Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
- • • / - .
3 HA2İRAN1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Çayalımlapı
sûpûyop
• RİZE(AA)-Çay
İşletmeleri Genel Müdûrlüğû
taraiindan 20 mayısta
kademeli olarak açılan 1993
Ürûnü Yaş Çay Alım
Kampanyası'nda Kurban
Bayramı nedeniyle birgûn
ara verilen alımlara dün
yeniden başlandı.
Elverişsiz hava koşullan
nedeniyle ilk kez bu yıl bir
hafta geç açılan kampanyada
geçen 10 gûnlük süre içınde
15 bin ton dolayında yaş çay
yaprağı alındı. Bu arada
alımlarda Çay-Kur'un
birind sürgünde uyguladığı
kilo başına 3 bin 400 lira
fiyatı peşin olarak ödeyen
baa özel sektör fırmalan da
yaş çay yaprağı alıyorlar.
BO-9000
yaygınlaşıyor
•ANKARA(ANKA)-
Avrupa Topluluğu'nun yıllar
önce başladığı ISO-9000
uygulaması Türkiye'de de
yaygınlaşıyor. Jşadamlan ve
sanayiciler, "ISO-9000'e
uyum sağlamak zorunda
olduğumuzu" savunurlarken
Tûrk Standartlar Enstitûsü
Başkanı Vılmaz Anyörük de
"Evimizde, işyerimizde,
hayatın her safhasında
kaüteli tüketmeye
mecburuz" dedi. Cen Genel
Sekreten Jack Reppussard da
"ISO-9000'inTürk
ürünlerinin ATa girişinde
gûçlü bir pasaport olacağını"
söyledi.
Hayvanolık
•tSTANBUL(ANKA)-
TûrkiyeSüt,EtjGıda
Sanayicileri ve Üreticileri
Birliği (SETBİR)
koordinatörlüğûnde Tûrkiye
Ziraat Odalan Birliği
(TZOB) Türk Veteriner
Hekimleri Birliği ile Ziraat
Mühendisleri Odası
tarafmdan ortaklaşa
düzenlenen '2000'tere Doğnı
Türkiye Hayvanalığı
Kongresi, 9 haziran tarihinde
yapılacak.
Kongrenin oturumlannda 2
binli yıllarda hayvansal
ûretim, hayvancıhk
politikalan, ıslah-sağlık
politikalan, yem ve
pazarlama konulannda
tebliğkrin taıtışılacağı
kongrenin açıhş konuşmasını
iseCumhurbaşkaru
Süleyman Demirel'in
yapacağı bildirildi. Başbakan
Vekili Erdal İnönü ve Tanm
Köyişleri Bakanı Necmettin
Cevheri de birer konuşma
yapacak. Ankara'da 9-10
haziran tarihlerinde
gerçekleştirilecek kongreye
kamu ve özel sektör
yetkililileri ile üreticiler
katılacaklar.
seroestDoıoeoe
hedef 2.5 miyar
dolar
•ANKARA(AA)-Tûrk
serbest bölgelerinde
kuruluşlanndan bu yana
kaydedilen toplam ticaret
hacminin yıl sonunda 2.5
mılyar dolara ulaşması
bekleniyor. Halen faaliyette
bulunan 5 serbest bölgede,
kuruluşlanndan bu yana
gerçekleşen toplam ticaret
haerru nisan ayı sonu
itibanyla 1 milyar707milyon
dolaraulaştı.
Bölgeler bazında
bakıldığında ise Mersin
Serbest Bölgesi, Türk serbest
bölgelerinin gözdesi olmaya
devam ediyor. Bu yılın ilk 4
ayında 149.3 milyon dolarlık
ticarete sahne olan Mersin
Serbest Bölgesi'nde
kuruluşundan bu yana da
toplam 1 milyar 285 milyon
dolarlık ticaret hacmi
belirlendi. Böylece Mersin,
Tûrk serbest bölgelerindeki
toplam ticaret hacminin 4'te
birini tek başına
gerçekleştirdi.
Bağ-Kuröcret
ardşınaret
•ANKARA(ANKA)-
Bağ-Kur emeklilerine yüzde
50ileyüzde lOOarasuıdazam
yapılmasına, hûkûmetyeşil
ışıkyakmadı. RPTrabzon
Milletvekili Kemalettin
Göktaş ve 16 arkadaşının
Bağ-Kur'dan yaşlılık,
malullûk ve ölüm ayhğı
alanlann öcrederinin yüzde
50.teklifin kabulünden sonra
emekli olanlann ayhklannın
iseyüzde lOOarttınlarak
ödmmesi ve sigorta
pricnlerini geciktirenlerin
errekli olduktan sonra
ücıetlerinden geciktirdikJeri
her ay karşılığı yüzde 30
keanti yapılmasına ilişkin
yaıa teklifine hükümet
olımsuz görüş bildirdi.
"Rekabetsiz pazar paylaşımı devri" kapanınca, 1993 atılım yılı oldu
Otomobiller çağı yakalıyor
• Yerli otomobil üreticileri ve eski Doğu Bloku ûlkelerinden
ucuz otomobil getiren ithalatçılar, 2000 yılında 1 milyon yıllık
satış kapasitesine ulaşması beklenen Türkiye pazannı
kaptırmamak için yeni model teknolojik gelişime, çağdaş
pazarlama ve servis yöntemlerine yöneldiler.
• Gümrük birliğiyle yoğunlaşacak rekabet ortamında başanlı
olabilmek için Tofaş'la Renault'nun giriştiği yeni model yanşına
geride kalan Ford da büyük bir atakla katılacak. Opel aile tipi
modellerin ithalatıyla pazannı genişletmeye çalışırken ToyotaSA
tüm gücüyle üretime hazırlanıyor. Ladalar bile yenilenecek.
BÜLENT KIZANLK
Türkiye'de otomobilin "kaporta,
dört tekerlek ve birdireksiyondan
ibaret olmadığırun" anlaşılması, önce
tüketicinin beklentilerini değiştirdi.
Üreticilerde özellikle bu yıldan
itibaren beklentilere ayak
uydurabilme sürecine girdiler.
Otomotiv sektöründe, Avrupa,
Amerika ve hatta Japonya'daki
üretim ve saüş koşullannı Türkiye'de
de yaratarak 2000 yılına kadar talep
patlaması beklenen pazardan daha
büyük pay kapabilme yanşı başladı.
30 yılı aşkm bir süredir "rekabetsiz
pazar paylaşımını" birgelenek haline
getiren yerli üreticiler, 1996 başında
devreye girecek gümrük birliği ile
öncelÜkle ATden gelecek yeni
rakiplere haarlanıyorlar.
Ençok satan yerli otomobillerin
üreticileri ile ucuz eski Doğu Bloku
otomobillerinin ithalatçılan, çağı
yakalama hamlesini 3-4 yıla sığdırma
peşindeler. Kişi başına düşen
otomobil sayısı, yakm geçmişe kadar
sosyalist rejimle yönetilen ülkelerin de
altinda kalan Türkiye'de, toplam
satışın bu yıl 400 bini aşacağı
hesaplanıyor. 2000 yılında ise 1
milyonluk saüş bekleniyor.
Pazann bu denli büyüyecek olması,
firmalan son birkaçyıldırdünyadaki
ileri teknolojilerle tanışan Türİc
otomobil alıcısına, o markalannkine
yakın kalite ve anlayışla yeni ürünler
sunmayazorluyor. Firmalar bir
yandan daha ileri teknolojiler taşıyan
yeni modellere yönelirken, diğer
yandan mevcut modellerini tekruk
olarak yenilemeye çalışıyorlar. Satış
ve servis örgütlenmelerinde tüm
hizmetlerin bir arada sunulduğu
çağdaş bayi plazaiar da gittikçe
yaygınlaşıyor.
Türkiye'deki en ucuz yerli otomobil
olan Tofaş Serce'nin fıyatının 100
milyon liraya merdiven dayaması,
diğerlerinin ise bu sımn çoİctan
aşması, üreticileri orta ve dar
gelirlilerden uzaklaştırdı. Yerli
otomobil üreticileri üretimlerinde de,
ithalatlannda da aile tipi otomobiller
yerine ileri teknik özellikler ve lüks
aksesuarlar içeren, yüksek gelirlilere
hitap eden ve rekabet gücü yüksek
modellere yöneldiler.
Tofaş'ın geçen yıl Tempra'lar la
başlattığı bu atılımı, Oyak Renault 21
olarak tanınan Concord, Manager
gibi modellerle Renault,
260 milyon liralık fıyatla piyasaya
sunduğu Safrane ile sürdürdü.
Türkiye'nin otomobil toplam üretim
ve saüşının yaklaşık yüzde 80'ini
üstlenen bu iki büyüİc yerli firma,
kıaşmaya başlayan rekabet
ortamında cabalannı yeni modellerin
dışındaki alanlara da taşınyorlar.
Tofaş, taksi olarak en çok tercih
edilen modeli Şahin'i daha ekonomik
halegetirmeyeçalışıyor. 100
kilometrede lOlitrenin üzerinde
akaryakıt harcayan Şahinler'de
motor yenileme projesinin hedefi
benzin tüketimini azaltmak.
ithal Festivalar, şehiriçi aile arabası
olarak tanımlanıyor. Festiva'nm
ekonomik bir otomobil olduğu da
vurguianıyor. fthallerden Scorpion,
bu ay piyasada. Lüks ve özel
üstünlüklerinden söz edilen bu prestij
modeli, yüksek gelirliler için. Eylülde
satışına başlanacak Mondeolar ise,
Scorpion'un bir alt modeli. Lüks ve
prestij otomobili olarak tanımlanan
Mondeolarda ithal. En büyük
özelliği ise 3 ay önce tüketicinin
beğenisine sunulan dünyadaki en yeni
otomobil olması. Otosan kasım
aymda ise Türkiye'de üreteceği yeni
modeli Escort Orion'u piyasaya
sunacak. Escort Orion'un satışını
yürütecek 35 bayi, aynı zamanda
servis ve satış sonu hizmetlerinin de
verileceği birer plazaya
dönüştürülecek.
C T ;,,.»^"«
Yerli Toyota Corollalar'ı üretecek
olan tesisleri bu ay kamuoyuna
tanıtması beklenen ToyotaSA
şimdilik ithal ettiği otomobillerle
piyasada markasına talep yaratıyor.
Türkiye'de ilk otomobili 196O'lı
yıllarda üreten Otosan, son yıllarda
geride kaldığı yanşta büyük bir atağa
hazırlanıyor. ForaTaunusIar'la
büyük bir başansızlık yaşayıp
pazarda önernli bir gerileme
kaydeden Otosan, üreteceği ve hem
ithal edeceği 4 yeni modelle "gelecek
yıldan itibaren yanşta ben de vanm"
demeye haarlanıyor. Genoto
Pazarlama Müdürü Can Gürocak,
yeni modellerin seçiminde farklı gelir
gruplannın hedefalındığmı söylüyor.
Gelecek ay piyasaya sunulacak olan
Opel Vectra ile yerli üreticiler arasma
katılan General Motors da yanşın
gerisinde kalmıyor. 4 yeni model Opel
Corsa ile piyasaya sunduğu otomobil
yelpazesini genişleten firma, bu
modellerle orta gelirlileri hedefliyor.
Anahtar teslim fiyatlan 145 milyon ile
215 milyon lira arasında olan ithal
Corsalar, "aile tipi'" olarak
tanımlanıyor. Türkiye'deki
ekonomik koşullann aile tipi
otomobillere geniş pazar olanağı
tanımadığıru dile getiren General
Motors yetkilileri, ithalat yoluyla elde
edilecek pazar payının "Türkiye'de
bu modellerin üretimi için ipucu
vereceğini" dile getirdiler.
Opel Corsalar Genoto ve yetkili
satıalarda düzenlenecek "Cafe Corsa
günleri" ile farklı biratmosferde
tanıtılacak.
Japon mucizesini Türkiye'ye
taşımanm peşinde olan Sabancı
Grubu ise şimdilik sessiz bir biçimde
fabrikasını tamamlamanın peşinde.
Çağı yakalamak endişesi yerli
üreticilerolduğu kadar eski Doğu
Bloku ûlkelerinden halk tipi ucuz
otomobiller ithal eden firmalar için de
geçerlilik kazandı. Lada ile ithal
otomobil satışının ücte birine sahip
olan Çelik Motor da Rus fırmasının
planladığı atıhmlara güveniyor.
"Çağa ayak uyduramayan firmalar
Türkiye'de yaşayamaz" diyen Çelik
Motor Genel Müdürü Metin Ecevit,
Lada'nın Rusya'daki üreü'miyleçağ
atlayacak projelere haarlandığını
söylüyor.
Ecevit'in verdiği bilgiye göre 1700
cc'lik motoru ile Samara'dan daha
büyük ve güçlü olacak 2110
modelinin çalışmalan 2 yıldır
sürdürülüyor.
Finansman yapısı üzerindeki
çabşmalar tamamlanınca Rusya'da
bu yeni modelin üretimine geçilecek.
Fiat Uno'nun b'sansıyla Rusya icinde
kullanılmak üzere üretilen küçük
OKA modeli ise gelecek yıl ihraç
edilmeye başlanacak ve Türkiye'ye de
gelecek.
Çelik Motor, atılıma önce
Türkiye'den başladıklannı ve modern
Lada Plazaiar'la ucuz otomobile iyi
hizmet sunduklanm savunuyor.
Yılbk izin süresi Avrupa ülkelerinin çok altmda
En çalışkanişçiTürklertstanbul Haber Servisi - Bu
Türk milleti çok tembel, zaten
başımıza ne geliyorsa bu tem-
bellik yüzünden geliyor... Ör-
nek mi bakm bu yıl bütün tatil
günlerini hesapladık, yılın
ücte biri ediyor. Bayramınuz
nedeniyle çalışanlar uzunca bir
tatilin keyfıni çıkartırken bu ke-
yifsiz haürlatmanın da ne alemi
var?
Iç huzuruyla tatilinizi ya-
pın, çünkü eğer yasalanmız
yalan söylemiyorsa, zorunlu
olarak Avrupa'nın en çalış-
kan ülkesiyiz.
Türkiye'de çalışma süresi
haftada 45 saatle Avrupa'-
dakinden 5 saat fazla. İzin sü-
releri ise Iş Yasaa'nın 49. mad-
desiyle düzenlenmiş. İzin
hakkı kazanabihnek için en az
bir yıhnı doldurmak zorunda
olan çalışanlar ilk 5 yılda 12
gün, 15 yıla kadar 18 gün ve
15 yıldan sonra nihayet 24
Türkiye'de çalışma süresi
haftada 45 saatle
Avrupa'dakinden 5 saat
fazla. tzin süreleri ise iş
yasasıruru 49. maddesiyle
düzenlenmiş. İzin hakkı
kazanabilmek için en az
bir yılını doldurmak
zorunda olan çalışanlar
ilk5yılda 12gün, 15 yıla
kadar 18 gün ve 15 yıldan
sonra nihayet 24 gün izin
kullanabiliyorlar.
Nerede ne kadar izin yapılıyor (yıl gün)
Fransa
Finlandiya
Avusturya
Lüksemburg
Izlanda
Ispanya
Portekiz
Norveç
Belcika
36
35
35
35
32
30
30
29
28
Yunanistan
Malta
isviçre
Hollartda
Isveç
Irlanda
Almanya
28
28
28
28
27
21
21
Türkiye 12(1-5yıliçin)
18(5-15 yıl için) 24(15 yıl üstü)
gün izin kullanabiliyorlar.
Çalışanlannın önemü bir
bölümünün örgütlü olduğu
Avrupa ülkelerinde anlaş-
malarla ortalama birer hafta
uzayan yıllık izin süreleri ya-
salarla şöyle düzenlenmiş.
Avrupa'da en düşük izin süre-
sine sahip Almanlar ve Irlan-
dahlar yılda 3 hafta izin kul-
lanıyorlar.
Ehğer avrupa ülkelerindeki
Jıllık izin süreleri ise şöyle.
Belcika, Malta, Norveç, Yu-
nanistan, Portekiz, Ispanya
ve îsviçre'de 4 hafta; Avustur-
ya, Finlandiya, Fransa, ve
Lüksemburg'da 5 hafta. îzin
sürelerinin anlaşmalarla belir-
lendiği Danimarka'da çalı-
şanlar 5 hafta, tngiltere ve
Italya'da ise 4-6 hafta tatil ya-
pabiliyorlar.
Avrupah çalışanın kut-
ladığı özel günlerdeki tatil sü-
releri bu rakamlann dışın-
dadır.
Asya
ülkelerinde
dolarşoku
LONDRA (AA)- Japon
Yeni karşısında. haftalardır
düşüş rekorlan kıran dolar,
Japon Merkez Bankası'nın
yoğun ve ısrarlı müdahaleleri
sayesinde çok az bir miktar-
da daha yükselmesine
karşıbk, Asya ülkelerinin 110
yenlik beklentilerine bile ula-
şamadı. Japonya'dan aldık-
lan yen kredısıni geri ödeme
vadeleri gelen Asya ülkeleri,
zayıf dolar-güçlü yen atmos-
ferinden giderek daha fazla
endişe duymaya başladılar.
Rezervleri genellikle dolar
yüklü olan ve ticaretlerini de
dolar üzerinden yapan bu ül-
kelerin Japon Yeni ile yapa-
caklan ödemelerle başa çık-
makta sıkıntıya düştükleri
belirtiliyor. Gözlemciler do-
lann bir süre daha düşmeye
devam edeceğiıü ileri sürii-
yorlar.
Tokyo Borsası'nda önceki
güne göre 0,12 yen yüksele-
rek 107.12 yenden kapanan
ABD Dolan, uluslararası
borsalarda 106.88-107.13
yen arasmda oynadı. Dolar
Londra Borsası'nda 107.10
yenden işlem gördü.
HSK'ten
Moğultay'a
suçlama
ANKARA (ANKA) -
Türkiye İşçi Sendikalan
Konfederasyonu (TtSK),
Çabşma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Mehmet Moğultav '-
ın işçi konfederasyonlan
arasında taraf tuttuğunu
öne sürdü. TİŞK, Türk-îş'e
üye işçilerin DİSK'e geçme-
sinde Moğultay'ın rolü ol-
duğunu iddiaetti.
TÎSK Yönetim Kurulu
tarafmdan hazırlanan ra-
porda Türk-îş, Hak-lş ve
DÎSK'e üye toplam 2 mil-
yon 341 bin 979 işçi olduğu
kaydedildi. Türk-Iş'e üye iş-
çilerin resmi kayıtlara giren
işçi kitlesinin yansını oluş-
turduğu belirtildi. Ancak
Türk-Iş'in 1992 yılının ikin-
ci yansmdan bu yana üye
kaybettiği ifade edildi. Ayn-
lan işçilerin özellikle
DİSK'e bağh sendikalara
kaydığına işaret edildi..
Avrupa Topluluğu ülkeleri, İngiltere'nin karşı çıkmasına rağmen
48 saatlik haftalık çalışma tavanı üzerinde ilke anlaşmasına vardı
Çahşmasaatlaismırhunyov• Haftahk çalışma saati tavanına karşı çıkan • Avrupa ülkelerinin çogu, rekabet gücünün
îngiltere, tasan yasallaşsa bile 10 yıllık muafiyet uzun çalışma saatleri yerine verimlilik ve
elde etmiş durumda. kalitenin iyileştirilmesiyle artacağına inanıyor.
Haber Merkezi- Avrupa Topluluğu'nun
sosyal işlerden sorumlu bakanlan, salı
güm Lüksemburg'da, topluluğa üye
üjkelerde haftada 48 saatlik çabşma
süresiııin tavan olarak beürieameg
koousunda ilkesel olarak anlaşb.
Çeşitli ûlke dipiomatlan, bakaolann,
yaklaşık üç yıldır elealman bir karara son
şeklini verdiklerini belirrtikr.
Karar, 48saatlik haftalık çabşma saati
tavanı dtşmda haftada bir gün ve yılda en az
dört hafta ücreüi izin kullanna hakkı
tanıyor.
Üçyü sonra
Ancak, tasannuı yasalaştınlmasından
sooraki üc yıi içinde, dileyen ülkelerin yıl-
da dört yerine üç hatta ücretli izni kabûl
edebflecekleri de bdirtüiyor.
Karar, Avrupa Topluluğu tarafmdan
resmi olarak kabul edUdikten sonra,
yasayı vürürtöğe koymak için tophıluk
üyekrineüç yıllık birsüre tanmıyor.
Tasannuı resmi olarak kabulü ise aylar
alabibr.
ÖzeUikk İngütere'nin Brarlan üzerine
tasanya, ancak işçUer kabul ettikleri
takdirde, 48 saatlik çaüşnıa süresinin
aşdabüeceği şeklinde bir kayıt düşüMû.
Ama, işcfler bu sürevi aşmayı kabul et-
medikleri için cezalandıralamayacaklar.
Amaç İngüiz işçilerini korumak
Avrupa Topluluğu'na üye ülkelerin
çoğunda işçfler haftada 48 saatten az
çabşıyor. Bu yüzden önlem, özellikle
Ingiltere'deki, bu süreyi aşmak
istemeyen işcfleri konıyor.
1990'da yapılan bir araştırmaıun
somıçlarma göre, fngiltere'deki dört
mDyon işçihaftada 60 saat çabşıyor. Bu
süre, topiuluk üyeleri içindeki haftahk en
uzun çabşma zamanı.
öte yandan, yasanın 48 saatlik çabşma
süresinden zaten on yıl boyunca muaf
tutulan İngiltere'yi fazla etkilemeyeceği
de ilgUi çevrelerde tarüşılıyor.
tngiltere'nin çabşma süresinin 48 saat
olarak bdirlenmesine boyun eğmesinin
nedeni, tasannın oy birliği ile değil
çoğunluğun oylanyla kabul edibnesinden
kaynaklamyor.
tngiltere tstihdam Bakanı David Hunt,
BBC radyosuna. tasannın tartışılmasın-
dan önce yaptığı konuşmada, haftada 48
saatlik çabşma süresinin iş yaşamına bir
tehdit niteliği taşıdığını söylemekle
birlikte. bu önlemin kabulünü engellemek
için arük bir şey yapılamayacağını da
kabul etmişti.
Avrupa Topluluğu'na üye çoğu ûlke ise,
topluluğun rekabet gücünün düşük ücret
ve uzun çabşma saatlerine değil,
verimliliğin artınlması ve kalitenin
iyileştirilmesine bağlı olduğunu
düşunuyor.
'Asıl tehlike uzun süreli çalışma'
Avrupa Topluluğu yetkililerinden biri,
önceki gün yaptığı konuşmada " Asd
tehdit. haftada 48 saatlik çalışma süresi
değil, topiuluk içindeki bazı ülkelerde
göriilen düşük ücretle uzun süreli
cauşmalardır" diye görüşlerini ifade
etmişti.
IŞÇEMNEVRENEVDEN
ŞÜKRAN KETENCİ
ILO Seferi
Değişen birşeyolmadı.Türk-iş.dünyanınen kalabalık
heyetlerinden biriyle 35 kişi olarak ILO seferine çıkü.
DİSK yönetimi bu yıl Türkiye'nin gündeme girmeyeceği-
ni, yaptlacak bir iş olmadığım göz önüne alarak daha
önce ILO'ya temsilci göndermek üzere almış olduğu ka-
rarı iptal etti.
İster misiniz Türk-iş yönetimi bizi utandırsın. İşçi gru-
bu içinde seferberlik ilan edip, Türkiye'yi tartışma gün-
demine sokacak kararı aldırsın. "Bu hükümet sizi oyalı-
yor. Aslında daha önce imzalamış olduğu, uymakla yö-
kümlü bulunduğu, Türkiye'yi ILO'da çok zor durumlara,
özel paragrafa, kara listeye sokan sendikal hak ihlal-
lerinin hepsi olduğu gibi yerinde duruyor. Henüz 12 Ey-
lül hukukundan, yasaklı düzenden Türkiye'yi çıkarmak
üzere yeni ILO sözleşmelerini imzalamanın ötesinde
atlmış olumlu hiçbir adım yok. Işçiler ve sendikalan,
haklarını kullanmada çok zorlanıyor. Bize yardımcı
oiun" doğrultusunda ciddi bir kulis calışması yapsın.
Hükümet yetkilileri bu satırları okuyup da boşuna hiç
kaygılanmasınlar. Yanlarında değiliz, ancak 35 sendika
başkanının Türkiye'nin gündeme alınması için dilleri dı-
şarıda Cenevre'de çalışma yapmadıklarını biliyoruz.
Daha 12 Eylül sonrasının en sıcak yıllarında, Türkiye'nin
ILO gündeminde olmasının Türkiye'deki işçi ve sendika
hakları bakımından çok önemli, anlamlı olduğu yıllarda,
sendika başkanlarının öyle bir sendikal sorumlulukla
orada bir şeyler yapmaya çalıştıklarına tanık olmadık.
Türkiye'ye yönelik kaygı ve çabalar, sendikal bilinç ve
sorumluluğu olan işçi grubunda, Batılı sendikacılarda
vardı. Onlar ve bizden, Türkiye'de vatan haini' ilan edi-
len sadece bir iki uzman çalıştı. ILO'da gecelerini maa-
lesef önemli birçoğunluğu kumar masalarında, eğlence
merkezlerinde, gündüzlerini alışverişte, gezilerde geçi-
ren sendikacılara tanık olduk. ILO nun hiçbir çalışması-
na katılmadan, sadece sendika dergileri için salonlara
fotoğraf çektirmek üzere giren, birkaç kez de değişiklik
olsun diye, kafeteryasına uğrayan sendika başkanlan
gördük.
Otel lobilerinde, ILO ilkeleri, sendika özgürlüğü ve
hakları çerçevesinde, %10, çifte barajların kalkmasını
savunan uzmanlarına kızıp durur, bunun tartışmasını,
dedikodusunu yaparlardı. Bu yıl dahafarklt bir tavır izle-
yecek değiller ya. Üstelik bu yıl Türkiye'yi gündeme sok-
maya çalışmak başlarına çok ciddi bela da olur.
•••
ILO'nun genel kurul için hazırlanmış sunuş raporunu,
'yeşil kitabı' duymuş olmalısınız. Orada çifte baraj, %10
konusuna değinilirken hükümet bu yasaklı düzeni kal-
dırmadı diye eleştirilirken "TİSK ve Türk-lş'in kalkması-
nı istemediği gerekçe yapılarak, hükümetin taahhüdü-
nün hala yerine getirilmemiş olması, komite tarafmdan
esefle karşılanmıştır" deniliyor. Türk-lş Türkiye'yi gün-
deme sokmak için çalışıp, kendini bir açmaza sokabilir
mi? Geçen ay içindehükümete verdiği yasa tasarısında
%10 barajı savunduğunu ILO'ya, Batılı sendikacılara
nasıl açıklayabilir?
fieçmişte de Türk-iş'in çabası söz konusu değildi. Tür-
kiye doğrudan BatJ sendikacılık hareketinin çabası ile
gündeme girmişti. Çünkü 12 Eylül vardı. Dünya gündemi
ve Türkiye koşulları çok farklı idi. DİSK yöneticileri ceza-
evlerinde, işkence altındaydılar. Batı sendikacılık hare-
keti kendini Türkiye isçi sınıfının, sendikal haklarırın
savunulmasından sorumlu görüyordu. Türk-lş'in sessiz
kalışını, zaman zaman üyeliğini askıya alarak cezalan-
dırsa bile anlayabiliyordu
•••
Batılı sendikacı için bugün, çok daha güncel önemli
sorunlarvar. Dahası ulaşılmayaçalışılanTürkicumhuri-
yetler için Türkiye'den, hükümetinden önemli misyon
bekleniyor. Ve de en önemlisi yeni hükümet ILO için
başta 87, önemli yeni sözleşmelerini imzalayarak çok
anlamlı, olumlu adımlaratmış.
Doğal ve doğru olanı yeni hükümete, yeni imzaladığı
önemli sözleşmelerin de gereklerini yerine getirmek, 12
Eylül'den bu yana duran eski sorunlarını da birlikte çöz-
mek üzere zaman tanımak. ILO'da sürpriz bir gelişme
olmazsa, 98 sayılı sözleşme ihlalleri bu yılın görüşme
gündeminde olduğu halde, Türkiye'nin görüşülecek ül-
keler listesine alınmaması, görüşme gündeminin dışın-
da tutulması kaçınılmaz olacak. Türk-iş'in 35 kişi ile en
kalabalık olma rekorunu kıran çıkarması, sendika bas-
kanları için keyifli bir tatil olarak kalacak. Türk-lş ve sen-
dikalannın kasalarından ortalama onar gün için sadece
günlük yevmiyeler en az 250 dolardan olmak üzere, yol
masrafları ile birlikte trilyonlar çıkacak.
Gecmiş yıllarda boyle haksız, anlamsız, işçi sömürü-
sü, bir anlamda da yolsuzluk niteliğinde Viyana'da ya-
pılmak istenen sözde semineri kamuoyuna teşhir ettiği-
mizde, sendika başkanlarının çoğu çekinip, söz konusu
geziden vazgeçmişlerdi. Turistik özel seminer yapıla-
mamıştı. Bu kez çok önceden yorum köşemizde eleştir-
memiz, haber yapmamız bir işe yaramadı. Anlaşılan
değer yargılarındaki çöküş, sendika başkanlarımızı da-
ha da pervasız yapmış. Bakalım nereye kadar?
Yılda 10 milyar dolar kalıyor
Brüksel'de
4
AT sektörü'BRLTvSEL (AA)- Avru-
pa'nın başkenti' olma iddiası-
ndaki Brüksel kentinin, AT
sayesinde yılda 10 milyar do-
lar elde ettiği bildinldi AT,
Belcika'nın başkentinde direkt
ve dolayü yollardan yaklaşık
50 bin İcişiye iş imkanı sağlı-
yor.
Brüksel'de çaüşan ve yüzde
28'i Belçikah olan 15 bin AT
memurunun, yılda yaklaşık 1
milyar dolar ücret aldıklan. bu
miktann büyük bir bölümünü
kira, alış\
r
eriş, yerel vergi yo-
luyla Brüksel'de bıraktıklan
belirtiliyor. AT'nin, aynca her
yıl büro masraflan olarak yak-
laşık 2 milyar dolar harcama
yaptığı ve bu paranın yüzde
80*inin Brüksel'de kaldığı vur-
guianıyor.
AT organlanna direkt ola-
rak bağlı çakşan firma ve ku-
ruluşlar, Brüksel'de 7.500 kişi
çahşünyor ve şehre her yıl 1
milyar dolar bırakıyorlar.
AT'ye dolaylı olarak bağh
hizmet veren ve ATnin varlığı
nedeniyle Brüksel'e yerleşen
firma ve kuruluşlar ise toplam
23 bin kişiye iş sağlıyor ve se-
nede 5 milyar dolar harcama
yapıyorlar.
Avrupa Topluluğu'nun
merkezinin Brüksel'de yerleş-
mesinin şehirde toplam 50 bin
kişiye iş imkanı tamdığı ve her
>il yaklaşık 10 milyar dolar
para akıttığı vurguianıyor.
AT tarafmdan Belcika ka-
muoyuna yansıtılan bu hesap-
larda topluluğun haberleşme,
ulaşürma, turizm gibi alanlar-
da Brüksel'e sağladığı yak-
laşık 10 bin kişilik iş alanı ve 1
milyar dolarlık geürin aynca
dikkate alınması gerektiği vur-
guianıyor.
AT yetkilileri, "Briiksel'e
kıskançlıkla bakan bircok
Avrupa başkenti bulunduğu-
nu" belirterek "Belçikalılann
topluluğa karşı daha sıcak ol-
malan gerektiğini" hatırlatı-
yorlar. Brüksel şehrinde artan
güvenliksiz ortamı ve düzensiz
şehir altyapısı, AT'nin ağır
eleştirilerine hedef oluyor.
Topiuluk yetkilileri, benzeri
olmayan bir para ve iş
yatınmının karşılığı olarak
daha sağlıklı bir ortam bekle-
diklerini duyuruyorlar.