14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET2 5 OCAK1994 ÇARŞAMBA KULTUR Bubi'nin 'Görsel Nesneler' sergisi 12 ocak tarihine dek Galeri Baldem'de AHUANTMEN I ki yıllık bir aradan sonra Bubi'nin Galeri Baldem'de açtığı serasinde. sanatgnın vine çağnşıma son derece açık. ancak her türlü çağnşımdan bir o kadar da uzak tasarlanmış yapıtlanyla karş: karşıyayız. "Bubi'nin kafesie- ri" deniliyor; o>sa sanatçının adlandırmasıyla valnızca "gör- sel nesneler" bunlar. Bubi'nin yapıtlannda ceşıtli renklere boyanmış kahn bezlerden oluşan kafes örgüsü. ashnda salı yüzeydekı boşluğu aşmak ıçin kullamlan bir leknik, "oluştur- înak istediği bicimin bir tuğlası". Kapatılmışlık. özgürlük. yasaklar, gizlılik gibı kavramlar, genelde ızleyidnin Bubi'nın yapıtlanna kattığı anlamlar. Bubı. bu "anlamJandırnıa"dan. bu çağnşımlardan "evet" demeverek kaçabılıvor ancak... Ama bu "kafes" benzelmesınden yılmış görünüyor sanatçı; söyleşının bir vennde birespn yapıyor: "Kafessözcüğü 'bubi' olarak değişene dek kafes olmayan bu kafes benzen işleri iiret- roeyi sördüreceğim..." - Modemist kültürden kopuş sürecinde geride olağanüstü bir başan dönemi mi, yoksa bir çöküntü mü bırakıyoruz? Postmodernizm, özgüriük mü vaat ediyor, yoksa gerçekte salt bir karmaşa mı sizce? Modernizmı hiçbirzaman bir çöküş dönemi olarak nıtele- medim. Tam tersı. modernizmi insan üretimlerinin en üst düzeyi olarak görüyorum. Aynca modernizm, insanlık ül- küsünün, yani gelişme ve ilerleme bilincinin de nirvanasıdır. Buna karşın birtakım müellıflerin postmodernizm diye tanımlamak istedıkleri modernizm karşıtı düşünceleri bir nevi barbar istilası gibi hem anlamsız hem de hafızasız bulu- yorum. Postmodernizmi modern sonrası diye tanımlamak için öne sürülen sa\ lar, ashnda modern sonrası değil modern karşıtıdır. Burada çok önemli bir çarpıtma yapılıyor; çünkü modernızme tepkı gıbı sunulmaya çalışılan bu şeyler. aslında yeniveri ler değil. kafeslev 'bubi'olana dek!..Ve işin garip tarafı. modernizm. işte bu \enlere tepki olarak. yani genelin rafıne edilmemış beğenı ve istencine karşı bir tepkj olarak tanhte ortaya çıkmıştır. - Yaşadığımız süreçte, sanatçı nasıl bir komımda? Öncelikle sanatı nasıl kavnjoruz. sorun burada. Tarihsel süreç içinde. ılk başta ışlevsel bir boyutu olan bir üretim var. Zaman içinde bu üretım tarzı ayncalıkh bir mısyon istemeve başladı ve ışin ko- mik tarafı halk da ayncalıklı bir mısyonu ona öne- riyordu. Sanatçı, diğer rnesleklerden daha önde bir konumdaydı. Burada vurgulamak islediğım nokta çok önemİi: Halkın sanata bakış açısı. sanatı hiçbır zaman için yetennce sevıp benımsemedığinin bir göstergesi. Çünkü sanat ya da sanatçı sisler arkası- nda. Yani bir türlü sanatçının kendı yüzünü göre- miyor izleyici. Biz ızleyen olarak bir sanat yapıtı- na baktığımızda o yapıtta varolana değil de kendı kafamızda ya da sanatla ılgılı olması gerektıği gıbı bazı düşüncelere bakıvoruz. Yanlışlann temelı bu- radan başlıvor.Hermes'ın >üzündekı örtüyü kimse kaldıramaz... Ben bunu sanata uvguladığım za- man şöyle sövluvorum: Biraz ccsaret. . Kaidınn o perdeyı. göreceksıniz. onun arkasında hiçbir şey yok. sen ve ben gıbı sıradan ınsanlar. Ama dikkat edersen sana sunuş biçiminde bıle bir gızem var. Sanatçı ve vapıtı, sanata yüklenen değerlerle öyle bir noktada kı bız hiçbır zaman için artık ona ba- kamıyoruz. onu goremıvoruz. Beğenmediğin bir tavn bile şö>le açıkhjorsun: Ben anlamıyorum.. Veya zaman iinde anlaşılacak. Bir diyalog ortamı hiçbirzaman ıçin oluşmuvor. - Bu kopukluğun kaynağı nerede sizce? Bızım inanç sistemımizdekı şamanıst yaklaşı- mdan kaynaklanıyor bu. Şamanlar avnı numara- lan bınlerce sene yapmışlar .toplumlan vönlendir- mişler. Onlar da bir nev ı sanat yapıyorlardı. tiyatro yapıvorlardı. ka\ramsal sanata benzer işler yapı- yorlardı. İnsanlar da bunun bir büyu olduğuna inanıyordu, inandığı anda da büyü tutuyordu. - Peki bugün? 20. yüzyıldan ıtibaren, vanı sanata daha rasyo- nel bir v aklaşımla bakmav a başladığımız andan iti- baren sanatçının bu tıp bir tavnna gerek olmadığı ve ışine güvenmeye başlaması gerektiğı artık orta- dadır. - Aslında sanatçı bugün her zaman olduğundan daha y alnız bırakümış bir konumda değil mi? Hala tODİumun beklentisinden söz edilebilir mi? Sanatçıdan beklenen hep o Şamanıst yaklaşım. Çünkü ancak bir Şamandır mucızeyı yaratacak olan. Onun dışındakıler düzenlemedir. yani doğa- da varolan olanaklarla yaratılabılecek şeylerdir. k_7 anatçı ve y W " yapıtı, sanata | B L yüklenen | H L değerlerle öyle bir ^ ^ 5 İ noktadaki je " ^ biz hiçbir llfctf^ zaman için I ^ ^ ^ H artık ona ^^^fl bakamıyoruz. j ^ ^ ^ l onugöremiyoruz... ^ ^ ^ H Birdiyalog ortamı ^ ^ ^ H oluşmuyor, ^ ^ ^ H inanç l^^^P^ sistemimizdeki j^^^T şamanist ^ ^ H k yaklaşımdan ^ ^ ^ B kaynaklanıyor bu...' ^ ^ ^ H ^ ^ - » M -- . - V ¥ 1 » ^H Günümüzün iktidannda. yani halkın diktatorya- sında. bu Şamanist konum sanıyorum ki daha bir önem kazanacak: çünkü halk. kafasındaki sa- natçıyi ancak bu rol içinde benımseyebilır. Bunun dışında sanatın zaten toplum ıçin hiçbir yaran ol- mamıştır. Gereksiz bir külfettir toplum ıçin ve gü- nümüzde de halk çok pragmatıst biryaklaşım için- de ancak onun. böyle olmadığı değerler içmde varlığını kabul edebilir, izin verebilir yaşamasına. - Sanatın gereksiz olduğunu söylinorsunuz... Oysa 'külrürel seleksiyon" diye adlaıidırdığınız bir görüşü savunuyorsunuz ve bu, sanattan ayrı düşünii- lemez... Sanat aslında gereksiz. benden yapıt satın alan kişiler de sanatın bu geleneksel teıminolojısıne inandığı için. gerekliymiş gibi gördüğü için vc ı$- levinın dışında benden satın alıyor. Beni göklerc çı- kartıyor. Beni göklere çıkartmasındaki neden ne- dır? Zannediyor ki ben de öyle bir büyücüyüm ve Tannsal esinle doluyum. Onu alıyor. Benım yapıtımı değil. Kafasındaki o imgeyi. O ımgeden birpav alıyor. bir Bubi alıyor, bir Picassoalıvor. bir Mondrian alıyor... Onun sayesinde Tannsal esinı lopladığını sanıyor. Benım resmımı. benım yaptığım düzenlemeyi görmek ıstemıyor. Benım feryat edişimin nedeni bu. Bırakın bu palavraları. •Öpme'de Emmanuel Beart Fransız Kültür Merkezi Ocakayı fılmleriKültür Senisi - İstanbul Fransız Kül- tür Merkezi, ocak a>ı etkinliklerine si- nema ile başlnor. Ocak ayının ilk filrru. Nisan Akman'm yönettigi. başrollerim Zuhal Olcay ile Eriş Akman'm paylaştı- klan "Dünden Sonra Yanndan Önce". Ocak ayında göstenlecek Fransız film- len ise Leos Carax'ın "Köprü Üstü Aşı- kları" ve Andre Techine'nm "Öpme"si. Leos Carax'm 1992 yapımıfilmı"Köp- rü Üstü AşıklarT'nın başrollenni Juliet- te Binoche ve Denis Lavant paylaşıvor. Fılmde. Paris'in 400 yıllık Pont Neuf Köprüsü'nü kendıne mekan edınmiş yersız yurtsuz serseri Alex ıle zengin aıle kızı ressam Mıchele'ın şiırsel ve des- tansı aşklan anlatılıvor. Andre Techi- ne'nın 1992 yılında çektiğı "Öpme" tıl- minin başrollerinde ıse Emmanuel Be- art, Philippe Noiret ve Manuel Blanc ver alıyor. Doğduğu kasabavı. Paris'e yer- leşmek için terk eden Pıerre'in. uvanıklığı sa>esınde kendıni hastane koridorlanndan Pans'in entelektüel sa- lonlannda bulmasını konualan filmde, Pıerre'in yaşam görüşünün de köklü bir değişıme uğraması anlatılıvor. 1993'ün rekor fıyatlan Müzay ANKARA (AA) - Clkemızde bu yılın son aylannda düzenlenen müzayedelerde tablolar 2 milyar 600 milyon liraya alıcı bulurken. fktisat Bankası'nca 1990 yılının sonlannda bir müzayedede satın alınan Osman Hamdi Bey'in "Kaphımbağa Terbiyecisi"nin re- koru yine de aşılamadı. Maçka Mezat tarafından 15 Aralık 1990'da düzenlenen müzayedede, Os- man Hamdi Bey'in "Kaplumbağa Ter- biyecisi" adlı tablosu. İktısat Bankasf- na, "rekor bir fiyata". 1 milyar 850 mil- yon liraya satıldı. "Kaplumbağa Terbiye- cisi"nın elde ettiği bu rekor. geçen yılın son avlannda yapılan müzayedelerde Şeker Ahmet Paşa'nm "Natürmort'" ve Halil Paşa'nm "Sonbahar" adlı tablo- lannın. 2 milyar 600 milyon liraya satı- imasıvla kınldı ancak. bu rekor, ABD Dolan cınsinden hesaplandığında yine "Kaplumbağa Terbiyecisi" adlı tabloya ait. Çünkü o tanhte dolann kurunun 2 bın 900 lıra olduğu göz önünde tutuldu- ğunda "Kaplumbağa Terbijecisi" 638 bın dolar ederken Kasım 1993 itibanyla dolann 14 bin lira olduğu göz önünde alındığında. 2 milyar 600 milyon lira. 185 bin 714 dolar yapıyor. İ Geçen yılın gözde tablolan Portakal Sanat ve Kültür Evi tara- fından 1993'ün Kasım ayının sonlannda düzenlenen müzavedede Şeker Ahmet Paşa'nın "Natürmort" tablosu 2 milyar 600 milyon lırava, I.K.Arvazovsky'nin "Sahilde" tablosu da 2 milyar 200 mil- yon liraya alıcı buldu. Yıne aynı tanhlerde İstanbul Eğitim ve Kültür Vakfı ve Kile Sanat Galerisi Ben sıradan bir insanım. senın gibi bir ınsanım. senle c^ıtım .. Şımdı söyle bana. beni sevıyor mu- sun? - Sö> lediklerinizin kendinize. sanatçı\a haksızlık olduğunu düşünmüyor musunuz? Bugüne dek hiç kimsenin si/in bir > apıtınıza \ alnızca o > apıtla tema- sa geçerek almadığım mı söylüyorsunuz? Bo>lesi bir genelleme > apmak doğru mu? Havır.. .vapıtıma haksızlık değil. Sanatçı. bırau- ranın içinde gızlenmış. bu auradır toplumdakı ıletı- jım. bu auradır senın benle yaptığın röportaj... S'oksa bir bdkalım tarih içinde hangi sanatçının toplum içinde eğlencenın veya genellemenın öte- sinde bıri^levı olmu^. Ama ben çok açık bir bıçım- de $unu bılıyorum. benım yapıtım bir mıman ele- mandır. vanı dekorasyon ıçin kullamlan mıman bir dcmandır ama. aynı vckıldc Leonardo da öyle- dır. Rafael de avnıdır Pıcasso da avnıdır. Bunun otcsindekı kısımlar auradır. aldatmacadır. uçkjğıttır Çok ıçenkli bir yapıtı düşün. ıçındeçok onemlı mesdilar \erivor.. Zaman içinde o mesajla- rın değen bıltıkten sonra. o vapıtın sovlevecek hiç- bır sözü; zaten kalmaz. "Son Aksam Yemegfnc baktığımız zaman. biz İsa'nırrson akşam yemeğıni nasıl yediğine mi bakıvorıız'' - Peki bir sanat \apıtına tarihsel birikiminden so- \ utla> arak bakmak ne kadar olası? Sonra, bir söyle- şjni/de benim >apıtıma bir ağaca bakar gibi bakın di> orsunuz. Bir sanat y apıtına kendisinden önce ger- çekle>ririlmişjeri gözardı ederek bakılabileceğine inanıvor musunuz gerçekten? Bu olanaksız... Bireyde varolan her şey toplum- sal bınkimin sonucu. 0 noktasından başlamak ola- naksız. Ben sanat yapıtını. bcnim yaptığım işi hiç- bır sevi çağnştırmadığı, hiçbır şeyi acıklamadığı. hiçbır şevı göstermediğini açıklayabilmek için. ışte sanatımı yorumlara kapatmak için diyorum ki ge- reğınde benim sanatıma bir ağaca. bir kuşa bakar gibı bakın. Tabii çağnşımı olmayan hiçbir nesne. hiçbır üretım vok. - Sizin > apıtlarınızın özellikle çağrışımlı olması bir baskı varatmıvor mu? Benım sanatım daima kafese. örtünmeye, özgür- lüğe. şuna buna benzetmeye çalışırlar ve ben a>nı Faust gibi bir kere evet desem. inanılmaz büyük bir sansasyon olabileceğıni görüyorum. Birçok çıkar gruplan beni kendılerinealet etmek ısteyeceklerdir: bunun yanında popülanze olmavı getirecektır. Fa- kat ben hiçbir zaman için buna evet demedim. o dı- renci sürekli göstenyorum. Bir kere direncimi bo- zarsam daha sonra o direncı göstermek çok zor Alıcılar, izleyiciler sana nasıl resım vapman gerek- tığıni bıle öğretmeye çalışıyorlar ekoru hala aşılamadı Osman Hamdi Bey'in 'Kaplumbağa Terbhecisi'ni İkrisat Bankası almıştı. tarafından düzenlenen müzayedede Ha- lil Paşa'nın "Sonbahar" tablosu 2 milyar 600 mıl>on liraya. "Mısır'dan Göriinüm" adlı resmi de 1 milyar liraya aynca. I.K. Aivazovsky'nin "Kınm'dan Deniz Görii- nümü" tablosu 1 milyar liraya satıldı. Maçka Mezat tarafından düzenlenen müzayede de Aıvazovsky'nın "Sahil" adlı tablosu 700 milyon liraya alıcı bul- du.. Öte yandan. Türk müzajedecilik ta- nhinde bugüne kadar satılan en pahalı yapıt unvanını elinde bulunduran res- samlar arasında Osman Hamdi Bev. Şe- kora... ker Ahmet Paşa. Halil Paşa. Hüseyin Ze- kai Paşa, Süleyman Se>>it, Hoca Ali Rıza, Nazmi Zi> a, İbrahim Çallı, Hikmet Onat \e Şe*ket Dağ bulunuyor. Raffi Portakal'dan koleksiyonculara öneriler Portakal Sanat ve Kültür Evi sahibi ve müzayede organizatörü Raffi Portakal, müzayadelere katılan alıcılara "daha temkinli da\Tanmalannı" önererek. "Ola- ya biraz da presrij meselesi olarak hakılı- yor. Oysa burada mesele şudur: Alıcılar. danışmanlara, 'Biz bu tabloyu kaça kadar alalım" diye sormalıdırlar. 'Ben zenginim. ne olacak.. biraz daha arttıravım' düşün- cesi yanlış olur. Böyle düşünüldüğü za- man iş. sınır tanımazlığa gidiyor, hırs ve inat sanatın önüne geçiyor. Halbuki belir- li iimitlerin daha gerçekçi olacağı kanaa- tindeyim. Ayrıca, müzay edeler gibi, anri- kacı dükkanı ve galeriler de önemlidir. Müzayedede 15-20 sanivede bir şeyin kararını vermek zorundasmız. Aynca. müzayedede aldığınız eserin fiyatını peşin ödemek zorundasmız \e aldıktan sonra da değiştirmek gibi bir şansınız yok. " IMüzayedeler abartüıyor Raffi Portakal. ülkemizde yapılan müzayedelerin kamuoyunu gereğınden fazla meşgul ettığını belırterek "Aslında bu ilgi olağan bir şey. Çünkü Londra'da, Paris'te, Frankfurt'ta \e Tokyo'da onlar- ca müzayede yapılıyor. Orada da çok önemli parçalar satıidığı zaman onların da kamuoyunu meşgul ediyor. Ama bizde bu sosyal bir olaymış gibi sunuluyor. Oysa bu, hayatın bir parçasıdır" dedi. Yenibir dergi: 'Toplumsal Tarih' Kültür Senisi - Ocak ayından itibaren. Mete Tunçay'ın yönetiminde "Toplumsal Tarih" adındayeni bir dergi çıkmava başladı. Tarih dergisı yönetmeliğinde on yıllık deneyimi olan Mete Tunçay, yıne Tü'rkiye tarihini merkez alan. ama dış dünv a\ a da açılan yenı bir dergi hazırladı. Derginın ilk sayısında; "Şinasi Tekin'in Kelime Cerrahisi", '•2000Olımpiyatlan yanşında İstanbul'ueleyen Sydney şehnnin öyküsü". "Venedik'le yüzyıllarca süren ilişkılerimiz", "Dünyanıneneski haritalanndaTürkiye", "Rus Anıt Kilısesi nasıl yıkıldı?". "Atatürk'ün halifeliği ve ilk hocası". "Abıdin Dıno'nun ve Halil Erdoğan Cengiz'in ardından" konulu yazılar yer alıyor. Bosna-Hersek SergisVningelirleri Boşnak temsilcilerkuruluna verildi Kültür Servisi-4-31 Kasım 1993 tanhleri arasında Kadın Eserlen Kütüphanesı'nde yer alan "NezihÖlüm Gardıyanlan. Bosna-Hersek"sergisindesertifıkakarşılığı, 21 mily on 7 \ üz bın lira yardım toplandı. Bu yardımla alınan; 94 kutu bebek bezi, 64 bebek tulumu. 324 bebek muşambası, 692 ıç çamaşır takımı, 108 bebek çorabı, 200 oy uncak bebek. 200 o> uncak araba. 300 atlama ipi. 108 ovuncak kurbağa. 800yılbaşı el maytabı ve 800yılbaşı düdüğü. Reklamevı Y&R aracılığıyla hibe yardım olarak toplanan; 816 Dardanel ton balığı. 828 Hacı Şakir sabun, 698 Uzay gıdacıps. fıstık ve2 bin Dandyjiklet 29 Aralık 1993 çarşamba günü Kırklarelı. Gaziosmanpaşa Kampı'ndakı Boşnak temsilcılerkuruluna ve başkanlan HaskoSabovıç'evardımmalzemelerinindökümü belgelenerek teslım edıldi. Çağdaş Yaşamı Destekleme DerneğVninyeni bir kültür hizmeti Kültür Senisi - Geçen nısan ayında Cemal Reşit Rey KonserSalonu'ndagerçekleştınlen 1. Uluslararası Modern MüzikFestiv ali kapsamında"İstanbul'dan Yeni Müzık" adıy la. çağdaş Türk bestecilenne aynlan konserin kaseti. Çağdaş Yaşamı Destekleme Dernegı tarafından satışa sunuldu. Klavscnist LevlaPınar'ınyayıma hazırladığı kasette. İlhan Lsmanbaş. CengızTanç, Ahmet Yürür. BetinGüneşveSemıh Korucu'nunvapıtlanyer alıyor. Bestecilenndoğum tarihleri. yaklaşık onaryıî aray la 1920'li > ıllardan 60'h v ıllara uzanan geniş bir zaman dilımınikapsıyor. Bestecılenmızin hiçbirinin. aralanndaki yaşfarkına karşın. çağın müziğinin hızlı gelişimınin gcrisinde kalmadıklan. çağdaş müzığın ev rensel dilini y akaladıklannı ve özümsediklen kanıtlanıyor bu kaseti dinlerken. Varlık DergisVnde 'Kent Kültürü' tartışılıyor Kültür Senisi - Varlık Dergısf nın ocak sayısında "'Kent Kültürü" tartışılıyor. Pımapen Kültür Evi'nde Nevval Çizgenyönetımındegerçekleştinlen:Oktay Ekinci. Turgut Cansever. Üstün AlsaçveNezih Başgelen'in konuşmacı olarak katıldığı panele \'arlık Dergisi'nın sayfalannda yer veriliyor. Dergıde: Salah Birsel'in günlüğü. Tahsın Yücel'ın ""Yenıden Okumak", Ahmet Cemal'in •'Pasajlann Ardından". Tank Dursun K.'nın '"Alaturka İkındıler". Sulhı Dölek'ın "Habıs Büyük Lmutlara Kapılışor"adlı vazılan. Sadık Hidavet'm "Üç Damla Kan". Feyza Hepcilingırler'ın "İslak Kedi"adlıöyküleri, Günel Altıntaş. Engin Aşkın. Gültekin Emre. Haydar Ergülen. Bedrettın Ay kın. Atılla Bırkiye ve Tuna Kiremıtçı'nın şıirleri yer alıv or. Gülsün Karamustafa'dan 'Kronografya': YazılıZaman Kültür Senisi - Gülsün Karamustafa yeni yılın ilk günlerinde gerçekleştireceği sergide "zaman'ı yazacak. Tünelde. Tank ZaferTunay a Kültür Merkezi'nde bugün açılacak olan ve 14 ocağa kadar gerçekleştirilecek bu üç boy utlu düzenleme "Kronografva" adını taşıyor. Yüzyılın ortasında yaşanmış bir zaman dılımınden görüntüler yer alıyor sergide sanatçı belleğındekayıtlı buzamanı. 1951-55 yılları arasında y ay ınlanmış "Rady o Haftası" dergilerinin kapaklanndan: Safiye Avla'nın. MuallaMukadder'in. ZekiMürcn'ingülümsevenvüzlerindenizleyıciye ulaştıny or. Belleğindekıleri izley icıv le paylaşıy or. "Kronografya". sanatçının geçen yıl gerçekleştirdiği. "Okul Defteri"adlı vapıtın izını sürüvor. Yıneçocukluk yıllanna geri dönen karamustafa. belleğindekileri çerçevelıyor. Gülsün Karamustafa. "Bunlar çocukluğumun tanıdık y üzleri" diyor. "Projemin sanat malzemesini. "benım" kıldığım bu zaman diliminin gerçekten \arolduğuna beni ınandıran. somut yüzler, tanıdıklaroluşturuvor. Artık hatırlanmavan. ama bir zamanlarbüvüksavgıveözenlepaylaşılan. 1950'lerin haftalık radvodergilennin kapaklanndagülümseyen yüzler..." Sarıyev Halk Eğitim Merkezi 'Abbas ile Mary * adlı oyunu sahneliyor Kültür Senisi - Sanver Halk Eğitim Merkezi Tiyatro Kolu. Hans Fallada'nın "Küçük Adam Ne Oldu Sana" adlı oy unu ıle başladığı 1993-94 tıy atro sezonunu Gürhan Başaran'ın yazdığı. Türk tıyatrogeleneğinde"Meddah"hk olgusunu bugüne kadar ızlenenden farklı. deneysel boyutlan içererek çağdaş bir bireşimleele alan "Abbas iie Marv" adlı oy unu sahneliy or. Y'önetmenliğini Sabahattin Mutîucr'ın y aptığı oy unun müziklen Ersel Serdarh'ya ait. Oy unda; Gürhan Başaran. Sadettin Kanpalta. Zuhal Karademır. Nuray Dağıdır. Tuna Öztunca ve İpek Ölçer rol alıy or. Oyunun \ azan şu sözlerle anlatıy or "Abbas ıle Mary "ı: "Kadınia erkeğın arasında, uzun ince biryol var. Cümleten bu y olun üzerindeyiz. Romantik rüyalarve alışverişyasalan arasında bir yol bulma çabası... Gerisi, kendi lisanımıza. kenc' :arzımızayakınlaşma uğraşı."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear