22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET fÎNİSAN1993CUMARTESİ Azıiı Hollywood karşıtıve 4 Prospero'SLNGU ÇAPAN • Pe t f l , Kans. ve Aşıgı V ^ # , , BuketUzuner Gebze'de • Kfiltür Servisi - Gebze Bekdıyesi'nce gerçekleşürilen "Kültür ve Sanat EtkinükterTnin 17' ncisi, bugün Buket Uzuner'in katılacağı söyleşi ve imza günüyle sürüyor. Akgün Akova'nm yöneteceği vc "Gezgin Bir kadın Yazann Edebiyat Notlan" başhklı söyleşi, 14.00'te Belediye Meclis Salonu'nda yaptlacak. Kütüphane Hattası ödülleri •TEKİRDAĞ (Cınnhuri\et) - Kütüphane Haftası nedeniyJeTekirdağ NamıkKetnalIlHalk Kütüphanesi"nde • düzenlenen törende, yıl boyunca kütüphanede en çok kitap okuyan Sema Otari, Ertuğnıl Ocakh ve tbrahim Göaûl ıle ilkokullar arası en güzel masal anlatma yanşmasinda dereceye giren Sultan Turaru Pınar Akarsu, Kıymet Küçük, Murat Ayar veNalanCan* ödûllendirildiler. Buarada, Konya'da da hafta olayısıyla şiir, kompozisyon, hikâye, resim, en güzel kiiap okuma yanşmalannda Fatih Kocagüzel, Feyza Akınerdem. İlkraır Sayın, Hatice MüsJümoğlu, Omer Yıldırım. Halfl Sezgin, Rümeysa Emre, Melek Er, Hatice İnan, Asuman Küçüksu, Şerife İzgü, Bingûl Yangm, Hüma Yiğit, Hacer Ydmaz ve Hatice Gültekin dereceye girdiler. • Peter Greenaway'i 'marji- ^"Hırsız,Aşçı,KansıveAşıgı, rv,ıma,ı« nallik'ten popülerliğe taşıyan GöbeğT, "Ressamm Anlaşması" gibi 'tuhaf ftim Avnma'nin ccAr 117301- isimh" fılmleriyle geçtiğimiz yıllarda, eski U U I 1 > / V V r u p d I l i n COK UZdgl- "Sinema Günkri" izleyicilerinin gönlünde n d a k İ 1SS1Z b i r taht kuran İngiliz yönetmen Peter Greena- * % •%. r-ı j wa> hayranlanna müjde! S a b l K M l i a î l O Cl ilk uzun konulu fılmini 1982'de (Res- _ . . „ . Avlrı'icii samın Anlaşması) yapan ve on yıl süresince iıuil uyıvusu. fılmleriyle özellikle eleştirmenlerin övgüleri- ne toplayan Greenavvay'in son fılmi" Prospe- ro'nun Kitaplan" ve ikinci fılmi "'Hayvanat Bahçesi" (1985) de fesüvalde gösteriliyor bu Aşçı, Kansı ve Aşıgı m» yv^~ mnhayalgüw 'Oyuncu ve metnin, sanatçı- ve teknolojinin kusursuz bir- likteğini 'sunan 'Prospero'nun Kitaplan', gizem, düş ve al- datmaca üzerine kurulu metni vurgulayan ve vücelten fılm. olduğunu biliyo- sans sanaü n a ^ ~ — ,- •- seyircuerin -IW«o J g ^ • ge^yor. zevk ^ a > ' a ^ " ay ^ r c i n i n serbest Tam aksme^ G r e e W i a n y | n e r e f e r a n S j a r yorumy" • . . . ansla "res- y aP f rakde&l.h medılmesı nden JS5SS h m k e n a,a Shakespeare uı ı m...«. „...„__.. Yönetmeni "marjinariıkten popülerliğe taşıyacak "Prospero'nun Kitaplan", Avru- pa'nm çok uzağindaki ıssız bir adaya sürülen sabık Mılano dükü Prospero'nun öyküsü Shakespeare'in "Fırtına"sından esinlenerek senaryoyu yazan Greenaway, Prospero rolü için, sahnede "Fırtına"yı defalarca oynamış olan Sir John Gielgud'u yeğlemiş, dahası bu rolü onun için yazmış. Ticarileşmeden, çok ucuzluğa. bayahğa kaçmadan da kitlesel ola- bılecek bir sinemanın gerçekleşürilebileceği- ni savunan Greenavvay sinema anlayışıru şöyle açıkhyor "Benim sinemam 'duygulardan anndınlmış'bir sinemadır. Örneğin Kramer Kramer'e Karşı vb. gibi fılmlerde olduğu gibi, seyircinin, perdedeki görüntülerle olan ilişkisinin, mastürbasyonist bir duygusal an- gajmana girmesini amaçlayan bir sinema hiç değildır. Ben başka türlü bir sinemanın yapı- labileceğine inanmıyorum..." Filmde kızıyla birlikte gönderildiği adayı, küçük bir İtalyan krallığına dönüştürüp, hayranı olduğu Rönesans modeüne uygun saraylar- bahçeler yapsınlar diye tüm sihirli bolizm, iç ndaki yukandaki- •—'--T.Ve '•Prospero'nun Kitaptarında Remb- randt'ın resimlerinden aynen esinle- nilen kostümleri kullanan Peter Greenaway, ressam gözüyle bütûn bir Rönesans sanatını olanca gör- kemiyle beyaz perdeye taşıyor. ns modebne uygun ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ K ^ M ^ B - ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^^»-— - saraylar- bahçeler yapsınlar diye tüm sihirli ^ ^ ^ ^ " • » » " • •» •=" güçleri çağıran, adanm yerli ruhlannı da ve tedirgin edici bir şekilde cisme büründü- ve yücelten bir fılm. Rambo ya da Termına- lann orada olduğunu biüyorum ya, yeter. ohnamış, aıcsır klasik mitolojik yaraüklanna çeviren Pros- ğü" bir adadır. Olaylann çoğu aslında Pros- tör gibi filmlere şartlandınlan ve alışunlan Bunlar, fıbnın dokusunu da zenginleştiren kalmış Gielgud. pero (John Gielgud). hâlâ dükahğını elinden fiero'nun hayal güdinûn ürünüdür. "Oyun- "kolaycı" seyırci, bu filmdeki sembolizmi, unsurlar. Bu unsurlar sayesinde fılm bütün- Sinemanın duygusal, ruhsal ya da başka alanlara karşı kumpaslar kurarak gecirmek- cu ve metnin, sanatçı ve teknolojinin kusur- Rönesans sanatına yaptlan göndermeleri lüğe kavuşup tamamlaruyor..." çeşit çözümler önerebileceğine hiç manma- " ' - suz birlikteliğini" sunan* Prospero'nun Ki- fark etmeyebihr. Ama bu Greenavvay'e göre Sinema, Greenavvay'a göre, salt bir eğlen- yan,psiko-dramayladahiçilgilenmeyenPe- •—> "metinlerin taplan', gizem, düş ve aldatmaca üzerine ku- bir eksiklik, bir zaaf değil. "Çünkü" dıyor ce aracı değjl, bir sanat. Ve bu sanaun ter Greenavvay'e göre "HoUyvvood, sanaü — : --'-->v Va<îten vurgulayan Greenaway,"benosemboUzmin,oreferans- hakkıru vermek gerekiyor. "Hepimiz ha- imhaedenbircanavar!"... : TT Ekşi'den'Cinsel EiitinT •Kültür Servisi - Çankaya Kültür ve Sanat Vakfı tarafmdan düzenlenen "Gençlik Günleri" kapsanunda, bugün saat OO'de Atakule Sajon'da rrof. Dr. Aysel Ekşi "Cinsel Eğitim" konulu bir söyleşi yapacak. Kendisinin kurduğu t. Ü. Çocuk Sağhğı Estitûsü'nde öğretim görevlisi olan Aysel Ekşi'rün yurtiçi ve dışında yüzü aşkın bilimsel araşürma ve makalesi yayınlandı. "Gençlerimiz ve Sorunlan", "Üniversiteli Gençler" ve "Çocuk, Genç,. Ana Babalar" adlı kitaplan yazan Ekşi, sağlıkb ve çağdaş kuşaklann yeüşurürnesine çabagösterdi.(437 8586) Tatiki- Bu fıbnın belirgin bir öyküsü yok... Türk kökerüi Macar yönetmen Can Togay, imzasını attığı bu deneysel sinema ömeğinde sessizliğin hâkım ol- duğunu ve 'dinleme cesareti' gösterebi- lenlerin fılmini 'duyabileceğini' söylü- yor. (Macarca; Fransızca ve Türkçe alıyazıh) Yerde De Gökte De- Dünyanın tüm cenınlen birleşip doğmamaya karar verseydi ne olurdu? Belçikah kadın yö- netmen Marion Hansel, başanb bir TV muhabirinin annelik öyküsünü an- lattığı bu fılminde, annelik olgusuna il- ginç bir bakış açıa getiriyor. (Fransı- zca; İngilizce ve Türkçe altyazılı) JigoVo- Tunuslu yönetmen Nuri Bu- n&. kadın-erkek demeden herkese be- denini satan bir jigoloyu anlatüğı bu filminde, ülkesinde yaşanan çıfte stan- dartlara ve "turizm masalı"na acı- masız bir eleşüri getiriyor. (Fransızca- Arapça; İngiltce altyazılı) Claudeia Evde- Kanada'da geçen ve bu ülke toplumunda yaşanan eşcinsel ilişkilere cesur bir bakış açısıyla yakla- şan fılm, âştğmı öldüren bir eşcinselin öyküsü çerçevesinde ilginç bir seyırliğe dönüşüyor. Yönetmen, Jean Beaudin. (Fransızca;, İngilizce ve Türkçe alt- yazılı) Frida-Yörekten- Gençlik sorunlan na ilginç bir yaklaşım getirenfilm,13 yaşındaki bir kızın, Erich Fromm'un "Sevme Sanaü" kitabını keşfetmesiyle başlayan serüveninî konu ahyor. Nor- veçli yönetmen Berit Nesheim'in im- zasıru taşıyan fılm, "aşk" üstüne hoş bir deneme... (Norveççe; İngilizce ve Türkçe altyazılı) LeoJo- "Hayal ediyorum, demek ki yokum" manüğıyla yaşayan küçük Leo'nun ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ _ » yaşamını an- ^ H ^ ^ latan bu fılm, Kanada sine- masırun genç- yönetmenle- rinden Jean- Oaude Lau- zon'un im- zasıru taşıyor. Bir Sicilyalı köylünün spermını ta- şıyan bir do- matesin oğlu olduğunaina- nanbu küçük çocuğun çarpıcı. mizah dolu öykü- sü... (İngüiz- ce; Türkçe alt- yazdı) İngıltceve Türkçe altyazıh) Regitze t k Dass- Danimarka'nın ünlü tiyatro yönetmenlerinden Kaspar Rostrup 'un imzasını taşıyan fılm, çok ener)ikvecesurbirkadının,dahasakin oldukça sıraaan kocasıyla evlilik * • ^ ^ - — evinde ilk aşkıyla karşılaşması ve iki yaşb aşığın kaçışını anlaüyor...lzlan- dab yönetmen Fridrik Ttaor Fridriks- son'ın imzasını taşıyan hoş bir doğa masab. (İzlandaca; İngilizce. Türkçe altyazılı ı Bayanlar ve Baylar- İtalyan sinemasuun ünlü güldürü ustası Piefaro zasmı taşıyan f'lm, İtalyan taşrasından bir grup insanın erotik öyküleri- ra anlauyor. Virnalisi,Ğas- tooe Moschin v e Alberto Lto- n ^ a başrolkr- de. (İtalyanca; Fransızca alt- l L-Dönüşû- Yunan sinemasının en genç,yönetmen- lerinden Nikos Grammatikosun bu ilk fîlmi, sıradışı bir kadınla aşk yaşayan, bu arada kendini bir cinayeün ortağı olarak bulan genç bir araba hırsızının maceralannı konu abyor. (Yunanca; ilişkilerini konu alan bir aşk. nefret ve kıskançbkdramı. (Danimarkaca; İngi- lizce ve Türkçe altyazılı) Doganın Çocuklan- Geçen yıl en iyi yabancı fılm Oscar adaylan arasında olan fıbn, yaşlı bir çiftçinin düşkünler Fransız ^ ^ ^ ^ K sinemasının ^ ^ ^ ^ usta yönetmen- Madam Bovary \ennden Eık Rofamer'ın bu fılminde. evini satmak için Annency'ye gelen Jerome'un bu- rada yaşayan iki kukardeşle dostluğu anlaühyor. Jean-Oaude Brialy, Auro- ra Comu ve Beatrice Romand başrol- lerde. (Fransızca; Türkçe altyazılı) Dünyanın TünT Sabaltiart - Klasik müzik tutkunlannın özellikle ilgisini çekecek fılm, kralhk dönemi Fransa'- sında iki müzisyenin dostluklannı konu alıyor. Ünlü Fransız yönetmen Alain Comeau'nua imzasını taşıyan fılmde. Jean-Pkrre Marielk, Gerard Depardieu ve Anne Brochet oynuyor. (Fransızca, Türkçe altyazılı) Ayaktaknu- Çağdaş İngiliz sine- masının ünlü yönetmenlerinden Ken Loach, bu fılminde şarkıa obnak iste- yen genç bir kızla bir işçınin aşkını an- latıyor. Londra'da yaşam koşullanna da bir bakış açısı getiren fılmde, Robert Cartyk ve Emer McCourt başrollerde. (İngilizce; Türkçe altyazılı) Tatlı Emma, Sevgüi Böbe- Budapeş- tede öğretmenlik yapan iki köylü kızı, 'Kadife Devrimi'n ardından gelen si- yasi ve toplumsal değjşiklikkr sonucu, yaşam koşullanyla bambaşka yollarla savaşmak zorunda kalırlar... Macar si- nemasımn ünlü ismi Istvan Szsbo'nun imzasını taşıyan filmde, Johanm ter Steege ve Eniko Börcsök başrollerde. (Macarca; Türkçe altyazılı) Rossini! Rossini!- Müzikseverler için bir şölen...Yaşh Rossini, geçmişi anı- rnsayarak yaşam öyküsünü anlatır. İtalyan sinemasının usta yönetmenle- rinden Mario MoniceUi'nin fılminde, PhiUipe Noiret, Jacqueline Bisset, Ser- gio Castellitto ve Şabina Azema başrol- îpri navlasıyor. (İıalyanca; Türkçe alt- Beyoğkı Emek: Madam Bo- vary (12.00, 18.30), Prospero'- nun Kitaplan (15.00,21.30) Beyoğiu Sinepop: Tatilcı U 12.00). Yerde De Öökte De (15.00), Jigolo (18.30), Claude'- la Evde (21.30) Beyoğlu Attas Frida-Yürek- ten (12.00,18.30), Leolo (15.00, 21.30) Beyoğlu Beyoğnc U-Dönüşu (12.00,18.30)' Regitze İle Dans (15.00), Doğanın Çocuklan (21.30) Şişfi KenC Bayanlar ve Bay- lar (12.00,18.30). Claire'in Dizi (15.00,21.30) Kadıköy Reks: Dünyanın Tüm Sabahlan (12.00), Ayak- takınu (15.00), Tatlı Emma, Sevgili Böbe (18.30), Rossini! Rossini! (21.30) YARIN do Castellitto ve samna « " ^ T " ^ . kripaylaşıyor. (Italyanca. Türkçe alt yazılı) Beyoğiu Emek: Mucize (12.00, 18.30), Köprüûstü Aşı- klan(15.0O,21.30) Beyoğta Sinepop: tnekler (12.00), Kaptan (15.00), 11. Ed- ward (18.30). Çınar (21.30) Beyoğlu Aüas Hayvanat Bahçesi (12.00, 18.30), Nalın Agao (15.00,21.30) Beyofhı BevoğJu: Bir Avuç Zaman (12.00, 18.30), Panis- pema Sokağı Gençleri (15.00, 18.30) Şisji Kent Rahibe ve Haydut (12.00,18.30), Dolunay Gecele- ri (15.00, 21 30) Kadıköy Reks Uzun Günün Sonu(12.00), Prag (15.00), Saat Kaç (18.30), Casablanca (21.30) çabagöste( Samsun'da resim sergisi •SAMSUN(AA)- Samsunlu resssamlarSevinç veSeçkinYanbevi kardeşlerin ortak sergisi açıldı. Akbank Sanat Galerisi'nde açılacak sergi 22 nisana dek açık kalacak. SevinçYanbeyi.. Ondokuzmayis Üniversitesi resim Bölümü'nde öğretim üyesi, Seçkin Yanbeyi ise ortaokul öğretmeni olarak görev yapıyor. FHmFestiva» BRT'de aMam bir köprü^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ™ ' tıren güçlü b Bir yazann gerçekten değerli olup ol- madığının ölçütlerinden biri de kendi dö- nemi içinde başkalanna benzemez oluşu- dur. Sabahattin Ali, Türk yazmınm cağ- daşlaşma yönseminin başlangıayla ol- gunluk dönemi arasında, kendine özgü, sağlam bir köprü olarak abnabilir. Omer Seyfettm, Refik Halit Karay ve Yakup Kadri Karaosmanoğhı ile belirgin -: _ı.-rt ,ırriT1 -memleket öykücülü- ^Küttür Servisi-12. Jlustararası İstanbul Film Fesüvaü, görüntû, haber ve yorumlanyla festival boyunca BRT'de yer alacak. Festival programında. Onat Kutlar fesuvalm başlangıcından günümüze kadar gelişimi ve öyküsünü anlatacak. Festival yöneticisi HfflyaUcaosu, uluslararası ve ulusal yanşma bölümü üzerine konuşacak. Programın sunucusu Pmar Kfşat, sinema yazan Rekin Teksoy ile festivale katılan fılmlere değmecek. Özkan Recep Bakı'nın hazırladığı bölümde ise, son dönem ve klasik sinema ömekkrinden tanıümlar, Alman yönetmen Rainer Fassbinder ve 'Roma Açık Şehir"den görüntüler yer alıyor. Yakup Kadri Karaosnmnug». ..^ ^ bir çizgi oluşturan 'memleket öykücülü- ğü', Sadri Ertem'de sert biçimkr kazandı- ktan sonra Sabahattin Ali'de yenilenir. Bu konumuyla kendi dönemini geleceğe taşıyan bir öncü olan Sabahattin Ali, De- ğirmen'de yer alan öykülerindeki coşku- sal ve Tomantik anlayışıru, Kağnı ve Ses'le birükte gerçekçilik temeh'ne yaydı. Ana- dolu'yu çok yakından tanıma fırsatı bul- duktan sonra, ülke gerçekliğîni yeni bir bakış açısıyla dile getirmeye başladı. Onun köy ya da kentten çok, kasaba göz- lemlerinin geUşmiş olduğunda birleşilir. Kasabanın eşrafı ve bürokratı ile yoksul halk kesimlen arasındaki çaüşmayı; kötü- ler ve onlara karşı duran namuslu, onurlu insanlan, tam anlamıyla içerden gözlem- lerte anlaür. Güçhı bir gerçeklik duygusu yaratmış, güzel bir dünya isteğini inandına biçimde sunmayı başarmıştır. Sabahattin Aü, geleneksel öyküleme bi- çimlerini ustaca kullanmarun yanı sıra ge- tirdiği gerçekliğin yeni oluşu ve şaşırtıcı öl- çüde yabn Türkçesiyle tanhsel bir önem karşı çıkışlar yerine başkaldın izleğini ge- tiren, güçlü bir romandır Kuyucakh Yu- suf. Bu romanında çok beürgin olan ka- ramsarbk ve trajik yanlan öne çıkarma eğilimi öbür yapıtlannda da sık sık kendi- ni gösterir. îçimizdeki Şeytan da roman sanatımızın 'psikolojik roman' yönsemi içinde önemli bir yer alır. Saruyorum, Kuyucakb Yusuf kadar da başanb, bu- gün de değerini ve okunurluğunu hiçbir şey yiürmeden koruyan bir romandır. Sabahattin Ab, toplumsal çalkantılann poliük ilgileri çoğalüp yazınsal ilgileri ge- riye çeknği dönemlerde. aşın zorlamalarla öykücülüğümüzün en önüne çıkanldı. Yersiz ve tamamıyla yanbş çaüşmalann ortasma çekilerek, özellikle Sait Faik'e karşıt bir konuma yerleştirildi. Oysa bü- tün kendine özgülüğüne karşın, öykü vazmımızm ne en önemli adıydı, ne de Sait Faik ve onda somuüanabüecek yeni- ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ m ^ ^ ^ ^ ^ ^ 5 _ ___ -^Ç1 anlayışlann karşıunı simgeliyordu. ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H ^ I ^ ^ ^ ^ E ^ . 4 ^^S^I^^ms^&s^^^K^K^, ^ u ^a Pa ^ karşıthklardan bugün artık söz kazandı. Başlangıçta geleneksel olay ahndı, öyte tarüşddı. Romanlan da öykü- 5İanndan anndırmayı sûrdürüyor. öyküsünden,kişilerineylemedayahöykü- leri kadar ilgi görmesine karşın. "romancı tnsancıl. hümanist özü yanı sıra an- sündenyolaçıktı; Yeni Dünya'daki öykü- Sabahattin Ali" olarak anılmadı. Oysa ki latira biçimlerindeki başansız ve ilk lerinde bu kez sıradan insanlann olağan Kuyucakb Yusuf (1937) yepyenı bır ger- yazıldıklan bıçimıyle bile neredeyse altmış yaşantılannı temel aldı. Romanlanndada çekliği çağdaş Türk romanına taşıyordu. yıl sonra bugün değişiklik yapümaksızın beürgin olan canlı, okurun ilgisini sürekb' Bir ilk, bir öncüdür bu romanı. kendini okutturacak denli yahn, dupduru diri tutan öyküleme başansının kısa öy- Dönemuün anlaü geleneğini oldukça dibyle, eskimemiş bir yazardu: Sabahattin külerinden geldiğj söylenebibr. aşan anlatım biçimi, dib, kurgusu ve bakış Ab. Ne kendisıni önceleyenlerle, ne de on- öyküdeki ağırbğı onun hep öykücü açısıyla yanm yüzyüı aşan bir sürede de- dan*etkılenen ardıllanyla özdeşlenebilir. olarak konuşulmasına neden oldu: bir ro- ğerini yitirmedi. Yerleşik gelenekleri ve Kendi dönemininenetkili yazan olmuştu. mancı olmaktan önce öykücü olarak davranış biçimlerini sarsan, romanük Pek çok bakımdan değerini hâlâ koruyor. CÜMHUK" CANBAZOĞLU Tikn zamanlann beBd de en se- .I"eWftTedikn edebiyat junan, Madame Bovary. Yine * y « ^ S ^ c £ S etan Fransız yonetmen cıauoe Otabrot az edebiyatHim en ta- tipterinden Madame Bo- Wr kasaba doktornwn Kocasından ve akıcı ya- bekfentisi 1 --»»»™-' de »rad«.teyecaınMan^ sooucu beffi olan çonm V* &MlV K (tuşmuş... ChabroTun Madame Bovary'â romana sıkı sıkıya sadık bir fflm. Fransız yönetmen, romanuı yazan Gustave Fianbert gibi lirizme kaç- madan zengin kostüm ve abartıb sahneterte Bovary'yi yaşatmaya çahşıyor. Raubert'in 1851 0e 1856 ara- sında yazdığı, önce bölümler hatin- de Revue de Paris'de yaymüanan ve "Ahlaka, aik düzenine saldwdtğıT> gerekçesiyle tutucu çevrelerden büyük tepki gören yapıt, 185Tde roman halinde Madame Bovary'ye O « ^ dan edüleyid Wr yorem bekfcyea sinemaseverler aradıklarmı bu- lamıyortar beyazperdede. Emma Bovary üzerinedahaönceçekamış birkaç TV dizisi ve Jean Renoar (1934) 9e Vincente Mine&iBa (1949) iki uzun metrajh fihmBoea farklı oJmaya çahşan Chabrol'iM durağan ve düz anlatımuu başrol- deki Isabelte Huppert kınyor. Bovary'nin baskı atanda geçen çocnkhığu, kahgı >e ÇvfiK^de hjssettikkri, isabeBe Hııpperfnı melankotik ve sahit baluştannda şekffleniyor. . Huppertln Emma Bovary a, sessiz ama arzulu, saclannı rûz- gara vererek koştuğu sevgüisi Ro- dolphe Boulanger'nİB yamnda aradığı sKakhğı bulamayan, sev- gi>e hasret kalmış bir kadın. Hjç ulaşüma>an mutlukığun peşinae tükenen bir ömür, statüyt koruma endişeayle yüreğin sesi arasmâa gktip gelen bir yaşara. DahaönceChabrolTa-Z^tarM Çıçek" ve "Bir Kadın Mesetea - nde biraraya gelen lsabeUe Hup- pert'a (38 yaşmda) bufilmde<hk kat. ÖzeDikle ikinci yanda fBml abp götüren Huppert, sıkmtma pençesmde kıvrandığı kareterde ve arsenikin etkisiyle kendini yıarr meve başladığı sahnekrde çok ba- şanlı. Jean Yanne'm ntteükli yo- rumu da ilgi çekki.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear