Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 19 MAYIS1993 ÇARŞAMBA
4 HABERLER
Deftendarlıkta
memup eylemi
•ANKARA (AA) - Sendikal
hak ısteyen bırgrup memur,
Ankara Defterdarbğı'nın
önünde toplanarak pankart
açtı. E>ün öğle saatlerinde
toplanan 10-15 kişilik grup,
sendikal hak ıstediklerini
bildirerek, "İdareci, yönetici
tatüe, memurişe" yazıh bir
pankart açü. Göstericiler,
daha sonra olaysız bir şekilde
dagüdı.
İngffizgazeteci
DGM'de
• ANKARA (AA)-15
mayısta Kuzey Irak'tan
Türkiye'ye giriş yapan fngiliz
gazeteci Andrew Norman
Penney DGM'yegönderildi.
Silopi'de öncekı gün
tutuklanan gazeteci,
Diyarbakır Devlet Güvenlik
Mahkemesi'ne sevk edildi.
Şımak'ın Silopi ilçesi
Cumhuriyet Savcılığı
tarafından bölücü örgüte
kuryelik yaptığı iddiasıyla
tutuklanan Jngjliz gazeteci
Penney, yargılanmak ûzere
Diyarbakır DGM'ye
gönderildi. Gözalüna
alındığında Penney'in
cantasında böiücü örgüte ait
dokümanlar ıle video kaset
bulunduğu biidırilmişti.
68'liler Birligi
'GençlikŞöleni'
İstanbul Haber Servisi-
68'liIerBirliğiVakfVrun
düzenlediği "özgür
Yannlara Gençlik Şöleni"
cuma günü Harbiye Açık
HavaTiyatrosu'nda
yapılacak. Şanar
Yurdatapan'm
sunuculuğunu üstlendiği
! şölene Bülent Ortaçgil,
j Ezginin GünJüğü, Koma
I Denge Azadi, ITÜ Rock ve
Blues Grubu, l.ÜOda
• Müziği Grubu, MSÜ
.' Folklor Grubu ve YTÜ
! KJasik Müzik Korosu
;icaülacak. 19.00-24.00
'saatleriarasmda
! gerçekleştinlecek şenliğin
I büet fıyatlan 25 bin lira
! olarak belirlendi.
TSK'datepfi
sistemi eskisi
• ANKARA
, (Cımhuriyet BÖTOSD)- Türk
Sflahh Küvvetleri'nde (TSK)
î terfi sistemi eskıye dönüyor.
| BirsüreönceçıkartıJan terfide
; baraj sıstemınin Anayasa
Mahkemesi tarafindan iptal
edilmesi ûzerine Genelkurmay
,' 2. Başkanı Orgeneral Fikret
; Kûpeli, 30 nisan tarihinde
ı yayımladığı emirte bundan
böyle terfilerin 926 sayılı TSK
] Personel Yasası'nın iptal
| edihneyen hükümlerine göre
gerçekleşecegini bildirdi. Buna
göreyeterli sicil notunu alan
personel, kadro esasma göre
bir ûst rutbeye terfi edebılecek.
Daha önceden terfide baraj
sistemi engeline takılarak bir
üst rutbeye geçemeyen, ancak
Askeri Yûksek İdare
Mahkemesi'ndeaçtığı ıdari
davayı kazananlar, gecmişte
kaybolan haklannı geri
alacaklar. Bu arada Türk
Süahh Kuvvetleri (TSK)
Kryafet Yönetmeliği'nde
yapılan değişiklikle bundan
böyle generallerden
' başlayarak en alt düzeydeki
erbaş ve erlere kadar bütün
personel, yazlık uygulama
çerçevesinde şapka yerine bere
takacak. Uygulama, Deniz
; Kuv-vetleri'ni kapsamazken
ağırlıkh olarak Kara
• Kuvvetleri Komutanhğı ve
, Jandarma Genel
! Komutanhğı'nda geçerli
; olacak. Hava Kuvvetleri
; Komutanlığı personeli de kep
! takacak.
T.C.
ZİLE
KADASTRO
MAHKEMESİ
Sayı: 1992/16
Davacılar lsmail Koçak ve
HOseyinKoçak ile tsmail Mut-
lu ve24arkada$ı tarafından da-
valılar Rukiye Eseryel ve 10 ar-
kadaşı aleyhine açılan kadastro
tespitinin iptaüne dair davanın
mahkememizde yapılan açık
yargılama sırasmda verilen ara
karan gereğince; adreslerine
tebligatyapılamayan aslen Zi-
le ilçesi Binbaşıoğlu köyünden
Mustafa oğlu, 1314doğumlu ls-
mail Koçak ile Osman oğlu,
1959doğumlu Hüseyin Koçak
adlanna tebligatın ilanen yapıl-
masına karar verilmiş olmakJa;
Verilen ara karan gereğince
yukanda isimleri yazılı şahısla-
rın açtıkları, raahkememizin
1992/16 esas sayılı dosyasmda
davalı olan Binbaşıoğlu köyüne
ait 39 no.lu parsel hakkındaki
itiraz ve delillerini bildirmek
üzere mahkememize başvur-
maları ya da kendilerini bir ve-
kille temsil ettirmedikleri tak-
dirde açtıkları bu davanın
HL
T
MK'nın5O9ve510.madde-
leri uyarınca gıyaplarında yü-
rütuleceği hususu ilan olunur.
28.4.1993
Basın: 48565
Son sayısında Türkiye'deinsan haklan ihlalleri ve Kürt sorunu değerlendirildi
Spiegelırkçılıklasuçluyor
leTBcrtn TORTvıcrkanıın
Tijlıch »erden ba n MendKnreck-
kteverietzi obgiadlucoffnıellganzhodl
' ımd: _Wir «crdcü Me«-
cr", aıttc der daanJıge
* S*fa Grray m HerNl
I 1991 uı Brteel »erktadel «»ı
l * o dK TSrto «fcer eır* /
Kürt düşmanliğı Derginin son sayısında ülkenin baüsında Kürt
düşmanhğının giderek artüğı vurgulanarak, birçok yerde Türk
dükkân sahiplerinin, Kürtlere hizmet etmeyi reddettiği ileri sürüldü.
Haber Merkezi - Almanya'da yayım-
lanan Der Spiegel Dergisi, son sayısında
dört sayfasıru, Türkiye'de insan haklan,
Kürt sorunu ve işkenceye ayırdı. "Ken-
di Babana Işkence Yapmak" başhklı
yazıda NATO üyesi olan Türkiye'de te-
rörün güncel yaşamın bir parçası haline
geldigi, insan haklannın her gün ihlal
edildiği vurgulandı. Saldırgan bir milli-
yetçiliğin Türkiye'de harekete geçtiği
belirtilen yazıda, Almanya Başbakanı
Helınut KoM'un Türkiye ziyareti sıra-
smda 'Türkçü bir oluşum için çabala-
yan milliyetçilerin lideri' Mesut Yılmaz
ile de görüşeceği belirtildi.
Galatasaray-Eintracht Frankfurt
maçı sonrasında sokaklarda yürüyen
kalababğın. "Almanya ve PKK omuz
omuza. Bu iki domuz, Türkiye'yi yene-
mez" sloganı atüklan belirtilen yaada,
bu sloganın sadece o futbol izleyicileri-
nin değil. aynı zamanda Türk yurtsever-
lerin de görüşünü yansıttığı vurgulandı.
"Çünkü Almanya birçok PKK'lıya sı-
ğjnma hakkı tanımış ve onlann kışkırtı-
cılık yapmalanna ses çıkarmamışü"
denildi.
MUdııi
lızeılıdK Procofcolle und GesOndnısse.
dıe VcrdSchbge ıudrwenliciı unter Fol-
ler uıMerschneben haben. kflnftj«
nıcrtf mebr ab Bewemattteî gellen dör-
I dca kiNcr an hrrlMtr. '
İDıeTarkahMmcktınrıle
Meosdıen
umer-
». ue lcısteı ucb u>-
f cm MemdıearcctatBDiıu-
Abcr der adırjae Sdnn
J ırâgt Drr dcmMfe Meo-
\ sdienrecrıuılıaıısler tti
ug Mngbed des
»mlıu^HMB d o
l dk Reperuog zu
I Aırfpbe luhm der MnnBer
L «nsdıeınead sehr enst. ber-
Kİsmcuc am 1} AugoM
|992 m Ajıkan. ık fan(
beı ılırer Feu
: crscfaoacn wurden -
a y w w r . wıe beı
I um der Voftaul Vert^-
lüıngcn uidttr An aeM.
I cmc Serie dutker •
DerMinaefi
806 Türken und Kurden henchteten
dea Meıudıemechtsvereınen üher ıtıre
FoJtenm^n •vöbcı dte Dunkelaffer
wctt hüİKT lıegl. denn es ge-
™-~ hort schon vıei Mul dazu.
SKJI Uber Fotterungen zu be-
sch«ereıı
Vıek der Opfer smd polı-
tudıe Gefangenc. sber nı<At
alk Dıe Arzlın Nesna Una
«urde on Juh 1992 ıa Koue-t
lı, eıner Provinzstadl IO öe^
NUıe voa Isıajıkul. iesgc
noaıraen und eıne Woctıe
Ung auı ıhrem Mann msan-
men tm Poiızeıprftudıuın ge-
Mterl Jdi »«rde sogsr.
ını..aen Vıter faltera. wiesc
cocto tuchr, ftBlre der Poh-
ZM ^brultt Dıe ArTtın
mackK auch deutlıdı daü
ıhr Sduckıal keaı Eınzelfall
«ır Jn das GeBocaîı. tf
dem ıdı (.
Kürt düşmanlığı
Taner Akçam tarafından hazırlanan
yaada, PKK'nın eylemlerine karşılık
güvenlik güçlerinin Kürt bölgesinde
birçok yerleşjm birimini yerle bir ettiğj
vurgulandı. Ülkenin baüsında da Kürt
düşmanhğının giderek arttığı belirtile-
rek şöyle denildi:
"Birçok yerde Türk dükkân sahipleri,
Kürtlere hizmet etmeyi reddediyor.
Hatta resmi yetkiüler de bu konuda bir
boykot çağnsı yaptı. Konya'nın Ladik
ilçesinde hoparlörlü araçlar ilçeyi geze-
rek Türkleri, Kürtlerin dükkânlanndan
alış-veriş yapmamaya çağırdılar.
Detgide, Enneni kadüunı iddialarma da yer verildi.
Konya'da bir camide verilen vaazda
Türkler, Kürtlere ev kiralamamaya
çağnldı. Bölgenin ka\Tnakamı, inşaat
şirketlerinden, Kürtleri işe almamalan-
nı istedi. Manisa'da Kürtlere iş veren
Türklerin evleri yakıldı, bağlan sökül-
dü. Baa yerlerde Türkler kimük kont-
rolü yapıyorlar. Doğu'dan gelenleri
kent dışma kovuyor, kımilerine dayak
aüyorlar."
Yorumda şu görüşlere yer verildi:
"Türkiye'deki siyasi partiler tarafin-
dan 1992'nin ağustos ayında yapılan
ortak açıklamada, komşu ülkeler uyan-
Hoparlörle ırkçılık Resmi yetkililerin de boykot çağnsında
bulunduğu, Konya'nın Ladik ilçesinde araçlardan Türklerin,
Kürtlerin dükkânlanndan ahşveriş yapmamaya çağnldığı vurgulandı.
da yok edilecekler.
Ermenilere karşı 1915'te gerçeleştiri-
len soykınm Türkiye Cumhuriyeti'nde-
kı en büyük tabu. Ülkemin yurttaşlan
20. yüzyüın başındaki soylanmm perde
arkasında yatan nedenleri bihniyorlar.
Birçoğu devletin kendini savunmak için
zorunlu olarak bu şekilde davrandıgını
zannediyor. Bu nedenle birçok Türk,
Osmanh döneminde yüzlerce Yunanh-
nın kaçınlması ve öldürühnesi, Ermeni
kaüiamı ve bugünkü Kürt avı arasında
paralellık kuramıyor."
Yazıda Mesırt Yılmaz milliyetçilenn
üderi olarak gösterilirken Yümaz'm
Türkı cumhuriyetleri de kapsayan "bü-
yük Turkiye"nin oluşturulması için ça-
baladığı, bölgede liderliğe soyunduğu
belirtildi. Almanya Başbakanı Kohl'un
da bu lideri daha önce Almanya'ya da-
vet ettiğine dikkat çekildi.
Türkiye'de işkence olaylan İnsan
Haklan Derneği'nce hazırlanan rapor-
lara dayanılarak verilirken "Türkiye'de
ölü olarak ele gecmlenlerin sayıa o de-
rece arttı ki sol liberal gazete Cumhuri-
yet, konuyla ilgili bir dizi haarladı"
denildi.
Dr. Nesrin Usta'ya 1992 yıhnda iş-
kence yapıhrken polisin, "Babama bile
işkence yapanm, size niye yapmaya-
yım" dediği belirtilen yanda, şiddeün
devletin mücadele ettiği organizasyon-
larca da uygulandığı vurgulandı. Yazı-
da, PKK'nın hükümeün 500 günlük
döneminde öldürdüğü insan sayısının
1277 olduğu belirtilerek "Türk toplu-
munun temel sorunu terör ve kitlesel
cinayetlere karşı bir tavnnın obnaması.
Kaüllere ve öldürülenlere üişkin olarak
bir tutum takımyor sadece. Toplumu-
muzun bir kısmı devletin cinayetlerini
kınıyor, diğeri PKK'nm cinayetlerini"
denildi.
ı: Das groen Tafiu
Mraen jcden Tag 90 fVno-
nen und >lte sagtra dıB ste
geMlen worden w^ren E&
karm wolıl rıKbl mehr ge
leugnet »crden, djB dK Fol
tcr cne fuallıdıe PoMılı
M-
^elbu wcon man
aoi§ellt. daB gefohen wur
de', konstatıerten MılıUtr
rkfater ın der ostanatolı-
scfeea Sodt Emocan m o
nem Urteîl. -so mu6 fettge-
ılellt «erden. dafi Fblter an-
gcoaııdl wurdc um nchrıge
lıyor, Türkiye'nin bütünlüğüne uzanan
ellerin kınlacağı belirtüiyordu. Bu teh-
didi hâlâ anlamayanlara, çok okunan
Türkiye Gazetesi açıkhk getiriyordu:
'Bugün bizde 5000 bine yakın Rum ya-
şamaktadır, ama hainlik yapmasalardı
bugün sayılan 7 milyona ulaşırdı. Er-
menilerin sayıa en azından 5 milyotı
olurdu. Şûndı ise sayılan sadece 40 bin
dolayında.'
tşte işin püf noktası burada: Kürtler
eğer kendi istekleriyle boyun eğmezlerse
Rumlann ve Ermenilerin kaderini pay-
laşacaklar. Ülkeden kaçınlacaklar ya
2 öğrencinin öldürüldüğü ev baskınından kaçarak kurtulan Ergül Uzundiz:
Polisyakaladıktan sonra öldürdü
• 30 nisan geçesi Kadıköy Emniyet Müdürlüğü'ne
bağlı ekipler, İhsanbey Apartmanrnın 3. katma
operasyon düzenledi. Poüsin ev basmasından
sonra kaçarak kurtulan Ergül Uzundiz, "Polislerin
planı bu kez tutmadı. Arkaiannda bir tanık
bıraktılar. Hepsi yargılanacak ve hakettikleri
cezayı alacaklar" dedi.
İstanbul Haber Servisi - 30
Nisan 1993 gecesi, Moda Halis
Efendi Sokak'ta bulunan İh-
sanbey Apartmanı'nın 3. katın-
daki eve, Kadıköy hçe Emniyet
Müdürlüğü'ne bağlı sivil ekip-
ler operasyon düzenledi. Evde
bulunan 3 öğrenciden ikisi, po-
lislerce öldürüldü. Ancak evde
bulunan üçüncü öğrenci kaç-
mayı başardı.
C)perasyon duzenlenen evin
karşı dairesınde oturan Timur
Ogan savcıhğa verdiği ifadede,
pohslerin ikı defa kapı>ı tıklattık-
tan sonra acın kapıyı dediğini,
içeridekilerin tereddüt göster-
meleri üzerine de tekmeyle ka-
pıyı kırdıklannı söyledi. Ogan,
"Oidürülenlerin silah sıkıp sık-
madığmı anlayamadım" dedi.
Lzundiz'le görfişme
Pohsin ev baskınından kaça-
rak kurtulan Ergül Uzundiz,
Yıldız İnşaat Mühendisliği 2.
sınıf öğrencisi, aynı zamanda
ÎYÖ-DER üyesi. Pohslerin
"Hücre ev" olarak açıkladığı
öğrenci evine duzenlenen ope-
rasyondan sağ kurtulan tek ki-
şi.
Arkadaşlan gibi, devletin
kolluk güçleriyle "çaüşmaya"
girmeyerek çatılardan atlaya-
rak kaçan ve bu sayede sağ İca-
labilen Ergül Uzundiz ise arka-
daşlanmn akibetine uğrama-
mak için saklanıyor. O günden
bu yana aüesiyle bile görüşme-
yen Ergül'le saklandığı yerde
konuştuk.
Ergül, "Pohslerin planlan bu
kez tutmadı. Arkaiannda bir
tanık bıraktılar. Hepsi yargıla-
nacak ve hak etükleri cezayı ala-
caklar" dedi. 30 Nisan gecesi
olanlan anlatan Ergül, olayın
şokuyla hala korkulu ve heye-
canhydı. Ergül o gece olanlan
şöyle anlattı:
"O gün her zamanki gibi
okuldan çıkıp Moda'daki eve
gittik. Evde Uğur, Şengül ve
ben vardık. Bir yandan sohbet
edip, diğer yandan yemek ha-
zırhyorduk. Ertesi gün 1 Mayıs
olduğu için sohbetimizde neler
yapılabileceğini konuşuyor-
duk. 1 Mayıs uzun bir süreden
sonra yasal olarak kuüanacak-
ü. Ve Uğur da ilk kez 1 Mayıs
kutlamalanna katılacaktı. O
yüzden daha heyecanlıydı. Ye-
mekten sonra da 1 Mayıs için
pankart haarlayacaktık, o yüz-
den acele ediyorduk. Sofraya
oturmuş çay içerken birden ka-
pı çalındi. Halbuki o saatte
kimseyi beklemiyorduk.'Kim
oT diye yönelttiğimiz soruya
sert bir şekilde 'açın kapıyı' diye
yanıt geldi. Bu smıda evin çatı-
sından da gürültüler gelmeye
başladı. Hemen ardından da
'Açın kapıyı yoksa kıranz' diye
bağımıaya başladılar. Gelenle-
rin polis olduğunu anlamışük.
Kaçmaya karar verdik. Ilk ön-
ce Uğur evin çatıya açılan pen-
ceresinden atladı, ardından
Şengül sonra da ben. Biz evden
çıkar çıkmaz da içerisi taran-
maya başladı. Uğur ve Şengül
evin çatısma, ben de diğer evin
çaüsma doğru kaçmaya başla-
dık. Biraz attıkten sonra catı-
dan 3 kat aşağıdaki başka bir
evin çatısma düştüm. Daha
sonra camlan kırarak evin içine
girdim.
Camı kırarken, silah sesleri-
nı duyup pencereden bakanlar
beni gördü ancak kimse yerimi
beUi edecek şekilde davran-
madı. Girdiğim evin balkon
kapısından bahçeye çıktım.
Bahceden çıkış bulamadığun
için bir inşaatm altına girip bek-
ledim.
t
Seslerini duydum'
Bu arada duyduğum sesler-
den polislerin beni bulmak için
evleri aradığını anladım. Kapı-
lar tekmelenip, camlar lanJı-
yordu. Ev sahiplerinin 'bu şe-
kilde evime giremezsiniz' diye
bağırdığmı duyuyordum. O sı-
rada 'Bırak beni' diye bir kadın
bağırtısı ardmdan da otomatik
silah sesleri duydum. Sanınm
Şengül ve Uğur'u o zaman öl-
dürdüler. Bir süre daha bulun-
duğum yerde saklandıktan son-
ra dışanya çıkum. Şüphe çek-
meyecek şekilde davranarak bir
taksıye bındim ve uzaklaşüm.
O sırada bir ambulansın geldi-
-ğini gördüm ve arkadaşlanmın
yaralanmış olabikceklerini dü-
şündüm.
Şundan eminim ki pohsler
bizi öldürmek için gelmişti.
İstedikleri zaman gözalüna ala-
bildikleri insanlar neden şimdi
öldürüldü?"
Ne zaman ortaya çıkacağım
sorduğumuzda Ergül şu yanıü
verdi:
"Kamuoyu bugüne kadar
yaşanan katliamlara. infazlara
sessiz kaldı. Benim ortaya çık-
mam yeterh' kamuoyunun oluş-
masma bağh." Ergül Uzundiz: Arkadaşlanmı potisler öldürdü
Türkiye'nin, 'kabul düzeyi' ve 'izlenen yöntem' acısından üzüntü duyduğu ABD'ye iletildi
Zaııa ve Türk'ünABD gezisi gergiıılikyarath
FUATKOZLUKLU
WASHINGTON - HEP Genel Baş-
kanı Ahmet Türk ile Diyarbakır Millet-
vekili Leyla Zana'run ABD gezisinin,
Ankara-VVashington arasında 'sözlü'
bir gerginhğe neden olduğu beürlendi.
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Iraklı
Kürt h'der CelaJ Talabaninın girişimleri
sonucu planlandığı belirtilen HEP'hle-
rin ziyaretinden. Türkiye'nin 'kabul dü-
zeyi' ve 'izlenen yöntem' acısından
üzüntü duyduğunu ABD Dışişleri Ba-
kanlığı'na ilettiği öğrenildi.
Bir Dışişlen yetkilisı, "Gezi ABD'nin
istemi sonucu düzenlenmedi" derken
Türkiye'nin Washington Büyükelçili-
ği'nden "Gezi hakkında bilgimiz yok ve
bize herhangi bir resmi bildirimde bulu-
nulmadı"açıklaması yapıldı. HEP mil-
letvekilleri ise gecen hafta geldikleri
ABD başkentinde Türk Büyükelçiliği
ile görüşrneme tavnnı sürdürüyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Güney Avru-
pa Dairesı Başkanı David Ranson ile gö-
rüşen Türk ve Zana, önçeki gün Helsin-
ki Avrupa Güvenhği ve İşbırliği Komii-
• Bir Dışişleri yetkilisi, "Gezi ABD'nin istemi sonucu
düzenlenmedi" derken Türkiye'nin Washington
BüyükelçiliğTnden "Gezi hakkında bilgimiz yok ve bize
herhangi bir resmi bildirimde bulunulmadı"açıklaması yapıldı.
HEPmilletvekilleri ise geçen hafta geldikleri ABD başkentinde.
yonu'nun (AGİK) 'Türki-
ye ve Irak Kürtlerinin Sta-
tüsü' adlı toplantısına da
kauldı. Leyla Zana top-
lanüyı dinleyici sıralan-
ndan izlerken HEP Baş-
kanı Türk, komisyonda
bir konuşma yaptı ve Gü-
neydoğu'daki yaşamla il-
gili açıklamalardâ bulun-
du. Toplanüyı Kanada ve
ABD'de yaşayan Türki-
yeli Kürtler de izledi. Top-
lanü sırasında söz alan
Kürtler "ABD'nin PKK'yı terörist ola-
rak göstermesi yanhş bir tavırdır"dedi-
ler.
HEP Genel Başkanı, tercüman
araahğıyla yaptığı üç sayfahk konuş-
masında Güneydoğu'dan 'Türkiye
Leyla Zana
Kürdistanı'diye söz etti.
Türk, "Türkiye'de biz
Kürtler birçok tehlikelerle
iç içe yaşıyoruz. Türkiye
Kürdistam kanşıklık için-
dedir" dedi. Sayılannı kımi
zaman 18, kimi zaman 20
milyon olarak açıkladığı
Türkiye Kürtlerinin büyük
baskılar alünda olduğunu
belirten Türk, "Biz, bu so-
runun Türkiye içinde ve
sınırlar değişrneden,
banşçıl, demokratik bir
havada çözülmesinden yanayız" diye
konuştu.
Türk, bir ülkede önemh' kararlann
askeri otoriteden çıkmaa hahnde
sağlıklı demokrasiden söz edilemeyece-
ğini vurguladı. Bugün Ortadoğu'da
geçmişten beri süregelen bir oyun oldu-
ğunu, bu oyunun amacının ise 'Kürtleri
Kürtlere kırdırmak"olduğunu belirten
Türk, Kürtlerin karşıhkh olarak savaş-
ma noktasına gelmesindeki iki faktörü
şöyle açıkladı:
"Birincisi, Güney Kürtleri ile Kuzey
Kürtleri arasında Kürt sorununa bakış
açısı farkhhğıdır. İkincisi de Türkiye'-
nin böyle bir savaş için adeta Kürtleri
zorlamasıdır."
Türk, ekonomik koşullannın kötülü-
ğüne değinerek "Ekonomik sorunlann
ötesinde siyasi sorunlan da gözardı et-
memek gerekir. Bugün kimhği inkar
edilmiş bir halk vardır. Bugüne kadar
Türkiye, Kürt sorununa inkarcı, baskı
ve şiddet anlayışının dışına çıkmadan
baktığmdan ister istemez ekonomik ve
siyasal anlamda çöküş, ükamklık
vardır"dedi. Türk, bir soru üzerine de
Kürtlerin yaşama hakkı bulun-
madığmı, Güneydoğu bölgesinde 300
köyün haritadan silindiğini, 600 köyün
ise tamamen boşaltıldığım, 46'sı HEP'h
460 Kürt aydıru. polftikacısı vegazeteci-
sinın öldürüldüğünü söyledi.
HAFTAYABAKIS
AHMET TAKER KIŞLALI
Atatfipk Diktatör mûydfi?
1919 Versailles Barış Anlaşması yapılırken Alman he-
yetinde ünlü toplumbilimci Max Weber de vardı. Ve de-
mokrasiden ne anladığmı otoplantıdaşöyle anfatıyordu:
"- Demokraside halk, güvendiği bir önder seçer. Seçi-
len önder 'Şimdi sesinizi kesin ve bana itaat edin' der.
Artık halk ve parti onun işine karışamazlar."
1930'lara gelindiğinde Avrupa'da 'demokratik' sayıla-
bitecek sadece yedi ülke vardı. Onlann içinde yer alan
Fransa da bir süreç içinde hızla faşizme kaymaktaydı.
Zaman demokrasilerin aleyhine, baskı rejimlerinin le-
hine gelişiyordu. Faşizm Türk aydınlarını da etkilemek-
teydi.
CHP Genel Sekreteri Recep Peker, Italya gezisinin
hemen sonrasında, Atatürk'ün partisini de faşist modele
göre yeniden yapılandırmak için bir tasarı hazırladı.
Herkesin beğendiği bu tasarı onay için önüne geldiğin-
de, Mustafa Kemal'in gösterdiği tepki ünlüdür:
''- Ismet Paşa bu saçmalan herhalde okumadan imza-
lamış olacak!"
Tarihsel olgular, ancak dönemlerinin koşulları içinde
değerlendirildiğinde bir anlam taşırlar.
Belirli bir anda belirli bir toplumdaki yönetim biçimi de
ancak iki türlü değerlendirilebilir Ya aynı toplumda da-
ha önce var olan yönetim biçimi ile karşılaştırılarak ya
da aynı dönemdeki başka toplumların yönetim biçimle-
riyle karşılaştırılarak.
Bu nedenle de 19 mayıs tarihine rastlayan bugünkü
yazıma, bir tarihçi dostumu konuk etmek istedim. Prof.
Sina Akşin'in "Gündüz Okçün'e Armağan" kitabındaki
'Atatürk Döneminde Demokrasi' incelemesi, Cumhuri-
yet okurlannın bilgisi dışında kalsaydı, doğrusu yazık
olacaktı.
Atatürk yönetiminin, kendinden önceki Osmanlı yöne-
timine göre çok daha demokratik ve çok daha halkçı ol-
duğu ortada. Ama Akşin, o bilineni bir yana bırakıp Ata-
türk dönemini o dönemin Avrupası ile karşılaştırıyor. Ve
şu sonuca varıyor:
"Bugün demokrasimiz, Atatürk döneminin attığı, inö-
nü döneminin pekiştirdiği sağlam temeller sayesinde
Atatürk döneminden çok daha ileridedir. Atatürk döne-
mine göre bugün daha demokratız, ama Atatürk dönemi
Avrupa ortalamasından daha ileriyken 1945'ten beri o
ortalamanın gerisindeyiz. Mutlak olarak ilerledik, ama
Avrupa'ya göre geriledik."
•••
Mustafa Kemal, halk tarafından seçilmeyi ve -Ozal'-
dan Demirel'e ağızlar sulanarak düşü görülen- 'başkan-
lık sistemi'm niçin istemedi? TBMM Genel Kurulu, cum-
hurbaşkanlığı süresinin 7 yıl olmasını, cumhurbaş-
kanının (yani M. Kemal'in) Meclis'i dağıtma yetkisine
sahip kılınmasını ve başkomutanlık yetkisi taşımasını
acaba nasıl reddetti?
Hitler döneminin Almanya ve Avusturyası'nı terk eden
142 bilim adamı, niçin Batı'nın gelişmiş ve varlıklı ülkele-
ri dururken Türkiye'ye gelmeyi tercih ettiler? Birçoğu
dünyacapında olan bu solcu yada Yahudi bilim adamla-
rını güç koşullar içindeki bir geri kalmış ülkede on yılı
aşkın süre hizmet etmeye iten gerekçe acaba neydi?
'Atatürk, resmi ya da özel hiçbir dış geziye çıkmadığı
halde; dünyanın birçok tanınmış devlet adamını, yoksul
bir ülkenin devlet başkanını ziyaret etmek için kuyruk
yapmaya iten koşullar neler olabilirdi? fngiliz kralından
Isveç veliahtına, Voroşilov'dan Fransız başbakanına ka-
dar, acaba bir diktatörü görebilmek için mi Türkiye'ye
gelmişlerdi?
Sina Akşin'in de anımsattığı gibi 1920'lerde eski dün-
yada Avrupalı olmayan ve bağımsız kalabilmiş dört ülke
bulunuyordu. Ama Türkiye dışında kalan Çin, Habeşis-
tan ve Iran zaman içinde istilaya uğradılar. Mussolini'-
nin bir demeci, bu ortamda Türkiye'de tedirginlik yarat-
mıştı. Bunun üzerine Mussolini, Türk büyükelçisine he-
men şu mesajı verdi:
"- Türkiye, bu kapsamın dışındadır. Zira bir Avrupa ül-
kesidir."
italyan diktatörünün bu düzeftmeyi yapmak gereğini
duyduğu koşullarda, 60 yıl öncesinin Türkiyesi, acaba
niçin bugünkünden daha Avrupalı sayılıyordu?
• • •
Sorular çok. Tarihsel gerçeklere saygısızlık ederek
Mustafa Kemal karşıtlığı yapanların verebilecekleri
'inandırıcı' yanıt ise yok.
Üstelik Atatürk sıradan bir 'liberal demokrasi' anlayı-
şına da sahip değildi. 'Katılımcı-sivil toplumcu' bir de-
mokrasiye inandığının somut kanıtlarını vermişti.
Ona da bir başka vesileyle değineceğim.
Buldan a soruşturma
Aleviliğehakaret
yargıönünde
• Şişli Cumhuriyet Savalığı, HBB'de yayımlanan
programda Alevilere hakaret eden Hasan Ali
Buldan hakkında soruşturma başlattı.
tstanbul Haber Servisi -
HBB Televizyonu'nda yayım-
lanan programda, Alevihğe ve
AJevilere hakaret edilmesine
duyulan öfke dinmiyor.
Şişlj Cumhuriyet Savahğı
konuyla ilgili inceleme başlatü.
Savcıhk yetkilileri, Hasan Afi
Buidan hakkında, 'Din hürri-
yeti aleyhine işlenen cürümler'-
i düzenleyen 175. maddeye
dayanarak soruşturma acıla-
cağını bildirdiler. Bu arada
Ankara'da bir avukat da
Cumhuriyet Savcılıgı'na baş-
vurarak Buldan ile HBB yöne-
tidlerinden Bülent Öztürk-
men'in cezalandınlmasını iste-
di.
Buldan ve öztürkmen'in
TCK'nm 175 ve 312. maddele-
ri uyannca cezalandınknalan-
nı isteyen Avukat Cemal Özay,
verdiği dilekçede şöyle dedi:
"İstanbul Müftülüğü'nde
vaiz olarak çahşmakta iken bu
görevinden aynldığım basın-
dan öğrendiğimiz sanık Hasan
Aü Buldan, program boyunca
Alevilik inançlanna ve Alevi
yurttaşlara ağır hakaretler et-
miş ve saldırmışur.
Sanık, Alevilerin sapık ol-
duklannı, peygambere inan-
madıklanm, mum söndü ya-
parak ahlak ve namustan yok-
sun olduklannı ileri sürerek ül-
kemiz nüfusunun yanya yakın
kısmını oluşturan Alevi yurt-
taşlara küfür eünişür."'
Avukat Özay'ın ve Şişli
Cumhuriyet BaşsavcıhğVnın
Buldan'm yargılanmasuu ön-
gördüğü TCK'nm 175. mad-
desi suçlunun alü aydan bir
yıla kadar hapis ve beş bin lira-
dan 25 bin liraya kadar para
cezasına çarpürümasını öngö-
rüyor.
"Alevi Kuruhışlan ve De-
mokratik Kiüe Örgütleri"
adıyla yapılan ortak duyuruda
"Demokratik, insan haklanna
saygıh bir devlet modeli içeri-
sinde, okullardaki zorunlu din
derslerinin, öğrenim birligi
oluşturuhnası için Kuran
kurslanmn ve imam hatip lise-
lerinin, TRT kanallannda tek
taraflı dinsel yaym ve propa-
gandalann kaldı'nlması, etnik
ve inançsal aynmı önlemek
amaayla Diyanet İşleri Baş-
kanlığı'nın kaldınlarak tüm
ınançlann kendilerini özgürce
ifade eüneleri için gerekli orta-
mın sağlanması" istendi.
Hacıbektaş Dernegi Yöne-
tim Kurulu adına bir açıklama
yapan Başkan Cafer Gök de
Alevi toplumunun Atatürk'ün
kurduğu laik cumhuriyetin en
yakın destekçisi ve yıhnaz sa-
vunucusu olduğunu vurgula-
dı.
Gök açıklamasında resmi
kuruluşlardan din ve vicdan
hürriyetlerine saıdında daha
duyarh olmalannı istedi.