25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 1994 PERŞEMBE 12 KULTUR Istanbul Şehir Tiyatrolan, Haldun Taner'in 'Gözlerimi Kapanm Vazifemi Yapanm' adlı oyununu sahneliyor Vicdani gibi görünüp Efruz olmak ASUMARO "Başlayınca oyunumuz sa- nırsınız bitecek. Gözlerini aç- mazsan eğer bu oyun hiç bit- meyccek."Istanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nın yeni oyu- nu "Gözlerimi Kapanm Vazi- femi YapannTgencecik kadro- suyla, rengarenk, canlı deko- ruyla. dinamik danslân ve şar- kılanyla 'gözlerinizi açuT diyor Istanbullu tiyatroseverlere. Türk tiyatrosunun büyük ustası Haldun Taner'in 1964te ılk kez Ulvi Uraz tarafından sah- neye konan bu 'şarkılı ibret'ini Savaş Dinçel yönetiyor. 31 Mart Vakası'yla başlayıp günümüze kadar gelen oyun. ülkenin tarihsel, politik, kültü- rel olaylarını birbirine zıt iki karakterin yardımıyla vermiş: Vicdani ve Efruz. Vicdani hiç- bir şeye kanşmaz. çalışmaktan başka bir şey düşünmez. her- kesten kazık yiyip yine de akıl- lanmazken Efruz da karşısına çıkan fırsatları sonuna kadar değerlendirip çalıp, çırpıyor ve dünyanın tüm nimetlerinden yararlanıyor. Oyunun gerçekten çok genç bir kadrosu var: Yaş ortalaması 26.4. Vicdani"yi Naşit Özcan, Efruz'u ise Şükrü Türen oynu- yor. Vicdani'nin hayatına giren kadınları Hikmet Körmük- çü'nün canlandırdığı oyunun diğer rollerini Ergiin Işıldar, Berna Laein, Murat Garibağa- oğlu, Kemal Yiğitcan, Murat Ahlatçı, Yılmaz Meydaneri, Aziz Şarvan, Cem Karakaya, Funda Köseoğlu, Hakan Arlı, INilüfer Özcan, Sevengiil Yalçın, Çiğdem Gürel, Yasemin Gez- gin, Murat Ersan, Ersin Imu- lu, Mikel Vidhi, Altin Naska ve Açella Akkoyun paylaşıyor Çevre düzeni Atıl Yalkut'a. giysıleri Aysel Dogan'a. mü- ziklen Selim Atakan a. koreg- rafisi Selçuk Borak'a ait olan "Gözlerimi Kapanm Vazifemi Y'apanm"ın dramaturjisi Zuhal Ergen tarafından gerçekleştiril- miş. Yönetmen Savaş Dinçel, Şehir Tiyatroları'nda bu yıl başlatılan "Ustalara SaygTuy- gulamasının ilk ustası Haldun Taner"in. Batı tarzı kabare tı- yatroyu. epik tiyatroyu Türk 'göreneksel 1 tiyatrosuyla bir- leştirdiğini söylüyor. Dinçel, bu oyunun daha önceki sahne- lenişlerini izleme olanağı bula- Savaş DinçePin yönettiği oyunda Naşit Özcan ve Şükrü Türen başrolii paylaşıvor. (Fotoğraflar: KAAN SAGANAK.) kan hayranlığının olduğu sah- nede Amerikan müziğini, ev- mamış: "Ltanarak söyleyece- ğim, ben bu oyunu ne okumuş- tum ne de görmüştüm. Onun için vönetim bana sövlediğinde 'ben oyunu bilmiyorum ki' de- dim. Sonra okudum ve kafa- mın içinde ohışturdum". Oyunun kadrosunun genç olmasını da Savaş Dinçel iste- miş. Çünkü roller tek tek kap- samsız, bir aktörü doyurmaya- ilk defa olarak genç bir kadru böyle bir işin altından kalkıyor. Bunu başarmalıyız. Desinler ki 'Bunlara bu işi verdık. başanlı oldular. Demek ki böyle proje- ler çıktığında bunları kullana- biliriz.' Ama "Bak kafdeşim, oynattınız da neoldu, tutmadı. yapamadılar' derlerse, çok kö- tü." Oyunun izleyiciyi ılk anda çıkmak olmazdı. İstedim ki de- kor varmış gibi gösterip aslında htçbir şey de olmasın. Birtakım perdeleri açıp kapayarak. sah- nenin içine ufak bir sahne-por- tel ekleyerek. onun arkasında dekorları döndürerek, Ho- ca'nın istediğioe yatkın olduğu- nu sandığım bir şekilde dekore ettik sahneyi." Oyunda tangodan oyun ha- lenme sahnesinde tangoyu, yer yer Türk motiflerini kullandık. Degi$ik. örme bir şey oMu mo- zaik tarzı." Oyun. Haldun Taner'in teks- tinde 1964"te sona eriyor An- cak Savaş Dinçel. finali bugü- ne getirmiş: "Haldun Bey o yı- lın güncelini yazmıştı. Daha • Yönetmen Savaş Dinçel. oyunun kahmmanı Vicdani için "Bir insan öyle hüvüriilürse Osmanlı toplumundu. on iki vaşmdayken de aımhuriyet gelirse. bilinçaltından o ilk on ikiyılı alamaz. İki loknıa bir hırka. luık \ok vazıfe var zihniyetiyle yaşaı; buıuiiı da farkına vanımaz. Tanı farkına vardığmda da gemi gitmiş olur " diyor. >-Efruz ıvlündeki Şükrü Türen de sııçıın Vicdani de oldıığttnu. Vudaniler Itöyle oldııkça Efruzlann haşımızdan eksilme\ « eğını belirtiyor: " V 'icdani Tiirkive 'nin bugiine gehnesinin sebebi. Efruz bu vapılanmaya Vicdani \vziinden gidivor Kaçakçılık, kalpazanlık yapan Efruz suçluysa bıına göz Yunıan İ icdani de sonımlu. j zcan da Vicdani nin de Efnız gibi yanİış bir kanıkter olduğıınu ifade ediyor "Silık. söniik. vütuıurim. millelinin g ş nı"\ M' o görü^Lri kııbııl eden, anürlerine. karısına. dosllarınu şadakatle bağlı kcılan; fakııt kazıkyiyen bir tip. Hiçhir bafkaldırısı. hiçhir $eye itinızı yok ". cak nitelikte. Ama bu bir kaba- re oyunu olduğu için bir kişi pek çok rolü üstlenebiliyor. Naşit Özcan, böyle bir oyu- nun kendilerine Jeslim edilme- sinin üzerlerine büyük sorum- luluk yüklediğini belirtiyor: "Sehir Tivatrolan bünyesinde büyüleyen. göz alıcı bir dekoru var. Ama aslında son derece basit. pratik bir dekor bu. Atü Y'alkut'un tasanmına Savaş Dinçel de çizimleriyle katkıda bulunmuş: "Harbiye Sahnesi çok büyük bir salıne. Basit bir dekorla seyircinin karşısına \asına, rock'a kadar her tür müzik \ar. Dinçel. bunun Tür- kiye'nin mozaiğini yansıtmak için seçildiğini belirtirken bes- tcci Selim Atakan da müzikte eğlenceli olmaya çalıştıklarını dile getiriyor: "Bu eğlence skeçlerle paralel gitti. Ameri- sonraki oynanışlarında. günün olaylarını eklemiş. Bundan ce- saret alarak, eşi Demet Ta- ner'in de izniyle final sahnesin- de bugime ait ban cümleler ek- ledik." Dinçel. oyunun kahramanı Vicdani'yı şöyle tanımlıyor. Vicdani iyi bir adam, ama bence dangalağın biri. Bir in- san öyle büyütüliirse Osmanlı toplumunda, on iki yaşınday- ken de cumhuriyet gelirse, bi- linçaltından o ilk on iki yılı ata- maz. İki lokma bir hırka, hak yok vazife var zihniyetiyle ya- şar, bunun da farkına varamaz. lam farkına vardığmda da ge- mi gitmiş olur." Naşit Özcan da Vicdani'nin de Efruz gibi yanlış bir karak- ter olduğıınu ifade ediyor. "Si- lik, sönük. vatanının, milletinin görüşü neyse o görüşleri kabul eden, amirlerine, karısına, dostlanna şadakatle bağlı ka- lan; fakat kazık yiyen bir tip. Hiçbir başkaldırısı, hicbir şeye itirazı yok." Efruz rolündeki Şükrü Türen de suçun Vicdani'de olduğunu. Vicdaniler böyle oldukça Ef- ruzlann başımızdan eksilmeye- ceğini belirtiyor: "Vicdani Türkiye'nin bugüne gelmesinin sebebi. Efruz bu yapılanmaya Vicdani yüzünden gidiyor. Ka- çakçılık. kalpazanlık yapan Ef- ruz suçluysa buna göz yuman \ kdani de sorumlu." Oyunu izleyenlerin düşün- ceierini merak eden Türen. Vicdani den yana olup içlerin- den Efruz olmak isteyecekleri endişesini taşıyor: "Clkede yegane yöntem bu çünkü. En küçük birimden en karmaşık birime kadar insanlar Vicdani gibi görünüp maalesef Efruz gibi olmak istiyorlar. Türkiye de bunun kaosunu yaşıyor zaten ve ben seyircinin bu ikisinin arasında nerelerde yer alacağını çok merak ediyo- rum." Rolünü çok sevdiğini, Ef- ruz'un kötü bir adam degil. sistemin doğal sonucu ol- duğunu sözlerine ekliyor: "Hiç kimse doğuştan Efruz ya da \ icdani değildir. Aslında tanı sisteme uygun olan adam Yic- dani.Sistemdeki ufacık kalesini korumak için böyle bir yol seçiyor. Ama o kadar kay pak bir yol ki bu, sonuçta ondan daha cesur, daha patavatsız biri geliyor, kalesini elinden alıyor. Efruz böyle yapıyur baş tacı oluyor, ama Vicdani de onu baş tacı ettirmesin. Koyun gibi ol- masınlar. Bunu daha sivri cüm- lelerle söyleyen yazarları yak- nıaya çalışıyor bu memk»ket." ABİDİN DINOYA ADANDI MEHMET BASUTÇU PARİS - Bazı ker\anlar vardır, geçip giderken derin iz bırakırlar. Sık sık yol- lara dökülmez bu kervanlar. Ancak. bir kez başlamaya görsün yolculuk... Tad'ı-. na doyum olmaz. Fransız yazar ve ozan Andre Velter'ın yönettiği dergi-kitap "Caravanes", işte bu tür bir uluslararası edebivat kervanıdır. Ciddi ve çok renklı Füruzan da 'Caravanes'a katıldıbir çalışmanın ürünüdür. Yılda bir kez geçer ve her yıl değişik mekanlarda ko- naklar. Tozu dumana katan türden de- ğil, tam tersine. içten, sıcak, renkli al- çakgönüllü; ama içi zengin bir kervan- dır. Dünya yazınının bin bir gizemini önünüze getiriverir. Asya'dan Güney Aınerika"ya dek, dünya edebiyatının il- ginç kalemlerini Fransız okunına tanı- tır... "Caravanes". yayımlanmaya başla- dığından bu yana her yıl Türk edebiya- tında durakiamıs. ve yolculan arasında bir iki. hatta üç Türk yazan birden al- mıştır. Bu yolculukların Anadolu'da da konaklamasında. Abidin ve Güzin Di- no'nun çok emekleri geçnıiştir... Bu nedenle bu hafta çıkan dördüncü " 4 Caravanes"nın. geçen yıl 7 aralık gü- nü yitirdigimiz Abidin Dino'nun anısı- na adanmış olması, hem çok doğal hem de çok hoş bir saygı. ince bir bağlılık örneğidir. Önceki yıllarda, Yaşar Kemal'in iki kez. Melih Cevdet Anday, Ferid Edgü ve Nazlı Eray'ın da birer kez bindikleri bu edebiyat kervanının bu yılki Türk konugu Fünızan^. Güzin Dino'nun çe- virdiği uzun öykü "Su Lstası Miraç". yazarın yine Güzin Dino tarafından kaleme alınmış kısa bir tanıtımının ar- dından "Miratch. Le Maitre De L'eau" başlığı altında sunulmu^. Caravanes'ın bu son sayısında yapıtlanna yer verilen yazar ve ozanlar arasında Neil Bissoon- dath (Kanada). Bharari Mükherjı (Pa- kistan ABD) Momin Latif (Hindis- tan). Ogyen Dordje (Tibet). Ylmunyol (Kore). Dazai Osamu (Japonya). Aza- deh Pourmir (Iran) ve Jacques Lacar- rierede (Fransa) bulunuyor. IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE Soydenemeciler... Genç bir gazeteci soruyor, "Yeni kuşaklardan dene- meci kimler var?" Yanıt vermek oldukça güç. Denemeye olan ilgisizlik, genel olarak kültür ve edebiy- ata olan ilgisizlikten pek farklı değil. Deneme yazan, dergilerde denemeleri yer alan kimileri var ama, gerçek anlamda "denemeci", soydenemeci diyebileceğimiz yeni kuşaklardan, deyim yerindeyse "g/enç"lerden ad saymak kolay değil. Denemenin bizde, eskiden beri bir tanım güçlüğü var. Her düzyazının deneme olabileceği gibi genel bir kanı yer edinmiş. Doğrusu bunda doğruluk payı vardır. Her şeyden önce denemeye niyetlenirseniz o sizin için denemedir; öte yandan da denemenin türsel mantığını oluşturmak olanakh. Bırakalım gençleri, yaşayan denemecilerimizden soydenemeci olarak kaç kişiyi sayabiliriz. Yani, dene- meyi düşünenler ve düşleyenler, bir "denemeci" olarak yazanlar var ki, soydenemeci dediğimiz de bunlar. Bir Nermi Uygur vardır; gerçek bir denemecidir. Ne yazık ki, son yıllarda yazılarını göremiyoruz. Vedat Günyol, Melih Cevdet Anday, Memet Fuat, Uğur Kökden, Gürhan Tümer, Enis Batur, bir başka kanal- dan düzyazının duygusallığını yakalayan Onat Kutlar, gerçek birer "denemeci"dirler. Belki birkaç ad daha... Ne var ki, deneme ve özellikle de eleştirel deneme yazan, yani denemeyi daha çok edebiyat içi tutan, "sav"arayışı içinde olan ve sorunsallaştıran şair ve yazarlar da azımsanmayacak kadar çoktur. Yani eleştirel denemenin tutkunlarıdır bunlar da. Ama konumuz soydenemeciler ise, yeni kuşaklardan ad ve "girişim" bulmak güç. Acaba yayınevleri ve dergiler mi neden? Dergilerde de eskisi gibi soydeneme bulmak giderek güçleşiyor; edebiyat dergisi bulma güçlüğü çektiğimiz gibi. Adam, Yön, Yapı Kredi Yayınları ısrarlı deneme yayımcıları. Kimi yayımcılar da "seyrek" ya da "ara sıra"deneme kitabı yayımlıyor? Hele bir kesim var ki, denemenin yanına yaklaşmıyor. Deneme denince kaçıyor. Yanıt açık: "Satmıyor." O zaman genç, yeni denemeci bulmakta güçlük çekiyoruz. Belki Zeki Coşkun'un adını anmak gerekir. Her ne kadar "kitaplaşmamış" bir denemeciyse de, "denemeyi" düşünen ve düşleyen bir yazar kimliğinde. Yazınsal mantığını kurmuş görüyoruz onu. Soydenemeden söz açmışken, Melih Cevdet Anday'ın yeni çıkan Geleceği Yaşamak (Adam Yayınları) adlı kitabının da adını hemen anmak gerekir. Selahattin Hilav denemeyi, edebiyatla felsefenin kesişme noktası olarak tanımlıyor. Bu tanımın bizdeki tipik ömeklerinden biri de Melih Cevdet Anday'dır. Geleceği Yaşamak, Melih Cevdet Anday'ın, 1989- 1991 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinde yer alan yazılarından oluşuyor. Bazı yazılar, gazete güncelliğinin etkisiyle "deneme"den uzaklaşıyorsa da Anday'ın yazınsal söyleminin çok rahatlıkla, "özgün" bir deneme söylemi olduğunu söyleyebiliriz, her bir yazısı için. Bu yazıların çoğunu belki de gazetede yayımlandığı sırada okudunuz. Ama kitaplaştığı zaman bir başka oluyor; yazıları yeniden okurken aldığınız keyfi bir yana bırakalım, sonuç olarak bir "bilgeliği" kitaplığınızın rafına yerieştirmiş oluyorsunuz - * * « * • •••• T . C . - OF ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1992 7 tlçemiz Araköyü'nden Gençali oğlu Dursun Saral. Gencali kızı Muzaffer Saral ve Gençali oğlu Kadir Şaral vekilleri Av. Mustafa Keser tarafından davalılar Gençali kızı Ülviye ve 9 arkadaşı aleyhine açılan taksim davasında Cumapazan Belediyesi'nde pafta 2, parsel 419'da kayıtlı taşınmazın aynen taksimi olmadığı takdirde satışı sure- tiyle ortaklığın gıderilmesi için açılan davada davalı durumunda olan Gençali çoculdan Fatma, Ülviye, Yusuf. Ahmet, Hanife ve Fatma Saral'ın adresleri meçhul olduğundan adı geçenierin mahkememizin 7.12.1994 tarihli oturumunda hazır bulunmalan bulunmadıklan tak- dirde yokluklannda duruşmalara devam edileceği davetiye tebliği yerine kaım olmak üzere ilan olunur. Basm: 52549 KÜİ.7ÜR « SANAT 293 89 78 (3HAT) l0îırsOburton^95P-'fr7TWort3QrrM> o gtftyn btf Jw>TK)k>fi5*dH E*uUjka,uMİnçler, seçimter. - — muzurtukkır, yaşom, aşk, sthir. antık patlomolar ve tabi ki domuzlar uzerine yaptlmtş neşelı bır film. LOTUS OBURLARt"Lotus Eaters" ı F A Keu oıcriCLAîü 246 35 89 - 247 36 34 26 KASIM dan İTİBAREN MUZAFFER IZGU ISTIKLAL CAD MO 140 TEL 25' 18 65 -66 FAX 244 43 27 FerKön $ensoy~Ferhan Şensoy SEYiRCiLi SEYİR DEFTERi Ferhan $ensoy FERHANGİ ŞEYLER ŞU GOGOL DELİSİ Deryo Baykal Şensoy Carşarr.fao 21 00 PerSetrbe 21 .00 Bilet Satıs Yerien: SES-1B85 Ortaoyuncuiar Tel: 2S11865 VAKKOMIM TaksmvRumeli.CARSI Maslak-Bakırioy, Capitol Magaulan » 21 00 : jr-.ar:es-Pazar 15 30, Pazar 18 30 Yönetmep -ipiro Shelia Mc Carthy • Aloka ıV.clean.» Frances Hyland 18 KASIMDAN İTİBAREN Beyoğlu ALKAZAR Sinemasında Tel: 245 73 83 UÇ RENK: MAVI Julte (Julıette Binoche) büyük b*r *omc-. z'tör dan kocas' Pa'jv, sonucu kaybeder Bu olaydan scnra Juıe baŞımsız ve tanid SürdCrmeye başlar O güre kadar ıstec$"ice sahıo olduQu fi :e ve kiz-. Anna'y; bır îrafık kazas k:anndan uzak yeni btr yaşcm _ şeyaen kendı ısteğ'yle yavaş trırdtr Yaşamma scr. verebıleceğıyavaş kopar Herşey; biranda kaybeden • ır- ıçın seçeneKier SI^-TTırc3ir Yaşamma scr verebıleceği gıbı ıçmde arda kalan ateşle ve ar.tiarla yaşamnı sürdurmeye öe devam edebüır Her ne kadar baz. arviaf ve görüntulen beliegınden sı'err.ese bıle değ'Şık bır yaşam tûrû oluşturmak ısteyeb'lır İşte Julıe (Juüette BınochetVnin seçtigi yol da budur K. Kieslovvski nin ÜÇ RENK için yaDlıgı bır Cıçıemeden özgürlügu sımgeleyen ÜÇ RENK: MAVİ yı ge-çek smemaseverler mutlaka görmelı Ardından eşıtlıgi simgeleyen ÜÇ RENK: BEYAZ, kardeşiıgı sımgeleyen ÜÇ RENK: KIRMIZI gelecek KOMEDİ 2 BOLUM Yöneten: YILD1Z KENTER Dekor: ÛSMAN ŞENGEZER BULUNMAZ TIYATRO I S T A N B U L INEKYazan: Nazım Hikmet Yön: H. Hilmi Bulunmaz Pazar 18.00 MUAMMER KARACA TIYATftOSU Tel:5U7431 522 65 85- 251 60 90 . 638 14 84 ALKAZAR AVRUPA SINEMASI TEL : 245 73 83 12.00-14.15-16.30-18.45-21 00 ÜÇ RENK: MAVİ Günümüz Sinemasının 1 Nunıaralı Yaratıcısı K. KIESLOWSKI'nin bütiin büyük festivalleri silip süpüren başyapıtı VP)?! Vcneüık l'csmalı l.n İyi l'ilnı Huyuk o d ü l u l"n İ\: Katlm Oyuncıı Ödiılü Oulictıc HintKhc) \\.- daha 2O ııhısiataraM ocKil BEYOĞLU ALKAZAR Tel: 245 73 83 12.15-14.30-16.45-19.00-21.15 S. HAFTA "Bu fllm Eunmages katkılanyla gösterflmekiedtr." İFA CEMALREŞİT REYKOHSERSALONU İSTANBUL BUYUKŞEHİH BELEOİYESİ P Kasım 1994 Peryembe Saat: AYHAN BARAN - ZEHRA YILDIZ Şan Resitali Piyano : Judith Uluğ Haendel, Vivaldi, Durante, Rossini, Donizetti, Martini, Mozart, Verdi, Puccini, Glinka, Gounod, Catalani, Braga Bilet Fiyaılan : lîO.000- İOO.OOOTL 18 Kasım 1994 Cııma Saat: 19.^0 ' BRASILIA MADRİGAL TOPLULUĞU Koro Şefi : Lincoln Andrade Wert, Monteverdi, Bmckner, Nystedt, Faure, Barber, Traditional, Xavier.Villa-Lobos,' Santoro, Peixe, da Fonseca, Guarnieri, Adnan Saygun "Brezilya Büyükelçiliği Işbirüğiyle" Bilel Frvatlan : 150.000-100.000 TL 21 Kasım 1994 Pazartesi Saat: 20. W THE DUKE ROBILURD BAND (Blues Rock) "Major Müzik Organizasyon Işbirliğiyie" Bilel Firaüarı: 200.000-150.000 TL CRfl Konser Salonu; 246 06 96-240 5012 AKM Konssr Gışesi; Z51 56 00 CAPITOL Altumzade; 39119 30 / 333 >aliMiumi[7iın liiııı (T\JI k^lıiiK-liTiiMk' <igninıi-iWK:nYH:i-(iTK-fc!ı luiytlkjchii* ikHttlniNi n M i ^ b u ı n a % V), tn u Ml kı^ılık ı;ni)ilari X 211 ıulınm >v|>ılnakmlır. HAD.I ÇAMAN YEDfTEPE OYUNCULARI HALUK IŞIKMN KURŞUN ASKERİN UTANCI TİYATR0F1L DOSTLAR TIYATROSU1 KARACA TIYATROSU NDA Tel : 252 59 35 YÖNETEN UMASHUS OYNAVANLAR Its—ta UKAYA, 4 K^'BJIT 1 daf ıtıtarer r Cuma 20 30 - C lesı Pazar 16 30 K YAZAN M.AMTÛIUO DE LA PARRA YONETEIı ÖZKAN SCHUUE CYKAYANLAR Arit AKKAYA, Engin AUAK 7 K ' d tîb Nazım Hikmet-Genco Erkal Per. 18.30 Cuma 21.00 C.tesi 15.00 H/\T\W\ ijŞTUUZEL TIYATRO SALO' esvıkıveTet 233 4019 ISTANBUL SANAT MERKEZI Sakııağacı Cd. Eski Ço$m« Sk. Mo:1' TarLaba$ı Bul.Tahsim-İST. Te( : 256 37 S1-235 14 99-2S5 23 B4 700. OYUN C.tesi 18.30 L L I K L E R E V | ŞEHİR TIYATROLARI K O N F E R A N S Avusturyalı Yazar-Araştırmacı JUTTA TREIBER "GENÇÜK EDEBİYATI-GENÇLIK TİYATROSU" Çtvirtn : »r>'" CANDAK 17 Kisım l»94 Perjemb», Saa» : 15.00 HARBİYE CEP TTYATKOSU (1AS 14 15) (Avusturya Kühür Ofei'nın katkdınyb) Müzıkll Seyirlik Ovun yazan - Yöneten Haşmet Zeybek fwî 2030 Pen-1130 2030 Cım 20.30 Üea 15.30 20 30 ?<xmt530-ll.3O T u r k i y e ' d e ilk d e f a g e c e k l ü b ü n d e Hyotro Otympia Gec« Klübu: Acara Sok No2 Bcvoğlu Rcz' 293 94 56 "Oöıtyjjğing yoyın 3ydefi ielop *fekkiff eJem. \ I KoHm a kttdar ^ıınvfm\wmn T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI istanbul devlet opera ve balesi İITU MAÇKA KAMPUSU'NDE (Eski Ifaden Fakûitesi G fcnfisi), VERDI KONSERİ Orkestra Şefi : Antonio PIROLLI Solistler : Remziye ALPER, Suat ARIKAN, Ender ARIMAN, Oya ATAY. Mesut İKTU, Meral MANİZADE, Erol URAS, Zuhal YUNGA İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası 19 Kasım 1994 Cumartesi Saat 15.30'da OPERET KONSERİ Orkestra Şefi : Serdar YALÇIN Solistler : Ferdi ATUNER,Tarık ÇAKAR, Bergüzar ÇELEBİ, Kenan DAĞAŞAN, Faruk GÖKER, Hüseyin LİKOS, Ali İhsan ONAT, Ruhsar ÖCAL, Müjgart ÖZCAY, Sevan ŞENCAN, Oktay TEZCANLI, Müjde TURAN, İlhami UYANIK, Songür ÜNAL, Sevil YARAR, Ahmet YAZICI, Sûha YILDIZ İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası 29 Kasım 1994 Salı Saat 19.30 da •Isım sıralaması soyacli allabetık sıraya göre yapılmıştır c Diletler Atatürk Kültür Merkezi, gişelerinde satılmaktadır. AKM gişe Tel : 251 10 23-2S1 56 00/7 tiat (254) HARBİYE MUHSIN ERTUĞRUL SAHNESİ (240 77 20] H A L D U N T A N E R GÖZLERIMI KAPARIM VAZİFEMİ YAPARIM ""\ :". SAVA5 DINCEL İİ6.|7.I8-I < ?:O Kas'-nt KADIKÖY HALDUN TANER SAHNESİ (349 04 63) L O L E H B E L L O N OYLE BİR SEVGİ Kİ ENGİN CURMEN r.;^. ~E> MUALLA CENEZ (16-17-18-19-20 Ka- USKUDAR MUSAHIPZADE CELAL SAHNESİ (333 03 97ı E R G U N S A V BİR BAŞKASI '. ENGİN GURMEN F A T I H REŞAT NURI SAHNESİ (526 53 80) A R G U R N E Y ASK M E K T U P L Â R T " .ovr .E^ERSI HAK AN ALTINER T JRrÇE^ ARHAĞAN EKSİN 116-17-(8-19-20 Kaiım) GAZİOSMANPASA SAHNESİ (578 60 67) N E I L S I MO N I L K 6 E N C L I G I M ENGİN ULUDAC • C H İ , CEMİL BOYOKUTKU (16-17-1B-19-20 Kiam) O/ur Cir-ler. C*r IS 50 20 30 Pfr M ]0 Cum 20 JÖCt 'S M MlOPujf I5M I! Ji aiLETLEflt SEHIft TIYATROLARI G^ELEKI ILE VAKKORAMA TAKSİM SUADiYE EL> MAÛAZALARl. KADlKOY HALDUN TANERfH€RKEZ GISES!» VE CAWT<XD€SATİLMAKTADm
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear