25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 3 TEMMUZ1993 CUMARTESİ Cumhuriyet \azaıları hükümetprogramınıdeğerlendirdi Prograrnın İdeolojisi AHMET TANER KIŞLALI JL lk DYP-SHP ortak hükümeti oluştuğunda, SHP'nin bir üst düzey yetkilisi bana şöyle demişti: "- Artık yeni bir parti programına gereksinimimiz olacak. Çünkü. şimdi programımız hükümet programı okiu!.." Sonuç? Son Demirel hükümeti programı- na giren "sosyal demokrat" öğeler, bir-iki istisna dışında. bırer '"güzel öz- lem" olarak "arşiv'lerdeki yerlerini aldılar. ••• Çiller Hükümeti'nin programını değerlendirirken. şu üç sorunun yanıtı önem kazanıyor: 1) Programdaki hangı "dilek"ler, SHP hükümette olmasaydı, o prog- ramda yer almazdı?(Dola>ısıyla, ger- çekleşme şanslan azdır!) 2) Hangi "niyet'lerin gerçekleşme şansı daha fazladır? (Yani DYP'nin temel eğilimlerinı yansıtmaktadır!) 3) Hangileri, tamamen "teknik dü- zeltme"lerle ilgilidir? (Yani, her iki partinin toplumsal tabanlannın özel- likleri ve dolayısıyla ideolojik tercih- leriyle -doğrudan- bir bağlantısı yok- tur!) Aslında, somut çözümleri -doğru- dan- ideolojik tercihlere bağlı bulun- mayan sorun sayısının fazla olduğu söylenemez: Bürokrasiyi azaltmak... MİT'i ye- niden düzenİemek... Bütçenin yasal- laştırma süresini kısaltmak... Kamu- da ücret dengesini sağlamak... Bir önceki yıi temel alınarak bütçe ha- zırlama geleneğini değıştırmek... Üc- retlerin belediye giderleri içindeki payını yüzde 6O'!ardan yüzde 30"a dü- şürmek... Evlat edinmenin yasal iş- lemlerini kolaylaştırmak... ÖSYM sı- navında başanlı olan ılk bin öğrenci- yı. heryıl karşılıksız yurtdışma eğitim ıçin yollamak... Hasta göçünü önle- mek ıçin, üst uzmanbk dallannı ice- ren "bolgesel tedavi merkezleri" kur- mak... Belki bunlara, "tanm planlaması" anlarnına gelen önlemleri de ekleyebi- lirsiniz: Dünya fiyatlannm üstünde destekleme fıyatlan uygulanan, tü- tün, fındık ve çaydaki üretim fazlasını azalücı, üretim yetersızliği olan ürün- lerde ise, üretimi arttıncı yönde özen- dirme politikalan izJemek gibi... Ama.işçi-işverenilişkileHnde "istik- rar ve uzlaşma"yı hedefleyen "Ekono- mik ve Sosyal Konsey" oluşturul- masının bile, ideolojik içerikten yok- sun olduğunu söyleyebilir miyiz? Mo- del "akılcı"da, içerdeki işçi-işveren- uzman dengesı nasıl olacak? + • • •'Demokratikleşme" SHP için ön- celik taşıyor: Olağanüstü hal uygula- masının kaldınlması, koruculuk siste- minin tasfiyesi, "Atatürk ilkelerine dayalı laik Türkiye", çagdaş bir ana- yasa, çağdaş değerlerin önündeki ya- sa ve engelleri "tek tek ayıklamak"... "Herkesin kendi anadilini. kültürü- nü, tarihini, folklorunu ve din inanç- lannı koruması" hedefinde de -belli ki- SHP'nin etkisi var. Ama. devletteki laiklik düşmanı kadrolaşmaya ve "eğitimin birliği" il- kesine aykın durumlara ilişkin, tek satıryok... "Özelkştirme" ise DYP için önce- lik taşıyor: KİT'ler, bağlı ortaklıklar, devlet katıhmlan, genel bütçeye dahil iktısadı kuruluşlar. "hızla" özelleşti- rilecek... Süreklı zarar eden ve özelleş- tirilmelen olanaksız bulunan kuru- luşlar ise "tasfiye" edilecekler... Yani "kar" edenler satüacak. "za- rar" edenler de kapatılacak! Geçen hükümet programında, SHP'nin. •'özelieştırmeden önce özerkleştinneyi" denemek koşulu vardı. Bu kez ona da gücü yetmemiş... SHP eridikçe pazarhk gücü azalı- yor. pazarhk gücü azaldıkça da hükü- met sağa kayıyor. Artık bu ortaklık "özelleştirme"'ye engeldeğil; ama korkanm ki."demok- ratikleşme" eskisinden de daha zor!.. Program ve SatıKadm MEHMED KEMAL Bir hükümet kuru- lurken iktidar değişmiyorsa, programlar ıster ıstemez bir- birinin benzeri olüyor. Hele hükümet bir koalisyonsa. par- tıler arasında ımzalanan pro- tokoller hükümet programı- nın temelinı oluşturuyor. Ge- çen günlerde öğrendik ki ka- buğu içinde kavgalı olmuş, adı kürsüden okunurken yete- rince alkışlanmamıştır. Yeni Tansu Çiller hüküme- tinin programı okundu. Tü- züğe göre iki gün sonra da program üstünde görüşmeler yapılacaktır Tansu Çiller hü- kümet programıru okurken televizyondan izledik. Okunan programına göre ülkenin karşı karşıya bulun- duğu bütün sorunlar ele alını- yor. Bu sorunlara elınden gel- dığınce çözümler gösteriliyor. Bırçok reformlargösterilirken bir yenilik olarak mega re- formlar da öneriliyor. Bu ara- da Atatürk dönemindeki bir yenilığe de değınıhyor. Ata- türk. Kazan köyünde 'Satı (Hatı) Kadın'a rasthyor. Satı Kadın köyün muhtandır ve Atatürk'e ayran ikram ediyor. Aralannda biraz konuştuk- tan sonra Satı Kadın'ı Anka- ra'ya davet ediyor ve millet- vekili yapıyor. Terör konusu Milletvekili Saü Kadm'dan Başbakan Tansu Çiller'e de- ğin bir zincir uzanıyor. Türk kadınının yönetme geleneği eskiden beri vardı. Programa baktığınız za- man başta terör geliyor. Gü- neydoğu'dan başlayıp yurdun çeşıtlı bölgelerine kadar terör uzanıyor. En son Antalya bÖI- gesine sıçramıştır. Terör, hu- kuka saygılı olarak mutlaka önlenecektir. Bir otorite boş- luğu duyuluyor. Bu boşluk gi- derilecektir. Koruculuk siste- mi kaldınlacakür. Cniter dev- let yapısı içinde çeşitli etnik, kültürel, inanç farklan tanı- nacaktır. 12 Eylül'den kalma anayasada değışiklik isteni- yor. Türkiye'nin bugün ulaştığı sosyal, ekonomik dü- zeyi yansıtan bir anayasa değişikliğine ıhtiyaç vardır. Atatürk ilkelerine dayanan laik cumhuriyet konına- caktır. Her düşünce anlaum özgüriüğüne kavuşacaktır. Radyo ve televizyon konu- su ele alınmıştır. Anayasanın 133. maddesi değiştirilecektir. Radyo ve televizyon için fre- kans disiplini sağlanacaktır. TRT Yasası kökten değişecek özel radyo ve televizyon için yeni yasalar çıkanlacaktır. Dış politikada Balkanlar için banş, Azerbaycan'a des- tek, Kıbns için çözüm geürile- cekür. Enflasyon Ekonomide yeni çözümler gösterilirken özelleştirmelere değinilmiştir. PTTnin karge- tiren bölümü satılığa çıkanlı- yor. Enflasyonun gıderilmesi için Hazine arazilerinin satışı, vergilendirmeler. türlü kay- naklar gösteriliyor. Yerel yönetimler piyasa di- siplini içine alınmak isteniyor. Bu arada eğitim, sağlık, kül- tür yeni düzene kavuşacaktır. Gösterilecek bir yenilik de bin öğrencınin ücretsiz olarak yurtdışında öğrenimi sağlana- caktır. Bütün vatandaşlann sağlık hizmeti kapsamına gir- mesi de ayn bir yenilik olarak gösteriliyor. Başbakan Tansu Çiller hükümet programını okurken milletvekillerinden çoğu salonu boşaltmış. kulis- lere çıkmıştı. Bu davranışa Başbakan aldırmadı. oku- masını sürdürdü. Böylece si- nirlerinin ne kadar sağlam ve dayanıklı olduğunu kanıtladı. Arada laf atanlar olduysa da onlara da boş verdi. ÇİLLER TERLEYECEK - Başbakan Tansu Çiller bugünkü güvenovlamasında yeni birsınav verecek. Muhaiefet partileri kendilerine ayn- lacak olan 1 saat 15'er dakikalık sürede hükümeti eJeştirecekler. Çiller ise daha sonra ekştirileri yamtlayacak. (RIZA EZER) Kızcağızın Başı Dertte mi Ne? MUSTAFA EKMEKÇt Rıkrayı Aşık Veysel anlat- mıştı; bir kızı evlendirmişler. Kızın ar- kadaşlan. damadı merak ederlermiş. Görmüşler: - Kız, demışler, kocan da pek çirkin- miş! - Olsun, diye yanıtlamış kız, ba- bamın evinde o da yoktu ya! 12 Eylül uzantısı iktidarlardan geli- yoruz. Birinci DYP-SHP hükümetinde 'Baba'nın sözü geçiyordu. Kültür Ba- kanı Fikri Sağlar'ın uzaklaştırmak iste- diği, bir eski 'ırkçı' daruşmanın dosyası kimin çekmecesinde bekliyordu? 'Ba- ba'nın.. Şimdi bakanhk bekleyen Ayvaz Gökdemifler, Baki Tuğ'lar, Meclise nasıl, kimin onayıyla girdiler? 'Baba'- ruıın! Bir fıkra daha, bunu çok eskiden 'Ankara Notlan'nda yazmıştım. Köy- de bir gelin saynlanmış (hastalanmış), genç kadını ilceye sağına (doktora) gönderecekler. Köyün genç bir ara- bacısı var, o götürecek. Delikanlı götü- receği kişinin genç olduğunu anla- masın diye, gelini sanp sarmalamışlar, yaşlı kadın süsü vermişler. Geline de: - Yolda arabacıyla sakın konuşma. seni yaşlı bir nine bilsın diye sıkı sıkj tembih etmişler. Arabaya da doktora verilmek üzere üzüm sepetlen yerleştir- mişler. Yolda giderlerken. arabanın te- keri bir taşa takılmış, üzüm sepetlerin- den biri. arabadan yere yuvarlanmış. Ne yapsın gelin? Seslense olmayacak. Böylesine güç dönemlerde, nasıl ba- şanh olunur bilinemez. Çok 'kritik' dönem yaşıyoruz. Bu kritik dönemi at- latabilmek için, doğrusu Çiller hükü- metinın başansız olmasını istemek. içimden gelmiyor. Bir gazeteci gözüyle. Tansu Çiller'le TA. a: ansu Çiller'i eleştirirken SHP'nin başkanı, ba- kanlan unutuluyor gibi geliyor bana. Çiller, bir başına değil ki. Erdal Bey, Onur Bey, Seyfi Bey, Tahir Bey, Moğultay, kabinede daha bir dolu 'deve dişi gibi' adam var. Bu kabineyi olumsuz görmek, onlann da ağnna gidebilir. "Biz burada neciyiz" diyebilirler. Parmağıyla arabacının arkasından dürtmüş. 'Sepet düştû' demek istemiş. Genç arabacı: - Farkındayım, demiş. Şu köşeyı dö- neyim göstereceğim! Tansu Çiller'in hükümet programı doğrusu. ikinci DYP-SHP hükümeti- nin izlencesi (programı) nedense pek beğenilmedi. Izlencenin birincisinden pek bir ayınmı yok oysa. Ülkenin ko- şullan ortada. Bir arkadaşımın deyişiy- le "Kızcağızın başı fena halde dertte!' ılgili bilgi toplamaya çabşıyorum. Eşi Ozer Uçuran Çiller'in bir asker arka- daşıyla konuşuyorum. Tansu Çiller, Afyon'da yedek subayhğını yapan as- teğmen eşinin yanına ayda bir gelir, eliyle çamaşır yıkar, kısa bir süre kalır, gidermiş. O zaman da eşinin üzerinde elkisi göze çarpacak biçımdeymiş. Daha da güzel miymiş? Tansu Çiller'i eleştirirken SHP'nin başkanı. bakanlan unutuluyor gibi ge- liyor bana. Çiller, bir başına değil ki. Erdal Bey, Onur Bey, Seyfi Bey. Tahir Bey, Moğultay, kabinede daha bir dolu "deve dişi gibi' adam var. Bu kabineyi olumsuz görmek, onlann da ağnna gidebilir. "Biz burada neciyiz" diye- bilirler. Bir de şu var: Bugünkü Meciis'ten, daha iyi bir hükümet ortaklığı. daha iyi bir hükümet çıkabılır mı? Sırada bekle- yen ANAP var; RP var: nasıl takla atarlar hükümet olmak ıçin iyi bilmek gerekiyor. Prof. Sadun Aren'le konu- şuyordum, bir yerde şöyle dedi: - Bu hükümet mutlaka başanlı ol- malıdır kı. daha kötü durumlara düş- meyelım. Enflasyon, altından kalkıla- maz düzeylere ulaşmasın. Ben bu hü- kümetin başanlı olmasını çok istiyo- rum... - Peki Hocam, KİT'lerin özelleştiril- mesi konusuna ne diyorsunuz? - Ben, Mülkiyeliler Birlıği'nde filan konuşmalanmda söyledim: Marksist teoriye göre devlet, burjuvazinin devle- tıdır. Onun deneümindeki KİTleri, ondan alıp özel sektöre devretmek, o kadar da aykın bir iş değildir. Çünkü, ikisi de burjuvadır. Bınsi organize dev- lettir, öbürü de şahıslardır... Hükümet izlencesinde. iki şeyi biraz eksik gördüm; biri eğitime aynlan bö- lüm -iş içinde eğitim, köy enstıtüleri. köylünün gecekondulunun eğitimi- öbürü de beslenme -domuzun adı bile geçmıyor!- Vaat ve Gerçek DtNÇ TAYANÇ İV.e zaman etime bir hükümet programı gecse, kendi kendime sorarım; "Soniarı hep 'cek-cak'la biten bunca vaat, nasıJ gerçekeşeCEK" diye... ÇH- ler hüküroetinin programına bakmca da aynı sonı takıldı. özdlikk özelleştirme ile bir- likte daha da yükselecek işsiztik ilgiıni çekiyor. Programa bakı- lacak ohınursa, bu konuda 'ulus- laransı kuruluşlann desteğin- den vararlanılarak ohışturula- cak bir sosyal güvenlik ve koru- ma sistemi' söz konusu... Buk sis- tem' nasıl ve ne zaman oiuşturu- lacak? Bu sorunun yanıtını bu- lamıyorum. ÖzeUeşrirmenin, kamu açık- larını dayanılmaz boyutlara ge- riren devlet tekeUerine son ver- mek gibi bir 'amacı' var... Bu 'amaç'a ulaşılırken yıkıian dev- let tekeUerinin yerlerine 'çoku- luslu') a da 'özel sektöV tekeUe- rinin oiuşmasına izin verilip ve- rilmeyeceğini (ya da bu oluşu- mun nasıl önleneceğini) merak ediyonım. Bu sorunun da yanıtını bulamıvorum. Özelleştirilecek kuruluşlann kamuya olan borçlannı Ha- zine'nin üstleneceği yazıyor programda. Hazine üsttenmesi- ne üstienir de üstleneceği borç- lann kaynağı (yani para) kimin cebinden çıkacak? Bana ö\le geliyor ki işin cere- mesini gene sabit getirü vergi yü- kümlüleri (yani emekçi kitleler) çekecekler. Ama ne var ki, bu sorunun yanıtını da bulamıvo- rum. Sorular çoğalıyor, bulama- dığun yanıtlar da... Lmanm, programı yazanlar da aynı sorular üzerinde düşfin- müş ve (benim bulamadığım) yanıtları bulmuşlardır. Yoksa, bir kez daha 'gerçekleştirileme- yecek' bir programla 'yönetildi- ğimiz' yanılgısım yaşayacağız demektir. DUYURU Beledıyemız 1 KW FM Radyo ve 200 Watt Tele\izyon Stüdyo İç vc Dış Yayın Grubu yapım ışinı 2886 sayılı yasanm 51 P maddesine gore yurtıçi ve yurtdışında anahtar teslimı olarak yaptıracak, satın alacaktır. 1- îhale 16 Temmuz 1993 Curaa gunü saat 14 OO'de Gaziantep Bü- yükşehir Belediye Başkanlığı Encümeni huzurunda yapılacakür. Fir- malar ıhalede hazır bulunacaklardır. 2- İhaleye işürak edecek firmalar belediyemiz tarafından hazırla- nan teknik ve idari şartname dahilinde hazırlayacaklan dosyalarını en geç 2 Temmuz 1993 Cuma günü mesai bıtımme kadar Gaziantep Büyükşehir Belediyesı'ne fırma ön seçimi ıçin teslim edecektir. 3- Firmalann ön seçim için verdığı dosyalar teknik ve idari şartna- me dahilinde değerlendinlerek belediyemiz tarafından 9 Temmuz 1993 Cuma gunü mesaı bitimine kadar ihaleye katılabılecek firmalar tesbıt edılecektır 4- Teknik ve ıdan şartname dosyası. Gaziantep Büyükşehir Beledı- yesı Fen İşlen Daıre BaşkanlığYndan 1.000.000 TL. karşılığında te- mınedılebılır. 5- İştirak edenfirmalarteklıf bedelimn %3'ü tutannda geçia temi- nat vereceklerdır. 6- Yurtdışındakı firmalar doğrudan ihaleye katılabılecckleri gibi Türkıye'deki mümessil firmalan aracılığı ıle de teklif verebılır. 7- Teleks ve fax ıle göndenlen teklıfier dıkkate alınmayacaktır. GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDÎYESÎ Basın: 32804 Program Uzerine TOKTAMIŞ ATEŞ T-X. an aberleşmeyi özel- leştirmek ise çok büyük so- runlar açar. AKTAŞ ö'rneği ortadayken enerji dağıtınunı özelleştirmek istenemez. ansu Çiller başkanlığındaki 2. DYP-SHP koalisyo- nunun programı, tam anlamıyla 'ütopist' ve Türkiy e gerçekleri- ne uyumsuz bir programdır. Sanıvorum bu programı kaleme alanlar da yazdıklarına inanmamaktadırlar. Aslında bir hükümet programında, *ilke' ve 'hedeflcrden' çok, uygulama olanaklanna yer verümesi gerekb'dir. Önümüzdeki progranuia ise uygulama öoerilerine yer kaimamıştır. Olağanüstü halin kaldırılacağı söy'lenmektedir, ama yeni ya- sal düzenlemenin nasıl olacağı beüi değildir. İlke olarak koruculuk sisteminin kaldırılacağı söylenmekte- dir. Bu. bir ütopyadır. Koruculuk sistemi. bir 'istihdam' sistemi- dir. Bugünkü koşullarda kaldınlması mümkün değildir. Yeni bir anayasa hazırlanması, bu hükümetin çapını aşan bir iştir. 1. DYP-SHP koalisvonu döneminde bile anayasa değişik- liği yapılamamtştır. Hatta anayasaya hiç dokunmadan çıkarth labiİecek yasalar bile 'sümen aİtında' unutulmuşken bugün yeni bir anayasadan söz etmek, fanteziden başka bir şey değildir. ' Programuı eko- . ^ — — — i ^ — — — ^ — — — nomik yaşamla il- gili bölümleri IMF patentlidir ve çoğunun uygula- ma olanağı yok- tur. Bu konudaki 'zorlamalar' da toplumun geniş kesûnlerine büyük acılar verecektir. "Ekonomide recetenin doğrusu ne ise o cesaretle uygulanmaİKİır"' gibisinden yuvarlak ifadder, her tarafa çekilebilir. Bir hükümet programı- nda en azından, "reçetenin doğrusundan' ne anladıklan açıkça beUrtilmeliydi. Doğnı reçete 'sermaye' için farklıdır, emek' için farkbdır. Hükümet bu tür yuvarlak ifadelerle. emekçi kesimleri gene enf- lasyona ezdirecektir. Vergi oranlarının düşürülmesi de emekçi- lerin bu kaderini değiştirmeyecektir. Suyun başında olanlar, suyu kendi tarlaJanna akıtmaya devam edeceklerdir. KİTleri özelleştiremeyecekler ve tasfiye edemeyeceklerdir. Böyle bir girişimin yol açacağı karmaşayı bu hükümet karşıla- yamaz. Haberleşmeyi özelleştirmek ise çok büyük sorunlar acar. AKTAŞ ömegi ortadayken enerji dağrtımını özelleştirmek iste- nemez. ÖSYM sınavında başanlı olan ilk bin öğrencinin eğitim için yurtdışma gönderilmek istenmesi. bu hükümetin sosyal yak- laşımını sergilemektedir. Bu öğrencilerin hangi okullardan ve toplumun hangi kesimlerinden geldikleri bellidir. Böyle bir uy- gulama, toplumdaki dengesizlik ve uçurumu büyütür. Böyle bir olanak, Türkiye çapujda tüm okul birincilerine tanınmalıdır. Programdaki 'yerel meclis" ifadesi. bana hiç hoşlanmadığım şeyleri anımsarmaktadır. Aslında bir hükümet programından fazla bir şey beklemek dögru da değildir. Ama perşembenin geUşi, çarşambadan belli oluyor. Ozelcive paracı birpolitika YAKUP KEPENEK ükümet programı, öncekiler gibi. bir dizi eski ve yeni öğeler taşıyor. Programda. ülke bütünlüğünden dış politikaya. eğitimden sağlığa uzanan hemen her konuya değıniliyor. Ancak. önceki hükümetin programından aynlma, büyük kopma ya da farkidaşma çok sınırlı birkaç konuda görülüyor. Farklılaşma alanlan, büyük ölçüde, ekonomiye ılişkindir. Programın ekonomik gelişme politikası, özelleştırmeyi eşas abyor. Protokole göre daha da somutlaştınyor; yalnız KİT ve bağlı ortakbklann değil ek olarak tanm satış İcoopera- tiflerine ait sınai tesis ve işletmeler, yerel yönetımlerin ışletmeleri ve kamuya ait arsa ve arazilerin de hızla satılmalan öngöriilüyor. Bu arada PTT'nin ikıye aynlmas ve kurulacak telekomünikasyon ortaklığının özelleştirilmesi özellikle vurgularuyor. İlginç olan, özelleştirilecek kuruluşlann kamuya olan borçlannın Hazine tarafından üstlenilmesidir. Satılacak KİT'in geçmişteki kötüye kullanılmasırun bedelini toplum olarak bizler ödeyeceğiz. Kısaca, hızla. kamu işletme ve arsalannın satışı, tasfiyesi ve kapatılması, en temel yaklaşımdır. Ekonomi politikasında ikina önemli yenilik, tanmsal desteklemedeyapılıyor. Tütün. fındık veçay gibi ürünlenn üretiminin azaltılması. bunun teşvık edileceği belirtiliyor. Tanmda 'üretmemeye' ödeme bir yeniliktir ve korkanz uygulamada adı geçen ürünlerin üreticileri büyük zararlar .amu ekonomik kesiminin satışından elde edilecek para, özellikle, iç borçlann ödenmesinde kullanılacaktır. Kaynaklann, yeniden üretime aktanl- ması, üretimi ve iş bulmayı arttırmada kullammı, söz konusu olamaz. Bu iş tümüyle, özel girişimdliğe bırakılıyor. görecektir. Ek olarak. bir önceki programda vurgulanan, burada terk edilen önemli ekonomik noktalar şöyle:"Yeni bir sanayileşme stratejisi' bir yana bırakılıyordemiryollanna önem verilmesi söz konusu değil._yalnız İstanbul Ankara hızlı tren konusuna değiniliyor. Özel istihdam projeleri ve denk bütçe kuralı gibi geçen hükümet döneminde önemsenen bir dizi ekonomık konuya yer verilmiyor. Kamu ekonomik kesiminin satışından elde edilecek para, özellikle, iç borçlann ödenmesinde kullamlacaktır. Kaynak- lann, yeniden üretime aktaniması. üretimi ve iş bulmayı artormada kullarumı, söz konusu olamaz. Bu iş tümüyle, özel girişimdliğe bırakılıyor. Bu çerçevede para piyasalannm yeniden düzenlenmesi ve altın borsası kurulması öngöriilüyor. Özetle ekonominin, ağırlıkh olarak para ticaretine yönebnesi ana politika olarak benimsenıyor. Vergüeme yoluyla sağlıklı kamu geliri yaratma konusuna yalnızca "sözde' değiniliyor. Doğal olarak. bu ölçüde özelci ve paracı bir ekonomi politikasının uygulandığı ortam. demokratikleşme konusunun Diryana bırakılması sonucunu veriyor. Protokolde yer alan bu arnaçla "değiştirilecek yasalar' konusuna programda ya hiç yer verilmiyor ya da 'sözde' değiniliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear