22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2EKİM1994PAZAR 8 PAZAR KONUKLARI Özelüniversiteler 'açık'kapatıyoSUNUŞ: Türkiye ve KKTC 'de son yıllardayeni özel üniversiteler veyükseköğrenim kurumları kuruluyor. Türkiye ve KKTC'nin gençnüfusununyüksek öğrenimgereksinimlerine, var olanyükseköğrenim kurumları hiçbirşekildeyanıt veremiyor. Bu eksikliklerigidermekamacıyla özellikle buyıl içinde İstanbul'dayurtdışındaki üniversitelerin diplomalarını verecek olan özelyükseköğretim kurumları biçimlendi. Bunlardan birisi de Istanbul Uluslararası Araştırmalar Okulu (ISIS-Istanbul SchoolofInternational Studies). Pek çok tanınmış öğretim üyesi veprofesör, görevli oldukları üniversitelerinyanı sıra bu okulda ders verecekler. Okul, Ingiltere 'de University ofLondon ve Portsmouth üniversitelerinin diplomalarını başarıh öğrencilerine sağlayacak. KKTC'nin Girne kentinde de KKTC sermayesiyle ABD 'deki üniversitelerle bağlantısı olan İngilizce eğitim veren bir üniversite açıldı. Adı InternationalAmerican University (IA U). ISIS Başkanı Prof. Jonathan Liebenau ve IA U Rektörü Prof. Philip Bolton 'u konuk ettik. Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar Prof. Jonathan Liebenau ISIS Başkanı Prof.Philip Bolton IA U Rektörü Prof. Jonathan Liebenau Amerikalı. Pennsylvania Universitesi 'nde bilim tarihi ve sosyfilojisi doktorası yaptı. Doktora çalışmasmdan sonra İngiltere 'yegiderek Londra Universitesi Ekonomi Fakültesi'nde ILondon School of Economics) çalışmaya başladı. Bilinıe dayalı sanayi, sanayide yüksek teknoloji, yüksek teknolojinin organizasyonu veyönetimi konusunda altı yıl süreyle araştırmalar yaptı. Ertesi yıl Boston Universitesi'- nde İngiliz programlan üzerinde görev aldı. Londra Universitesi ne dönünce teknolojinin iletisimdeki rolü, bilgisayar teknolojisi konu- lartnda uzmanlık yaptı. Bir süre Mısır hükümeti için siyaset analizleri ve bilgi teknolojisi çalışmaları yaptı. istanbul'da yeni kurulan ISIS'm (İstanbul School of International Studies-İstanbul Uluslararası Araştırmalar Okulu) başınageçti. stanbul'da Londra Universitesi ve Portsmouth adh İngi- I tiz üniversitelerinin diplomalarını verecek bir yükseka- kul kurdunuz. Böyle bir okul kurmafikri nereden doğ- du? LİEBENAU - Bir kere şunu açıklığa kavuşturalım. Biz bir üniversite değiliz. YÖK'le hiçbir bağlantırruz yok. Pek çok öğretim kurumu gjbi bizim de Türkiye'de öğretim vermek için belgemiz var. Biz kendimize üniversite değil, bir yükseköğrenim kurumu adıru veriyoruz. Bizim kurumda üni- versite düzeyinde dersler veriliyor. Bu ders dönemleri bittiğinde de seçime göre isteyen öğrenci Londra Universitesi, isteyen öğ- renci de Portsmouth Universitesi diplomasını alabiliyor. Benim eşim Türk. Türkiye'yle çok yakından bağlanum var. Bir süredir Türkiye'deki yükseköğrenimin sorunlannı yakın dost çevremle tartışıyorduk. Bilkent Universitesi kurulduktan sonra gördük ki Türkiye'de bir çeşit özel Amerikan üniversite- leri sistemine uygun özel yüksekokullar ve özel üniversiteler ku- rabilme olanağı var. Benim iki tane Türk öğrencim vardı. Bir gün bana gelip Türkiye'de yönetim eğitimi konusunda çalışma- lar yapmam gerektiğini söylediler. Türk şirketlerinin yönetim- lerinin çağa pek de uygun olmadıkJanru biliyordum. Gerek bü- yüklükleji, gerekse de Batılı ortaklanyla ilişkileri açısından bu şirketlerin yönetim biçimlerinin yetersizliklerinin farkındaydım. Örneğin Batılı sisteme uygun ban- kacılık yapmak için belli bir yöne- tim sisteminiz olması gerekir. Her neyse... tçlerinde iki yıl önce Alo Bilgi şirketini kuran Oğuz Örerden de bulunan ban dostlarla konuşuyorduk. Oğuz Özerden Cambridge Universitesi mezunudur ve Türkiye'deki aka- demik konulara çok içten ve ciddi bir ilgi duyuyor. Şimdilerde iş alanı, medya faaliyetlerinin ol- dukça dışma çıktığı için yükse- köğrenim konusunda etkinlik göstermek, Türkiye'nin yükse- köğrenimine katkıda bulunmak istiyor. İşin iyice berraklaşması iki ay öncesine rasthyor. îki ay önce bu yükseköğrenim programlannı Türkiye'de uygulayabileceğimiz kesinlik kazanınca işe giriştik. Böylece Maslak'ta bir bina kıra- ladık ve haarlık öğrenimi ya- pacak öğrencilerimiz için de çok iyi İngilizce hocalan bulduk. - Bu öğretmenleryabancı uyruk- lumu? LİEBENAU-Yansı. - İngiliz mi, Amerikalı rm? LİEBENAU - İkisi de. Üç Ame- rikalı, dört de İngiliz öğretme- nimiz var. - Öğretmenlerin kaçı Türk? LİEBENAU - Yedisi. - İngilizce ders verecek bu Türk öğretmenler ya da öğretim üyeleri- nin adlannı sövleyebihr nüsiniz? LİEBENAU - Bu kışiler en iyi liseler ve üniversitelerde İngilizce dersler veren kişiler. Bunlann hangi okullardan oldukJanru söy- lemek istemiyorum. Çünkü kendi alanlannda ders veren en iyi öğ- retmenleri kendi yanımıza çekme çalışmalan içindeyiz. Bazı öğretim üyeleri bir ya da iki dersten so- rumlu olacaklar. Örneğin Prof. Gülten Kazgan, Prof. Asaf Savaş Akad, Prof. Toktanuş Ateş sadece bu işin planlamasıyla değıl, öğretimi işiyle de etkin olarak uğraşıyorlar. İstanbul'daki üni- versitelerde görevli yakın arkadaşlan ve meslektaşlan da bizim kurumda ders vermek istiyorlar. Ankara'dan da bazı öğretim üyeleri var. - ISIS'm Londra Universitesi ve Portsmouth Universitesi müf- redat programtna uygun dersler vereceğini duyurmustunuz. Bu nasıl olacak? Aynntısıyla anlatır mışınız? LİEBENAU - Şimdi, Londra Universitesi ve Portsmouth Üniyersitesi'nin derslenve sınavlan birbirinden tamamıyla ay- n. Önce size Londra Üniversitesi'nin programını anlatayım. Dersler Londra Universitesi öğretim üyeleri tarafından hazırla- nacak. Sınav sorulanru da kendileri yazacak, notlan yine onlar verecek. Bu program tamamıyla Londra Üniversitesi'nde dı- şardan okuyan öğrerlcilere uygulanan program. Londra Uni- versitesi, bu programlan daha önce de İngiliz Uluslar Toplulu- ğu ülkelerinde uyguladı. Burada da aynı şey oluyor. Biz öğren- cilere bir üniversite çevresi veriyoruz. Ama sonuçta öğrençiler diplomalannı Londra Üniversitesi'nden alıyorlar. Londra Uni- versitesi bunu ilk kez uygulamıyor. Daha önce çok defa yaptı. - Londra Universitesiprogramı kapsammda hangi dersler veri- kcek? LİEBENAU - Ekonomi, işletmecilik, muhasebe, bankacılık ve maliye, siyasetbilimi, iletişim araşürmalan. Portsmouth Üniversitesi'nin sistemi biraz daha değişik. Portsmouth Universitesi derslerine devam edecek öğrenciler eğer gerek görürlerse bir yıl süreyle İngilizce öğrenecekler. Ar- dından bir yıl, bir temel eğitim dönemi geçirecekler. Bu temel eğitim döneminde ekonomi, işletmecilik gibi dersler görecekler. İngilizce hazırlık sınıfını saymazsak temel öğretim yılıyla birlik- te Portsmouth Universitesi diploması almak için dört yıl ders görmek gerekecek. Dersler birkaçı dışında hep İngilizce olacak. Türkiye'deki liselerde gerçi İngilizce öğrenim düzeyi iyi, ama İngiliz üniversitelerinin İngilizce öğrenimini kavrayabjlecek dil olgunluğuna erişmek için sanıyorum öğrencilerin hepsi, bir yıllık İngilizce hazırlık döneminden geçmek zorunda kalacak- İar. Türkçe dersler ise Türk bilim adamlannın Türkiye'yle ilgili verecekleri dersler olacak. Örneğin Prof. Asaf Savaş Akad İngi- lizce ekonomi dersi verecek, ama Türkiye'nin ekonomik duru- muyla ilgili derslerini de Türkçe verecek. Prof. Toktamış Ateş de Türk siyasetiyle ilgili derslerini Türkçe verecek. Ama diğer bütün dersler ve sınavlar İngilizce olacak. Öğrenciler, Londra Universitesi ya da Portsmouth Universitesi müfredat programı çerçevesinde Türkiye'yle ilgili ders görme olanağı bulacaklar. Örneğin Sosyoloji Bölümü'nde oku>an öğrenci Türkiye'nin toplumsal konulannda ders görme olanağını bulacak. -Buyıl kurumunuza kaç öğrenci ahnacak? LİEBENAU - Öğrencilenn çoğu İngilizce hazırlık bölümüne, bir kısmı temel eğitim bölümüne, çok azı da doğrudan Londra Üniversitesi'nin birinci sınıfına girebilecekler. Bu yıl İngilizce hazırlık bölümüne 400'ün üzerinde öğrenci girmesini bekliyoruz. Temel eğitime 80. Londra Universitesi programına da 15-20 öğren- ci girecek. Yani sanıyorum toplam 500'ün üzerinde öğ- renci olacak. Üç-dört yıl içinde kurumumuzda oku- yan öğrenci sayısmın 3-4 bıni buîmasını bekliyorum. - Giriş sınavlan var nu? LİEBENAU - Öncelikle bir İngilizce sınavı yapıyo- ruz. Daha sonra öğrencile- nn lisedeki durumlannı de- ğerlendiriyoruz. Kısa bir de- neme yazısı yazdınyoruz. 21 yaşını doldurmuş ve bir ışte çalışmış, ama yükseköğ- renim yapmak isteyen öğ- rencileri de Londra Üniver- sitesi programına girmeleri için özendiriyoruz. - Yılhk ücretler ne kadar? Londra Çniversitesi ve Ports- mouth t'niversitesi'nin ücret- lerifarkh nu? LİEBENAU - İngilizce hazırhk dönem ücreti 1.475 sterlin. Temel eğitim dönemi yıllık ücreti 3.200 sterlin, normal sınıflann yıllık ücreti de 3.200 sterlin. Bunlara KDV eklenmelidir. Aynca hazırlık sınıfına girmek için de bir harç ödemek gerekı- yor. Ön kayıt için abnan 36 sterlin harç bedelinden dü- şülüyor. İngilizce hazırlık sınıfına kaydolan öğrenci- lerden birinci dönem harç bedeli olan 1.475 sterlin ke- sin kayıtta alınıyor. Temel eğitim ve birinci sınıfa kay- dolan öğrencilerin yıllık harç bedelinin yansı olan 1.600 sterlin kesin kayıtta, ikinci taksit ise ikinci döne- min başında alınıyor. Bu arada bir de kolaylık yapıyoruz. Yıllık harç bedelinin tamamını kesin kayıtta ödemek isteyenlere yüzde 10 indirim uyguluyo- ruz. Şimdi Portsmouth Üniversitesi'nin programı biraz daha farklı. Çoğu öğrenci bunun programında beş yıl okuyacak. Te- mel eğitimi bitirdikten sonra isteyen öğrenci son üç yılı İngil- tere'de okuyabilir. Ya da bütün eğitim programını İstanbul'da tamamlayabilirler. Ya da Portsmouth Üniversitesi'nin olanak- lanndan yararlanarak yaz okuluna gidebilirler. Yalnız tabii şunu belirtmem gerekiyor. İngiltere'de öğrenim görmek. İstan- bul'a kıyasla çok daha pahalı. Hemen hemen iki misli pahalıya çıkabilir diyebilirim. Londra Üniversitesi programı ise sadece İstanbul'da öğrenim görmek için. Yani Portsmouth Üniversite- si'nin programının aksine öğrenci istese de öğrenimini İngil- tere'de tamamlayamayacak. - Sizce öğrencilerin başan oranlan ne olabihr? LİEBENAU - Hiç bilemiyorum ki. Bu üniversitelerin koy- duklan standartlar çok yüksek; sınavlar epeyce zor. Üstelik bu sınavlann değerlendirilmesi ve not verilmesi de İngiltere'de yapılacak. Size Pakistan ve Singapur'daki programlardan ör- nekler vereyim. Bu ülkelerde bu üniversitelerin programlannı alan öğrenciler son derece başanb oldular. O nedenle buradaki öğrencilerin de başanlı olmamalan için bir neden görmüyo- rum. Çok sayıda öğrenci başansız olursa bu tabii bizim için de başansızlık anlamına gelir, bizi düş kınklığına uğratır. Bir şey daha var: Londra Üniversitesi bizim başanlı olmadığımızı gör- düğü anda da hiçbir kararsızlık göstermez. Fakat kurduğumuz sistem uyannca ögrencilerimizin sonuçta başanlı olmalan gere- kiyor. • Ingiltere'deki sistemi getirdik Öğrenciler, Londra Üniversitesi ya da Portsmouth Üniversitesi müfredat programı çerçevesinde Türkiye'yle ilgili ders görme olanağı bulacaklar.^ Prof. Philip Bolton 1944yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde doğdu. Ortaöğrenimini ClevelandKentinde tamamladı. Brovrn Üniversitesi'nde İngilizce düi öğrenimi gördü. Daha sonra Şikago Üniversitesi 'nde İngilizce ve Edebiyat doktorası yaptı. Kendi ülkesinde çeşitli okullarda görev aldıktan sonra Washington D.C.'de bir kız okulu olan Mount Vernon Koleji'nde çalışmaya başladı. Kolejin Sanat Bölümü baş- kanlığınt yaptı. Mount Vernon 'daki son yediyılı içinde bilgisayar aracılığıyla Ingiltere 'de araştırma yapma olanağı elde etti. İki kitap yazdı. Bunlardan birisi ödül aldı. Bu arada da profesör oldu. Bunun ardından da KKTC'de kurulan International American Univer- sity'nin (Uluslararası Amerikan Üniversitesi) rektörü oldu. BOLTON - Daha tam bilmiyorum. Ama 400 kadar olacağı- nı umuyoruz. Artık Amerikalı öğrenci de almayı amaçlıyoruz. - Yanişimdiki halde bütün öğrencilerimz Türkiyeü ve KKTC'U Türkler mi? BOLTON - Evet. Sanıyorum bu yıl 12 kadar Pakistanlı öğ- rencimız de olacak. Bu, temelsel olarak İngilizce eğitim veren bir Türk üniversitesi. Türk profesörlerimiz de var. Tabii işin garip yanı öğrencilere anadillerinin dışında bir dille eğitim vermek. Bunda başanlı olacağımızı umuyoruz. - Giriş sınavlan yapıyor musunuz? I nternational American University'nin Girne'de kurul- masıntn amacı neydi?Siz bu üniversitenin nasılrektörü ol- dunuz? BOLTON - Mount Vernon Koleji'nın müdür yardımcısı KKTC'de öğrenimle ilgili oldukça bilgi sahi- biydi. Kıbnslı işadamı Güneş Menteş Gime'de yeni bir üniversite acmayı amaçlıyordu. Bu nedenle Mount Vernon'un müdür yardımcısıyla bağlantı kurdu. Bana haber verdiler. Ben de zaten artık iş değiştirmem gerektiğini düşünmeye baş- lamıştım. Böylece Kıbns'a gittim. 1993'ün şubat ayında Güneş Menteş'le tanıştık; oturup üni- versiteyi kurma konusunda aynntılı konuştuk. Bunun ardın- dan ben beş-altı kez Kıbns'a gittim. Üniversitenin kurulması böylece kararlaştınldı. Bu arada Amerikan, Türk ve İngiliz yükseköğretim kurumlanyla bağlantı kurduk. Esas olarak bağ- İantımız Mount Vernon'laydı. Ama Mount Vernon esas olarak birkızkolejıydi. Oysa geçen yıl bizim üniversitenin 100 öğrencisinden 90'ı er- kekti. Böylece ingiltere'de de bir şubesi olan Huron Üniversite- si'yle bir bağımız oldu. Bu iki bağlantı her iki okulun derslerinin Girne'deki üniversitede verilmesi çerçevesinde gerçekleşti. Bir Amerikan üniversitesiyle mimarlık dersleri arüaşmarruz var. Türkiye'de de Marmara Üniversitesi ve Mimar Sinan Üniversi- tesi'yle yazıh protokolle tescil edilmiş anlaşmalanmız var. Baş- ka işbirliği olanaklan da anyoruz. Biz tabii ki kendi üniversitemizi bir başka üniversitenin kisvesi altına sokmak istemiyoruz. Amacımız sadece üniversitemizle diğer üniversiteler arasında deği- şimdir. Üç kültürlü bir üniversite ol- maya çalışıyoruz. - Yani Amerikan, İngiliz, Türk kühürlerini bünyenizde mi top- lamayı amaçhyorsunuz? BOLTON - Evet. - International American Uni- versity öğrenime ne zaman başla- dı? BOLTON - Gecen yıl ekim ayının başında. Yani tam bir yılı- nı doldurmuş durumda. Mago- sa'da açılan Doğu Akdeniz Üni- versitesi ilk başladığı >ıl rekor dü- zeyde öğrenci almıştı KKTC'ye göre. Biz ondan sonra ikinci sırayı aldık. • Bu yıl kaç öğrenciniz olacak? BOLTON - Tam olarak bilmi- yorum. Hala üniversitemize gir- mek isteyen öğrenciler için ilan veriyoruz. Bu yıl öğrenime 3 ekim günü başlıyoruz. Bu bir vakıf üniversitesi. Ta- mamıyla da KKTC sermayesiyle kurulmuştur ve fınanse edilmek- tedir. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'tan da kredi yardımı aldık. Biliyorsunuz, her yeni kuruluşun paraya ihtiyaa var. Çok sevdiğim iki söz vardır. Bunlan burada söylemeden ge- çemeyeceğim. Şiir diş macunu ol- madığı gibı öğrenim de parfüm değildir. Yani bundan anlatmak istediğim bizim üniversite ticari bir kuruluş olabiür. Ama biz ora- da tüketim maddesi üretmiyoruz. Burada genç bir insanın yaşamı- ndaki dört-beş yıl söz konusu. Üstelik de bizim üniversitede öğ- renim görmek pahalı. Gerçi ABD'deki kadar değil, ama yine de pahalı. - Yılhk ücretler ne kadar? BOLTON - Sadece öğrenim için yıllık 3000 dolar. Tabii iaşe ibate ve başka masraflar bunun dışında. - Yeni kurulan bir üniversitenin rektörü obnak size nasılduygu- lar veriyor? BOLTON - Hem hala çok şaşkınım, hem de çok mutluyum. Dünyada kaç kişiye yeni kurulan bir üniversitenin rektörü ol- mak ve o üniversiteyi yapılandırmak nasip olur? 1993'ün mayı- sında KKTC'de çalışmaya karar verdiğirnde üniversiteye bir rektör aranıyordu. Ben profesör olduğum için bu iş bana teklif edildi. Günün 24 saati, haftanın yedi günü ben bu rektörlüğümü ya- şıyorum, bunu soluyorum. Çok ilginç kişilerle taruştım. İngiltere'den 6-7 öğretim görev- lisi getirdik. Mimarlık Bölümü Başkanı bir Filipinli. - Kacfakütte, kaç bölüm var? BOLTON - Dört fakülte, yedi bölüm var. Üniversitemizin Mimarlık ve Tasanm Fakültesi'ne bağlı dış ve iç mimarlık bö- lümleri. Hukuk Fakültesi'nde Hukuk Bölümü, İşletmecilik Fa- kültesi'nde Uluslararası İş ve Bilgisayar Siştemleri Bölümü. Sa- nat ve Fen Fakültesi'nde de Uluslararası İlişkiler ve İletişim ve Gazetecilik bölümleri bulunuyor. Zamanla fakültelerin ve bölümlerin sayısını arttıracağız. İlk aşamada bir fen fakültesi kuracağız. - Buyıl kaç öğrenciniz olacak? Ijyj derecede İngilizce şart BOLTON - Evet. Öğrencilerin iyi derecede İngilizce bilmele- ri, ÖSYS'nin ilk basamağmda 105'in üzerinde puan almış ol- malan gerekli. Türk olan ve olmayan öğrencilerimiz için de bir genel başan sınavımız var. Ama esas olarak ÖSYS'de başanlı olan öğrencıleri alıyoruz. - CniversitenizİP aynı zamanda KKTC için bir tanıtım projesi hazırlamakta olduğunu öğrendik. Bu konuda bilgi verir misiniz? BOLTON - Bunu size küçük bir kuş mu fısıldadı? Haber kaynaklannız bayağı güçlüymüş. Vakıf mütevelli heyetiyle üniversite bünye- sinde bir araşürma enstitüsü kurmaya çalışıyoruz. Bu enstitüde halkla ilişkiler ve dış tanıtım yapmak amaç- lanacak. Esas amaç da KKTC'nin ihraç mallanna konulan uluslararası ambar- gonun kaldınlmasını sağla- mak. Ben şimdi KKTC Cum- hurbaşkanı Rauf Denktaş'ın ayda bir topladığı ve İngilizce ağırhklı olan think-tank'ının (plan-proje üretim merkezi) bir üyesiyim. Bu ambargo karannın ardından Denktaş ve başka yetkililer bu konuda neler yapabileceğimizi bize sordular. Biz de bir tanıtım broşürü hazırladık. Sanıyo- rum broşür, bürokrasi çark- lannın bir yerlerinde. Bu konuda Türkiye için de bir şey söylemek istiyorum. Siz ABD'de muhteşem bir tanıtım kampanyası olan Kanuni Sultan Süleyman Sergisi'ni çeşitli kentlerde açtıruz. Ama bunun arkası gelmedi. Bir tanıtım kam- panyası tek bir sergiyle ol- maz. Amerikalılan ben dev gorillere benzetirim. Düzenli olarak kafalanna vurmadı- kça bir şeyi akıllannda tuta- mazlar. Görüp beğendikleri anlıktır. Bunu sürekli kılmak da sizin elinizde. Her neyse Türkiye gibi dev bir ülkeden söz etmeyelim. Biz 170 bınkişilik KKTC'nin tanıtımını yapmak için çalışı- yoruz. Umanm bu kalıcı bir proje olur. Şu anda KKTC'nin üst düzey yetkilileriyle bu proje üzerinde çalışıyoruz. Enstitü bu projenin şemsiye örgütü. Aslında bu enstitüde başka projeler de geliştirmek istiyoruz. - l\e gibi projeler? Üç kültürlü bir üniversite Bizim üniversite ticari bir kuruluş olabilir. Ama biz orada tüketim maddesi üretmiyoruz.Genç bir insanın geleceği söz konusu. Kabul ediyorum, öğrenim pahalı.^ IMimari diye bir şey yok BOLTON - Şimdilik çok kesin konuşmak istemiyorum, ama KKTC'nin mimarisi çok gözüme batıyor. Aslında mimari diye bir şey yok, sadece mühendislikte kalmış. O güzelim üUcede gü- zel bir mimari olmasın mı? Bu kafamı kurcalıyor. Ben bir buçuk yıldır KKTC'de oturuyorum. Son 10 yılda KKTC'de bence in- şaat yapmak yerine cinayet işlenmiş. Ben bu iür mimariye ceza- evi mimarisi derim. Üniversitenin inşa edilmiş çevreye bir katkjsı olmasını isterim. En azından daha da kötüleşmesinin önüne geçmek gerek. Belki pilot bölge olarak bir köyü ele alınz. Bu şekilde şehir planlamaalanna da yardım etmiş oluruz. Ama tabii bu iş oldukça zor. Yapılmış yannmlar var. Bunlan nasıl engelleyebiürsiniz? Bir başka konu var... KKTC bir bankacılık merkezi olmayı hedefliyor. Bankacılık eğitimi konusunda KKTC'deki bankalardan birisinin personeline bilgisayarlı ban- kacılık kurslan düzenleyebiliriz. Bu, üniversite düzeyinde bir eğitim olmayacak. Sadece bankalarda veznedar, muhasebeci olarak çalışan memurlara bir bankacıhk kursu anlamını taşıya- cak. Böylece bu enstitümüz bünyesinde şu anda üç proje bu- lunuyor. Bu projeler herhalde yıllarca sürecek.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear