25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3EKİM1994PAZARTESİ 10 DUNYADA GEÇEN HAFTA Ve Yeltsinîrlanda'yı es geçti azizim İNCİLTERE EDlPEMtLÖYMEN LONDRA - Geçen haftanın olayı, Rusya Deylet Başkanı Boris Yehsin'in İrlanda'dan transit geçerken, uçaktan inmemesi, Irlanda Başbakanı'nın elini sıkmaması, karşılama törenine kaülmaması, şeref kıtasını denetlememesi, kırmızı hahdan geçip şerefsalonuna gitmemesiydi! Irlanda olaylan da en az îngiltere olaylan kadar yakından izlendiği için, Yeltsin'in bu son gafı, adeta îngiltere'de olmuşçasına merak uyandırdı, espri konusu oldu... Yeltsin, Yeni Zelanda'dan Moskova'ya dönerken, İrlanda'nın ûnlü transit havaalanı Shannon'a uğradı. Shannon, İrlanda'nın taa batı ucunda, ülkeye çok döviz kazandıran önemli bir havaalanı. • Çünkü Avrupa'nın en uç alanlanndan biri. Yakıt ahnacak son yer. Benzeri alanlar İzlanda'da da var, Grönland'da da. Ama onlar artık Avrupa dışı sayüıyor... Yeltsin gelecek diye İrlanda kabinesi, yollara düştü, Shannon'a gitti. Yeltsin'in uçağı bir saat gecıkmeli indi. Ama içinden Yeltsin çıkmadı. Uçağa girip çıkan orta sıkletgörevliler, Yeltsin'in inmeyeceğini, yüzleri kızararak açıkladılar. Başbakan Birinci Yardımcısı Oleg Soskovets inerek, "Çok yorgun, 17 saattiruçuyoruz" dedi. Oysa Yeni Zelanda-İrlanda arası 8 «mafti... fl f) Olayın ertesi günü İngiliz gazeteleri, gayet alaycı bir dille kendi yorumlannı yaptılar. Londra'nın 500 bin tirajlı akşam gazetesi Evening Standard,"Tek yönde uçulan ve sadece 8 saat sürenbir yolculuk, nasıl iki katfazlasürer?" diye sormayı ihmal etmedi. Yeltsin'in nasıl wW& sürekli içtiği. nasıl orada burada aklına esenı ^^W 1 V t-— ^ F ^ yapmaya başladığı örneklendi bol bol. Gazetelerde. Yeltsin'in uçağına yanaştınlan Air Lingus (İrlanda Havayollan) merdiveninin başında bekleyen kaygıîı görevlilerin fotoğraflan >a>ımlandı... Ve geçen haftanın bir başka olayı, yine İrlanda ile ilgiliydi. Türİc medyasının >anhş yansıttığı acı bir olaydı. Dünyayı ajanslardan izleyen, ama anladığı kuşkulu, dünyayı kocaman bir magazin sanan safiar. Kuzev İrlanda konusunda yapayanlış bir haber verdiler. Sözümonaeski IRAmilitanlan artık polis yapılmıştı ve düzeni bu eski teröristler sağlıyordu! Televizyon ekranlanna, bu uyduruk habere uysun-uymasın çeşitli görüntülerdeyansıtıldı bu arada. Geçen hafta yürekleri buran olayın gerçeği şuydu: Kuzey İrlanda'nın, ve hele yönetim merkezi Belfast'ın. 1 RA'nın denetiminde olan "kurtarılmış" bölgelerinde, IRA militanlan. gözlerine kestırdikleri "zararlılara" ceza vermeyi sürdürüyorlardı. Ama artık bunu silahla yapamıyorlar (çünkü IRA Komuta Konseyi'nin karan var), demir çubuklarla yapıyorlar. Kurbanlannı evireçevire demir çubuklarla dövüp, kemiklerini kınp, ömür boyu sakathğa mahkum ediyorlardı. Serkeş militanlar, İngiliz dilinde '*polking" yaptıklan için. yani devriye gezip etrafı kolaçan ettikleri için. bizim magazin gözlüklü üstelik cahil "medya mensuplan". bunlann gerçekten "polislik"\aptıklannı sanmıştı. Ve birde akla uygun senaryo düzmüştü... Keşke dünva. Türkiye'den "göriilüp anlaşıldığr'C) kadanyla açık-seçik-net olabilseydı! Bayraklaryaııya indi İSVEC GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Geçen hafta, deniz yolculuğunda güvenlik konusunun önemini bir kez daha gösterdi. Son bilgilere göre Estonya-İsveç arasmda sefer yaparken batan gemide 1051 kişi vardı ve bunlardan 139'u kurtanldı. Bu arada yaşı 5 vedaha küçük olan çocuklann yolcu listesinde olmamalan, mürettebat yakınlannın kayda gjrmeden gemiye alınmaJan, gerçek ölü sayısının belki de asla ortaya çıkmayacağıru gösteriyor. İsveç ve Estonya resmi makamlan, doğru düriist yolcu listesi yapılmamasını, birçok dev feribotun çeşitli hasarlara karşın, seferden alınmamasını eleştirdi. Facia, çeşitli ihmallerin böylesine çok kişinin canına mal olması için ille de Üçüncü Dünya'dan bir ülkede yaşanmasırun gerekli olmadığını da gösterdi. Baltık Körfezi'nden feribotlarla eğlenerek karşıya geçmenin, gündüz konferans düzenleyip gece dans etmenin son derece yaygın olduğu İsveç, Finlandiya gibi ülkelerde ölümün böylesine yakın olabileceğini acı bir şekilde görmenin şoku yaşanıyor. Tüm aalara karşın geride kalanlar için yaşam sürüyor. 18 eylüldeki genel seçimlerden sonra yeni hükümeti kurmakla görevlendirilen sosyal demokratlann lideri Ingvar Carlsson, bakanlannı bir bir açıklamakta. Şu ana dek açıklanan bakanlannın yansı -önceden söylendiği gibi- kadın. İsveç Parlamentosu, kadınlann %41 oranında bulunmasıyladünyada tekken aynı aşama, kabinede de gerçekleşmiş oluyor. Carlsson'un yaptığı tek sürpriz. dış politika konusunda partisinin en önemli uzmanlanndan olan, bir zamanlar kendisi Olof Palme'nin "prensi' şeklinde tanımlanan PierreSchori'nin Dışişleri Bakanlığı'na getirilmemesiydi. Carlsson, Doğu Avrupa uzmanı Schori yerine, çekirdekten yetişme sosyal demokrat, partinin büyük bir bölgedeki başkanı ve eski bakanlardan Lena Hjelm-VVallen'i bu makama uygun gördü. İsveç'in en büyük sabah gazetesi Dagens Nyheter'in bir başyaasında bu seçım. "Sosyal demokratlara özgü bir geienek olan, Dışişleri Bakanlığı'na daha önce hükümette görev abnış kişilerin getirilmesi geleneğinin sürdüriUmesT şeklinde yorumlandı. Geçenlerde Avrupa Konseyi'nin başkanlığma bir İsveçli, Daniel Tarchysgetirilmişti. Geçen hafta yine gözde bir uluslararası göreve bir İsveçli atandı.OECD Genel Sekreterliği'ne. örgütün İsveç Büyükelçisi StafTan Sohlman geçici olarak getirildi. OECD'nin 25 üye ülkesi uzun süredir genel sekreterliğe kimin getirileceği konusunda anlaşamayınca Sohlman'a bu görev 30 kasıma dek verildi. Bankanız size hesap verecek FRANSA MÎŞEL PERLMAN Kadınlarağırlıklannıkorudu DANIMARKA FERRUH YELMAZ KOPENHAG - Danimarka'da önceki hafta yapılan seçimlerden oy kaybıyla çıkan Sosyal Demokrat Parti lideri Poıü Nynıp Rasmussen, bu sefer azınlık hükümeti kurdu. Sosyal demokratlann merkez hükümeti, ekonomik konularda muhafazakarlarla, sosyal alanda da sol kanat partileriyle işbirliğine giderek çoğunluk oluşturmaya çalışacak. Sağ ve sol kanatlann baskısı altında çahşmak zorunda kalacak yeni hükümet, ince dengelere dayah politikalarla ayakta kalmaya çalışacak. Salı akşamı açıklanan yeni hükümette bakanlık sayısı azaltıldı. Hükümetteki toplam 19 bakanlıktan 15'ini sosyal demokratlar ahrken, geri kalan dört bakanlık koalisyon ortaklan radikallerle, merkez demokratlar arasında kardeş payı yapıldı. Sağ bir ekonomik politika izleyeceğini açıklayan sosyal demokrat ağırlıkh koalisyonda, ekonomi ve iş dünyası bakanhklan merkez sağ partilere verildi. Yeni hükümette eskisine göre çok büyük değişiklikler olmazken polis örgütüyle ilgili şikayetlerden dolayı, poüsin konumunu yeniden gözden geçirmeye çalışan eski Adalet Bakanı'nın bu görevden alınması şaşkınhk yarattı. Eski Adalet Bakanı Erling Olsen'a buna karşıhk parlamento başkanlığı teklif edildi. Yeni parlamentoda kadınlar üçte bir oranındaki ağırlıklannı korudular. Buna karşıhk yeni kabinedeki 19 bakandan 7'sine kadın politikacılar getirildi. Bunlar arasında Ekonomi, İş Dünyası ve İçişleri bakanhklan gibi üç önemli bakanlık bulunuyor. Danimarka'da geçen haftanın en önemli konusu, 'Estonia' gemisinin batması oldu. Her zaman olduğu gibi basın veyayın organlan, kazada ölen 900'ü aşkın yolcudan çok, kazada ölen ya da sağ kurtuîan Danimarkalılara ağırlık verdiler. Kazada. üç Danimarkalının olduğu kesinleşirken iki Danimarkalı da sağ kurtuldu. Kazayla ilgili haberlerin önemli bir kısmını. sağ kurtuîan Danimarkalılarla aynnülar oluşturdu. İsveç açıklannda meydana gelen kaza, Danimarka'da gemi güvenljğiyle ilgili tartışmalan tekrargüncelleştirdi. Denizciler Sendikası, yetkilileri. guvenlik konusunda somnlan bulunan gemilere seyir izni vermekle suçladı. Daha önce Göteborg açıklannda 400'e yakın yolcunun ölümüyle sonuçlanan gemi yangınından sonra, gemi güvenliğiyle ilgili tartışmalar, uzun süre kamuoyu gündemini meşgul etmişti. Mandela, eşcinselleri unutmadı Afrika'da ırk a>rımı (apartheid) sona ermiş, yıllarca sırtında terörist yaftasıyla do- laşmış çilekeş siyah lider Nelson Mandela dolet başkanlığma secilmişti. Artık her tür demokratik ve sosyal hak gün- deme gelebilirdi. Tabii eşcinsel hakları da... Sonuçta Nelson Mandela eşcinsellerin yüzünü güldürdü ve Gûney Afrika'- nın veni hazırlanan anayasasında eşcinsel haklarını düzenleyen maddeler de yer aİdı. Eşcinseller de karar iizerine al- lanıp pullanıp Johannesburg sokaklarmda gö*de gösterisi vaptılar. (Fotoğraf. REUTER) PARİS - Böylesi. şimdiye değin, görülmemişti galiba... Biriikte okuyalım isterseniz. Denih'yor ki 8 sütun manşette: "İşte, herkesin beklediği körü sonuçlar." Kim veriyor bu haberi? Fransız kamu kesiminin olduğu kadar dünyanın da ünlü bankalanndan Credit Lyonnais. Bu kuruluşun geçen yıl 4.5 milyar frank zararettiğı resmen açıklandıktan sonra Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Jean Pe>TevaWe'ın kendisi de bu durumu kamuoyuna ve doğal olarak başta müşterilerine izah etmeye çalıştı. Yoksa bir an bile olsun. kuruluşu halkın gözünde kuşkulu biçimde affettirmeye gınşmedı. Ancak ne denli yetenekli olursa olsun, bir tek kişi bunu gerçekleştiremeyeceği için olup bitenleri, basit bir şekilde, ilan yoluyla anlatmanın etkin olacağı düşünüldü. Ve sözünü ettiğimiz, maliyeti 21 milyon franka ulaşan ilan kampanyası vakit kaybedilmeden derhalkararlaştınldı. Başta Jean Peyrevalde olmak üzere, böylesine btr girişim yapan ekip, elbette kı yeni. Bir başka deyişle selefınin yol açtığı durumu düzlüğe çıkarmaya çahşıyor. Ga2etelere verilen tam sayfa ilanın bırıncı sütununda. "Bankanızın size hesap vermesi gerekiyor" diye bir tümce var ki doğrusu helal olsun. Her baba\ iğidin harcı değil çünkü. Peşinden dc banka\ı muazzam zorluklara sürükleven biryaklaşımın nedenleri. Tabıı. Credit Lyonnais'nin normal Sankacılık dışındaki başansız iin>ımlennın neden olduğu durum. daha öncede biliniyordu. Fakat ıçinde bulunduğumuz yılın ilk vansındaki faaliyetler sonucu müşahade edilen gelişme, tüm çabalara karşın, arzulanan sonuca ulaşmayınca. ınsanın yüzünde patlayan bir yumruk etkisi hedefleyen bu ilan kampanyası da ivedilikle başlatıldı. Açık konuşmak gerekirse banka saygın davranıyor müşterilerine, İMryük' olsun veya 'küçük'. Anlatıyor ve diyor ki muhataplanna: "Başladığımız, srriikfür ve srrateji değişikliklerini sürdürmeyi ve hatta hızlandırmay ı düşünüyoruz." Credit Lyonnais Bankası'nm,alışılmışındışına çıkan. ilan kampanyası bir hafta sürecek. Bu demek oluyor ki her sabah gazetesini açan bir okuyucu, bankanın kamuoyuna ulaştırmak istediği durumu hakkındaki çeşitli mesajlan da almış plabilecek. İstediği takdirde elbette. Fakat şunu bilin kı Credit Lyonnais'nin Fransa'daki 2 bin 500 şubesi şımdiden. 18 ekim akşamı düzenlenecek 'açık kapı' operasyonuna hanl hanl hazırlanıyor. Çünkü o gün, gerçek 'hesap vemıek' formülü gazete sütunlanndan taşarak canlı bir tarüşma halini almış olacak. Bankanın önünde hâlâ uzun bir yol var, başanya ulaşmak için. Fakat Jean Peyrevalde'ın. tuttuğunu koparan türden, yetenekli v e dev gibi bir işadamı bürokrat olduğunu da bilmeyen kalmadı ilgili çevrelerde! Birleşmenin 4. yılında Alıııaııya'ııııı dış politikası Dr.KLAUSKINKEL Almany a Dışişlerı Bakanı Berlin Duvan'nın Kasım 1989 tarihinde yıkılması ile ülkemizin 3 Ekim 1990 tari- hinde yeniden birleşmesine kadar geçen ay- lar, biz Aknanlar için unutulmayan ve de- rin izler bırakan bir dönemdir. Almanya, 40 yıl boyunca Soğuk Savaş'ın ortasında yer almışür. Dünyayı iki düşman kampa ayıran uçurum ülkemizin tam ortasından geçiyordu. Onyıllarca yalnızca bölünmüş- Iük duygtısuyla değil, Doğu-Batı anlaş- mazlığının askeri açıdan tırmanması halin- de Almanya'nın muhtemelen nükleer si- lahlarla sürdürülecek bir savaşın muha- rebe meydanına dönüşeceğinin kaçınılmaz olacağı bilinciyle yaşadık. 1989 sonbahanndaki Ataıan devrimi, bu dönemin sonu oldu. Banşcıl değişim, Al- manya'ya özgürlük içinde birliği getirdi. Büyük görevler Almanya'nın birleştiği gün, Almanya'yı büyük görevler bekliyordu: Yeni federal eyaletlerde 40 yıllık diktatörlükten sonra demokratik bir siyasi ve idari yapının oluş- tunalması gerekiyordu. Talep, maliyet ve ekolojik konulan dikkate almayan gü- dümlü bir ekonominin ilkelerine göre üre- ten bir sanayinin piyasa ekonomisine göre düzenlenmesi ve yeni ürünlere ve pazarlara yönlendirilmesi gerekiyordu. Geçen dört yıl büyük maddi ve bireysel girişimlerle do- ludur. Özellikle Doğu Almanya'daki hem- şerilerimiz, takdire değer başanlar kaydet- mişlerdir. Bugün şunlan tespit etmek mümkün: Çözülmesi gereken görevlere rağmen ilerleme kaydediliyor. Bugün Do- ğu Almanya, birleşmeden dört yıl sonra, Avrupa'nın en fazla ekonomik büyüme gösteren bölgesidir. Almanya'nın dış politika açısından da ko- numu kısa süre içerisinde köklü bir şekilde değişti. Bölünmüş Almanya nedeniyle ya- şanan uyuşmazlıktan kaynaklanan evren- sel yüzleşme sona ermiştir. Hepimiz benzeri olmayan daha güvenli bir dünyada yaşıyoruz. Almanya, tarihin- de ilk kez komşuîan ile ortaklannın istemı dışında değil, aksine onlarla uzlaşı içinde birliğine kavuştu. Birleşik Almanya, kom- şulannın hiçbiriyle anlaşmazlık içinde ol- mayıp onlann hepsiyle dostane ve sıkı ihş- kiler içindedir. Tarihi deneyimlerden do- layı Almanya'nın 1990 yılında birleştiğinde ümit edebileceği en büyük armağan ohnuş- tur bu durum. Dış politika Almanya'nın banş ve özgürlük ve tüm komşulanyla uzlaşı içinde birleşmesi, uzun vadeli ve açık hedefler izleyen bir dış poli- tikanın ürünüydü. Bu dış politikanın temeli şu noktalara dayanıyordu: 1. Almanya'yı, birleşen Avrupa'ya siyasi ve ekonomik açıdan koşulsuz olarak İcat- ma arzusu. Bununla biriikte ayn bir ulusal yolu izleme isteminden kesin olarak vazge- çilmesi. 2. Transatlantik Paktı'na sıkı sıkıya bağ- lıhk. Kuruluşundan bu yana ittifakın poli- tikası sürekli olarak açık ve şeffaf kalmış- tır. İttifak, tehdit ve gözdağına karşı koy- muştur. Ancak, mümkün olduğu ölçüde de bir zamanlann düşmanına işbirliği ve dostluk için elini uzatmıştır. 3. Birleşmiş Milletler'de, kalkınma poli- tikasında, Kuzey ve Güneydoğu arasında- ki diyalogda, dünya çapında çevre koruma- da ve insan haİclannın savunulmasında yapıa angajman. Almanya bu şekilde uzun yıllar boyunca dünyada insanlık sorunlan- nın çözümündeki ginşimlerinden dolayı bir ortak olarak uluslararası platformun güvenini kazanabildi. Açık lık Bu uzun vadeli ve açık politika Alman- ya'ya yalnızca banş ve özgürlük içinde bü- tünlüğünü kazandırmayıp, egemen ve • Dış politikamıza ilişkin temel noktalann her birinde Türkiye önemli bir rol oynamaktadır. • NATO'da birbirimize güvenlik ve toprak bütünlüğü konusunda karşılıklı güvence vermekteyiz. • Almanya'da yaşayan Türkler, her iİci ülkenin de refahı için önemli katkı sağlamaktadır. daha da büyümüş olan Almanya'nın siya- setinin gelecekte de düsturu olacaktır. Geçen onyıllann deneyimi. Almanya'- nın böyle bir politikayla kendi çıkarlannı en iyi şekilde gözettiğini göstermektedir. Güvenlik ve refah günümüzde de doğal bir şeydeğildir. Aksine. herkes diğerinin güvenliği ve ekonomik gelişmesinden yararlanmak- tadır. Biz Almanlar özellikle Doğu'daki yeni komşulanmız ile ortakJanmızın eko- nomik başansı ve demokratik gelişmesin- den doğrudan ilgilenmekteyiz. Bunlar tüm Avrupa'daistikrarvekalıcı banş için temel koşullardır. Aynı zamanda, giderek daha sıkı kayna- şan bir dünyada A\ rupa dışındaki açhk ve nüfus artışıyla mücadelenin, Almanya'yı yakından ilgilendiren ve ortaklanmızİa paylaştığımız bir konu haline geldiğini bil- mekteviz. Derinleşme Bizim için bunun anlamı şudur: - Avrupa'nın bütünleşmesinin derinleş- mesi ve Avrupa BirliğTnin genişletilmesine yönelik çabalanmızı sürdüreceğiz. Bu yal- nızca bizim değil. ortaklanmızın da istikrar ve refahının temelinı oluşturmaktadır. - Banş için ortaklık anlaşmasıyla bir za- manlann düşmanı için de banş ve güvence vaat eden bir programı belirleyen Atlantik Paktı'na bağhyız. - Bize düşen ve artan uluslararası sorum- luluğu ulusal platformda değil. Birleşmiş Milletler ve AGİK'in uluslararası güvenlik sisteminin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi ile yerine getireceğiz. Gerçekçi ve etkin bir çokulusluluk istiyoruz. - Doğu Almanya'nın yeniden yapılan- ması nedeniyle büyük mali yüke rağmen, Güney ülkelerinin güvenilir ve angaje orta- ğı kalacağız. Almanya'nın dış politikası, birleşmeden ve son yıllarda yaşanan köklü değişimler- den sonra da değişmeyecektir. Bu durum dış politikamızı net ve açık kı- lmaktadır. İç politikamızda geniş bir şekil- de kabul gören bu durum, ülkemizin temel çıkarlanna da uygun düşmektedir. Bugün, birleşmenin 4. yılını geride bırakırken, or- taklanmız şunu bilmektedirler: Almanya'- nın dış politikasırun temeli sabittir ve yeni- den düzenlenmesine gereksinim duyulma- maktadır. Ankara ile ilişkiler Bu. özellikle de dost ve müttefık olduğu- muz Türkiye ile olan ilişkilerimiz için ge- çerlidır. Başlangıçta dış politikamıza ilişkin sıraladığım temel noktalann her birinde Türkiye önemli bir rol oynamaktadır; Av- rupa Konseyi üyesi olarak ve toplulukla gümrük birliği ile yakında daha da geliştiri- lecek olan Avrupa Birliği'ne ön ortaklığıy- la Avrupa'nın birleşme sürecinin bir parça- sıdır. Savaş sonrasının en başanh ittifakı olan NATO'da birbirimize güvenlik ve toprak bütünlüğü konusunda karşıhkh olarak güvence vermekteyiz. İnsan haklanna saygı, terörle mücadele, az gelişmişlik ile sefaletin aşılması gibi ev- rensel hedeflerin ulaşılmasına dönük çalı- şmalann yükümlülüğü, Türkiye ile bizi bir- birimize bağlamaktadır. Bu alanlann tü- münde yoğun bir şekilde biriikte çahşmak- tayız. Türkiye'nin önemi Ancak Türkiye yalnızca dış politikamız- da önemli bir rol oynamamaktadır. Yakla- şık iki milyon Türk. hemşerimiz olarak ve yasalanmızın himayesinde Almanya'da yaşamaktadır. Almanya'da yaşayan Türk- ler, her iki ülkenin de refahı için önemli katkı sağlamaktadır. Aynı zamanda insani ve kültürel açıdan da bizi zenginleşürmektedirler. Ve biz bu- gün ulusal bayramımızda, gerek Alman- ya'daki gerekse Türkiye'deki Türkler'in dört yıl önce Almanya'nın yeniden birleş- mesini sevinç ve sempatiyîe izlediklerini unutmayacağız.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear