23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 KASIM 1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 CRR Konser Salonu, üçyeni kompakt disk ile Ayhan Baran-Zehra Yıldız ve Idil Biret konserleri EVtN İLYASOĞLU Cemal Reşit Rey Salonu, sanat dünyamızı ve K asınımızı meşgul etmeye devam ediyor. Salona _ıhip çıkmak, sanat dünyamızın gelenekselleş- miş bir merkezinde kaliteyi düşürmeden sanatçı ve sanatseverleri bir arada yaşatabilmek ve her ortamda bunu gerçekleştirebilmek zorundayız. Cemal Reşit Rey Salonu, bir sanat merkezi kadar sanatsallığa ilişkin bir sosyal etkinlıkler merkezi olarak da düşünülmelidir. Örneğin he- nüz üç-dört yıldır yerleşmeye başlayan konserli kutlama törenlerinde büyüİc kuruluşlar, banka- lar vb. yıldönümlerini, yılbaşı kutlamalannı. bir konser ve ardından verdikleri resepsiyon ile kutluyorlar. Bu uygulama, Cemal Reşit Rey Salonu ile yerleşti. Hiç konsere gitmemiş kişiler, böyle bir fırsat ile konser dinlemiş oldu. Böylece hem maddi açıdan konser salonuna gelir sağlandı hem de sanata destek verildi. Bu geleneğin böy- lece sürüp gitmesi. içinde yaşadığımız toplu- mun bir zenginligidir. Bu zengınlıği, yannlara daha sağlam açılımlar yapabılmek adına koru- mak zorundayız. Dileğimiz, Türkiye'nin bir hu- kuk devleti olduğunu hiç kimsenin unutmaması ve bütün anayasal kurumlann bu konuda duyar- lılık göstermesi. Uç yeni kompakt disk üstüne Bu hafta sonu kendi evimde harika iki konser ve iki resital dinledım. Kültür Bakanlığı'nın destek olduğu. L'mar Prodüksiyon'un kompakt diskleri ile. Bunlardan birincısi Gürer Aykal yö- netimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkest- rası eşliğinde Ayşegül Sanca'nın çaldığı Beet- hoven'ın üç ve dört numaralı piyano konçertola- Salon Gürer Aykal yönetimindeki C'SO eşliğinde Ayşegül Sarıca. Beethoven'in üç >e dört numaralı pivano konçertolannı seslendirdi. (lislderhııiz ve konserlerîıniz üstünerı. Bestecinin ateşli coşkusunu. kahramanlık duygulannı uyandırışını dile getiren; klasik dö- nemden romantik döneme geçişin birer simgesi halindeki konçertolar Gerek Sanca'nın Beethoven anlayışı gerekse Aykal yönetimindeki CSO'nun incelikleri ay- nmsayan, her çalgı topluluğunun aynntılan gö- zeten yonımu, eserleri bütünleştırmiş. Dördün- cü konçertonun nazik ve zarif başlangıcıyla fi- nalinin ritmik gerilimi çok iyi dengelenmiş. Ay- nca ses kayıt kalıtesi de son derece net ve den- geli. Dansı diğer Beethoven konçertolannın ba- şına! Umarız bu dizı, aynı ekiple tamamlanır. Sanca'nın tuşlannda Schubert'in ve Rahma- ninof un 'Müziksel Anlar'ını (Moments Musi- caux) dinlemek ayrı bir keyif. Sanatçımız, başlı- başına bir kompakt disk üstünde Schubert'in op. 94 sensindeki Rahmaninof un op. 16 seri- sindeki 'Müziksel Anlar' adlı mozaık parçacık- larını işlemiş. 'Çalmış' demekten çok 'işle- miş*tlemek daha doğru olacak. çünkü Sarı- ca'nfnydrufrlunda.SchuBert'iri o içVdöhÜk çü- cuksu utangaçlığc romantizmin acıyla coşkuyu kaynaştırdığı şıin, Rahmaninofun yer yer baş- kaldıran. yer yer karanlıklar dünyasına dalan karakten gerçekten de ince ince ışlenmiş. Ayşegül Sanca-Ayla Erduran ikilısinin Greek, Debussy \e Franck sonatlanndan oluşan yonım- lan da üçünca kompakt diskte yer alıyor. Franck sonatın kaydında, piyano-keman dengesi yer yer değişıkiikler geçirmiş. Ancak Debussy ve Greek sonatlannda yerleşik bir denge, Erdu- ran'ın içinden gelen şarkıyı söylemesi, kendine özgü tamperamanını sergıleyişı ve Sarıca'nın tr'temmel eşliği, bu kompakt diski de keyifle .ültür Bakanlığı'nın destek olduğu, Umar Prodüksiyon'un kompakt disklerinin birincisi Gürer Aykal yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde Ayşegül Sanca'nın çaldığı Beethoven"in üç ve dört numaralı piyano konçertolan. Gerek Sanca'nın Beethoven anlayışı gerekse Aykal yönetimindeki CSO'nun incelikleri aynmsayan, her çalgı topluluğunun aynntüan gözeten yorumu, eserleri bütünleştirmiş. Baran ve Yıldız şan resitalinde 18. ve 19. yüzyıl arvalarını sundular. dinlenir hale getiriyor. Doğal kı bu diskın tarihi bir özellıği de Sanca-Erduran gıbı cumhuriyet tanhimizin yetiştirdiği değerli iki yorumcumu- zu bunca yıl sonra ilk kez bir arada kayda geçir- miş olması. Genelde bakanlıklarla yapılan bu tür projeler, bir gün önemlı kişilere dağıtılmak üzere kimse- lerin ulaşamadığı odalarda saklanır. Belki de ilk kez Kültür Bakanlığı'nın bu projesi ile Umar Prodüksiyon'un kompakt dısklenni her istediği- niz müzik dükkanında, her plakçıda bulabıle- ceksiniz. Yılbaşı için harika armağanlar' Geçen hafta tek izleyebildiğim konser, Cemal Reşit Rey Saloıuı'nda yer alan Baran-Yıldız şan resitali oldu Kendılcrine pıyânoda Judith Uluğ eşlik etti. 18 ve 19. yüzyıl aryalarından seçıl- miş bir demet sundu sanatçılar. Her şeyden ön- ce böylesi ikilı resıtaller. dınleyicimizin çok ıl- gisini çekiyor. Üstelık onca > ılın denevimı ile gıttıkçe şan yapma sanatının tüm sırlannı elde etmeyi başaran değerli sanatçımız Ayhan Baran ve pınl pınl sesiyle bu dinletıyı paylaşan Zehra Yıldız olunca, ıvice etkileyıcı bir sonuç çıkı>or ortaya. Doğal kı bu aryalann pek çoğunu hep orkestra eşliğinde duymaya alışmışız; belki de piyano, çalgı olarak aynı ses yoğunluğunu ver- mediğınden yadırgıyoruz. Gönül ıster kt Avru- pa-Amenka televizyonlannda izledığımız gıbı, orkestra eşliğinde bu tür konserler yapıKın. ar- dından da bunlardan kompakt dıskler üretilsin. Idil Biret'in son etkinlikleri Son günlerde Idil Biret'in yoğun etkinlikleri peş peşe: Her ay bir sanatçıv ı "ayın sanatçısı' se- çen Radyo Francc. ekım ayı sanatçısı olarak seçtığı Idil Biret'in bir ay boyunca her akşam yarım saatlik programlarla Chopin plaklanm yayımlamış. Aynca sanatçıyla söyleşiler \e sonunda bir de canlı konser düzenlemiy C'anlı konserde idil Biret'ın "Bis olarak ne çalmamı istersini/" şek- lindeki sorusu. dınleyıcılen son derece etkıle- miş. Geçen hafta İzmır De\let Senfoni Orkest- rası ile iki ayrı vapıt bırden seslendırmesmı (Falla'nın ispanyol Bahçelen'nden ve Ravel'ın Sol El Konçertosu) ardından üç tane bırden bis çaldıgını televizyondan ızledik. Mustafa Nevzat Ilaç Şirketi ile yapmakta olduğu Anadolu turne- sını de Antalya. İzmır. Ankara \e Trabzon'dan sonra. bu ay içinde Bursa \e izmıt'te çalarak ta- mamlayacakmış. Bu hafta Cemal Reşit Rey Salonu'nda vere- ceği üç resitalin her birisi ayn bir başlık taşıyor: 23 kasımda *Prelüdler": 26 kasımda "Piyano l varlamaları": 28 kasımda 'Çeşitlemeler \e Etütler' başlığı altında yapıtlan demetleyecek Cemal Reşit Rey Salonu'nun eski bir uygula- ması olan kalabalık konserlerde ındirim yapıl- mamasına karşılık. Idil Bıret sahneye sandalye- ler konmasını ve öğrencilenn onun çe\resinde konseri dinleme olanağı bulabilmesini öneriyor. Karikatürcüler —yazılı^eminat Kültür Servisi - tstanbul Büyükşehir Bele- diyesi. Istanbul Karikatür ve Mizah Müze- si'nin kapatılmayacağına dair K.arikatürcüler Derneğı yöneticilerine yazılı teminat verdi. Müze 18 kasım tarihinde Kütüphaneler ve Mü- zeler Müdürü Yakup Kuloglu imzası ile kapa- tılmış. 21 kasım tarihinde ise Kütüphaneler ve Müzeler Müdürlüğü'nden gelen yeni bir yazı ile kapatma karan durdurulmuştu. Bu yazıda 22 kasım-30 aralık tarihleri arasında düzenlen- mesi planlanan "Şehremaneti'nden Büyükşe- hir'e Istanbul" adlı serginın da müzede açıla- bileceği bildirilmişti. Ancak Karikatürcüler Derneği Başkanı Se- mih Balcıoglu,yönetim kurullannın bu yazıyı yeterli görmeyerek sergiyi açmama ve müzeye gitmeme karan aldıklannı bildirdi. Bunun üze- rine önceki gün Karikatürcüler Derneği'ne gönderilen, Istanbul Büyükşehir Belediyesi Emlak ve Istimlak Dairesi Başkanı Hakkı tur- can'ın imzası ve Kültür Daire Başkanı Şeıtol Demiröz'ün onayını taşıyan yazıda. Karikatür v ^ Mizah Müzesi'nin çalışmalanna eski statü ikerinden aynen devamına karar verildiği be- lirtiliyordu. Bu yazılı temınatı alan Karikatürcüler Der- neği müzeye gitmeye karar verdi, ancak Şeh- remaneti'nden Büyükşehir'e Istanbul ser- gisinin açılışı, sergi hazırlıklan kapatılma karan nedeniyle yanm kaldığından 13 Aralık 1994 tarihine ertelendi. İtalyan yönetmen Ninna Moretti, son filmi 'Sevgili Günlük'te kendisini oynuyor ıııı Karısıııii Kültür Servisi - Bu yıl Cannes Film Festiva- li'nde çok beğenilen 'Caro Diario-Sevgili Gün- lük' fılmiyle en iyi yönetmen ödülüne değer görülen Nanni Moretti ttalya'nın son zamanlar- dakı en ilgınç yönetmenlerinden biri olarak ka- bul edilıyor. Yönetmenliğin yanı sıra senaryo yazarlığı, prodüktörlük ve oyunculuk da yapan 41 yaşın- daki Moretti, savaş sonrası italyan sinemasının üçüncü kuşak yönetmenlerinden. Başka deyişle, faşizm sonrası Italya'da doğup, komünizrmn va- atlerine kuşkuyla bakan kuşaktan geliyor. Moretti ve çağdaşlan: Maurizio Nkhetti, Gi- anni Ameüo ve Daniele Luchetti. Rosellini, Vis- conti ve Fellini gibı kendılenne •maestro' dıye hitap edilmesini beklemiyorlar. 6O'lı yıllarda ortaya çıkan bazı yönetmenler gibı Marks'ın ya da Freud'un kölesı olmayı reddedıyorlar. Aynca bırlikte çalışacaklan yıldızlar, filmlerinin fı- nansmanı ya da seyircileri için gözlerini yurtdı- şına dikmiş de değiller. 16 yaşlannda sutopu ve sinemaya merak sa- ran Moretti, okulu bıraktıktan sonra kendinf çektiği filmlerle ifade etmeye karar vermiş. 1976 yılında çektiği ve kendisinin de ('Kramer Kramer'e Karşf filminden üç yıl önce) bekâr bir babayı canlandırdığı 'Lo Sono L'n Autarc-' hk>' adlı film Italya'da yeni filızlenmeye başla- yan feminıst hareketin temsilcileri tarafından il- giyle karşılanmıştı. Bundan sonra kendisine bu- günkü saygınlığını kazandıran 'Ecce Bombo' filmını çekti. Doğaçlama yöntemiyle çekildiği her halinden belli olan bu filmde, orta sınıftan İtalyan yönetmen Nanni Moretti bir karakteri. dünyada olup bitenler yüzünden kafalan kanşmış, anne babalanndan uzaklaşmış bir serseri grubunun bir üyesinı canlandırıyor- du Tican açıdan başan kazanan ve tartışmalara yol açan bu film yeni İtalyan gençlığinin psiko- lojik durumunu yansıtıyordu. Bu filmden sonra Moretti hep "Michele" adlı karakterieri canlandırdı. 'Golden Dre- ams'(1981) filminde bır film yönetmeninı. 'Bi- anca'da (1984) oir katili, "The Mass is Oer'da (1985) bir rahil.ı. Palombella Rossa'da (1989) bir sutopu maçı süresince geçmişinı yenıden ın- şa etmeye çalışan. bellek yitimine ugramış bir Komünist Partı görevlisıni oynuyordu. Bu ka- rakterlerinin hepsinin de adı Michele'di. Moretti "Michele ben değflim, ama benim ba- zı karakteristiklerimi. vanılsamalanmı ve öfke- mi taşıyan, benden doğmuş bir karakter" diyor. Moretti, 1986 yılında kendisıyle aynı zihnıye- ti taşıyan çağdaşlannın ve kendisinin filmlerini üretebilmek için Sacher adlı bir şırket kurdu. Carlo Mazzacurti ve Daniele Luchetti ilk film- lerini Sacher için yönettiler Luchetti'nın gırtla- ğına kadar yolsuzluğa batmış İtalyan politik ya- şamı üzerine bir hıciv olan 'II Portaborse'1 adlı üçüncü uzun metrajlı filminde, Moretti, mesle- ğinde ılerlemek için her şeyi göze alan bir ada- mı canlandınyordu. Moretti'nın "Sevgili Günlük' adlı fılmı. ger- çekle kurmacanın kanşımı. Yönetmen bu film- de kendisini oynuyor. Film, üç bölümden oluşu- yor. ilk bölümde Moretti, Vespasıyla ağustos ayında bır pazar Roma'da dolaşıyor. Ikinci bö- lümde 30 yıl telev ızyondan uzak kaldıktan son- ra ucuz televizyon filmlerinin müptelası olan entelektüel bır arkadaşıyla Lepari'yı. Strombo- lı'yi ve diğer İtalyan adalannı dolaşıyor. Son bölümde ise Moretti akciğer kanserine yakalandığının doktorlar tarafından ancak bir yıl sonra anlaşılmasının öyküsünü anlatıyor. Eluuı Berk'ten erotik resimler İlhan Berk 10 yıl aradan sonra sanatseverle buluşuyor. Kültür Servisi - İlhan Berk'in resim çalışmalan, 10 yıl aradan sonra ilk kez sanat- severlerle buiuşuyor. 2- 31 ara- lık tarihleri arasında Milli Re- asürans Sanat Galerisi'nde açı- lacak sergide, Berk'in - nü" re- simlen, yağlıboya çalışmaları, siyah zemin üzerine çızdiği be- vaz erotik desenleri ve aynca Istanbul haritalan sunulacak. Mıllı Reasürans Sanat Gale- risi, sergi dolayısıyla bir İlhan Berk kitabı gerçekleştirdı. İl- han Berk'in resimleri ile dize- leri, böylece aynı kitap içinde buluşmuş oluyor. Kitapta ayn- •2- 31 aralık tarihleri arasında Milli Reasürans Sanat Galerisi'nde açılacak sergide, Berk'in "nü" resimleri, yağlıboya çalışmalan, siyah zemin üzerine çizdiği bevaz erotik desenleri ve aynca Istanbul haritaları sunulacak. ca. Abidin Dino'nun İlhan Berk ıçın kaleme aldığı bir ya- zı da sunuluyor. İlk resim sergisıni 20 yıl ön- ce Galerı Baraz'da açan. son olarak da 10 yıl önce Galeri Nev'de çalışmalarını sergileyen İlhan Berk. "Yazmak benim için büyük bir mutsuzluktur... Bu yeryüzünü olduğu gibi gör- meme engel olan ve bana ver- yüzünü cehennem eden bu yaz- mak eylemindcn kurtulduğum, mutlu olduğum bir tek şey var: Resim yapmak. Aşkın, vaşamın ta kendisi gibi geliyor bana." diyor. Bulduğu her çeşit kağıt par- çası üzerine resimler "çiziktiri- yor" İlhan Berk. Resim yapar- ken bütün önyargılardan, he- saptan. kitaptan soyunduğunu ve resmin karşısına çırılçıplak çıktığını belırten Berk. "Nesne ile aramıza hiçbir şey girmez. Resim yapmak öğrenilir, ben öğrenmek istemem" diyor ve eklıvor. "Kağıt, elin altında binbir kılığa girmiştir, üstüne çay, kahve, içki dökülmüşlür. Bu kağıdın üstünde elim gider gelir çi/iktiririm, boyarım. Ben resim yapayım diye hiçbir za- man ofurmadım. elime kaleıni, fırçayı almadım. Resim beni çağırmıştır. o zaman yapmışım- dır." ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Açık Öğretim Gerçeği••• Olaylara yüzeysel yaklaşımı bır alışkanlığa dönüştür- menin en zararlı yanı, hiç kuşkusuz nice olumlu girişim- lerin değerini yadsıma, böylece de aslında desteklenme- si gereken adımları engelleme gibı sonuçlara yol açılma- sıdır. Bilır-bilmez konuşmaların retorik düzeyde sergilen- mesinin genellikle bilgi çağnşımları yaratabildığı ülke- mizde de durum, bundan farklı olmamaktadır. Böyle bir tutum, bilgi temelinden yoksun bulunması nedeniyle ne yapıcı ve yol gösterici bir eleştiri yerine geçebilmekte, ne de kafalarda biriken sorulara doğru yanıtlann verilebile- ceği bir zemin oluşturabılmektedir. Basında kimi zaman magazin söylemlerinin sınırını aş- mayan .tümcelerle değınilen açık öğretim gerçeği de Türkiye'nin, taşıdığı büyük öneme karşın, ne yazık kı en "hafife alınan" gerçeklennden biridir. Bu hafifliğin temel kaynağı ise. 1982 yılından bu yana, Eskışehir Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi'nce gerçekleştıril- mekte olan bu eğitime ılışkin bir şeyler söylemek ıste- yenlerin, yalnız Türkiye'de değil, ama Batı'nın bütün iler- lemiş ülkelerinde çok özel bır nitelik taşıyan bu öğrenim biçimini daha yakından tanıma, amaçları ve yöntemlerı üzerinde durma gereksınımını duymamalarıdır. Gerçı Türkıye gibı, üniversite öğretim elemanları kadrolarında henüz büyük eksiklerin bulunduğu, buna karşılık yeni üniversite vaatlerinin bütun seçim ve sıyasal konuşma meydanlarında eşarp dağıtılırcasına dağıtıldığı bır ülkede açık öğretim gibi önemli bır konuya gereken ciddıyetle yaklaşılmasını beklemek, belki de boşunadır. Ama yine de en azından bazı çevrelerin konuya daha özenle yak- laşmalarını istemek, düşsel bir beklenti sayılmaz... Bu bağlamda özellikle bilinmesı gereken nokta. gerek Batı'da, gerekse Türkiye'de açık öğretımın bir tür diplo- ma fabrikası niteliğinı taşımadığıdır. Başka deyişle, açık öğretim, içinde yaşadığımız ve görünüşe bakılırsa adını önümüzdeki yüzyıla da devredecek olan bilgi çağında, geniş kitleleri böyle bir çağın gerekleri doğrultusunda bilgiyle donatmayı hedefleyen bir öğrenim sistemıdır. Kendine özgü yapısıyla anılan sistem. geleneksel univer- sıtelere başarısızlıkları nedeniyle gırememış ünıversıte adaylarına daha kolay yoldan dıploma sağlamayı değıl, fakat örneğın yaşları ve uğraşları ne olursa olsun. günlük yaşamlarının akışı ıçersınde ünıversıteye devam ıçın za- manlarının çoğunu ayırabılecek konumda olmayanlara. çok özgül, doğrudan uygulamalara yönelik alanlarda üniversite düzeyinde öğrenim görmeyı ısteyenlere. bir mesleğe gırdikten sonra o mesleğın ılerkı aşamalarında belli bır formasyon gereksınımını ıçtenlikle duyanlara hız- met götürmeyı amaçlar. Bır kuruluşun muhasebe bölü- münde yardımcı eleman olarak ışe başlayan bır gencın daha sonra işletme öğrenimı yapmak ıstemesı. ya da farklı bır alanda da üniversite öğrenımi yapma ısteğıni duyan biri gibi, çoğaltılabıleçek örnekler. uzerınde dik- katle düşünüldüğü takdırde. konunun onemını göster- meye yeterlidir. Ote yandan açık öğretim. hiç de gösterilmeye çalışıldı- ğı kadar kolay bir öğrenim değıldır. Bır açık öğretim öğ- rencisinin normal üniversite öğrencisıne göre tek farkı, değişik saatterde ve kendı mekântnda öğrenim görmesi- dir. Buna karşılık daha kolay dıploma alabılmesı, kesın- lıkle söz konusu değıldır. Türkiye'de her yıl açık öğretımı başarıyla tamamlayabilenlerın sayısı gözdan geçırıldiği takdirde, bu gerçek hemen ortaya çtkacaktır. Bir başka gerçek, açık öğretimın örneğin "diplomalı işsızler" yetıştirme gibı bir durumla hıçbır ilintisinin bu- lunmayışıdır. Çünkü açık öğretim öğrencılennın büyük çoğunluğunu henüz hiçbir mesleğe girememış olanlar değıl, ama halen çalışmakta olan ve mesleklerınde daha ilerı aşamalara varmak isteyen kımseler oluşturmaktadır. Eğitım seferberliğinın gereklilığinden her fırsatta -haklı olarak- söz edıldiğı bır ülkede. ülkede ve ülke dışında yaklaşık yediyüz bın öğrencıye hızmet vermekte olan bir kurumun yine her fırsatta hafife alınmasını anlayabilmek. gerçekten pek kolay değıldır. Aslında üniversiteyle ılgıli her konuda olduğu gibi, açık öğretim bağlamında da ya- pıcı tutum. bu önemli konuyu başka konular adına har- camak değil. ama bağımsız ele alarak nasıl daha verimlı kılınabileceği üzerinde içtenhkle kafa yormaktır. Bundan farklı bir tutum, günümüzde gerek araçlar, gerekse yön- tsmlof bağlamında en ılerı düzoydo ilerden biı gerçekleştırmekte olan Anadolu Üniversitesi Açık Öğ- retim Fakültesi'ne ağır bır haksızlık yapmaktan bır sonuç doğurmaz... Sessiz ve Yavaş' • Kültür Servisi - Özel bır telev ızvon kanalı için hazırlanan "Sessiz ve Yavaş" adlı dizinın çekimleri devam ediyor. Yönetmenlığini Mehmet Sövlerin gerçekleştırdığı ve 4 bölüm olarak çekılen dizinin başrolünü Dılek Pamırtan ovııuvor Sessiz ve Yavaş'ta diğer önemli rollen ise Engin İnal. Müzehher Calışkan. Ayça Bağana. Cem \ıldız. Ebru Bıvık. Selin Bağcı ve Saygınhan Cdik paylaşıyor. Senaryosunu Nejat Çelik'in yazdığı dizıde anne ve baba arasindaki bitmek tükenmek bilmeyen kavgalar yüzünden önce aılesınden sonra da arkadaş çevresinden kopan üniversite öğrencisi geııç bir kızın. zaman içinde uyuşturucu bağımlısı biri haline gelmesi anlatılıyor. Dünya Kitap'ın kasım sayısı • Kültür Servisi - Dünya Kitap. kasım savısında. vıl bovunca süren Yılın Kitabı ve 2 Şiir Ödülü etkinliklerinin sonuçlannı okurlarına duvuruyor. Dergi bu kapsamda 2 Şiir Ödülü'nün sahibi Gazanfer Eryüksel'le bir söyleşıye de ^avfala^nda yer veriyor. Orhan Pamuk, "hayattaki ve Yeni Hayat'taki bayı toplantılannı" anlatıyor. ayrıca TÜYAP yöneticileri Deniz Kavukçuoğlu. Bülent Ünal. Ümıt İyem'le yapılmış söyleşilerın yanı sıra Onur Yazan Adalet Ağaoğlu da Dünya Kitap sayfalarında veralıyorlar. Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlıı ile yapılan söyleşi ve Tarih Kurumu kitaplannın tanıtımlan. Hüsnü Terek'in Frankfurt Kitap Fuan'nı anlatan yazısı. Kenzabure Oe'nin kazandığı Nobel Edebivat Ödülü iİe ılgıli Osman İkiz'ın isveç'ten yazdıkları. Osman Şahin sö>leşisi. Almanya'da Kapalıçarşı üzerine yapılmış bir çahşmanın renkli Kapalıçarşı haritalanyla desteklenen tanıtımı.yer alıyor. Açık Plato Kültürpark' kısa film öykü yarışması • İZMİR(AA)-İzmır Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat Etkinlikleri AŞ (İFSAŞ), sinema sanatının 100. yılı dolayısıyla "Açık Plato Kültürpark" adıyla kısa film öykü yanşması düzenledi. Sinema ve T\ sektöriinün genç kuşaklara tanıtılması amacıyla düzenlenen yanşmaya katılacak lise öğrencilerinin yazacağı 10 öykü, Dokuz Eylül Onıversitesi Giizel Sanatlar Fakültesı Sinema-TV Bölümü tarafından kısa film olarak çekilecek. İzmır'in en veşıl alanlarından Kültürpark'ın konu olacağı yarışmayla ilgıli bilgiler. bugün Belediye Meclıs Salonu'nda yapılacak toplantıda verilecek. Toplantıya yazar Feride Ciçekoğlu da katılacak. Aliağa Beledi>esi'nce düzenlenen "Sinema Günleri". cuma günü başlıyor. Atatürk Kültür Merkezi'nde 18 aralıea kadar sürecek etkınliklerde, şu filmler gösterilecek: "İyi Evlat" 25, 26, 27 kasım, "Evde Tek Başına" 2, 3,4 aralık: "Mavı Sürgün" 9. 10, 11 aralık; "Şahmaran" 16, 17 ve 18 aralık. Filmler cuma günü 19.00, cumartesi ve pazar günlen ıse saat 14.30 ve 19.00'da ücretsiz ızlenebılecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear