25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN1993 PAZAR 12 HABERLER Geleeeklıepiıııiziııortakgeleeeğî %^/netnü olarun kapah sınırlariçinde kendiniyaşamak değil, dünyaüzerinde kardeşçe buluşmak olduğunu belkide yetüden öğreneceğiz. Paylaşım savaşlannınyerinidünyanın tenüz tutulması, üretintin arttıntması, refahtnpaylaşumalacak. İnsanlann aynnu değil, birleşmesiöneçıkacak. Yeterki hepimiz tek bir dûnyada yaşathğunıv dahaiyi anlayahm. -6- S tockholm'da Türkiyeli bir genci tarumıştım. Buraya sı- yasal nedenlerle gelmişti Gene siyasal nedenlerle Şili'- den buraya gelen bir genç kadınla evlenmişti. Orada doğan çocuklanyla birlikte mutlu bir üçlüyü oluşturuyorlardı. Onlan gör- düğum zaman düşünmüştüm, 'Şimdi bu küçük çocuk kendisinin nereli ol- duğuna ilişkin hangi duyguyu taşıya- cak?' Türkiyeli babadan, Şilili anneden İsveç'te doğan bu 'yeni insan' nereli olacak? İnşanlar bir ülkeden başka bir ülkeye gittikieri zaman yeni bir dünya dogrnuyor mu? Artık hangi ülke sade- ce kendı vatandaşlannın ülkesi? Dünya tarihi göçlerin de tarihi değil mi? Ulusal sınırlar artık insanlan bırbirinden es- kisi gibi ayırmıyor. Belki de 'tek bir dünya'da ya- şadığiımzı gıderek daha iyi anlıyoruz. tstemeniz yeterli Şevki'lerde olduğu- muz akşamdı, ilk 'Dun- ya Vatandaşı Pasapor- tu'nu gördük. Mavi küçük bir pasaport. Ka- pağında öyle yazıyor, 'VVorld Ci'tizen Pass.' Uluslararası Af Örgütü veriyormuş. Icinde İnsan Haklan Bildırge- si'nin maddeleri var. Her dıJden birkaç satır yazümış. Isteyen herke- se veriliyor. Siz kendi fo- toğrafinızı koyuyorsu- nuz. Hiçbir resmi mühür, yetkiM imza gerekmiyor. bunlann ne demek olduğunu insan daha iyi anlıyor. Ama herkesin 'kendi ülkea'nde de bütûn bunlann ne de- mek olduğunu anlaması gerekiyor. Bizlerin de Türkiye'de belki dünyanın pek çok ülkesinden daha erken öğre- nıp de sonra unuttuğumuz bir 'dûnya kardeşüği bilinci'ni yeniden düşün- memiz gerekiyor. K U T m V y e r u ı e Insanlan farklanyla birlikte kabul ederek onlarla kardeşçe, eşittikJe yaşa- mayı öğrenmek. Kılıç ve kırbaan yeri- ni birbirine uzanmış insan ellerinin al- ması. Kürt sorununun çözümü de bu- rada değil mi? Anadolu uygariıklan- Dr. Erdal Atabek: Dünya kardeşliği bilincün yeniden döşünmemiz gerekiyor... Ropenhag'da geleceğebakış. BekJentilerin gerçekJeş- mesi eğitiıne, çakşmaya, birbiriınizi insan olarak gönneye bağlı... 'Dünya vatandaşı' olmak bu kadar . . , , .. , „ , . . , _ . kolay. Sizin istemeniz yeterli. Şimdi m n moZ£ü & de böyle oluşmamış mı? kültür aJuşvenşındengeçüğıdır. Bunun yor. Kopenhag'da öğretmenlerimizi tanıyoruz. Öğretmen, pedagog, psiko- log, sosyal daruşman olarak çalışan ın- sanİanmız. Büyük bir özlemle her ko- nuyu tartışıyoruz. Geçmiş, bugün, geleeek pek çok yö- nüyle konuşmalanmızın özünü oluş- turuyor. Çocuklann eğitimı, yetişkin- lerin eğitimi, nasıl bir geleceğe haa- rlanmak gerekuği. Hayatın hîzlı akışı içinde durup düşünmek, birlikte irde- lemek zaman zaman unuttuğumuz bir gereksinme. Böyle buluşmalar bu ge- reksınmelerin ortaya çıkışı için bir ha- reket noktası oluyor. 12 Eylûl döoetni Türkiye'nin dışardaki imajının degişmesi ge- rekü. Türkiye. resmi po- litikası açısından batı ül- kelerinde çok kötü izle- nimJer bırakmış durum- da. Özellikle 12 Eylül döneminin Türkiye'ye çok şey kaybettirdiği he- men her baü ülkesinde görülüyor. Kopenhag Büyükelçisi buraya yeni gelmiş. Çalışma ataşesi Nuri Bey. eğitim ataşesi Mehmet Bey toplanüla- nmıza katıldılar. Sonra da kendileriyle görüş- tük. Sorunlan biüyorlar, buradaki Türkiye imajının degişmesi ge- rektiğini çok ıyi anlıyor- lar ama bu değişim bir- kaç görevhnin çabasıyla olacak türden göriinmü- yor. Artık anlaşılması gereken gerçek, dünya- da prestij kazanmanın yolunun kapah kapılar ardında yapılan resmi göriişmelerden değil, toplumlar arasmdaki VOGUEAOE AUOUSTINE The Universal Declaration of Human Rigfats I k Laücd >auons A a n M ) Dfcoaber 10,1WS 1AM, r IrrnrPn iwr The moeheruu daMghtt Shot dowtı by sokiıers becausc of her ethnıc orıgın. »hıl< she wn carr>mg her duıghıer Irene ıged 2 1/2 yean on h«r b*ck Tbc cfaıid «ı> aiw jnjured Ğuımg the «tacL Abattue par <ks soldıtt 1XIUM de ton ongıne ettıniq»e alort qu clteporUKtur tondoı safüledcdeus ansetdcmı Irfeoe quı fut ellc-Bİme bkîrfc lors de celıc a E>cf>onehasthenghttolıfc. lıbcn> and secunty ofperson Toui ındıvıdu^ droıı İ la vl e â la lıbeftf « a h sûretf de u Ascsinada por los so(d*dos « causa de su offgea etmco ınıcntns (levafn en su cspalda su hıjı Ircnc de 2 »Ao« y medıo quien tambı^ıı fue henda duranıc csie auqwe Todo ındıvıduo tıene derecho a la vıda. a la lıbertad y a U *egundad de su persooa. Dünya pasaportunda Çad'lı Yogueade Agustıne. Etnik savaşta 2.5 yaşmda anne- süno sırtmda, onu öldüren kurşunla yaralandı... SAMO* SAN MARIMO SAO TOM6 AND PRINCIPE SAJOI ARABIA SENEGAL SEYCHELL6S SIERRA LEONE SINGATORE SOLOMON ISLAHOS SOMALIA SOUTH AFRICA SPAIN SRILANKA SUOAN SURINAME SVVAZILANO SVVEOEN SW1TZE«LAND SYRIA TADZHıKlSTAN TAIWAN TANZANIA THAILAND TOGO a e 8 ş & * Ç $ * % * « * % İ % » S . % S - - - 8 a % g $ a 8 g % — * - d 3 2 0 e e 2 0 1 6 0 7 2 4 S 1 7 S 2 0 4 0 a TRINIDAD-AND- TOBAGO TUNISIA TURKUEHIA TURKEY TUVALU UGANDA UKRAINE UNrTEOARAB EMIRATES m % 8 8 8 8 % UNCTED KINGDOM UNITED STATES OF AMERICA URUGUAY UZBEKISTAN VANIMTU VENEZUELA VIFT-NAM YEMEN YUGOSLAVIA ZA/RE ZAUBIA ZIMBASVVE 8 % 8 e % •••caKa % - ^ 8 % 8 % 8 8 8 8 3 % % *•*•«!« «a 8 8 8 8 8 8 8 8 8 8 8 * • 8 8 8 8 8 8 8 8 8 8 8 8 8 8 9 ö 3 Ö~ 3 2 4 4 0 S 2 e 0 0 s J 5 5 5 S 4 f ^ : ğy lanım degen dır. Oİai) biz de 'dünya vatandaşı'yız. Aslında 'insanhk bilina'nin geliştirilmesi bu. Siyah insana 'sen beyaz değilsin, bu- raya gelme' dememeyi öğrenmek, dili ayn olana 'sen bizim gibi konuş- muyorsun, yabanosın' diye bakma- mak, dini başka olana 'sen burada oturma' demeyi düşünmemek, bütün aynmlan kaldırarak 'insana insan ola- rak davranmak.' "İnsanlık bilinci'nin geliştirilmesi. Yabana ülkelerde yaşarken bütün Türk'ü, Kürt'ü, Enneni'si, Yahudi'si, Rum'u, Abaza'sı, Çerkez'i, Laz'ı aynı topraklar üzerinde insanca yaşamak için birlikte çalışmamışlar mı? Farkh kökenler. farklı kaynaklar ortak kültürün zengjnlikleri değil mi? Hepimiz aynı dünyada yaşamıyor mu- yuz? Kendi sınırlannızın dışına çıkıp da dünyayı kuşbakışı gördüğünüz za- man bunlan daha iyi anhyorsunuz. Türkiye'nin dışındaki insanlanmız bu sorunlan hem yaşıyor hem düşünü- için kirnliğinizi değiştirmeniz gerekmi- yor. Buluşma alanı Bunun için yapay görüntüler edin- meniz, onlan taklit etmenız gerekmi- yor. Kültürler arası ilişkiler, farklı kül- türlerin birbirini tarumaa, birbuini anJaması, birbirine değer vermesidir. Dünya kültürü elbette tek bir kültür olmayacakür. Dünyayı zenginleştiren Pasaporttan bir yaprak daha... Türkiye'nin hanestnde ne yazık ki körfl hapishane koşuDan,zalimce sorgulama, faili meçhuüer, idam ve fikir suçtı işaretlenmiş... kültür farklıüklan belki de geleceğın f*^™ 2 : Sağlayacag! tek şey, 'kul- en büyük kazancı olacakur. l d d Ama ınsanlığın ortak değerleri on- lan birleştirecek ortak bir buluşma alanı olacaktır. İşte orada toplumsal önyargılann bir yana bırakılması gere- kiyor. O buluşma aianında ırk milü- yetçiliğinin, din fanatizminin aşılması gerekiyor. Orada çifte standartlann terkedilmesı gerekiyor. Orada, ken- dinden başka herkesı aamasızca eleş- tirip kendini eleştiri dışında tutma tavnnın bırakılması gerekiyor. İnsan haklannın sadece güçsüz olduğu yerde değil, kendini güçlü bul- duğu yerde de uygulanmasının isten- mesi gerekiyor. însanlığın ortak kültürü, aynmsız eşitlikçilik, yanlışıru kabul etme ve içtenükie değiştirme, özgür bırey-özgür toplum, önkoşulsuz demokrasi olma yolunda. Benimsenmesi gereken de işte bu 'insanlığın ortak kültürü'dür. Buna hiç yanaşmadan öteki ülkelere "Biz si- zin için gerekliyız" demek ya da on- lann jandarmalığına heveslenmek bir tür işbirliğineyarar ama hiçbir prestij' Buraiarda yetişen ikinci kuşak genç- lenmiz. üçüncü kuşaktaki çocuk- lanmız belki de yeni bir geleceğin ha- bercileri. Onlara çok dikkat etmemiz gerekiyor. Onlar kendileri için yeni bir dünyanın kapılannı aralarken belki de daha önceki kuşaklara da çok şey öğ- retecekler. önemli olanın kapai sınır- lar içinde kendini yaşamak değil, dün- ya üzerinde kardeşçe buluşmak oldu- ğunu belki de yeniden öğreneceğiz. Paylaşım savaşlannın yerini dünyanın temiz tutulması, üretimın arttınlması, refahın paylaşımı alacak. İnsanlann aynmı değil, birleşmesi öne çıkacak. Yeter ki hepimiz tek bir dünyada ya- şadığımızı daha iyi anlayalım. Yeter ki, geleceğin hepimizin ortak geleeeğî olduğunu bilindmıze yerleştirelim. Yeniden görüşmek üzere Kopenhag'a el sallıyoruz... BİTTİ Acılıyız ama ışığmıızolacaksmgüzelinsan O N B I N L E R İÇİNYAZDI Türkiye Cumhuriyeti'nin yetiştirdiği en büyük ve en cesur, en doğru gazetecisini öldüren ellere lanet ediyorum. Aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Şen ölmedin Uğur Mumcu hepimizin içinde yaşıyorsun... Av.ErsuTaştekhi Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk ilke veinkılaplannın yılmaz savunucusu, cesurinsan Uğur Mumcu'nun öldürülmesini şiddetle lanıyor, Mumcu'ya Tann'dan rahmet diliyorum. Uğur Mumcu'nun düşünceleri asla sönmeycektir. Necat Aydın/öğrebnen SevgiliUğurabiseni susturanlardemokrasinin susacağını, Kemalizm'in susacağını, laikliğin biteceğini mi zannediyorlar. Sen sustun, Uğur Mumcu sustu, peki biz geride bıraktığın milyonlarca Uğur Mumcu susacak mıyız. Yanılıyorlar. Susmayacağız. Seni seviyoruz, Cumhuriyet'i seviyoruz. Rahatuyu. A. Taryosyan Demokrasi ve laikliğin koruyucusu, müdafaaası rahat uyu. Bıraktığın yoldan gitrneye devam edeceğiz ve edeceğim. BûlentHelvacıoğlu Demokrasi, banş ve özgürlük mücadelesinin yılmaz savunucusu, bayrağı bıraktığın yerden alıp bu onurlu mücadeleyi sonsuza dek devam ettireceğimize and içeriz. ErolŞengöz Cumhuriyetin şirin evladı, demokrasinin korkusuz savunucusu sana yapılan kahpe saldınyı unuünayacağız. Onurlu yaşamak. Senin gibi olmak, senin gibi ölmek, izindenyürümek. Ruhunşad olsun. HaöTaştekiı Demokrasinin yılmaz bekçisi, laiküğin büyük önderi saygıdeğer Uğur Mumcu seni kaybetmeninderin üzüntüsünü yüreğimizde millet olarak ebedi duyacağjz. Senin savunduklanm biz Türk gençleri olarak devam ettireceğimızi bilmeni isteriz. Ruhun şad olsun. Bntanözsoy 117.DonemYed.Sb. arkadaşlanm adına geldim, nur içinde yat "Sakmcah Piyade" CımhurOmırSongüıı Üzgünüm, Kendim için, senin için. ailen için, Türkiye için ve dünya için. Dkfem SOveoir Türkiye'ninen büyük, en güçlü kalemini kaybetmek içimizi aa iledoldurdu. Bana okuma-araştırma sevgisi aşılayan Uğur Mumcu'yu her zaman içimızde taşıyacağız. G.Gürkan Sevgüi Uğur Mumcu, Seni kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığımız şu günlerde, geleeek Uğur Mumcu'lan da umutla bekhyoruz. BemaFırat Sevgüi Uğur Mumcu, Seni, büyük insanı kaybetmek bizi ne kadar üzdü. Bu üzüntümüzü anlatamam. Sana tanndan rahmet diliyorum. ŞengfilFırat Işığımız olacaksın güzel insan. Erkan PaJdıroğiu SÜRECEK T.C. FATtH ÜÇÜNCÜ ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ J991/436 Oavacı Cengiz Demirtaş tarafından davalılar Zeynep Demirtaş, Sa- dık Demırta$ ve Duriye Çelik aleyhine ikame olunan nesep tashihi davasında: Pendik, Ajtkaynarca, lstasyon Cad. No: 10 D.3 adresinde ikamet ctmekte iken'yapılan zabıta tahkikatına rağmen bulunamayan dava- 1) Duriye Çelik (Çiçek) hakkında mahkememizin 1991/436 esas, 993/426 karar sayılı ve 14.5.1993 tarıhli kararı ile davacı Cengiz De- mirtaj'ın AbduUah ve Zeynep'ten oJma diye Malatya, Pötürge, U?un- kuru köyü, cilt 066/02, sayfa 38, kütük 6O'taki nüfus kaydının iptaline, adı geçenin nesefainin tashihine ve Pölürge, Uzunkuru kö- yü, cilt 066/02, sayfa 38, kutük 60'ta nufusa kayıtlı davalı Sadık De- mirtaf oğlu olarak nüfusa kaydına, annesinin de yine davalılardan Duriye Çiçek olduğunun tespitine, adı gecenm Malatya, Poturge, Kök- lükaya köyQ, cilt 046/01, sayfa 57, kutük 21 'de nufusa kayıtlı Hüse- yin ve Gazal'dan olma 20.6.1953 doğumlu Duriye Çiçek'ın nüfus kaydına bu hususlann işlenmesine, masraf ve vekâlet ücretinin da- valılardan tahsiline karar verilmiş olup işbu kararın gazete ile ilanı tarihinden itibaren bir ay zarfında karar temyiz edilmediği takdirde kararın kesinleşeceğı hususu teblıgat yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 21 5.İ993 Basın: 5936 I tLAN BAKIRKÖY 5. SULH HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN DosyaNo: 1990/1161 Davacılar: Ahmet Güngül varisleri: A. Dürrinisa Güngül ve arka- daşlan VekiIIeri: Av. Ali tskenderkaptanoğlu Davalılar: Ali Rıza kızı Ferhunde, Ali Rıza kızı Münire, Alı Rıza kızı Hikmet, Nihat oğlu Vedat ve Kemalettin, Ismaıl ve Mazhar vs. Istanbul, Bakırkoy, Atısalanı köyü 13 pafta, 1103 parsel sayılı ta- şınmaz hissederlanndan, Dava: Izale-i şuyu Yukarıda taraflan yazılı bulunan işbu davada, keza yukanda ad- lan yazılı davalılar adlanna ve adreslerine teblıgat yapılamadığı gibi yapılan tum zabıta tahkikatında da adresleri tespit edilemedığinden, bu davalılann işbu davarun duruşma günu olan 1.7.1993 günü 9.35'te duruşmada hazır bulunmaları veya kendılerini bir vekil ile temsil et- tirip, diyeceklerıni bildirmeleri, gelmedikleri veya vekıl i)e de temsil ettirmediklerı takdirde HUMK'nın 509, 510 maddeleri geregince du- ruşmanın gıyaplannda yapılacağı hususları tebligat yerine kaim ol- mak uzere ılan olunur. 3.5.1993 Basın: 5937 MMİİIİIİGI'Almonya'da Nazı Saldınsı vc Turk Sovc.i.zmi ı J ^ 'Ulusal Savasım Gerici Ablukayı Kırmaya Calışıyor fî 'I. Kaypalckaya ve Kcmalizm £ ' ) 'Devrimci Sol vo Parfi İci Mücadck jgy SATILIK YAZLIK DARKA'da satılık elbeyli tipi ikinci kat, kaloriferli, telefonlu, dekorasyonsuz 75.000 DM. Görmek için başvuru Oarka Yönetimi T«l: 9-252-72830 (D**M) Bilgl İçin: 259 15 83 (i«t) ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Ertan Ünver Hinthorozu'nu Eleşördi... (2) Erdal Bey Kaçıyor... Hinthorozu Erdal Bey'in son kararını değerlendirir- ken, Torbalı Belediye Başkanı Ertan Ünver'in görüşleri- ni alarak, işe başlamamın elbet bir anlamı var. Bunun başlıca nedeni, tabanın düşüncesini öğrenme merakım- dan doğuyor. Sordum Ertan Ünver'e: - Erdal Bey'in, parti içi demokraside bir örnek vermek istediği düşünülebilir mi? - Şimdi, oraya geleceğim. Dansöz Nana, 34 yıl danse- decek, politikacı değişecek! Değişsin efendim, politikacı değişsin, ama serbest piyasa dönemi denen bir Tür- kiye de, tokatla politikacı değiştirilmesini nasıl akla yatı- rabiliyoruz? Hele o "tatlısu ikinci cumhuriyetçileri". O tatlısucular! O, saray mabeyincileri, o Çankaya mabe- yincileri... Yani, bir tarafta serbest piyasa; dolar da ser- best, herşey serbest, kazıklamak da serbest!.. Fakat politikacının degişmesi, tokatla! Yahu, bırak toplum de- ğiştirsin, hayır! Politikacının degişmesi, zorla! Ben kendim, 36 yıllık politikacıyım, daha 36 yıl politika yapacağıma inanıyorum ve bırakmayacağım. Bıraka- caktım, bırakmayacağım 1 . Bir örnek: Inat olsun. Beni toplum istiyor, beni evimden getirdiler belediye başkanı yaptılar, tekmeyle, tokatla! Şimdi, Erdal Bey'e bu hare- ketinden dolayı, "On yıl yaptım, 67 yaşına geldim" filan, "Aaa, ne güzel yaptın! Bak, istifa ettin, bize ne güzel ör- nekler verdin. Parti içi demokrasiyi açtın önümüze!" di- yebilir miyim? Böyle saçma şey söylenir mi bu zaman- da? Ha, ne zaman söylerdim? Ben Erdal Bey'e bu hareketinden dolayı, böyle dolu dolu bir kutlamayı nasıl gönderirim? Ben, 19 şubat günü görüştüm Erdal Bey'le, odasında; Meclis 'teki odada: Bir telefon açıp da, birtelg- rafçekip de, birfaks çekip de, "Yav, ne oluyor, aman..." bilmem ne deme gereksinimini duymadım. Ben o kadar zevksiz bir olay olarak görüyorum ki bunu, zevksiz ve anlamsız bir olay... -Anladım! - Yani, tanımlara, tariflere sığdıramıyorum. Ne zaman anlamlı olurdu bu olay? Yerel seçimlere girerdi, efendi gibi; kaybederdi, kazanırdı mesele başka. Kurultay, 1994'ün 22-23 Ekimi'nde toplansın: - Arkadaşlar, benden bu kadar! Hükümet devam edi- yor, DYP kongresi yapılmış, herşey yerine oturmuş... Olabilirdi... Şimdi, buraya gelince, konuyu üçe ayınyorum: Bir, Erdal Bey'in yönünden; anlamsızlığı, zevksizliği, rev- naksızlığı, kavramsızlığı... Biraz netkonuşmakzorunda- yım; iki, SHP yönünden, sosyal demokrasi yönünden; üç, bunlann ikisinin bileşkesi sayılabilecek diğer geliş- meler, başta hükümet olmak üzere... Erdal Bey yönünden: Bana göre Erdal Bey, panikle- miş durumda. Panik içindepanik!Kaçıyor. Yani, demok- rasi, fazilet örneği falan vermiyor. Çünkü, bu zamanda fazilet örneği verilmez. Paniklemiş adam örneği verilir. Ben, havaalanındâ karşıdan gelirken, "Almanya'ya ne yapacaksınız?" diye muhabir sorduğu zaman, yüzüne baktım: "Milletvekilliğinden de gidiyor galiba!" dedim, iatifadan bir gün önce. Içime doğar benim. "Üç-dört ay önce karar vermiş" r7/an... Ne üç-dört ay önce karar ver- di? 3 nisan günü, 4 saat konuşma yaptı; SHP Genel Baş- kanı, Başbakan Yardımcısı olarak, Kurultay'da 4 saat konuşma yaptı; gidecek adam dört saat konvşur mu?Ne demek bu? Sonra biz parya mıyız? - Yani örgüttekiler? - örgüt parya mı? Bu kadar aşağılık inşanlar mıyız biz? Çok saygısızca bir hareket! - Bunları yazacağım! - Evet. Gerçekten kınıyorum ben Erdal Bey'i! Ben şah- sen, Erdal Inönü gibi soylu bir insan politikada diye de- vam ediyordum politikaya. Ayıp denen birşey vardır. Kutluyorlar, bilmem ne yapıyorlar. Sizi timsahlar sizi! Ha, bir de şunu söyleyeyim: Erdal Bey, kendisi o pa- nikle, bu zamanı birleştirdi, gidiyor. Ne olacak Türkiye? Ne olacak SHP, başına birşey gelirse? Bakın birşey söy- leyeyim, geri dönecek gene! Üçüncü defa geri dönme- nin ciddivetsizliö.ine girecek bu sefer! Onun için, millet- vekili seçiminde politikayı filan bıraksın evine gitsin! Politika, evet, özveri işidir. 20 Ekim 1968 günü kendi oda- sındayken, yanına gittim; "Ben politikayı bırakıyorum, 31 yıllık oldum!" dedim. "9 Ekim 1957 günü başlamış- tım" dedim. Bana dedi ki: "-Torbalı halkı bilir!" Fakat, Torbalı halkı getirdi tekmeyle, tokatla belediye başkanhğına. "- Nereye gidiyorsun, utanmıyor musun, sıkılmıyor musun?"dedi. Sonra o önseçimler bitti. 13 martgünü, yerelseçimler- den 13 gün önce, 1989'un 13 Martgünü, Torbah'ya ye- meğe geldi. Yan yana oturduk. Bana ilk söylediği ne oldu biliyor musunuz? "- Hani bırakıyordun? Ne demiştim? "Torbalı bilir"di- ye." Buyurun! Ben "Torbalı bilir'e uydum, Torbalı, bana "utanmıyor musun? 30 yıllık bir deneyim falan filan", ama "Daha 50 yaşına yeni geldin, tenezzül mü etmiyor- sun Torbalı Belediye Başkanhğına?" dedi. Ben bunu dinledim, politikaya döndüm. Şimdikendisi "Dönmem!" diyor, gerçekten dönmesin. Dönerse, ciddiyetsizlik olur artık. Biz de kendi şeklimize göre baka/ım. Şimdi ikinci bölüme geçiyoruz: SHP ve sosyal demok- rasi ne olur? BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 1/ Evlerde şilte, yatak, yorgan gibi eşyalann ko- nulduğu büyük gömme dolap. 2/ Hattatlann kâ- ğıt cilalamakta kullan- dıklan özel bir bileşim... Baa filozoflara göre ey- renin ruhu. 3/ lran'da Şii- liğin merkezi olan kent... Ağaçlarda mantarlann oluşturduğu bir tür çürü- me başlangıcı. 4/ Utan- ma duygusu... Sıvacı ale- n ti. 5/ Her türlü yüksek yapıya verilen ad...Maksat. 6/ Kö- tü bir durumdan kurtuluş; felah... Bir bağlaç. 7/ Büyük bir onnan ağacı... İyi bakım ve ilaç tedavisi. 8/ Baü Anadolu'da kurulmuş on iki îyon kentinin en ünlüsü... Hint- li kadınlann ulusal giysisi. 9/ Satı- şa çtkanlmak için istiflenmiş ke- reste. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Bir maymun türü... Ağı. 2/ Af- rika'nın en yüksek dağı Kiliman- jaro'nun, yerb' dillerde "özgürlük" anlamına gelen yeni adı... Kabadayı. 3/ Çölden esen rüzgâr... Yol yapımmda kullanılan bir makiıe. 4/ Güzel sanat... Bir yüzü içbükey, öbür yüzü dış- bükey olan mercek. 5/ Bir haber ajansının simgesi... Mezopo- tamya'da kurulmuş en büyük sitelerden biri. 6/ Koleksiyon... Kalayın simgesi. 7/ Halı ya da kilim dokunan tezgâh... Tabaka. 8/ Deniz tarafından örtülen, derin ve parçalanmış koylar mey- dana getiren gömülmüş vadi... Aynı ahır adına koşan yanş atla- nna verilen ad. 9/ Küçük su yolu... Slav alfabe ve yazısı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear