. "Looseı*" olmadığımı bir kez daha anlamıştır. Büyük ağabe- yi rahmetli Nizamettin Telliağaoğlu'nun kaçın- İmasında rol oynadığı "Karun Hazinesi" ni de "Looser" dediğı kişi geri getirmedi mi? BİTTİ Amerika'da Türk vakfı Ancak sürenin kısalığından ve o andaki koşullardan dolayı yeni bir vakfın kurulamayacağı anla- şıldığından. .\hmet Ertegün'ün başkanlığını yaptığı Nevv \'ork'- taki "American Turkish Sociery" devreye sokuldu. Nevv York'takı Türk Başkonsolosluğu'nun diplomat- lan ile Türk hükümetinin başanlı avukatlan; Türk vakfının ve Mezzacappa'nın avukatlan ile birlikte günlerce çalışarak bağış anlaşmasını hazırladılar. Anlaşma. vergi indirim süresi- nın geçinlmemesi için 1991 yılının son günü yani 31 aralıkta ımzalanabıldi. Lahitin mülkıyeti bu vakfageçti. Bu arada Nevv York antika pi- yasasında. Mezzacappa'nın bu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear