25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 EKİM 1994 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER Boyutlanyla - Sınırsızlığıyla... Görülüyor ki muhalefet, muhalefet etme hakkı, düşün özgürlüğüyle çok sıkı olarak ilgilidir; onunla birleşiktir. Düşün özgürlüğü, bu hakkı da kapsamazsa orada. amacına ve doğasına göre işleyen bir demokrasiden söz edilemez. .Muhalefet demokrarik yollarla, iktidara direnme gücüdür; herkesi, özellıkle iktidan, insan haklannın gerekleriyle bağlamada işlevi olan bir kurumdur. Prof. BAHRİ SAVCI B u Ankara'nın tuhaf bir huyuvar. Bırkomısyon kurar, bilımsel görüşle- nnden yararlanmak üzere, uzmanlan orada çahşmava çağınr. son- ra, o bılım adamlarını. kendi kanıla- nnı değıl. ıktıdann, onun buyruğun- dakı burokrasinın sıyasal yeğlemele- nnı de^teklemeye davet eder. Ama bunu gerçek bılım adamlan yutar mı? f>te. Prof. Biilent Tanör ıie Prof. Çetin Özek de vutmadılar, düşün öz- gürluğünü kurtarmak ıçın katıldıkla- rı komısvonu, bırakıpgeldıler. Bovlece. düşün özgürlüğünün içe- neı ve ondan doğan çağdaş boyutla- nnı. "sijasrienmıze anlatıp onları, Türkıve've vapacakları "çağdaşhiz- metsizlikİerT ıle baş başa bıraktılar. Ama konu önemli olduğu içın. konu- nun nesnel >önünü de kamuya açık- ladılar. düşünce özgürlüğünün "sınır- sız özii"ne sığmaz siyasilerin görüşü- nü de basın, belirtmekten geri kalma- dı. Bövlece, kadın düşkünü bir sapı- ğın. sokaktan geçen bir hanımı öp- me\e kalkmasını onlemek ıle, düşün özgürlüğünü gerçek özü ıle düzenle- mc hukuksallığı arasında, böyle bir bcıvetmenin yapılmasındaki garıp- lik ve kaba mantık da sergilenmiş ol- du. Evet, o sapık hovardanın, bir hanı- mı öpmeye kalkması, bir kaba eylem- dir, yasaklanır. Fakat düşün (fikir) ve o eksen üzerindekı doğal devinimler, böyle kaba bir eylem değildır, yasak- lanamaz. Düşün ve Boyutlan Demokrasi bılımınde, "düşün* ile, onun kapsadığı "boyutJar", ve "öz- le'ılgısı olmayan haşın "eyiem"in sı- nırlanabilirliği, önemli İconulardır. Şöyle çok yukarıdan bir bakalım: i- Önce bilelim: Düşünce, kendi özünde. (bizatihi) serbesttir: Yani, her tür düşün; kafaya, nıha, vicdana, ser- best ve sınırsız bir esin olarak gelir (saniholur). ii- O andan başlayarak da düşün, deyimleme (ifade) özgürlüğü de ka- zanır: Çünkü, kafaya -ruha- vicdana serbestçe gelen (sanih olan) düşün, oralardan çıkıp dışa vurma (harici- leşme), yani açıklama boyutunu ka- zanmazsa "El mâhâ, fi batnüs şair" fetvasının anlamsızlığı, değersizlığı içıne düşmüş olur. iii- Düşün özgürlüğü, demokrasi- leşmenin, demokrasisini gelıştirme- nın aynlmaz bir öğesidir. Evet, düşün, kendini dışanya vur- ma gereksinimindedir. Bunun için, kendini, hem dile getırme hem de ger- çekleştırmek için, başkalanyla birleş- me-bütünleşme özgürlükleriyle bo- yutlanır. Bu boyutlanma, muhalefet etme-katılma-konsensüse ulaşma haklanna vanr. Bu ikı kurum, özlenn- deki özellikler dolayısıyla, serbest du- rumlardır: Onlar, sahip olduklan bu serbestlık ekseni yitirilmemek üzere, hukukça, ama demokrasi hukukunca düzenlenirler. Esinlenme-dışan vurmayla kendi- ni gerçekleştirme haklarıyla niteli olan düşün, bu ikı boyuttan yoksun kalırsa, orada, artık, demokrasi ol- maz; yalnızca, demokrasi imiş gibı yutturulan "çoğunluk istencinin ege- menfiği - baskısı - hatta zulmü" olur; orada, arfık, demokrasiden söz edile- mez. Düşün özgürlüğü ile çevrili-bağlı olan bu olgulara bir bakalım: A- Muhalefet etme hakkı: Bu, kısa- ca, iktidann, bir sıvil toplum öğesi olarak var olan öteki dinamiklerin söylediklerini, yaptıklann beğenme- me, onlan reddetme, onlann yenne, karşı ya da bütünleyicı-geliştiricı se- çenekler ilen sürme ve kendi görüş- lerini gerçekleştirmek için, iktidara talıp olma hakkıdır; gerekirse iktida- n destekîeme, ama, aslında onu yıp- ratıp onun yerine geçme isteğiyle bü- tün demokratik araçlan, serbest ve eşit olarak kullanma gücüdür. Bir başka deyişle muhalefet, de- mokratik yollarla, iktidara direnme gücüdür; herkesi, özellıkle iktidan, insan haklannın gerekleriyle bağla- mada işlevi olan bir kurumdur; bu di- renme ve bağlamayı, nerede-nasıl-ne için yapacağını, kendi usunda, vicda- nında serbestçe oluşturup dışanlaş- tırmayı, örgütlemeyı, fızıksel ve sos- yo-kültürel devinimleregeçmeyi içe- nr. Görülüyor ki muhatefet. muhalefet etme hakkı, düşün özgürlüğüyle çok sıkı olarak ilgilidir; onunla birleşik- tir. Düşün özgürlüğü, bu hakkı da kap- samazsa orada, amacına ve doğasına göre işleyen bir demokrasiden söz edilemez. B- Kabima, konsensiis arama hak- kı: Düşün özgürlüğünün mayası-özü- kapsamı-uygulamı, katılım ve kon- sensüsü de gerektinr. Demokrasi, artık, yalnızca, "ço- ğunluğun \ önetmesi; azınlığın da, ge- leceğin çoğunluğu oJma eylemJerine sahip olması"ndan ibaret değildir; herkesin ve her kurumun, her düzey- de, toplumsal işlev olan siyasaya, kendi yapısının gereklerine göre ka- tılması ve kararlan, konsensüse da- yatmadır. Kararda, çoğunluğun ıstenci ve yeğlemesi, bir eksendır; fakat, ötekı sosyo-politik ve kültürel dınamikle- nn özlem-istem ve gereksinmelerin- den soyutlanmış bir eksen deği), on- lan özümsemiş bir eksen... Böylece, karar, 'çoğunluk diişü- nü'nün sayısal gücünden gelen bir dikta olmaktan çıkar, bir 'birleşik n- za' olur. Bu da siyasaya, bırleşik n- zaya ulaşma sürecidir: Kişilerin, ken- di düşün olanaklanyla, kurumlann da kendi yapılanna göre katılıp serbest tartışmalarla, olgun algılarla yürütü- len süreç. Burada, bütün düşünlerin, birbirle- rini özümseyerek karara varma yön- temi ve niteliği vardır. Bundan dola- yı, bu ikili hak, "sosyal pakt" ıçre olu- şan ve gerçekleştırılen bir serbestlik, bir sınırsızlıktır. iv- "SosyaJ pakt" üzerine: Burada. sosyal pakt sözünü kullandık. Bu, şu- dur: Sosyal pakt, demokrasinin in- sanlarını ve toplumlannı bırbırlenne bağlayan, onlan bir bileşim olmaya götüren ruh-ınanç-felsefe-tutum ku- rallanndan oluşan bir "Amentü"dür. Bu en üsrün kurallar, anayasalara-ya- salara da egemendir. Zamana, sosyo-ekonomik ve kül- türel durumlara ve düzeylere göre, boyuna büyüme ve gelışme istidadın- dadırlar. lşte. düşün özgürlüğü ve boyutları, bu amentünün ürünüdür, onun koru- ması altındadır. Onun içındirki sınır- lan da yoktur. v- Tek reddiye ve sınır: Düşünü dü- zenlerken bir tek reddiye ortaya çıkar: Şiddet Düşün ve boyutları alanında, şiddet şiddeti iteleme, şiddetle müte- rafik olma, bu özgürlükle bir arada düşünülemez. Düşün, bütün boyutla- ny la ele alındığı zaman, onun şiddet- ten annmışlığını unurmamak gerekir. Sonuç "Şiddet"in kendisinı kavramaya gelince: Evet, düşün ve boyutlan, şid- detle müterafik olamaz; şiddetin ken- disinı nasıl ayırt edebileceğız? Yazılı olmamasına karşın, gene de demokrasinin amentüsü dediğimız sosyal pakta eğıleceğiz: Buna göre, şiddet, sosyal pakt içinde olan ılkele- re -ahlaklara- etiklere aykm olan, on- lara ters olan, onlan bozan eylemler- dir. Anayasalar, yasalar, hep, sosyal pakta uygun olmalıdır. Bu uygunluğun bulunup bulunma- dığını saptamayı, yani şiddetin bulu- nup bulunmadığını da ancak, bağım- sız yargı değerlendırebilır, bunu, an- cak o takdir edebilir PENCERE Kirlenmek Bir Süreç, Yırtılmak Bir Sonuç» O eski mahallemizde küçük bir kız vardı, güzel mi gü- zel, terbiyeli mi terbiyeli, iyi mi iyiydi, el bebek gül be- bek, konu komşu üstüne titrerdi, kimse dokunmaya kıyamazdı.. Sonra ne olduysa oldu.. O yüzüne baksan kızaran küçük kız boy atıp serpildik- çe bir açıldı, bir saçıldı... Önce akşam bastırıp gece karanlığı ortalığı sarınca eve gelmeye başladı, konu komşunun midesı bulandı, sonra kız münasebetli münasebetsiz yerlerde birkaç kez hırlı hırsız adamlarla birlıkte görülmüş... Herkesin ıçine kuşku düştü; başlangıçta kimse toz kondurmuyordu... Ama kız durduk yerde durmuyor ki, sürüp sürüştür- meye, süzüp süzüştürmeye, takıp takıştırmaya, kıçını başını oynatmaya başlayınca, mahallenin güngörmüş- lerı, çokbilmişleri, külyutmazları hayıflandılar: - Oldu olanlar, bu kez baştan çıktı... Gün geçtikçe kız profesyonelleşti, bir gün mahallenin ortalık yerinde kara bıyıklı biriyle kavgaya tutuşunca, herıf bağırdr -Orospu!. Kızparladı: - Orospuysam orospuyum, ulan sana ne!.. Mahalleli buzdolabında uzun süre unutulup bozulduk- tan sonra ateşte kaynarken kesilen süt gıbi kalakaldı. Kızın ardamarı çatlamıştı • Gunümüzde ar damarı çatlayan çatlayana.. 1980'li yılların kirlenme sürecınde ufaktan ufaktan işe başlayıp zamanla yırtılan yırtılana... Artık kimsede utanma kalmadı... Arlanma hakgetire!.. Adam rüşvetten, hırsızlıktan, üçkâğıtçılıktan, rezillik- ten, kepazelikten nasibinı almış, çirkefte kulaç atarak profesyonelleşmış; banka soymayı, devlet hazinesini tırtıklamayı, hak etmedığı paraların üstüne yatarak hal- kın tepesınde boza pişirmeyi, sonra da "Gırtlağıma bir lokma haram girmedi" diye yemın etmeyi doğal sayı- yor... UArkosıir.Sayfoda siziü N Doğuştan BEKLIYORUZ. KANAL D • DOGUŞTAN ŞANSLI'da, Romina, seçmece yarışma- cılarını sorularla terletiyor. ama müthiş armağanlar kazandırıyor. • TARTIŞMA BÜYÜYOR'da, Tuna Serim ile Nedim Saban, konuklarıyla, tartışmayı büyüttükçe büyütüyor. • 19.30 HABERLERİ'ni, hafta içi her ak- şam, Jülide Ateş sunuyor. • SIFIR NOKTASI'nda, Oral Çalışlar ve ekibi, kamuoyunun gündemindeki ko- nulan, başladığı noktaya; "sıfır noktasına" giderek ele alıyor. • PAZARTESİ SABAHI, SAU SABAHI, ÇAR- ŞAMBA SABAHI PERŞEMBE SABAHI, CUMA SABAHI, herkesin, güne. her şeyden haberdar olarak başlamasını sağhyor. • JALE'DEN SEVGİLER'de, Türkiye'nin sev- gilisi Jale, izleyicileri her gün, sevgi ve dostluk dolu yol- culuklara çıkarıyor. • MİSAFİR ODASI'nda, her gün yeni misafirler, yeni sohbetler, yeni armağanlar var. • GÜLDÜRÜKÇÜ KUKLALAR'da, kuklalar, küçük, büyük herkesi gülmekten kırıp geçiriyor. • IŞIKLAR SÖNÜNCE, sinemaseverlere renkli dakikalar yaşatıyor. 06.30 ÇİZGI FİLM 07.30 PERŞEMBE SABAHI 09.00 MUTLULUK PEŞİNDE 10.00 TARTIŞMA BÜYÜYOR 11.00 JALE'DEN SEVGİLER 12.30 TATLI HAYAT 13.00 HABERLER 13.10 MÜZİK 13.30 SINEMA: YALNIZAŞIKLAR 15.00 MİSAFİR ODASI 17.00 GÜLDÜRÜKÇÜ KUKLALAR 17.45 SİNEMA: SİHİRLİ KRİSTAL 19.15 SPORDA BUGÜN 19.30 HABERLER 20.00 DOĞUŞTAN ŞANSLI 21.00 SINEMA: MODERN AŞK 22.30 SIFIR NOKTASI 23.10 IŞIKLAR SÖNÜNCE 23.40 GECE HABERLERİ 23.50 SPORDA SON DAKİKA 24.00 SINEMA: MARIENIN SONU 01.30 KAPANIŞ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear