23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
^EKİM 1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Rcklam gMerterine denetfmi ANKARA (ANKA)- evlet Bakanı BekirSami D a ç e . KİT'lerin reklam ha-rcamalannın başbakana ba_j|lanmasının denetleme arnaana yönelik olduğunu söyledi. "20.5.1994 tarihinde bii tün kamu kurum ve kuJ"uluşlanna gönderilen bir ya^a ile bu kuruluşlann tanıtım ve «üğer maksatlarla basın ve yayın organlanna vermeyi plânladıklan her türlü reklam için konu proje safhasmda iken reklamın maliyeti de belirtilmek üzere başbakanlıktan ön izin almalan öngörülmüştür. Bu uygulamanın tasarruf sağlama dışında başka bir amacı bulunmamaktadır". Bektrikborcuna kolaylık • ANKARA (AA) - Türkiye ElektrikDağıtımAŞ (TEDAŞ) Genel Müdürü Mehmet Bozdemir, elektrik borcunu şimdiye kadar ödemeyen kamu kurumu, KİT ve belediyelere son kez bir imkan verildiğini belirterek " Yıl sonuna kadar elektrik borcunun anapara kısinını ödeyenlerden, faiz alırımayacak" dedi. Töketiciyikoruına tedbirteri • ANKARA (AA)-RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve arkadaşlan tarafından verilen bir önergenin kabulüyle, "Tüketiciyi korumak ve kaliteli mal üretimini teşvik etmek için alınacak tedbirleri belirlemek" amacıyla oluşturulan Meclis Araştırma Komisyonu, çalışmalannı tamamlayarak raporunu TBMM Başkanlığı'na sundu. TeKsîiteiteP tzmir'de • ANKARA (ANKA)- Türkiye'nin ihracatının yaklaşık üçte birini gerçekleştiren teksül sektörünün temsilcileri, ithalatçı ûlkelerin yetkilileriyle İzmir'de bir araya geliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kuruluşu İZFAŞ tarafından düzenlenen ve ilk kez Türkiye genelindeki tekstil sektörünün temsilcilerinin işbirliğiyle gerçekleşürilen İzmir Pret Fuan'nın altıncısı bugün açıhyor. Alaton'dan kampanya • İSTANBUL (ANKA) - Halkla ilişkiler uzmaru Leyla Alaton, başlatügı 'özelleştir Türkiye zenginleşir' kampanyasına sokaktaki adam dahil herkesin sahip çıkması gerektiğini bildirdi. Alaton, açıklan sokaktaki adamın cebinden ahnan paralarla kapatılan KİTlerinbiranönce özelleştirilmesinin gerektiği en son Engin Civan olayı ile bir kez daha görüldüğünü söyledi. Alaton kampanyanın sokaktaki tüm insanlara ait olduğunu vurguladı. 9.8tp«yonkık • ANKARA (AA) - Türkiye Şeker Fabrikalan AŞ Genel Müdürü Erdoğan Ertekin, yübaşından bu yana 18 ülkeye 5 trilyon 814 milyar lira karşılığı şeker ihracatı gerçekleştirdıklerini bildirdi. Ertekin, bu yıl 410 bin ton şeker ihraç ettiklerini, ancak ihracat bağlantısı yapılan 90 bin ton ile birlikte bu yılın ihracat miktannın 500 bin tona ulaştığını söyledi. TOBB'den gıda semineri • ANKARA (AA) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından düzenlenen "AB ile Gümrük Birliği Eşiğinde Türk Gıda Endüstrisi" konulu seminer, yarın Antalya'da başlayacak. Seminer cuma günü sona erecek. TOBB'den yapılan açıklamaya göre, Akdeniz Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Montpellier Akdeniz Tanm Enstitüsü ve Fransa Büyükelçiliği'nin katkılan ile düzenlenen seminer kapsamında 5 oturum ve 1 panel düzenlenecek. TURNE TİYATROSU'NA Amatör bay-bayan oyuncular 2495839 ServetYalçın DPT Müsteşân, 5 Nisan Kararlan'yla öngörülen 6 aylık sürenin dolduğunu hatırlattı KIT ürüııleriııe zam sinyali ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 5 nisanda KİT ürünlerine yapılan yüzde 100'e yakın artıştan sonra, hükümetin, "6 ay zam yok" yönünde verdiği vaadin süresi doldu. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Başkanı Necati Özfırat, KİT ürünlerine zam yapılabileceği sinyalini verirken, "PTT.TEK ve TEKEL ürün- leri için yıl sonuna kadar zam göriilmü- yor" dedi. Necati Özfırat, dün düzenlediği basın toplantısında, eylül ayında toptan eşya fıyatlannda yüzde 5.4, tüketici eşya fi- yatlannda yüzde 7.2 oranındaki artışın, hükümetin hedefınden yüksek olduğu- nu söyledi. Özfırat, enflasyon oranındaki yük- sekliği, ihracattaki ve tanm ürünlerinin fıyatlanndaki yüksek artışa bağladı. Hükümetin tanm ürünlerine verdiği yüksek orandaki destekleme fiyatına • Necati Özfırat düzenledigi basın toplantısında eylül ayı enflasyonunun hükümetin hedefıni aştığını, ancak bu artışın ihracat ve tanm ürünleri fiyatındaki yükselişten kaynaklandığını belirtti. • Özfırat. KİT zamlan için verilen 6 aylık sürenin dolduğunu ancak PTT, TEK ve Tekel için yıl sonuna kadar fıyat artışı öngörülmediğini bildirdi. karşm, DPT Müsteşan. fıyatlann, tanmdaki rekoltenin düşük olması ne- deniyle arttığını savundu. Özfırat, "Ayrıca dış piyasalarda üriin fivatlarının artmasından dolayı, kültür >e ulaşun fi- yatları da arttı" dedi. Türkıye^nin dış borç stoku ile ilgili bil- gı veren Özfırat. aralık 1993 itibanyle dış borç stokunun 67 mil>ar 356 mılyon dolar olduğunu anımsatarak, temmuz ayında dış borç stokunun kur farkı he- saba katılmadığında 60 milyar 604 mil- yon dolara düştüğünü söyledi. Japon Yeni ve Alman Markı cinsinden olan dış borçlann. uluslararası piyasalarda dolann değer ka> betmesı üzerine, ABD Dolan cinsinden >ükseldiğini anlatan Özfırat, "Haziran ayında 3 milyar 855 milyon doiarlık bir kur farkı oluşmuştur. Kur farkı hesaba katıldığında dış borç stokumuz 64 milyar 459 milyon dolara yükselmişrir" dedi. Kamu ve özel sektörün. önümüzdeki 3 ayda. ana para ve faiz olmak üzere 3 milyar 200 milyon doiarlık dış borç öde- yeceğini belirten Özfırat, "Türkiye dış borçlarını rahatlıkla ödemektedir. 1994 yılının, son 3 aylık döneminde de, ulus- İararası pi>asalardan borçlanabilecek- tir" diye konuştu. Hükümetin, KİT ürünlerinin fiyat- lanna 5 nisanda yüzde 100 oranında zam yaptığını ve 6 ay artış olmayacağı sözü verdiğini anımsatan Özfırat, bu sü- renin bittiğini belirterek. şöyle devam etti: "Zaten, demir-çelik, petrol ürünleri fl- yatlarına. dış piyasalarda gelişmeler çer- çevesinde zam yapıldı. PTTnin, TEK'in, TEKEL'in fîyatlarına zam yapılmaması öngörülüyordu. Süre bitti. Ancak şu anda bu alanlarda da yıl sonuna kadar yeni zam görünmüyor." Eski DPT Müsteşan Kesici'ye göre ekonomideki olumsuzluğu önce dışandakiler görüyor 6 3 aydırJaponyatmmcıgelmiyor' NURSUN EREL ANKARA - Eski DPT Müs- teşan ve ANAP Genel Başkan- lık Danışmanı İlhan Kesici, ekonomisi yüzde 10.6 küçülen Türkiye'nin, 54 yıl sonra yeni- den 2. Dünya Savaşı şartlanna sokulduğunu bildirdi. "Böyle bir durum Türkiye'de nasıl bir sosyal ve siyasal ortam doğurur? Bu sorunun yanıtını şu anda ve- rebilecek hiç kimse yok" diyen İlhan Kesici, banka sektörü ve piyasalarda şu anda yaşanan is- tikrann 'geçici' olduğunu. ya- kında fiyat hareketlerinde bü- yük sıçramalar görüleceğini sa- vundu. Ara seçimlerde Isparta'dan aday olmayışmı, "Politik zara- fede bağdaşmazdı" diye açıkla- yan İlhan Kesici, 7. beş yıllık planı savsakladığı için hüküme- ti 'anayasa suçu işlemek'le suç- ladı. İlhan Kesici. Cumhuriyet'in politik ve ekonomik gelişmelere ilişkin sorulannı yanıtlarken son 3 aydır Türkiye'ye bir tek Japon yatınmcısının uğrama- dığını savunarak bunun Tür- kiye'nin dışandan nasıl görün- düğünün en büyük kanıtı oldu- ğunu belirtti. Kesici, ekonomi- de yaşanan daralmanın halka intikalinin zaman aldığını kay- dettiği söyleşide, şu görüşleri dile getirdi: 2. Dünya Savaşı şartları Türkiye ekonomisi. 5 Nisan Kararlan sonrasında yüzde 10.6 daralmışür. Bu. cumhuri- yet tarihinde görülen en hızlı daralmadır. Böyle bir durum • Eski DPT Müsteşan ve ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın danışmanı İlhan Kesici "Türkiye 54 yıl sonra, ekonomide İkinci Dünya Savaşı şartlanna sokuldu" dedi. • Yedinci beş yıllık planı savsaklayan hükümetin anayasa suçu işlediğini savunan Kesici, 3 aydır tek Japon yatınmcı gelmemesinin Türkiye'nin dışandan nasıl göründüğünü ortaya koyduğunu, ekonomideki daralmanın ise halka henüz yansımadığı belirtti. Türkiye'de çok ciddi sosyal sıkıntılar yaratacaktır. bunun siyasal yansıması da olacaktır. Ancak neler olabileceği konu- sunda, şu anda Türkiye'de hiç kimsenin tecrübesi yok. Çünkü böyle bir ortamı biz tam 54 yıl önce Sayın fsmet İnönü'nün lı- derliğindeki bir Türkiye'de ya- şamışız. 2. Dünya Savaşı sırası- nda Türkıye ekonomisi yüzde 4 daralmış . İşte şimdi de o gün- lerden tam 54 yıl sonra, yeniden 2. Dünya Savaşı ortamına ben- zer bir ortama girmişiz. Do- Kesici: 54yıl sonra 2. Dünya Sa\aşı koşullarına döndük. lasıyla neler olabilir, bunu kim- se bilmiyor. Halka intikal Ancak ekonomideki daral- manın halka ıntıkal edişi belii bir zaman sonrasında oluyor. 3 aşamada görülüyor kriz. 1. aşa- ma para krizi. 2. aşama reel sek- törde kriz, 3. aşama ise banka sektöründe kriz. Türkiye'de banka sektörü, reel sektörden önce knze girdi. Tüm banka mevduatının güvenceye alı- nması şeklındeki bir kararla hükümet. krizi dondurdu. Türkiye'de önümüzdeki ay- larda ekonominin daha iyiye gi- deceği yolunda bir işaret yok. bunun ıçın ümitlı olamıyoruz. Şu anda dövızin gerçek fı- yatının ne olduğunu bile bilme- ye imkan yok. 34 bin lira mı, yoksa 75 bin lira mı olması ge- rekirdi? Bunu bilmememizin sebebi de mevduatın, diğer ta- sarruf araçlanndan ayncalıklı biçimde tümden devlet garanti- si altına alınmış olmasıdır. Şu anda Türkiye'de henüz yüzde 400'lük faiz, 35 bin liralık dolar fıyatı üzerinden yapılmış üretim de piyasaya çıkmış değil. Enflasyonda yaz aylannın et- ken oİduğu İcısmi durgunluk çok yakında ciddi fiyat sıçra- malan ileyerdeğiştirecek. Çün- kü hükümetin programı gereği ithalat. yıl sonunda 7 milyar dolar gerilemiş olacak. Yerli üretimde de büyük bir daralma yaşanıyor. Dolayısıyla Türkiye çok yakında fiyat artışlannda ikinci darbeyi yaşayacak ve mal darlığı ile karşı karşıya kalacak. Anayasa suçu Türkiye'nin şu anda içinde bulunduğu darboğazdan Ç'ka- bilmesi, ancak ciddi çaba göste- recek, ciddi siyasi yönetimler tarafından sağİanabilir. Böyle kadrolan işbaşında göremedi- ğimiz için ümitli olamıyoruz. Hatta o kadar ki 7. beş yıllık planı hazırlama şeklinde ana- yasal bir sorumluluğu bulunan hükümet bunu bıle ya- pamamıştır. Başbakan'ın kendısine sunu- lan plan stratejisini yırtıp \erle- re attıgını. bunun >enne \enisi- ni de koymadığını duyuyoruz. Bu aslında anayasal bir savsak- lamadır. Bir yerde anayasa su- çudur. Türkiye'nin içinde bu- lunduğu duruma. bizim karam- sar baktığımız zannedilmesin. Son 3 aydır bir tek Japon fır- ması geîip hükümetle, bürok- ratlarla görüşmek için randevu talebinde bulunmamıştır. Bu da Türkiye'nin dışandan nasıl göründüğünün en önemli kanıtıdır. Televizyon üreticileri, "AB gibi damping soruşturması yapalım' diyor UzakdoğuVa karşı fazla liberaliz ÖZLEMYÜZAK Gümrük birliğinde en avantajlı sektörlerin başında geldiğini söyleyen elektronik sektörü, Türkiye'de uygulanan liberal ekonominin" fazla liberal" olmasından şikayetçi. Elektronikçiler "Biz otomotivcUer gibi koruma değil, AB'nin Uzak Doğu menşeli teloizyon üreticilerine oyguladığı fark giderici anri-damping vergisinin ülkemizde de uygulanarak haksız rekabetin önlenmesini istiyoruz" dediler. Madem Avrupa Birliği (ÂB) ile gümrük birliğinden dolayı güçlü bir bağımız söz konusu diyen elektronikçiler AB tarafından 5 Uzak Doğu ülkesine uygulanması kararlaştınlan an ti -damping vergisinin Türkiye tarafından da kabul edilmesi gerektiği görüşündeler. Senelerden beri Türk menşeli fırmalar hakkında çeşitü damping soruşturmalan yürütülmesine rağmen, Türkiye, ülkeye ithal edilen ve düşük fıyatla giriş yaparak haksız rekabete sebep olan özellikle Uzak Doğu ve Doğu Avrupa menşeli firmalar hakkında damping soruşturması başlatmadı. Elektronik Cihaz İmalatçılan Derneği Başkanı MaraJ Öztekin, AB tarafından Kore. Malezya, Singapur, Tayland ve Çin menşeli televizyon üreticilerinden alınması kararlaştınlan yüzde 3.7 ile yüzde 29.8 arasında değişen fark giderici anti-damping verginin Türkiye tarafından da uygulamaya alınması gerektiğini kaydederek, J Ticaret ^ Müsteşarlığı J konu ile ilgili J görüşmelere J zaman geçirmeden başlayacaklannı söyledi. Önde gelen TV üreticilerinden Vestel'in Yönetim Kurulu Başkanı Lütfîi Yener, Avrupa Birliğinin televizyon sektöründe 6 ülkeye yönelik başlatmış olduğu damping soruşturmasmda Türk menşeli fırmalann aklanmasında aylardan beri yürüttükleri güçlü lobinin ve yüzyüze temaslann payının büyük olduğunu belirtti. Yener. Avrupa'ya ihracatı fazla olan Uzak Doğu menşeli TV üreticilerinden anti-damping vergisi alınacak olmasının Türkiye'nin Avrupa'daki rekabet şansını arttıracağını söyledi Türkiye'nin bir diğer avantajıda. söz konusu ülkeler AT ülkeleri ile olan ihracatlannda yüzde 14 gümrük vergisi öderlerken. Türk firmalannın gümrük vergisinden muaf tutulmalan. Elektronik sektörünün gümrük birliğine güçlü gireceğini ve başanh olacağını kaydeden Yener"e göre hükümet tarafından haksız rekabeti önleyici bir takım kararlar zaman geçirmeden alınmak zorunda. AB'ye ihraç edilen elektronik cihazlara ilişkin uyulması gerekli güvenlik standartlann Türk üretici için maliyet arttıncı bir unsuroluşturduğuna da değinen Lütfü Yener, TV imalatında kullanılan plastik aksamın yanmaz olması koşulunun, ithal ürünlerde de bir zorunluluk olması gerektiğini söyledi. Türkiye'de tele\iz>on üretiminın yüzde 40-50"si ihraç edilırken. ihracatın yüzde 90ı Avrupa ülkelerineyapıh>or. Avrupa televiz\ on pazannda Türkişe'nin payı ise yaklaşık >üzde 5 seviyesinde. Baydur: Çahşma yasalan işçiden yana »• Refık Baydur, Egeh sanayicilerle yaptığı toplantıda SHP'yi eleştirdi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) - Türkiye İşveren Sendi- kalan Konfederasyonu Başka- nı Refik Baydur. çahşma yaşa- mını düzenleyen yasalann işçi- lerden yana olduğunu ve bu durumun ekonomiyi olumsuz yönde etkilediğini savundu. Baydur, yönetim kurulu üye- leriyle birlikte. Ege Bölgesi'nde- ki sanayicilerle yaptığı toplantı- larda hükümetinin SHP kana- dının demokratikleşmeyle ilgili yaptığı calışmalan eleştirdi. Baydur. "Sosyal mevzuattan, sendikal sistern ile toplu iş sözleş- mesi uygulamalanmlan \e de>le- tin mâli politikalaruıdan kay- naklanan aşın >ük, Türk ekono- mLsinin kaldırama> acağı boyut- lara varmıştır" diye konuştu. SASA, pet şişe değerlendirme tesisiyle yasal zorunluluğu yerine getirirken kazanıyor Sabancı bir taşla iki kuş vuruyor SASA, 9 bin ton pet şişenio dönüşümümi sağlayacak. Ekonomi Senisi- Türkive'nin tek pet şişe üreticisi SASA'. 1992 yılından beri topladığı kul- lanılmış pet şişeleri yeniden sa- nayiye kazandırmaya başladı. Geçen ay SASA Suni ve Sente- tik Elyaf Sana\ii A.Ş. bünye- sinde faaliyete geçen Pet Şişe Değerlendirme Tesisleri'nde yılda 9 bin ton pet şışenin dönü- şümünü sağlayacak. Böylece SASA da yönetmelik gereği toplamak zorunda olduğu pet şişeleri değerlendirerek hem kendi kazanacak. hem de doğal çevrenin "pet şişe jiikü" bir öl- çüde hafıfleyecek. Sabancı Grubu'nun en bü- yük sanayi kuruluşu olan. suni ve sentetik elyafta Türkiye'nin tekelini elinde tutan SASA "yö- netmelik zoru" ile de olsa çevre- ye verdiği zaran yatınma dö- nüştürdü. Tesislerde işlenecek 1992 şubat ayından beri kul- lanılmış pet şişeleri Türkivenin 9 yerinde kurduğu pet şişe satın alma merkezleri ile toplayan SASA bir ay önce resmen fali- yete geçen Pet Şişe Değerlendır- me Tesısleri'nde işlemeye baş- ladı. Bilindiği gibi Çevre Ba- kanlığı tarafından hazırlanan bir yönetmelıkle cam şişe. pet şişe. PVC ve metal kaplarda piyasaya ürün sunan kuruluş- lann çevre kirliliğini önlemek için bunlann yıllara göre artan oranlarda toplanması gereki- yor. 1994 yılı için yüzde 45 olan bu oranın 1996"da yüzde 70"e çıkacağını belirten SASA Ge- nel Müdürü ömer Sabancı bu- nun çok hayalci bir yaklaşım olduğunu belirterek. konu hakkında şu yorumu yapı>or: "Şu anda Çingene toplama usulü ile \iizde 45'lik seviye tutu- rulmuş durumda. Ancak bu ürimlerin yüzde 70'ini toplamak neredeyse imkansız. Çünkü çöp- lerimiz düzenli toplanmıyor. Türkiye'de değerlendirilebilir çöp miktarı yüzde 3'ü geçmez- ken yüzde 70 oranında pet şişeyi geri topiamamız imkansız." IŞÇEMN EVRENINDEN ŞÜKRAN SONER Canını Kurtarma Telaşı Boğazlarına kadar pislığe bulaşanlar, arada çok az temiz kalmışlar bu karmaşada kimvurduya gitmemek için canlarını kurtarma telaşı içine girdiler. Bomba gibi patlama tehlıkesi olan topu elinde tutmamak, başkası- na atmak için herkes büyük bir çırpınış ıçine girmiş gö- züküyor. Denetimçarkları işlemediği, işletilmedığı hal- de, bu çırpınışlar bir sürü kirli çamaşırın daha ortaya çıkmasına yarıyor. Önce özal ailesini, Semra Hanım'ı, Edes-Civan- mafya ilişkilerinin dışında tutabılmek için büyük bir çaba gösterildi. Çamura batanlar panıkle dığerlerini çektiler. Özal ailesini bulaştırmama olanağı kalmayı- nca, Özal ailesi ile Özal ve ülkeye yerleştirdiği düzen arasına bir çızgi çekilmesi için çırpınma başladı. Şimdi bunun da tutmayacağı anlaşılınca projektörün kendile- rine çevrilmemesi, kendi kirlı çamaşırlarının görünme- mesi için, başkalarını ortaya atma yarışı var. Yine de Türkiye'dekı yaşamın her alanına bulaşmış kfrlenme- de, ciddi bir temızliğin söz konusu olabileceği konu- sunda umutlu olamıyoruz. Kırlenmenın çeşitli boyut- larda her tarafa sıçramış olması, gerçeklerin ortaya çı- karılmasında en önemli engeli oluşturuyor. Bu arada yaşam da devam edıyor. Yeni çıkar ılışkıle- ri, ittıfaklar oluşuyor. Bızler nefes almadan Özal ailesi- Edes-Civan-mafya, hasbahçenın güllerı, bülbülleri iliş- kilerini ızlemeye çalışırken, düzenin çarkları işliyor. Yaşamın her alanında, akla gelmeyecek yeni kendini kurtarma ittifakları kuruluyor. Yüzde 2 olarak hedeflenmiş eylül enflasyonu, doğ- ruluğu tartışmalı olduğu söylenen ıstatıstiklerde yüzde 7.2'ye çıkmış bulunuyor. Zonguldak'ta süreklı yeral- tındaçalışan ve zararı azaltmak, üretımi arttırmak üze- re sayılarının arttırılması gereken ışçiler gruplar halin- de ışten çıkarılıyor. Madenler, zarar hanesi kasıtlı kat- lanarak fiilen kapanmaya sürüklenıyor Karabük ölü- me terk ediliyor. Siyasetçı-ışadamı-bürokrat ittifakı ile yaratılan soygun düzeni skandalı bile "Kamu banka- ları ortadan kalkarsa yolsuzluk da kalkar" kampanyası ile özelleştirmeye propaganda aracı olarak kullanılı- yor. Kitleler medya ile kurulan yeni kredı, çıkar ılışkileri içinde serseme döndürülüyor. Canımızı yakan ve ya- kacak olan, asıl oyunları, öfkemızi yöneltmemiz gere- ken odakları göremez oluyoruz. Hani Türk-iş, DİSK ve Hak-İş ile olan bütün ilişkilerini kesmişti? Ortak çıkar söz konusu, papuç pahalı oldu- ğunda nasıl da bir araya geliniyor. Geçen yazımda üç- lünün Çalışma Bakanı Matkap'ı ortak gizli ziyaretinden söz etmiştim. Biraz daha açmakta yarar görüyorum. önce 12 Eylül yönetiminın, Konseyin, sonra Özal Hükümetinin, ışçılerın sendikal haklarının gaspedil- mesı karşılığında, sus payı olarak eski sendıkacılara geçıcı yasa maddeleriyle tanıdıkları yeniden seçilme hakları ile ılgılı süreler dolmuş bulunuyor. Yasa deği- şıkliğı olmazsa, bugünün bütün sendika lider kadroları önümüzdeki yıl yapılacak genel kurullardabırdahase- çilemeyecekler. Sendikacılar yeniden seçilebılme hakkı ıçın tek mad- delik yasa değışıkliği ıstıyor. Bakanlığın, sendikalar yasasındakı bırtakım yasakları kaldırma, demokratik- leşme yasa taslağına sıcak bakmıyorlar. "Efendim Meclis işçi haklan ile ilgili yasakların kalması, demok- ratikleşmeye karşı çıkarmış. Bırçok sendika) yasakla birlikte, seçilme hakkı yasağının da kaldırılmaya kalkışılması tehlikeli olabilirmış. En iyisi tek maddeli bir yasa ile işi sağlam tutmakmış..." Önemli olanı sen- dikacının koltuğunu koruması. işçinın sendikal hakları, önemli sendikal hak yasakları kimın umurunda? 12 Eylül ile gelen yasaklardan bu yana, sendikal hak- lar önündeki yasakların kalkması için, sorunu sürekli gündemde tutmaya çalışan biri olarak böyle tek mad- delik bir yasa degişıkliğine "Olmaz böyle rezalet" de- mekten kendimı alamıyorum. Eski sendikacılar kendi- lerinin seçilme hakları uğruna önce 12 Eylül dönemı- nin, Konseyin yasalarına, sonra Özal'ın makyaj deği- şikliklerine aracı oldular. Artık geçici madde ile yeni- den seçilme hakkı süresi de bitince, 12 Eylül sonrası seçilen sendikacıların önünde hep var olan " dört dö- nemden fazla seçilememe" yasağının kalkmasını ısti- yorlar. Bu kez de kendi seçim haklarını riske etmemek için, yasada duran bütün diğer sendikal hak yasakları- na bekçıliği üstleniyorlar. Kendini kurtarmak uğruna, sınıfı, işçiyi, sendikal hakları satmak başka nasıl olur ki? Şimdilerde moda, geçerli olan, kendini kurtarmak için birlikte yola çıktıklarını satmak. Savcılık soruşturmasmda sıkışan, suçu, topu diğeri- ne atıyor. Gazetecilere, televizyon kameralarına, ken- dini kurtarmak üzere, suç ortaklarının isimleri sayılı- yor. Panik içinde, kendi suçunu hafifletmek üzere. baş- kalarının yaptıkları, ortaklıkları, pislikleri anlatılıyor. Sendikacı işçisini, parlamenter partisini, grubunu, ide- olojisini satıyor. Liderlerin iktidarları, bazen kaderdaş- larını, bazen rakiplerini satabildikleri ölçüde uzuyor. Siyasetçı yeniden seçilebılme şansını, grubunu, parti- sini değiştirmek, daha doğrusu satmakta görüyor. Son günlerde partilerarası yaşanan transferler, par- ti içi ve partilerarası çatışmalar. birleşme, bölünme, suçlama kampanyalarının çoğunluğunun altında bu türden oyunlar yatıyor. Ortada patlamaya aday bomba gibi toplar var. Her- kes topu elinden bir başkasına atmak. kendini kurtar- mak üzere çırpınırken, her yolu geçerli, mübah görü- yor. Pisliklerden arınalım derken, giderek yeni yeni pis ittifaklar, çıkar ilişkileri kuruluyor. HerTür BireyselKrei IhttyoanızİçinÖnce ^kıfBank21 Yuzyıl Bankacılığı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear