14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
7 ARALIK 1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMÎ Kavi: Işçi kayrtsc IİSTÂNBUL(ANKA)- Istanbul Sanayı Odası (İSO) Başkanı Hüsamettin Kavi, kayıtsız işçi çalıştırmaya karşı şartlı mücadele önerisinde bulundu. Kavi, çalışanlann yüzde 30'unun kayıtsız oldugunu belirterek, bu bataklığın kurutulması için konut edindirme yardımı ve zorunlu tasarrufun kaldınlıp SSKprim oranlannın düşürülmesinin .şart oldugunu bildirdi. Kavi, işverenleri, kaçak işçi çalıştırmaya iten nedenlerin ortadan kaldınlması halinde odalarve ilgılı kamu kuruluşlannın da katılımı ile bir kampanya düzenlenebileceğini söyledi. Bütçe uygulama talimatı •ANKARA(ANKA)- Maliye Bakanlıf ı, ek bütçe kanunu hükümlenne uygun olarak kuruluşlann 1994 yılı kesintili başlangıç ödeneklerinin yüzde 20'sinde kesildiğini, ödeneğinin yüzde 20'sinden azı kalan kuruluşlann ise kalan ödeneklerinin tümünün kesildiğini açıkladı. Kuruluşlann personel ödeneklerinin fazla olan bölümü de, personel giderlerinde kullanılmak üzere Maliye Bakanlıgı bütçesinin yedek ödenek tertibine aktanldı. Suudiler özelleştipiiecek kuruluslara talip •ANKARA(ANKA)- Suudı Arabistan sermayesi, Türkiye"deki holdıngleri kanalıyla özelleştirilecek kuruluşlan alabilmek ıçın harekete geçtı. 1988 yılında yüzde 100 Suudi sermayesıyle kurulan Mass Holdıng. bu amaçla ayn bir şırket oluşturdu. Mass Holdıng tarafından istanbul'da kurulan şırkete "Midco Altyapı Geliştirme AŞ" adı verıldi. Mass Holdıng, 1988 yılında Suudi Arabistan firması Saudı Cable tarafından yüzde 100 yabancı sermaye ile kurulmuştu. Holdingin kuruluş sermayesi ıse 11 mılyar lira düzeyinde bulunuyordu. TÜPRAŞ sermaye arttırıyop • A \ K A R A ( A N K A ) - 5 Nisan Kararlan'ndan önce ve sonra akaryakıt fiyatlanna yeterli oranda zam yapılmaması nedeniyle zaran katlanarak büyüyen TÜPRAŞ. sermaye arttınmıyla yapısını güçlendirme yoluna gidiyor. Şirket, sermayesini yüzde 150 oranında 2.8 trilyonluk arttınmla 4 trilyon 672 milyar liraya çıkarmak için Sermaye Piyasası Kurulu'na başvuruda bulundu. İGBVIE Türkiye kataloğu • A.\KARA(AA)- Türkıve•nin ekonomik, sosyal, kültürel ve sanatsal yönlerinı tanıtmak amacıyla, her >ıl çıkanlan "Turkey '94" ısımli katalog yayımlandı. Hazıne ve Dış Ticaret Müstaşarlığı thracatı Geliştirme Etüt Merkezi (İGEME) tarafından İngilizce olarak hazırlanan ve 560 mılyon liraya mal olan katalogdan toplam 5 bin adet basıldı. Akın: Ciddi vergi pefopmu şart • MERSİN (Cumhuriyet Güney İUeri Bürosu) - Içel Serbest Muhasebeci Mali Müşavırler Odası Başkanı Ahmet Akın. ekonomide istikrar ve başan için özelleştirmenin tek başma yarar saglayamayacagını belirterek. "Ekonominin başansı için ciddi bir vergi reformu yapılmalıdır"' dedi. Türkiye'de ilk kez bir kamu iktisadi teşekkülü işçisine ve yöre halkına satılarak özelleşecek Karabük modeli tabuyu yıkıyor AHMET ÇELİK Türkiye'de ilk kez denenecek "Karabük modeli" özeileştir- mede yeni bir sayfa açacak. Ka- rabük Demır-Çelik'te son aşa- maya gelen hisselerin çalışanla- ra ve yöre halkına satışı başanya ulaşırsa, KlT'Ierin özel sektör ve yabancı sermayeye blok satışı- nın özelleştirmede tek yöntem olmadığı ortaya çıkacak. Bu çer- çevede özelleştirmeye duyulan tepki ve endişeleri ortadan İcaldı- racak yöntemi ilk kez hayata ge- çirmenin sorumluluğunu üstle- nen Karabüklüler, kuracakları şirketle ilgili hazırlıklan son aşa- mayagetırdiler. Sermayenin tabana yayılması- nın ilk adımı sayılacak uygula- maya göre hükümet Karabük Demir-Çelik'in hisselerini, 1 li- ralık sembolik nominal değer üzerinden işçi sendikasının ön- derliğinde kurulacak Kardemir AŞ'ye satacak. Kayıt dışı ekono- ÖzGıda-İş'in EBKiçin ku- racağı şirkete genel müdür olarak Recep Mızrak'ın adı geçiyor. Kardemir AS modeli •Tesis 1 liraya sendikanın kuracağt Kardemir AŞ'ye satılacak. •Kardemir AŞ'nin A tipi hisseleri işçiye dağıtılacak, nama yazılı olacak ve üçüncü kişilere devredilemeyecek. •Yönetim A grubu hisse sahıplerinin elinde bulunacak. •Diğer grup hisseler esnaf, belediye ve ticaret sanayi odası üyeleri arasında paylaştınlacak. •A grubu dışındaki hisseleri borsada işlem görecek. Kardemir A.Ş.'nin başına eski TDÇİ Genel Miidürü Sencer İmer'in gelmesi bekJenivor. mı ile ilgili çalışmalanyla tanı- nan Maliye uzmanı Prof.Dr. Os- man Altuğ tarafından hazırlanan Kardemir AŞ sözleşmesinde iş- letmeler işçiler ve Karabüklüler arasında paylaştınlıyor. A, B ve C grubu hissedarlann bulunaca- ğı Kardemir A.Ş.'de, A gurubu hisseler nama yazılı olacak, üçüncü kişilere devredilemeye- cek ve sadece işçilere verilecek. Diger hisse gruplan ise sırasıyla Karabük esnafı, ilçedeki koope- ratifler, belediye ve ticeret sana- yi odası üyelere arasında paylaş- tınlacak. Şirketin A grubu dışındaki hisselen borsada da ışlem göre- cek. Hisselerin borsaya açılma oranı ise henüz belirlenmediği belirtilirken, ancak bunun yöne- timsel anlamda öneminin olma- dığı \ urgulanaıyor. Çünkü şirke- tin yönetimı A grubu hıssedarla- Avrupa ve ABD'deki kimi kuruluşlarda hisseler çalışanlanna satılıyor Batı'da işçi patron oluyorEkonomiServisi-Şaşırtıcıama 1994 yılın- da. işçiler "Üreten biz, yöneten de biz olaca- ğız" sözünü hayata geçiriyor, hem de kapıta- lizmin kalesi sayılan ülkelerde... Sözgelimi ABD'nin havayolları devi TVVA'yı yöneten işçiler, bu şirketin neredey- se çoğunluk hisselerine sahıp. Kızıla boya- dıklan uçak da ortak mülkiyetlennı sımgeli- yor. Isviçre'de Migros işçileri kâramacı gütme- yen mağazalannda. alkol, tütün ve şiddet içe- ren oyuncaklar dışında her şey satıyor. Ingilizler de bu günlerde Işçı Partisı'rıın başlattıgı 'üretimaraçlannın,dağıtınıın ortak mülkiyetini' tartışıyor. Avrupalılar, buna sosyalizm değıl 'sosyal ekonomi', Amerikalılar da 'sosyal mülkiyet' adını veriyor. Ingıltere'nin sol kanat millervekillennden Denis MacShane. Lenınızmdekı devletçılık kavramıyla. Thatchenzmdekı mutlak özel mülkiyet kavramı arasında bir üçüncü yol ol- duguna ınanıyor. 1914 öncesinde Ingiltere'de kooperatifle- rin 3 mılyon üyesi vardı. Ancak kımse 1913 tngilteresi'nin bir sosyalizm cennetı oldugu- nu ileri sürmüyor. Ancak en şaşırtıcı rakamlar, 10 bin şirketin kendi çalışanlan tarafından yönetildigi ABD'den geliyor. ABD'deki deneyımler. kü- çük kooperatiflerin ötesinde, orta ölçeklı ima- lat şirketlerine kadar dayanıyor. Bu deneyimi ise, hisselerinin yüzde 45'i işçileri tarafından IŞÇtLER DİNYAYI KIZILA BOYADI- ABD'de,T\Y4 HavayollarTnın mülkiyetini ellerinde tutan işçiler, bu ortaklığın simgesi olarak bir uçaklannı kızıla boyadı. alınan TWA taçlandınyor. Hısselenn gen ka- ılen sürüvor. lanı alacaklıların elinde, ne \ar kı şırket kâra geçerse, işçiler çoğunluk hisseleri elde ede- cek. Şirketin rakıbi North West Airlines his- selerinin yüzde 35'ı de kendi işçilennin elin- de. TWA çalışanlan. müşterilerin isteklerini bildiklerinı vekimsedenemirleralmadan. ge- reken her şeyi kendi inisiyatifleriyle gerçek- leştırdiklerini, böylece verimliliğin arttıgını Özelleştırme tartışmalanna taraf olan sol kanat mılletvekillerinden bazılan. tepeden tır- nağa devletçılıgi savunurken, kimileri soru- nun 'mülkiyetinkimdeolduğunda'değıi, 'de- ıtetimin kimde okiuğunda" dügümlendiginı düşünüyor. Buna göre çözüm, karar mekanız- masının üretıcılenn ve tüketıcilenn elinde ol- dugu, merkeziyetçi olmayan biryapı, yani öz- gürlükçü sosyalizm. nn elinde olacak ve bu hisseler borsaya açılmayacak. Bu anlam- da her hangi bir grubun ya da ki- şinin borsada hisse toplayarak şirket yönetimin ele geçirmesi de mümkün olmayacak. Kardemir A.Ş.'nin kuruluş ça- lışmalannı yürüten Prof. Dr. Os- man Altuğ şirketin Türkiye'de ender uygulanan gruplandınlmış hissedarlaryöntemiyle kurulaca- ğını söyledi. Hissedarlann A, B ve C olarak gruplandınlacagını belirten Altuğ, "A gurubu hisse- darlar sadece işçilerden oluşacak. Yönetim A grubu hisse sahipleri- nin elinde bulunacak. Bu gruba giren hisseler nama yazılı olur- ken üçüncü kişilere devredileme- yecek. Eğer bir devir olacaksa da bu mutlaka aynı grup içindeki di- ğer işçilere vapılabilecek. Hisse sahibi öldiiğünde bile, varisler kendilerine geçen hisseleri üçün- cü kişilere devredemeyecek. B, C grubu hisseler ise Karabüklü'er arasında paylaşünlacak" dedi. Karabük"le başlayacak "his- selerin çalışanlara ve yöre hal- kına devri" biçimındeki özel- leştırme Et ve Balık Kurumu ile devam edecek. EBK'ye talip olan Öz Gıda-lş ise şirket kurma çalışmalannı tamamladı. Öz Gı- da-Iş hükümetın karar vermesı- ni bekliyor. Bu arada henüz kesinleşmese de Kardemir A.Ş.'nin genel mü- dürü olarak eski TDÇİ Genel Müdürii Sencer İmer'in adı ge- çerken, Öz Gıda-lş Sendika- sı'nın EBK'yi almak için kura- cagı şirketin başına ise Halen EBK Genel Müdürü olan Recep Mızrak'ın geçmesi bekleniyor. Et-Balık için şirket hazır Et-Balık Kurumu ile ilgili ola- rak şirket kurma çalışmalannı ta- mamladıklannı belirten Öz Gı- da-lş Sendikası Genel Sekreteri Salim Usluda, kendileri için ku- rumun hangı koşullarda devre- dilecegınin önemli oldugunu söyledi. Hükümet ile yaptıklan pazarlıklann tamamlanmasın- dan sonra kurulan şirketin he- men devreye gıreceğını belirten Uslu, "Şirkete Et-Balık Kurumu ile iş yapan herkes ortak olacak. Ancak ağırlıklı öncelik çalışanla- ra verilecek. Daha sonra ise şu anda düşünüldüğü biçimiyle yüzde5'lik pavlar biçiminde sıra- sıyla besiciler, kasaplar ve satış bayileri arasında paylaş- tırilacak" dedi. 2000 yılına kadar tekstil ve konfeksiyonda tüketim ithalata dayalı olarak artacak Türkiye AB'nin gardrobu olabilir ÖZGÜR ULUSOY Avrupa Birliği'nın 2000 yılına kadar tekstil ve konfeksiyonda dışa bagımlılıgı- nın artacak olması, Türkiye'nin ihracatı açısından gümrük birliginin önemini daha da arttınyor. Tekstil ihtiyacı ile ilgili çalış- malar, Bırligın konfeksiyon ıhtiyacının önümüzdeki dönemde önemli ölçüde arta- cagı ve bu artışın ıthalat yolunda gerçekle- şeceğıni gösterirken. Türkiye'nin bu pasta- dan büyükçe bir pay kapabilmek için şım- diden kollan sıvaması gerektiğı ilen sürü- lüyor. Almanya'da faaliyet gösteren Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin Türk Alman Tekstil ve HazırgiyimcilerBirligi (TÜDET) adına hazırladığı raporda. Kurt Salmon As- sociates'in yaptıgı pazar araştırmasına da- yanılarak. AB'nin iç tüketiminde ıthalatın payının 2001 yılında yüzde 70'e çıkacağı vurgulandı. Raporda, Türkiye'nin elindeki gümrük birliği kozunu çok iyi kullanması gerektiğine dikkat çekildi. Türkiye Araştırmalar Merkezi Başkanı Famk Şen kotalann gümrük birliğınden sonra kalkmaması halinde. tekstil ihracatı- mızı iki buçuk katına çıkarma projelennın başansızlıkla sonuçlanacağıni söyledi. Hazırlanan raporda. 1986 ve 1991 yılla- n arasında AB'nin konfeksiyon tüketim ih- tiyacının yüzde 28 oranında arttiğı. üretı- Yunanistan 'dan şantaj AB ile Türkiye arasında 19 aralıkta masaya gelecek gümrük birliği anlaş- ması, Yunanıstan'ın "veto" tehdidıy- le karşılaştı. Geçen hafta Brüksel' de- ki AB Bakanlar Konseyı toplantısında, şantaja varan taleplerle ortaya çıkan Yunanistan, 11 üye ülke bakanının ıs- ranna karşın istekleri yerine getiril- mezse topluluk ile Türkiye arasındaki gümrük bırlığinı engelleyeceğını dile getirdi. Yunanistan'ın tekstil sektörünün ug- rayacağı zarara karşılık. gümrük birli- ğine onay vermek için AB'den 400 mılyon ECU talep ettığı ortaya çıktı. Yunanistan'ın şantajını kamuoyuna açıklayan kuruluşlar Federal Almanya Tekstil Sanayıcileri Birliği ve Alman Hazırgıyim Sanayıcileri Derneği oldu. Yunanistan'ın diğer şartı ise Kıbns Rum Kesımı ile tam üyelık görüşme- lennın bir an önce başlatılması. Toplantıda taslak metin görüşülecek 19 aralıkta gerçekleşecek Türkıye-AB niyetini bir deklarasyon ile açıklayacagını Ortaklık Konseyi toplantısında taraflann kaydettiler. Bu konuda asıl görüşmeler gümrük birliğine ilişkin hazırladıklan seneye yapılacak. Öte yandan AB, taslak metin görüşülecek. Taslak metin Türkiye'nin kendine karşı bazı sektörleri toplantıda nihai şeklini alacak ve taraflara "hassas"o]arak nitelendirip, korumasına metnin uygulanması için gerekli yetkı karşı çıkıyor. Ancak 3. ülkelere karşı verilecek. Yetkililer, AB'nin 4. mali hassas sektör çalışmalan sürüyor. Hassas protokolün serbest bırakılmasını da içeren olarak belirlenecek ürünlerin 3. ülkelere bir mali yardım paketmı serbest bırakma karşı 5 yıl korunması öngörülüyor. AB TURKIYE TEMSILCISI LAKE: Türkiye zaten AB 'ye entegre Av rupa Bırlıgı (AB) Komisyonu tarafından organize edilen "AB-Türkiye Otomotiv Yan Sanayii İşbirliği" konulu pa- nelde konuşan Türkiye nezdindeki AB Komisyonu Büyükel- çısı Vlkhael Lake,"Türk ekonomisi, AB ile entegre olmuş du- nınıdadır'' dedi. Türkiye'nin Avrupa genelınde 20 milyardo- larlık ticaret hacmi oldugunu kaydeden Lake. Türkiye'ye ge- len yabancı yatınmlarda da büyük artış görüldüğünü belirtti. Lake, otomotiv in Türk ekonomisi içinöneminede deginerek, bu sektördeki oiumlu gelişmeleri izlediklerini söyledi. min yüzde 6.8 genledıgı belirtildi. Raporda, 1992 rakamlanna göre, tekstil ihtiyacının yalnızca yüzde 30'unun Birlik dışından yapılan ithalatla karşılanmasına karşın. hazır giyimde bu oranın yüzde 54'e çıktığına yer venldı. Toplulugun konfeksi- yon ithalatının 1986 ve 1991 yıllan arasın- da yüzde 90 oranında artış gösterdigine işa- ret edilen raporda, giderek büyüyen bu pa- zarda Türkiye'nin en büyük rakiplerinin Sanayi üretiminde rekor düşüş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sanayi sektöründeki toplam üretim artışı, son 5 yılda ilk kez eksiye düştü. Devlet Istatistik Enstitüsü'nün (DİE) aylık sanayi üretim endeksine göre sanayi mallan üretimi, 1994 yılının ekim ayında bir öncekı yılın aynı dönemine göre yüzde 6 oranında azaldı. DlE verilerine göre toplam sanayi sektöründeki üretim. geçen sektöründe yüzde 11.9. kimya yılın ekim ayına oranla yüzde 6 düzeyinde genledi. En çok düşüş yüzde 36.1 oranıyla makine sanayisinde gerçekleşirken. taş ve toprağa dayalı dayanıklı üretim sanayisinde yüzde 3.5, mensucatta da yüzde 1.1 oranında üretim gerilemesi oldu. Toplam imalat sektörü üredmindekı genleme ise yüzde 8.4 oranında gerçekleşti. 1994 yılının ekim ayına göre en yüksek üretim artışı. kağıt ve basım sanayi sektöründe yüzde 39.2 oranıyla gerçekleşti.. Çin ve Hong Kong olduguna işaret edıldi. Avrupa'daki tekstil ve konfeksiyon sek- törünün 1996 \e 2001 yıllan arasında bü- yük birdegişimgeçıreceğinın vetekstılde- ki gelişmelerin, büyük ölçüde hazır gıyim pazanndaki gelişmelere bağlı olacagının ileri sürüldüğü raporda şu görüşlere yer ve- rildi "Tekstil üretiminin yüzde 50'den faz- lası hazır givim sektöründe gerçekleşmek- tedir. Geri kalanı ise teknik tekstil üriinle- ri ve ev dekorasyonu gibi alanlarda kulla- nılmaktadır. Bu da Avrupa Birliği tekstil sektörünün yalnızca dış rekabet Ue değil, ay- nı zamanda iç pa/arda azalan talep ile kar- şj karşıva kaldığı anlamına gelmektedir. Önümüzdeki \ıllarda Avrupa pazannın ar- tan ölçüde Avrupa Birliği dışından gelen ürünler tarafından belirienmesi beklen- mektedir." 1995 Promosyon LJrünleri Kolleksiyonu SEVDlKLERİNİZE VE ÖNEMSEDİĞİNİZ MÜŞTERİLERİNİZE HER YIL AYNI HEDİYELERİ VERMEKTEN SIKILDINIZ. HAKLISINIZ. BİZ DE SIKILDIK; VE ANADOLU UYGARLIKLARINDAN ESİNLENEREK ÖZGÜN TASAR1MLAR YAPTIK. " EÜNİZE SAĞUK, ÇOK FARKLI, ÇOK ŞIK." DİYOR GÖRENLER. " KÖRLER MAHALLESİNDE AYNA SATIYORSUNUZI DİYENLER DE VAR. YILBAŞI İÇİN KARARINIZI VERMİŞ OLSANIZ BİLE SERGİMİZİ MUTLAKA GÖRMELİSİNİZ. ÇÜNKÜ; YIL İÇİNDE DE ÖZEL OLAN A GEREKSİNİM DUYACAKSINIZ. DG-9 Ajanda Gumu$ Çerçevelı Sıkkelı GK-25 Kalemlik Ahşap Kaıdc Üzennde Gümüş Kaplama Gnıkler (SH0W ROOM'u ve Katoloğumuzun diğer ürünlerini görmeh için) Istanbul Akarsu Cad. 37/1 GhangirTel: (02! 2) 293 67 88-293 67 9! Fax 245 !8 64 Ankara Tel & Fax- (0312) 419 00 88 BENCE tZZETTİN ÖNDER 1995Bütçesive Oemokratikleşme 1995 Mali Yılı Bütçesi, genel hatları ile hakim devlet fel- sefesini açıkça yansıtmaktadır. Bu felsefeyi, radikal iktisat- çıların kapitalist devletin işlevini tanımlarken ileri sürdükle- ri savla açıklamak olasıdır. Radikal iktisatçılara göre kapi- talist ekonomilerde devlet, hakim sınıfın bir aracı olarak, özel sermaye birikimine katkıda bulunur. Bu amaca yönelik ola- rak devlet, sermaye üzerindeki yükü hafifletmek için bir yandan vergilerde, diğer yandan da harcama kalemlerinde gerekli ayarlamaları yapar. 1995 Mali Yılı Butçesi'nde devletin bu işlevini iki açıdan görmek olasıdır. Bir defa, sosyal devlet kavramı ciddi ola- rak tahrip edilerek, yeni vergisel yükümlülükler getirmekten kaçınıldığı gibi, mevcut yüklerin vergi yolu ile topluma ya- yılmasında da sermaye oldukça kayırılmıştır. Vergi yapıa- nın dolaylı-dolaysız bölünümü kadar, kurumlar vergisinin vergi sistemindeki göreli ağırlığının hafifletilmesi ve emek üzerindeki vergilerin sistemde göreli ağırlığının artması da, söz konusu yük kaydırma politikalannın belirgın araçlandır. 1980 politikalannın ciddi sonucu olarak, 1980'lerin son- larına doğru belirginleşen ve günümüzde de devam ede- rek, 1995 Butçesi'nde netleşen yeni bir kamusal görev da- ha oluşmuş bulunmaktadır. Bu yeni görev, devlete, özel sermaye üzerindeki yükleri sosyalize ederek topluma yay- mak yanında, finans kesimine de faiz ödemesi biçiminde çok ciddi aktarımlar yapması yükümlülüğünü getiımiş bu- lunmaktadır. Bu yeni yükümlülüğü vergi yapısı ile birlikte dü- şündüğümüzde, toplumda kimin kimin için çalıştığı, kimin kimi sırtında taşıdığı iyice anlaşılmaktadır. Yine radikal iktisatçılar, kapitalist ekonomilerdeki devle- tin işlevlerıni tanımlarken, sosyal masraf olarak nıteledıkle- ri bir tür harcama daha vardır. Bu harcama kaleminin işle- vi, ekonomik süreçler sonucuna toplumda oluşan huzur- suzluklan ortadan kaldınp, toplumsal barışı sağlayarak, sis- temı yumuşatıp, meşnjlaştırma şeklınde belirlenir. Çağdaş toplumlarda, bu işlev de sosyal devlet mantığı ve felsefesi içınde kotanlır. Türkiye'de ise, son 5 Nisan Kararlan'ndan berı binlerce emekçi işinden atılarak, maaş ve ücretler don- durularak, ikramıyelerin ödenmesi ertelenerek, halkın bir bölümü fakirleştirilmektedir. Özelleştirme ile bu sosyal ya- ralar daha da derinleşecektir. Bütçede bunların onanlma- sına yönelik akılcı bir önlem olmadığı gibi, bu yaralann da- ha da derinleşebileceği ortamların yaratılacağına dair işa- retler bulunmaktadır. Sosyal huzursuzluklara ya sosyal devlet mantığı ile yak- laşılıryadabusorunlargüçilebastınlır. Maalesef, 1995 Büt- çesi, ikinci yönteme yönelindiği yönünde çok ciddi kanıtlar taşımaktadır. Bütçede en hızlı artan kalemler arasında, sa- vunma ve adalet-emniyet en önde gelmektedir. Savunma kaleminin Güneydoğu sorunu ile ilgili olduğu düşünülebilir, adalet-emniyet harcamalannda öngörülen artışın ise, top- lumdaki huzursuzluk ve kıpırdanışlar ile ilgili olduğu savla- nabilir. Doğu ve Güneydoğu sorunu, büyük ekonomik ihmalle- rin hazırladığı ortam üzerinde patlak vermiştir. Vaktinde ya- tırım olarak gitmesı gereken kaynaklar, hatta belki onlardan daha da fazlası, bugün olayları bastınmak için kullanılmak- tadır. Kaynakların hakça kullanılması, her koşulda uzun dö- nemde toplumları kârlı kılar. Bunun aksi şimdiye dek kanrt- lanmamıştır. 5 Nisan Kararlan ile sokağa dökülen işsizler ve özelleş- tırme ile daha da dokulecek olanlar, zannedildiği gibi eko- nomide tasarrufa ve kaynaklann etkin kullanımına yol aç- mayacaktır. Böylece, huzursuzluğa sürüklenen toplumda, güvenlik harcamaları artacaktır. Kaynakların, yaratıcı alan- larda kullanılması, hiç kuşkusuz tüm iktisatçılann birinci amacıdır. Ancak bu birinci amacın hemen arkasından şu ge- lir: Kaynakları sosyal devlet felsefesi doğrultusunda mı, yoksa baskıcı devlet doğrultusunda mı kullanmalı? Aynı kaynağı, birbirıni dışlayan bu iki amaç arasında dağıtmak söz konusu olduğunda, sadece insancıl değil, fakat akıllı iktisatçı da birincisini tercih eder. Oysa, ne hazındir ki, 1995 Bütçe ibresi ikınciye yönelmiştir. Demokratıkleşmenın temelınde ekonomik dokunun oldu- ğu gerçeği yadsınamayacağına göre sistem içinde devle^ tin iki temel görevi belirgin olmaktadır. Bunlardan birincisi hızla yatırımlan arttırmak, ikincisi ise sosyal devlet meka- nizmalannı kurup, işletmektir. Devletin ekonomiden kazın- ması savı ileri sürülecekse, şu husus bilinmelidir ki, böyle bir ekonomik yapıda, bu sav demokratikleşmeyi değil, tam tersi rejimin sertleşmesi ve anti-demokratik yapılanmayı da içerir! Enflasyon stoku 1995'e devredecek: Yüzde 29 A!VK\R.A (ANKA)- Hükümetin bu yıla ilişkin enflasyon hedef- len tutmazken, gelecek yıla ilişkin hedefler de şimdiden anlamını yıtirdı. Aralık ayındaki fiyat artışı sıfır bile olsa. 1994 yılından 1995"e yüzde 29'luk birortalama enflasyon stoku devredilecek. Fi- yatlann aralıkta yüzde 6 artış kaydetmesi durumunda ise devredi- lecek enflasyon stoku yüzde 36'vı bulacak. Bu durumda. hüküme- tin 1995 vılına ilişkin yüzde 43.2"lik ortala- Enflasyon stoku nedir? Enflasyon stoku, on iki aylık endekslerin ortala- ması esas alınarak hesapla- nıyor. Buoa göre, endeksin yıl sonundaki düzeyi bir sonraki yıl fiyatlann hiç artmaması olasılıgına göre gelecek yılın ortalama endeksi kabul ediliyor. Bunun- la önceki yılın ortalama endeksi arasında- ki yüzde farkı, devreden enflasyon stoku- nu ıfade ediyor. ma enflasvon hedefi- nin tutabilmesi için, gelecek yıl aylık fıyat artışlannın yüzde l'in bile altında kalması ge- rekecek. Aralıktakitoptaneş- ya fiyat artışının kasım ayındakine yakın bir oranla yüzde 6 düze- yinde gerçekleşmesi durumunda ıse gelecek yıla devredecek enf- lasyon stoku yüzde 36'ya ulaşacak. Hükümet. 1995 yılı enflasyonunu yüzde 43.2 olarak hedefledi. Ancak. hedefı belırlerken. bu yılın 2. yansındaki enflasyonun yüz- de 20'lerde kalacagını öngörmüştü. Oysa. daha beş ayda enflasyon yüzde 30'lara yaklaştı. AGMS 21 Masa Saati TJŞ Kaıdi? l'/enne TJS Suiunlar Gtım'.ıs Sj i! GMS-20 Masaustü Ağırhğı Sı\^h Mt'imer KJKJC Gumııs Antık EMLAK BANKASf
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear