Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 5 MAYIS 1993 ÇARŞAMBA
12 DIZIYAZI
Termik saııtrallara tıuistikturlar
-2-
T
ermik santral gezisi 5 gün
sürüyor. Marmans'te 3 gün
yıldızb bır otelde yanm
pansiyon konaklama ve
ulaşım dahii toplam tutan
sadece 1 milyon 100 bin
lira. Bu fîyata Marmaris"te ulaşım da-
hil sadece 1 gece konaklanabileceği or-
tadayken, geayi düzenleyen DYP ve
Pertevniyal Çevre Başkanı Harun
ökova'yagönülverecekyeniçevreciler
kazanmak için bölgeye turistik termik
santralgezileri düzenlenmeye başladı.
PertevniyalLisesi Eğitim Vakfi 'nca
dûzenlenen "ucuz çevreci tatiV'e 50 ile 85
yaşları arasındakiEtiler Yaşhlar Evi
sakinleribüyük rağbetgösterdi.Emekü
çevreciler bir termik santraldan diğerine
dolaşıp ilgiülerden adeta hesap sordular
aezinüzin ilk dtırağı 2 ay önce radyasyon
alarmı verörek varhğını hatırlatan Yatağan
TermikSantrah. Yatağan'da "güvenlik"
gerekçesiyle içerisokulmuyoruz. Santrahn
ustabaşısı santrah öyle ballandırarak
anlatıyor ki,gruptan hemşire bir bayan,
"Meğer öyle temiz havası varnuş ki, keşke
buraya sanatoryum kurulsaymış dedim
içimden"diye tepkigösteriyor.
özellikle gözden ırak araaler üzennde
faaliyet gösteriyor.
Bu bölgenın deruz kıyısındaki
küçük ve şirin turistik beldesi Ören'e
gitıneden ya da termik santrallann ka-
pısına ' varmadan, yörede ikinci ve
üçüncü Yatağanlar'ın kurulduğunun
ve bunlann hep birlikte Gökova Şey-
tan Üçgeni"ni oluşturduğunun pek
farkına vanlamıyor.
Turistik Termik Santral Gezisi'ni
Ünalmışer, biranlamda ucuz tatil ola- yine Harun Ünalmışer'ın Çevre Kolu
nağı sağlayarak daha çok kişiyi Gö- Başkanı olduğu Pertevniyal Vakfı or-
ganize ediypr.
Geziye katılan
kova"ya götürmeye çalışıyor. Ünalmı-
şer, bu şekilde "santral komedisi"" nin
gerçek yüzünü kitlelere göstermeyi
umuvor.
Gerçekten de denizın mavisı ile do-
ğanın yeşilinin bırleştığı Gökova'da,
adeta gizlenmeye çalışılan kara baca-
lan yerinde görmeden burarun kirle-
nebileceğine insanın aklı ermiyor.
Marmaris'e gidenler sadece Yatağan
Termik Santralf nın kirliliğini uzaktan
görihorlar.
Ondan yaklaşık 40 kilometre
uzakhktaki Yeniköy ve Yeniköy'ün
bir bölümünün 20 kilometre öteye
nakliyle ortaya çıkanlan Kemerköy.
diğer adıyla Gökova Termik Santrah.
bir otobüs dolusu
;'cevreci-turist"in büyük bölümünü
İstanbul Etiler'deki Emekli Sandığı
Yaşhlar Dinlenme Evi'nin sakinleri
oluşturuyor. 60 ile 85 yaş arasındaki
emekli çevreciler, gençlere taş çıkartan
enerjileri ile bir termik santraldan di-
ğerine bıkmadan yorulmadan dolaşıp.
ilgililerden adeta hesap soruyorlar.
Yatağan'da kapıda kaldık
Turun ılk durağj en ortalıkta gözü-
ken ve herkesçe bilinen, bilmeyenlere
de 2 ay kadar önce bölgede radyasyon
miktannı tehlike sırunrun üzerine çı-
kararak kendini
hatırlatan Yata-
ğan Termik Sant-
rah. 1980'den
radyasyon
alarmına kadar
uzanan sürede
tam kapasite ile
çalıştınlan sant-
ral, çevresi yeşil-
liklerle çevrili Ya-
tağan'ı bir çorak
arazi görünümü-
ne sokmuş. Rad-
yasyon alarmı-
ndan sonra tek
ünitesi çalıştın-
lmaya devam edi-
yor. Bayram gibi
turistik transit ge-
çişlerin yoğun ol-
duğu dönemde
Yatağan tümüyle
dinlendiriliyor.
Yatağan,
çahştınhnca. her
5 gfinlük termik santral gezisi 3 yıldızlı bir otelde yanm pansiyon konaklama ulaşım dahil 1 milyon 100
bin lira. Bu ucuz tatilin asıl amacı fraji-komik santral hikayesinin gerçek yüzünii kitlelere duyurmak.
Emekli çevredler gençlere taş çtkaran bir enerji ile santral yetkililerini sonı yağmunına tuttuİar.
gün 600 ton kükürtdioksiti havaya bı-
rakıyor. Bu yüzden solunum yolu has-
takklanrun bölgede bir hayli yaygın
Yatağan Termik Santralı. 1980'den radyasyon alarmına kadar uzanan sürede tam kapasite ile çalıştınlan santral, çevresi yeşilliklerle çev-
rili Yatağan'ı bir çorak arazi göriinümüne sokmuş. Radyasyon alarmından sonra tek ünitesi çalıştırılmava devam ediyor. Bayram gibi
turistik transit geçişlerin yoğun olduğu dönemde Yatağan rümüyle dinlendiriliyor. Yatağan, çaişfınlınca. her gün 600 ton kükürt dioksi-
ti havaya bırakıyor. Bu yüzden solunum yolu hastalıklarının bölgede bir hayli yaygın olduğu bttiniyor.
olduğu biliniyor. Doğanın da dengesi-
ni bozan uygulama yüzünden yüzde
60 ürûn kaybına ugrayan zeytinciler.
her yıl zararlannın taimin
edilmesi ısteği ile TEK'le
mahkemelik oluyorlar.
Grup, Yatağan'ın kapısı-
nda güvenlik görevlilerince
karşılanıyor. Tatil olduğu
için güvenlik gerekçesiyle
geziye izifi verilmiyor.
Sanralın
temiz havası
Elektrik ustabaşısı olduğu-
nu belirten yetkih. dış kapı-
da Yatağan'ı savunuyor.
"Ben kuruluşundan beri
buradayım. Tam 15 yıl
oldu.
Santral hasta etse başta
ben olurdum. Yok radyas-
yon varmış. yok dışan ho-
roz bırakıp ölmezse sokağa
çıkıhyormuş... Bunlann
hepsi sansasyon" diye dile
getiriyor tepİcisini. "Biz de-
vamh takip ediyoruz, doğa-
da hiçbir kuruma .falan
yok" diyor yetkili.
Bakıybmz, santrahn
bahçesindeki ağaçlann.
gövdeleri ve yapraklan sap-
san... Yeni ekilmiş fidanlan
gösteriyor. "Kuru gibi gö-
zükenler okaliptus. Baİân
diğerlerine. nasıl yeşil."
Gruptan bir hemşire harom
daha fazla dayanamıyor.
"Beyefendi öyle güzel anlattınız ki...
Meğer burası ne kadar sağJıklı bir yer-
miş. Bıraksalar da bari sanatoryum
yapsak." Bu öneri gülüşmelere yol açı-
yor.
Yetkih' doğal dokuyu her yıl yenile-
diklerini söylerken aslında açık verdi-
ğırıin farkında değjl. Fidanlann yeşilli-
ği tazeliğinden. Yetkili devam ediyor.
"Bacalarda fıltre var. Kumun^yüzde
99.7'sini tutuyoruz". Sonra bunlann
plakalarla az ötedeki kum dağlanna
gönderildiğini anJatıyor.
Buradan rüzgârla savrulan zehirli
atıklann üzerine son 1-2 yıldır 50 san-
timlik toprak örtüsü atılmaya baş-
lanmış. Ama kum tepeleri hâlâ san gö-
züküyor. Bunun nedeni ise yıllardır bu-
rada biriken büyük kütlenin tümüyle
toprakla örtülebilmesinin mümkün
olmaması.
"Ya çıkan gazlar?"
"Ya çıkan gazlar" diye soruyoruz.
Karbon monoksit, kükürt dioksit gibi
gazlann şimdilik havaya verildiğini,
ama endişe edilecek.bir durum yarat-
madığını söylüyor. Üstelik bu gazlan
antacak olan desülfürizasyon tesisleri-
nin de planlandığını hatırlatıyor. De-
sülfjirizasyon sistemi öyle demekle ol-
muyor. Sistemin santrala montajı yak-
laşık 26 ay gerektiriyor.
Yatağan"ın kapısmda "Termik
santral hatırası" çektirdikten sonra
kum tepelerinden yayılan toz dumanı
içinde Gökova termik santrallanrun
en kıdemlisinden aynhyoruz...
•tantığı
luııızııı yııregı=
m L Sen milyonlarca ins;
O N B I N L E R
s& bir seııiııle...
J J J m •
1
J J J
İÇİN YAZDI
Uğur amcamızın. dünyada bir
eşi daha yoktur. Karanlık
kapılann arkasını açan
doğruyu aydınlatan. kötü
emellerin üstünegiden Uğur
amcamız doğruyu buldu. Bu
doğrulan bulmasını hiç kımse
engelleyemedi. Doğrulan teker
teker ortaya çıkardı her şeyi
açıkladı. Vicdansızlar hiç
korkmadan Atatürkçülük
yolunda ilerleyen bir insanı
öldürdüler. Ama öldüremediler
Uğur amcamız. yaşı\ or ölmedı.
Nihan Çeken
Uğrunda mücadele verdiğin.
açık yüreklılik ve cesaretle
savunduğun, asla ödün
\ ermediğin düşüncelere.
Atatürk ilkelerine, değerlere.
gerçekleresaygılar...
Gazeteciliğın ve düşünce adam.
Türk aydını olmanın anlamını
seninle gördük.
Türkiyeye mavi, güneşli
ufuklardan bakarken emin '
ölabilirsın ki serun gibi
düşünen, demokratik Türkiye.
özgür ve giiçlü yannlar için
mücadele eden insanlar, olarak
serun kaldığın yerden devam
etmeye hazırdır.
Rahat uyu...
Ehıygu Sekizkardeş
Gözün arkada kalmasın sevgili
Uğur Mumcu.
Biz gençlik senin ilkelerini
sonuna kadar canımız
pahasına da olsa koruyacağız.
Sen milyonlarca insarun
benJiklerini kazanmasını
sağladın.
Milyonlarca beyin hücren
Türkiye insanmın beyinlerine
girdi.
Gözün arkada kalmasın.
Banş Ilgaz
Sevgirî Mumcu. kötü olan belki
de senin bedenini yok olduktan
sonra bu tepkilerin olması senin
bunu görememen. kötü olan
bu.
Peki güzel olan ne, senin
fikirlerin uğrunda verdiği
savaş, bu bize ders olacaktır.
Duygu Çataltaş
Ercan Fırat
Evet, herkesin söylediği gibi
benimdeiçim yanıyor. Ne
yazık, vatandaş olarak
insanlanmıza. demokrasiye,
çevremize sahip çıkamadık.
Peki. şimdi üzüntümüzü
söyledikten sonra unulacak
mıyız? Vatandaş, birey olarak
görevlerimiz yok mu? Ey,
üzüldüğünü söyleyen insanlar
üşenmeyin, milletvekillerinizin
kimler olduğunu öğrenin,
yetkilileri görevlerini yapmaya,
verdikJeri sözleri yerine
getirmeyedavetedin. Yanhşlan
kınayın. Bütünyanlışlariçin
mektup yazın. imza toplayın
Meclise. milletvekillerine, ilgili
bakanlıklara. belediyelere
gönderin. Benim mektubumla,
imzamla ne yapabilirim
demeyin. Sevgili Uğur Mumcu
bızım için bıkmadan,
usanmadan bütün yanhşlan
defalarca yazmıştı, kınamıştı.
Cşenmeyelim bizdeyazahm.
Hiçbir şey yapmaktan iyidir.
Hiç ohnazsa uyumadığımızı
gösteririz. Ben başladım bile.
Hülya Aksoy
Seni öldürmekle hiçbir
kazanamadılar çok şey
kaybettiler. Çünkü Uğurlar
ölmez sana kıyan fıkir ve eller
mutlaka kınlacak, seninle daha
çoğaldı.
UğurUlukan '
"V'unılduk, ey halkım unutma
bizf demişsin 75'te 93'de
diyoruz ki"Vurulsan da ey
Mumcu nasıl unutabiliriz
seni."
Suat Kovuncu
SURECEK
Mumcu'ya
Sinsidir deriz ölüm, kahpedir.
Bazen insanoğlu ölümden de
kahpedir.
Haince ve alçakça susturuldu
Keskinbirkalem.
Umutlannı mumlann
sönmesine bağlayanlar,
Çare sandılar bunu.
Söndüriilen onurlu bir yaşamı
Onursuzca durdurdular.
lıeınden ve
şavaşımından
Ödün vermemişü oysa.
Ne mutlu ki, tutsak düşse de
sonunda,
Teslimiyete boyun eğmedi
asla.
Ardında arulan ve resimler
bıraktı yalruzca.
Çok şey anlatıyordu
yoldaşlanna,
Kararlıveyılmayan
bakışlanyla...
Matem tutmuyoruz
arkasmdan.
Çiçeklerle, türkülerle
uğurladık,
Şiirlerle anıyoruz dost insanı.
Onurlu davamızın bayrağıru
Artan inanç vecoşkuyla
devraldık.
Dostlar da biliyor, düşmanlar
da:
Bir Mumcu batsa da
aramızdan
Bin Mumcu doğacaktır.
arkasından
Uğur'lar olsun.
Emin Dursun
ÇALIŞANLARIN SORULARI SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL
SSK'yı var edenler
5örtt.*"Nonnal Emekliük", "Süper Emeklilik" ve üst göster-
ge tablosuna tabi "İ st Emeklilik" gibi. esitlik ve hakka-
niyet ölçülerine sığmayan bu çeşitli ayrıcalıklar ile bunun
yarattığı mağduriveti belirtir göriişümüzâ ilgilikre iletir-
seniz mutlu oluruz.
Biz. 1981 yılı başlarında Sosyal Sigortalar Kummu'ndan
emekli olduk. O zamanlar 1. dereceden başlayıp 12. derecede biten
tek tip gösterge tablosu vardı. Bu gösterge tablosuna göre ve %70
ay lık bağlama oranı ile şu anda en düşük işçi emekli aylığı 975 bin
lira sosyal yardım zammı ile 1 milyon 563 bin 448 liradır.
Biz emekli olduğumuz zaman, y ıllardır süregelen bu gösterge tablo-
sunun memur emeklilerinde olduğu gibi, sürekli yüriirlükte kalaca-
ğı. dolaytsıyla ne zaman emekli olursak olalım. gerek gösterge
rakamlan, gerekse katsayı artışlarıyia gelen zamlardan y ararlana-
rak mevcut emekliler ile. gelecekte emekli olacaklar arasında hiç-
bir ayınm olmayacağı düşüncesindeydik.
Ovsa sonradan. sadece I. derece 9. kademedcn emekli olardara
"süper emeklilik" hakkı tanındı. Bu hakfan yararlanabilenler şu
anda bu haktan y ararlanamay anlardan. 693 bin 750 lira ile 840 bin
910 lira arasında daha fazla emekli aylığı aunaktadır.
Oysa ki, yalnızca 4 puan eksiğiylt I. derece 8. kademeden emekli
oianlara ve onun altındaki kademelerde yer alanlara, hiç bir hak
tanınmadı. Çoğu süper emekli olan basın mensuplarının da pompa-
lamasıvla bu aylıkların bu yasama döneminde daha da artırılacağı
anlaşılmaktadır.
Bu yetmiy ormuş gibi, 1993 yılında emekli oianlara da 6.650 göster-
ge uygulanmaya başlandı. Bu göstergeden ve %70 orandan emekli
oianlara 4 milyon 419 bin 700 lira aylık bağlanmaktadır.
Süper emeklilik yasası çıkanlıncaya kadar, işci ücretleri. ücret ar-
ttşları ve para değeri gözönünde tutularak sigorta priminc esas üc-
ret sürekli artırılıyordu. Örneğin bugünün tavan ücreti, dümin
tavan ücreti ile eşittir.
Dünün ve bugünün emeklilerinin ödedikleri primler de eşittir. Ama
aldıkları emekli aylıkları arasında, kocaman bir uçurum \ardir.
F.şitlik ölçülerine sığmayan bu çeşit çeşit emeklilik ve ayrıcalıklar
y aratılacağına. düzenleme her emeklive yansıyacak bîçimde yapıl-
saydı olamaz mıydı?
Her ay banka kuyruklarında işçi emeklileri, birbirlerinin aldığ]
maaşa göz dikip devlete hay ıflanmazdı.
Devletin buna hakça bir çözüm getirmesini beklemek, yüzbinlerce
işci emeküsinin hakkı değil mi?
Bir grup SSK emeklisi adına.
O.U
YANIT:3395 sayılı Süper Emeklilik Yasası ile getirilen haksızlık-
lan pek çok kez dile geürdik.
SSK'nın bugünkü mal varlıklannın dünün emeklilerinin alınte-
riylc varolduğunu. onlann ve dürüst işverenlerin katkılanyla,
SSK'nın ne denli büyük bir kurunı oluşturduğunu hepimiz bil-
mekteyiz. SSK'yı var eden ve bugünlere getiren eski emekliler.
bugün bir kenara ıtilmiş ve yazgılanyla başbaşa bırakılrruştır.
SSK'nın bugün içinde olduğu zor durumdan, sorumlu olmayan-
lann basında dünün emeklileri gelir. SSK'yı onlar kurmuştur.
onlar büyütmuştür, onlar yaşatmıştır. Ancak bugün eski emekli-
ler yaşam savaşı içindedir. Ve düşünenleri dc yoktur. Bütün dü-
zenlemeler sürjer emekli olanlar üzerine yoğunlaştınlmışür.
POLTTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Şiirii Yrilacdan...
Bılgi veren ansiklopediler; adlan sözlüklerini açtığı-
mızda 1920'lilerin sayısı oldukça kabarıktı. Şimdi bakı-
yorum bir hayli eksilmiş. işte Sabahattin Kudret de gitti,
geriye kaç kişi kaldı? Salah Birsel 1919lu, Necati Cumalı
1921'li, ara yerde ben varım. Teker teker döküleceğiz,
bir doğa yasası değil mi? Sabahattin Kudret, ölümünden
bir yıl önce çok çekti; inme inmişti. Tabutu başında konu-
şurken Yıldız Kenter,
"İşte buna isyan ediyorum" demişti.
Ölünün kalkacağı Galippaşa Camisi'nin avlusunda
konuşuyoruz. Yanımızda Sabahattin Kudret'in eski ar-
kadaşı Halit Eskişar da var. Pırıl pırıl, ışıltılı bir bahar
günü... Sabahattin Batur tanışmayı 1940lara, Küllük yıl-
larına değin götürüyor. Benimki öyle değil, ben o yıllar-
da Ankara'dayım. Yedek subaylığını yapmak üzere
Sabahattin de Ankâra'ya gelmiş. 1950lerden önce ola-
bilir.
45 mi diyelim, 46 mı diyelim, o yıllarda... Demek asker-
liğe iki Sabahattin aynı yıllarda gitmişler. Üniversitedey-
ken birlikte, askerdeyken birlikte. ne iyi!
Karacaahmet'te çınarlar altında bir mezar, taşında
Sabahattin Batur yazıyor. Şükür Sabahattin yanımızda...
Bu başka bir Sabahattin. Dönüp yüzüne bakıyoruz Halit
Eskişar'la ikimiz, Sabahattin çok sakin bir bakışla,
"Müthiş bir benzerlik" diyor.
Bu mezarın biraz ötesine de Niyazi Tunga'y göm-
müştük, birsüre önce, ne rastlantı!..
Gene tuhaf bir rastlantı, ölen Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın cenazesi radyoların, televizyonların eşliğinde
"devlet töreni'yle kaldırılırken, şair ve yazar Sabahattin
Kudret Aksal'ın cenazesi Kadıköy Devlet Konservatuva-
rı önünde yapılan "devletsiz bir tören' le Erenköy Galip-
paşa Camisi nde kılınan namazdan sonra Karacaah-
met'te toprağa veriliyordu.
Şairi uğurlayanlar sanatçılar, öğrencileri, dostları,
okurlarıydı. Oradan geçerken kalabalığı görenler, "kim
ölmüş" diye soruyor, "şair ölmüş" yanıtını alıyorlardı.
Erenköy'ün Galippaşa Camisi son birkaç yıl içinde uğ-
rağımız olmuştu. Bu kaçıncı cenazeydi, bu kaçıncı ölüm!
Şair. oykücü, oyun yazarı, denemeci Sabahattin Kud-
ret Aksal, 1920 yılı nisanında Beşiktaş'ta doğmuştu. Fel-
sefe okumuş, öğretmenlik, memurluk, müfettişlik yap-
mıştı; 1961'de İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrolan
Müdürlüğü'ne getirilmişti.
ilk şiirlerr 1938 yıllarında dergilerde görünür: (nsan,
Oluş, Varlık... ilkşiirkitabıŞarkılıKahve1944'teyayımla-
nır. Ondan sonra hemen her yıl bir kitabı çıkar. Birçok
ödül alır. Sonuncu aldığı ödül ENKA'dan' Vavlar'dır.
Nazım Hikmet'in ve Garip akımının edebiyaömıza
egemen olduğu yıllarda şiir yazdı. Nazım'dan ve Garip
şiirinden etkilenmeden şiir söylemek kolay değildi. Bu
manyetik alandan sıyrıldı, kendi şiirine ulaştı. Artık bü-
tün akımların dışındaydı. Eleştirmenlerin "kendine öz-
gü" dedikleri türden bir şair olmayı başardı.
Son şiir kitaplann'dan olan "Buluşma'yı "sevgilerle"
diyerek dalgınlıkla bana ve ortak dostumuz Necdet
Uğur'a imzalamıştı (kitap bende).
%elli ki bu şiirleriyle kendini ve başka şairleri aşmak
istiyordu. "Genç bir ozana" diye sunduğu "şiir üstüne
notlan" bunun için yazmıştı. Şiirler numaralanmış, bir
ya da birkaç dızelikti. Numaralarından ayırarak dizeleri
rastgele sıralamak istiyorum:
"Imge avlama / Gelirse kapıyı aç / Düşüncenin içsel
sesidir imge."
"Şiir yazarken / Eski ozanları düşün / Eski, belki de /
Çok eski."
"Bir ilkçağ ozanı şiirini okusun istemez misin"
"Kıvıteım külün altında /Külünükarıştırmayı unutma."
Şu dizeleri de bir öyküye benzediğinden alt alta sıralı-
yorum:
Demosthenes gibi yap
Ağzında çakıl taşı denize karşı konuşurdu o
Senin dizeler olsun ağzında
Onlarla otur
Onlarla uyu
Onlarla uyan
Sabahattin Kudret, bazı günler gazeteye uğrar, daha
çok Sami Karaören'in yanına çıkar, geldiği gibi gene
sessizce giderdi. Gene böyle bir geldiğinde,
"Sana bir beyit okuyacağım" demişti. Ancak beyitin
ikinci dizesini biliyorum, birinci dizesini kanştırıyorum,
veznini bozuyorum. Birinci dize diyor ki, biz eskilerin
eserlerini gördük... Ne yazık ki eskilerbizim eserlerimizi
görmedi. "Kudema görmedi hayfa bizim asarımızı." Bi-
lenlere sorduk, sonunda birinci dizeyi bulduk. Beyit şöy-
le:
Kudemanırt görüp / asarını bizler zevk ettik
Kudema görmedi hayfa bizim asarımızı
Kudema görmese bile sonra gelenlergördüler, Saba-
hattin'i edebiyattarihindeki yerli yerine koydular.
Biz böyle biliriz...
BULMACA
1 2SOLDAN SAĞA:
1/ Yusuf Ziya Ortaç'ın
hece ölçüsüyle yazdığı pi-
yesi... Demjrin simgesi. 2/
Bir sayı... İmkân. 3/ Bir
vidada iki diş arasında
kalan çukur bölüm..
Gözleri görmeyen. 4/
Gerçekleşmesi olanaksız
tasar ya da düşünce...
Tarla şının. 5/ Bir soru
eki... Üflemeli bir çalgı.
6/ Komedilerde hafıf-
meşrep genç kadın ya da
işveli hizmetçi rolİerine
çıkan kadın oyuncu... Eski Mısır'-
da insanoğlunun yaşamsal daya-
nağı olan üreüci güç. 7/ Avuç içi...
Afrika'da bir ülke. 8/ İğne. iplik.
baharat, zarf, kâğıt gibi şeyler sa-
tan kimse ya da dükkân... Bir
oyun ya dafilmdedinlenme süresi.
9/ "Yazıklar olsun" anlamında
kullanılan söz... Aspendos harabe-
lerine verilen bir başka ad. '
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Turgut Uyann bülün şiirlerini
içeren yapıtının adı. 2/ Alkolsüz içki, meşnıbat... "Üzerinde be-'
ni uyutan minder/Yavaş yavaş girer ılık bir suya/Hind'e doğnı
yelken açar gemiler/Bir - - - âlemine doğar dünya" (Orhan Veli).
3/ Avustralya'da yaşayan ağır gövdeli ve kısa bacakh hayvan.
4/ Japon lirik dramı.. Yaşh, koca. ihtiyar... Evrensel aha olan
kan grubu. 5/ Kalabahk... Âşık. müptela. 6/ Seyhan Irmağı'mn
en önemlı kolu olan akarsu. 7/ Olumsuzluk belirten bir önek...
Uyanık. gözü açık. 8/ Bir nota... Alışılmışa ters olan. 9/ Kül-
tiir... Doğu Anadolu"da birırmak.
ŞAIRLERDENIZLER
Şair.yazarveeleştirmenMEHMETAYDIN'ınşiirimizveşa-
irler üzerine inceleme ve eleştirileri çıktı.
Repta Yaymlan - Bursa