02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA Ülkemizde ruh sağhğı Kamuoyu baskısının bulunmayışı, psikiyatrik hastalann medyumlann elinde, falcılann önünde kalmasına ve hastalıklannın süreğen bir durum almasına neden olmaktadır. Doç. Dr. M. EMİN CEYLAN Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Hastanesi B ir süre önce bu sütun- larda, ülkemizdekj ruh sağlığı örgütlen- mesinın bugünkü durumu hakJanda bilgi vermiş ve alın- ması gereken önlemler konusun- da genel bir özetleme yapmıştım. Bugünün (10 ekım) tanhinin Dünya Psikiyatri Günü olarak kutlanması nedeniyle, bugün Türk psikiyatrisinin sorunlannı başlıklar haJinde yeniden anım- satmak istiyorum. Ülkemiz psikiyatrisi için önemh sonınlar olarak, toplum psikiyatrisinin örgütlenmemiş ol- ması, psikiyatri hastanelerinin depo hastane nıtelığınden kurtul- muş olmakJa beraber çağda$ psı- kiyatrinin gerektirdiği örgütlen- meden uzak oluşlan, hekimlerin dışında psikiyatriye özel hizmet verecek nitelikli yardımcı perso- nelın bulunmayışı, üniversiteler- de ve uzmanlık eğitimi veren psıkiyatri hastanelerinde yeterli alt dallanmalann bulunmayışı, özellikJe bizim insanımıza dönük sosyal ve epidemiyolojik araştır- malann yokluğu. hala bir ulusal psikiyatri enstitüsünün kurula- mamış olması ve heniiz bir ruh sağlığı yasasının bulunmayışı gö- rünmektedir. Bütün bunlann içinde öncelikli olarak ele alınma- sı gereken topiıım psikjyatrisi örgütlenmesi'dır Bu çerçeve için- de yapılması gerekenlerden ilk akla gelenler, belh bir düzen için- de ruh sağhğı dispanserlerinin kurulması. sığınma ve hemşire evlerinin ınşası ile birlikte, birincil sa|lık hizmeti içine psikiyatrik te- davinin daha fazla entegrasyonu- dur. Tedavi gecikince Bu örgütlenme yeterli olmadı- ğı içın pek çok psikivatrik hasta, özellikle depresif olgular, zama- nında tedaviye alınamamakta ve hastatık süreğen nitelik kazan- maktadır. Sağhk ocaklanmızda psikiyatrik hastalık tanısı yok de- necek kadar az konulmakta, psi- kotrop ılaç yazmaktan adeta korkulmaktadır. Bunu dikkate alan Dünya Sağlık örgütü ülke- mızde pratisyen hekımlere yöne- lik bir paket halınde depresyon eğıtimıru başlatmıştır. Aynı amaçlı bir çalışmayı da distimi konusunda Dünya Psikiyatn Derneğı başlatmaktadır. Öte yandan hemşire evleri gibi nispe- ten az sayıda personelle çok sayı- da süreğenleşmış hastahğı bulu- nan hastanın bakıldığı kurumlar olmadığı için bu tür hastalar ge- reksiz yere psikiyatn hastanele- rinde kalmakta ve çok az sayıda- ki yataklanmıa işgal etmektedir- ler. Buna bağlı olarak üJkemizde en iyi olasılıkla her 5 psikiyatri yatağından birisi amacı dışında kullarulmaktadır. Öte yandan ül- kemız. gündüz hastanesi uygula- ması bulunmayan 3 Avrupa ül- kesinden birisidir. Bunun toplu- mumuza maliyeti çok yüksektir. Çünkü bu uygulama yokluğu ne- deniyle hastalar gündüz saatle- rinde evde kalmakta. hastayla beraber evde ne olur ne olmaz dı- ye gücü kuvveti yerinde en az bir kişi bırablmakta, bu da işgücü kaybına neden olmaktadır. Ulkemizde 500 bin şizofren hasta vardır. Bunlann yansının başında bir kişınin tutulduğu varsayıürsa günlük işgücü kaybı- nın 100 milyar TL düzeyinde ol- duğu görülecektir. Yani bu kişile- rin bir günlük kazançlanyla ortalama 50 hastayı banndıracak 5 gündüz hastanesi inşa edilebilir. Başında insan bulunsa bile bazen hastalann evde yangın çıkarta- rak milyarlarca liralık hasara yol açtıklanrn unutmamak gereİcir. Çoğu ülke bu hİstalan gündüz hastaneleri, sığınma ve hemşire evlerinde tutup, onlara değişik fabrikalann basit montaj işlemle- rini yaptırarak. bu kişileri üreti- me katmakta. böylece hem onla- nn yeteneklerinin yozlaşmasına engel olmakta. hem de aileleri dramatik durumlardan ve maddi kayıplardan kurtarmaktadır. Bir diğer konu. psikiyatn hastanele- rimizin dummudur. Bu kurum- lar coğrafi bölge konumuna göre örgütlenmiş. değildir. Örneğin Bakırköy'e İstanbul içinden ol- duğu kadar Kars'tan da hasta gelir. Yöresellik sorunu Aynca psikiyatri hastaneleri- nin İcendı ıcindekı alt birimlerin- de de coğrafı konuma göre aynm söz konusu değildir. Örneğin Ege bölgesindekı bir hastanenin A bi- rimine İzmir'den gelen. B birimi- ne Aydın'dan gelen hastalar yatması gerekirken, hem A hem de B birimlerine hem Aydın'dan hem de tzmir'den gelen hastalar yatabilir. Bunun sonucunda te- davi ekibinin, yörelere yöneük özelleşmesi sağlanamaz, kişilerle ve hastalarla olan tanışıkhğı bir türlü arttınlamaz, derinleştınle- mez. Bunun yanında hem psiki- yatn hastanelerinde hem de ünı- versitelerde alt dallanmalar yete- rince geliştirilememiştir. Bugün için Amerikan Psikiyat- ri Cemiyeti"nin (APA) çızdığı çer- çeve ıçınde psıkı>atride bir bilim dalı olarak İcabul edilmiş alt dal- lar şöyle sıralanmaktadır: Çocuk ve Adolesan Psikiyatrisi, Gerop- sikiyatri. Adli Psikiyatn, Psiko- farmakoloji ile Alkol ve Madde Bağımlılığı. Bütün bu bilim dalla- nndan ayn olarak. psikiyatri lıte- ratürü içindeki teorik ayrımla- maya uygun biçimde aşağıda bir bölümün isminı verdığimız çok sayıda dallanmadan bahsetmek mümkündür. Bunlann bir kısmı dünyadakı belli başlı psikiyatri departmanlannca ayn bölümler halinde örgütlenmişİcen bir kısmı da yalnızca araştırma gruplan olarak organize olmuş durumda- dır. Bu dallann bir bölümünü uygulama yaygınlığı sırasına gö- re şöyle sıralayabılınz: Toplum Psikiyatrisi, Psikososyal Rehabı- litasyon, Davranış Tedavilen, Kognıtif Teda\ı, Aile Tedavisi, Psikoanalitik Tedavi. Bunaltı Bozukluklan. Yeme Bozuklukla- n. Mizaç Bozukluklan. Lıtyum Araştınnalan, Şizofreni Araştır- malan, Geç Diskinezi, Hareket BozuklukJan. Uyku Bozuklukla- n, Psikiyatri Genetığı. Sosyal Psi- kiyatri ve Psiyatrik Demografi. Psikiyatrik Epidemivolojı, Nöro- bıyoloji ve Klinik Nörokimya, Psiiayatnk Beyin Görüntüleme ve Davranış Nörolojısı. Görül- düğü gıbı psıkıyatnk alt dallan- ma. bilimsel gelişmeye uygun biçimde gjderek genişlemektedır. Psikiyatri kurumlan da bu genış- lemeyı takip ederek, somut veri- lerin alındığı alanlar ile kendi koşullanna paralel biçimde uy- gulama alanı bulduklan dallarda örgütlenmeye gitmekte. daha so- yut alanlar ile uygulama olanağı bulamadıklan dallarda bir araş- tırma merkezı altında organizas- yon sağlamaktadırlar. Böylece. bu dallardaki gelişmeler yakın- dan takip edilmekte. kurumun her konu ve ilgılı kişileri ile bağ- lantısı sıcak tutulmakta ve sonuç- ta kadro yetişmesi sağlanarak kurum içi yeni örgütlenmelerin önü açılmaktadır. Alkol bağımlılan Ulkemizde bu alt dallanmalar ıçınde özellikle Hacettepe, Ege ve İstanbul Ünıversitesfnde Çocuk Psikiyatnsı. Bakırköy ve Cerrah- paşa'da Adlı Psikıyatn, Bakır- köy'de Alkol ve Madde Bağımlı- Lğı, İstanbu) Tıp Fakültesi'nde Mızaç Bozukluklan ve Liyezon Psikiyatrisi, Cerrahpaşa'da Ge- ropsikiyatri ve Uyku ve Cinsel îşlev Bozukluklan araştırmalan, Ege Ünıversitesi ve Bakırköy'de Klınık Psikofarmakoloji alt dal- lanmalan dıkkat çekjnekle birlik- te, yukanda savılan pek çok dal- da örgütlenme eksikliği kendini hissettirmektedir. Psikiyatri uz- manlık eğjtitnı. bu alt dallanma- lardaki örgütlenmeden yoksun biçimde devam etmektedir. Bu- nun sakıncalan ileride daha da belırgin biçimde görülecektir. Uzmanlık eğıtımının beş yıla çı- kartılması kaçınılmaz gibı dursa da. bu sürenin içini v erimli biçim- de doldurmamız. alt dallardaki yetersızliklenmız nedeniyle güç olacaktır. Diğer vandan ulkemiz- de psikiyatrik hastalann ve ailele- rinin örgütlenmesi yok denecek kadar azdır. Bu alanda \alnizca Adsız Alkolikler (AA) Derneği vardır. ABD'de ise obsesıf kom- pulsif hastalardan lezbiyenlere kadar. neredeyse psikiyatrik has- talık sayısı kadar hasta ya da aile derneği vardır. Bu yoksunluk ne- deniyle ulkemizde psıkıyatnk hastalar ve aileleri kamuovu bas- kısı oluşturamamaktadır. Bu nedenle bazı hastalar içın hayati önem taşıyan ilaçlar istenıldiği zaman piyasadan çekilmekte ya da sudan sebeplerle üretimıne en- gel olunmaktadır (Örneğin şizof- ren hastalar için proliksin. rruni- mal beyin hasarh çocuklar için ritalın). Yıne kamuoyu baskısı- nın bulunmayışı psikivatrik has- talann medyumlann eİınde, falcı- lann önünde kalmasına ve hasta- lıklannın süreğen bir durum almasına neden olmaktadır. Tür- ki>e'de ulusal psikiyatri enstitü- sünün kurulması zamanı coktan geçmiştir. Bugün Türk psikiyat- risi, uluslararası yayını en az olan bilim dallanndan birisidir. Ulus- lararası dergilerde yayımlanan yıllık 27 bin psikiyatri makalesin- den ancak 1-3 tanesinı bız üret- mekteyiz. Burada sorunlann bu kadarcı- ğına değinebildim. Bugün (10 Ekım) Dünya Ruh Sağhğı Günü'nün, bu alanda çalışan tüm kişi ve kuruluşlarla, hastala- nmıza kutlu olmasını diliyorum. Torosların el değmemiş doğasından kaynaklanan, el değmeden kaynağında şişelenen, Avrupa Topluluğu kalite standartlarına uygunluğu Uluslararası Fresenius Enstitüsü tarafından onaylanmış teksuJürkiye'deHAYATSU, Başkasıyok! HAYAT SU HAYAT KAYNAĞI HAYAHAYAT SU HAYAT KAYNAĞI fcfc'-l J Onaylanmış Kalite MAR0O KraftJacobs Suchard 10EKİM1994PAZARTESİ PENCERE Bayrama Az Kaldı... Kimi zaman bir toplum çıldırabilir; deliliğin dışavuru- mu çeşitli biçimlerde olabilir; Hffler, Cermen çılgınlığı- nın dışavurumu değil miydi?.. Ortaçağda Hıristiyan toplumları çıldırdılar, insanın ru- hunda ifrit aramaya başladılar: Kim günahkâr? Kim iyi Hıristiyan? En su katılmamış olanı hangisi?.. -Senmisin?.. -Evet.. -Niçin?.. - Çünkü ben sabahtan akşama tapınırım; yemem, iç- mem dua ederim; günahın her çeşidinden kendimi arın- dırmak için elimden geleni yaparım... -Olmadı.. - Neden?.. - Kendini Allah'a doğrudan adayamazsın, iyi Hıristi- yan olmak için en iyi Hıristiyan'ın yardımına gereksin- men var, doğru yolu sana gösterecek biri gerek... Ortaçağı karanlığa boğan örgütlenmede, din hesabı- na siyasal iktidar böyle kuruldu, toplumun bütün bireyle- rini denetim altına aldı, kişiyi prangaya vurup inanç adına sömüren düzen kuruldu. 15'inci yüzyılda Luther ortaya çıktığı zaman, Hıristiyanlık en çılgın, yoz ve kirli dönemini yaşıyordu. Luther'in yaptığı iş, insanın içdün- yasını ipotek altına alanlardan, bireyin ruhunu kurtar- maya çalışmaktır. • Ortaçağ karanlığı Batı'da kanlı savaşlarla dağılabildi, toplumlar laikleştiler... Ancak günümüzde çıldıran toplumlar yok mu?.. Tacikistan'dan Iran'a, Afganistan'dan Mısır'a ve Ce- zayir'e dek Islam dünyasında, toplumlar tırlatmanın ari- fesinde yaşıyorlar; burnumuzun dibinde, dünyanın en karanlık rejimleri geçerlidir; şeriatın ortaçağ karanlığı, tüm Islam toplumlarına çökmek için düzenleri zorluyor. Şeriat, insan hakları ve temel özgürlüklere karşıt bir düzeni savunur. Şeriat bir süreden beri karanlığını adım adım Tür- kiye'ye yaymaya çabalıyor. 20'nci yüzyılın ilk çeyreğin- de ulusal, bağımsız, laik cumhuriyeti kurduktan sonra 21 'inci yüzyıla doğru karanlığın alacasına sürüklenmek tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyoruz. Islam'da ruhban sınıfı yoktur; ama, oluşturulmaya ça- lışılıyor, Sünni dikta özlemleri dernek ve parti örgütlen- mesiyle yol ahyor. Şeriatçı, devletin içine sızmıştır, Hazine'yi kullanıyor, bireyin yaşamına el koymak ve ki- şinin vicdanını Katolik mezhebindeki gibi ipotek altına almak yolunda büyük bir seferberlik sürüyor; partiler, dernekler, yeraltı örgütleri gelişiyor; televizyon, radyo, gazete, dergi yayımlarıyla toplumu dinsel düzene oturt- mak için bayraklar açılmıştır. • Mustafa Kemal Atatürfc, laik cumhuriyeti, yeni kuşak- ların eğitimini akla ve bilime dayalı öğretim düzeni üze- rine kurmuştu, şeriatçı bu düzeni değiştirdi; Milli Eği- tim'de şeriata bağlı kuşaklar yetiştiriliyor, gün geçtikçe denge tersine dönüyor. Ortaçağ toplumlarında olduğu gibi günümüz Türki- yesi'nde de bir yarış başladı: - Kim daha Müslüman?.. Din, vicdan işi olmaktan çıktı; günlük yaşamda ve poli- tikada gösteriş yarışına dönüştürüldü. Iran ve Suudi Arabistan'dan esen rüzgârların kavşa- ğında geliştirilen siyasetin partisi, bugün kamuoyu yok- lamalarında birinci partidir. Evet, Atatürk düşmanı, laik cumhuriyet düşmanı, ka- dın hakları düşmanı olduğunu bildiğimiz Refah Partisi, kamuoyu yoklamalannda birinci sırada görünüyor; kişi- nin vicdanına el koymak için siyasal iktidara oturmayı bekliyor... Bir çılgınlığın arifesindeyiz.. Bayrama az kaldı. AKLINYOLUBtRDİR KİTAPDOSTLARI Size verilecek iş adreslerine giderek yeni kitap dostlanyla tanışırken ortak üretimi hakça bölüşmeyenedersiniz? İyi yaşamak için kazanmak zorundaysanız. Gelip bir haftalık satış eğitimimize katılarak zamanı düriist yollarla en kısa sürede paraya çevirin. Boş zamanı olan emekliler, lise mezunu baylar - bayanlar, 4.000.000 TL maaş + prim + mavi kart. GELBAL Basın Yayım Ltd. Şti. İstiklal Cad. Küçükparmakkapı Sok. 10 1 Beyoğlu (Ziraat Bankası'nın karşı sokağı) Başvurular Sab günü saat 17.00"ye kadar geçerlidir. Aydmlanmada kilometretaşı TURAN DURSUN KUR'AN ANSİKLOPEDİSİ 8 CILT 31 EKİM'E KADAR ESİN FİYATfNA TAKSİTLE >• KVItASASSlfLOnDlSt Ttnku, lıltm iitjBiııdâ JUr HıAtsin tnltftiıUcıp kr ditU UorUıtfı. Ügılı aytt H koduknn Turkçtımı \t ifıtkmaUrvuı vr terıldı İsltm ittmuu» n Sntrnii ısnujfnııiu ıçıiltmt n jtnmiu thnJı. Islam dünfasuıdı kericsı» bırlifuldın kımuklan btfitnld» Hâteür, Btktri, Miıim ph finmlır tlultnı eıerlenHdt» liıııA >• KVKA/ı A/iSIKLOrEDİSI 8 cılra» olı^ujof Hcrfctn bınocı hamur kı£ıda basılmış, 320 sıyfa, ıplık dıkış. bez cılt 3 Isnel âgüOcü 655 233 Noiu Poaa ÇeU Hes*.na 800 000 TL yanrdıın. FoKkopsl «şk«>* 3 IsnM ÖgûtJcü I; Bantas Gatotas»ay Şut«sı 7D0991 NCkj hosaba ytfrdın FoBluı» H^ıHfc PoMaltedu: istek Formunu doldurarak peşmatı yatirdığınıza daır belgeyle birlikte Kayn* Yayınl»ı btanbul adreane gönderttğınızde alder adresınıze teslım «flecektır. CAOOESİ NO 1MKAT4 80070 eEVOĞUJ/teTAN8UL m. VE FAKS. (0S\2) 252 Jl S« 2S2 2' 99 FEV3 ÇAKMAK SCXAK f*O 3/9 W3L*,y/A(«AfiA IEL (O312J231O9 13 DAtVANGUMPÜI(^t4E(«EOPÛ39IBa01 NCMZMİR Tİ W T TAŞOVA SULHHUKUK HÂKİMLJĞt'NDEN 1993,277 Davacı Emin Nam vekiü Av. Nail Eren tarafından davalı Ba- hattin Nam ale>hıne açılan taksim davasının yapılan yargılamasın- da, Davalı Mehmet oğlu Bahattin Nam. Taspva Alpaslan kasabasm- dan olup tüm aramalara rağmen bulunamadığından ilanen tebligat yapılmasına karar venlmış bulunmakla. adı geçen davalının 01.11. 1994 tarihli duruşmada bızzat haar bulunmadığı, veya kendisini bir vekille temsil ettirmediği takdirde yokluğunda yargılama yapıhp ka- rar verileceğı hususu davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 22.3.1994 Basın: 51497
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear