Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 15ŞUBAT1994SALI
12 DUNYADAN
Demokrasiyegidenzorluyol
Eski komünist ülkeler demokrasinin îemel taşı olan çokparîili sisteme geçiyor. Demokrasinin
bu ülkelerdeyerleşmesi için ekonomik, sosyal vepoliiik sorunların çözümlenmesigerekli.
E skı Yugoskı\\a'daki el-
nık çatışmalar \c eski
So\yeıler Birliâı'ndcki
bırbin ardıha yapıian dlırbcler.
A\rupa kıiasının oruısında \e
doğusunda meydana gclen dc-
ğışıklıklcr hakkında olumlu
etkı yaratmıyor. Gerek eski
Yugosla\\a"da olsun. gerckse
Kafkasy a. Oria As\ a > a da L'k-
rayna'da olsıın tehlıkeler çok
büyük. So\\et polıtıkasının
"mucizoi" bir şekıldc çoğuleu-
luğa gcçnıiMnc rağıııen. Batı.
So\\eıler Bırlığı henÜ7 çökme-
den >enı bır Rusya'dan bahsel-
mekle çok acclc cttı.
Ancak her şey bu kadar ka-
ramsar değil Çek Cumhuri-
yetinde. Polonya'da. Maearıs-
tan'da \c lıatuı Bulganstun \c
Sknakya'da değışım tarklı bır
biçimde gerçekleşıyor. Demok-
ratik \c ekonomik" gcçmış tek-
rar ortaya çıkıyor. Rusya'da
bıle değışımler kan dökülme-
den geçebılecek gıbı görünü-
yordu. Rusya \e Yugosla\ya
dışmda her şe> nıükemmel ol-
masa da şükredılecek dıırum-
da. Çek Cumhumeıi. Fransa
gibı poliıikada orıa"k \ aşamı (koabitas>on) seçti:
Liberal \e reformısı bır cumhurbaşkanıyla. şok
uygulamalar gerçekleştiren bır başbakan...
Prag'la Bratiskna'nın aynlmastna bugün kötü
gözle bakılıyor anıa beİkı de gelecekıe bunun
eskı Yugosİa\\a'\a da uygulanması gereken
mantıklı bir çöziim olduğu düşünülecek.
Budapeşte'de de her ne pahasına olursa olsun
demokrasıy i yerleştırme çabası \ar. Ama ne \ar
kı Macaristan 1920"de Tnanon anlaşmasında
yapılan paylaşmaya hala ahşamamış. Macar-
İann 1 4"üSlo\akya"da. Yoy\oda'da. Romanya
\e Ukrayna'da yaşıyor.
Poloma da her şe\e rağmen gerçek bir de-
mokratik tutum aray ışı içinde \ e uluslararası ıh-
tiyaçlara uygun ekonomik \apı\ı oluşturma is-
teğİNİe dolu. I993"te yapılan seçimlerde neo-
KIRGIZISTAN
OZBEJjCISTAN^
LİTVANYA
11/3/9Ö TACIKjSTAN
9/8/9,1
KAZAK1STAN
16/12/91
BEYAZ RUSYA
25 8,91
rAFGANİSTAN
ALMANYA
3/10/90
OZBEKISTAN
UKRAYNA
24/8/91ÇEKCUM.
1/1/93 SLOVAKYA
1/-1/9
^
HAZAR
DENİZİ
TURKMENISTAN
27 1O'91\MOLDAVA
\27/8/91MACARISTAN
GURCISTAN
v
9/4/91
AZERBAYCAN
29/8/91
ERMENISTAN
21/979-1
5 ^ HİRVATİST.
/ V — >
Slovenya:
25/6/91
Eski komünist ülkelerBOSNAvSIRBİSTAN
HERSEK ^
\ BULGARİSTANHırvatistan
25/6/91
Bosna-
Hersek:
5'4/92
Bağımsız Devieiier
Topluluğuna üye eski
komunist ülkeler
Bırleşme
F Almanya/ D. Alnnanya
komünistlerin başansı bu isteklerini frenlemedi.
Budapeştc'de gelecek mayıs ayında yapılaeak
seçimlerde neo-komünistlerin büy ük başan gös-
temıelen bekleniyor. 1989'da A\ustur\a ile bir-
likte Doğu Alman \atandaşlanna sınırlannı
açan bunlardı. Bugün. Polonya \e birazda Bul-
garistan"dakı komünistler Macarlarla hemfikır-
ler. Güçlerini sos>al zorluklardan alsalar bıle.
eski ekonomik \e politik modellerinı unutmuş
gibiler. Aneak Romanya'da aşın sağcı \e Ma-
earlara karşı bir politika güden Çavuşesku'nun
yetimleri için aynı şeylen söylemek pek müm-
kün değil. EsJcı komünistlenn tekrardan ıktida-
ra gelmeleri geçmişe (sisteme değil de gihenüğe.
eşitliğe. ış garanıısıne) du> ulan bır dzlem olarak
nitelendirıîebilır. Acaba eskı Rus komünistler
kimın tarafını tutacak4ar? \erleszne\e çalışan
demokratik düşünceyi mi savunacaklar yo.ksa var ki işler tersine gelişti \e iki yıl boyunca dire-
eski günlerin anılarını mı ycnileyeccklcr? Bu so- nen devlctler bile BDT'ye bağlandı. Buna sebep
runun önemi. tereddütlû reförmcularla Batı olarak 3 neden gösterilebilir:
yandaşlannın seçimleri kaybetmesiyle büyük I) Diğer cumhuriyetlerde yaşayan 22 milyon
ağırlık kazandı. Yaşanılan ekonomik zorluİclar Rus-
da büyük Rus milliyetçiliğinin yayılmasına se- 2) Rusya'nın çevresindqki ekonomik merkez-
bep oluyor. ler (hammadde. özellikle de petrol yataklannca
L'krayna. radikal bır ekonomi politikası uy- zengın bölgeler).
gulayarak Rusya'dan farklı bir seçim yaptı. An- 3) Ordu.
cak bu. hiçbir şeyi değiştirmedi. Ukrayna'nın Bu değışımler. Kafkasya'dan Orta Asya^ya,
bulunduğu durum içler acısı. Bu ülkenîn Rus- Baltık ülkelerinden Ukrayna'ya yayılıyor. Işte
ya'dan tamamen aynlması. hem Rusya'nın hem bunun için Batı Avrupa'nın bu ülkelerdeki de-
deAvrupa'nıngüvenliğinitehditedici bir durum mokratik gelişmeleri desteklemesi ve mümkün
oluşturuyor.Bağımsız Devletler Topluluğu ku- olduğunca Doğu Avrupa halkına bu süreç için-
rulduğu zaman kimseciddiyealmadı; herkes bu- de yardım etmesi gerekiyor
nun. .devletlenn bağımsızİıklarına kavuşması-
nda bır geçiş süreci olduğunu düşündü. Ama ne Courrier International
Birçok ülkede ıtzıın süredir çalışmalannı
sürdüren think-tank kunduşlannın ülkemizde
de kurulması için hazırhklar yapıhyor.Türk
4
think-tank'inedoğru
Dr. Bnıce Mcıclaury devlet bünyesinde oluşturukıcak bir
think-tank'in bağımsız fıkirler üreîemeyeceğini belirtiyor.
Perle şimdi bizim rakip kuruluşu-
muz olan Ameriean Enterprise Insti-
tute'de çalışı>or. Açık biçimde sö>le-
\ebilirim. biz Brookings Institution
olarak bağımsız bir kuruluşuz."
Bu kez MacLaurv ye "Fikir üreti-
ci kuruluşlar Türki\e gibi ülkeler için
sizce ne kadar önemlidir" sorusunu
sorduk.
"Ben. bu tür bir kuruluşta ça-
lıştığun için ön>argılı\ım bu konuda.
\ma basın özgürlüğü \e düşünce öz-
gürliiğü olan her \erde bu tür fıkir
üretici kuruluşların >arlığı önemlidir.
1960'larda Ford N'akfı, Brookings
Institution'a Latin Amerika ülkele-
rinde fikir üretici kuruluşlar kurması
LEYLA TAVŞANOĞLU
A
BD'nın tanınmış fikir üreti-
ci kuruluşlanndan (thınk-
tankl Brookings Instituti-
on'ın Başkanı Dr. Bruce"MacLaur>.
bu tür kuruluşların, demokratik ül-
keler için çok >ararlı olduğunu be-
lirttı Fıkır üreticı kuruluşların dev-
let bün\esınde kurulmalan.\e çalı-
şmalannın o ülke\e fazla bır varar
sağlamaş acağına dıkkat çeken \lac-
Laur\. "Think-tank'ler bağımsız
olmaİıdırlar" dedı.
Kuruluş aşamasında olan Ekono-
mik \e Sosval Etütler Vakfrnın (TE-
SEV) çağnlısı olarak İstanbul"a ge-
len \e \akfın
"Çağdaş dün-
yada think-
tank'lerin öne-
mi >e işle\i-Bir
ABD örneği"
konulu top-
lanusma ko-
nuşmacı ola-
rak katılan Dr.
MacLaun\le
kaldığı otelde
konuştuk. Ön-
celıkle bu fıkır
üretici kuruluş-
lann >apılann-
dan >ola çıka-
rak ' Dr.
MacLaury>e
şu soru\u yö-
nelttık:
"Bir süre
önce Amerikalı
On> antalist
Prof. Bernard
Lewis. ABD"-
nin eski Ankara
Bü>ükelçisi Morton Abramovvitz ve işini havale etmişti. Ama l%0'lı >ı-
eski Sa\unma Bakanlığı Müsteşarı llarda Latin Amerika ülkelerinin >ö-
Richard Perle'in. Cumhurbaşkanı netimleri hemen hemen tamamıvla
Demirel'in da>etlisi olarak Ankara'- otoriterdi. Bu fikir üretici kuruluşlar
>a geldiklerini duvduk. Zivaretin buülkelerdekuruldu.Amasadecebil-
amacının OemirePin isteğiyle devlet gi toplama ve arşivleme görevi \a-
bünyesinde kurulacak bir fikir üretici pabildiier o dönemde. Çünkü fikir
kuruluş konusunda fikir alışverişinde üretme özgürlüğü ortamı yoktu.
bulunmak olduğunu öğrendik. Sizce Ovsa Türkiye'de özgür düşünce, öz-
devlet bünyesindekunılanbu kuruluş- gür konuşma serbestliği olduğunu
lar ne kadar yararlı olur?" gördüm. BoyleoluncadaTürkiyegibi
Aldığımız vann •)ovlc\dı bir ülkede neden bir fikir üretici kuru-
"Yararlı olabilir. Ama bunu kesin- luş kurulmasın?"
likle bağımsız bir kuruluş olarak tanı- Ülkelennbuiürkurulu^larkurma
mlayamazsınız. B<3yle bir ziyaret ol- gcrcğını ncdcn duvduklan sorumu-
duğunu ben de biliyorum. Bakın, /.a MacLaury şu yanıtı vcrdı-
İngiltere'nin eski Başbakanı Bavan "Bunların kurulması için hiçbir /o-
Thatchcr'ın Başbakanlık Konutu'nda runluluk yok. Kurulmalarında sadccc
bu tür bir kuruluş vardı. .larx>nva'da avantaj vardır. Örneğin bir hükümet
da Maliye Bakanlığı'nın fikir üretici bir plan ha/ırlar. Ama fikir üretici
kuruluşu vardır. Bunlar hep bağımlı kuruluş buna karşılık kamuya o ko-
kuruluşlardır: bağımsız, ö/gür ola- nuda başka scçcneklcr sunar. İştc fi-
ma/lar: dolayısıyla da bağımsı/, ö/- kir üretici kuruluşun olmasındaki
gür fikir ürtteme/Jer. avantaj buradadır.Örncğin Başkan
Dr. Bruce MacLaurv: "Think-tankler bağımsız olmalıdır
Clinton yeni bütçeyi Kongre'ye sun-
du. Biz de iki ay a kadar bu konudaki
kendi çalışmamızı halka sunacağu.
Diyeceğiz ki: 'Başkan Clınton"ın
bütçesı bu. Ama bunun daha farklı
olabılmesının \ollan da şunlardır".
Boylece halk, gazetelerden bunu öğ-
renip kendine uygun tercihini yapa-
cak. Sonra da temsilcilerine gidip
neyi yeğlediklerini söyleyecek."
Bunun hükumete bir tür muhale-
fet olup olmadığı konasunda Mac-
Laun'nın sözlen şunlar oldu:
"Tabii ki muhalefet. Aksini söyle-
diğinizde hiç hoşlarına gitmiyor. Ama
biz burada yapıcı eleştiri getiriyoruz.
Think-tankler çok ciddi muhalefet
grupları olabilir.
Almanya'da iki
ayrı kuruluş
v ardır. Bunlar-
dan biri Sosyal
Demokratiar'ın
yamndaki Ebert,
diğeri de Hıristi-
yan Demokrat-
iar'ın y anındaki
Adenauer
Vakfı'dır. Bunlar
tamanlamıylasi-
yasi partilerin fi-
kir üretme kuru-
luşlarıdır. ABD'-
de de buniardan
var, ama sayılan
sınırlı. Örneğin
bir Heritage Fo-
undation. Bu ide-
olojik y anlarını
hiç gizlemiyor.
"Bu dünyadaki
hedcfimiz mu-
." hafazakâr dü-
şünceyi iktidara
getirmekur' diyorlar. Eski başkan-
lardan Reagan da Heritage Foundati-
on'a çok itibar ederdi.
Ama biz böyle değiliz. Biz, ekono-
mi, siyasal bilimler, dış ilişkiler gibi
konularda u/manlaşmış akademis-
yenlerle çalışıyoruz. Bu akademis-
yenlerin bilgi birikimlerini siyaset so-
runlanna uygulamalarını sağlıyoruz.
Ama bu çalışmalarımızda hiçbir par-
ti/anca yaklaşımımız yoktur."
Ekonomi dcvıncc konu özcllcştir-
mcvc kaydı Her alanda olmamakla
bırlikıeö/cllcşlırmcnin doğru ycrlcr-
dc yapıldığı zaman savunulması gc-
rcktığı görüşünc ycr vcrcn MacLa-
ur> iunları söyledi:
"Örneğin belediyeler çöp işini mut-
laka müteahhide ihale etmek /orun-
dadırlar. Nev» Vork kenti belediyesi
bunu yaptı st çöp sorunundan kurtul-
du. Kapalı değil, ama açık cczacvlcri
de üıel bir şirket tarafından okul gibi
vönetilebilir."
Kürtsorunu
İngiliz basınında
LONDRA(Cumhuriyet)- Uluslararası Af Örgütü. önceki gün
yavınlananObservergazetesineverdiği tamsaf\ailanda.Türk
Hükümcu'nınGünevdoğu Anadoluda Kürtlcrc uvguladığısıyasctı
kınadı \c "Türklerin böyle davranmasına nasıi göz yumuluyorT" divc
sordu. İlanda. 16yaşında Şevkı Akıncı adlı bır gencın fotoğrafı yer aldı
vcbugencin,
jandarmalar tarafından atcşın üzerine yalırıldığı. sırtının yakıldığı önc
sürüldü. Öldü zannıyla bir koruluğa bırakılan gcncin daha sonra
Ankara'da ledavi gördüğü de kaydedıldı. İlanda başka örneklerede
yer vcrildı vc. "Türkiye, turistlerin gördüğü ülkeden çok farklıdır.
Güneydoğu'da hükümet degerillalarda birbirlerine karşı kirli birsavaş
içindeler"denıldı. Jandaıma Gencl Komutanı Orgeneral Avdın İlter-
ın İngıltcrc">c>apma\ahazırlandığızı>aretönccsıncdenkgctınlcn
ilanda. "Eğer buraya silah almay a geliyorsa, İngiltere hükümeti, bu
silahların çocuklara karşı kullanılma olasılığını düşünecek midir?" diyc
soruldu.
Observcrga/ctesındeavnca yınetam sayfahalmdc. Jonathan
Rugman imzalı yazıdada Güncydoğu Ânadolu'da güvenlik
kuv vctlcnnın c> lcmlcnnc ilışkin önlcmlcr aktarıldı. "Türklerin
Kürtlerekarşıgizlisavaşı"bdşlıklı u/unyazınınbırycrinde"PKKda
zaman /aman şiddet eylemlerine başvunnaktadır" dcnıldi. Bu konuda,
"Orta Doğu'daki en şiddetli çatışmalardan biri budur ve mutlaka
hakkında en az haber yay ınlanan çatışma da y ine budur" dcnı Idı
AIVKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKCİ
Musa Emmi'nin Romanı: (2)
KüPt İşi Namaz Nasıl Kılınır?
Musa Emmi, yani Öğretmen Musa Uysal, öğretmenlik
yaptığı köyleri, köylüleri anlatıyor. Gülmece öğesi, Mu-
sa Emmi'nin özünde, biçeminde var. Her sayfada, kah-
kahalarla gülmüyorsunuz belki ama, kesinlikle gülüm-
süyorsunuz. Bir yerde şöyle anlatıyor:
"... Bekiş köyünün dost, sevecen insanları ile çok kay-
naştık. Dersten çıkınca köy odalarında hep birlikte ol-
duk. O yıl köye imam tuttular Halil Hoca 'yı. Halil Hoca,
ilkokulu okuduğum Elvançelebi köyiinden. O yıllar ücre-
tini köylu verirdi. Arpa buğdayla öderlerdi imamın ücre-
tini. Kör Hıdır vermemiş imamın hakkını. Muhtar gitmiş,
o da alamamış.
- Öğretmeni kırmaz o. öğretmen alır ondan.. diye ba-
na geldiler.
Çağırttım Kör Hıdır'ı. İmam da yanımda. İmam sessiz
sedasız, efendi bir insan. Hakkını alırken utanır, kızartr.
- İmamın hakkını vermiyormuşsun, dedim KörHıdır'a.
- Evet vermiyorum! dedi.
- Doğru değil yaptığın! dedim.
- Eğri doğru, ben vermiyorum! dedi.
- Bu adam burayı boşuna mı bekledi? diye sordum.
- Beklemeseydı, dedı.
- Adamın mesleği! dedim.
- Bana ne mesleğinden! diye cevap verdi.
- Herkes veriyor, bir sen vermiyormuşsun.. dedim.
- Bana ne herkesten? Onlar abdest alıyor. namaz kılı-
yor, camiye gidiyor. Ben abdest almam. Namaz kılmam.
Camiye hiç gitmem Danalarımı mı gütmüş imam be-
nim? dedi. İmam, arife günü kimin evinin önünde Kuran
okuduysa gitsin hakkını ondan alsın! diye ekledi.
- Peki, sen ölünce cenazeni kim yıkayacak? Namazını
kim kıldıracak?
- Ha! O zaman mı? Bacağımdan tutun, bir hendeğe
atın. Kurtlar kuşlar yesin!
- Kör domuz, senin etini kurtlar kuşlar da beğenmez,
yemezler senin etini.. dedim, hem yazın ölürsen kokar,
bizi rahatsız edersin, diye güldüm. O da güldü. Aynı yaş-
lardaydık. Gitti, imamın hakkını getirdi. Bu kez de imam
tutturdu, "Almam" diye. Sonunda imamı da razı ettik.
Koyde bir de Hasan Hoca vardı. Ona Molla Hasan der-
lerdi. Varlıklı adamdı. Varlıklı dediysem, köye göre var-
lıklı. Benim çocukluğumda bizim köye imam tutmuşlar-
dı. Birkaç çocukla birlikte bana "tecvit" öğretmişti.
("Tecvit". Kuran'ı okuma kuralı demek.)
Sayardım Hasan Hoca'yı. Hem babamın meslektaşı,
hem dostuydu. Altmış beş yaşlarındaydı, ben o zaman
23 yaşındaydım. Aynı yaşta iki arkadaş gibiydik. Bazük-
lü Kürtlerindendi. Turkçeyi çok guzel konuşur, dilinden
anlaşılmazdı Kürt olduğu. Bazen gelir:
- Şu namazı Kürt işi kılalım! derdi.
- Nasıl oluyor Kürt işi namaz?
- Ağzınla burnun yere değmeden kalkarsan ona Kürt
işi derler..."
Musa Emmi, 1950li yılları anlatıyor, şöyle diyor:
"... O zaman bizi hep komünistlikle suçlarlardı. Oysa
ki, o zaman biz komünizmi de, sosyalizmi de bilmiyor-
duk. 17 Ekim Komunist Devrimi'nin adından ve tarihin-
den başka da, çoğumuz bir şey bilmiyorduk.
1950-1954 yılları, siyasal iktidarın, kendinden yana ol-
mayan öğretmenleri ve kamu çalışanlarını karşısına
aldığı yıllardı. O yıllarda biz CHP'den umudumuzu kes-
miş, DP'de de umduğumuzu bulamamıştık. O sırada
elyordamı ve son derece kısıtlı bulabildiğim yayınlarla
komünizmi, sosyalizmi öğrenmeye çalıştım...
Çocukken köyümüzden çıkıp giden, bir daha da geri
dönmeyen bir Hamdi Efendi 'den söz edilirdi oğretmen-
liğimizin ilk yıllannda. Hamdi Efendi çok okumuş. Büyük
adam olmuş. Çok akıllıymış, amma velakin komünist-
miş. Kızarlardl koyde. Biz de kızıyorduk. Küfrettik, 'Kö-
yümüzün, ilimizin, ilçemizinyüzkarası
1
dedik."
Musa Emmi, sonraları Hamdi Efendi'yle tanışacak,
1970lerden sonra, O'nunla birlikte hapıs yatacaktır.
Emmi'nin başta küfrettiği Hamdi Efendi, Hamdi Konur-
dan başkası değildir "Köyün komünisti" Hamdi Konur.
Koca Hamdi! Musa Uysal, o yıllar Nazım'ı, Mahmut Ma-
kal'ı da suçlar, "Vatan haini", 'Komünist!" diye. Sonra
da komünistlikten sekiz yıl hapis cezası yer. Nereden
nereye? Kitabının adı da, "Nereden Nereye?" Bu adı
Naciye Makal koyar.
Musa Emmi, anılarını yazarken, Şıhca Yavuz, Ona
Musa Anter'in anılarını okumasını salık verir. Musa Em-
mi, şöyle der yapıtında:
"... Musa Anter'in anılarını okumadım. Elimdeki çalış-
ma bitinceye kadar da okumayacağım. Birkaç sayfasına
göz attım. Musa Anter Kurt aşiretlerini. aşiret reislerini,
şeyhlerini, 49ların. 23lerin tutuklanmasını incelemiş...
Bu kitap bana Kürt-Çerkez fıkrası çağrışımı yaptırdı, Sa-
kine Kaygısız bacı anlatmıştı. Çerkezin biri bir Kürt kö-
yünden geçiyormuş. Köyde cenaze varmış. Ağıt düze-
rek ağlıyorlarmış. Çerkez duygulanmış.
- Babam ölürse bu köyden ağıtçı götüreceğim! demiş.
Öyle de yapmış. Babası ölünce, üç ağıtçı kadın götür-
müş. Ağıt duzerek başlamışlar ağlamaya.
Cenaze sahibi dinlemiş. İstedikleri gıbı ağlamıyorlar.
- Bu kadar para verdim. Ağlayacaksanız güzel ağla-
yın1
demiş.
- Ne diyek de ağlayak ölü bizim olmayınca, böyle Çer-
kez mı tükenir kırkı birden ölmeyince! diye ağlamış-
lar..."
BULMACA
1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA:
1/ Kuyumculukta kulla-
nılan allın sansı rengindc
beril 2/ Yön göstcrmck
için bellı \erlere konulan
işaret... Âçı ölçmeye ya-
rayan dönmc harckcılı
bir çcşit cctvcl. 3/ Yazma
kitaplara. kapı. penccre
gibi yerlere işlenen \a da
çızılcn güncş bıçımındc
süs... Gözleri görmeyen.
4/ Parola... Dağkcçisi. 5/
İlkel benhk .. Deri. tahta
kazımakta kullanılan \e
iki ucunda da sapı olan eğri bıçak.
6/ Japon edebıyatında "günlük""
lürünc venlen ad... Engcl. 7/ "Ha-
>ır"" anlamında kullanılan söz..
Bır gösterme sıfatı... Kenar süsü.
8/ Yabanördeği. 9/ İspanva'da
Bask bölgesinın bağımsızlığı için
savaşım \eren gızli örgüt... Ha-
mamlarda bulunan taş ya da mer-
mcrıeknc
YL KARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Üç
>a da dört kişiyle oynanan bir is-
kambil oyunu... Kuzu sesi. 2/ Tecrübeli. usta... Perhiz. 3/ Bir
soru eki... İçinde tohum ya da knzalit bulunan koruncak. 4/
Mcrcimek. 5/ İspanyollar'ın scvinçsözü... Biryadaiki yaşında
koyun. 6/ Yapısına girdıği sözcüğe "iki. çift" anlamı katan ya-
bancı önck . İki borunun birbirine birleştirildiği yer... Yüce. 7/
Bir crkcğın nikâhsız olarak aldığı cariye... Bir akademik unva-
nın kısa yazılışı. 8/ İstanbul'un bir semti... Sağlıklı. 9/ Basımev-
lcnnde dizılmış harfleri iyice yerleşlirmek için üzerlerine vurma-
ya yarar takoz.