25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
S0CAK1994PAZAR SAYFA HABERLER Trilyonlann söz konusu olduğu davada verilen beraat karan, yasal sürede temyiz edilmeyince kesinleşti ÜTÜRKSATdavasıbitirildi• Eski PTT Genel Müdürü Emin Başer ileyardımcısı Osman Gözüm'ün yargılandığı davaya müdahil olarak katılan PTT Genel Müdürlüğü avukatlanndan, davanın temyizedilmemesinin istendi. GÖKSEL POLAT ANKARA - İSKİ davası ile ilgili yargı kararla- n, çeşitli çevrelerde tartışma konusu yapıhrken. TÜRKSAT uydu ihalesiyle ilgili yolsuzluk sa- vıyla açılan dava. idarenin olayın üzerine gitme- mesi nedeniyle tümüyle kapandı. Trilyonlann söz konusu olduğu davada verilen beraat karan, Ulaşürma Bakanlığı'nca, yasal süresi içinde temyiz edilmedıği için kesinleşti. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, 1991 genel seçimleri öncesi ANAP'a karşı büyük koz Oiyarbakır Hizbullahçı 19 'fail' yakalandı • Diyarbakır'da düzenlenen operasyonla yakaian Hizbulahçı 19 kişiyle, 14öldürme, 17yaralamave bir İcamu binası ile bir işyerinin taranması olmak üzere 33 faili meçhul olay aydınlatıldı. Mersin'de minibüs tarandı, 2 polis yaralandı. Haber Merkezi -Diyarbakır il mer- kezinde sürdürülen operasyonlarda "Hizbullah" örgütüne mensup 19 kişi yakalanarak 33 faili meçhul olay ay- dınlatıldı. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'- nden yapılan açıklamaya göre. Di- yarbakır il merkezinde sürdürülen operasyonlarda yakalanan 19 Hiz- bullahçının gösterdikleri yerlerde biri otomatik 11 silah bulundu. Sanıklann ifadeleri ve ele geçen si- lahlann balistik incelemesi sonucun- da, Diyarbakır il merkezinde 14 öl- dürme, 17 yaralama ve bir kamu binası ile bir işyerinin taranması ol- mak üzere 33 faili meçhul olay aydın- latıldı. Operasyonlarda çeşitli ey- lemlere kaüldıklan belirlenen Özgür Gündem gazetesi muhabiri Burhan Karadeniz'in ık aralannda bulundu- ğu 10 kişi tutuklandı, * ' • Mersin'in Gündoğdu Mahallesi'- nde devriye görevi yapan Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekip otosu. dün saat 13.00 sıralannda kimliği belirle- nemeyen bir kişinin silahlı saldınsına uğradı. Otoda bulunan polis memur- lan Hanifı Aladağ ile Liitfi Yeşilyurt yaralandı. olarak kullandığı ve "Koskotas Dosyası" diye açıkladığı TÜRKSAT uydusu ihalesi ile ilgili davada, Ulaştırrna Bakanlığı temyiz yoluna başvurmadı. "TÜRKSAT ihalesine fesat kanş- tırdıklarT iddiasıyla mahkemeye cıkanlan eski PTT Genel Müdürü Emin Başer ve yardımcısı Osman Gözüm, Ankara 4. Ağır Ceza Mahke- mesi'ndeki yargılama sonunda beraat etmişti. Cumhuriyet'in edindiği bilgiye göre. 7 Aralık 1993 tarihinde mahkemenin beraat karan ver- mesi üzerine, davaya müdahil olarak katılan PTT Genel Müdürlüğü avukatlanna, karann temyiz edilmemesi uyansında bulunuldu. Avukatlar. temayule uygun olarak karann temyizi için hazırlık yaparken, Ulaştırma Ba- kanlığı, PTT Genel Müdürlüğü'ne bir yazı gön- dererek, "Karann temyiz edilmesinde bir fayda görülmediği için temyiz yoluna başvunılmaması''- 'nı istedi. Bu uyan üzerine, temyiz için yasal süre olan 7 gün 'çerisinde mahkemeye bir başvuru yapılma- "7 dı ve TÜRKSAT dosyası böylece Yargıtay'a gitmeden kapanmış oldu. Başer ve Gözüm'ün "ihaleye fesat kanştır- mak" suçundan 10 yıldan az olmamak üzere ağır hapis istemiyle yargılandığı \e müdahil PTT Genel Müdürlüğü'nün bütün duruşmalar- da sanıklann ısrarla cezalandınlmalannı istediği davada, idarenin. talebinin tersi yönde çıkan ka- ran temyiz etmemesi. "davadan istenilen sivasi çıkarın elde edildiği" yorumlanna neden oldu. Hep temyiz edilirdi Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Profesörü Metin Günday, Ulaştırma Bakanlığı'nın TÜRKSAT karannı temyız et- memesini değerlendirirken. "İdare bu gibi du- nımlarda 5 kuruşluk parayı temyiz eder. Karar düzeltmeyedahi gider bu da valarda. Bunu etmedi- ğine göre bir art niyeti var. Art niyeti nedir onu bi- lemem tabii. Bu pek göriilmüş bir şey değil. Bana anormal geliyor. Başka bir izahı yok bunun" dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. mahke- menin beraat karanndan sonra yaptığı açıkla- mada, Cumhurbaşkam Sükyman Demirel'in, seçimden önce bu konuyu "Koskotas Dosyası" diye ilan ettiğjni belirterek, Demirel'in özür dile- mesi gerektiğini belirtmişti. Yılmaz. "Birdeğerli bakanımız (Cengiz Tuncer) bu yüzden kahrından öldii. Teiekomünikasyonda en büyiik hizmetlere imza atan genel müdürümüz, iki yıldır sürüniiyor. Cumhurbaşkam Demirel. hükümet ve basın, Emin Başer, rahmctli Cengiz Tuncer ve ANAP iktidanndan özür dilemelidir'" demişti. Cumhurbaşkam Demirel de, Yılmaz'ın sözle- rini yanıtlarken, "Devlet aklandı" görüşünü dile getirerek. şunlan söylemişti: "İddialan icat eden ben değilim. İddialann üze- rine yatsaydık o zaman hem biz sorumlu ofurduk, hem de bunun muhatabı olan kişi ömür boyu şüp- helerin altında ezilirdi. O kişiy e de hizmet edilmiş- tir. İddialar karşısında aklanmıştır." Aileleri ile beraber direnişlerinin birinci yılında bir toplanti yapan Kağıthane işçileri, mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi. (H ATİCE TUNCER) Kağıthane'de 340 işçi bir yıldır işsizliğe direniyor İstanbul Haber Servisi - Kağıthane Belediyesi iş- çileri işten aülmalannın birinci yıldönümü dolayı- şıyla dün birtoplanttdüzenlediler. Törn.Haber-^en İstanbnr Yakast 1 şTibe ü^eleri ise yapuklân basın toplanüsında zorunlutasarruf birikirnlerinm öden- mesini istediler. İstanbul Belediye-İş Kağıthane İşçi Lokali'ndeki toplantıda 340 djrenişçi işçi adına yapılan konuş- mada bir yılını dolduran Kağıthane direnişinin özelleştirmeye. taşeronlaştırmaya hak gasplanna ve sendikasızlaştırmaya karşı yürütülen bir müca- dele olduğu vurgulandı. Belediye-İş Çalışma ve Teşkilatlandırma Genel Sekreteri Ahmet Cengiz de yaptığı konuşmada Kağıthane direnişinin emek cephesine yapılan baskılara karşı en olumlu müca- dele olduğunu ifade ederek "Gelin bu ka\ganın için- de söylenen türküyü bep birlikte korova çe>irelim" dedi. Insan Haklan Derneği Çalışma Komısyonu"- ndan bir temsilci ise Kağıthane işçilerinin mücade- lesinin. işten atılan işçilere örnek olduğunu söyledi. Konuşmalann ardından 'Direnişte 1 Yıl" yazılı gömleklerini giyen işçiler önümüzdeki günlerde için birdizi etkinlik düzenlediklerini bildirdiler. "'Kağrt- hane'de sosyal kıyon sürüyor" yazılı afişlenn \akın- da cadde ve sokaklan dolduracağını belirten işçiler daha sonra bir dia gösterisi yaptılar. SHP İl Genç- lik Komisvonu Başkanı Aiptekin Arslan da işçilere destek olacaklannı söyledi. Tüm Haber-Sen İstanbul Yakası Şubesi Başkanı Hasan Çeri tarafından yapılan açtklamada, zorun- lu tasarrüfu düzenlevdn yasanın ödemeler konu- sundaki 6'ncı maddesmın net bir şekilde, en az 6 yıl tasarrufta bulunanlara istedikleri takdirde sadece biriken tasarruf kesıntilerinin ödeneceğini belirttiği kaydedildı. "Yasa gayet açık ve net şekilde kendini ifade etmesine rağmen hükümet temsilcilerinin farkiı yonımlar yapması maksatlıdır" diyen Çeri. 1 nisan- da çalışanlara ödenmesı gereken miktann 26 tril- yon lira olduğunu belirtti. Yurtçu: Basınbu yasalarlanasılhür olıır 26 yıllık gazetedlik yaşamının 'ödülü': 11 yıl 4 ay hapis, 3 milyar para cezası ve 80'e yakın sürmekte olan dava YAHYA KOÇOĞLU Ocak Işık Yurtçu, hepimızin 'Işık Abi'si. Gazeteciliğe yeni başladığımızda yaşadığımız acemiliği, tedirginliği hep o gi- derdi. Haberlerimizi okudu, düzeltti, olması gerekeni anlattı büyük bir alçakgönüllülükle. Fiilen 31. resmen 26 yıldır gaze- teci. Bu sürenin son 20 yıhnda Yeni Halkçı'da, Politika'da, Demokrat'taA Cumhuriyet'te, Güneş'te ve Ozgür Gündem'de yazıişleri müdürlüğü, sorumlu müdürlük yaptı. Yüzlerce da- vaya muhatap oldu. Yazarlan- nı ve muhabirlerini, "Suç unsu- nı içenniyordu ben de yay nnla- dım" diyerek yıllarca savundu. Bu gazetelenn "dava kalkanı" oldu. Son çalışüğı gazetede, açılan ve sonuçlanan 6 davada toplam 11 yıl 4 ay hapis cezası ve 3 mil- yara yakın para cezasına mah- kum edildi. Yargıtay aşamasın- da olan bu davalardaki cezalan için her an înfaz Savcılığı'nm tutuklama karanm bekliyor. DGM ve diğer mahkemelerde 80'e yakın süren davasından da mahkum edilirse cezaevinden hiç çıkamama olasıhğı var. Çünkü istenen hapis cezalan- mn toplamı bin yılı aşıyor. Para cezalan ise bir trilyona yaklaşı- yor. Ocak Işık Yurtçu, mahkumi- yet kararlanna karşın gazetele- rin bu konuya ilgisiz kalmasıru "basında bir erozyon var" diye- rek açıklıyor. Kendisi gibi on- larca yazıişleri müdüriinün "yayonlanan yazılarda suç iş- lendiği" gerekçesiyle mahkum edilme tehlikesiyle karşı karşıya olmalanna rağmen, basındaki ilgisizliği, "Büj-ük bir duyarstz- lık var. Sadece basında değil, milletvekili olan gazetecilerde de bu duyarsızJık var. 1 yıldır Mec- lis'te Basın Yasası bekliyor, kimsenin haberi yok. Neden çı- kardmıyor diye kimse sormu- yor. Oysa bu yasaya eklenecek 1 cümlelik geçici maddeyle bu iş çözülür" sözleriyle açıklıyor. "Gazeteler" diyor: "Televiz- yonların çoğalmasıyla haberci- lik yapmaktan uzaklaştı. Görsel yayın ve gazeteler yarışa girdi. Ancak bu habercilik konusunda değil magazinel >önde, sansas- yonel >önde bir yanş oldu. Ansiklopedi dağıtarak tiraj al- maya çalışan gazeteler, işçinin, memunın, devrimcilerin görüşle- rini hiç \a\ımlamaz oldu. Bura- da gazetecilerin de suçu. ihmali var. Meslek kuruluşlan ödül da- ğıtmak yerine mesleğin sorunla- rına eğilmeli. Gazeteciler, sade- ce yayımlanan yazılar nedeniyle yüzlerce yıl hapis cezası, trilyon- lara varan para cezalanyla yar- gılanıyor. Esas devlet terörii bu- rada. Yazıişleri müdürü bu ce- zayı nasıl ödeyecek. Fiziki iş- kence, manevi işkence var. Bu da ekonomik işkence. Astronomik para cezalarını ödeyemeyen ga- zeteci ya kaçacak y a da girip y a- tacak. Her ikisinde de yaşamı felce uğrayacak. Ben emekli- pencere Beyoğlu Mis sokakta kitap satan Pencere Yay ınlan'nın sahibi Muzaffer Erdoğdu yay ıncılan "Kelay naklara' benzetiyor. Kitabıneezasını kitapsatarak ödeyecek İstanbul Haber Servisi- Pencere Yayı- nlan sahibi Muzaffer Erdoğdu kitap ya- saklamalanru sokakta kitap satarak pro- testo ediyor. YayıncıLk hayatına 1989'da kurduğu Pencere Yaymlan'yla başlayan Muzaffer Erdoğdu. yayımladığı kitaplar nedeniyle zamanının çoğunu mahkeme- lerde geçiriyor. Kazancını da milyonlarca liralık para cezalanna yatınyor. Erdoğdu, kitap yayımladığı için başına gelenlcri Beyoğlu'nda Mis Sokak'ta kur- duğu tezgahının basında anlatıyor. 'Yu- nus Nadi Röportaj Odülü'nü de kazanan Günay Aslan ın 'Yas Tutan Tarih/ 33 Kurşun' adlı kitabı 1989 yılında top- latılmış. Erdoğdu'nun daha sonra yayı- mladığı 'Üniformalı Kasaplar' isimli ki- tabından dolayı yazan Günay Aslan üç jıl hapse mahkum edilmiş. TCK'nın 141-142. maddeleri kaldınlınca Yas Tu- tan Tarih kitabı tekrar yayımlayan Er- doğdu, kitabın bu kez de 'Terörle Müca- dele Yasası'na takıldığını söylüyor. Ken- disine 100 milyon lira para cezası veril- miş. Kitabın yazan Günay Aslan da 24 aylık hapis eezasını çekmek üzere cezae- vinegönderilmiş. "Kitabı terör suçlusu olarak gören ya- sayı kabul edemiyorum. Terör meselesinin cezalarla, baskilarla çözülenKjeceğini düşünüyorum" diye konuşan Erdoğdu, Kültür Bakanlığı'nm bir yandan kitap alma kampanyası yaparken bir yandan da kitabın terör suçlusu' ilan edildiğini vurguluyor. Yayıncılann baskılar karşısı- nda dayanışmalan gerektiğini söyleyen Erdoğdu, Yayıncılar Birliği'nin bu konu- da duyarlı olmadığını anlatıyor. Erdoğdu "Yayıncılar Birliği. test kitaplanyla ilgile- niyor. Duyarsızlıklarmı Oğlak Dönence- sı" toplatıİdığı dönemde de gördük" diye konuşuyor. Erdoğdu'nun önümüzdeki hafta topla- yacağı kitap sergisine Alev, Say, AFA, Hil, Metis, Sarmal, Sosyal, Kıyı, BDS, Yaprak ve Mitos yayınevleri kitaplanyla katkıda bulunuyorlar. Her ay 8.5 milyon kitap yayımlama ce- zası ödeyen Erdoğdu. bir yandan kitap üzerindeki cezalar ve kitap satışlannın azlığı karşısında yayıncılara "Hala bu iş- lerle mi uğraşıyorsunuz" diye sorulduğu- nu anlatıyor. Erdoğdu günümüzde yayıncıhk yapanlan şöyle niteliyor: "Kül- tür kitaplarını yayımiayanian ve kendimi kelaynaklara benzetiyonım. Çünkü artık neslimiz tükenmeye başladı" yim. Ya emekli otmasaydım ve çalışamaz duruma getirilsey- dim? Bir insan nasıl çalışamaz duruma getirilebilir?" Cumhurbaşkanfnın "basın hürdür" sözlerine atıfta bulunu- yor ve "Basın. bu kadar ağır ce- zalarla nasıl hür olabilir?" diye soruvor Yurtçu. Düşüncenin suç sayılmamasının. bu suçun ortadan kaldınlmasının za- manı geldiğine inanıyor. Av- rupa Topluluğu'na girmeye ça- lışan bir ülkede düşünce suçu- nun yürürlükte bulunmasını eleştiriyor. Bir gazetecinin ya- yımlanan bir yazıda suç işlendi- ği gerekçesiyle yargılanmasına. mahkum edilmesine isyanını açıklıyor: "Burada çifte stan- dart \ar. Demokratikleşme de- niyor, ama ortada düşünce suçu var. Kişisel yaşama ilişkin, ha- karet içeren yazılara ilişkin ceza verilsin; ama siyasal düşünceler- den dolayı gazetecilerin ce/alan- dırılması demokratikleşmeye çalışan ülkelerde olmaması ge- reken bir şey." İfade vermesi için her gün evine polislenn geldiğıni, iki kez gözaltına alındığını umursa- maz bir tavırla söyleyen Yurtçu "Evimde taciz ediliyorum. Bir ayağım DG.M'de, bir ayağım adliyede. Sürekli e\e gelip cezae- vine götürmelerini bekliyorum. Yani yaşamımı felç ettiler. Te- dirgin ettiler" dıyor. Tek bir yazıdan iki ayn mah- kemede dava açıldığını dile ge- tirerek bunun hukuk un genel il- kelerine. anayasaya aykın ol- duğuna dikkat çekiyor Yurtçu. İş aleti silah olmayan bir mesle- ğin üyesi: O bir gazeteci. Buna karşın Terörle Mücadele Ya- sası'na göre yargılanıyor. Terör suçlusu sayılıyor. Cezasını açık görüş yapamadan. hücre tipine göre özel olarak yapılmış cezae- \ınde yatarak tamamlayacak. Basın Konseyi'nin 1993 yılı değerlendirmesine göre 49 ga- zeteci tutuklandı. Bunlardan yansından fazlası halen tutuk- İu. Bu gazetecilerin sadece dü- şüncelerin yazıya dökülmesin- den dolayı ceza almaması için önlem alınması gerekiyor. CUMHURIYETTEN OKURLARA OZGEN ACAR Şahibinin Sesinin Özgürlüğü Cumhuriyet Gazetesi, bugüne değin daima hukuk dü- zeni, demokrasi, özgürlükler ve insan haklarından yana olmuştur. Cumhuriyet Gazetesi, bu özgürlük ve haklara yönelen her türlü engelleme ve kısıtlamalara daima karşı çıkmış- tır. Cumhuriyet Gazetesi,toplumunçıkarlarına, toplum- sal devlet ılkesine ters düşen her türlü ekonomik tröstle- re ve düşünce diktalarına karşı daima savaş vermiştir. 1982 Anayasası'nı yaratan düşünce biçim ve yöntemi- ne karşı koyan Cumhuriyet Gazetesi, bu anayasanın değişmesi gerektiği görüşünü de her zaman savunmuş- tur. Bu anayasanın şemsiyesi altında yürürlüğe konulan anti-demokratik yasaları da Cumhuriyet Gazetesi, her zaman eleştirmiştir ve eleştirecektir. Cumhuriyet Gazetesi'nin can düşmanı Imar Bankası'- nın tröstleşervçıkarlarmın sözcülüğünü yapan Interstar televizyonu ile ilgili gelişmeleri yakından izliyorsunuz- dur. Cumhuriyet Gazetesi -nasıl bir düşünce yapısına sa- hip olursa olsun- gazete, dergi, kitap, radyo ve televiz- yon yayınlarının yasaklanmasına daima karşı çıkmıştır. Bir kitap toplatıldığında, bir yazara 100 yıl hapis cezası verildiğinde, bir gazete süreli ya da süresiz kapatıldığın- da, hiç kimse devekuşu gibi başını kaldırmadığında, bu olayların yanlışlığını daima vurgulayan tek gazete yine Cumhuriyet olmuştur. Bu nedenle, Interstar'ın kapatılmasına 'oho/sun'diye- cek değiliz.. Ancak, toplumun genel çıkarlarına ters düşen, 'basın ve düşünce özgürlüğü' silahının ardına gizlenip, bağlı olduğu tröstün çıkarlarını öne alan yayınları da elbette destekleyecek değiliz. Bu gazetede korsan televizyon' ve 'korsan radyocu- luk' konusunda pek çok yazı yazılmıştır. Bu yazıların özünde, bu alana demokratik ilkeler çer- çevesinde getirilecek 'hukuk düzeni'mn sorunu çözece- ği daima vurgulanmıştır. Cumhuriyet Gazetesi; radyo ve televizyonlarm yayın- larının kısıtlanmasını değil, 'hukuk düzeni' içinde yayın yapmaları gerektiğini savunmuştur. Bu köşede az yazmadık... Arkalarına banka ve pazar- lama şirketlerinin maddi destek ve çıkarını alarak tröst- leşen basın yayın kuruluşlarının; gün gelecek parla- mentoda lobiden de ötede bazı baskılar yaratacaklarını, hükümetleri kontrolleri altına alacaKlarını dahi söyledik. işte! Interstar bangır bangır bağırarak yargı organlan- nın mevcut yasalara dayanarak verdikleri kararları tanı- madığını söylemektedir. Bugün Interstar, yarın bir baş- ka tröstün bir başka televizyon kanalı... Bu yasalar elbette tartışılabilir. Cumhuriyet Gazetesi, anti-demokratik yasaların bir an önce değiştirilmesini ve günün koşullarına uygun yeni yasaların getirilmesini önermiştir, önermektedir. Cumhuriyet Gazetesi, Avrupa Konseyi'nin öngördüğü sınır aşan televizyon ve radyo yayınları ile ilgili uluslara- rası sözleşmeden gücünü alan yasanın parlamentodan" geçmesfne destek vermiştir. Ancak hükümet, bu tröstlerin baskısı ile tasarıyı yerel seçimlerden önce askıya almıştır. Bugün gelinen bu ya- yın anarşisi ile ilgili bu noktadan hükümet sorumlu değil midir? Günümüzde teknoloji ve iletişim, görülmemiş boyut- larda ilerlemektedir. Bunun en güçlü örneğini Körfez savaşında CNN yayınlarında gördük. Dünyadaki teknolojik gelişmeleri aynı hızla izlemesi elbette parlamentodan beklenemez. Ancak, bu teknolo- jik gelişmeye ayak uyduracak yasal düzenlemeyi yap- mak, hukuk devletinin kurallarını koymak, parlamento- nun görevidir. Yine üzülerek söylüyoruz ki parlamento bu noktada görevini yapmamıştır. Gerekli yasal düzenlemeler ol- mayınca, korsan radyoculuk, korsan televizyonculuk kendi kurallarını koyacak ve tröstlerin çıkar sözcüleri de şahibinin sesi' gibi davranarak ortalığı karıştıracaklar- dır. Bu nedenle Türk parlamentosuna önemli bir görev düşmektedir. Türk demokrasisini, hukuk devletini çalış- tıracak uygulama ve düzenlemelere bir an önce geçme- leri gerekmektedir. Aksi halde, tarih önünde 'günahkâr'duruma düşecek- lerdir. Bu kez Ahmet Vardar'ın 6 kulağı çekildi9 • Sabah Gazetesi köşe yazan Ahmet Vardar, yazdığı bir yazı nedeniyle açılan davada, cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamı olan 400 milyon lira tazminat ödemeye mahkum edildi. Tazminat yasal faiziyle birlikte 743 milyon olacak. İstanbul Haber Servisi - Kışısel sorunlan 'kendine özgü yönlemini kullanarak' yazdığı yazılarla çözmeye çalı- şan Sabah Gazetesi yazan Ah- met Vardar, Türkiye Cumhu- riyeti tarihinin en yüksek tu- tan olan 400 milvon lira taz- minat ödemeye mahkum edil- di. Avukat Mustafa Alkoçun 'kişisel haklarının ihlal edildiği"' gerekçesiy le açtığı da\ ada mahkeme. faiziyle birlikte 743 milyon lira olan tazminat ka- rannda. Vardar'm yazısını "Yazının gerçekle ilgisi, kamu- sal bir yönü. topiumsal yararı. güncelliği ve şekle uygunluğu yoktur" biçiminde eleştirdi. Tazminat davası, avukat Mustafa Alkoç'un. Ahmet Vardar'ın Sabah Gazetesi'nin 'Alo Sabah' köşesinde 4 Tem- muz 199I tarihinde yayımla- nan yazısı nedeniyle açtığı dava üzerine verildi. Vardar'ın"Avukat Mustafa Alkoç, parayı icradan kaptın, ama müvekkiline niye bir yıldır ödemiy orsun bakay ım?" başlıklı yazısında kişilik hak- lan nın zedelendiği gerekçesiy- le mahkemeye başvuran ve tekzip karan alan Mustafa Al- koç. karann Sabah Gazetesi'- nde yayımlanmaması üzerine 2 Ocak 1992 tarihinde Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'- ndedava açtı. Van I. Asliye Hukuk Mah- kemesı'nin 15 Temmuz 1992 tarihinde verdiği karannda şöyle denıldi: "Davacı hakkında Sabah GazetesPnde çıkan yazının ger- çekle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Topiumsal yararı, gün- celliği, şekle uygunluğu yoktur. Davalı Ahmet Vardar. üçuncü bir şahsın y azmış olduğu yanltş bilgiyi hiç araştırma ve değer- lendirme yapmaksızın kendi düşünce ve kanaatini de ekleye- rek Alo Sabah yorum sütunun- da yayımlayarak tüm okuyucu- larına ve kamuoyuna davacı hakkında olumsuz sonuç doğu- racak doping vermiştir. Bu ne- denle, davanın kabulü ve takdi- ren 400 milyon lira manevi taz- minatm 4 Temmuz 1991 tari- hinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsi- len ve müştereken almarak da- vacıya veribnesine..." Van 1. Asliye Hukuk Mah- kemesi'nin bu karan, Yargı- tay 4. Hukuk Dairesi'nce 4 Kasım 1993 tarihinde oybirli- ğiyle onanarak kesinleşti. Yazının yayımlanmasından karann kesinleşmesine kadar geçen süre içinde ödenmesine karar verilen tazminat tutan. yasal faiziyle birlikte 743 mil- yon liraya ulaştı. .•-.i..«- „.-*
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear