25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET2 9OCAK1994PAZAR Podyumlarda 'özgürlüğün' anlamı, adı sanı duyulmamış yeni modacılar sayesinde 'olacak olmayacak' her türlü 'değişikliğin' sunulmasma döndü imdidemoda'sivri fîkirlilik'NECLASEYHUN Defileler sırasında tozdan dumandan göz gözü görmüyor moda dünyasında. Yeni "özgûrlük" kurallan içinde, yeni yeni adı sanı duyuîmamış rnodacüarla, podyumlardasunulmayan "değişiklik" kalmıyordu. Hele yeniler. dikkatleri çekebilmek için olacak olmayacak her yolu deniyorlar. Yaz modası için de Louvre'un moda çadırlannda, bir sürü değişik isim, bir sürü değişik modellerle boy gösterdi. Bakalım kış modasının sunulacağı önümüzdeki martta bu isimlerden kaçı kahp kaçı gidecek, daha kaç yeni isim katılacak listelere. Lıstelere katıimak belki o denli zor değil. Yüklüce bir masrafı göze aldıktan. siv ri Fıkırlerle dolu bir koleksiyon hazırladıktan sonra. hemen herkes katılıyor da önemli olan dayanmak. Çılgın sunuşIınGaııltier Bu hem büyük para işi, hem de dikkati çekmek için yalnızca "sivri buluşlara" dayanılıyorsa eğer daima daha değişik, daha söz edilir. daha bir yerde -ters- fıkirler üretmek gerek. Kaldı ki ters fıkirlerle dikkati çekme olasılığı varsa da, bunlan satıp moda evini çevirme olanağı yok. Moda dünyasında sivri fıkirlerle sağlam bir tekniği, usta dikışı birleştiren bir ünlü isim var: Jean Paul Gaultier. Öyleçılgın, zaman zaman öyle itici sunuşlan var kı, seyırcılen ve gazetecilen çileden çıkanyor. Gazetelerde aleyhinde çıkmayan yazı kalmıyor. Ama gene de ayakta. Neden? Satışı i>i. Çoğu kez liste başlannda. Çünku çok usta, güzel bir dikiş. bir ustalık sergiliyor butiklerinde. Cıddi dolu aksesuvarlanndan anndığında. podyum havasından sıvnldığında geriyeçoğu kez son derece giyimli, klasik, vücuda çok iyi oturan usta tayyör ve pantolon takımlar kalıyor. Delıliğinin, çılgın sunuşlannın kahn bu yüzden çekiliyor moda dünyasında. Modanın bu delibozuk çocuğu. 1952 yılında doğdu. Öncü moda hareketlerinden çok etkilendi. 80'li yıllarda liderler arasındaydı. 17 yaşınday ken krokılenru o zamanın -ileri fıkirli- modacılanndan Pierre Cardin'e gönderdi. Modellerinı ılginç bulan Cardin, Gaultier'yi yanına aldı. İki yıl Cardin'leçalıştı Gaultier. Sonra Jacques EstereTe geçti. Daha sonra da Patov'ya. O zamanlar Michel Goma idı Pato»'nun sanat yönetmenı. Sonra bazı moda evlerinde bağlanmadan, serbest çalıştı. Parasız dahi Jean Paul Gaultier, modellerinde bir çok stili, bir çok havayı birbirine karıştırarak sunuyor. İlk defılesini 1976 yılında sundu. Öyle az parası vardı ki, defile için gerekli kumaşlan pazarlardan satın aldı. Ama yaratıcıhğı. fıkirleri ile dikkati çektı: Daha ilk defileden. Bunedenleparasalyardımlargecikmedi. I978'deJaponKashiyama grubu maddi dcstek sağladı ona. Sonra bir başka sponsor çıktı ortaya: ttalyan konfeksiyoncu Gibo. Çiinkü Jean-Paul Gaultier'in koleksiyonlannın \ ansından fazlası İtalya'da satılıyordu. Gaulıier'nin modasında biraz punk, bıraz İngiliz, biraz Pans kıvraklığı. biraz sınema seksapeli, bıraz da rock \ar. Evet. defıleleri her zaman bir olay... Ama olayın gınşındekı ustalığa, tekniğe bakmak gerek. Başansının sım burada. "Dokuz vaşında dikkati cekınek için >apmayacağutı şey yokru" dı> or. Dok uz yaşından bugunedavranışlanndadeğışen bir şey olduğu söylenemez. Gaultier zaman zaman aklı başında modeller de sunmayı bilmiyor değil. İşte ondan bir model Isveç'te trafık kurbanlannda azalış sürüyor! STOCKHOLM (Cumhuriyet) - 1993. trafık kazalannda ölüm olaylannın azalması bakımından Isveç için çok başanlı bir yıl oldu. Geçen yıl içinde trafıkte ölenlerin sayısı 670'e düştü; bu sayı. son 40 yılın en düşük sayısınt oluşturu- yor. 1982-1989 yıllan arasmda sü- rekli olarak artış gösteren ölü sayısı. 1989'daki rekor seviyeden (904) sonra düşmeye başladı. Önce 772"ye (1990), sonra da 745'e (1991) düşüş gösteren ölü sayısı, 1992'de az bir artış kaydet- tik'ten sonra (759) 1993te rekor bir düşüşle 670"e indi. Yetkililer, bu geÜşmenin nedenlerini şöyle özetfhorlar: - Ekonomik sıkıntKİan örürii daha az kişinin özel otomobil kul- laıunası \e her şeyden önce daha az gencin süriicü belgesi \e otomobil edinmesi (% 20 azalış); - 65 yaşından büyüklerin trafığe çıkmayı azaltmalan; - Ekonomik sıkıntının bireyleri, her konuda olduğu gibi trafikte de daha dikkatli hale getirmesi; - Trafık snoblannın (züppele- rin) ve spor otomobıllerin azal- ması. Artvin'in Şavşat ilçesine üç Milli Park ANKARA (AA)-Artvin ilinin Şavşat ilçesindeki Sahara düzlük- leri, Karagöl yöresi ile HaüUa va- disi Milli Park ilan ediliyor. 1700-1800 metre yükseklikte ye- ralan Sahara'da geniş düzlükler bulunuyor. Heyelan gölü olan Karagöl ci- vannda da Çim kayağı pisti niteli- ğine sahip alanlar mecut. Vadi ya- maçlannın eğiminin yer yer yüzde 85, yüzde 100'e ulaşmasıyla oluş- muş Hatilla vadisinde de görkem- li kanyonlar bulunuyor. Milli Parklar ve Av-Yaban Ha- yatı Genel Müdürü Nezat Ceylan. bu konuda şunlan söyledi: "Karadeniz Bölgesindeki bu eşşiz güzellikleri değerlendircrek. hem konımak hem de turizmin hizmeti- ne sunmak istiyoruz. Geliştirilecek projelerle bölge hem ekonomik hem de kültürel bakımdan önemli hareketlilik kaza- nacaktır. Hatilla > adisi gerek ilginç jeolojik ve jeomorfolojik yapısı ve gerekse özgün bitki topluluklarıyla ülkemizde nadir rastlanan bir özel- lik sergilemektedir. Dolavısıyla bu doğa parçasııun konınması. gelecek kuşaklara inti- kal ettirilmesi ve bugün için de gü- nümüz insanının hizmetine sunul- ması gerekmektedir". Şeker, her zaman tath' değildir Zengin bir sofranın başma oturunca insan neyi, ne kadar yediğini unutur; unutunca da acısı ya sindirim sisteminden çıkar ya da beyninden Haber Merkezi- Noel'le başlayıp Yılbaşıyla süren ve hala da sürmek- te olan kutlamalar sindirim sistemi- ni genelde sekteye uğratıyor. Yağ \e protein bakımından ağır yiyecekler bir kurşun gibi mideye iner. Ancak neşeyle yenen yemeklerin getirdiği psikolojik hafıflik. sindirim bozuk- luklannı arka plana iter. Yemeklerin insan psikolojisi üze- nndeki etkileri henüz araştırma saf- hasında olmakla birlikte, yediğimiz yemeklerin duygulanmızı etkilediği herkes tarafından biliniyor. I Ağırlık tatlılarda Noellerde genellikle tatlılara ağırlık veriliyor Ispanya'da polvoro- nes, İtalya'da torrone, Almanya'da lebkuchen adı verilen tatlılann insan beyni üzerinde doğrudan etkisi ol- duğu düşünülüyor. Uyuşturucu re- septörlerin sayısını arttırdığı bilini- yor. Haşhaş ve morfınin etkisine benzer bir şekilde, insanlan rahat- lattığj ileri sürülüyor. Bazı bilim adamlan şekerin vücutia endorfin salgısının artürdığını iddia ediyor. "Moral yükseltici" olarak tanınan bu salgı cinsel ilişki ve jımnastik sı- rasında da yükseliyor. Bilim adam- lan, aynca kısa süreli belleğin de şe- ker alımıyla kuvvetlendiğine dikkat çekiyor. Iİnsiiline dikkat! Şekerin etkileri yalnızca yararlı ol- muyor. Fazla ahndığında hipo-gli- semi ortaya çıktığından zararlı ola- biliyor. Pankreas fazla çalışarak in- sülin salgısı üretir, dolayısıyla kan- daki şeker düzeyi yükselir. Son gün- lerde yapılan araştırmalar, alkolün de benzer zararlara yol açtığını orta- ya çıkarttı. Bu kuramın karşısında olan bilim adamlan, şeker ve nişaslanm kan şe- kerini yükseltmesi için çok büyük miktarlarda yenilmesi gereküğini öne sürüyor. Karbonhidrat akmı- nda, beynin serotonin adlı doğal sa- kinleştiriciyi salgıladığı biliniyor. İKeyifçilerden Ikaçının Bu yüzden pasta ve keklere "keyif verici gıdalar" denmesi boş.una de- ğıl- Protein alımında ise durum tersi- ne dönüyor. Noel yemeklcrinde ye- nilen hindi ve kazlan sindirme aşa- masında büyük bir enerji kaybı orta- ya cıkıyor. Öğle yemeklerinden sonra uyku halinin yaşanması bu gerçeğe bağlanıyor. Fransa'da dok- tor Pierre Portero güney ülkelerinde Katı ve sıvı atıklarTrabzon'u tehdit ediyor Çöp üretmekkolay, yok etmekzor AHMETŞEFtK Geçen yıl İstanbul'da meydana gelen çöp facıasıyla dikkatleri üzeri- ne çeken kentsel atıklar. \erel %öne- tımlerin en önemli sorunlanndan bı- rinı oluşturuvor. Acaba kısıtlı olanaklanna karşın yerel >önetımlenn bulduklan çö- zümlerin hayata geçırilışi o kadar kolay mf! Hıç de değil. İşte Trabzon örneği. IKaradeniz, kirli deniz . ıhn bu ilk günlerinde yapılan kutlamalar Avrupa'nın bir ucundan diğerine farklıhk gösteriyor. Ne var ki, tüm kutlamalarda ortak bir payda var: yemek yemek. çalışanlann öğleden sonra "siesta"- ya zaman ayırmasının son derece yararlı olduğunu belirtiyor. IBünyeden bünyeye... Yemeklerin etkileri yiyen kişinin cinsiyetine. yaşına ve bünyesine göre değişebilir. Örneğin erkekler har- bonhidrat içeren yemeklerden sonra büyük bir gevşeme duyarken, kadı- nlarda uyİcu hali ortaya çıkıyor. Başka bir çalışma ise proteinin yaş- lılan daha fazla etkilediğini gösteri- yor. Dışa dönük kişilerin içe dönük- lere oranla yemek sonrası uykuya daha fazla ihtiyacı olduğu sapta- nıyor. Bütün kıyı kentlenmizde olduğu gibi, Trabzonun da uzun \illardir dindirilemeyen yarası. katı ve sı\ı atıklann denize ya da deniz kenar- lanna boşaltılması. Karadenız'de bütün sıvı atıklar denize akar. Ya katı atıklar?.. Onlar da denize nazır yerlerde dalgalann gelip kendılennı alma- lanru beklerler. Sanaşileşmenin çok az olduğu Karadeniz"de özellıkle son yıllarda büyük bir kırlenme göz- lenijor. Bütün kı\ı kesimlerini kaplayan yerleşim binmlen, atık sı- kıntı'.annı denizle çözümlü\or Bunun en çarpık yaşandığı \erler- den bın. Trabzon. Kıyı kesimınde kentin tam ortasında çöpten tepeler \ukseli\or. Bu bölgenın adı da Mo- İoz Pek yerinde durmavı se\meyen Karadeniz de bu çöplen alarak bü- tün kıyı kesimine >a\ıvor. Şöyle kıyıda güzel bırgezınti yapayım der- seniz göz estetığiniz bozulabilir. Çünkü kıyi. dalgalann bıraktığı te- neke, plastik ve diğer atıklarla dolu- dur. Trabzon'un bu manzaradan kur- tulması için bir dizı proje hazırlanır. IProjeler dizisi Bunlardan birincisini tller Ban- kası yüriitür. Önce. kıyi kesimi mer- kezi deşarj sistemlerine bağlanır. Kısa bir süre sonra bu sistem devre- yemrecektir. Ikinci proje belediye tarafından yürütülür. Trabzon'un akciğeri ola- rak adlandınlan sahıl projesı hayata geçinlir. Sahil büyük ölçüde doldu- rularak sosyal tesislerle vatandaşın hizmetine sunulur. Ancak bu tesis- ler tam olarak bitirilemez. Çünkü sahil şeridinin ortasında birçirkınlik abidesı yükselmektedır. Kent tortu- sunu kalbine bırakmıştır. Moloz'un ve tabıı kı kentin çöp- ten kurtulması için yeni bir projeye ihtiyaç vardır. Bu da atıklann depo- lanacağı ve antılacağı bir tesis ol- malıdır. Oysa Karadeniz'de bir kanş toprağın bile değeri çok bü- yüktür. Uzun süre aranır taranır \e merkeze bağlı Çukurçayir köyünde karar kılınır. Tesisler buraya kurulur. Bu kez de hukuksal sorunlar başlar. Bir vatandaş. Trabzon Idare Mahke- mesı'ne baş\urur \e tesislenn stan- dartlara uygun olmadığı. heyelan teh- likesi taşıdığı. bu şüzden kentin tehdit altında kalacağı ıddiasındadır. Mah- keme, KTÜ'den üç kişilık bır heyet çağınr \e durumu araştırmasını ister. He>etın \erdiğı rapor olumsuzdur. Heyetin raporunda şu görüşlere \er \enlir: "^ asalara göre niifusu 100 bin- den çok olan kentlerde 10 vıllık depola- ma ihtnacını karşüa\acak şekilde 500 bin metreküp olarak planlanması gere- kir. Ancak mevcut işletme bunun altın- dadır. \'erleşim birimlerine uzaklığı >e- terti değildir. Taşkın riski yüksektir. A\nca çıkan gazlar tarımsal alanlara ve ormanlara zarar verebilir." IMahkeme savaşları Bu rapor üzerine İdare Mahkemesi >ürütme\i durdurma karan ahr. Ölavın ilginç tarafı şudur: Belediye bu alan için daha önce. a> nı üni\ ersiteden resmı olarak üç kişilık bır heyet iste- miş. çevresel etki değerlendirmeşı \apılmış. olur alınmış. Arkasından İl Çevre Kurulu da aynı oluru vermiş. bakanlık ona>lamış. İdare Mahkemesi'nin olumsuz ka- ranndan sonra beledıve \eniden mah- kemeve baş\urmuş \e bu kez olur ka- ran çıkarmış. Beledıyenm da\anaklan şunlar olmuş: "Trabzon'un koşulları te ihrivaçları gözönüne ahnmalıdır. Taşkınlara karşı önlemler alınmıştır. Gazlara ilişkin teh- like bertaraf edilmişrir. Hepsinden öncmlisi. eğer bu alan kullanılmazsa büyük bir kirienmenin olduğu Trabzon sahilleri kaybedibne noktasına gelecek- tir." Yeni mahkeme karan üzerine bele- diye. araçlanru Çukurçayır'a gönder- miş. Ama burada direnişle karşı- laşmış. Çevre sakinleri yollan keserek, araçlann tekerleklerinin altına yata- rak dökümü önlemeye çalışmışlar. So- nuçta vatandaşlar buradan uzak- laştınlarak döküm ışlemi başlamış. Direnişin ilginç bir tarafı da, hiçbir çevre grubunun desteğini alamaması olmuş. Aslında bütün bu tartışmalar- da abnması gereken tutum konusunda Trabzon Doğal Hayatı Koruma Der- neği temsilcisi Kenan Kuri'nin şu sözle- ri anlamlı: •'Dernek olarak, belediyenin ÇevTe Bakanlığı'ndan projeli katı atık depola- ma tesisini. çevremiz açısından. şimdi- lik bir başka alternatif olmadığı için destekb'yoruz. Bu tesis metan gazı pat- lamasına karşı güvencelidir. Tesiste 10 yıl boyunca depolanması planlanan atı- klann üzerine 1 metrede 20 cm toprak dökülerek koku yayılması önlenecek- rir. Atıklardan sızacak sular drenaj bo- ruları ile arıtmadan geçirUip dereyc akıtılacak.."'
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear