Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 3EKİM1994PAZARTESİ
10 DUNYADA GEÇEN HAFTA
Ve Yeltsinîrlanda'yı es geçti azizim
İNCİLTERE
EDlPEMtLÖYMEN
LONDRA - Geçen haftanın olayı,
Rusya Deylet Başkanı Boris
Yehsin'in İrlanda'dan transit
geçerken, uçaktan inmemesi,
Irlanda Başbakanı'nın elini
sıkmaması, karşılama törenine
kaülmaması, şeref kıtasını
denetlememesi, kırmızı hahdan
geçip şerefsalonuna gitmemesiydi!
Irlanda olaylan da en az îngiltere
olaylan kadar yakından izlendiği
için, Yeltsin'in bu son gafı, adeta
îngiltere'de olmuşçasına merak
uyandırdı, espri konusu oldu...
Yeltsin, Yeni Zelanda'dan
Moskova'ya dönerken, İrlanda'nın
ûnlü transit havaalanı Shannon'a
uğradı. Shannon, İrlanda'nın taa
batı ucunda, ülkeye çok döviz
kazandıran önemli bir havaalanı.
• Çünkü Avrupa'nın en uç
alanlanndan biri.
Yakıt ahnacak son yer. Benzeri
alanlar İzlanda'da da var,
Grönland'da da. Ama onlar artık
Avrupa dışı sayüıyor...
Yeltsin gelecek diye İrlanda
kabinesi, yollara düştü, Shannon'a
gitti. Yeltsin'in uçağı bir saat
gecıkmeli indi. Ama içinden Yeltsin
çıkmadı. Uçağa girip çıkan orta
sıkletgörevliler, Yeltsin'in
inmeyeceğini, yüzleri kızararak
açıkladılar.
Başbakan Birinci Yardımcısı Oleg
Soskovets inerek, "Çok yorgun, 17
saattiruçuyoruz" dedi.
Oysa Yeni Zelanda-İrlanda arası 8
«mafti... fl f)
Olayın ertesi
günü İngiliz
gazeteleri, gayet
alaycı bir dille
kendi
yorumlannı
yaptılar.
Londra'nın 500
bin tirajlı akşam
gazetesi Evening
Standard,"Tek
yönde uçulan ve
sadece 8 saat
sürenbir
yolculuk, nasıl iki
katfazlasürer?"
diye sormayı
ihmal etmedi.
Yeltsin'in nasıl
wW&
sürekli içtiği. nasıl orada burada
aklına esenı
^^W 1 V
t-— ^ F ^
yapmaya
başladığı
örneklendi bol
bol.
Gazetelerde.
Yeltsin'in
uçağına
yanaştınlan Air
Lingus (İrlanda
Havayollan)
merdiveninin
başında
bekleyen
kaygıîı
görevlilerin
fotoğraflan
>a>ımlandı...
Ve geçen
haftanın bir
başka olayı, yine İrlanda ile
ilgiliydi. Türİc medyasının >anhş
yansıttığı acı bir olaydı.
Dünyayı ajanslardan izleyen, ama
anladığı kuşkulu, dünyayı
kocaman bir magazin sanan safiar.
Kuzev İrlanda konusunda
yapayanlış bir haber verdiler.
Sözümonaeski IRAmilitanlan
artık polis yapılmıştı ve düzeni bu
eski teröristler sağlıyordu!
Televizyon ekranlanna, bu
uyduruk habere uysun-uymasın
çeşitli görüntülerdeyansıtıldı bu
arada.
Geçen hafta yürekleri buran olayın
gerçeği şuydu: Kuzey İrlanda'nın,
ve hele yönetim merkezi Belfast'ın.
1 RA'nın denetiminde olan
"kurtarılmış" bölgelerinde, IRA
militanlan. gözlerine kestırdikleri
"zararlılara" ceza vermeyi
sürdürüyorlardı.
Ama artık bunu silahla
yapamıyorlar (çünkü IRA Komuta
Konseyi'nin karan var), demir
çubuklarla yapıyorlar.
Kurbanlannı evireçevire demir
çubuklarla dövüp, kemiklerini
kınp, ömür boyu sakathğa
mahkum ediyorlardı. Serkeş
militanlar, İngiliz dilinde '*polking"
yaptıklan için. yani devriye gezip
etrafı kolaçan ettikleri için. bizim
magazin gözlüklü üstelik cahil
"medya mensuplan". bunlann
gerçekten "polislik"\aptıklannı
sanmıştı. Ve birde akla uygun
senaryo düzmüştü...
Keşke dünva. Türkiye'den "göriilüp
anlaşıldığr'C) kadanyla
açık-seçik-net olabilseydı!
Bayraklaryaııya indi
İSVEC
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - Geçen hafta,
deniz yolculuğunda güvenlik
konusunun önemini bir kez
daha gösterdi. Son bilgilere
göre Estonya-İsveç arasmda
sefer yaparken batan gemide
1051 kişi vardı ve bunlardan
139'u kurtanldı. Bu arada yaşı
5 vedaha küçük olan
çocuklann yolcu listesinde
olmamalan, mürettebat
yakınlannın kayda gjrmeden
gemiye alınmaJan, gerçek ölü
sayısının belki de asla ortaya
çıkmayacağıru gösteriyor. İsveç
ve Estonya resmi makamlan,
doğru düriist yolcu listesi
yapılmamasını, birçok dev
feribotun çeşitli hasarlara
karşın, seferden alınmamasını
eleştirdi. Facia, çeşitli
ihmallerin böylesine çok kişinin
canına mal olması için ille de
Üçüncü Dünya'dan bir ülkede
yaşanmasırun gerekli
olmadığını da gösterdi. Baltık
Körfezi'nden feribotlarla
eğlenerek karşıya geçmenin,
gündüz konferans düzenleyip
gece dans etmenin son derece
yaygın olduğu İsveç,
Finlandiya gibi ülkelerde
ölümün böylesine yakın
olabileceğini acı bir şekilde
görmenin şoku yaşanıyor. Tüm
aalara karşın geride kalanlar
için yaşam sürüyor. 18
eylüldeki genel seçimlerden
sonra yeni hükümeti kurmakla
görevlendirilen sosyal
demokratlann lideri Ingvar
Carlsson, bakanlannı bir bir
açıklamakta. Şu ana dek
açıklanan bakanlannın yansı
-önceden söylendiği gibi-
kadın. İsveç Parlamentosu,
kadınlann %41 oranında
bulunmasıyladünyada tekken
aynı aşama, kabinede de
gerçekleşmiş oluyor.
Carlsson'un yaptığı tek sürpriz.
dış politika konusunda
partisinin en önemli
uzmanlanndan olan, bir
zamanlar kendisi Olof
Palme'nin "prensi' şeklinde
tanımlanan PierreSchori'nin
Dışişleri Bakanlığı'na
getirilmemesiydi. Carlsson,
Doğu Avrupa uzmanı Schori
yerine, çekirdekten yetişme
sosyal demokrat, partinin
büyük bir bölgedeki başkanı ve
eski bakanlardan Lena
Hjelm-VVallen'i bu makama
uygun gördü. İsveç'in en büyük
sabah gazetesi Dagens
Nyheter'in bir başyaasında bu
seçım. "Sosyal demokratlara
özgü bir geienek olan, Dışişleri
Bakanlığı'na daha önce
hükümette görev abnış kişilerin
getirilmesi geleneğinin
sürdüriUmesT şeklinde
yorumlandı. Geçenlerde
Avrupa Konseyi'nin
başkanlığma bir İsveçli, Daniel
Tarchysgetirilmişti. Geçen
hafta yine gözde bir
uluslararası göreve bir İsveçli
atandı.OECD Genel
Sekreterliği'ne. örgütün İsveç
Büyükelçisi StafTan Sohlman
geçici olarak getirildi.
OECD'nin 25 üye ülkesi uzun
süredir genel sekreterliğe kimin
getirileceği konusunda
anlaşamayınca Sohlman'a bu
görev 30 kasıma dek verildi.
Bankanız
size
hesap
verecek
FRANSA
MÎŞEL PERLMAN
Kadınlarağırlıklannıkorudu
DANIMARKA
FERRUH YELMAZ
KOPENHAG - Danimarka'da önceki hafta
yapılan seçimlerden oy kaybıyla çıkan Sosyal
Demokrat Parti lideri Poıü Nynıp Rasmussen,
bu sefer azınlık hükümeti kurdu. Sosyal
demokratlann merkez hükümeti, ekonomik
konularda muhafazakarlarla, sosyal alanda da
sol kanat partileriyle işbirliğine giderek
çoğunluk oluşturmaya çalışacak. Sağ ve sol
kanatlann baskısı altında çahşmak zorunda
kalacak yeni hükümet, ince dengelere dayah
politikalarla ayakta kalmaya çalışacak. Salı
akşamı açıklanan yeni hükümette bakanlık
sayısı azaltıldı. Hükümetteki toplam 19
bakanlıktan 15'ini sosyal demokratlar ahrken,
geri kalan dört bakanlık koalisyon ortaklan
radikallerle, merkez demokratlar arasında
kardeş payı yapıldı. Sağ bir ekonomik politika
izleyeceğini açıklayan sosyal demokrat ağırlıkh
koalisyonda, ekonomi ve iş dünyası
bakanhklan merkez sağ partilere verildi. Yeni
hükümette eskisine göre çok büyük değişiklikler
olmazken polis örgütüyle ilgili şikayetlerden
dolayı, poüsin konumunu yeniden gözden
geçirmeye çalışan eski Adalet Bakanı'nın bu
görevden alınması şaşkınhk yarattı. Eski Adalet
Bakanı Erling Olsen'a buna karşıhk parlamento
başkanlığı teklif edildi. Yeni parlamentoda
kadınlar üçte bir oranındaki ağırlıklannı
korudular. Buna karşıhk yeni kabinedeki 19
bakandan 7'sine kadın politikacılar getirildi.
Bunlar arasında Ekonomi, İş Dünyası ve İçişleri
bakanhklan gibi üç önemli bakanlık bulunuyor.
Danimarka'da geçen haftanın en önemli
konusu, 'Estonia' gemisinin batması oldu. Her
zaman olduğu gibi basın veyayın organlan,
kazada ölen 900'ü aşkın yolcudan çok, kazada
ölen ya da sağ kurtuîan Danimarkalılara ağırlık
verdiler. Kazada. üç Danimarkalının olduğu
kesinleşirken iki Danimarkalı da sağ kurtuldu.
Kazayla ilgili haberlerin önemli bir kısmını. sağ
kurtuîan Danimarkalılarla aynnülar oluşturdu.
İsveç açıklannda meydana gelen kaza,
Danimarka'da gemi güvenljğiyle ilgili
tartışmalan tekrargüncelleştirdi. Denizciler
Sendikası, yetkilileri. guvenlik konusunda
somnlan bulunan gemilere seyir izni vermekle
suçladı. Daha önce Göteborg açıklannda 400'e
yakın yolcunun ölümüyle sonuçlanan gemi
yangınından sonra, gemi güvenliğiyle ilgili
tartışmalar, uzun süre kamuoyu gündemini
meşgul etmişti.
Mandela, eşcinselleri unutmadı Afrika'da ırk a>rımı (apartheid) sona
ermiş, yıllarca sırtında terörist yaftasıyla do-
laşmış çilekeş siyah lider Nelson Mandela dolet başkanlığma secilmişti. Artık her tür demokratik ve sosyal hak gün-
deme gelebilirdi. Tabii eşcinsel hakları da... Sonuçta Nelson Mandela eşcinsellerin yüzünü güldürdü ve Gûney Afrika'-
nın veni hazırlanan anayasasında eşcinsel haklarını düzenleyen maddeler de yer aİdı. Eşcinseller de karar iizerine al-
lanıp pullanıp Johannesburg sokaklarmda gö*de gösterisi vaptılar. (Fotoğraf. REUTER)
PARİS - Böylesi. şimdiye değin,
görülmemişti galiba... Biriikte okuyalım
isterseniz.
Denih'yor ki 8 sütun manşette: "İşte,
herkesin beklediği körü sonuçlar." Kim
veriyor bu haberi? Fransız kamu
kesiminin olduğu kadar dünyanın da
ünlü bankalanndan Credit Lyonnais.
Bu kuruluşun geçen yıl 4.5 milyar frank
zararettiğı resmen açıklandıktan sonra
Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel
Müdür Jean Pe>TevaWe'ın kendisi de bu
durumu kamuoyuna ve doğal olarak
başta müşterilerine izah etmeye çalıştı.
Yoksa bir an bile olsun. kuruluşu halkın
gözünde kuşkulu biçimde affettirmeye
gınşmedı.
Ancak ne denli yetenekli olursa olsun,
bir tek kişi bunu gerçekleştiremeyeceği
için olup bitenleri, basit bir şekilde, ilan
yoluyla anlatmanın etkin olacağı
düşünüldü. Ve sözünü ettiğimiz,
maliyeti 21 milyon franka ulaşan ilan
kampanyası vakit kaybedilmeden
derhalkararlaştınldı.
Başta Jean Peyrevalde olmak üzere,
böylesine btr girişim yapan ekip, elbette
kı yeni. Bir başka deyişle selefınin yol
açtığı durumu düzlüğe çıkarmaya
çahşıyor.
Ga2etelere verilen tam sayfa ilanın
bırıncı sütununda. "Bankanızın size
hesap vermesi gerekiyor" diye bir tümce
var ki doğrusu helal olsun. Her
baba\ iğidin harcı değil çünkü. Peşinden
dc banka\ı muazzam zorluklara
sürükleven biryaklaşımın nedenleri.
Tabıı. Credit Lyonnais'nin normal
Sankacılık dışındaki başansız
iin>ımlennın neden olduğu durum.
daha öncede biliniyordu. Fakat ıçinde
bulunduğumuz yılın ilk vansındaki
faaliyetler sonucu müşahade edilen
gelişme, tüm çabalara karşın, arzulanan
sonuca ulaşmayınca. ınsanın yüzünde
patlayan bir yumruk etkisi hedefleyen
bu ilan kampanyası da ivedilikle
başlatıldı.
Açık konuşmak gerekirse banka saygın
davranıyor müşterilerine, İMryük' olsun
veya 'küçük'. Anlatıyor ve diyor ki
muhataplanna:
"Başladığımız, srriikfür ve srrateji
değişikliklerini sürdürmeyi ve hatta
hızlandırmay ı düşünüyoruz." Credit
Lyonnais Bankası'nm,alışılmışındışına
çıkan. ilan kampanyası bir hafta
sürecek.
Bu demek oluyor ki her sabah gazetesini
açan bir okuyucu, bankanın
kamuoyuna ulaştırmak istediği durumu
hakkındaki çeşitli mesajlan da almış
plabilecek.
İstediği takdirde elbette. Fakat şunu
bilin kı Credit Lyonnais'nin Fransa'daki
2 bin 500 şubesi şımdiden. 18 ekim
akşamı düzenlenecek 'açık kapı'
operasyonuna hanl hanl hazırlanıyor.
Çünkü o gün, gerçek 'hesap vemıek'
formülü gazete sütunlanndan taşarak
canlı bir tarüşma halini almış olacak.
Bankanın önünde hâlâ uzun bir yol var,
başanya ulaşmak için. Fakat Jean
Peyrevalde'ın. tuttuğunu koparan
türden, yetenekli v e dev gibi bir işadamı
bürokrat olduğunu da bilmeyen
kalmadı ilgili çevrelerde!
Birleşmenin 4. yılında Alıııaııya'ııııı dış politikası
Dr.KLAUSKINKEL
Almany a Dışişlerı Bakanı
Berlin Duvan'nın Kasım 1989 tarihinde
yıkılması ile ülkemizin 3 Ekim 1990 tari-
hinde yeniden birleşmesine kadar geçen ay-
lar, biz Aknanlar için unutulmayan ve de-
rin izler bırakan bir dönemdir. Almanya,
40 yıl boyunca Soğuk Savaş'ın ortasında
yer almışür. Dünyayı iki düşman kampa
ayıran uçurum ülkemizin tam ortasından
geçiyordu. Onyıllarca yalnızca bölünmüş-
Iük duygtısuyla değil, Doğu-Batı anlaş-
mazlığının askeri açıdan tırmanması halin-
de Almanya'nın muhtemelen nükleer si-
lahlarla sürdürülecek bir savaşın muha-
rebe meydanına dönüşeceğinin kaçınılmaz
olacağı bilinciyle yaşadık.
1989 sonbahanndaki Ataıan devrimi, bu
dönemin sonu oldu. Banşcıl değişim, Al-
manya'ya özgürlük içinde birliği getirdi.
Büyük görevler
Almanya'nın birleştiği gün, Almanya'yı
büyük görevler bekliyordu: Yeni federal
eyaletlerde 40 yıllık diktatörlükten sonra
demokratik bir siyasi ve idari yapının oluş-
tunalması gerekiyordu. Talep, maliyet ve
ekolojik konulan dikkate almayan gü-
dümlü bir ekonominin ilkelerine göre üre-
ten bir sanayinin piyasa ekonomisine göre
düzenlenmesi ve yeni ürünlere ve pazarlara
yönlendirilmesi gerekiyordu. Geçen dört
yıl büyük maddi ve bireysel girişimlerle do-
ludur. Özellikle Doğu Almanya'daki hem-
şerilerimiz, takdire değer başanlar kaydet-
mişlerdir. Bugün şunlan tespit etmek
mümkün: Çözülmesi gereken görevlere
rağmen ilerleme kaydediliyor. Bugün Do-
ğu Almanya, birleşmeden dört yıl sonra,
Avrupa'nın en fazla ekonomik büyüme
gösteren bölgesidir.
Almanya'nın dış politika açısından da ko-
numu kısa süre içerisinde köklü bir şekilde
değişti. Bölünmüş Almanya nedeniyle ya-
şanan uyuşmazlıktan kaynaklanan evren-
sel yüzleşme sona ermiştir.
Hepimiz benzeri olmayan daha güvenli
bir dünyada yaşıyoruz. Almanya, tarihin-
de ilk kez komşuîan ile ortaklannın istemı
dışında değil, aksine onlarla uzlaşı içinde
birliğine kavuştu. Birleşik Almanya, kom-
şulannın hiçbiriyle anlaşmazlık içinde ol-
mayıp onlann hepsiyle dostane ve sıkı ihş-
kiler içindedir. Tarihi deneyimlerden do-
layı Almanya'nın 1990 yılında birleştiğinde
ümit edebileceği en büyük armağan ohnuş-
tur bu durum.
Dış politika
Almanya'nın banş ve özgürlük ve tüm
komşulanyla uzlaşı içinde birleşmesi, uzun
vadeli ve açık hedefler izleyen bir dış poli-
tikanın ürünüydü.
Bu dış politikanın temeli şu noktalara
dayanıyordu:
1. Almanya'yı, birleşen Avrupa'ya siyasi
ve ekonomik açıdan koşulsuz olarak İcat-
ma arzusu. Bununla biriikte ayn bir ulusal
yolu izleme isteminden kesin olarak vazge-
çilmesi.
2. Transatlantik Paktı'na sıkı sıkıya bağ-
lıhk. Kuruluşundan bu yana ittifakın poli-
tikası sürekli olarak açık ve şeffaf kalmış-
tır. İttifak, tehdit ve gözdağına karşı koy-
muştur.
Ancak, mümkün olduğu ölçüde de bir
zamanlann düşmanına işbirliği ve dostluk
için elini uzatmıştır.
3. Birleşmiş Milletler'de, kalkınma poli-
tikasında, Kuzey ve Güneydoğu arasında-
ki diyalogda, dünya çapında çevre koruma-
da ve insan haİclannın savunulmasında
yapıa angajman. Almanya bu şekilde uzun
yıllar boyunca dünyada insanlık sorunlan-
nın çözümündeki ginşimlerinden dolayı
bir ortak olarak uluslararası platformun
güvenini kazanabildi.
Açık lık
Bu uzun vadeli ve açık politika Alman-
ya'ya yalnızca banş ve özgürlük içinde bü-
tünlüğünü kazandırmayıp, egemen ve
• Dış
politikamıza
ilişkin temel
noktalann her
birinde Türkiye
önemli bir rol
oynamaktadır.
• NATO'da
birbirimize
güvenlik ve
toprak
bütünlüğü
konusunda
karşılıklı
güvence
vermekteyiz.
• Almanya'da
yaşayan Türkler,
her iİci ülkenin de
refahı için
önemli katkı
sağlamaktadır.
daha da büyümüş olan Almanya'nın siya-
setinin gelecekte de düsturu olacaktır.
Geçen onyıllann deneyimi. Almanya'-
nın böyle bir politikayla kendi çıkarlannı
en iyi şekilde gözettiğini göstermektedir.
Güvenlik ve refah günümüzde de doğal bir
şeydeğildir.
Aksine. herkes diğerinin güvenliği ve
ekonomik gelişmesinden yararlanmak-
tadır. Biz Almanlar özellikle Doğu'daki
yeni komşulanmız ile ortakJanmızın eko-
nomik başansı ve demokratik gelişmesin-
den doğrudan ilgilenmekteyiz. Bunlar tüm
Avrupa'daistikrarvekalıcı banş için temel
koşullardır.
Aynı zamanda, giderek daha sıkı kayna-
şan bir dünyada A\ rupa dışındaki açhk ve
nüfus artışıyla mücadelenin, Almanya'yı
yakından ilgilendiren ve ortaklanmızİa
paylaştığımız bir konu haline geldiğini bil-
mekteviz.
Derinleşme
Bizim için bunun anlamı şudur:
- Avrupa'nın bütünleşmesinin derinleş-
mesi ve Avrupa BirliğTnin genişletilmesine
yönelik çabalanmızı sürdüreceğiz. Bu yal-
nızca bizim değil. ortaklanmızın da istikrar
ve refahının temelinı oluşturmaktadır.
- Banş için ortaklık anlaşmasıyla bir za-
manlann düşmanı için de banş ve güvence
vaat eden bir programı belirleyen Atlantik
Paktı'na bağhyız.
- Bize düşen ve artan uluslararası sorum-
luluğu ulusal platformda değil. Birleşmiş
Milletler ve AGİK'in uluslararası güvenlik
sisteminin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi
ile yerine getireceğiz. Gerçekçi ve etkin bir
çokulusluluk istiyoruz.
- Doğu Almanya'nın yeniden yapılan-
ması nedeniyle büyük mali yüke rağmen,
Güney ülkelerinin güvenilir ve angaje orta-
ğı kalacağız.
Almanya'nın dış politikası, birleşmeden
ve son yıllarda yaşanan köklü değişimler-
den sonra da değişmeyecektir.
Bu durum dış politikamızı net ve açık kı-
lmaktadır. İç politikamızda geniş bir şekil-
de kabul gören bu durum, ülkemizin temel
çıkarlanna da uygun düşmektedir. Bugün,
birleşmenin 4. yılını geride bırakırken, or-
taklanmız şunu bilmektedirler: Almanya'-
nın dış politikasırun temeli sabittir ve yeni-
den düzenlenmesine gereksinim duyulma-
maktadır.
Ankara ile ilişkiler
Bu. özellikle de dost ve müttefık olduğu-
muz Türkiye ile olan ilişkilerimiz için ge-
çerlidır. Başlangıçta dış politikamıza ilişkin
sıraladığım temel noktalann her birinde
Türkiye önemli bir rol oynamaktadır; Av-
rupa Konseyi üyesi olarak ve toplulukla
gümrük birliği ile yakında daha da geliştiri-
lecek olan Avrupa Birliği'ne ön ortaklığıy-
la Avrupa'nın birleşme sürecinin bir parça-
sıdır. Savaş sonrasının en başanh ittifakı
olan NATO'da birbirimize güvenlik ve
toprak bütünlüğü konusunda karşıhkh
olarak güvence vermekteyiz.
İnsan haklanna saygı, terörle mücadele,
az gelişmişlik ile sefaletin aşılması gibi ev-
rensel hedeflerin ulaşılmasına dönük çalı-
şmalann yükümlülüğü, Türkiye ile bizi bir-
birimize bağlamaktadır. Bu alanlann tü-
münde yoğun bir şekilde biriikte çahşmak-
tayız.
Türkiye'nin önemi
Ancak Türkiye yalnızca dış politikamız-
da önemli bir rol oynamamaktadır. Yakla-
şık iki milyon Türk. hemşerimiz olarak ve
yasalanmızın himayesinde Almanya'da
yaşamaktadır. Almanya'da yaşayan Türk-
ler, her iki ülkenin de refahı için önemli
katkı sağlamaktadır.
Aynı zamanda insani ve kültürel açıdan
da bizi zenginleşürmektedirler. Ve biz bu-
gün ulusal bayramımızda, gerek Alman-
ya'daki gerekse Türkiye'deki Türkler'in
dört yıl önce Almanya'nın yeniden birleş-
mesini sevinç ve sempatiyîe izlediklerini
unutmayacağız.