25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 KASIM 1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Zonguldak tek ses: Kapatbrmayız • TTK Amasra ve Armutçuk işletmeleri ile Karabük'ü kapatma, Demir-Çelik'i yabancılara blok satışına karşı, genişletilmiş Zonguldak Temsilciler Kurulu bugün toplanıyor. • Hükümeti yanlış kararlanndan döndürünceye kadar sürecek eylemlerin belirleneceği toplantidan, Zonguldak mitinginin tarihi, büyük Ankara yürüyüşü gibi kararlann çıkması bekleniyor. • Hazırlanan bilimsel raporlar, işçilikten kömürün işlenmesi ve satışına kadar uygulanan yanlış politikalann, kömürde görülen büyük zararlann nedeni olduğunu ortaya çıkanyor. ŞÜKRAN SONER Hükümetın, TTK Amasra ve Armut- çuk işletmeleri ile Karabük'ü kapatma, Demir-Çelik'i yabancılara blok satışına karşı, Zonguldaklı bugün tek ses olarak çıkıyor. Zonguldak yöresinde seçimle gelmiş, siyasi partilerden sendikalara, meslek ve işveren örgütlerine, muhtarlara kadar uzanan binlerce yöneticiyi kapsayan ge- nişletilmiş il temsilciler kurulunun top- lantısı bugün Genel Maden-Iş salonla- nnda yapılıyor. Hükümeti yanlış kararlanndan dön- dürünceye kadar sürdürülecegi açıkla- nan eylemlerin çerçevesıni çizmek üze- re düzenlenen, bir tür güç gösterisi, göz- daği niteliğindeki, toplantıdan, Zongul- dak mitinginin tarihi. hükümetın kapat- maya yönelik kararlannı uygulatmama, büyük Ankara yürüyüşü gibi kararlann çıkması bekleniyor. Zonguldaklı; işçisi, köylüsü. esnafı, işvereni, siyasetçisi tek ses olmuş, hü- kümetın kapatma kararlanna karşı du- rurken soruna çözüm de anyor. Çözûm önerüeri Zonguldak Temsilciler Kurulu, Ma- den Mühendisleri Odası ve Genel Ma- den-Iş Sendikası'nın hazırlattığı bir dı- zi bilimsel verilere dayalı raporlarda, madenlerde zarara yol açan nedenler sa- yılıyor. Kapatma yerine verimli işlet- mecilik önerilirken, aksamalara yol açan ana sorunlann altı çiziliyor. Bu ra- porlarda yeralan çok yönlü önemli sap- tamalann bazılan özetle şöyle: - Maliyetterin gerçek analtzleri yapıl- malu iyileştirilebilecek tüm maliyet un- suıian işletmeci gözü ile tek tek ele alın- malıdır. Ömeğin kamuovuna çok yanlış sunulan \ üzde 63 oranındaki işçilik ma- liyetigerçeğivansıtmamaktadır. 1993 yı- h için 6 miNar olarak belirlenen işçiİik gideıierinin ancak 3.4 miryan maaş, ik- ramiye, sosyal vardım. sigorta primi, emeklilik tazminah. gelir vergisi gibi iş- çiiiğin genel giderlerini kapsamaktadır. Bu da genel giderlerin yüzde 36'sıdır. V üzde 27'lik kısmı gecikme zammı, bi- riken kıdem tazminatlan ve SSK yasası gereği emeklilere ödenen sosyal yardım- lardan oluşmaktadır. - Özel sektörden alınmayan KİT'len çökertme kararı nıteliğindekı sosyal yardım kesintileri ve gecikmeden do- ğan ödentilerin hiçbin ocaklar kapandı- ğında devlete geri dönmeyecek paralar- dır. Kapatma ve emeklilik hallerinde ver- gi ve SSK kesintileri de devlete geri dö- nen giderler olmaktan çıkacak, tam ter- si devlet emekliler için ortalama 7 mil- >on tutannda bir ödeme yapacaktır. - İşçilere maaş ve ikramiye olarak öde- nen 2.5 milyar, ancak gerçek işçilik gi- derleri sayuabilir. Bu gider de Zongul- dak \e Bartın ekonomisini bölmektedir. Zonguldak, devletten aldığını daha faz- lası ile geri veren 8 il içindedir. 1 alıp 1.2 olarak geri vermektedir. Kaldı ki TTK'de işçilik verimini düşüren, mali- yet ve zaran yükselten çok yönlü yanlış poiitikalar izİenmektedir. Bunun en son örneğl, fazla üretim ve yüksek verimle doğrudan ilişkisi olan ve açığı bulunan kalifiv e veraltı işçisinin işine son verilme- si 2300 >eraltı işçisinin daha resen emek- liye se% k edilmesidir. - Başta yatınm ve verimli işletmeci- lik ilkelenne kısmen uyulduğu yıllarda TTK'de üretim ve işçilik 1975 yılına ka- dar artmıştır. Gerileme zikzaklarla 1987 sonrası hızlanmış, yıllık üretim 2.6 milyon tona kadar, yan yanyadan fazla düşmüştür. Yatınmlarda 1970'li yıllaragöre bugünkü değerlerde yan ya- nyadan da fazla bir düşme söz konusu olmuştur. - Satılabilir kömür ürefimi ve parasal değerierinde de çok ciddi yanlış poiitika- lar gündemdedir. En yüksek degerde 2.5 milyon lira olan parça kömür üretimi 1989'da yüzde 19 iken, 1993'te yüzde 14'e düşürülmüştür. Demir-Çelik'e ve- rilen 1.9 mihon lira değerdeki kömürün üretim payı da yüzde 62.7'den yüzde 35'e kadar düşürülmüştür. Tonu 580 lira olan ara üriinlerin ise yüzde 18 olan üretim payı, aynı yıllar içinde yüzde 50 düzeyi- ni bulmuştur. Trilyonluk zarann asgari- ye indirilmesi için. alınan yanlış üretim kararlanndan derhal geri dönülmeiidir. Olayda 1 kişi ölmüş, 41 kişi yaralanmıştı Kemeraltı bombacısı PKKTi çıkü tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Konak'ta bir kişinin ölümü, 41 kişinin de yaralanma- sıyla sonuçlanan bombalama ey- leminin PKK üyelerince gerçek- leştirildiği, bombayı koyan Sel- man Aydın adlı teröristin arandı- ğı açıklandı. Bu arada bir süre önce PKK örgütü üyesi olduklan savıyla gözaltına alınan 19 kişinin de bombalama olayının planlanma- sının yanı sıra çeşitli eylemlere katıldıklan bildirildi. lzmir Em- niyet Müdürü Kemal YazKioğlu, bombalama olayının PKK örgü- tü üyelennce gerçekleştirildiğini söyledi. Yazıcıoglu, 28ekimgü- nü meydana gelen olaydan hc- men sonra başlatılan operasyon- lann, yapılan ihbarlar değerlen- dirilerek genişletildigıni belirttı. Bomba imha uzmanlarınca olay yerinde yapılan inceleme- lerde, patlayıcının. basınç tesiri yüksek olan RDX tipi olduğu- nun saptandıgını belirten Yazıcı- oglu. yapılan tüm ihbarlann da degerlendinldiğini kaydedildi. Terörle Mücadele Şubesi'nce yapılan açıklamada ise güvenlik güçlerinin PKK örgütüne yöne- lik Karşıyaka'nın Şemiklersem- tındeki örgüt evine düzenledikle- ri baskın sonucu, aralannda ör- gütün Ege bölge koordinatörü- nün de bulundugu 19 kişinin si- lahlanyla birlikte yakalandığı belirtildi. Açıklamada, örgüte ıhanet ettigi gerekçesiyle mili- tanlarca kaçınlan Ahmet Pa- muk'un. düzenlenen bu operas- yonda kurtanldığı açıklandı. Gazetecilerle görüştürülen Ahmet Pamuk. "Örgütle ilişkimi kesmem ve itirafçı olmam nede- niyle beni kaçırdılar. Karşıva- ka'da bir eve götürdüler. Burada sorgularken. kendi aralannda yapacaklan işkencenin biçimini tarbşıyorlardı. 3 gün boyunca sü- rekli tchdit ettiler.3'üncü gün, po- lislerdüzenledikleri baskında be- ni kurtardılar" dedı. 160 bin dolar alacağı için 4 Bulgarı öldürdü tstanbu) Haber Servisi- TEM Otoyolu Çamlıca turnikelerinde, alacak sorunu nedeniyle 4 kişi öldürüldü. Kömür ticaretiyle ugraşan Cabbar Atak, 160 bin dolar bor- cunu alamadıgı için Bulgar uy- nıkludört kişiyi otomobillerinde öldürdü. Sanık Cabbar Atak gi- şelerde görevlijandarmalar tara- findan yakalanarak gözaltına 4ındı. Atak'ın, Jandarma Karako- lu'nda verdiği ılk ifadede, "Beni Ankara'ya davet ettiler. Kendile- riyle görüşmek üzere gjtrtm, fa- kat görüşemedik. Oniann İstan- bul'a gelecegini biliyordum. Bir otobüsle dönerek Çamlıca turni- kelerinde indim ve beklemeye başladım. Onlar gelince görüş- mek istedim, fakat onlar görüş- mek istemeyerek otomobiUerinin kapdannı kilhlediler. Ben de' Be- nim canım yandı, oniann canı da yansın' diyerek hepsine ateş et- tim" dediği öğrenildi. Dün akşam saat 18.55'te mey- dana gelen olayda ölenlerin Bul- gar uyruklu Niko Nikov Çerins- ki, Georgi Kostadinov Halatçev, Nikola Haralanpiev Petev ve Pet- ko Dimitro olduklan belırlendi. Olav yennde ölen Bulgar uy- ruklu dort kışı, Kartal Uevlet Hastanesi morguna kaldınldı. 10 bin dolara 45 gramlık ipekgfysi Hem zengin, hem de moda tutkunu,çok sayidaki "seçkin ve şans- h!' Türk kadını. ipek gect gjysUerini, oıtaiama 35 ııüKoıı liı a tstanbul Haber Servisi - Türk ekonomisinin lokomotifi olarak nitelendırilen tekstil sektöründeki hızlı gelişim ve jıderek büyüyen pazar, dünyaca ünlü yabancı modacılann ilgisini Türkiye'ye çekıyor. Dünyaca ünlü Fransız modaevi "Leonard"ın baş desinatörü ve Yönetim Kunılu Başkanı Daniel Triboullard imzalı I995llkbahar/Yaz Koleksiyonu. dün Conrad Istanbul Oteli'nde gerçekleştırilen gala derılesınde Türk kadınıyla tanıştı. 45 gram agırlıgındakı ipek gece giysilerinın 10 bin dolar (yaklaşık 350 milyon lira) üzerinden satıldıgı açıklandı. 1958 yılında kurulan ve ılk modaevini 1970'te modanın başkenti Paris'te açan Leonard'ın koleksiyonlara imzasinı atan Daniel ödeyerek iziediler. (Fotoğraflar: MUHARREM AYDIN) Tnboullard. dün birbasın toplantısı düzenledi. Toplantıya, defile için istanbul'a gelen 9 Fransız model ile Türk mankenler. Arzum Onan, ÖzJem Kaymaz ve Sibel Tan da katıldı. Özellıkle ıpekli kumaşlara uyguladıgı baskı teknıgı ve canlı renkler kullanarak yaratılan Leonard'ın 1995 llkbahar Yaz Koleksiyonu'nun. Paris'teki "LouvreGaHer>*'de gerçekleştirilen tanıtımının ardından, Avrupa'da ilk kez Conrad Istanbul Oteli Balo Salonu'nda sunulduğu belirtildi. Davetiyelerinin ortalama 3.5 milyon liradan satıldıgı ve tümünün tükendigi belırtilen gala yemeginde tanıtılan koleksiyonda, "Banş ve Aşk", -GüUerin Gecesi", "Baktr Kırmızısı'', u Fransız KimonoTân" \e "lsiahanın Gülleri" gıbı temalar işleniyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Faşizmin Doğası 12 Eylül öncesınde Istanbul tam anlamıyla "parsellenmiş- ti." Belli semtler, belli siyasal gruplann kontrolü altındaydı. Farklı düşünen insanlann oralarda pek yaşama şansı ydk- tu. Ama sağ ya da sol herhangi bir grup tam denetimini sağ- ladığı zaman, o semte "huzur" ve "banş" gelmiş sayılırdı. Artık nasıl bir huzur ve nasıl bir barışsa... Bazı semtlerde ise, herhangi bir grup kontrol kuramamış olurdu. Buralar "riskli bölgeler" idi. Hele gruplar arasında tarafsızsanız, büyük risk altında yaşardınız. Bir gruba "ya- naşanlar" kendilerini koruyabilir, belli bir koruma şemsiye- sinin altına girebilirlerdi. Ama tarafsız insanlann böyle bir şansı da olmazdı. En riskli bölgeler ise, "kurtanlmış bölgeler" arasında ka- lan bölgelerdi. O bölgelerde yaşayan insanlar "kuşkulu" ol- dukları için, her iki tarafın da hışmına uğrayabilirlerdi. Üniversite çevresi de paylaşılmıştı. Merkez Bina olarak isimlendirdiğimiz, bahçenin ön tarafı, sağ grupların dene- timindeydi. Yani Sahaflar Çarşısı'nın girişi, Beyazıt Camii'nin yanlan, Beyazıt otobüs durağı çevresi ve özellikle oralar- daki kahveler, sağcıların "çöplüğü" idi. Otobüsdurağında- ki gazete bayiinden Cumhuriyet gazetesi almak için yürek isterdi. Aslında "Bu gazeteci neden Cumhuriyet de satı- yor, aptal mı?" diye düşünürdüm. Ama işin aslını sonradan öğrendim. Adamcağız Cumhuriyet satmak istemezmiş. Ama zorla sattırırlarmış. "Kimin ne mal olduğunu" anlamak isterlermiş. Merkez Bina'nın ya da bahçenin arka taraflan sol grup- ların denetimindeydi. Yani özellikle Süleymaniye Camii kar- şısındaki kahveler, sol grupların çöplüğü olmuştu. Sağ ve sol gruplar okula ayrı ayn kapılardan girerlerdi. Ye- mekhaneleri bile ayrıydı. Bu "uç gruplann" dışında kalan öğrencıler ise, bu iki gruptan birine katılmak zorundaydılar. Tabii eğer ucuz bir biçimde karınlarını doyurmak istiyorlar- sa... Bugün bunlan yazmak nereden aklıma geldi? Bugün bunları yazmak aklıma geldi; zira, 1970'li yılların senaryolarına benzer senaryolann sahneye konmakta ol- duğunu gözlüyorum. özellikle Beyazıt Camii'nin çevresin- de, ciddi bir "görüntü değişikliği" yaşanmaya başlandı. Hemen her yanıyla eleştirdiğimiz ve karşı çıktığımız 12 Ey- lül rejimi ve onu izleyen Ozal dönemindeki tek olumlu nok- ta, bu tür senaryolann ve "bölge parsellenmelerinin " ya da "kurtanlmış bölge" hikayelerinin sona ermiş olmasıydı. Ama korkarım şimdi, eskıden çok izlediğimiz bir senaryo yeni- den sahneye konuluyor. Bölgedekı kitap sergileri, hızla görüntü değiştirmeye baş- ladı. MHP bayrakları ve mehter marşları biryanda, Kaplan Hoca'nın vaazlarının kasetleri öte yanda... Tam bir şenlik yaşanmaya başlandı. Bunun sonunun pek hayırlı olmadı- ğını deneyımlerimle bilıyorum. Bunlar satılmasın mı? Elbette satılsın. Meraklısı ve alıcı- sı varsa, zaten satılır. Ama bu kıtap ve kaset sergilerindeki kimi insanlar (hepsi olmasa bıle) geleni geçeni, pek de "sempatlk" olmayan bakışlarla "süzmeye" başladılar. An- layabildiğim kadarıyla sırtlarını da bir yerlere dayamış du- rumdalar. Emniyet güçleri mi. belediye zabıtaları mı, artık orasını bilemiyorum. Dedim ya, ben bu filmi önceleri de görmüştüm. Korka- nm yann öbürgün birilerinin arasında "tezgah kavgası"baş- layacak. Bu kavgadan kim başarıyla çıkarsa, kendi "kurta- nlmış bölgesini" oluşturacak. Gidiş hiç de iyi görünmüyor.' Sayın Tiirkeş'e bakarsanız, adeta bir melek, bir banş gö- nüllüsü. Her yerde kardeşlik nutukları atıyor. Ama "sempa- tizanlan" pek aynı havada değiller. Neredeyse Nazi sela- mına benzer bir biçimde. birbirlerinı "bozkurtselamıyla" se- lamlıyorlar. (Aslında bu selamları da uygunsuz bir el işare- tine benzıyor ama. bu da bir başka konu...) Dünyadakı uygulamalanna baktığımız zaman, böyle bir çifte standartın ve uygulamanın. faşizmin doğasına çok uy- gun olduğunu görüyoruz. Belirii çevrelere çiçek atmak, be- lirli çevrelere kötek atmak... 12 Eylül öncesindeki kutuplaşmantn Türkiye'yi nerelere getirdiğini hep birlikte yaşadık. Ve demokrasinin rafa kalk- tığı o dönemde yapılan hataların faturalarını hala ödemek- teyiz. Hal böyleyken, aynı senaryoları yeniden sahneye koymak, hangi akla hizmettir? İnsanlar ders almasını bilseler, tarih tekerrür etmezmiş. Dogru. Ama "hiç" ders almamak da olur mu? Bu lığın faturasını kim ödeyecek, nasıl ödeyecek?.. Türk-Iş9 işveren gibi konuştuDava açan işçiye, "Doğnıyaptığımız için, işveren bizi takdirediyor; işçi takdiretmiyor "diyen Türk- Iş Genel Mali Sekreteri Toçoğlu, "685 bin işçi bilinçli değil de 15 bin işçi mi bilinçli" diye sordu GÜNEŞGÜRSON ANKARA - Işçinin yargı aracılıgıyla ücretlerinin dondurulmasına karşı hak sa- vaşımına, hükümetten sonra, Türk-Iş'ten de tepki geldi. Türk-tş Genel Mali Sek- reteri Enver Toçoğlu. "'Dognı yaptığunız için, işveren bizi takdir ediyor; işçi takdir etmiyor'' dedi. Toçoğlu, dava açan işçi sayısının 15 bini geçmediğini ileri süre- rek. "685 bin işçi, hak ve menfaatlerini ko- rumada bilinçli değil de 15 bin işçi mi bi- linçli? Dava açma>an 685 bin işçi mi aklı- nı yedi, hakkını korumuyor" diye sordu. işçi ücretlerinin profesör ücretlerinin üze- rine çıkartıldığını ve Türk-tş'in "davayo- Hınu tıkamadığınr vurgulayan Toçoğlu, "ödeme zorluğu olan yerier" bulunduğu- nu ve "sermaye vanlısı züınhetin" yargı- nın örnek karannı uygulamayacağını sa- vundu. Toçoğlu, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, Türk-tş'in hükümetle yaptı- ğı ödeme planı anlaşmasıyla "işçiye dava yolunu açtıgınr belirterek u Türk-lş, da- va yolunu hkamadı. Dava için önemli me- safe katettik. Türk-İş olarak, dava volunu açtik" dedi. Türk-lş'in konfederasyon olarak. "işçi hak ve menfaatkrinin konınmasında,sen- dikalardan çok ileride olduğunu" kayde- den Toçoğlu, "Haydi, bir an için diyelim Id, Türk-fş Yönetim Kurulu üyeleri, iha- net belgesine imza attılar. Böyİe bir imza yok. Türk-lş'in Başkanlar Kurulu üvele- ri var. Onlar da ses çıkarmaz mı? Cena- zevi kaldırmak mecburiyeti hasıl oldu. Başkanlar Kurulu. "Cenazeyi kaldı- nn'dedi.Onun gereği yerine getirildL Iha- net belgesine imza atılsa Başkanlar Kuru- lu üyeleri ve sendikalann merkez yöne- tim kurullan var. Hcpimizin de seçim se- nesi. Onlara şube başkanlan. temsilciler sorar. Başkanlar Kurulu, ihanetin hesabı- nı sorar"di>e konuştu 'Sendika yanhş,mı yaptı?' Türk-tş Yönetim Kurulu'nun. sözleş- me farklannın ödeme planı konusunda. Başkanlar Kurulu'nun aldığı "çoğunluk karannı uygulamaya koyduğunu" ifade eden Toçoğlu Türk-tş Kamu Koordınas- yon Kurulu'nun 1991 yılında 600 bin li- ra olan çıplak ortalama ücretlerini 22 mil- yon liraya çıkarttığını söyledi. "İşçiücret- lerini profesör ücretlerinin üzerine çıkar- mış sendikacüar, yanlış mı yaptılar?"di- yen Toçoğlu, şunlan söyledi: "Birinden bin yanlış yapıyor? 1991 >> hnda 600 bin lira olan çıplak ortalama iş- çi ücretini, 1993 yılında 3.5 milyon liraya. 1994 vılında da 22 miryon liraya getirdik 2 dönem toplusözleşmede kusur işleme- r yenler, bu meseiede mi kusur işleyecek- ler? Davaya gidilmesini kınamıvorum. Madem ki Türk-İş'in, işçinin bütünlüğü önemlL Kendi işine gelmediği zaman işçi- nin bütünlüğünü bozmava kimsenin hak- kıyok." türk-lş'e bagh sendikalann yüksek iş- çi ücretlerinden dolayı "eylemyapmada" zorlandığını da ileri süren Toçoğlu, 3 yıl süreyle göreve seçilen sendika yönetici- lerinin, "'ücret sendikacıliğı1 " yapmak zo- runda kaldıklannı söyledi. Hükümetin. "sermayeyanhsızihniyete"' sahip olduğu- nu, bu nedenle işçi lehine yargı kararlan- nı uygulamayacağını ilen süren Toçoğlu. bazı kurumlann ekonomik darboğaz için- de olduğunu ve işçılerin ikramiyelerini de ödemediğini ifade etti. Budak: İşveren işçiyi tehdit ediyor Cemtaş 'ta işçilere dayak Istanbul Haber Servisi - DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak sendika üyesi olduklan için işten atılan ve baskıya uğrayan Cemtaş Tekstil işçilerini ziyaret etti. Budak, işveren Abduüah Taşçı'nın işçiler üzerindeki baskıyı. dayak atma ve silahlı saldınya kadar vardırdığjnı söyledi. Cemtaş, Tekstil işyerinde DtSK'e bağlı Tekstil Sendikasf ndan örgütlenmeye çahştıklan sırada önce 14 işçi sonra da işyerinde çalışan 180 işçinin tümü işten çıkanldı. Cemtaş işçileri, fabrikanın önünde oturma eylemi başlatınca fveren, işçiler üzerindeki baskılannı yoğunlaştırdı. tşyeri önünde eylemlerini sürdüren işçileri dün ziyaret eden Budak, işverenle işçilerin parça parça işe geri alınması üzerinde görüş birliğine vararak protokol nazırlandığını ancak işverenin protokolü imzalamadığı gibi saldırganlık boyutlanna varan bir davranış içine girdiğini belirtti. Budak. "İşveren yasalan hiçe sayarak silahlı adamlannı fabrikanın içine yerieştirmiş ve işçileri tehdit etmeye başlamıştır. İşçilerin jandarmaya yaptığı şikavet sonucu silahlı adamlanndan biri vakalanmış. ama bu işverenüı tavnnı değiştirmemiştir" dedi. Budakjaşçf nın, son olarak kendi yanında çalışan ancak işten atılan işçilere destek veren Ali Yıldız adlı işçiyi bacağından vurarak yaraladığını. ancak suçu işverenin yakınlanndan birisinin üstlendiğini belirtti. Abdullah Taşçı'yı kınayan Budak. "İşvereni bir kez daha sonınlan daha da büyümeden çözmeve çağınyoruz. Aksi halde gelisecek oiaylann sorumluluğunun kendisine ait olacağını duyunıyoruz. Güvenlik görevülerini de görevlerini yapmalan konusunda uyarıyoruz" dedi. Ucret artışı için Meclis'e gitmişlerdi Mühendisler, eliboşdöndü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Üniversite öğretim üyelerinin ardından. ücret artışı istemiyle gittikleri parlamentodan elleri boş dönen mühendis ve mimarlar eyleme hazırlanıyor. Başbakan Tansu Çiller. mühendislerle yaptığı görüşmede. "ülkenin dönemeçten geçtiğini" belirterek istenildiği oranda artış yapılamayacağını belirtirken, SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın. kamudaki mühendislerin zam isteminin bütçeye 2.2 trilyon lira yük getirecegini ve bu konuda "tek başına söz veremeyeceğinr söyledi. Kamu çalışanı mimar ve mühendisler, 19 kasım cumartesi günü Ankara'da düzenlenecek mitingle hükümeti protesto edecekler. Görüşmelerde Yavuz Önen: ülkenin yatınm. üretim. sanayileşme ve kalkınmasında en önemli görevleri üstlenen mühendis ve mimarlann ücretlerinin, son yıllarda üstlendikleri sorumluluga ve aldıklan eğitime uymayanbir sevıyeye düşürüldüğünü belirtti. Önen, kalıcı çözüm olarak, kamu çalışanlanna grevli, toplusözleşmeli sendika hakkının tanmmasını önerdi. TMMOB Genel Sekreten Alpaslan Ertürk'ten alınan bilgilere göre. Karayalçın . kamuda çalışan mühendis ve mimarlann istemlerinin bütçeye 2.2 trilyonluk yük getirecegini belirterek "hükümet ortagı olarak tek başına bir şey söylevemeyeceğini'" dile getirdi. Çiller de, ülkenin önemli bir dönemeçten geçtiğini belirterek, 1995 yılı başından itibaren yeni bir düzenlemeye gidilebileceğinı. ancak ücretlerdekı iyileştirmenin "TMMOB'un istedtği kadar olamayacağınr vurguladı. Y A P 1 K R E D İ S İ K K E K O L E K S İ Y O N U S E R G İ L E R İ - 3 ASYA'DAN ANADOLU'YA İNEN RÜZGÂR Beylikler Dönemi Sikkeleri 12 Kasım 1994 - 18 Şubat 199S Y.API KREDİ K Ü L T Ü R M E R K E Z t Yapı Kredl Vedat Nedlm Tör MOzesi Istiklâl Caddesi 285 Beyoğlu 80050 Istanbul Telefon: (212) 245 20 41 Pazar hariç her gün 09.00- / 7.00 arası açıktır. 252 47 00/259 YAPI WKREDi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear