22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtvaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni Özgen Acar •Genel Yayın Koordınatoru: Hikmet Çetinkaya • Genel Yayın Danışmanı: Orfaan Erinç • Vazı İşlen Miidürü: Celal Başlangıç • Haber Merkezi Mü- dürü: Vlustafa Balbav Görsel Yönetmen: Ali Acar •Düzenleme. Mustafa Sağtamer Ankara Temsilcisı: Cüneyt Arcayiirek •Haber Müdürlen: Işık Kansu, Hakkı Mûessese Mudür V : Erol Erkul •Koordina- • tstanbul Haberlen: Şenav Kalkan «Dış Haberler: Erguo Bakı Erdem Z.Gökalp Blv.lnkılap S No:I9<4. Tel: 4331141-47, Tele\: 42344, Fax: tör Ahmet KonıLsan • Muhasebe Büknt Ye- • Iş - Ekonomı: Dûıç Tayanç •Yurt Haberlen: Mdnaet Saraç (4)4330565•İzmir Temsılcısr Serdar Kızık, H.Ziya Blv. 1352S 2'3 Tel:83123O, rer «Idare Hüseyin Gürer •İşletmo Önder • Makaleler Sami Karaören «Spor: Abd&ikadir Yüceiman »Dü- Telex: 52359,Fax: (51)895360 »Adana Temsilcisı: Çetin Yiğenoğlu İnönu Cd. zeltme: Abdullah Yaacı 119 S. No: 1 Kat. 1, Tel: 59 37 52 (4 hat), Teiex: 62155, Fax: (71) 59 25 78 Çelik »Bılgı-İijem: Nail lnal • Bilgjsavar Sis- tem: Mûrijvet Çiler • Reklam: Refaa lşrtman : '•enı Gun Haber Ajansı, Başın \e Ycnınçıhk \ Ş BasmrCumhunyetMatbaacılık veGazetecıiıkTAŞ Od 39 4ICag<dogluV4334İst PK. :46İstanbulTel 5120505Tefex 22246. Fax (1)5138595 3NİSANI993 lmsak:5 10 Guneş 6.38 Öğle-13 12 Ikındı: 16.47 Akşam 19 37 Yatsı 20 59 Diî bastalıkları IIAVLARA (AA) - Gazi ÛnİASısitesi Diş Hekimliği Fakütfsi'nde yılda 8 bin »ğreıcıün dişeti ahasiilıklanndan dolayı tekinebaşvurduğu fıiJdinldı. Gazi Üniversitesi Diş teıimliği Fakültesi «ğretm üjesi Diş Hekimi Güngjr Karagözlû, dişeti rahauızkklan nedeniyle lıendlenne başvuran iıastaann yüzde 75'inde diş çüriilJen ve ilerlemiş dişeti hastajklanna bağlı sjruriann ortaya çıktığını beb'rti. Gençlerin ağız hakınum ve diş fırçalamayı bilmeiiğinı anlatan Karagöz, hastalann ancak yoğuit dişeti kanamalannda doktcra başvurduğunu kaydettı. Karagöz, dişeti rahatiizlıklannın kendini ağız kjkusuyla gösterdiğini; bjnu.emihne, fırçalama ve sert gıda yenmesi dururnunda dişeti kanaraaJannı ı izlediğini ifadeettı. İngiltere'de kûrtaj savaşı • LONDRA(AA)-' İngiltere'de kürtaj Iehinde ve aJeyhindeki gruplann dün birbirlenyle ve polisle çatışmalannın ardından polis Londra'daki kürtaj klinikierini koruma altına aldı. Kürtaj karşıtı "Rescue America' adlı Amerikan örgütûnün taraftarlan ile kürtaj hakkıru savunan gruplar dün Londra'da aynı bölgede karşıhklı gösteri yaparken çatışma çiktı. Her iki grup daha sonra kendilerini dağıtmak isteyen polisle çatıştılar. Olaylarda 20 kişinın gözaitına alındığı bildirildi. Rescue America adlı örgütün A merikah lideri DanTresham'ın Londra'da tuluklanması ve sınırdışı karan verilmesini de protesto eden kürtaj aleyhtan göstericiler, Tresham'ın alıkonulduğu Hammersmith Polis Karakolu önünde de gösteri yaptılar. BisiktetçiteP yol istiyop • İSTANBUL (ANKA) - Avrdpada çevre kırliüğıne karşı aJternatif ulaşım aracı olan bisiklet, Türkiye'de yollann yetersizliği nedeniyle ulaşım aracı olarak görülmüyor. Bisiklet fırmalan, bisikletin ulaşım aracı olarak önem kazanmasi için yerel yönetimlerin bisiklet yolu yapımına ağırhk vermesini istedi. Yeşil bisiklet firması sahibi Gürsel Akay ANKAya yaptığı açıklamada Türkiye'de bisikletin ulaşım aracı olarak kabul edilmemesinin. bisiklet yollannın yetersizliğinden kaynaklandığını söyledi. Çevre kirliliğine karşı alternatif ulaşım aracı bisikletin "ciddiye" alınması için yerel yönetimlerin bisiklet yolu yapımına ağırlık vermesi gerektiğine değinen Akay, mevcut yollann da bisiklet kulianılır hale getirilmesini istedi. Evliikdışı ilişki modası • ADANA(AA)- Ekonomik çıkarlann önem kazanmasi yüzünden toplumsal baskı mekanizmasırun işlemez hale gelmesinin, paranın giderek saygıyla eşdeğer sayümasına ve namus kavramının da sözde kalmasına yol açarak evlilik dışı ilişkileri yaygınlaştırdığı bildirildi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Yunus Emre Evlice.son 10-12 yıldır yaşanan toplumsal değişimin, kadın-erkek ilişkilerini de farkhlaştırdığını söyledi. Günümüzde, ekonomik bağımsızlığiııı kazanan ve iyi eğitim alan kadın sayısındaki artışın, beraberindecinsel anlamda özgürlüğü getirdiğini, bunun da farkblaşmanın bir boyutunu oluşturduğunu anlattı. KmHrmak Deltası'na koruma • ANKARA (AA)- Karadeniz'in uluslararası öneme sahip tek sulak alanı olan, ancak son yıllarda çok büyük bir bölümü tanm alaruna çevrilen Kızüırmak Deltası'nda, özel koruma prpjesi başlatıhyor. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre Çevre Bakanlığı, Doğal Hayatı Koruma Derneği, Samsun Doğayı Koruma Derneği ile yerel yönetimler, bölgede çevre yönetim planı uygulamak üzere bir protokol ımzalaya ;ak. Ayvacık-Edremit yolu üzerindeki Adatepe Köyü, görenleri büyülüyor Sessizligiıı doyumâuz tadı• Sırtını dağlara dayamış iki tepe arasından şarap kadehi görünümündeki denizi gören köyün, dayanılmaz cazibesi yaklaştıkça artıyor. Uzayan toprak yolun ucunda köy meydanı görünüyor. Meydana girdiğinizde sessizliğin içinde kayboluyorsunuz. REMZİ GÖKDAĞ Adı Adatepe. Küçük bir köy. 50 evi var yok... Özelliği terke- dilmış olması. Ege'nin bu esra- rengiz köyünde zaman sanki durmuş. Sırtını dağlara dayamjş iki te- pe arasından şarap kadehi gö- rünümündeki denizi gören köy. Ayvacık-Edremit yolu üzerin- de. Yol üzerinde köyü gösteren ne bir ışaret ne de bir hareket var. Karayolu üzerinde san üzerine siyah yaalı "Zeus Alta- n" yaasını görüp tarihi bir me- kârun yolunu tutanlar bil- meden bu köyün yakınlanndan geçıyor İlk anda garip bır duy- gu kaplıyor insanın içını. Ege- nin havat veren yeşili içinde taş- tan yapılmış iki katlı evler görü- nüyor uzaktan. Bir anda Zeus Altan'na yapılan yolculuk unu- tulabilivor. Sokaklannda kim- senin yürümediği, horoz ve inek sesinin hatta kuş seslerinin bile duyulmadığı bu köyün çe- kimıne bırakn orsunuz biranda kendinizi. Köj'ün dayanılmaz cazibesi yaklaştıkça artıyor. L'zayan toprak yolun ucunda köy mey- danı görünüyor. Meydana gir- diğinizde sessizliğin ıçınde kay- boluyorsunuz. Evlerin kapılan ve camlan kapab. İçlerinde hiç- bır yaşam belirtısi yok. Kapalı kapılar ardındaki sessizük köy meydanına yansıyor. Sokakların sessizliği Köyün dar sokaklanna dalı- yorsunuz. Boş sokaklann ses- sizligini ayak sesinizle bozuyor- sunuz. Ama en küçük bırgürül- tü çıkartmadan >-ürüyebilmek için de büyük dikkat gösteri- yorsunuz. Bir anda karşınızda bir ihtiyar beliriyor. Kapısı ki- litli bir evin gölgesinde yürüyor. Omuzlan düşmüş, kamburu çıkmış. Ona doğru hızh adım- larla yaklaşıyorsunuz. Ayak seslerini duyup geriye dönüyor. Başka bir dünyadan gelen bir canlıyı görmüş gibi şaşmyor, yeşil gözleri açılıyor, başıyla ha- fıfınden bir hareket yapıyor. Onunla konuşmak, bu esraren- gız köy hakkında bilgı almak için adeta can aüyorsunuz. Sorulannıa kısa ama net ya- nıtlıyor ihtiyar. Adırun Ali ol- duğunu öğreniyorsunuz sonra- dan. 70 yaşlanndaki Ali dedey- le köyün neresi olduğunu kesti- remediğiruz dar bır yokuşunda sohbete başbyorsunuz. Konuş- tukça çekingenüği kayboluyor, zaman zamnan tebessüm beliri- yor yüzünde. Ve başbyor anlat- ma\a... Köyün yaklaşık 500 yıllık bir Adatepe'nin yaklaşık 500 yıllık bir geçmişi var. Ege'nin havat veren yeşili içinde taştan yapılmtş evler gözûküyor uzaktan DNA yapısı bozuluyor. Beyinde ve merkezi sinir sisteminde anza yaratıyor ÇevrekirMğigenetikyapıyıbozuyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bii- rosu)- Moskova Pediatri ve Pe- diatrik Cerrahi Bilimler Araştı- rma Enstitüsü Yöneticisi ve Asya Tıp Bilimleri Akadenıisi üyesi Prof. Dr. Yuri V'eltişev. çevre kirüliğinin yeni hastalıklar ortaya çıkardığını söyledi. İnsanın DNA yaptsında bozui- malara yol açarak, beyinde ve merkezi sinir sisteminde arızalar yaratan cevre kirliliğinin özellik- İe çocuklan daha çok etkilediği- ni vurgulayan Prof. Dr. V'eltişev, toplumda her kesünin çevre kir- liliğine karşı müeadele etmesi gerektiğini bikürdi. Ege Üniversitesi Tıp Fakül- tesTnde "Çevre kirliliği ve İnsan Sağlığı" konusunda bir konfe- rans veren Prof.Dr. Yuri V'elti- şev, çevreye arılan toksik kim> a- sal maddelerin, insanlarda gene- tik yapıyı bozduğunu, ölü do- ğum. düşük kilolu doğum ve kro- nik hastalıkları arttırdığını, ço- cuklarda allerjik hastalıklar oluşturduğunu ve bu arada da yeni hastalıkların ortaya çı- kmasına yol açtığını söyledi. Be- yinde ve merkezi sinir sisteminde oluşan bozukluklar sonucu in- sanlarda davramş bozukJuğu ve psikolojik problemler şekünde sejTeden bu yeni "Çevre" has- taİıklarının "Strange Deseases" diye tanımlandığını belirten Prof. Dr. Veltişev şu bilgileri verdi: "Çevreye verilen bu toksik kimyasal maddeler mutajen (de- ğiştirici) niteUktedirler ve insan DN A'sında özellikle anne karnı- nda embriyo döneminde bebek- lerde tahribata yol açarlar. Biz özellikle kirleticilerin in- sanlann bağışıklık sisteminde oluşturduğu etkiler üzerinde du- ruyonız. Örneğin, toksik mad- delerin etkisi altında, insanlann bağışıklık sisteminde v arolan. anneden babadan alınmış küçük eksikükler daha da büvümekte- dir." Tıp doktoıiarının ve ilgili di- ğer kişi ve kunıluşlann, kirliliğin yoğun olduğu bölgelerde risk aitındaki ailelerin saptanması, hangi kirleticinin hangi düzeyde bulunduğu. çocuk nüfusu üzerin- de kirleticilerin ctkikri. bebek ölümleri ve şekil bozukluğu olan bebek doğumları gibi konuların araştırılnıasında görev almalan gerektiğini savunan Prof.Dr. Veltişev, "Çok eeşitli toksik madde var. Bunların en tehlikeli- sini ve en zehirli olanlarını ayı- rmalıyız. Özellikle DNA yapısını en çok bozan zehirli maddeleri ve bunların düzeyleri- ni bilmek durumundayız" dedi. geçmişi olduğunu ondan öğre- niyorsunuz. Kurtuluş Savaşı sonrası köy sakinlerinin çoğun- luğunu oluşturan Rumlann nasıl köyden aynldığını. gıden- lerin çocuklannın ve torunlan- nın zaman zaman köye gelerek dedelennin evlerine uzaktan baktıklannı, köye yerleşen Türklerin de son 10 yıl içinde evlerinin kapılanna kilit vurup kasaba ve kentlere göçettikleri- ni anlatıyor Ali dede. Son yıllarda yol üzerindeki Zeus Altarı'nı görmeye geb'p de köyün büyüsüne kapılan yerb turistlerin, boş evlen sahiplerin- den satın aldıklannı ve restore ettikten sonra yerleştiklerini de yine Ali dededen öğreniyorsu- nuz. Düşük fiyatla ahnan bu evler restore edildikten sonra tarihi dokusu bozulmadan ye- niden canlanıyor ve büyük ken- tin gürültüsünden kaçanlara adeta huzurlu bir sığınak olu- yor. Bu şekilde onanlan birkaç ev diğerlerinin yanında daha genç görünüyor. Evler harap Ali dedeyle sohbeti noktab- yorsunuz. Köyün tepesıne doğ- ru yürümeye devam ediyorsu- nuz. Tepeye yaklaşükça evlerin köy meydanındakilerden daha harap olduğunu, bazılannın duvarlannın >ıkıldığını. çaüla- nnın çöktüğünü görüyorsunuz. Hepsinin kapısında bir kib't. Kilidi olmayan kapılar ise kalın sicimlerle sıkı sıkı bağb. Çayırlannda daha önce gör- ınediğinız kır çiçekleri. Yprgun- uğunuzu atmak için çayıra .ızanıp gözlerinizi gökyüzünün nıavi sonsuzluğuna dikiyorsu- nuz. Ya da köyü tepeden seyre- diyorsunuz. Manzaranıngüzel- liği ile bir kez daha büyüleni- > orsunuz. Dallan henüz çiçek açmış ağaçlar. yeşilin değişik tonlanndaki çayırlar. tam kar- şınızda mitolojinin baş kahra- manı Tann Zeus adına yapıl- rruş altann bulunduğu çam ağaçlanyla kapb bir tepe ve te- penin yanında şarap kadehi gö- rünümündeki deniz. Uzakta te- peleri görülen Yunan adalan. Ardınızda sonsuzluğa 'i"Mn bir çam ormanı. Solunuz yine bir tepe. .Ama yüksekçe bir te- pe. Arada kalan vadiden akan dereye yansıyan güneş ışınlan gözünüzü alıyor. Böyle bir konumda bir anda yaşadığmız dünyadan uzaklaş- tığınızı. köyün Rum halkımn yaşadığı hareketli günlerinı dü- şünüyorsunuz. Güneş dağlann ardından Ege'nin herhangı bir yerinde batmaya hazırlanıyor. Kıalbk köyıin taş duvarlanna yansı- yor, sokak aralanna ulaşamı- yor. Gün batarken köyden aynb- yorsunuz. Terkedibniş köyün sessizbğini ardınızda bırakıyor- sunuz. Yol abrken yaşadığınız görüntüleri canJandınyorsu- nuz. KöyTİin üzerinizde bıraktı- ğı etkiyi çözmeye çabşıyorsu- nuz ama başaramıyorsunuz. Yolunuza devam ederken bu sessiz köyü yaşamaya devam ediyorsunuz... Dazlak kadın şarkıcı Umay KcmHsiyle uğraşan öfkeü sanatçı FİGENYAMK 'Hayal Kahve'de gecenin iz- • MÜZİkte hedefkitlesi 10 ile 20 yaş arasında medyaya ve kapitalizme yenilmemiş gençler. Onlann içinde gerçekçi ve yenilmemiş olanlarla buluşmak, diğerlerini de zorlamak istiyor. ama örgütçüdeğil. Ve hep şarkının peşinde tekniğin değil. Nathalie VVood'un başrolünde oynadığı bır fıbnde. tren yo- lunda küçük bır kız çocuğu- lerini taşımayan sakin bir pa- nun söyledıği şarkı onu hep ta- zarsabahı. Edith Piaf dinleme- kip ediyor belki de "Bütün ye karar verip cam kenannda- yannlanm senin aşkına bağlı ' ki masada oturuyoruz Umay'- Yine bana yıldızlardan bir la. gökkuşağı". Haziran ayında dinleyeceği- Yaşamaktan kastı da in- miz "İstısnalar Kaideyi Bozar' sanın kendini zenginleşurmesi, adb kasetlerinden, müzikten, dünya ile ilgili olması. sinemadan, aşklardan. hayal- Baez niye Joan Baez lerden söz ediyoruz. Ve tabii yaşamın kendisinden. Sır ve gizem duygusu öğre- tilmemiş. çok açık, dışa vu- rumcu tipik bir Karadeıuz Joan oldu? Niye dünyayı sarstı? Çünkü Joan Baez her yerc 4 Dünyanın bütün acılannın gerçeğinin yanında oldu. Kim- se onu bir barda yedi bira içip kadını olarak tanımhyor ken- sapıtarak görmedi. Kendim dısini. yaşadı, dünyayı yaşadı, anla- Hep kendiyle uğraşan. sav- rulan. öfkeü... Bu her şeyi an- latıyor: şarkılan nasıl dinledı- • "Müzikte dünya artık iyi ve senden çıkan şeyi istiyor. Benim müziğimde be/ı vanm. Kimi ağ- latsam, kimi neşelendirsemden yola çıkmıyor benim müziğim. Yani örgütçü değil. Once kendim etkileniyorum, orada şarkıyı bitiriyorum. ğini,filmlerenasıl baküğını... Trabzon'da dokuz yaşlann- da ablasına ahnan gıtarla tanışmış müzikle. Hocalan Ali Sezgin akort dizimlerinı öğret- tikten iki gün sonra üç beste maya çalıştı. sevmeye çabştı. Bence yaşamak bu. Birilerinin yaptıklannın üstüne konmadı. •—^— birilerinin anlattı- klannı kendi ruhuna sındirip onun gibi yaşamaya kalk- madı." Müzikte hedef kit- lesi 10 ile 20 yaş arası- nda medyaya ve kapi- taüzme yenilmemiş gençler. Onlann içinde ger- çekçi ve yenibnemiş olanlarla buluşmak, diğerlerini de zorla- mak istiyor, ama ör- gütçü değil. Ve hep şarkının peşinde tek- niğin değil. "Müzikte dünya artık iyi ve senden çıkan şeyi istiyor. Be- nim müziğimde ben vanm. Kimi ağlatsam. kimi neşelen- dirsemden yola çıkmıyor be- nim müziğim. Yani örgütçü Ânlaşabildiği, ilişki kurabil- değil. Önce kendim etkileniyo- diği tek şey müzik. "Bir hedef seçersin ve onunla ilişki kurmaya çahşıran. Müzikte böyle bir şey yok. Müzik direk buramda. Ben bütün şarlulara yenili- rim, şarkılarla yürürüm, onlar- la uyurum, şarlu yapanm, ama..." Ama sinema onun iddiası. Gerçek hayatta hıç bulamadığı sözler etkilemiş sinemada ilk olarak onu. Hep yaşamak ıste- diği sözler sinemada kalmış. y rum. orada şarkıyı biü'riyo- rum. Şimdi bir kaset bile sat- mamayı göze ahyorum, ama kendi müzığimi yapacağım." Kanalö'da çarşamba ak- şamlan ekrana gelen 'Telef- laş'ta da dazlak bir kadın şarkıcı rolünde Umay. Med"- hırsı olup başına çeşitli bela gelen birkadın. Yinede"'Oyun- culuk... asla"diyor. ...Müzikten, sinemadan, aşklardan, hayallerden, ama en çok yaşamdan söz ediyoruz. Bursa'nın en kıdemli garsonu 38 yıldır hizmet veriyor Mesleğiııiıı sonbaharım yaşıyor • Mazlum Uskuran,"Menderes çok efendi bir insandı ama Ragıp Gümüşpala olsun, Süleyman Demirel olsun geldiklerinde 300-400 kişiyle yemek yerlerdi. Parası ya partiden, ya da Vilayet'ten ödenirdi. İsmet İnönü de pek efendi bir kişiydi. Yemeğin sonunda 'Beyler haydi pamuk eller cebe' derdi. İsmet Paşa bu konuda çok hassastı"diyor. KUTLU ESENDEMİR O, Bursa'nın en kıdemli garsonu. Çelik- palas'tan emekb olduktan sonra çabştığı çeşitb restoranlann ardından işini sürdür- düğü Çağdaş Gazeteciler Derneği Güney Marmara Şubesi lokalinde şef garson ola- rak bir maestro gibi. Kim mi diyorsunuz? Beş çocuk altı torun sahibi 55 yaşında 38 yıllîk garson Bursa eşrafından Vİazlum Us- kuran... Garson Mazlum Uskuran Mende- res'ten devlet bakanı Çavit Çağlar'a kadar uzanan bir yelpazede hepsine hizmet ver- miş. Bize bir sır veriyor "Devlet adamlan çok içmez, rezil olmaktan korkarlar" di- yor. Libya kralı Libya'da Muammer Kaddafi yönetimi ele geçirmiş. Dönemin Libya Kralı İdris El Sunnisi de o sırada Çelikpalas'ta tatildey- miş. Gerisini Mazlum Uskuran anlatıyor: "Otele gazeteciler, siviller doldu. Sunnisi"- de kimseyle göriişmek istemiyordu. Çok korkmuştu. Benden yardım istedi. Mudan- ya'da yatı bekliyordu. Hiç kimseye sez- dirmeden arka kapıdan kaçırdık onu. Çı- karken o dönemde ev alınacak paraydı, 50 bin lira bahşiş verdi. Gittim o bahşişi üp kutusuna attım. Daha sonra öğrendik ki Uskuran, ünlü poiitikacılara hizmet etmiş Libya kralı, Mudanya'dan bindiği yatıyla Yunanistan'a sığinmış." Uskuran, 1938 doğumlu. Çelikpalas'ta çalışmaya 1955 yıbnda gurum (kapıa) ola- rak çalışmaya başlamış. Konuklann ba- \ııllannı taşırmış. Çok çabştığı anlaşılınca restorana komi olarak terfi ettirilmiş. Ko- miliğin ardından ise, 2 yıl sonra sınavla 3. sınıf garson olmuş. Zaman geçmiş, yıl 1965. Uskuran bu kez de 1. sınıf garsonlu- ğa yükselmiş. Mazlum Uskuran kimlere servis yap- mamış ki! Uskuran, "Adnan Menderes'- ten. tsmet Paşa'ya, Alman harici vekibn- den, Erkan-ı Umumi Reisi Rüşdü Erdo- ğan'a kadar bir çok kişiye hizmet ettim" di- yor ve "Talat Turhan, Süleyman, Talat Ay- denıir, bunlann hepsı benim postalan ol- mamı isterlerdi" diyerek sürdürüyor söz- lerini. Peki liderlerin özellikleri hakkında ne gibi izlenimleri obnuş Uskuran'ın? Diyor ki: "Menderes çok efendi bir insandı ama Ragıp Gümüşpala olsun, Süleyman Demirel olsun geldiklerinde 300-400 kişiyle yemek yerlerdi. Paraşı ya partiden, ya da Vilayet'- ten ödenirdi. İsmet İnönü de pek efendi bir kişiydi. Yemeğin sonunda 'Beyler haydi pamuk eller cebe' derdi. İsmet Paşa bu ko- nuda çok hassastı." En yüksek bahşiş Uskuran'a göre iyi bir garsonun işini çok sevmesi gerekb. Çok çalışkan. çevik ve gü- leryüzlü olacak. Uskuran. "Bizim bir Rus ahçı vardı. 'Gelene ağam. gidene paşam di- yeceksin' diyordu. Bu bizim mesleğimiz için çok geçerb." Bahşiş ise ayn bir konu. O dönemdeki değeriyle karşılaştınlğında en yüksek bah- şişi eski CHP milletvekıü Sadertin Çanga'- dan almış. Devlet Bakanı Cavit Çağlar da Çelikpalas'm "müdavimlerinden". Usku- ran Çağlar'ın aynı zamanda oldukça "cö- mert" bir müşteri olduğunu anımsatarak, "Eli çok açıkür. Çok bahşiş verir. Bir de- fasında 42 personele hanımlanrun kullan- ması için elbiselik kumaş dağıtmışü."- diyor. Bir zamanlar devlet adamlanndan, ünlü poiitikacılara kadar bir çok kişiye hizmet eden Mazlum Uskuran şimdilerde ise bir gazeteci örgütûnün lokalinde şef garsonluk yaparak, hem hayatının, hem de mesleği- nin sonbahannı yaşıyor... Sağlığımızı 'ucuza' getiriyoruz • Tûrkiye'de en çok kullanılan 140 ilaç içerisinde, va- tandaşlann terdh ettikleri ilaçlann fıyatlan 10-20 bin lira arasında değişiyor. Türkiye'de vatandaşlarca en çok kullanılan ilaçlann yüzde 49.2'sini, fiyatı 10 bin li- raya kadar olan ilaçlar oluşturuyor. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Artan ılaç fıyatlan. Türk ınsanını, tedavide en ucuz alternatiflere yöneltiyor. Türkiye'de en çok kullanılan 140 ilaç içerisinde. vatandaş- lann tercih ettikleri ilaçlann fı- yatlan 10-20 bin bra arasında değişiyor. Türkiye'de vatan- daşlarca en çok kullanılan ilaç- lann yüzde 49.2'sini, fiyatı 10 bin b'raya kadar olan ilaçlar oluşturuyor. Türkiye'de kişi başına düşen ilaç harcamalan giderek artar- ken, vatandaşlann tedavileri K U T U P M f t N E H A F T â S I için "en ucuz" ilaçlan tercih et- tikleri gözleniyor. İlaç Endüst- risi İşverenler Sendikası tara- fından yaptınlan bir araştı- rmaya göre, 1989'da 15 dolar olan kişi başına düşen ilaç har- caması, 1992"de26dolarayük- seldi. Ancak bu miktar bile, ge- bşmiş ülkelerin çok gerisinde. Sendikamn araştırmasına göre, kişi başına ilaç tüketimı Japonya'da 318, Amerika'da 177, Hollanda'da 72, Yunanis- tan'da ise 43 dolar düzeyinde. Araşürma sonuçlanna göre, Türkiye'de doktorlar ve vatan- daşlar tarafından en rağbet gö- ren ilaçlar. antibiyotikler, ağn kesiciler ve vitaminler. İstatis- tiklere göre. 1 yıl içerisinde Türkiye'de kullanılan ilaçlann yüzde 21.9'unu antibiyotikler, yüzde 17'sini ağn kesiciler, yüzde 6.9'unu ise vitaminler oluşturuyor. 1992 yıhna ilişkin araştırma sonuçlan ise, Türkiye'de en çok kullanılan ilaçlann "en ucuz" ilaçlar olduğunu göste- riyor. Sendikamn araşürması- na göre, 1992'de kutu adedi olarak en çok röketilen 140 ilaçtan, en çok satılanlan fiyat- lan 10 bin liraya kadar olan ilaçlar oluşturuyor. Rakamla- ra göre, tüm tüketim içinde fi- yatı 10 bin braya kadar olan ilaçlann oranı yiizde 49.2. K U T U P H A N t H A F T A S I t - ' H U T U P H A N F H A F T A S I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear