23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
t SAYFA CUMHURİYET 20ARALIK1994SALI 14 KULTUR Rus ve Danimarka şiirinin iki büyük ustası Henrik Nordbrandt ve Andrey Voznesenski istanbuVdaydı PELİN ÖZER Nâzım Hıkmet Kultur ve Sanat Vakfı nın bu vıl ılk Aer vm/zğ/"UIuslararası Nâzım Hik- met Şiir Odülü"m/« seçıa kurulunda ver alan Rus \e Danimarka şıınnın ikı bu\iık us- tası Andre\ Voznesenskı \e Henrik Nordb- randt tstanbui davdı Turkıve ve ılkkez gelen Voznesenskı, Istan- bul u gorebılmenın coşkusuyla boş zaman bulduğunda ılk olarak Avasofva Muzesı nı gezdı Mımariık öğrenımı gorduğu sıralarda Avasofva nın çızımını \apan Voznesenskı muze\ı gezdıkten sonra "düşlediğinden da- ha görkemli" buldugunu soyledı Bu gezı- den sonra da Voznesenskı ıle bu hafta vav ım- lanacak olan son kıtabı ıçın zar aramava <,ık- tık Kapalıçarşı 'nın altını ustune getırdıkten sonra, aradığımız çeşıtlı bovutlarda zarlan Mercan 'da bulabıldık Zarlan bulduğunda çocuklar gıbı se\ ınen Voznesenskı bovlece karlı bır akşamustu Is- tanbulda turıstlerın ozellıkle gorme talebın- de bulunmadığı ara sokakları vakmdan tanı- mafirsatı buldu Şakavla kanşık sureklı olarak "Rus şiiri- nin merkea^nde olduğunu vurgula\an Voz- nesenskı nın dumada başka ornegı olma\an bu kıtabı metal kaplı, mıknatıslı uzennde bır zar bulunan ve 30 dolara maledılen buvuk bır kıtap olacaL Ve kıtabı okuvarak zar tutanlar kaderlernle karsılasacaklar Voznesenskı okuruna şo\le seslenecek "Zan at! Ilk atı- şında sayfayı, ikinci atışında o sayfadaki sa- tın oku. Bu senin kaderintiir." 1950 lı \ıllaıdan sonra Rus şıınnın genç kuşak şaırlerı arasında en guçlu adlardan bı- rı olan Voznesenskı gençlığmde mımariık eğı- tımı gormuş \e hep ressam olmayı duşlemış O \alnızca bu şaır ve vazar değıl, arada bır resım vapıvor hatta farklı objelerden olustur- duğu kompozıs\onları sergılnor 7lerde bır film çekmevı planlavan Vozne- senskı klıp rad\o \e tele\'izvon pmgramı ha- zıriamak gıbı edebıvat dışı ışleıde de oldukça ıddıalı Voznesenskı Rus şıır dılıne venı bır soluk, bır canlılık getınrken, bır vandan şıır dılı dıldekı ses oğesı, anlam vakınlıklanndan ustaca \ararlamp, ımgelen kullanış bıçımıvle Pasternak a ote vandan şıırlerındekı top- lumsal ıçerık. dılı argoya varıncava kadar us- taca ve gozupek bır bıçımde kullanışı vonun- den Mayakovski gelenegıne bçğlanıvor 1959da \a\ımlanan "Vstalar"ad/ı uzun şıırı bunu ızle\en \e 60 lı \ıllarda vavımla- nan "ParaboUer", "Mozaik", "Karşıdünya- lar" Turkçe ve Mehmet H. Doğan ve Tur- gay Gönenç tarafmdan çevrıien ve /986'da Ada Yavmlarm dan çıkan "Qza", "'Bir Zayıf Yürek- Akhilleus Yiırek" adlı kıtaplarıyla dıkkatı çeken Voznesenskı nın 'Oza " dışında Ivı Şe\ler'den çıkan ve seçmeşııriennı kapsa- van bır kıtabı daha bulunuvor Istanbul 'a geldıklen ılk gece Voznesenskı ne kadar konuşkan, meraklı hevecanlı ve ha- reketlı ıse Nordhrandt da o kadar sıkıntılı sessız ve vorgundu Voznesenskı ıse gece bo- vunca Orhan Duru, Sezer Dunı, Cevat Ça- pan, Ataaol Behramoğlu ve bızımle sohbet ettı rakı ıçtı, en son sergısının kataloğunu gosterdı ve her kompozıs\onun varatım seru- vemnı tek tek anlattı Bır kuzev ulkesınde do- ğan Henrik Nordbrandt'a Bodrumda vaşa- masının ılgınç olduğunu sovledifftmızde, u Hiç de ilginç değil. Ben zaten soğuğa hiç ahşmadım. Çocukken aylarca yatak doşek yatardım. Soğuğu hiç bir zaman sevmedim, soğuğa alışmak gibi bir derdim de olma- dı"dedı Nordbrandt tam anlamı\la bır gez- gın Kuzey Afrıka dışında neredevse tum dun- vayı dolaşan şaır şımdı Bodrum'da vaşıvor Turkçe de ılk olarak Golge Yavınlan 'ndan Ergin Koparan'/n çevırısıvle \a\ımlanan "Çevre" adlı kıtabıvla tanıdığımız Nordb- randt'm 1991 ve 1993 vılında Adam Yavınla- n tarafmdan Murat Alpar çevırısıvle "Ayak- lanmın Altına Serdim Dunyayı" ve "Aşk Şi- iridir Biitiın Şiirler" son olarak da Boş \a\mlarından Ergın Kopar ın çevınsıyle 'Dortlukler" adlı kıtapları yavımlandı Nordbrandt şıırlertnın başarılı çe\ırılerı onun Turkıve've olan ılgısıvle bırleşınte, şıır- lerı bır Turk unyazdığma manmak bıle olası Danimarka dakı onemlı edebıyat odullen- nın hemen hepsme değer gorulen Nordb- randt m bugune dek 19 şıır kıtabı, "şaka o\- sun diye" vazdığı "FınckeJsteuTin Kanlı Pa- zar Yeri" adlı casus romanı bugune kadar vaşadığı evlerı anlattığı "Periler de Birlikte Taşmıyorlar" adlı bır oyku- deneme kıtabı ve 1990 yılmda vayımladığı "THanfaya'W/; bır çocuk htabı bulunuvor 49 vaşındakı Nordbrandt şıırienndekı bu- yucu ezgısellık ve çarpıcı şıır mantığıvla Da- nimarka da bır Nordbrandt- sovlemı varat- mavı başarmış bır şaır 1969 vılında Danimarka 'vı terkedıp bır şı- ırınde de vazdığı gıbı "hiç kimseyle ortak öyküsii olmayan" bır yer aramaya başlamış ve arayışı halâ suruyor Benim şiirlerim bir günce gibidir...Son derece sıcak davranışları, sempatık konuşması, yaşamı merakla kucaklayan gozlenyle Andrey Voz- nesenskı, heyecanı ve kımı gençlere taş çıkartan canlılıgıyla 61 yaşında bır 'ddikanh'ydı Şıırlennı yazarken ve okurken kendını "vücudunun üze- rine, prezervatif geçirilmiş gibi" hıs- sedıyor, bambaşka bın oluyordu Voznesenskı. soyleşımız boyunca hem geçmışe dönup kendını anlattı, hem de 1950'lerden bu yana bır do- nem Rus şıınnın gelışımmı daha ıyı anlamamızı saglavacak duşuncelennı bızlerle pay laştı - Tıirk okuru sLd yalmzca \da Ya- yınlan'nın 1986 yılmda yayımladığı Oza adlı kitabınızdan ve Iyi Şey- lcr'den çıkan seçme şiirlerinizden ta- nıyor. Şıırınuin geçirdiği evreler Turkçe'ye tam anlanuyla yansımadı. Pasternak'dan büyuk destek gordu- ğunuz ilk dönemlerinizı anlatır mısı- nız? Şaır olarak 14 yaşında doğdum Şıırlerımı Pasternak'a yolladım Be- nı davet ettı \e o davetten sonra 14 yılımı onun yanında geçırdım Be- nım ıçın o zaman Rus şıırı dıye bır şey yoktu Yalnızca Pasternak vardı, bır de onun kadar ıyı olmamakla bır- lıkte \hmatova Önunla da Paster- nak'ın evınde karşılastım O zaman- lar iiırlenmı yalnızca Pasternak'a gosterdım Benım ıçın şıır dınleyıcısı de yoktu tek dınleyıcım oydu Tabıı çok şanslıydım Ondan çok etkılen- mıştım, bır mıknatıs gıbıydı Şiirierimi Pasternak okurdu Tatıllenmde şıır yazardım ve son- baharda Pasternak'a gotürürdum O da sonbaharda, yazm yazdığı şıırlen bana venrdı Benım şıırlenmle onun şıırlennde pek çok satır aynıydı Ba- na "Andruşa senin yazdığın şiirierin altına ben imza armış oisaydım, bu şi- irleri o seçme şiirlerimin arasına ka- tardım.'" derdı - Pasternak'dan bu denli etkilen- mcnizin. şürinizin gelişimine olumsuz etkikri oldu mu? O zamanlar gerçek bır kahraman- dım \e Rus şıınnın merkezındeydım Ancak e\e dondüğumde bunun çok yanlış olduğunu anladım Çunku o şıırlen ben yazmıştım ama onlar Pas- ternak'ın şıırlerı olmuştu O zaman şıır yazmayı kestım ve bır donem hiç şıır yazmadım 19 yaşındaydım Yaz- mayı bıraktıktan sonra ressam olma- ya karar verdım Ama sonra yenıden yazmaya başladım ve yazdıklarımı tekrar Pasternak'a goturdum "Go- ya'yım Ben" adlı şıınm de bunlardan bırıydı Pasternak bu şıırı alkışladı ve çok buyuk bır olay olarak gordu On- dan once yazdıklarımı ıse hiç bır za- man yayımlamadım - Yevtuşenko, Bella Ahmadulına gibi o donemin genç sair kuşağıyla da yakın ilişkılenniz oldu ve şiiri çok ge- niş kıtlek're ula^tırdınız... Genç şaırlerle tanıştım, onlarla bır- lıkte kuçuk mekânlarda çalışmaya başladık sonra bu alanlar buyudu O donemlerde Rus halkı şııre çok alış- kın değıldı şıır dınlemeyı sevmıyor- du Bır şıır kıtabından bın adet satıl- dığında ıyı bır rakam sayılıyordu Ama bızı sev lyorlardı çunku pek çok olaya karşı çıkıyorduk Derken. dın- leyıcı kıtlesı buyudu ve gıtgıde stad- yumlan doldurdu Rus şiirinin merkezJndeydim - Siz o donemde, toplumsaJ içerikli. polemikçi ve soylevci şiirler yazmanı- za karşın, politik kişiliğinizk ön plana çıkmamaya ozen gösterdiniz. V\ H Auden bir yaasında sızın stadyum- da nasıl görkemli şiir okuduğunuza değinmiş ve şiir okuma sanatını bir ayin haline getirdiğinızden sozetmiş. Önbinlerce kişi onunde böylesıne dev leşmenizı. ınsanlan o stadyiımlara çeken buyuyu nasıl açıklarsınız? Sıze dedıgım gıbı ben Rus şıınnın merkezındeydım Ancak cıddı bır pa- radoks var Bır kıtabı elınıze alıp okumak kolay şnn dınlemek ıse da- ha zordur Stadyamda şıır dınlemeye daha çok ınsan geldı Bu, kılıse tore- lerıne benzcrdı Orneğın Rus kılıselennde torenler eskı Slav dıllennde, Katolıklerde La- tınce olurdu Oraya gelen ınsanlar soylenenlerden bır kelıme bıle anla- mazlar ama oranın o mıstık havasın- da etkılenırlerdı ve olay buyurdu Aynı şey benım stadlarda okuduğum şıırlerde de oluyordu Belkı şıırlerı- mın detavlarını algılayamıyorlardı Bcnı dınlemeye gelen o 14 bın kışı şıınm ıçm gelıyordu ama Yevtuşenko ıçın gelenler polıtık bır ruh taşıyor \e c coşkuvla gelıyorlardı Kışısel ola- rak ben stadyumlarda şıır okumayı çok sevmıyordum Kar^ımdakı ınsanın yuzunu gor- •'Şıırlenmı masa başında kalemle yazmam. Dışan çıkanm, caddelerde, ormanlarda yürürüm. Süreklı gökyüzüne bakanm, gökyüzünüîi de açık olması gerekır. Açıklayamadığım bır şey var, yukandan bır ışaretle gelır bu dızeler. Buna tann, şeytan, kozmos dıyebilırsınız. Ben bunun ne olduğunu henüz kendıme açıklayamadım. Eve gelıyorum, o aldığım ışaretlen anıden kâğıda döküyorum ve şıır çıkıyor ortaya.' mek istenm, oysa stadyumda bu ola- naksızdır - Mimar olmanız ve resme olan U- ginlz de şiirınizde kendini hissettiri- yor, 'Oza'da olduğu gjbi Evet. mımanyle romantık edebıya- tı bırleştırmemın nedenı belkı de geçmışım Ama bu bıraz da yaşam- dır Son kıtabımın kapagından ornek vereyım, yaşamımız zaten demırle kaplı Oradakı mıknatıslar da bır tek kafamız değıl, ıçgudulenmız, sırlan- mız bızım dışımızda olan bır takım guçler O manvetık guç gıbı bız de onlara bağlıyız - Şairlerin intihar ertigL süruiduğu bir donemde, hep şaır' kimliğinizle varolmaya ozen gösterdiniz. Toplum- saJ olaylarta o donemde Uginiz ne dü- zeydeydi? Benım şıırlenm bır gunce gıbıdır Bır gunceye ınsan hıssettığı gordüğu her şeyı yazar Sesgıyı, aşkı, gunlük hayatta etkılendığı olaylan Tabıı bu Belkı de ıçgudusel olarak haklıydı Ben dıger şaırlenn dışındaydım. top- lumun mantığını değıştırmek ama- cıyla yenı şey ler ortaya koyuyordum Bu da tehlıkelı olabılırdı K.ruşçev ış- te burada haklıydı - Yüksek sesle stadyumlarda dfi- zenlenen şiir mahnelcnnın ardından şiirinizin tonu da defişti mi? Gıtgıde stadyum, konser, muzıkal şıır tarzından sıkıldım ve bu ışı bı- rakmaya karar verdım Ondan sonra tamamen stılımı değıştırdım ve kula- ğa hıtap eden şıırden çok gorsel şıır yazmaya başladım Buyuk kalabalık- lardan sonra dınleyıcı halkasını ku- çultmek ıstıyordum Artık çevremde pnmıtıf ınsan ıstemıyordum, elıt ın- san ıstıyordum Şıın konuşan, tartı- şan, anlayan ınsanlan yanımda ıste- dım Boylece daha zor. daha detaylı, anlaşılması daha zor şurler yazmaya başladım Oldukça karmaşık bır kı- tap olan Oza 100 bın adet sattı Ben günluk yaşam ıçınde pohtıka da sıze dokunur ve onları da yazarsınız Ama ben bunları bır kışının giıncesı- ne yazdıgı gıbı yazıyorum, polıtık bır atmosfer yaratmak ıçın değıl O donemlerde şııre etken olan po- lıtık lıderlerdı O donemin poiıtık lı- derlerı ozellıkle Kruşçev onları kıs- kanmava başladı Çunku çok populer olmuşlardı Benım durumum ıse farklıydı Şıırlerımın ıçerığı polıtık olmadığı ıçın ne yapacaklarını bıle- medıler O donemin şaırlerı devlet adamlarını kışkırtmak ıçın daha çok polıtıkaya ıtıldıler Bense kendı bıldı- ğımı okudum - Hiç baskı gördunuz mu? Çok ılgınçtır, polıtık olmadığım halde Kruşçev ın şahsen saldırdığı tek şaır bendım Benı aldı, yarım saat karşımda devamlı bana bağırdı Bu arada yumruklannı savuruyordu Be- nı ulkeden dışan çıkmaya zorladı Hatta KGB ajanlarını çagırıp pasa- portumu alarak benı yollamaya çalış- tılar Polıtıkavla yogun ılgım olma- masına karşın. ıdarevle sureklı so- runlarım oldu Kruşçev o kadar ap- taldı kı bana "Sen Komunist Partisi uyesi değilsin. Scn Komunist Parti karşılıgı bir parti kurtnak ıstiyorsun. O yuzden bu kadar populerleşmeye çalışıyorsun. Partıde olmayan insan- lardan oluşan bir parti kurmaya çalı- şıyorsun.' 1 dıyordu Cahıl bır ınsandı Andrey Voznesenski daha da zorlaştırdım ve o zaman da kıtaplanm 300 bın sattı Ozgürlüğün beddini ödûyoruz - Bugfin Rusya'da şairler ne du- rumda? Şiirler okura ulaşabiliyor mu? Bugün çok zor durumdayız Krız var. kâğıt fıyatları çok arttı. kıtap sa- tışlan çok duştu Ben elıt ınsanlara ulaşmak ıstıyorum derken, zengınlen değıl gerçekten entellektuel, kafalan zengın olan ınsanları kastedıyorum Bunlar da genellıkle maddı gucu ol- mayan bır tabaka oluyor ve kıtaplan- mı alamıyorlar Onun yenne çok zen- gın ınsanlar kutuphanelerınde guzel dursun dıye kıtaplarımı alıyor Şımdı bız özgurluğun bedelını oduyoruz Bundan oncekı donemde totalıter sıs- temın sansurune takılıyorduk, ^ımdı de tıcaretın sansurune takılıyoruz Tı- can sansur kıtap basmadığı ıçın çok guçlu Rusya'da tıcaretın degışımı edebıyata boyle olumsuz bır etkı yaptı Benım ıçın sorun yok, ben ya- şarım. kıtaplanm satar ama genç şa- ırler ıçın çok kotu bır şey bu Çunku onlar doğamıyorlar, adlan bılınmıyor ve kıtapları satılmıyor Bu yuzden ben onlara çok yardımda bulunuyo- rum Ancak her >eye karşın Rus şıın- nın olduğunu du^unmuyorum Ger- çek şairler yazmaya devam edecek- ler Mutluluk, yaşanmamış bir duyguyu yaşamaktırHenrik Nordbrandt "aykırı'bır ın- san Ince ve uzun fızığı, 'kuskun' ba- kışlarıyla her an her yere gıdebılır- mış, hiç bır yere aıt değılmış gıbı du- ruyor topluluklarda Konuşmaktan fazla hoşlanmasa da, bazı hassas ko- nuiarda tepkısını gostermekten yana Nordbrandt, sakın ve kesık cumlelerle konuşsa da yaşamıyla bızı 'şaşırtma- yı'başardı Kendını 'serseri'olarak ta- nımlayan Nordbrandt'ın yalnızca şıır yazarak geçınmesı, yaşamını 'sevebi- leceği ve ötene kadar kalabileceği' bır yer aramaya adaması, kısacası yaşam oyküsu, duşlennı gerçekleştıremeyen ya da sureklı erteleyenlen hemen kıs- kandıracak cınsten Turkıye'yı çok tyı tanıyan, Turkçe'yı bızden bın gıbı konuşan ve 2 5 yıldır Bodrum'da ya- şayan Nordbrandt, Türk basınının son durumu uzerıne cıddı gözlemlerde bulundugu gıbı Orhan Pamuk'un "Yeni Hayat" adlı romanını çok be- gendığını de soyluyor 1945 yılmda Kopenhag'da dogan Nordbrandt'ın bugun hâlâ suren yol- culugu. yedı yaşında Danımarka'nın bır taşra kasabasına taşınmalarıyla başlamış 201ı vaşlarına geldığınde, bu "buzlar ulkesi"nden "sevebilecefi ve öJene kadar kalacagı" yen aramak ıçın yolculuguna başlayan Nordb- radt'ın ılk durağı Yunanıstan olmuş 1967'de Yunanıstan'a demır atan şaın orada 'cunta' karşıiamış Bundan "nefret eden" Nordbrandt hemen Yu- nanıstan'ı terketmış ve solugu Istan- bul'da almış Ancak Istanbul da aradı- gı yer değılmış Hiç beğenmemış, nefret etmış Istanbuldan ikı hafta kaldıktan sonra 'lcriz geçirmiş' ve Da- nımarka'ya gen donmuş Ankara'dan Bodrum'a Unıversıtede Çınce oğrenmeye baş- lamış Ardından Turkçe'ye merak sa- !an Nordbrandt 1971 yılını Türkıye'de geçirmiş Sonra ver elını Ispanya Tam yedı yıl kalmış bu ulkede Ispan- ya guzel, ınsanlan da çok sıcakmış ama hiç bır yer ona Ege Denızı. Yu- nan adalan ve Türkıye kadar yakın değılmış Bundan 4 5 yıl once An- kara'ya yerleşmış fstanbul'dan daha çok sevmış Ankara'yı Ilgınç dıyornz. "Siz denize ve gune- şe tutkun birisiniz. Ne buldunuz An- kara'da?" "Ankara hem modera bir kent, hem Anadolu'nun kalbinin atüğı bir bozkır'' dıyor ve her aradığını bu kentte buldugunu vurguluyor İkı yıllık Ankara seruvenınden son- ra şöyle bır Bodrum'a uzanmış ve son 2 5 yıldır kaldığı bu yorenın aradıgı yer olduğunu hıssetmış "Ege Deni- zi'ni çok seviyorum, eşsız bir yer. Dun- yada bir tek Ege Denizi var.." Şımdılık Bodrum'da yaşıyor ama son gunlerde oradan da sıkılmış, çok sağlam dost- luklar da kurmasına karşın, artık ken- dını oraya aıt hıssetmıyormuş Bır su- re daha kaldıktan sonra kendıne yenı bır yer aramaya karar vermış Arük esldsi kadar romantik değilim Bıraz yorulmuş gıbı Konuşurken gozlennı boşluklara dıkıyor ve "ArOk yaflandım" dıyor "Haftalık rurlar vanür, bilirsiniz. Daha ucuz oluıiar ve befli bir program kapsamında sizi gez- dirirler. Ben boyle turlara dayana- mam. mumkün değıl. Girbgim her ye- re ölene kadar kalabilecekmişim duy- gusuyla gidcrim ben. Ama yine de ar- tık eskisi kadar romantik değilim. Gençken daha rnmantıktim. olene ka- dar kaiabileceğim bir yer olduğuna kesinlikle inanıyordum ama artık bövle bir yerin olmadığını biliyorum." Içe donuk, fazla konuşmaktan hoş- lanmayan ama her zaman dünyaya açılmaya çalışan bır ınsan olduğunu soyluyor Nordbrandt Bır yandan gez- dığı yerlerde ızını bırakıyor, bır yan- dan da şıınnde tum çıplaklığıyla ken- dını sunuyor dünyaya Bugune dek 19 şıır kıtabı yayımlanmış bır şaır olarak, şıırlennde oldukça açık sozlu ve ken- dını tanımlama çabası ıçınde Insanla- rın soyleyemedıklen kendılenne sak- ladıklan, belkı de yüzleşmekten kork- tuklan tum duygular, tum karşıtlıklar onun şıınnde sessızce yerlennı alıyor Ve her şıırı bır ıç dökuş oluyor An- cak zaman zaman ses yükselıyor ve boşluğa tırlatılan keskın bır çığlığa donuşuyor Kendını şıırlennde her- kesle paylaşıyor Nordbrandt Şıırlerı uzerıne konuşmaktansa fazla hoşlan- mıyor Konuşamadıklarını yazıyor "Ben zaten kendi şiirierimi anlata- mam. Anlatamadığım şeyleri vazıyo- rum işte. llham denen şeye ınanmıyo- rum. Şiir once kafada başlıvor. Masa- nın başına oturup da şiir yazamıyo- rum. Bir kaç kez denedim, olmadı. Şi- irierimi yazdıktan sonra değiştiremi- yorum. Benim için en buyuk mutlu- İuk, daha once gormediğim bir şey görmek, daha once yaşamadıgım bir •"Ben zaten kendı şıırlenmı anlatamam. Anlatamadığım şeylen yazıyorum işte. llham denen şeye ınanmıyorum. Şıır önce kafada başlıyor, yazdıktan sonra da değıştjremıyorum. Benim ıçın en büyük mutluluk, daha önce görmedığım bır şey görmek, daha önce yaşamadığım bır duyguyu yaşamak... Şıirde de yaşamda da aynı. Beklemedığım, kendı yazdığıma ınanmadığım bır şıır yazmak ıstıyorum. Sankı benım şıınmı bır başkası yazmış gıbı.. Bu benı çok mutlu edıyor." duvguvu yaşamak... Şıirde de vaşam- da da aynı. Beklemedtğım. kendi yaz- dığıma ınanmadığım bir şiir yazmak istiyorum. Sanki benim şıirimi bir başkası yazmış gibi.. Bu beni çok mut- lu ediyor." Furk şaırlerle arasının nasıl oldu- ğunu soruyoruz, "Ben eJeştirmen de- ğilim tabii ama Vunus Emre'den Öz- demır lnce'ye sevdiğım bır kaç Tıirk şain var. Orhan Neli'ye çok buvuk va- kınlık duyuyonım. Aslında. bence çok iyi bir şair değil o, ama çok sempatik, hoş bır insan" dıyor Dunya şıırıne baktığında ıse. T. S Elliot'un çok bu- yuk bır şaır olduğuna ınanıyor Çorak llke adlı şıınnın, o kuşağın tarıhını anlattıgını ve çok onemlı bır şıır oldu- ğunu duşunuyor " EUiot çok büyük şair ama beni çok etkilemedi. Beni gerçekte çok etkileyen Amenkalı bir şair var: \\allace Stevens. Belki stil olarak değil ama duşunce olarak ola- rak çok etkilendim. •' dar akla karayı seçmış Gençhgınde gazetecılık yapmış, radyo ve televız- yona programlar hazırlamış, edebıyat eleştırılerı yazmış, roportajlar yap- mış Hâlâ zaman zaman Danımar- ka'dakı gazetelere yazı yolluyormuş Bır keresınde Türkıye'de ınsan hakla- rı uzerıne genış bır roportajı yayım- lanmış Danımarkada çıkan bır gazete- de "O roportaj biraz gorev gibi oldu ama bir yandan da yapmam gerektiği- ne inanıyordum. Vine arada bir \az>- yorum. Sivas olaylannda uç arkada- şım oldu. Bu olay beni çok etkıledi ve bir yazı yazdım. Danimarka'da bır ga- zetede yayımlandı. Onları yazmadan yapamadim. " Sıvas olaylan uzerıne şıır yazıp yazmadığını soruvoruz "Sivas olavlan uzerine şiir vazmadım, ben genelde jıırierimi dunvayı severek yaayorum. Oyle acı bir olavın şıirini yazmak çok zor. Belki ilende yazanm. Polıtık. sıyası şurler genelde yazmıyo- rum ama arada bir kendimı tutama- Henrik Nordbrandt (Fotoğraflar AYKUT KUÇUK.KAYA) "Vakarış" adiı şıırındekı "Türk- çe'deki çekim eklerinin tatlılığı adına yalvanyonım sana" dızesını hatırlattı- ğımızda ve Turkçe'yle arasının nasıl olduğunu sorduğumuzda guluyor ve o şıın 1971'de Sıde'de yazdığını, o gun- lerde Turkçe oğrenmeye çalıştığını hatırlıyor "Türkçe'yi yeni yeni öğreniyordum. Biraz anlamaya başlamıştım ama as- lında tam anlamıyla anlamıyordum. Bazen ses olarak anlıyordum. Bir tür- ku dınlemişn'm o zamanlar, Köroğlu turkusu. 'Benden selam soyle Bolu Beyı'ne' diye basfar. O fürkü ses ola- rak bana çok çekkı geldi. Bir aşk riir- küsu sandım. Tabii sonra sozlenni öğ- renince aşkla ilgisi olmadığını anladım ve çok şaşırdım. Turkçe çok ilginç bir dil..." Çınce, Ermenıce, Arapça. Türk- çe, Farsça. lspanyolca ve Ingılızce bı- len Nordbrandt şııriennı hep Danı- markaca yazıyor Çevın yapmıyor Sı- kıcı ve özven ısteyen bır ış çevın Kı- sacası ona gore değıl Yazarak geçiniyorum Nordbrandt yalnızca yazarak geçı- nen şanslı insanlardan Ama zaman zaman şıır yazarak geçındığıne kım- seyı ınandıramıvor Turkıye'de yaşa- maya başlddıgında ıkamet tezkeresı alması gerek'nış ve meslek hanesıne 'şair'yazdığında buna herkes gülmuş Polıslerı şaır olduğuna ınandırana ka- yıp vazdığı m da oluyor." dıyor Polıtık bır şaır olmasa da Nordb- randt kendını hâlâ 'solcu' olarak ta- nımlıyor "Politikayla çok yakın iliş- kim olmadı, hiç bir partiye uye olma- dım. 25 yıl önce benim burun arka- daşlarım Mao'cuvdıı, ben Mao'va o kadar inanmadım. Bana bu yuzden faşist derlerdi. '" Vıllar once komık bır olay olmuş Devletın uç yıllık bur- sunu alıp Yunanıstan'a gıttığınde. - şa- ka olsun' dıye. polıtıkacılara çok kı- zan, mustehcen bır şıır yazmış ve bu şıır bır gazetenın bırıncı sayfasında yayımlanmış Sonra ortalık bırbınne gırmış "Tabii bana çok kızmışlar. 40 bin kişi başbakana mektup yazmış. Beni öldürmek istemişler. Parlamentoda benim uzerime bir toplann yapılmış, bu adamı ne yapaiım diye tartışmışlar. Ben o sıralar Yunanistan'daydım. hiç bir şeyden haberim yoktu. Tabii Dani- marka'da bir şey yapmıyoriar. Turki- ye'de olsa, ooo!" Öncelerı yanı çok gençken beş parasız dolaştığı aç kal- dığı oluyormuş. ancak şımdı maddı bır sorunu yok Bır kaç kez evlenıp boşanmış ama şu gunlerde evlı değıl çocugu da yok Hiç bır kuruma partı- yc, dernegc, hatta dıne bağlı degıl Tam anlamıvla ozgur Şıır yazarak, dunyayı dolaşarak yaşayan. sankı 'bir öykuden. şiirden va da bir fllmden fir- lâmış aykın hır karakler' DT'den amatör tiyatpolara çağrı • ANKARA (ANKA) - Devlet Tıyatrolan, Temmuz 1995'te Ankara'da yapılacak 'Uluslararası Amatör Tıyatrolar Festıvalı'ne katılmak ısteyen amatör tıyatrolann Mart 1995'e kadar Devlet Tıyatrolan Genel Mudurluğu'ne başvurmalan gerektığını bıldırdı Turkıye'den festıvale katılmak ısteyen 4 amatör tıyatro ekıbının seçımı ıçın, amatör tıyatrolann Mart 1995'e kadar oyunlanndan vıdeo kasete alınmış bır kopya ıle birlikte DT Genel Mudurluğu Opera Ankara, TOBAV, Tunalı HılmıCad 72/1-2 Kavaklıdere- Ankara adreslenne başvurmalan gerekıyor Grup Pentüp'ün sergisi Deniz Müzesi'nde • Kültur Servisi- "Grup Pentur" yenı sergısını Denız Muzesı Sanat Galensı'nde açtı Uzun yıllardır birlikte resım çalışmalanna katılan ve hocalan ressam Mahır Guven'in katkılanyla bırçok sergı açan "Grup Pentur" un bu sergısınde ayn teknıklerle yapılmış eserlen bulmak mumkun Karma sergıye katılanlar arasında Bercıs Ank, Tund Sazak, Ozden Başak. Dılek Celasın Haluk Dutıpek, Naz Ergun, Ahsen Ermış, Sevım Ersemız, Yasemın Gulerhan, Tuna Gun, Alev Karahasan, Suzan Kızılyalı, Mayda Matın. Semıha Serter, Yucel Tekbaş ve Penhan Tuncer adlı ressamlar bulunuyor DT'den "liyatro" dergisi • ANK,AR.A(4\KA)-Devlet Tıyatrolan. "Tıyatro" adlı bır kultur-sanat dergısı çıkardı Üç ayda bır yay ımlanacak "Tıyatro"nun ılk sayısında agırlıklı olarak "Sanata Evet" kampanyasına ılışkın yazılaryer alıyor Çeşıtlı bolumlerden oluşan dergının "Basında Sanata Evet" koşesınde kampanyayla ılgılı basında çıkan yazılar bulunuyor Sekız bolge tıyatro mudurunun yenı sezona ve kampanyaya ılışkın yazılannın da yer aldığı dergıde aynca Ozer Ozankaya'nın "Sanatın ışlevı", "Ustalara Saygı" koşesınde Zehra Ipşıroğlu'nun "Lutfen Dokunmayın" Atılla Sav'ın "Asıye'nın Ilk Oynanışı ve Ankara Bırlık Sahnesı Uzenne Notlar" yazılan da bulunuyor Dergıde "4 Ankara Buluşmasi" adıyla duzenlenen tıyatro şenlığıne, "Ankara 95 Projesı"ne ılışkın bılgıler venlıyor "Yıtırdıklenmız" bolumunde ıse yaşamlannı kaybeden Devlet Tıyatro Sanatçılan Ilyas Avcı. Osman Hacımustafa ve Asuman Korad'ın kısa yaşam hıkâyelen anlatılıyor 54 sayfadan oluşan dergı. 50 bın lıradan satılıyor Sami Güner Fotoğraf Yarışması • BURSA(AA)-Bursa Buyukşehır Beledıyesı'nce, unlü fotoğraf sanatçısı Samı Guner'ın anısına geleneksel olarak duzenlenen ve bu yıl "ulusal" duzeyde açılan "Samı Güner Fotoğraf Yanşması"na başvurular 31 aralıkta sonaenyor Bursa Buyukşehır Beledıyesı yetkılılen. 11kı 1992 yılında gerçekleştınlen ve bır yıl "ulusal", bıryılda "uluslararası" duzeyde açılan yanşmanın bu yılkı konusunun "Her Yonden Bugunku Gorunumlenyle Kentlenmız" olduğunu bıldjrdıler Yetkılıler, fotoğraf sanatının gelışmesınde, yaygınlaştınlmasında buyuk emeğı geçen sanatçıy ı olum yıldonumlennde anmak amacıyla duzenlenen yanşmayla amatör ve profesyonel fotoğraf sanatçılannın çalışmalannı desteklemeyı. değerlendırmeyı ve sergılemeyı hedefledıklennı kaydettıler >anşmacılar. siyah- bevaz ve renklı baskı dallannda yapılan yanşmaya en çok 4 çalışmayla katılabılecek Yanşmaya başvurular 31 aralıkta sona ererken, sonuçlar 10 ocakta açıklanacak Bınncı seçılen kışıye 15 mılyon lıra. ıkıncıye 10 mılyon lıra. uçuncuye ıse 7 5 mılyon lıralık odulun verıleceğı yarışmada dereceye gıren ve sergılenmeye layık gorulen eserler 20 şubatta Bursa Buyukşehır Beledıye Sanat Galensı'nde ızlenıme sunulacak Kıbrıslıtünk Şiiri Antolojisi • Külrür Servisi - Yapı Kredı Vayınlan şıır dızısının yenı kıtabı bırantolojı. Kıbnslıturk Şıın Antolojisi Kıbnslı şaır ve çevırmen Mehmet Yaşın'ın hazırladığı bu antolojıde Kıbns Turk şnn kapsamlı bır değerlendırme yazısı ve 200'den fazla şıırle tanıtılıyor Kıbns'ın 16 yuzyılda Osmanlılarca alınışından bu yana temel sorunsalı hep kımlık arayışı olan Kıbns Turk şıınndekı donemlen. kuşaklan ve şıır hareketlennı "Azınlık Edebıyatı ve Merkez-Çevre Kuramı" bağlamında. bır sıstem ve termınolojı çerçevesınde ele alan kıtap, bu yanıyla daha once hazırlanmış ofan Kıbns Turk şıır »»••>| « ' - ' •• v. nlıvor
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear