22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1EKİM1994CUMARTESİ 14 KULTUR Geçmişten günümüze tîyatıomııza baskı DtKMEN GÜRÜN UÇ ARER Çağdaşhk düzeyini yakalayamamış toplumlarda siyaset-tiyatro ılişkisi ın- celendiğinde aralanndaki ters etkile- şim kolayca görülür. Tiyatro yaşamı- mız bu gerçeği kanıtlayan örneklerle doludur. Eylül 1975'te CHP Hatay Milletvekili Mehmet Sönmez, döne- min başbakanı Süleymen DemireTin cevaplaması isteğiyle Meclis"e verdiği soru önergesinde şöyle diyordu: Özeilikle Anadohı kasabalarında sizden, hükümetinizden destek alan şe- riatçı ve komando takımının tivatro basıp, sanatçı döviip, afış yırtarak ja- sadışı eylemlere yeltendiklerini, kanun betıim dediklerini sanınm siz de radvo- iardan dinlevip, gazetelerden okumak- tasınız. Sanata >e sanatçıya dönük bu e>lemlerin sayısı nedir? Suçlular ne gjbi bir işJem gönnüşierdir? (1) Sankf bu sorulann yanıtı olarak kasım 1975'te oephe hükûmetinın . MSP'li Adalet Bakanı tsmaU Müfrü- oğlu, savalıklara gönderdiği genelge- de bazı tiyatro topluluklannın oyun içinde "tuluat" yoluyla güncel siyasi konulara değinerek suç işlediklerini belirtiyor ve bu tür yasadışı olaylara savcılann derhal el koyarak suçlulan adalete teslim etmelenni istiyordu. 11 Aralık 1975 tarihli "Cumhuriyet" ga- zetesinde, Seha L. Meray "Boşuna Te- laş" adlı yazısında bu genelgeyi ıbret ahnacak tarihsel geriliklerden bıri ola- rak nitelendirmiştır. Ama, ne bu olay, ne bundan önce yaşananlar, ne de son- ra yaşanacak olanlar, Meray'ın sözü- nü ettıği ibret tablosunu oluştura- madı. Politik hesaplar, kişisel yatın- mlar gerici baskılann yeşermesini hızlandırdı. Komûnizm propagandası Bu çizgide daha pek çok örnek sıra- janabilir: 1961'de "Vatandaş Oyunu" ile Erdek ŞenliğTne katılan Genç Oyuncular saldınya uğruyor ve ihbar üzerine komünızm propagandası yaptıklan gerekçesıyie hakJannda so- ruşturma açılıyordu. 1%2'de ise Aziz Nesiıı'in Fatih Şehir Tiyatrosu'nda sahnelenen "Biraz Geiir misiniz" adlı oyunu ilk temsılden sonra kal- dınlmıştı. Yine aynı yıl, Ergjn Orbey'- in sahneye uyarladığı "Yılanlann öcû" Devlet Tiyatrolan'nda provaya girdı. Kısa bır süre sonra oyunda komünızmin savunulduğu gerekçesiy- le çalışmalar durduruldu. "Tijatroya uygulanan her tür baskı onun tophım- lan uvancı karakterinden kaynaklan- maktadır kuşkusuz. Insanların bilinç- lenmesi, yaşama eleştirel bir açıdan bakması, sorgulaması, çağdaş topium otmanın olçütlerinden. Bu ölçütlerin gü- dük kalmasına ödün veren yönetûnler- de çağdaşlığa açılan kepenklerin ka- panması ise kaçınıbnaz. "Sezuan'ın lyi İnsanı" ve gericiler 22 Mart 1964; Istanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan Tepebaşı Sahnesı'- nde Bertold Brecfat'in "Sezuan'ın İyi İnsanı" adh oyununun, gericilerin taşlı sopalı saldınlanna hedef olduğu tarih. Bir utanç abidesi! Bu olay üstüne "Cumhuriyet" gazetesı. "Peki ama lûtfen söyleyiniz" der, "bir memlekette tiyatrolaruı, hem de beledrvenin resmi tiyatrolannuı oyunlan birtakun belirli gnıplann davraııışianna göre mi düzen- knecekr (2) Yine aynı yaa ıçınde geçen şu cümle gönümüzde yaşananlarla çakışmak- tadır sanki; "... eğer {belirli gruplar) oyunlan ve bütün sanat hareketierini düzenkroeye kalkarsa, o zaman ne sah- nelerimiz için piyes, ne sergilenecek tabio, ne yazılacak roman bulabiliriz, dolay tsıvla ne de yeni fikir." "Milhyet"in 1964'te çizdiği tablo da 1994'e pek aykın değildir. O gün ıle bugün arasındaki fark "kahrobun ko- mümzm" sloganının yennı yeniden "şeriat isteriik'1 e bırakmış olması. Tanzimat'tan beri her fleri harekete, her batıuhşma hamlesine karşı koyan karanlık kafalar, Atarürk'ün kendileri- ni soktuğu kovuktan çıkmakta ve her geçen gün cesaretlerini arttırmaktadır. Teğmen Kubilay'ın kafasını hunharca kestikleri güne kadar sloganlan "şeriat isterük" idi. Şimdi benüz açıkça haykı- ramadıklan bu arzulannı "kahrobun komûnizm" parolası altında gjzlemek- tedirler. Aslında kahretmek istedikleri, komünizmle ilgisî bulunmayan, fakat kendi karanlık düşüncelerine uymayan batüı fıkirler, ilerici düşünceler ve insani febefedir. (3) Soruşturmalar, saldınlar... 1964-65 sezonunda yönetimlerin hışmına uğrayan pek çok oyun sırala- mak mümkün: "Sultan Geün"in öno- yunu "Kondulu Hayriye", "Kafes Ar- kasrada", "Müfettiş", "Gözlerimi Ka- parnn Vazifemi Yapanm", "Hababam Sınıfr, "Çü Horoz" ve diğerleri... îzleyen yıllara kısaca göz atacak olursak: 1966'da Uhi Uraz Tiyatrosu Kınkkale'de taşa tutuluyor, Ordu'da Komünizmle Mücadele Demeği'nin baskılan sonucu valilik, topluluğun oynayacağı salonu açtırmıyordu. Yine aynı yıl "Kartal Tekmesi" soruşturma konusu oluyordu. 1967'de "Yolcu" Samsun'da valilikçe yasaklandı. 1968de "Mum Söodü" hakkında soruşturma açıldı. 1969'da Elaağ'da "Yalova Kaymakamı" oynanamadı. Yine aynı yıl Kadıköy tl Tiyatrosu, Aziz Nesin'in "Berber Nonoş" oyunu- nun temsilleri sırasında otuz kışilik bir grup tarafından saldınya uğradı, so- yunma odalan ve dekorlar tahrip edil- di. 1970 yıünda "Dfisenin Dostu" da ahlak ve edebe aykın bulunarak sav- 1968'de Aydın EngirTin yazdığı "Devr-i Süleyman"oyunlar başladıktan kısa bir süre sonra İstanbul Valiugi'nce yasaklandı, sonra Ankara'ya giden topluluk oyunun adını "Devr-i Kübeylen'a çevirerek perdelerini veniden açti. 27 Aralık 1968'de İstanbul temsiliııde sanatçılar saldıma uğradı. 26 Ocak 1969'da da Aksaray küçük Opera binası yakıldı!Kübeylen'a çevirerek perdele cılık karanyla kaldınldı. "Salozun Mavah", "Alpagut Olayı", "Azizna- me", "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz" da 70'li yıllann yasaklanan, hakkında soruşturma açılan, saldınya uğrayan oyunlan arasındadır. HO ve AST'ta yaşananlar Bu arada Halk Oyunculan'nın (HO) 27 Aralık 1968'den başlayarak 23 Aralık 1969'a dek yaşadığı olaylar zincirine aynca göz atmakta. bellekleri tazelemekte yarar olduğu kaçınılmaz. 1968'de Aydın Engin'in yazmış olduğu "Devr-i Süleyman" temsıller başladı- ktan kısa bır sure sonra İstanbul Valı- liğVnce yasaklanmış, bunun üzerine Ankara'ya gıden topluluk, oyunun adını "Devr-i Küheylan"a çevirerek perdelerini yenıden açmıştır. Bu kez de Ankara'da yasaklanan eser, Da- ı açtı kemesi reddetmıştir) sonra da tiyatro- nun kapısına geçici bir süre için de olsa Nisan 1975'te Ankara Sıkıyönetım KomutanlığVnın mührünü vurduran "Ana" oyunu. 80'li yıllar 12 Eylül darbesinin ve ANAP ıktidannın ızlennı taşır. trtı- canın hızla tırmandığı bu dönemin dikkat çeken olaylanndan bın Şan Ti- yatrosu yangınıdır. Şan. 8 Şubat 1989'da Ortaovuncular'ın "Muzır Müzıkal' o>unu sonrası yanarak tari- he kanştı. Yetkililer yangmın elektnk kontağından çıktığını açıklarken Fer- han Şensoy bunu sabotaj olarak değer- lendiriyor ve "Olay, yok denilen irtı- canın ne kadar korkunç boyutlarda ol- duğunun bir kanıtıdır" diyordu. 90"larda yine Erol Toy'un bu kez Ankara Birlik Tiyatrosu tarafından sahnelenen "Pir Sultan Abdal" oyunu yasaklamalardan nasibini alır. Hazi- vericidir. Ciddiyetten uzak olduğu ka- dar keyfı ve baskıcı bır yöntemin izle- nni taşımaktadır. Bugün Bakırköy'de >aşananlar. 1965-66 dönemınde Şehir Tıyatrolan'- nda yaşananlardan çok mu farklıdır? Kısaca değinmek gerekırse: O günler- de Adalet Partisi ağırlıklı belediye meclısinın tek hedefı "ilan-ı istiklal" ettiğıni öne sürdüklerı Muhsin Ertuğ- rul'u görevinden uzaklaştırmaktadır. Nıtekim, Mart 1966'da A.Ş. Laç baş- kanlığında hazırlanan ve alelaceie be- lediye meclısınden geçınlen bır yönet- melıkle Baş Rejisörlük kadrosu kaldınlıyor ve Muhsin Ertuğrul göre- vinden alınıyordu. Bu faşıst yöntemı, hukuk, düşün ve sanat yönünden irde- leyen tlhan Selçuk'un görüşlen pek çok açıdan önemlidir: Muhsin Ertuğrul olayı bugün Türki- ye'nin her yanında oynanan bir oyunun duğunu söyleyiveren bir belediye baş- kanı ile çalışmak durumundadır. Ne kı, verdiği bu talihsiz beyanatlarla bir yerde de partisinin sanata bakış açısını bir kez daha belirleyen belediye baş- kanı, sanki birdenbire tavır değştir- miştir. Şehir Tıyatrolan hızla ve zen- gin bir repertuvarla sezon çalışmalan- na girmiş bulunuyor. Sanat çevreleri ise biraz şaşkın, biraz kuşkulu bir bek- leme döneminde. Kuşkulu, çünkü iti- raf etmek gerekir ki tavır, partinin ta- biatına aykın. On beş günde üç yönetmelik Bu arada Şehir Tıyatrolan'nda bir- kaç yıl önce yönetmelik konusunda bir başka olayın yaşandığına da değin- mekte yarar var. SHP'li belediye dö- nemınde gerçekleştirilen bu değişıklik- te, belediye. tiyatro yönetım kunıluna 80'li yıllar 12 Eylül darbesinin ve ANAP iktidarının izlerini taşır. Irticanın hızla tırmandığı bu dönemin dikkat çeken olaylarından biri ŞanTiyatrosu yangınıdır. 8 Şubat 1989'da Ortaoyuncular'uı 'Muzır Müzikal' adlı oyunu sonrası Şan Tiyatrosu yanarak tarihe kanştığında Ferhan Şensoy, 'olay, yok denilen irticanın ne kadar korkunç boyutlarda olduğunun kanıtıdır' diyordu. nıştay'ın takipsizbk karan alması üze- rine yine İstanbul'a geçerek Aksaray Küçük Opera'da oynanmaya başladı. Ne var ki 27 Aralık 1968'de temsil sı- rasında sanatçılar saldınya uğraya- cak, dekorlar tahrip edilecek, ama yapılan soruşturma sonucu suçlular bulunamayacaktı. Bu olaydan tam bir ay sonra, 26 Ocak 1969'da ise tiyatro binası yakıldı! Suçlular yine buluna- madı. Bunun üzerine. Erol Toy'un "Pir Sultan Abdal" oyunuyla turneye çıkan Halk Oyunculan sılah kaçakçı- lığı yaptıklan gerekçesiyle Ceyhan'da 24 saat gözaltında tutuldu. Elazığ'da imam hatipli gençlenn olay çıkartma- lan nedeniyle oyun yasaklandı. Olay- lann en büyüğü ise Tunceli'de ya- şandı. Valilik. biletlerin tümü satılmış olmasına karşın son anda perdeyi açtı- rmadı. Çıkan kargaşada 2 kişi öldü, 4 oyuncu tutuklandı ve 80 kişi gözaltına ahndı. Bu olayla ılgili olarak Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu şöyle diyor- du: Bu olay bir sağ-soi, bir bölgecilik olayı değil, 34 milyonluk Türk halkının gözleri önünde insan hak ve haysiyeti- nin boğazlanması, anayasanın, huku- kun. ahlakın, insaniığın ve kutsal olan bütün değer y argılarının ayaklar altı- nda çiğnenmesi olayıdır... (4) 1971-1975 yıllan Ankara Sanat Ti- yatrosu (AST) için de baskı ve sansür yıllandır. Tiyatronun kapısına kilit vurmaya dek varan baskı yöntemleri AST'ı, parasal açıdan sarsmış. ama topluluğun direnme gücünü kı- ramamıştır. Sansürden nasibini alan oyunlar: "Nafile Dünya", "Hitler Reji- minin Korku ve Sefaleti", "Gol Kralı Sait Hop Sait", "Jan Dark Olayı", "Evler Evler" ve ASTın önce Ankara Cumhuriyet Savalığı tarafından 141 ve 142'den yargılanması isteminı gün- deme getiren (Devlet Güvenlik Mah- ran 1993'te ise Refah Partılı Güngören Belediyesi, Bakırköy Belediye Tiyat- rolan'na bağh olan Aziz Nesin Sahne- a'ni kapatıverdi. Sıvas olaylan tüm yoğunluğuyla yaşanırken gerçekleşti- rilen bu eyleme aydın ve sanatçı kesı- mının gösterdiği tepki nc yazık ki çok cılız kalmıştır. Son günlerde ise Bakırköy'ün ANAP'lı Belediye Başkam'nın Bakı- rköy Belediye Tiyatolan üstüne oy- nadığı "yönetraeük" oyunu izlenmek- te. Burada yapılanlar, daha doğrusu yıkılanlar, tiyatro sanatı adına endişe Şehir Tiyatrolan Baş Rejisörlüğü'ne kadar uzanmasıdır. ..Musahipzade'ye bile tahammül edemeyen yobazlann İstanbul Şehir Tiyatrolan'na kadar ha- kim olmaları acınacak bir durumdur. Cmmetçilerk kapitalistler el ele ver- miş, har vurup harman savuruyorlar meydanlarda. (5) Bugün Şehir Tiyatrolan Refah Par- tılı bır belediyeye bağlıdır. Görevı dev- raldığı ilk günlerde bu köklü sanat ku- rumunun pek de gereklı olmadığını sa- vunur çizgide beyanatlar veren, ardı- ndan bale sanatının "belden aşağı" ol- dışardan iki üye atayabiliyor. Aynca repertuvar kurulu sistemi de yine bu değişiklikle dönüş yapmıştır. Şehir Ti- vatrolan'na genel sanat yönetmenı maddesinm de kapsamı genişletilmiş \e anımsanacağı gibi her üç madde de tartışmalara yol açmıştır. Bakırköy Belediye Tiyatrolan'na gelmce: önce, tiyatro yönetıminin ha- beri olmadan büyük bir gizlihk içinde kımin, nasıl. niçin hazırladığı bilinme- yen \e apartopar ilçe belediye mecli- sinden geçiriliveren sipariş bir yönet- meliktir söz konusu olan. Bu yönet- melik, tüm yetkileri siyasi birotoriteye teslim etmesi açısından bir tutuculuk örneğidir. ÎSTIŞAN, TOBAV, TO- DER gibi tiyatro derneklerinin karşı çıkması üzerine ise Belediye Başkanı "Ben tiyatrodan anlamam" gibi an- lamsız bir açıklamayla geri adım atmış ve bu kez bu demeklerin yöneticilerine yeni bir yönetmelik için çalışmalara başlamalan önerisini getirmiştir... Ama ne kadar üzücüdür ki önerinin bu demeklere karşı bir oyalama takti- ği olduğu kısa sürede ortaya çıkacak ve belediye başkanının ısteğı doğrultu- sunda belediyenin eğitim ve kültür müdürii konumundaki Tuncer Cüce- noğlu bır gece içinde ikinci bır yönet- melik haarlayacaktır. Her iki yönet- melikte de asıl amaç Genel Sanat Yö- netmcni Zetiha Berksoy'u görevden almaktır. Peki ama bu ış için biraz cid- diyet gerekmez miydi? Sanatcının söz- leşmesının bitiş tarihi olan 22 Şubat 1995 beklenemez miydi? Bır tiyatro- nun yönetmeliğı yaz-boz tahtası mı- dır? "Uykusuz" bir gecenin sonunda or- taya konan yeni ve ılıman yönetmelik, üzerinde biraz daha oynanarak, baş- kanın amacına hizmet eden ek mad- deler ilavesiyle ilçe belediye meclisin- den geçmiş bulunuyor. On beş günde üç yönetmelik. BBT'de yaşanan bu yönetmelikler trafığınde genelde tiyat- ro sanatı adına üzennde önemle du- rulması gereken nokta şudur: Görülüyor kı yönetmelikler, işbaşı- na gelen siyasal partilerin kendi amaç- lan doğrultusunda değişebilmekte, sanki kaygan bir zeminde, siyasal fi- gürlerin gölgesinde oradan oraya sü- rüklenebılmektedir. Olayın bo>ut- lannın ciddiyeti yönetmeliklerin ne yazık ki süreklilik taşımaması. müda- haleye açık olması ve bundan yararla- nan politikacılann kendilennde sanat kurumlanna kanşma yetkısını gönne- leridir. Siyasi otoritelerini bu alanda kullanmalandır. Tiyatro yasası zorunluluktur Buraya kadar sıralamaya ça- lıştığım, farklı boyutlar taşıyan ama temelde siyasetin sanata kanşmasmın belirgin örnekleri olan bu olaylardan yola çıkıldığında görülüyorki tiyatro- nun devingen yapısı, engellenmesi ge- reken bir güç olarak algılanmıştır. 1960'lan özel tiyatrolann çoğaldığı, giderek ideolojik ve yapısal değişime uğradığı yıllar olarak tanımlayabiliriz. Bunlar tiyatronun toplumsal ışlevınin öne çıktığı yıllardır. Ulkenın kültür \e sanat yaşamına işlevsel, tartışmaya açık bir boyutun kazandınldığı yıllar. Ne var ki. bu değişim zaten var olan baskı ve sansür çarkını da hızla dön- dürmeye başlamıştır. Tiyatro kapılan- na vurulan mühürler, o>ıın seçimleri- ne kanşmalar. yasaklamalar, tutukla- malar, saldınlar. yukanda sözü edilen ürküntünün işaretlen sayılmaz mı? Yine bu yazı kapsamında sözü edilen olaylarda iki nokta dikkat çeker. Bir yanda tiyatronun ilerici yapısı, gerici bir kesim aracılığıyla kaba kuvvet kul- lanarak yıpratılmaya çalışıhrken, öte yanda da yönetim çarkı içinde baskı ve sansür mekanizması işletilmiştir. Oyun yasaklamaktan tiyatro mühür- lemeye, sanatçı tutuklamaya, sanatsal yönetime kanşmaya dek uzanan tehli- kelı bır mekanizmadır bu. Demokrasılerde sanatın işlevi yine aynı ilkeler kapsamında belirlenir. Hukuk düzeninde yasalar her şeyın üstünde çahşmalıdır. Bu sistemi işler kılan ise partilerüstü yasalardır. Ya- sanm olmadığı bir düzende çelişkilerin yaşanması doğaldır. Bu açıdan bakıldığında Tiyatro ya- sası'nın en kısa sürede yaşama geçmesi bırzorunluluktur. Tiyatro yasası sanat kurumlannın her tür siyasal esintilerden etkilenme- lerini önleyecektır. Tiyatro yasası'na sıcak bakan ve bu alanda ciddi adı- mlar atan eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın girişimlerinin en kısa sürede sonuçlanması için yeni bakanımızm ve tiyatro örgütlerinin uğraşlan, tiyatro sanatına olduğu kadar ülkenin kültü- rel düzeyine de olumlu katkılarda bu- lunacaktır. 1971-75 yıllan Ankara Sanat Tiyatrosu için baskı ve sansür yıllandır. Tiyatronun kapısına geçici bir süre için de olsa Nisan 1975'te Ankara Sıkiyönetim Komutanlığrnın mührünü vurduran "Ana" oyunu olur. (1) ASTDergisi No. 2, Kasım 1975 (2) 'Nereye?', Cumhurivet, 24 Mart 1964 (3) 'Tiyatro Saldırısınm Düşündür- dükleri, Milliyet, 25 Mart 1964 (4) Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Tun- celi Olayı'. Cumhuriyet, 7 Eylül 1969 (5) İlhan Selçuk, 'Muhsin Ertuğrul Olan' Yön, 4 Mart 1966, Savt 535 KSM'den açılış konseri • Kültür Servisi - Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi sezonu açıyor. Caddebostan, Bağdat Caddesi, Haldun Taner Sokak'taki Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi (KSM), 1994-95 etkınlik dönemıne bir konserle merhaba diyecek. Yann saat 17.00'deki Nükte Uğurel (piyano), Ateş Uğurel (flüt) ve Fügen Okyay (keman) ve Ayşe Akarsu'nun (soprano) vereceğı konser dinlenebilir. l 55. Devlet Resim Heykel Sergisi' yarışmaları • ANKARA (ANKA) - Kültür Bakanlığı'nca "55. Devlet Resim Heykel Sergisi" kapsamında düzenlenen yanşmalara kaülma süresi 1 ekime kadar uzatıldı. Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen yanşmalar, resim, heykel, seramık ve özgün baskı dallannda çalışmalan olan sanatçılan desteklemeyi, anlayış ve eğilim aynmı gözetmeksizın yaratıcı çalışmalan bir arada sergilemeyi ve sanat ortamına değer ölçüsü getirmeyi amaçhyor. Yanşmalarda tüm alanlarda konu serbestliği olacak ve her sanatçı yanşmaya daha önce herhangi bir sergıde ödül almamış ve sergılenrnemış en çok üç eseriyle katılabilecek. Yanşmada kazanan eserler, 1 -30 kasım tarihleri arasında Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde sergilenecek. Emrah konseri • Kültür Servisi - Pop müziğı sanatçısı Emrah'ın konseri, bu akşam saat 21.00'de Inönü Stadyumu'nda. Bu stadyum konseri için yurtiçi ve yurtdışından 18 TIR'lık malzeme kullaruldı ve 600 kışı görev aldı. Müzisyen Aykut Gürei, konserin repertuvannı yeni baştan 28 kişilik büyük orkestraya göre yeniden aranje ettı. 4 sene sonra İstanbul'da ilk defa sahneye çıkan Emrah'ın konserinin numaralı ve kapalı tribündavetiyeleri, İstanbul Vaüliği'nce terörde şehit olanlann ailelerine gelir getirmek amaayla satışasunuldu. Steven Spielberg 1 Jurassic Papk'ın devamı çekiliyop •INEW YORK (AFP) - Ünlü yönetmen Steven Spielberg, 900 milyon dolarhkfilmi"Jurassic Park"ın devamını çekmeye karar verdi. Spielberg. "Forbes" dergisine yaptığı bir söyleşide, sinemaseverlerin bu fılmin devamını seyretmeleri için iki seneden fazla beklemeleri gerektiğıni. çünkü amacının filmi 1997 yazına yetiştırmek olduğunu açıkladı. 335 milyon dolarlık kazanayla, 1993-94 sezonunun "En çok kazanan 40 kişisi" içinde yer alan ünlü yönetmen. fılmin çok gelir getirmesinın kendisine devamını çekmesi açısından şevk verdiğini belirtti. Varoş'ta Sıvas olaylan özel bölümü • KültürSeniş- İki aylık kültür ve sanat dergisi "Varoş"un son sayısında 2 temmuz Sıvas olaylannı değerlendiren bir bölüm yer alıyor. Erdal Ayrancı, Metin Altıok, Uğur Kaynar ile iigili yazılann yanı sıra. "Sıvas Bildirisi" ve "Yitirdiklerimizi Bir kez Daha Yitirirken" başhklı yazılar var. Dergide aynca Emir Ali Yağan, Sonay Yılmaz. Alı Çeviker, Gökhan Cengizhan, Veli Ozdemir, Üstün Öngel'in yaalan yer alıyor. Varoş, bu sayısında "Uç Soru fe ^arut" başlıklı bir soruşturmafcaşlatmış ve "üç Soru"yu Ahmet Telli yanıtlamış. Dergide Özer Eltugay, Özcan Karabulut, Birol Ozdemir, Yeşim Eyüboğlu, Samuel Beckett ve Spencer Holst'un öyküleri, Ferruh Tunç, Erdal Ayrancı, Muammer Çiçek, F.Ö., Günhan Burak, İbrahım Baştuğ, Ismaıl Lütfü, İlyas Tunç, Haüt Ataseven, Nebahat Çetin, Mark Strand, Murtaza Vural, Ömer Gencer ve Erdal Ezer'in şıirleri de yer alıyor. (P.K.202 Kavakhdere Ankara)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear