Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7EYLÜL1993SALI CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
Suhumi
Beşyüönce
cennetti
şimdiise
cehennem
Gürcü-Abhaz savaşı,
Karadeniz kentini harabeye
çevirdi. Halk, acı bir
tebessümle, yanmış yıkılmış
evini, savaş fîlmleri çekimi için
kiraya vermekten söz ediyor.
Deniz kenanndaki otelleri, kafelen,
palmiye ağaçlan, eski yapılanyla
Suhumi. I988'e kadar, Karaderuz'-
m en güzel beldelerinden biriydi.
Şimdi ise Gürcıstan'la Abhazya ara-
sında süren savaş yüzünden, kentin
yansı harabeye döndü. Kent sakin-
leri, acı şakalar yapıyor ve evlerini,
savaş filmleri için kiralamaktan söz
ediyor.
Ortahkta bir deri bir kemik kal-
mış köpekler geziyor. pijamalan
ıçindekı yaşlı bir adam. yanmış yı-
kılmış evinin önünde, omuzlann-
dan Kalaşnikof sarkan gençlerle sı-
gara içiyor.
"Banş günlerinde, burasj dünyaıun
en güzel köşelerinden biriydi" diyor
Rus asıllı Luda.
IDüşenler ve
yükselenler
Kocası Gürcü olan bir başka Rus
asıllı Raisa Chitaia (70) da. "Bürün
bunlar niyc?" dıye soruv or: "Olsa ol-
sa yüksek yerlerdekilere yaramıştır.
Çünkü. biz hepimiz fakir düştük."
Suhumi'ye top mermisı. en son 27
temmuzda, üç tarafin (Gürcistan,
Rusya ve Abhazya) ateşkes anlaş-
ması ımzaladığı bir dönemde düştii.
Bu, birkaç günden daha uzun süren
ilk anlaşmaydı.
Rusya'nın
l
y
banşı sağlama
rolü üstlendıği
yolundaki sav-
lar karşısında
temkinli davra-
nan Gürcistan,
BM'yı 88 kışılik
bir gözlemci
ekibi gönder-
meye ikna etti.
Yüzlerce ki-
şırun ölümüne,
İ40 bin kişinin
evsiz kalmasına
neden olan sa-
vaştan sonra,
çoğu kişı ban-
şın geçici oldu-
ğunu düşünü-
yor. Bu yüzden,
hava karardı-
ktan sonra,
gençleri. çok
sevdikleri Ka-
laşnikoflanyla
alıştırma ya-
parken duyabi-
lirsiniz.
Abhazlann açtıklan ateş sonucu,
130 bin nüfusun çoğu kenti terkettı.
Kalan 40 bin kişi için ise yaşam hiç
kolay değil. Aylardan sonra elektrik
kente ılk kezgeçen hafta geldi. Mus-
luklardan neredeyse hiç su akmıyor.
Ateşten zarar görmemiş birkaç dük-
kan ise bomboş.
Chitaia gibi insanlar. köyden ge-
len sebze ve meyveyle besleniyor.
Ekmek, lüks gıda maddeleri arasın-
da.
Gürcülerle AbhazJar arasmdaki
sorunlar. 1989 yılında patlak verdi.
Ne var ki, çatışmalar ilk kez geçen
yıl. Abhazya'nm bağımsızlığını ilan
etmesinin ardından, Gürcistan ulu-
sal muhafızlannın Suhumi'deki ye-
rel hükümete saldın düzenlemeleri
üzenne gerçek bir savaşa dönüştü.
Gürcülerie
Abhazlar
arasındaki
sorunlar, 1989
yıbnda patlak
verdi. Ne var ki,
çatışmalar ilk
kezgeçen yıl,
Abhazya "nın
bağjmsızlığını
ilan etmesinin
ardından,
Gürcistan
ulusal
muhafızlannın
Suhumi'deki
yerel hükümete
saldın
düzenlemeleri
üzerinegerçek
bir savaşa
dönüştü.
ITürklerin ye Rus
çarlann yönetimi
ı. J \~''
uluslar tarafından da desteklendı.
Abhazya'daki savaş, eskı Sov-
yet topraklanndaki öteki çatışma-
lann özelliklerini taşıyor. Etnik
faktör ve Rusya faktörünün
yanısıra. "nomenklarura" faktörü
devar.
Sözcük. eskı Sovyet seçkinleri-
nin konumiannı ve ayncalıklannı
korumaya çalıştıkian Moldova ve
Tacıkıstan gibı bölgelerdedegeçe-
rli.
IAnahtarkişi
Ardzinba
Burada anahtar kişi, poliük
kanyerini 1980'lerde. Sovyetler
Birlıği'nın devam etmesi için sa-
vaşırkenyapan, Abhazya Yüksek
Sovyeti'nin- başkanı Vladisiat
Ardzinba. Pek çok kişi, Gürcistan
ile Abhazya arasında politik bir
çözüme engel oluşturacağı fikrin-
de birleşıyor.
Ancak, Abhaz nüfusun geri dö-
nüp Suhumı'ye kendi birlikleri
tarafından verilen hasan görme-
sinden sonra, desteğinin azalması
bekleniyor.
Celestine Bohlen
The New York Times
Amiralin külleri,geçnjişini örtmüyor
£t
Amiral Miklos Horthy'nin
(1868-1957) küJleri. cumar-
tesı günü, doğduğu köy Ken-
deres'te, ülkede bir bunahma yol
açan bir törenden sonra gömüldü.
Donanmasız bir devletin amirali.
kralsız bir ülkenin monarşısınin
krallık naibi ve Katolik bir ülkede
Kalvinist olan Horthy, her zaman
tartışmalı bir kişilikti.
24 yıl boyunca ülkeyı Yahudi
karşıtı otoriter bir rejimle yöneten
İmparator Francois Joseph'ın emir
subaymın küllerinin, Portekiz'de
sürgündeyken ölümünden 36 yıl
sonra ülkeyegeri getirilmesi, tam bir
bunahm yarattı. Bu bunalımın ne-
deni, yalnızca Macar yakın tarihi-
nın iyi kapanmamış yaralan değil,
a>nı zamanda cenaze töreninin yan
resmi karakten. sert bir politik çatı-
şma doğurdu.
I Başbakanın sözleri
| bunalımı arttırdı
Budapeşte'nin muhafazakar hü-
kümeti. cenaze töreninin tamamen
ailesel yanı olduğu üzennde ısrar
ediyor ve Amıral Horthy'ye neyargı
açısından ne de politik olarak say-
gınlığını gen vermek istediğini açık-
çagöstenyor.
Bununla bırlikte. tören, bir devlet
töreninin tüm özelliklenne sahipti.
Bakanlann, kendi adlanna katıldığı
tören, televizyondan canlı olarak
yayınlandı. Üstelik televizyon, ami-
ralin yaşamını, üç bölümlük belge-
sel olarak yayınladı ve darphane,
amiralin anısına gümüş bir madalya
çıkarttı.
Bu ve bunun gıbı unsurlar. töre-
nin "daha nasıl resmi olabüeceği" so-
rusunu akla getiriyordu.
Törene, ailesinin üyeleriyle katı-
lan Başbakan Joszef Ântali. bu tar-
tışmaya kişisel olarak katıldı ve Ma-
Amiral Miklos Horthy, Nazi ideolojisinin miman ve Hitler'in Göring'den sonraki haJefi Rudolf Hess ile.
caristan'ın. kendıni ülkesine adamış
bir valansever olan Miklos'yi
saygıyla gömdüğunü belirterek bu-
nalımın artmasına yol açtı. Başba-
kan. Avrupa'da iik Yahudi karşıtı
yasalann çıkmasına öncülük eden
ve Hitler'ın dikkafalı bir müttefıki
olan (bu. Macaristan'ın 1944
yılında Naziler tarafından işgal edil-
mesını engelleyemedi) birini bu şe-
kılde tanımlayarak biraz ileri git-
mişti. Liberal ve sosyalisl muhale-
fet, hep bir ağızdan. yetkılilenn,
Horthy döneminin resmi olarak
saygıniığının iadesi anlamına gelen
bu anlaşılmaz tutumunu, hcp bir
ağızdan icınadı. Oysa hükümet/n bu
anlaşılması güç lutumunda. aslında
şaşırtıa hiçbir şcy yok: muhafaza-
kar hükümet, "tenorjan" iktidarda-
ki partiden ihraç edilmiş oian aşın
sağcı bir akımı dıkkate almak zo-
runda Aşın sağcılar için, aynı sağcı
bir parti ıçın olduğu gibi, Horthy'-
nin aşın mılliyetçiliğinın ve komü-
nizm karşıtlığının kınanacak hiçbir
\anı yok; tam tersine olumlu yanlan
var.
Ancak bu bunalım, Macaristan
sınırlannın ötesinede taştı. Bratisla-
va ve Bükreş, 1938-40 arasında. Slo-
vakya ve Transilvanya'daki eski
Macar topraklannı işgal eden bir
amiralin gün ışığına çıkartılmasına.
kötü gözle bakıyor.
Kuşağının tüm insanlan gibi,
Horthy de Macansıan'ı parçalayan
1920 Trianon Antlaşmasfyla çok
sarsıldı ve yaşamı boyunca ülkeyi,
tarihj sınırlanfta kavuşturmayı
amaçladı.
ISimgesel cenaze
törenJeri düzenlenecek
Bugün bile, komşu ülkelerde irre-
dantizmin (anayurt dışında kalmış,
dil ve töre bakımından aynı olan
halkm yaşadığı topraklan anayurda
katma) simgesı olarak görülüyor.
Macaristan Dışişleri Bakanı Geza
Joszenksky'nın Rumen meslek-
taşını çağırarak bu tören hakkında
hükümetının görüşlenni aktarması
bir rastlanü değil.
Horthy olayıyla canlandınlan po-
lıtık ıhtıras, Macar halkı tarafından
paylaşılmasa da, muhalefete yakın
bir örgüt olan Demokratik Anlaş-
ma. bu gelişmelerden yararlanmaya
çalışıyor.
Budapeşte'de bu cuma günü mili-
tarizmi. irredantızmı ve Yahudi
karşıtlığını gömecek simgesel cena-
ze törenleri düzenlenecek.
Yves-MicbeJ Biok
Tarihinin çeşitli dönemlerinde
Türklenn ve çarlann yönetimi altı-
nagiren Abhazya, 1921 yılında Sov-
yetler Birliği'ne bağh özerk bir cum-
huriyet oldu ve 1930'da da Gürcis-
tan Cumhuriyeti'ne bağlandı.
Gürcülerin, Abhazya'da üsleri
olan Rusya'ya, Abhaz aynlıkçılara
yardım etüği suçlamalan getirmesi
üzerine, gerginlik yeni bir boyut ka-
zandi. Daha 8. yr
üzyılda kendilerine
ait bir kralük kurmuş olan Abhaz-
lar, Rusya Federasyonu içinde Kaf-
kasya"nın kuzeyindeki Müslüman
Shetlandhokycmustakiçatlak kurtarch
Braer'in kaptanı, karaya oturmalaıma, uyarı sistemi olroamasıııın yol açtığını öne süruyor
O
cak ayında "Braer" adh petrol tan-
keri, Shetland Adaları yakınlannda
karaya oturunca, taşıtbğı 6301ün va-
ril petrol denize döküldü. Son on ythn en bü-
yük tanker kazasına sakne olan Sumburgh
Burnu, jeolojik yaptsının uygunluğu ve rüz-
gann yardımıyla, bekleniÛiği kadar büyük
bir zarar görmedi.
Kıyının girintili çıkıntıh yapısı, deniz hay-
vanlanntn burada yuvalanmasına olanak ta-
nınuj. Karaya oturan
tankerin 200 metre
ilerisindc foklar şim-
dilik temiz sularda
oynaşırken, kıyılarda
yuva yapan binlerce
deniz kuşu, başlanna
geleceklerden haber-
siz, günlük yaşantı-
larını sürdürüyor.
Denize doğru uzanan
kara parçasında ren-
garenk çiçeklerle be-
zeti otlaklar, henüz
eski canhhğuu koru-
yor.
Bilim adamlan,
bölgeye gelerek ka-
zatun yol açtığı za-
rarlan saptarken
daha çok uzun dö-
nemde meydana çı-
kacağından korktuk-
lan etkileri ölçüyor.
Kuşlann üreme ah-
şkanlıklanndan, böl-
gede yaşayan insan-
lan/ı kan tahhUerine
dek pek çok ayrıntı üzerinde duruyorlar.
Kazanın oluşundan bu yana sekiz ay geç-
mesine karşın denize dökülen petrolün henüz
kıyılara ulaşmaması, kazanın ekonomik ve
çevresel zararlanmn beklenenin ahında bir
seyir izlemesi, çevre bitimcileri şaşırtiyor.
Bir kaç yıl önce Alaska 'da meydana gelen
tanker kazasında denize dökülen zift kıva-
mındaki yoğun hampetrol, kıyı bölgesindeki
canülan neredeysetümüyleyok et/râfti. Bra-
er tankerinden dökülen petrol ise daha akıcı
bir kıvamda olduğundan ve sert rüzgarın et-
kisiyle su yüzeyindeki petrol tabakasının kı-
yıdan uzaklaşması, beklenilen sonucu doğur-
madı. Aynca, deniz dibi aktntılm da petrol
tabakasının açık denijere yönelmesini sağ-
iadt.
Bir kaç yıl önce Alaska'da
meydana gelen tanker kazasında
denize dökülen zift kıvamındaki
yoğun hampetrol, kıyı
bölgesindeki canlılan neredeyse
tümüyle yok etmişti. Braer
tankerinden dökülen petrol ise
daha akıcı bir kıvamda
olduğundan ve sert rüzgarın
etkisiyle su yüzeyindeki petrol
tabakasının kıyıdan
uzaklaşması, beklenilen sonucu
doğurmadı.
Geçen ilkbaharda yapılan
aynntılı bir çalışma. dökülen
petrolün büyük bir bölümünün,
okyanus dibindeki geniş
çanaklardan birine çöktüğünü
saptadı.
Geçen ilkbaharda yapılan aynntılı bir ça-
hsma, dökülen petrolün büyük bir bölümü-
nün, okyanus dibindeki geniş çanaklardan bi-
rine çöktüğünü saptadı. Kıyıya ulaşan çok
düşük orandaki petrol, doğa gözlemcilerine
göre, bölgede yasayan canhlara büyük zarar
vermedi. \e var ki kazanın olduğu sırada böl-
geye gelen biHmadamlan, 1542 kuşun petrole
bulanarak öldüğünü saptarken denizin açığa
sürüklediği kus cesetlerinin dahafazJa olabi-
leceğini de belirtti.
Tanker kazastnın kısın meydana gelmesi
nedeniyle, kus öhlmleri, korkutucu boyutlara
ulaşmatb. Yaz aylannda üreme mevsimine
giren kuşlar, kısın böl-
geyi terk ediyor.
Kazadan sonra ada-
ya gelen Kusiarı Koru-
ma Derneği temsilcisi
Peter Ellis, deniz kuş-
lannın doğal besini
olan küçük bahklann
petrole bulanmış deniz
yosunlan yediğini be-
lirterek çevre kirUUği
sonuçlannın uzun dö-
nemde ortaya çıka-
cağını öne sürüyor.
Petrolün yol açtığı
kirtiHkten etkilenenle-
rin zararlartm karştla-
mak amacıyla kurulan
uluslararası bir kuru-
luş, bölgede som bahğı
yetiştiricilerine 16 tnil-
yon dolar (192 milyar
tira) taznünat ödedi.
Som bahğı üreticileri,
kaza nedeniyle iki
mevsimh'k ürünlerini
yok etmek zorunda
kalmıştı. Halen bölge-
de bazt bahk türlerinin avlanması ve üretil-
mesiyasak. Adadaki en büyük yerkşim mer-
kezi olan Lerwkk 'teki resmi yetkiKÎer, İngil-
tere hükümetinden, tanker trafiğim'n yoğun
olduğu boğazlara radar sistemi yerlestirilme-
sı konusundayardım istedi. Braer tankerinin
kaptanı, geçişte bir uyarı sisteminin olrna-
ması yüzünden karaya oturduğunu öne sürü-
yor.
Shetland'ın nüfiısu 23 bin. Adamn en bü-
yük otelini işleten Mark Donatdson, kazanın
bu kadar kolay atlatıldığına inanmak iste-
Sklerini, ancak hâlâiçlerinde birkuşku taşı-
dtklannı beh'rtiyor. L'zun dönemde umma-
dıklan bir sonuçla karsılaşmaktan korktuk-
larını da ekliyor.
H'ilh'am Schmidt
Nazialtmı söylentisi, Hradistko'nun altmıüstüne getirecek
Haber Merkezi - Çek Cum-
huriyeti'nin küçük bir kasa-
bası, bugünlerde yoğun bir
ilginin odağı haline geldi. Hradistko
kasabasmın yaklaşık iki kilometre
uzağındaki ormanın bir bölümü,
göz kamaştıncı yenı alüminyum tel-
lerle çevrildi. Yakındaki bir tepeye
yerleşen polisler de, bölgeyi sürekli
gözetim altında tutuyor.
Tüm bu ilginin nedeni, toprağın
altında Naziler'den kalma altm,
mücevher ve belki de İsviçre'deki
banka hesabı numaralanyla dolu
yüzlerce sandığın gömülü olduğuna
inanılması. Naziler'in 1941 yılında
St. Petersburg yakınlanndaki Yaz-
lık Saray'dan yağmaladıklan eşyayı
Rusya"dan Almanya'ya taşıdıklan.
>onra da bu bölgeye getirip göm-
dükleri öne sürülüyor.
Bir Çek ve bir Alman, öyküyü de-
rinlemesine araştırdıklannı ve artık
Nazi ganimetinin tam olarak nerede
bulunduğu konusunda emin olduk-
lannı bildıriyorlar. Bu iki servet
avcısını tek düşündüren konu. hazi-
nelen ıslak topraktan ne zaman ve
nasıl çıkarabılecekleri.
I Bilmeseydim
burada ölur muvdum?
Kendmı Çek İçişleri BakanlığY-
nın eski ajanlarından bin olarak
tanıtan ve bir Amerikdn madencilik
şirketine ıcminal olarak gö'.tcrilcn
taşlann dcğcn konusunda valan bc-
yanda bulunmaktandolayı 1989 da
bir ABD cc/ae'vındc üç a> yatan
Hel/nut Gansel adındaki 59 yaşında-
ki Ahnan, "Sandıklann >arlığını bil-
meseydim, burada olmazdım" diyor.
1%8 yılında Prag'dan kaçtığın-
dan beri Miami'de yaşayan Gansel,
kominizmin çöküşünden sonra bu-
raya geri dönerek sandıklann çıka-
nlma operasyonunu idare etmek
için bölgeye yerleşmiş.
Çek polisi ise bolgeyı gözetim al-
tında tuttuklannı belirtti. Prag Em-
nıyet M üdürlüğü'nden Josef Douc-
ha, "Burada gömülü olan bir şey var-
sa. bu valnızca haberalma servisleri-
nin sorunudur" dıye konuşuy or.
Gânsel'in 1950'lere uzanan hazi-
ncyi bulma çabalannın öyküsü, ko-
münist Çek ajanlar, Çek cezaev-
leıindcki Nazi tutuklular ve Latın
Amenka'ya kaçan Nazi sempatı-
zanlan etrafında dönüyor. Gansel,
eski adıvia Çekoslovakya'dakı bir
uranyum madencilik enstitüsünden
mezun olmasının hemen ardından.
1950"lerde Çekoslovak hükümeti-
nin onu ajan olarak görevlendırdiği-
nı anlatıyor. Çekoslavakya'da tu-
tuklu bulunan Naziler'den. hazine-
nin nerede olduğunu öğrcnmekle
görevlendırılmiş.
IGörehler de var
duyanlar da
Yctkılıler, uzun zamandır Hra-
distko'da gizlenmiş bir Nazi hazine-
sı bulunduğuna inanıyorlar; çünkü
bölge sakınleri, geçmişte, yakınlar-
dakı bir topiama kampı görevlilerini
toprağı kazarkcn vc sandıklan yer-
leştınrken gördüklennı bildırmişler.
En güçlü ipucunu, Çek ajanı olarak
çalıştığı dönemde, bir Çek cezaevin-
de tutuklu olan Heinricfa Emil Klein
adındaki bir Nazi albavından
aldığını, ancak güvenlik güçlennde-
ki üstlerinin, kazıyı sürekli erteledi-
ğini söyleyen Gansel, o gün bugün-
dür bölgede bulunabilecek şeylcr
hakkında bilgilerini arttırdığını be-
lirtiyor.
Gansel, toprağın altında toplam
540sandık bulunduğunu. içlerinden
130'unun Naziler'in atom bombası
geliştirme araştırmalan yaptığı
Kayzer VVıIhelm Ensititüsü'nden
kalma belgelerle dolu olduğunu,
86'sının ıçındealtın, 282'sinın içinde
resim ve sanat eserleri bulunduğunu
belîrıiyor. Aynca, 40 sandığın için-
de ne olduğunun bilinmediğını.
bunlarda. belki de Yazlık Sarav'-
dan yağmalanan eşya olabileceğini
söylüyor.
Yerel yetkıliler, Gansel ve Mu-
zik'i Naziler larafından hazineyle
birlikte toprağa gömülmüş olabile-
cek patlaj ıcılara karşı uyardılar.
Buna karşılık, paılayıcı varsa bile.
buı lann hâlâ çalışır durumda
olmusının çok küçük bir olasılık
olduğunu belirten Gansel, kendi
profesyonel kazı ekıbini bölge>e
getirme\e hazır olduğunu bildirdı.
Ancak Gansel. herhangi bir giri-
şimde bulunmudan önce. hazine
çıkartıldığında ne kadannın kendi-
sine verileccği konusunda Çek hü-
kümetiylc bir anlaşma yapmak ıs-
tcdiğini sözlerıne ekli\or.
Fotoğraflı deney
Birhaftalık
bebeğinderdi:
Güzel ana
Haber Merkezi -Yalnızca bir hafta-
lık olan bebeklerin, belirgin bir bi-
çimde daha güzel görünüşlü annele-
rı tercih ettiklen gözlendi. Fakat
üzüimeye hiç gerek yok, birkaç gün
sonra. bebekler nasıl görünürse gö-
rünsün, annelennı sevmeye başlı-
yor.
Edinburgh Üniversitesi'nden ço-
cuk psikoloğu CoJwyn Trevaıthen,
bebeklerin çok duyarlı olduğunu,
güzel yüzlerdeki uyumun da, ilişkiye
geçmelerini kolaylaştırabileceğini
sövlüyor:
"Bebekler iletişime çok duyarlı-
dır. Sorun yüzün güzelüği değil.
uyumlu bir yüzde gördükleri duy-
gulardır. Yüz uzuvlan büyük, ses
tonu kalın ya da jestien abartılı olan
kişiler, geçici bir süre için bebeğe
uzak gelebibr. Ama bebekler kısa
sürede annelerini sevmeyı öğreni-
yor."
Sonuçlar, bebeklerin görüntü se-
çimleriyle ilgili bir araştırmaya da-
yanıyor. Bebeklere güzel görünüşlü
ya da çekici olmayan kişilerin yüzle-
rinin gösterildiği araştırmada, güzel
resimlere çok daha fazla baktıklan
görüldü. Bu resımlerdekı yüzlerin
çoğu da kadmlara aitti.
Neonazi
yükselişine
karşı Hitler
karikatürleri
Haber Merkezi - Alman hükümeti,
ülkede Neonazilerin gnç kazanma-
smdan endişe duyduğu için, Hider'-
in yaşamını gülünç bir öykü biçi-
minde anlatan bir kitap hazırlattı.
İki" yüz sayfalık kitap, 500 okula
gönderilecek.
Kitapta hem çizimler, hem de
soykınmın korkunç sahnelerini ser-
gileyen kolajlar yer alıyor. Kitabın
dağıtılması, çok sayıda gendn. Al-
manya'nın Hitler gibi birine gereksi-
nimi olduğunu düşündüğü bir dö-
neme rastlıyor.
Kitabı hazırlayan ekip arasında
yer alan Bodo Franzmaım, "Birçok
Alnıan genci, Hitler ve Naziler
hakkında, Ortaçağ tarihine göre
daha az şey biliyor" diyor.
15-16 yaşındaki gençlere Hitler'i
tanıtan bu kitap dağıtılmadan önce,
Almanya'nın Nazi geçmişi hakkın-
da ne düşündükleri soruldu. Genç-
lerden yaklaşık dörtte biri, Hıtier'in
kamuoyunca daha adil yargılanma-
sı gerektiğini söyledi. Yine gençler-
den dörtte bin. Almanya'nın dün-
yadaki konumunu iyileştirmek için,
Hitler gibi birinin gerektiğini vurgu-.
ladı.
Kıtapta, Almanlann Hitler'e oy
verirken. onun düşüncelerini bildik-
lerini acıkça ortaya koyuyor. Bunun
sonucunda. kitabı okuyan gençler-
de. Almanlann Nazılere oy verme
suçundan kurtulamayacağı görüşü
egenıen