Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6NJSAN1993SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
GUNCEL
CU1NEYT ARCAYUREK
• Baştarafi 1. Sayfada
müş Grafiğl yükselen her olayda olduğu gibi, bunda da
"başımıza gelecekleri daha önceden söylediğini" özen-
le belirterek "Dişimizi göstermezsek bu iş halledilmez"
buyurmuş.
Dişimizi nasıl göstereceğimizi açıklıyor. Genel bir ilke
koyuyor: "Türkiye'nin şimdi 'askeri opsiyon dahil' daha
kararlı şekilde hareket etmesini" istiyor.
Ermenistan'ı durdurmak için "askeri bir müdahale"
öneriyor. Olanağı var mı yok mu? TÖ'ye göre, var! Bir
örnekle destekliyor öneriyi; "Kıbns'a nasıl çıktık? Bu
harekâtakarşıçıkıldımı?''diyor.
Sadece elmalarla armutlan değil, geçmişi yeterince
bilmeyenlerin ya da belleği zayıf kamuoyunun zihnini de
karıştırmayı amaçlıyor.
Kıbns'a Türk askerinin, uzun süre Batılılarca yadsı-
nan uluslararası antlaşmaların verdiğı haklara dayana-
rak çıktığını, Ada'daki gelişmeler karşısında sonunda
uluslararası dirençlerin kırıldığını sanki bilmiyormuş gi-
bi bugünkü Azerbaycan'la Kıbrıs'ı benzeştirmeyeçaba-
lıyor.
ABD gibi dünya patronu bir devletin Irak'a ancak BM
kararlarınadayanarakaskeriharekâtdüzenlediğiniunut-
muş görünüyor, hatta bilmezlikten geliyor.
İşteokadar"
Bir süredir hükümet politikalarıyla koşut davrandığı
söyleniyordu. Huylu huyundan vazgeçmiyor; Ermeni-
Azeri çatışmasında askeri bir müdahaleyi meşru göste-
recek elimizde hiçbir dayanak yokken hükümet politi-
kasına tam ters düşen irdelemelere girişiyor.
Batılı devletler, savaşın BM Güvenlik Konseyi'nde
görüşülmesine bile sıcak bakmazken, üstelik Türkiye'-
nin başvurulanna -örneğin Yeltsin- "Benirn de endişele-
rim var" diye yanıt verip Erivan'ı sert biçimde uyaracak
daha ileri bir adım atmazken; biz, askeri müdahaleyi
neye, hangi temele dayanarak yapacağız ya da askeri
müdahaleyi dünya kamuoyuna nasıl anlatacağız?
Böylesi olasılıklar sorulduğunda Başbakan Demirel,
"Türkiye bütün dünya ile köprüleri atamaz ki... Askeri
bir maceraya girebilir miyiz? Hayır!" diye yanıtlıyor.
Batılıların "endişeli" göründüğünü, "Ama işte o ka-
dar " diye eleştirisel bir ek yaparak söylüyor.
Ermenistan'a geçişlerin "bir süre askıya alındığını"
yineleyen Demirel; bu kararın "Ermenistan'ın işgal etti-
ği topraklan boşaltana kadar süreceğini" açıklıyor.
"Sabrı tükenmiş bir Türkiye"ri\n izleyeceği politika ne
olacak?
Görünen o ki askeri müdahale dışında hemen her şey!
HAVA DURUMU
Meteoroloji Genel Müdurlüğu rclen alınan bilgiye gore, yurdun batı
kesimlefi parçal1
txılutlu. Marmara nın batısı ıle kıyı Ege sağanak
yağışh. öteKı yerler az bulutlu ve açık geçeceV. Hava sıcaklığı bıraz
daha artacak Rüzgar. guney ve batı, yurdun doğu kesimlerinde ku-
zey ve balı yönlerden haH. ara sıra orta kuvvette esecek Denızlen-
mizde ruzgar, Batı Karadenız, Marmara, Akdenız ve Ege'de kıbte ve
lodostan 4-16 deniz milı hızla esecek Van Göliınde hava. parçalı
bulutlu geçecek.
TÜRKİYE
Adana
Alyon
Ajrı
Ankara
Anulya
Aydın
Bursa
ÇanakUle
Oyarbakır
Edırnc
Erzurum
Eskrçerur
IslanbuJ
Izmır
Kars
Konya
Samsun
Trabzon
Zooguldak
'DE
A 19'
e 10 •
A 6 '
A 14'
A 21"
Y 16"
Y 14"
Y 14 '
A 15'
Y 13'
A 8 '
B 13"
B 14 "
Y 17 "
A 7"
B 12'
A 15'
8 12'
B 12'
7
0
-4
1
7
b
3
a
2
4
2
2
7
S
-3
0
6
7
6
DÜNYADA
AmGterdam Y 10 '
j Yağmurlu ı Bulutlu Sisli Güneşli
Radyo yasağı Cindoruk'ukızdırdı
ANKARA (Cumhuriyet Bü- onlarca televızyon susturuldu, izin verdiğı ölçüde özgür oldu- îüklerin sırunnı iktıdarlann
rostı) - TBMM Başkanı Hüsa- bunlan susturarak biryere va- ğunu belirten Cindoruk, "Ba- tayin ettiği bir ülke tam demok-
mettin Cindoruk hükümcti topa ramazsınız. Bunlan kanun içi- sın Konseyi'nin bize sunduğu r a t değildir. Eğer bir ülkede
tutıu. Cindoruk. ••Yüzlerce ne sokmak, yasal hale getirmek hiçbir öneriyi yasalaştırama- özgürlüklerinsınınnıyasalarve
radyo ve onlarca televizyonu görevimizdir. Devlet bunu yap- dık. Bir küçücük yazı için 220 anayasa çiziyorsa, o ülke öz-
susturarak bir ycre varamazsı- mıyorsa, onun yeniden organi- milyon lira para cezasına mah- gürdür. 1982 Anayasası insan
nız. Mikrofonlan susıurulan zasyonuiçinoturupdüşünmeli- kûm edilen gazeteciler hâlâ hak ve özgürlüklerini kısıtlayan
yiz. Mikrofonlan susturulan Yargıtay karannı bekliyor. bir anayasadır. Bu anayasanın
bir ülkede. konuşacak bir mik- ~ ' ' •-•-•-•—J
-' • -••-
rofon bulduğum için kendimi
şanslı sayıyorum" dedi.
İktidarlann radyo ve televiz-
yon gibi bir medyayı hiçbir de-
var diye sordu.
TBMM Başkanı Cindoruk.
Erken uyarı, faciayı önledi
• Baştarafi I. Sayfada
Ankara asfaltı üzerinde kurul-
muş bulunan Kursan Kimya
AŞ, tcsisini sökerck içınde ka-
lan atık maddeleri dereye bo-
şalllığı için Merl IrmağVnda
bulunan canlılann ölümüne yol
açtı. Şehır içme suyu da bu
ırmaktan sağlandığı için suya
kanşan zchir nedeniyle cumhu-
riyet savcjhğına. şuç duyurusun-
da bulunduk" diye konuştu.
Alınan bilgilere göre Kursan
Kimya AŞ adına faaliyct gösle-
rcn kimyasal yağlan erilme tesi-
si, bundan 1.5 yıl kadar önce
Kavak ilçesindc faaliyete başla- raporunu verdiği zaman Sam-
dı. Sahipliğini İbrahim Özcan'- sun vc Kavak'a su vcrilcccğini
ın yapüğı tcsis bundan bir süre açıkladılar. Irmak boyunca
Aromatık çözücü ve sanayi ar-
lığı imalalı yapan tesisi Çankı-
nh bir vatandaşın satın aldığı
taşınırken de 30'ar tonluk dört
lank içcrisindc bulunan zchirli
atıklan bir kanal suyuna akıta-
rak Mert Irmağı'na verdiği öğ-
rcnildi.
Öle yandan Samsun Belediye
Başkanı Yardımcısı Tansu Te-
kin Gıda Kontrol Şubc Müdji-
rü Tevfık Erkut ve beraberindc-
ki bir heyct dün Kavak ilçcsine
gclerek taşınan Kursan tesisle-
rinde incelemeler yaptılar. Yet-
kililer Hıfzıssıhha'nın içilebilir
bir ülkerde kendime konuşabi-
lecck bir mikrofon bulduğum
için şanslıyım" dedi. Cindoruk
SHP'nin tüzük kurultayı ve
DYP'nin gençlik kurultayı yap-
masını eleştirerek "Kendi ya-
saklannı kaldırmayan siyasi virdekaptırmakistemediklerini
partilerin yaptıklan bu toplan- ve ülkede bunun için geçmişdö-
tılann demokrasiye ne katkısı nemlerden beri çeşitli kavgalar
yaşandığını anlatan Cindoruk,
şöyle konuştu:
dün Ankara Barosu tarafından
düzenlenen Avukatlar Günü
toplantısında, özel radyo ve te-
il-vizyonlann kapatılması kon-
sunda sert eleştirelerde bulun-
du. Radyo vc TV'lerin kapatıl-
masının demokratlıkla bağdaş-
madığını bildiren Cindoruk.
"Bir ülkede radyo ve televizyon
tekeli varsa. o ülke demokrat
sayılabilir mi? Başka ülkelerde
insanlar özgürce düşüncesini,
radyo veya TV dalgalanyla ya-
yabiliyor da Türkiye'de bu ol-
muyorsa. Türkiye özgür ve
demokrat diyebilir misiniz? Te-
mel sorun budur" dedi.
Bu konudaki anayasa soru- \ a s a k l a r kaldinlsin
nunu gidermenin ve boşluğu
doldurmanın görcvleri olduğu-
nu belirten Cindoruk, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de organ ve organ-
lann görevt bellidir. Bizden
başka kimse düzeltmeyecektir
bu işi. BM mi düzeltecektir.
yoksa AGJK mi düzeltecektir?
Türkiye'deki radyo-televizyon
örgütlerinin özgürlüklerini biz
düzelteceğ»^ Karar organi bi-
"Devlet televizyonunu sade-
ce tarafsız değil, özerk ve özgür
yapmalısınız. Bir ülkenin de-
mokratik olduğunu anlamak
için gittiğiniz ülkenin devlet te-
levizyonuna bir bakın, örneğin
Saddam Hüseyin. Hafız Esad
veya Yeltsin saatlerce konuşa-
biliyorsa, o ülke demokrat de-
ğildir. O ülkede demokrasi
yoktur. Başka ölçüte de ihtiyaç
yoktur. Devlet televizyonunu
açıp saat tutun, bakın kim 10
dakika. kim 15 dakika konuşu-
yor? İşte radyo-televizyon yasa-
sının çıkmayışının sebebi."
ğ g
ziz. Teknoloji hukuku aşmıştır.
Hukuk yenik düşmüştür, ama
bunun sorumlusu hukuk değil-
dir. Hukuk ihmaller karşısında
k d i
TBMM gündemine demok-
ratikleşmeyi sağlayacak deği-
şikliklerin getirilmesi halinde
çabuk yasalaşabileceğini anla-
tan Cindoruk kendi yasaklannı
kaldırmayan siyasi partilerin
tüzük değişikliğini de yapsalar
gençlik komisyonu da toplasa-
lar bunun demokrasiye hiçbir
katkı sağlayamayacagını söyle-
di. Cindoruk şöyle devam etti:
"Anayasası hür ve demokrat
olmayan bir ülke nasıl demok-
rat olabilir. Hak ve özgürlükleri
ancak kelimesinin ardına sığı-
amip gibi kendi kendine çoğa- narak smırlayan bir anayasanın
önce faaliyetine son verdi. Fab-
rikanın söküm işlemleri de cu-
martesi ve pazar günü yeni sa-
hibi tarafından tamamlandı.
yüzlerce ölü balıklar göze çar-
parken ağır koku da çevrcde in-
celeme yapanlan rahatsız ede-
cck boyullardaydı.
lan organizma değil ki.
Kapatılan radyo ve TV'lerin
konuşan Türkiye'nin simgeleri
olduğunu vurgulayan Cindo-
ruk, "Türkiye için gerçekten
yakışıksız bir durum ortaya
çıkmıştır. Yüzlerce radyo ve
y y
yaşattığı insanlar nasıl hür ola-
bilir. Türkiye'de özgürlükler
anayasanın ve hukukun güven-
cesi alunda değildir. Çünkü
anayasa yargıyla, yargı anaya-
sayla sınırlıdır."
Türkiye'de basının iküdann
S!NEMA«TİYATRO« SERGİ • GÖSTERİ • BEYAZPERDE LTD. • 231 71 74
T.C.KÜLTÜR I) ııınilM
BAKANLIGI I7LV LLI I I I A I I l '
NİSAN 1993 OYUNLARI
T C KÜLTÜR BAKANLtĞI G'se Tei: 324 22 10 / 248
ANKARA DEVLET OPERA ve BALESİ
1908 Arropa O m n - En tyi POm
Mlroslaw Baka • Jack Globlsz
Yönetmen: Kraystof Ktewslow»kl
12.15/14.3(V16.30/19.00/21.15
P.tesi / Salı / Çar*.: 12.15/14.30/16.30
KÖY
ENSTÎTÜLERİVE
ÖTESİ
Mahmut Makal
20.000 lira (KDVİçinde)
Çafdaş Yayınlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağatoğlu-lstanbul
Ödcmeii göaderiİBez.
Bunlar ortadan kaldınlmadık- bugüne kadar değiştirilmemiş
ça Türkiye'de insanlar başlan olması gecikmedir, ihmaldir.
göğe değinceye kadar hürdür Son seçimlerden bu yana bu
deme hakkına siyasetçiler de konudaki gecikmeler hiçbir ba-
hukukçular da sahip değildir.
Bugün Türkler Champs-
Elysee'de, Broadvvay'de yürü-
yebiliyorlar, ama Atatürk Bul-
van'nda yürüyemiyorlar. En
büyük mülki amirin size Etlik
Kasalar'da toplanma izni ver-p
mesi yürüyüş ve gösteri hakkı
mıdır" dedi.
Yargı üvey evlat
Türkiyede bu koşullarda
"Adalet mülkün temelidir" de-
nemeyeceğini söyleyen Cindo-
ruk, konuşmasını şöyle sürdür-
dü:
"Türkiye gerçekten demok-
rat mı? Demokrasinin ve özgür-
g
haneye sığdınlamaz."
Cindokuk'un sözleri uzun
süre alkışlandı. Cindoruk bü-
tün bu sorunlann çözümü için
siyasi partilerin lümünü uzlaş-
maya çağırarak sözlerini şöyle
tamamladı:
•'Demokrasiyi hak edenler
demokrasiyi kurarlar. lktidar
partilerini göreve çağınyorum.
Iküdar olmanın sınavı iktidar-
da verilir. Gelsinler demokra-
tikleşmenin tüm sartlannı yasa-
ma organlannda gerçekleştir-
sinler. Hükümet ve muhalefeti
bu konuda yasama organına
saygılannı göstermek için tar-
tışmaya, konuşmaya ve.uzlaş-
maya çağınyorum."
Özal: tşgali kabul edemeyiz
Haber Mcrkezi - Enncnis- tabii olduğunu belirten Özal,
tan'ın Azcrbcycan topraklannı "Bu konuda karşımızaçıkanlar
fıili işgalinin 'kabul cdilcmcz' olabilcceklir. Ancak, bu ilişki-
olduğunu belirten Cumhurbaş- lcri bazmaya, kimscnin gücü
kanı Turgut Özal, Enncnis- ycimcycccklir" dedi.
tan'a dcslck olan ülkeleri uya- Özbckislan Cumhurbaşkanı
rarak, "Türkiye bu konuda gc- js |a m Kcrimov da, basın lop-
rcken herşeyi yapacaktır" dcdı. lanlısında yaptığı konuşmada,
Özbckistan'da bulunan Ermcnislan'ın Azcrbaycan
Cumhurbaşkanı Turgut Özal, topraklanna girmesinc karşı ol-
dün Türkiye ilc Özbekistan ara- duklannı vurgulayarak, iki ül-
sında tarihlcn gclcn küllürcl dc- kc arasındaki savaşın durduru-
ğcrlcnn oluşmasıoda büyük lup^sarunun hsnşcı yallacdan,
pay sahibi olan ünlü cdebiyalçı masa başında çözülmcsindcn
vc dcvlcl adamı Ali Şir Nevai'- başka çare bulunmadığını kay-
nin anılını zijyarct ederek, çe- dctti. Ermcnistan-Azcrbaycan
lenk btrakü. Özbckislan Parla- savaşının arkasında büyük dcv-
mentosu'nda bir konuşma ya- lctlcrin bulunduğunu ilcri sürcn
pan Özal, "Milli devlet olarak Kcrimov, Azcrbaycan'ın Er-
ycnidcn yapılanmanızda, dc- mcnistan karşısında yenik du-
mokrasi, insan haklanna saygı ruma düşmcsindc ise bu ülke
vc piyasa ckonomisi prcnsiplc- içindcki iktidar kavgasının ro-
rini csas almanızdan. laikliği lünün büyük olduğuna dikkal
korumanızdan büyük memnu- çckli.
OperaSahnasiANURA 0EVUT TİYATBOSU TANBUL DEVLET TİYATBOSU J.loct-1
DAMDAKİ KEMANCI
AJontfn
PRENSIGOR
(5 Nkvi 1993 Saat: 20.00)
O4 H u i 1993 Soat: 15.00)O Nen 1W3 Soot 20 00XGalo)
(21 Nten 1993 Soat- 20.00)
ır»; Trtul
Ûmtfıönıır
SEV1L BERBERİ(UoaynoOp»ra«ntan L 2RYANOVA.
M. IMtH. OiMfa F«MKXycnu ndanYENKNVARA1M*
GEÜNT SAVAŞTOBGUMJKA0M-*
BENUMKMUŞMVCK
KÛÇÛK BURJUVUVAUlfl
(10 Nfean 1993 Saah 20 00)
ROMEO VE JUUET
MCI80UM
SAVAS Y0R0UNUIU0MLAR
BlRŞİMMZOrUN
90RUSTURIM
PAGUACCI
(14 Ntoan 1993 Saah 20 00)
(8 Nkan 1993 SoaT: 20.00)
MODERN DANS TOPLULUĞU
(10NMnlW3Saaf:
(17 Nkon 1993 S o a t X > m
HÛZNÜN CDSKUSL1 MTKCtfC
CAWWW SOFBAS Itanln M U Op«a v
AMmnTumMl
5AV4S VCROUNU OCK JW
GALABALE
(15-22-26 Nkan 1993 Saat: 2aOD)
ÇOCUK BALESİ GÖSTERİSİ
(23N»or, 19»ÎSoof 11.00)
(ÇooJt Bayrom nedeniyt* üasBıt d a n e t * )
OperetSahnesi
BENİIARKAIMŞIUYOK
UCANŞEUSIVE LA SERVA PADRONA
n» Nban 1»W » o * 20.M)ADANA OeVLET TİYATBOSU BMRDEVUTTİYATROSU
OOOOT»V)BE»li£l»CEll
G00OTGEL0I
YUZ Ü
(HMlM Çacuk Onınu 1 UBm)
(11 -18-25 f*on 1993 SaaM 1 00)(6N«anl«3Soat:2CL00)
MÜZİKALDEN MÜZİKALE
OBolOnO
(13 -20-27 Nbar l9v3Soat:2a(II)
llUFESTBtSAKUSlCTU
*HT»l.r» OEVLET T1YATBOSU
SERSEM KOCANH «USNAZ KAB6I • »tattd T t ı *
BURSA DEVLET TIYATROSU
•HAOIÛLDORSEHEONKCH
TRABZON D£VLET TIYATROSU
21 YERLEŞIK 22 TURNE
SAHNESİHDE 53 DEĞİŞİK
OYUNLA *3« TEMSİL
3 OSCARLI FILM
ENİYİ
Kadın Oyuncu
Sanmt Yönetmeni
Senaıyo UTavrltmmsı
AKTHONY HOPKJNS »VANESSA REOGRAYE
HELENA BONHAM CAffTER • EMMA THOMPSON
BirJAMESIVORYRImi
»lfe«C«ncd»ıiHl»rM40SCARU
Bir clnayetle bir idam
arasmda fark var mı?
niycl duyuyoruz" dedi.
. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal ilc Özbckislan Cumhur-
başkanı İslam Kcrimov rcsmi
görüşmclcrin lamamlanmasın-
dan sonra ortak bir basın top-
lantısı düzenlediler. Cumhur-
başkanı Özal basın ioplanlısın-
da, Ermnistan'ın Azcrbaycan
lopraklanna saldırmasıyla or-
taya çıkan son gclişrnclcrc dcği-
ncrck, Ermcnistan ilc Azcrbay-
can arasındaki sorunun , "Ka-
rabağ sorunu" olmaklan çıkıp,
"Ermenistan'ın Azcrbaycan
_ Kerimov, Cumhurbaşkanı
Özal'ın ziyarctinin iki ülke ara-
sındaki ilişkılcnn gclişmesine
büyük katkı sağlayacağmı da
belirterek. "Bu iki ülke halkını
hiçbir şey ayıramaz" diye ko-
nuştu.
özal'la birliktc Özbckistan'-
da bulunan Dışişlcri Bakanı
Hikmel Çclin, Ermcnislan-
Azcrbaycan savaşı konusunda
Ankara ile sürckli tcmas halin-
de olduğunu söyledi. Dışişleri
Bakanlığı Müstcşan Özden
Sanberk'e BM Güvenlik Kon-
topraklannı fıili işgal harckcti- sçyi'nin bu konuda harekcte gc-
nc dönüştüğünü" söylcdi. çirilmesi için gcrekli girişimlcr-
Özal, Özbckislan Cumhur- de bulunulması lalimalını ver-
başkanı Kerimovia yaptığı gö- diğini açıklayan Çclin. aynca
rüşmclcr sırasında da bu konu- büyük •"•"-'--- * - ' — '
J
~ ' -
:
yu ele aldıklannı belirtti. Son
gelişmeler karşısında Orta As-
ya Türk Cumhuriycllcri'nc
yapmakta olduğu gezisindc de-
ğişiklik yapmasının "ımkan da-
hilinde" olduğunu ifadc cdcn
Özal, "Ermenistan'a deslck
olanlan agkça ikaz cdiyorum.
Türkiye bu konuda gcrckcn
hcrşcyi yapacaktır" diye ko-
nuşlu.
Toplantıda, Özbekistan'daki
görüşmclcrlc ilgili bilgi dc vcrcn
Ozal, iki ülke arasındaki ilişki-
lcrin arzu edilen yöndc gclişıiği-
ni söyledi. Türkiye'nin Orta
Asya vc Kafkasya'daki ülkclcr-
ülkelerin Ankara'daki
büyükclçilcrinin bakanlığa
çağnlarak, son gelişmeler ko-
nusunda bilgi tealisindc bu-
lunulmasını istcdiğıni bildirdi.
Ermenistan'ın banş yolunda
yapılanlan algtlamadığını belir-
ten Çelin, BM Yüycsi olan iki
ülke arasındaki bu sorunun
mullaka çözülmcsi gercği üzc-
rindc durdu. Sorunun bütün
dünyanın sorunu olduğunu ifa-
dc cdcn Çetin, "Elcklriği, pet-
rolü, unu olmayan bir ülkenin
bu kadar ağır silahlarla bu sal-
dınyı nasıl yaplığını sordu ve
Ermcnislan'a Türkiye üzerin-
dcn yardım ulaşlınlmasına izin
verilmeyeccğini söylcdi.dc çok yakın ilişki kurmasının
Uçuşlann tünıüyasak
ANKARA(Cuınhuriyet Bü-
rosu) - Türkiye Ermcnislan'a
uyguladığı ambargoyu daha da
scrtlcştircrck Türk hava sahası-
nı Ermenistan'a lümüyle ka-
pattı. Devlet Bakanı ve hükü-
mcl sözcüsü Akın Göncn dc,
Ermcnistan bağlantılı, tarifcli
vc larifcsiz lüm uçuşlann Türk
hava sahasından gcçişlerine son
vcrildiğini bildirdi. ANAP, Er-
mcnistan saldınsı konusunda
Mccliste gcnel görüşme açılma-
sını istedi.
Birlcşmiş Millctlcr Güvenlik
Konseyi'nin bcş daimi ülkcsi
olan ABD, İngillcre, Fransa,
Çin vc Rusya büyükclçilcri dc
dün Dışişlcri Bakanlığı'na çağ-
nlarak, Azcrbaycan'ın loprak
bülünlüğünün korunması vc
Ermcnistan saldınlanna son
vcrilmcsi için uyarıldı. Muhalc-
fctpartilcri ise yaptıklan açıkla-
malarda. hükümctin bu konu-
da üzcrinc düşcni yapamadığını
ilcri sürdülcr.
Ankara'daki Batılı diplomat-
GOZLEM
UĞUR MUMCU
MBaftarafı 1. Sayfada
Nebiz boyle bir gerekçeye sığınabiliriz ne de başkala-
rı.
Herkesin herkesi denetlediği saydam bir dünyada ya-
şıyoruz.
Azerbaycan halkı ezilen bir halktır Atatürk'ün deyişi
ile "mazlum milletler", elbette kendi yazgılarını kendile-
ri belirleyecektir. Azerbaycan halkı da kendi yolunu ken-
disi çizecektir.
Azerbaycan halkı, yıllardır Ermeni baskıları ve terörü
ile savaşıyor. Bu yetmezmiş gibi şimdi de Sovyet ordu-
su Azerbaycan topraklarında Azerbaycan Halk Cep-
hesi'ni yok etmeye çalışıyor.
önce işgal, sonra tutuklamalar...
Türkiye böyle bir olaya kayıtsız kalamaz.
Azerbaycan'daki olaylara Türk hükümetı elbette kayıt-
sız kalmaz; kalamaz ve kalmamalıdır.
Peki, ne yapmalıdır?
önce cumhurbaşkanları, "Onlar Şii, Iran'a daha ya-
kınlar"diye demeçler vermemelidir. Çünkü Azerbaycan
halkı mezhepciliği çoktan geride bırakmıştır. Laik bir
cumhuriyetin başkanı, olaylara mezhep açısından bak-
maz. Bakarsa hem "politik gaf" yapmış olur hem karşı
tezleri güçlendirmiş; desteklemiş olur.
Konu, öncelikle "insan hakları" konusudur. OlayLrbu
duyarlıkla iztenmelidir.
Azerbaycan'da yaşanan olayların Türkiye açısından
bir başka özelüği de Azerbaycan halkı ile Türk halkı ara-
sındaki din, dil ve kültürel bağların varlığıdır.
Bu bağlar, Türkiye'nin Azerbaycan'da yaşanan olay-
ları daha da yakından izlemesını gerektiriyor.
Konunun can alıcı yanı da işte bu noktadadır.
Türkiye, Azerbaycan olaylarını izlerken "ırkçı siyase-
te " kapılma izlenimi vermemelidir. Çünkü böyle bir siya-
setin Türkiye'ye neler getireceğini kestirmek pek öyle
kolay değildir.
Pan-Turancı akımlar, 2. Dünya Savaşı günlerinde Nazi
Almanyası'nca desteklendi; bu desteğin kanıtları ve bel-
geleri var. Aynı akımlar, soğuk savaş döneminde Ame-
rikalılarca kullanıldı. Bu ABD desteğini kanıtlayacak
yaymlar bulunuyor.
Destek o kadar açıktır.
Oyle bir dünyada yaşıyoruz ki etnik özellikler, büyük
devlet siyasetleri için birer koz, birer silah olarak kulla-
nılıyor.
Dün böyle oldu, bugün de böyle oluyor.
Bugün Amerika, Azerbaycan'a giren Sovyet ordusu-
nu destekliyor; düne kadar Müslüman halkların Sovyet
yönetimine karşı ayaklanmalarını kışkırtan Amerika, ko-
nu Ermenistan-Azerbaycan çatışması olunca hemen Er-
menilerden ve Kızılordu'dan yana tavır alıyor.
Bütün bunlar, hepimiz için düşündürücü olmalıdır.
Azerbaycan'da yaşanan acı olaylar, Türkiye'de öte-
den beri var olan ırkçılığın devlet siyasetine dönuşmesi-
ne yol açmamalıdır,
TRT, bu açıdan sağlıklı yayınlar yapıyor mu?
TRT Yasası, "devletin dış ilişkileri ile ilgili yayınlar'da
Dışişleri Bakanlığı'mn görüşünün alınmasını zorunlu
koşul olarak öngörüyor. Bu tip yayınlarda izlenecek ilke-
lerin, Dışişleri Bakanlığı'nca saptanıp TRT Genel Mü-
dürlüğü'ne bildirilmesi gerekiyor.
Azerbaycan ile ilgili yayınlar konusunda bu yol izleni-
yor mu, izlenmiyor mu? Bilemiyoruz.
Sovyetter, Azerbaycan'a ğltrtıek isteyen hiçbir gazete-
ciye vize vermiyor. Bu yüzden, yazılı basın da TRT de
olayiarı Batılı kaynaklardan ve ister istemez ikinci elden
izlemek zorunda kalıyor.
TRT de bu koşullarda görüntülü haberlerden çok siya-
sal partilerin. derneklerın konu ile ilgili demeçlerine yer
veriyor. Verirken de tek yanlı görüşleri yansıtıyor.
Tek yanlı görüş kalıplarına uymayan açıklamalar da
gözardı ediliyor
Demokrat Parti döneminde devlet radyosu Kıbrıs ko-
nusunda kamuoyunu koşullandırmıştı; bu koşullandır-
manın sonucu 6/7 Eylül olaylarında yaşanmıştı.
TRT yönetimi bu gibi duyarlı konularda özenle dav-
ranmak zorundadır.
Hep birlikte düşünmemiz gereken konular var. örne-
ğin Ortadoğu haritası yeniden mi çiziliyor? Türkiye'yi
böyle bir dünyada ne gibi sürprizler bekliyor?
Talabani, Apo ile tekrar
I Baştarafi t. Sayfada
konuştu:
"Talabani'nin harckct nok-
lası kan dökülmesinin durdu-
rulmasıdır. Bizim dc harcket
noktamız kan dökülmesinin
durdurulmasıdır. Yaln^ biz
kimscyc kan dökmcyi durdu-
run diye bir ricada bulunmayız.
Ama kan dökmcyi durduruyo-
ruz diycnlcrc de, 'aman dtuttur-
mayın' demcyiz. Ve bunu ya-
panlara da, madcm ki durdur-
dunuz sizc bir şey vcrclim
diycmcyız. Türkiye bir saldınya
maruzdur. Sınırlan saldınya
maruzdur. Bu saldınyı dcfcdc-
ccklir. Türkiye bunu yapıyor.
Devlet olma gcrcğini ycrine ge-
tiriyor Türkiye. Nasılsa bu kanı
durduracaktır. Dağlardaki in-
sanlar da bizim vatandaşlan-
mızdır. Gelin sığının adalclc
diyoruz. Bizim sizdcn (Tala-
bani'dcn) lalebimiz olmaz. Kc-
sinliklc arabulucu gibi yanlış
inliba vcrmcyin ama, siz kcndi-
liğinizdcn bir inisiyatif almışsı-
lar, Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın önccki gün "Türkiycdi-
şini göslcrmclidir" diycrek, as-
kcri çözümc çağnşlırma yap-
masından kaygı dluyuyor.
İstanbul Shcraton Otcli'ndc
düzenlenen İktisalçılar Haf-
tası'na kalılan Başbakan Süley-
man Demirel, gazetecilerin "Er-
mcnislan'a uygulanan hava
ambargosu kaldırıldı mı?" so-
rusuna, "Alakası yok. Herşeyi
o kadar çok yanlış öğrcniyoı su-
nuz ki" yanılını vcrdi. Dcmircl.
bu konudaki sorulan şöyle ya-
nıtladı:
"Ermcnislan'a gcccn, yani
başka yerdcn gclip yardım geli-
recck uçaklargeçmcyecek. Ha-
lcp'lcn Erivan'a bir sefcr var.
Daha önce altı aylığına müsaa-
dc edilmiş ve Chartcr uçaklan
varmüsaadecdilmiş. Bunlar da
istcnildiği zaman indirilccck.
Şimdi konuştum Sayın Çclin'lc
Taşkenl'lcn. Yani öyle 'hükü-
met adımını gcri aldı' diye bir-
şcy yok. Hayır cfcndim. hükü-
met nc dediysc onu yapıyor.
Maalcsef herşey çok kötü gidi-
yor orada."
Dcvlel Bakanı Akın Göncn
ise konuyla ilgili yaptığı açıkla-
mada. Ermenistan'ın uyanlara
rağmcn bu kcz dc Fuzuli bölge-
sindc askeri harekatla saldır-
ganlığını sürdürdüğünü belirle-
rck şu açıklamayı yaptı:
"Bu gclişmelerin ışiğında,
Türk hava sahası kullanılarak
Ermenistan'a yapılacak yardım
uçuşlanna izin verilmemesi,
Aynı şekilde Erivan bağlantı-
lı tarifcli scferlerin izinlcrinin
larafımızdan yenilcnmcsi,
Bu aşama, Erivan bağlantılı
larifesiz seferlere de izin veril-
memesi kararlaştınlmışlır.
Böylecc. Ermcnistan bağlantılı
larifeli vc tarifesiz tüm uçuşla-
nn Türk hava sahasından gc-
çişlcrinc son verilmişlir."
Dışişleri Bakanlığı tarafın-
dan yapılan yazılı açıklamada,
Ermenistan'ın Azerbaycan'a
karşı "gcnişleycn" saldınlan
ni7 bu sizin işinizdir. Bundan
sonra nc yapacağınızı da biz si-
7c söylcmcyiz. Bundan sonra nc
yapacaksanız sizin kendi bilece-
ğiniziştirdcdim."
Dcmircl, silahlı insanlann
dcvlctc icslim olmaya yönelmc-
si durumunda olağanüslü hale
gcrck kalmayacağını söylcdi.
Talabani dc Başbakanlık'tan
aynlırkcn yaptığı açıklamada
arabulucu olmadığını. ancak
Apo'yla yeniden görüşeceğini
söylcdi. Öcalan'ı atcşkcsin uza-
lılması, şiddctc son vcrilmcsi
konusunda ikna edeceğini söy-
lcycn Talabani, "Bcn konuş-
makian yanayım. Apo ilc yolda
karşılaşırsam da konuşacağım.
Suriye'ye gideceğim. Orada da
konuşabilirim. Onu kan dök-
mcmcsi için ikna cdeccğim. Şid-
dcı kullanmamaya teşvik ede-
ccğim.. Bunu bcndcn Dcmircl
veya Özal isıcmcdi. İnisiyalifi
kendim inandığım için başlat-
tım. Kendim devam edeceğim"
dedi.
"Şİddetle" kınanarak, Tür-
kiye'nin Azcrbaycan'ın toprak
bülünlüğünün ihlal edilmesinı
ve uluslararası tanınmış sınırla-
nn kuvvet kullanılarak dcğişü-
rilmcsini kabul cdcmeycccği
vurgulandı. Ermenistan'ın ya-
pılan bülün uyanlara karşın,
Fuzuli bölgcsindc giriştiği aske-
ri harekatla saldırganlığını sür-
dürdüğü ve bu saldınlann böl-
gcdeki banş ve güvenliği lehdit
ettiği vurgulandı.
Batılı diplomatik kaynaklar-
dan alınan bilgilerc göre, Özal'-
ın, önccki gün Özbckistan'a gi-
dcrkcn askeri müdahalcylc ilgili
bir soruya karşıhk, "Türkiye
dişini göslermelidir" sözü
kaygıyla karşılandı.
San Basın Kanı'mı
kaybettim. Hükümsüzdür.
LEYLA TAVŞANOĞLU
£ 408255 seri no.lu efaliyetimi
kaybettim. Hükümsüzjür.
ŞUAY/PÜSLÜ