Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
İmtvaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni Özgen Acar •Genel
Yayın Koordınatoru: Hikmet Çetinkaya • Genel
Yayın Danışmanı: Orfaan Erinç • Vazı İşlen
Miidürü: Celal Başlangıç • Haber Merkezi Mü-
dürü: Vlustafa Balbav
Görsel Yönetmen: Ali Acar •Düzenleme. Mustafa Sağtamer Ankara Temsilcisı: Cüneyt Arcayiirek •Haber Müdürlen: Işık Kansu, Hakkı Mûessese Mudür V : Erol Erkul •Koordina-
• tstanbul Haberlen: Şenav Kalkan «Dış Haberler: Erguo Bakı Erdem Z.Gökalp Blv.lnkılap S No:I9<4. Tel: 4331141-47, Tele\: 42344, Fax: tör Ahmet KonıLsan • Muhasebe Büknt Ye-
• Iş - Ekonomı: Dûıç Tayanç •Yurt Haberlen: Mdnaet Saraç (4)4330565•İzmir Temsılcısr Serdar Kızık, H.Ziya Blv. 1352S 2'3 Tel:83123O, rer «Idare Hüseyin Gürer •İşletmo Önder
• Makaleler Sami Karaören «Spor: Abd&ikadir Yüceiman »Dü- Telex: 52359,Fax: (51)895360 »Adana Temsilcisı: Çetin Yiğenoğlu İnönu Cd.
zeltme: Abdullah Yaacı 119 S. No: 1 Kat. 1, Tel: 59 37 52 (4 hat), Teiex: 62155, Fax: (71) 59 25 78
Çelik »Bılgı-İijem: Nail lnal • Bilgjsavar Sis-
tem: Mûrijvet Çiler • Reklam: Refaa lşrtman
: '•enı Gun Haber Ajansı, Başın \e Ycnınçıhk \ Ş BasmrCumhunyetMatbaacılık veGazetecıiıkTAŞ
Od 39 4ICag<dogluV4334İst PK. :46İstanbulTel 5120505Tefex 22246. Fax (1)5138595 3NİSANI993 lmsak:5 10 Guneş 6.38 Öğle-13 12 Ikındı: 16.47 Akşam 19 37 Yatsı 20 59
Diî bastalıkları
IIAVLARA (AA) - Gazi
ÛnİASısitesi Diş Hekimliği
Fakütfsi'nde yılda 8 bin
»ğreıcıün dişeti
ahasiilıklanndan dolayı
tekinebaşvurduğu
fıiJdinldı. Gazi Üniversitesi
Diş teıimliği Fakültesi
«ğretm üjesi Diş Hekimi
Güngjr Karagözlû, dişeti
rahauızkklan nedeniyle
lıendlenne başvuran
iıastaann yüzde 75'inde diş
çüriilJen ve ilerlemiş dişeti
hastajklanna bağlı
sjruriann ortaya çıktığını
beb'rti. Gençlerin ağız
hakınum ve diş fırçalamayı
bilmeiiğinı anlatan
Karagöz, hastalann ancak
yoğuit dişeti kanamalannda
doktcra başvurduğunu
kaydettı. Karagöz, dişeti
rahatiizlıklannın kendini
ağız kjkusuyla gösterdiğini;
bjnu.emihne, fırçalama ve
sert gıda yenmesi
dururnunda dişeti
kanaraaJannı ı izlediğini
ifadeettı.
İngiltere'de
kûrtaj savaşı
• LONDRA(AA)-'
İngiltere'de kürtaj Iehinde ve
aJeyhindeki gruplann dün
birbirlenyle ve polisle
çatışmalannın ardından
polis Londra'daki kürtaj
klinikierini koruma altına
aldı. Kürtaj karşıtı "Rescue
America' adlı Amerikan
örgütûnün taraftarlan ile
kürtaj hakkıru savunan
gruplar dün Londra'da aynı
bölgede karşıhklı gösteri
yaparken çatışma çiktı. Her
iki grup daha sonra
kendilerini dağıtmak isteyen
polisle çatıştılar. Olaylarda
20 kişinın gözaitına alındığı
bildirildi. Rescue America
adlı örgütün A merikah lideri
DanTresham'ın Londra'da
tuluklanması ve sınırdışı
karan verilmesini de protesto
eden kürtaj aleyhtan
göstericiler, Tresham'ın
alıkonulduğu Hammersmith
Polis Karakolu önünde de
gösteri yaptılar.
BisiktetçiteP yol
istiyop
• İSTANBUL (ANKA) -
Avrdpada çevre kırliüğıne
karşı aJternatif ulaşım aracı
olan bisiklet, Türkiye'de
yollann yetersizliği nedeniyle
ulaşım aracı olarak
görülmüyor. Bisiklet
fırmalan, bisikletin ulaşım
aracı olarak önem
kazanmasi için yerel
yönetimlerin bisiklet yolu
yapımına ağırhk vermesini
istedi. Yeşil bisiklet firması
sahibi Gürsel Akay
ANKAya yaptığı
açıklamada Türkiye'de
bisikletin ulaşım aracı olarak
kabul edilmemesinin. bisiklet
yollannın yetersizliğinden
kaynaklandığını söyledi.
Çevre kirliliğine karşı
alternatif ulaşım aracı
bisikletin "ciddiye" alınması
için yerel yönetimlerin
bisiklet yolu yapımına ağırlık
vermesi gerektiğine değinen
Akay, mevcut yollann da
bisiklet kulianılır hale
getirilmesini istedi.
Evliikdışı ilişki
modası
• ADANA(AA)-
Ekonomik çıkarlann önem
kazanmasi yüzünden
toplumsal baskı
mekanizmasırun işlemez hale
gelmesinin, paranın giderek
saygıyla eşdeğer sayümasına
ve namus kavramının da
sözde kalmasına yol açarak
evlilik dışı ilişkileri
yaygınlaştırdığı bildirildi.
Çukurova Üniversitesi Tıp
Fakültesi Psikiyatri
Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Doç.Dr. Yunus Emre
Evlice.son 10-12 yıldır
yaşanan toplumsal
değişimin, kadın-erkek
ilişkilerini de
farkhlaştırdığını söyledi.
Günümüzde, ekonomik
bağımsızlığiııı kazanan ve iyi
eğitim alan kadın sayısındaki
artışın, beraberindecinsel
anlamda özgürlüğü
getirdiğini, bunun da
farkblaşmanın bir boyutunu
oluşturduğunu anlattı.
KmHrmak
Deltası'na koruma
• ANKARA (AA)-
Karadeniz'in uluslararası
öneme sahip tek sulak alanı
olan, ancak son yıllarda çok
büyük bir bölümü tanm
alaruna çevrilen Kızüırmak
Deltası'nda, özel koruma
prpjesi başlatıhyor. AA
muhabirinin aldığı bilgiye
göre Çevre Bakanlığı, Doğal
Hayatı Koruma Derneği,
Samsun Doğayı Koruma
Derneği ile yerel yönetimler,
bölgede çevre yönetim planı
uygulamak üzere bir
protokol ımzalaya ;ak.
Ayvacık-Edremit yolu üzerindeki Adatepe Köyü, görenleri büyülüyor
Sessizligiıı doyumâuz tadı• Sırtını dağlara dayamış iki tepe arasından şarap
kadehi görünümündeki denizi gören köyün,
dayanılmaz cazibesi yaklaştıkça artıyor. Uzayan
toprak yolun ucunda köy meydanı görünüyor.
Meydana girdiğinizde sessizliğin içinde
kayboluyorsunuz.
REMZİ GÖKDAĞ
Adı Adatepe. Küçük bir köy.
50 evi var yok... Özelliği terke-
dilmış olması. Ege'nin bu esra-
rengiz köyünde zaman sanki
durmuş.
Sırtını dağlara dayamjş iki te-
pe arasından şarap kadehi gö-
rünümündeki denizi gören köy.
Ayvacık-Edremit yolu üzerin-
de.
Yol üzerinde köyü gösteren
ne bir ışaret ne de bir hareket
var. Karayolu üzerinde san
üzerine siyah yaalı "Zeus Alta-
n" yaasını görüp tarihi bir me-
kârun yolunu tutanlar bil-
meden bu köyün yakınlanndan
geçıyor İlk anda garip bır duy-
gu kaplıyor insanın içını. Ege-
nin havat veren yeşili içinde taş-
tan yapılmış iki katlı evler görü-
nüyor uzaktan. Bir anda Zeus
Altan'na yapılan yolculuk unu-
tulabilivor. Sokaklannda kim-
senin yürümediği, horoz ve
inek sesinin hatta kuş seslerinin
bile duyulmadığı bu köyün çe-
kimıne bırakn orsunuz biranda
kendinizi.
Köj'ün dayanılmaz cazibesi
yaklaştıkça artıyor. L'zayan
toprak yolun ucunda köy mey-
danı görünüyor. Meydana gir-
diğinizde sessizliğin ıçınde kay-
boluyorsunuz. Evlerin kapılan
ve camlan kapab. İçlerinde hiç-
bır yaşam belirtısi yok. Kapalı
kapılar ardındaki sessizük köy
meydanına yansıyor.
Sokakların sessizliği
Köyün dar sokaklanna dalı-
yorsunuz. Boş sokaklann ses-
sizligini ayak sesinizle bozuyor-
sunuz. Ama en küçük bırgürül-
tü çıkartmadan >-ürüyebilmek
için de büyük dikkat gösteri-
yorsunuz. Bir anda karşınızda
bir ihtiyar beliriyor. Kapısı ki-
litli bir evin gölgesinde yürüyor.
Omuzlan düşmüş, kamburu
çıkmış. Ona doğru hızh adım-
larla yaklaşıyorsunuz. Ayak
seslerini duyup geriye dönüyor.
Başka bir dünyadan gelen bir
canlıyı görmüş gibi şaşmyor,
yeşil gözleri açılıyor, başıyla ha-
fıfınden bir hareket yapıyor.
Onunla konuşmak, bu esraren-
gız köy hakkında bilgı almak
için adeta can aüyorsunuz.
Sorulannıa kısa ama net ya-
nıtlıyor ihtiyar. Adırun Ali ol-
duğunu öğreniyorsunuz sonra-
dan. 70 yaşlanndaki Ali dedey-
le köyün neresi olduğunu kesti-
remediğiruz dar bır yokuşunda
sohbete başbyorsunuz. Konuş-
tukça çekingenüği kayboluyor,
zaman zamnan tebessüm beliri-
yor yüzünde. Ve başbyor anlat-
ma\a...
Köyün yaklaşık 500 yıllık bir
Adatepe'nin yaklaşık 500 yıllık bir geçmişi var. Ege'nin havat veren yeşili içinde taştan yapılmtş evler gözûküyor uzaktan
DNA yapısı bozuluyor. Beyinde ve merkezi sinir sisteminde anza yaratıyor
ÇevrekirMğigenetikyapıyıbozuyor
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bii-
rosu)- Moskova Pediatri ve Pe-
diatrik Cerrahi Bilimler Araştı-
rma Enstitüsü Yöneticisi ve
Asya Tıp Bilimleri Akadenıisi
üyesi Prof. Dr. Yuri V'eltişev.
çevre kirüliğinin yeni hastalıklar
ortaya çıkardığını söyledi.
İnsanın DNA yaptsında bozui-
malara yol açarak, beyinde ve
merkezi sinir sisteminde arızalar
yaratan cevre kirliliğinin özellik-
İe çocuklan daha çok etkilediği-
ni vurgulayan Prof. Dr. V'eltişev,
toplumda her kesünin çevre kir-
liliğine karşı müeadele etmesi
gerektiğini bikürdi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakül-
tesTnde "Çevre kirliliği ve İnsan
Sağlığı" konusunda bir konfe-
rans veren Prof.Dr. Yuri V'elti-
şev, çevreye arılan toksik kim> a-
sal maddelerin, insanlarda gene-
tik yapıyı bozduğunu, ölü do-
ğum. düşük kilolu doğum ve kro-
nik hastalıkları arttırdığını, ço-
cuklarda allerjik hastalıklar
oluşturduğunu ve bu arada da
yeni hastalıkların ortaya çı-
kmasına yol açtığını söyledi. Be-
yinde ve merkezi sinir sisteminde
oluşan bozukluklar sonucu in-
sanlarda davramş bozukJuğu ve
psikolojik problemler şekünde
sejTeden bu yeni "Çevre" has-
taİıklarının "Strange Deseases"
diye tanımlandığını belirten
Prof. Dr. Veltişev şu bilgileri
verdi:
"Çevreye verilen bu toksik
kimyasal maddeler mutajen (de-
ğiştirici) niteUktedirler ve insan
DN A'sında özellikle anne karnı-
nda embriyo döneminde bebek-
lerde tahribata yol açarlar.
Biz özellikle kirleticilerin in-
sanlann bağışıklık sisteminde
oluşturduğu etkiler üzerinde du-
ruyonız. Örneğin, toksik mad-
delerin etkisi altında, insanlann
bağışıklık sisteminde v arolan.
anneden babadan alınmış küçük
eksikükler daha da büvümekte-
dir."
Tıp doktoıiarının ve ilgili di-
ğer kişi ve kunıluşlann, kirliliğin
yoğun olduğu bölgelerde risk
aitındaki ailelerin saptanması,
hangi kirleticinin hangi düzeyde
bulunduğu. çocuk nüfusu üzerin-
de kirleticilerin ctkikri. bebek
ölümleri ve şekil bozukluğu olan
bebek doğumları gibi konuların
araştırılnıasında görev almalan
gerektiğini savunan Prof.Dr.
Veltişev, "Çok eeşitli toksik
madde var. Bunların en tehlikeli-
sini ve en zehirli olanlarını ayı-
rmalıyız. Özellikle DNA
yapısını en çok bozan zehirli
maddeleri ve bunların düzeyleri-
ni bilmek durumundayız" dedi.
geçmişi olduğunu ondan öğre-
niyorsunuz. Kurtuluş Savaşı
sonrası köy sakinlerinin çoğun-
luğunu oluşturan Rumlann
nasıl köyden aynldığını. gıden-
lerin çocuklannın ve torunlan-
nın zaman zaman köye gelerek
dedelennin evlerine uzaktan
baktıklannı, köye yerleşen
Türklerin de son 10 yıl içinde
evlerinin kapılanna kilit vurup
kasaba ve kentlere göçettikleri-
ni anlatıyor Ali dede.
Son yıllarda yol üzerindeki
Zeus Altarı'nı görmeye geb'p de
köyün büyüsüne kapılan yerb
turistlerin, boş evlen sahiplerin-
den satın aldıklannı ve restore
ettikten sonra yerleştiklerini de
yine Ali dededen öğreniyorsu-
nuz. Düşük fiyatla ahnan bu
evler restore edildikten sonra
tarihi dokusu bozulmadan ye-
niden canlanıyor ve büyük ken-
tin gürültüsünden kaçanlara
adeta huzurlu bir sığınak olu-
yor. Bu şekilde onanlan birkaç
ev diğerlerinin yanında daha
genç görünüyor.
Evler harap
Ali dedeyle sohbeti noktab-
yorsunuz. Köyün tepesıne doğ-
ru yürümeye devam ediyorsu-
nuz. Tepeye yaklaşükça evlerin
köy meydanındakilerden daha
harap olduğunu, bazılannın
duvarlannın >ıkıldığını. çaüla-
nnın çöktüğünü görüyorsunuz.
Hepsinin kapısında bir kib't.
Kilidi olmayan kapılar ise kalın
sicimlerle sıkı sıkı bağb.
Çayırlannda daha önce gör-
ınediğinız kır çiçekleri. Yprgun-
uğunuzu atmak için çayıra
.ızanıp gözlerinizi gökyüzünün
nıavi sonsuzluğuna dikiyorsu-
nuz. Ya da köyü tepeden seyre-
diyorsunuz. Manzaranıngüzel-
liği ile bir kez daha büyüleni-
> orsunuz. Dallan henüz çiçek
açmış ağaçlar. yeşilin değişik
tonlanndaki çayırlar. tam kar-
şınızda mitolojinin baş kahra-
manı Tann Zeus adına yapıl-
rruş altann bulunduğu çam
ağaçlanyla kapb bir tepe ve te-
penin yanında şarap kadehi gö-
rünümündeki deniz. Uzakta te-
peleri görülen Yunan adalan.
Ardınızda sonsuzluğa 'i"Mn
bir çam ormanı. Solunuz yine
bir tepe. .Ama yüksekçe bir te-
pe. Arada kalan vadiden akan
dereye yansıyan güneş ışınlan
gözünüzü alıyor.
Böyle bir konumda bir anda
yaşadığmız dünyadan uzaklaş-
tığınızı. köyün Rum halkımn
yaşadığı hareketli günlerinı dü-
şünüyorsunuz.
Güneş dağlann ardından
Ege'nin herhangı bir yerinde
batmaya hazırlanıyor. Kıalbk
köyıin taş duvarlanna yansı-
yor, sokak aralanna ulaşamı-
yor.
Gün batarken köyden aynb-
yorsunuz. Terkedibniş köyün
sessizbğini ardınızda bırakıyor-
sunuz. Yol abrken yaşadığınız
görüntüleri canJandınyorsu-
nuz. KöyTİin üzerinizde bıraktı-
ğı etkiyi çözmeye çabşıyorsu-
nuz ama başaramıyorsunuz.
Yolunuza devam ederken bu
sessiz köyü yaşamaya devam
ediyorsunuz...
Dazlak kadın şarkıcı Umay
KcmHsiyle uğraşan
öfkeü sanatçı
FİGENYAMK
'Hayal Kahve'de gecenin iz-
• MÜZİkte
hedefkitlesi 10
ile 20 yaş
arasında
medyaya ve
kapitalizme
yenilmemiş
gençler.
Onlann içinde
gerçekçi ve
yenilmemiş
olanlarla
buluşmak,
diğerlerini de
zorlamak
istiyor. ama
örgütçüdeğil.
Ve hep şarkının
peşinde
tekniğin değil.
Nathalie VVood'un başrolünde
oynadığı bır fıbnde. tren yo-
lunda küçük bır kız çocuğu-
lerini taşımayan sakin bir pa- nun söyledıği şarkı onu hep ta-
zarsabahı. Edith Piaf dinleme- kip ediyor belki de "Bütün
ye karar verip cam kenannda- yannlanm senin aşkına bağlı '
ki masada oturuyoruz Umay'- Yine bana yıldızlardan bir
la. gökkuşağı".
Haziran ayında dinleyeceği- Yaşamaktan kastı da in-
miz "İstısnalar Kaideyi Bozar' sanın kendini zenginleşurmesi,
adb kasetlerinden, müzikten, dünya ile ilgili olması.
sinemadan, aşklardan. hayal- Baez niye Joan Baez
lerden söz ediyoruz. Ve tabii
yaşamın kendisinden.
Sır ve gizem duygusu öğre-
tilmemiş. çok açık, dışa vu-
rumcu tipik bir Karadeıuz
Joan
oldu?
Niye dünyayı sarstı?
Çünkü Joan Baez her yerc
4
Dünyanın bütün acılannın
gerçeğinin yanında oldu. Kim-
se onu bir barda yedi bira içip
kadını olarak tanımhyor ken- sapıtarak görmedi. Kendim
dısini. yaşadı, dünyayı yaşadı, anla-
Hep kendiyle uğraşan. sav-
rulan. öfkeü... Bu her şeyi an-
latıyor: şarkılan nasıl dinledı-
• "Müzikte dünya artık
iyi ve senden çıkan şeyi
istiyor. Benim müziğimde
be/ı vanm. Kimi ağ-
latsam, kimi
neşelendirsemden yola
çıkmıyor benim müziğim.
Yani örgütçü değil. Once
kendim etkileniyorum,
orada şarkıyı bitiriyorum.
ğini,filmlerenasıl baküğını...
Trabzon'da dokuz yaşlann-
da ablasına ahnan gıtarla
tanışmış müzikle. Hocalan Ali
Sezgin akort dizimlerinı öğret-
tikten iki gün sonra üç beste
maya çalıştı. sevmeye çabştı.
Bence yaşamak bu. Birilerinin
yaptıklannın üstüne konmadı.
•—^— birilerinin anlattı-
klannı kendi ruhuna
sındirip onun gibi
yaşamaya kalk-
madı."
Müzikte hedef kit-
lesi 10 ile 20 yaş arası-
nda medyaya ve kapi-
taüzme yenilmemiş
gençler.
Onlann içinde ger-
çekçi ve yenibnemiş
olanlarla buluşmak,
diğerlerini de zorla-
mak istiyor, ama ör-
gütçü değil. Ve hep
şarkının peşinde tek-
niğin değil.
"Müzikte dünya artık iyi ve
senden çıkan şeyi istiyor. Be-
nim müziğimde ben vanm.
Kimi ağlatsam. kimi neşelen-
dirsemden yola çıkmıyor be-
nim müziğim. Yani örgütçü
Ânlaşabildiği, ilişki kurabil- değil. Önce kendim etkileniyo-
diği tek şey müzik. "Bir hedef
seçersin ve onunla ilişki
kurmaya çahşıran. Müzikte
böyle bir şey yok. Müzik direk
buramda.
Ben bütün şarlulara yenili-
rim, şarkılarla yürürüm, onlar-
la uyurum, şarlu yapanm,
ama..."
Ama sinema onun iddiası.
Gerçek hayatta hıç bulamadığı
sözler etkilemiş sinemada ilk
olarak onu. Hep yaşamak ıste-
diği sözler sinemada kalmış.
y
rum. orada şarkıyı biü'riyo-
rum. Şimdi bir kaset bile sat-
mamayı göze ahyorum, ama
kendi müzığimi yapacağım."
Kanalö'da çarşamba ak-
şamlan ekrana gelen 'Telef-
laş'ta da dazlak bir kadın
şarkıcı rolünde Umay. Med"-
hırsı olup başına çeşitli bela
gelen birkadın. Yinede"'Oyun-
culuk... asla"diyor.
...Müzikten, sinemadan,
aşklardan, hayallerden, ama
en çok yaşamdan söz ediyoruz.
Bursa'nın en kıdemli garsonu 38 yıldır hizmet veriyor
Mesleğiııiıı sonbaharım yaşıyor
• Mazlum Uskuran,"Menderes
çok efendi bir insandı ama Ragıp
Gümüşpala olsun, Süleyman
Demirel olsun geldiklerinde
300-400 kişiyle yemek yerlerdi.
Parası ya partiden, ya da
Vilayet'ten ödenirdi. İsmet İnönü
de pek efendi bir kişiydi. Yemeğin
sonunda 'Beyler haydi pamuk
eller cebe' derdi. İsmet Paşa bu
konuda çok hassastı"diyor.
KUTLU ESENDEMİR
O, Bursa'nın en kıdemli garsonu. Çelik-
palas'tan emekb olduktan sonra çabştığı
çeşitb restoranlann ardından işini sürdür-
düğü Çağdaş Gazeteciler Derneği Güney
Marmara Şubesi lokalinde şef garson ola-
rak bir maestro gibi. Kim mi diyorsunuz?
Beş çocuk altı torun sahibi 55 yaşında 38
yıllîk garson Bursa eşrafından Vİazlum Us-
kuran... Garson Mazlum Uskuran Mende-
res'ten devlet bakanı Çavit Çağlar'a kadar
uzanan bir yelpazede hepsine hizmet ver-
miş. Bize bir sır veriyor "Devlet adamlan
çok içmez, rezil olmaktan korkarlar" di-
yor.
Libya kralı
Libya'da Muammer Kaddafi yönetimi
ele geçirmiş. Dönemin Libya Kralı İdris El
Sunnisi de o sırada Çelikpalas'ta tatildey-
miş. Gerisini Mazlum Uskuran anlatıyor:
"Otele gazeteciler, siviller doldu. Sunnisi"-
de kimseyle göriişmek istemiyordu. Çok
korkmuştu. Benden yardım istedi. Mudan-
ya'da yatı bekliyordu. Hiç kimseye sez-
dirmeden arka kapıdan kaçırdık onu. Çı-
karken o dönemde ev alınacak paraydı, 50
bin lira bahşiş verdi. Gittim o bahşişi üp
kutusuna attım. Daha sonra öğrendik ki
Uskuran, ünlü poiitikacılara hizmet etmiş
Libya kralı, Mudanya'dan bindiği yatıyla
Yunanistan'a sığinmış."
Uskuran, 1938 doğumlu. Çelikpalas'ta
çalışmaya 1955 yıbnda gurum (kapıa) ola-
rak çalışmaya başlamış. Konuklann ba-
\ııllannı taşırmış. Çok çabştığı anlaşılınca
restorana komi olarak terfi ettirilmiş. Ko-
miliğin ardından ise, 2 yıl sonra sınavla 3.
sınıf garson olmuş. Zaman geçmiş, yıl
1965. Uskuran bu kez de 1. sınıf garsonlu-
ğa yükselmiş.
Mazlum Uskuran kimlere servis yap-
mamış ki! Uskuran, "Adnan Menderes'-
ten. tsmet Paşa'ya, Alman harici vekibn-
den, Erkan-ı Umumi Reisi Rüşdü Erdo-
ğan'a kadar bir çok kişiye hizmet ettim" di-
yor ve "Talat Turhan, Süleyman, Talat Ay-
denıir, bunlann hepsı benim postalan ol-
mamı isterlerdi" diyerek sürdürüyor söz-
lerini. Peki liderlerin özellikleri hakkında
ne gibi izlenimleri obnuş Uskuran'ın?
Diyor ki:
"Menderes çok efendi bir insandı ama
Ragıp Gümüşpala olsun, Süleyman Demirel
olsun geldiklerinde 300-400 kişiyle yemek
yerlerdi. Paraşı ya partiden, ya da Vilayet'-
ten ödenirdi. İsmet İnönü de pek efendi bir
kişiydi. Yemeğin sonunda 'Beyler haydi
pamuk eller cebe' derdi. İsmet Paşa bu ko-
nuda çok hassastı."
En yüksek bahşiş
Uskuran'a göre iyi bir garsonun işini çok
sevmesi gerekb. Çok çalışkan. çevik ve gü-
leryüzlü olacak. Uskuran. "Bizim bir Rus
ahçı vardı. 'Gelene ağam. gidene paşam di-
yeceksin' diyordu. Bu bizim mesleğimiz
için çok geçerb."
Bahşiş ise ayn bir konu. O dönemdeki
değeriyle karşılaştınlğında en yüksek bah-
şişi eski CHP milletvekıü Sadertin Çanga'-
dan almış. Devlet Bakanı Cavit Çağlar da
Çelikpalas'm "müdavimlerinden". Usku-
ran Çağlar'ın aynı zamanda oldukça "cö-
mert" bir müşteri olduğunu anımsatarak,
"Eli çok açıkür. Çok bahşiş verir. Bir de-
fasında 42 personele hanımlanrun kullan-
ması için elbiselik kumaş dağıtmışü."-
diyor.
Bir zamanlar devlet adamlanndan, ünlü
poiitikacılara kadar bir çok kişiye hizmet
eden Mazlum Uskuran şimdilerde ise bir
gazeteci örgütûnün lokalinde şef garsonluk
yaparak, hem hayatının, hem de mesleği-
nin sonbahannı yaşıyor...
Sağlığımızı 'ucuza' getiriyoruz
• Tûrkiye'de en çok kullanılan 140 ilaç içerisinde, va-
tandaşlann terdh ettikleri ilaçlann fıyatlan 10-20 bin
lira arasında değişiyor. Türkiye'de vatandaşlarca en
çok kullanılan ilaçlann yüzde 49.2'sini, fiyatı 10 bin li-
raya kadar olan ilaçlar oluşturuyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Artan ılaç fıyatlan.
Türk ınsanını, tedavide en
ucuz alternatiflere yöneltiyor.
Türkiye'de en çok kullanılan
140 ilaç içerisinde. vatandaş-
lann tercih ettikleri ilaçlann fı-
yatlan 10-20 bin bra arasında
değişiyor. Türkiye'de vatan-
daşlarca en çok kullanılan ilaç-
lann yüzde 49.2'sini, fiyatı 10
bin b'raya kadar olan ilaçlar
oluşturuyor.
Türkiye'de kişi başına düşen
ilaç harcamalan giderek artar-
ken, vatandaşlann tedavileri
K U T U P M f t N E H A F T â S I
için "en ucuz" ilaçlan tercih et-
tikleri gözleniyor. İlaç Endüst-
risi İşverenler Sendikası tara-
fından yaptınlan bir araştı-
rmaya göre, 1989'da 15 dolar
olan kişi başına düşen ilaç har-
caması, 1992"de26dolarayük-
seldi. Ancak bu miktar bile, ge-
bşmiş ülkelerin çok gerisinde.
Sendikamn araştırmasına
göre, kişi başına ilaç tüketimı
Japonya'da 318, Amerika'da
177, Hollanda'da 72, Yunanis-
tan'da ise 43 dolar düzeyinde.
Araşürma sonuçlanna göre,
Türkiye'de doktorlar ve vatan-
daşlar tarafından en rağbet gö-
ren ilaçlar. antibiyotikler, ağn
kesiciler ve vitaminler. İstatis-
tiklere göre. 1 yıl içerisinde
Türkiye'de kullanılan ilaçlann
yüzde 21.9'unu antibiyotikler,
yüzde 17'sini ağn kesiciler,
yüzde 6.9'unu ise vitaminler
oluşturuyor.
1992 yıhna ilişkin araştırma
sonuçlan ise, Türkiye'de en
çok kullanılan ilaçlann "en
ucuz" ilaçlar olduğunu göste-
riyor. Sendikamn araşürması-
na göre, 1992'de kutu adedi
olarak en çok röketilen 140
ilaçtan, en çok satılanlan fiyat-
lan 10 bin liraya kadar olan
ilaçlar oluşturuyor. Rakamla-
ra göre, tüm tüketim içinde fi-
yatı 10 bin braya kadar olan
ilaçlann oranı yiizde 49.2.
K U T U P H A N t H A F T A S I
t - ' H U T U P H A N F H A F T A S I