22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SftYFA CUMHURIYET 26 NISAN1993 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Başbakan Cumhurbaşkanı Olmamah 1982 Anayasası. 1909'da başlayan bırgeleneğe uyarak, parlamenterdızgeyı benımsemıştır Bu dızgenın mantığına bağlı Kahnacaksa. dnayasanın cumhurbaşkanına tanıdığı yetkılen ıkıye ayırmak gerekır Cumhurba^kanının devlet başkanı olarak sahıp olduğu yetkıler gerçek. yurutmenın başı olarak sahıp olduğu yetkıîer ıse sımgeseldır Prof.Dr.CEM EROĞUL SBFAnatüze ÖğretimÜyesı bunda Cemal Gursel, gelışmelenn baş sorumlusu olarak başbakanı değıl cumhurbaşkanını gormuş ve gorevını bırakmasını ıstemıştır 27 Mayıs'tan sonrakı ılk ıkı cum- hurbaşkanı, Cemal Gursel ıle Cevdet Sunay ıse, olağandışı koşullann uru- nüdürler Bu kışılenn seçımlennı ola- ğan bır çok partılı yaşamla bağdaştır- mak olanaksızdır 1980 darbesınden sonra devlet başkanı olan Kenan Ev- ren'ın durumu da aynıdır Bu uç cum- hurbaşkanı, çok partıfı parlamenter dızgenın gereğı olan uzlaşmalann de- ğjl. zorlamalann urunudürler 1945- ten bugune, bır tek Fahn Korutürk, duzenın mantığına uygun bır bıçımde, parlamentodakı ıkı buyük partının anlaşması sonucunda seçılmıştır zamankı I iönü nun Ç ok partılı duzene geçtığı- mız 1945 yıhndan ben, cumhurbaşkanlığı Tur- kı>e de hep tartışma konusu olmuştur Bu tartışmavı başlatan. o Cumhurbdşkanı Ismet tutumudur Demokrat Partı muhalefetteyken hep cumhur- bdşkanlığı ıle partı başkanhğının aynl- masını ıstemıştır Ne yazık kı, Ismet Inonu bu haklı ısteğı gen çevırmış cumhurbaşkanlığından aynlıncaya dek CHP başkanlığını elınde tutmuş- tur 1950'de cumhurbaşkanı olan Celal Bavar gerçı bıçımsel olarak DP'den aynlmjştır Ancak on yıllık görevı sü- resmde. hep DP'nın doğal onden gıbı davranmıştır Celal Bayar sıyasal ola\lara ovlesme bulaşmıştır kı, 1960 Mavıs başında, kara kuvvetlen komu- tanlığından ıznc avntırken mıliı sa- vunma bakanına yazdığı uyan mektu- Bugûnküsonın Devleün elındekı guçlenn en onem- Iısı, hıç kuşkusuz yürutme gucudur Onun ıçındır kj tanhte de gunumuz- de de, devletı demokrdtıkleştırmenın ozu, yurutme gucunu halkın denetımı- ne bağlamaktır Bunu sağlamanın yo- lu da, yurütme gucunu kulldnacakîan halka seçtırmektır Bu seçımı halk. sı- >asal partılenn kendısıne gösterdığı adaylar arasindan yapar Çağdaş demokrasıler bu temel ku- ralı ışletmek ıçın, başlıca ıkı çozum gelıştırmışlerdır Bunlardan bın, baş- kanlık dızgesı, otekı ıse, parlamenter dızgedır (Fransa'nın benımsedığı yan-başkanlık dızgesı, sıyasal çoğun- luğa bağlı olarak uygulamadd bunla- nn ya bırıncısıne, >a da ıkıncısıne benzer) 1982 Anayasası, 1909'da başkvan bır geleneğe u>arak parlamenter chz- ge>ı benımsemıştır Bu dızgenın man- tığına bağlı kahnacaksa anayasanın cumhurbaşkanına tanıdığı yetkılen ıkıye ayırmak gerekır Cumhurbaşka- nının devlet başkanı olarak sahıp ol- duğu yetkıler gerçek vurutmenın başı olarak sahıp olduğu yetkıler ıse sımge- seldır Aksı bır yorum cumhurbaşka- nını yurutmenın gerçek başı durumu- na getınr Parlamenter dızge çerçeve- sınde. boyle bır vorum demokrasıyle bağdaşmaz Gorulduğu gıbı, parlamenter dızge- de devlet başkanı ıle başbakan. yurüt- me açısından ıkı karşıt kutup oluştu- rurlar Devlet başkanı, partı adamı değıldır devletı ve ulusun bırlığını temsıl eder Yansız olması, en temel özellığıdır Başbakan ıse, tam aksıne. bır partı adamı olmak zorundadır Sı- >aset belırleme ve bunu uvgulama demek olan yürutme, sureklı olarak tercıh yapılmdbinı \ an tutulmasını ge- rektınr Işte bu nedenle gunluk sıyasete bu- laşmış bır cumhurbaşkanı, parlamen- ter dızgevle, dolayısıyla da. demokra- ük düzenle bağdaşmaz Bellı bır par- tıyle. yanı tarafla ozdeşleşmış bır cumhurbaşkam, üyelıkten aynlmış ol- sa da, ıkı açıdan buyuk sorun yaratır Boyle bır kışı, devlet başkanı olarak kendısıne tanınan yetkılen, orneğın yuksek mahkemelere uye secme yetkı- sını, sıcağı sıcağına geldığı sıyasal çe- kışme ortamından sovutîanarak kul- lanamaz Öte yandan, yıne yakın geçmışın etkısıyle. hükumet ışlenne kanşmaktan kendını alamaz Bu ıkı tutum da, hem devletın duzenını, hem de demokrasıyı sarsar Bunun acı or- neklennı. son cumhurbaşkanı Turgut Özal zamamnda bol bol yaşadık Ne yazık kı, bu bıze ders olacağına, şımdı de Süleyman Demırel'ın cum- hurbaşkanlığından sozedıbyor Özal'- ın yaptığı yanlış. bıze bır daha yaşaul- mak ıstenıyor Açıktır kı bır ınsan, üyehk kımhğını gen vermekle, sıyasal kımlığını bır gecede değıştıremez De- mırel, DYP'den çekılse de, bu partının doğal onden olarak kalacaktır Bunun boyle olması kaçmılmazdır Konu, Süleyman Demırel'ın Kışılığınden ba- ğımsızdır Doğrudan doğruya başba- kanlık ve partı başkanlığından gelece- ğıne. bu gorevlerden avnldıktan bır- kaç yıl sonra deneyımlı bır partılı mılletvekılı olarak cıunhurbaşkanlığı- na aday olsaydı, hıçbır sorun doğmaz- dı Sıyasetın hırguru ıçınde bellı bır sı- yasal çoğunluğun önden kımlığıyle, ayağında başbakanlığın tozuyla Çan- kaya'ya çıkmaya kalkışmak, 1982 Anayasasfnın benımsedığı parlamen- ter dızgenın mantığıyla hıçbır bıçımde bağdaşmaz Kaldı kı, bu yolun alış- kanlık halıne getınlmesı, her cumhur- başkanı seçımının bır hükumet buna- lımıyla bırlıkte duşunulmesını gerektı- nr Her sefennde hükumet başkanı- nın, dolayısıvla da çoğunluk partısı başkanının değışmesını gerektıren bır yolun uygunsuzluğu ortadadır Süley- man Demırel, Turgut Özal'ın açtığı kapıdan gırerse, hem ülkeye, hem de kendısıne yaaketmışolur Görevdekı başbakanlar cumhurbaşkanı olmayı kendılenne hak olarak gormeye baş- larlarsa, cumhurbaşkanlannın da baş- bakan gıbı davranmasına katlanmak zorunda kalırlar ARADABIR MÜBECCEL ERTEM İstanbul Barosu A vukatlanndan Dar bölge seçîm sistemi Dar bolge seçım sıstemınde ulke her bınnden tek mıl- letvekılı çıkarılabılecek kuçuk seçım çevrelerıne bolün- mektedır Her seçım çevresı ıçın partıler bırer aday gos- termektedırler Ilk turda adaylardan bırısı oyların yarısı- ndan fazlasını aldığı takdırde seçılmış sayılır Bu ger- çekleşmezse ıkıncı tura geçılır ve en fazla oy alan aday seçılmış sayılır Bu sıstemın besıgı Ingıltere dır Fransa ve Pakıstan da da bu sıstem uygulanmaktadır Almanya da mılletvekıl- lerının yarısı nısbı temsıle gore obur yarısı ıse dar bolge sıstemıyle secılmektedır Ingıltere de ıkı tur yapılma- makta ılk turda en çok oyu alan kışı mılletvekılı olmakta- dır Bu sıstemın kullanılabılır olduğu ulkelerde sağ ve sol dengelerın bolgesel olarak ayrışmıs olduğunu goru- yoruz Sanayıleşmesını tamamlamış ulkelerde sınıfsal yapıya dayalı sıyasal tercıhler gelışmış ve değışık bol- gelerde yogunlaşmıştır Bu ozellık sayesınde sağ ve so- lun doğal gucu dar bölge sıstemıne karşın doğal boyut- larıyla parlamentoya yansımaktadır ingıltere yı ele alı- rsak, sanayı ışçısının yoğun olduğu kuzeyde sola, ust gefır duzeyr ve emeklılerın yoğuntaştığı guneyde sağa oy verıtmektedır Buna gore kuzeyde sol ıdeolojılı partı- ler mılletvekıl1 cıkarırkerr, guneyde de sağ ıdeolojflı par- tıler mılletvekılı çıkarmaKiadır Dar bolge seçım sıstemı koalısyonlan ortadan kaldı- nrken ulke genelınde en fazla oya sahıp ıkı partının ayakta kalmasını sağlamakta, yanı çıft partı sıstemıne yol açmaktadır Azınlıkta kalan partıler sılınmemek ıçın kendılenne yakın egılımdekı partılerle bırleşmektedır- ler Nısbı temsıl sıstemınde ıse bellı sayıda oy sağlamış her partı, oyuyla orantılı olarak parlamentoda temsıl edılmekte cok sayıda kuçuk partı sıyasal yasamı boluş- tugu ıçın sonuçta koalısyonlar ortaya çıkmaktadır Bura- da onemlı olan toplumda azınlıkta olan, ancak ozunde dınamık ve devrımcı dusuncelerın parlamentoda sesını duyurabılmesıdır Turkıye ye geldığımızde sağ ve solun gelenekselle- sıp kokleştığı sıyasal olarak sağa ya da sola aıt ıl ve yo- reler olmadığını goruyoruz Partılenn oy oranına bağlı sıyasal tercıh her ıl ve bolgede kendısmı tekrarlamakta- dır Bu durumda 1991 yılı secırn sonuçları doğrultusun- da her ılde sağ partıler %65 lık ve sol partıler de %35'lık oy oranmı yaklaşık olarak koruyacaklardır Bu durumda her seçım bolgesınde kendısmı tekrarlayan %35 sol oy, seçılme oranı olan %50'nın ustuneçıkamayacağı ıçın ılk turda sonuç vermeyecek, ıkıncı turda ıse sağın bırleşe- rek tek aday çıkarması ıhtımalı karşısında yenık duşe- cektır Mılletvekılı sayısı da bugunku gıbı 100'un uzerın- de değıl 20 cıvarında olacaktır Sağ ıse %65'lık oy oranıyla parlamentonun %95'ıne sahıp olacaktır Sol partılenn bırleşmesı dahı ıstenılen oy oranmı sağlama- yacaktır Turkıye açısından sıstemın başka sakıncalarına gelın- ce Kucuk secım bolgelerınde yerel guçlere dayanarak seçılecek olan mılletvekıllerı, kendılerını partılerıne kar- şı daha bağımsız duyumsayacaklarından partı dısıplını aksayacaktır Parasal gucu olanlar feodal nıtelıklı kışı- ler futbolcular artıstler unlu kışıler dın ve rnezhep te- melıne dayalı kısıler ayrıcalıklı ve oncelıklı olacağından, Meclıs ın nıtelığı dusecek ve polıtıkayla hıçbır ılışkısı ol- mayan mılletvekıllerınden oluşan bır Meclıs ortaya çıka- caktır Mahallesını gezerek oy ısteyecek mılletvekılı adayı seçıldığınde kendısmı daha çok yerel sorunları çozmekle yukumlu duyumsayacaktır Bızdekı gıbı böl- gesel nufus kaymalarının yoğun olduğu yerlerde, bolge belırlemesınde yapılacak kuçuk değışıklıkler büyuk haksızlıklara yol açacaktır Secmenlerın toplumdakı çeşıtlı çevrelerce etkı altında bırakıldığı ulkemızde kullanılan oylar vatandaşın oz ter- cıhını yansıtmayacaktır Toplumu bu hatalı tercıhlerın et- kısınden kurtarmak ıçın sadece eğıtım eksıklığının gı- derılmesı de yetmemektedır Kalkınma koşulu vardır Sadece okur-yazarhk ve ortalama gelır duzeyının yuk- seltı'mesı yeterlı değıldır Uretım yapı ve teknığını, ure- tımdekı kurumsal temellerı ve dış bağlantıları da değış- tırmek gerekmektedır Ulkebukonumagelınceyedeğm dar bolge seçım sıstemınm uygulanması yarardan çok zarar getırecektır OKURLARDAN AtatüPk'ün heykeli Ataturk un bırheykelı vakılmış. bınçopluğealılmış, bınsının uzenne pıshk dokulmuş, en son olarak da bır lısedekı heykeli vıktlmıs Bunlan gazetelerdeokuyoruz Nıçın. nıçın 0 Mılletımızı, memleketımızı ve djnımızı müstevlılerden kurtardığı ıçın mı9 Zaptedılen Anadolu'nun bıze bırakılacak bır köşesınde surum surum yaşamaktan ve dını vecıbelenmızı bıle yapdmamaktan bızı kurtardığı ıçın mı"' Borç batağına duşmuş Osmanlı devlctınm hazınesıne el koyanlan memleketımı/den kovarak bm utant vencı durumdan kurtardığı ıçın mı'Butundunvanınsj>gıvld onundeeâldığı buvük adamın bızı çağdaş u>garlık duzeyıne ulaştırdığTıcın mı-> Nıçın mçın1 » \hmet Mİthat Okan TARHŞMA Yeni otoyollar yanş parkuru değildir! 9 Nısan 1993akşamı 21 30sulannda Sahrayicedıt kavşağındasan ışıkta geçtım ve nobettekıtrafikekıbı hemen durdurarak 120bınlıra cezaıstcdı İtırazsızparayı vermeye hazırlanırken ekıp otusunun ıçınde cezamı yazmakta olan memur beye Keşke yenı otoyollanmızda 160ılegıdenotomobıllende boyle cevırsenız" dedım Kırlaşmış saçlı trafık memuru hıç bekleyemedığım şekılde •'Artık4şentiıTEM otojolumuzvar, kendısıne guvenen 160da > apar. 200 de Ben 25 yıllık şoförum, ayağımın altındakı frene guvenıyorsam gaza basanm' dıyecevapverdı Şaşkınlıktan kanımı donduran bu cevaba karşılık memur beye TEM otoyolununçok buyuk bolumünun sadece 2 şentlı olduğunu ve eğer TC sırurlan ıçındeyse. hız sınırlamalannın da uygulanması gerektığını. kendısıne ve arabasına guven" kav ramının son derece oznel olduğunu, bazı ınsanlann bdgısızlık nedenıyleemnıyetsız koşullarda da kendıne güveneccğını bunun dadığer ınsanlann >aşam hakkını tehlıkeye sokacağını söyledım Hatla Turkıye'nın en ıvı suruculerınden rahmetlı Renç Koçıbey ın hayatına mal olan andan hemen önce mutlaka kendısıne guvenmekte olduğunu veya Akhısar duzluğundeyanşırken park vapmış kamyonaçarparak kaç kışıy ı olduren otobus surucüsunun de o anda kendıne guvenmekte olacağını, trafık yasalanmn ınsanlann 'kendılenne güvenıp" başkalannı ve kendılennı tehlıkeye atmamalan ıçın konduğunu söyledım Eğer trafık kurallan kendıne güvenmeye bağlı ıse şımdı 120 bın lıramı gen ısüyorum' Çünku ben kendımeoylesıne guvenıy orum kı sanda da geçsem. kırmızıda da gecsem. gerekırse zınk dıye dururum, kımseye çarpmam. bu nedenle de bu trafik kuralının bana uygulanmamasını talep edıyorum' Bızım ıçın "dunkuçocuk" olan TEM otoyolundan çok daha kalıtelı otoyollar ve hızlı otolar Batı'da yıllardır kullanılır, hıçbınnde de hız sınırsız değıldır ABD"de55 mıî saat = 88 km saat, Ingıltere de70mıl= 112 km saat ItalvaveFransa'dada 100-1 lOkm saatsırun vardırve uvgulamr Çunku Batılılar, y ukselen otoyol kalıtcsını gıttığınızveredahaçabuk v armdktan başka konforlu volculuk vevaşamgüvenlığını arttırmak ıçın olduğunu bılmektedırler Bızdekı gıbı uzunlan yakıp sol şendı bırakmadan gıdenlen kımseye zarar vermemelen ıçın ceza puam sıstemı ıle trafıkten ayıklarlar Trafik polıslennıde bu kurallan uygulayacak bılgı veekıpmanla donatırlar TEM otoyolu, yoğun trafiklı olan İstanbul'dan çıkış bolgelennde 3 şenüı, 30 km dışında doğudaGebze'den sonra batıda da Hadımköy sapağjndan sonra 2 şende duşmektedır Sağdakışent seyır, dığen de soUama şendı olduğuna göre 80 km ıle gıtmekte olan bır kamyonu 120 km ıle sollayacağınız sıra'da arkanızdan 160 ıle bır araba ve onun da arkasında 200 km ıle bır başka araba gelırse. kım kıme vol verecek0 Bır sınır olmazsa hangı hızda gıden haklı olacak9 90 km hız sının, Turkjy e'nın artan otomobıl standartlan ve TEM otoyolu ıçın duşük kalmış olabılır Ancak değışık hızlarda seyreden arabalar, otobusler ve kamyonlar ıçın ayn şentler tahsıs edılemedığınegore bır hız sının konması ve uygulanması acılen gerekmektedır Aksıhalde Turkıye, trafik kazalan açısından dunvadah bınnalık sırasını koruyacakür HasanGürtay Bilgi toplumundaeğitimkurumlan O Okullar. ınsanlık tanhının en önemlı sosyal kurumlan olarak toplumsal " ^ • ^ gelışmenınıtıcı gucu olmuşlardır Tanhsel gelışmelen başh başına bır ınceleme konusu olan okullann, hemen herçağda değışık toplumsal beklenülerle karşı karşıya olduklan soylenebılır Okullann değışmeyen temel özelhklennın başında, mevcut bılgı bınkımının aktanlması sayılabılır Yuzyıllara sığma> acak gelışmelenn çok kısa surelerde gerçekleşmesı ve bılgı bınkımının büyuk bır hızla gelısmesı, gunümuzde bılgı bınkımını aktarma sürecınde hangı turden olursa olsun eğıtım kurumlannı yenı arayışlara yoneltmıştır Bu durum. bılgı toplumunda eğıtımın amacı, eğıüm vonetımı, eğıtım-oğretım kadrosu oğretım programlan ve yeüşkınlenn eğıtımı surecıne Yanşak...VPveSHP koalısyon hukumetı 1 Nısangunu vatandaşlanna şakamaka demeden tum ozcl radyolan kapattı Okuduğumagoreozel TV ıstasyonlannı da kapalacakmış Amaçaççıkvc seççık belırgın Bızlen 'yanşak* TRT vemahkûi" uımek Ana>asa babayasa bunlann hepbi laf-ı guzaf yanı avarcmu so/lcr Avarcmusozlerdeyınce aklıma Devlet Bakanı Cavıt (, aglar ın eskı başbakanlardan -okullann katkısı gıbı. eğıtım-oğretımın tum bıleşenlennın yenıden gozden geçınlmesı ıhtryacını doğurmuştur Gunümuzde ınsanlann yetıştınlmesı ve bılgılendınlmesı temel amaanın yanında, gereklı bılgının aktanlması ve bılgının üretılmesı, eğıtımın en onemlı amaçlan arasında yer almaktadır Öte yandan oğretımde, yeüşkınlenn çocuklara "bılgı verme"sı yenne, oğrencılenn ılgı duyduklan konularda "bılgı alma"sı olgusu, ön plana geçmektedır Boylece eğıtım-oğretımde oğrenanın kendı hedeflennı ıçeren bıreysel oğretım egemen olacaktır Toplumsal gelışmenm en onemlı ıtıcı gucu okullar ıse, okullann gelışmfsınde de öğretmenlenn en onemlı ıtıcı gucü oluşturduklan unutulmamalıdır Bu açıdan bılgı toplumunun oluşturulmasında oğretmenlere buyuk gorev ler duşmektedır ANAP Genel Bd^kdnı Mesut Yılma? n,ın geçenlcrde kullandığı bırsozgeldı AN^P Genel Başkanı Mesul V ılmaz ıçın Dcv leı Bakdnı Ca\ ıt Çağlar vavşak tabınnı kullandı Interstarhaber spıkerlcnnden Gulgun Fevman'ın dedığıne gore "yavşak dıyebıtedenırmışve bırdczıpırınsanldradenırmış Benım 1968modelı Mevdan Larousse un vazdığına gore yavşak" aynı zamanda tıfıl yanı çocuk dnlamına da gelıvormuş Şımdı bukoahsvon hukumetınınıklıdarolniddan Her şeyden önce oğretmenın, gehşmeye açık olması, kendını gebştırme çabası ıçınde olması gereklıdır Eğitim-öğretim kadrosunun, sadece öğrencılennı değıl, tum çevresını aydınlatabılecek asgan bılgı potansıyehne sahıp olması ve bu potansıyelı koruyarak geüştırmesı gerekh. hattazorunludur Bılgı toplumunda okul, sadece cev redekı oğrencılenn değıl, çevredekı yetışkınlenn de okulu olmalıdır 20O0'lı yıllann en onemlı ıhüv açlan arasında yer alması beklenen yetışkın eğıtıını ıhtıyaçlannın karşılanmasında okullar aktıf rol oynamava hazırlanmalıdır Okul, kendı oğrencılennın velılen veçevredekı başka yeüşkınlere yönelık çeşıtlı eğıtım programları kurslar, bılgılendırme toplantılan duzenlevebılmeudır Bu etkınlıkıenn bır kısmı, belırlı bır ucret karşılığında yapılabılmelîdır Okul, çocuğunun önemh bır sorunu ya da başansızüğı olduğunda oncesevımalanlannda bızlere vapmış olan vddtlennı bır gozden geçırelım 500 gun ıçınde enflasvon langırt kov sandığına gıdecektı ^00 gun geçlı şımdı bu hükumet bız bovleşey demedık bunldnn hepsıdoğrude&ıldır dıyor Kopru utrctı olan 10 000 TL çoktur bugeçıjucretıSOOOTL olmalıdır ıktıdarageldığımız zaman kopru utretını ındıreccğızdcmıştı Hdlbukı şımdıkı hukumetın Lldştırmd Bakanı ^e bız SHPolarak boyle bır şcyvaaietmcdık bu sozlerı soyleyen DYP'lılerdır vehnın, kaygı ıle gıttığı bır kurum değıl, boş zamanlarda gıdılen, kütuphanesmden yararlanılan, hafta sonu >a da akşam kurslanna gıdılen, semıner-konferansgıbı başka sosyal ve kulturel etkınlıklen ıçın gıdılen bır kurum olmalıdır Böyleceokul, bulunduğu çevrenın bılgı deposu olmalıdır Sonuçolarak, sosyal ve teknolpjık yenılıkJere açık, modern sanavı ve y uksek teknolojıye ulaşmış bır toplumun, kısaca bılgı toplumunun oluşturulmasında ılgılı tepe vönetıcılenn yanında, oîcullara, eğıtımle ılgılı yonetıcılere, yerel yönetımlere toplumsal kurum ve kuruluşlara ve toplumun uyesı olan her bıreye gorev ler duştüğü unutulmamalıdır Ulke olarak bılgı toplumlan arasındakı yenmızı alabılmemız, özellıkle eğıtım kurumlannın gelışünlmesı ıle yakından ılgıiıdır Dhami Fındıkçı dı\or\earkasından uzun zamandırzam vapmadım her anbırzameelebıhr bılcsınız dı>or Turkçesıne vdnşak'fboş konuşan palavracOdenır Ermcnısıandeleklnk vermeveceğız dcrsın sonra zuladanelektnk venrsın Yalağan Termık Santralı na bacatakdCdğızdersın ama V atagan da oturan ınsanlann ustuncradyoakiıv kullen, dumanı wlmavd devam edersın Mete Apak PENCERE Soylenceye gore Padışah Delı fbrahım, sakalına ıncı dızdırıp saray havuzundakı balıklara yem yenne mucev- her serpermış, uçkuruna da çok duşkunmuş akıl hoca- ları demışler kı - Padışahım bır kadın ne kadar ın ve şışman olursa erkeğe o olçude zevk verır Sultan, İstanbul a munadıler çıkarmış, aramış tara- mış, dev gıbı bır Ermenı dudu bulmuş bır dedığını ıkı etmıyormuş kadının, ısteğı uzerıne sarayın duvarlarını kürkle kaplatmaya kalkmış, bu nedenle 'samurvergısı' salmış Delı ibrahım üzerıne soylentı çoktur Dördüncü Murat donemınde Topkapı Sarayı ndakı daıresınde her gun cellat bekleyen genç padışahın sınırlerı bozulmuş, uç ağabeyı gozlerı onunde boğdurulmuş, paçayı zor kurta- ran ibrahım tahta gectıkten sonra şehzadelerden hıçbı- rını oldurtmemış, vur patlasın çal oynasınla gununu gun etmış 17 ncı yüzyılda yaşanıyor bu hayat demek kı o do- nemde ' çağdaş yaşam ' boyleymış Ya şımdı nasıl? Gunümuzde Delı İbrahım e özenen zıpırlar yok mu' Kapıtahzmın uçuk kralları, dunyanın her yanında, yaşa- manın tadını çıkarmak ıçın akla gelmedık yollara başvu- ruyorlar çoğu zaman bu yaşam bıçımlerı halktan uzakta ve kuytularda suruyor; ama, dalga dalga haberlerı soy- lentılerı, dedıkoduları başında yankılanıyor Padışah Delı İbrahım de çağında yalnız değıldı, kımbı- lır o gunlerde kaç paşa konağında nasıl yaşanıyordu'? "Lale Devrı' nın unu gunumuze kadar gelmedı mı' 21'ıncı yuzyıla yaklaşırken bılınçsız çılgınlığı yaşam bıçemı olarak benımseyen pek çok unlu kışı var, bılım- sel-teknolojık devrımın olanaklarını da kullanıyorlar, at- la ozel uçağına bırkaç saatte uzak bır Okyanusya cen- netınde ozel mekânına ınıver, çevrenı hurıler sardı mı Padışah Delı İbrahım etaş çıkartırsın Pekı, 21 ıncı yuzyıla 7 kala çağdaş yaşam bu mu? Eğer buysa, Ortadoğu'dakı petrol şeyhının hayat bıçe- mı en çağdaş yaşamdır • Çağdaş yaşam, zıpırfık, gorgusüzluk, savurganlık, yü- zeysellık uçukluk değıl Çağdaş yaşam kadını mal gıbı sergılemek değıl, çıp- laklığı porno ıçın kullanmak değıl, savurganlığı erdem gıbı tanıtma değıl bayağılıgı allayıppullayıpmarıfetgıbı sunmak değıl, cafcafın havuzunda kulaç atmak değıl, er- keğın zamparalığını kahramanlık sanmak değıl, zengın- lığı yaşamın olçusü saymak değıl, koşe donuculuğü dunya goruşu gıbı benımsemek değıl, sıyasal ıktıdarın verdığı olanakları Lale Devn'nı taklıt ıçın kullanmak de- ğıl, yoksul halkın gozlerı onunde şatafat gosterısı yap- mak değıl zengınlerı sevmek fakırlerı dışlamak değıl, allı pullu pıyasada kadın pazarlaması yapmak değıl, kı- zını kara çarşafın zındanına sokup Ortaçağ karanlığına hapsetmek değıl kadını eve kapatıp gece kulubunde cumbuş yapmak değıl Somurunun dortnala kalktığı, ırtıca ıle köşe donücülü- ğun bırlıkte kol gezdığı, servetle sefaletın sarmallaştığı, vurgunculuğun alkışlandığı, fuhuşla kumarın kucaklaştı- ğıf parasal egemenlığm butun ahlak değerlerını çığne- yıp ezdığı, açıkça ınsan pazarlarının kurulduğu arabesk toplumda çağdaş yaşam nasıl gerçekleşebılır? • Pekı, ıncelık artık unutuldu mu' - *v »'..ı.«. i -. Ya alçakgonüllûluk? Gorgu-? ' * ! t H Ancak ınsanın ınsan gıbı yıyıp ıçtığı oynayıp eğlendı- ğı, goğsunu gerıp alnını yukselttığı, kadınla erkeğın ın- sanlıkta buluştuğu bır ortamda çağdaş yaşamın bıçemı gelışıp guzelleşebılır Bayağılıgı ve gorgusuzluğu çağ- daş yaşam dıye yutturmak ısteyenler bu topluma kotu- lük edıyorlar Bizim Tiyatro A T A T U R K K U L T U R M E R K E Z I AKM Konser Saloou 26 Nısan 1993 PjeaSaal2030 50 EDEBIYAT YILI Ö^gurct Gırebılınınt* 50 Edebıyat Yılında ŞÜKRAN KURDAKUL 1 Bölum (Sunucu Candan Sabuncu) Açılış Konuşması Prof. Dr Emre Kongar Konuşmacılar IlhanSelçuk/YaşarKernal Kemal Nebıoğlu / Atılla Özkınmlı Soyleşen Öner Yağcı 2 Bölûm Çağdaş Bale Topluluğu Ezgının Günlüğû Metike Demirağ Şnrler Candan Sabuncu / Nazan Dıper Zafer Dıper ŞEBNEM DEMİR ıle MUSTAFA ŞAHÎN evlendıler Muğla, 24 Nısan 1993 SATILIK Maslak Gazetecıler Kooperatıfı'nde devren satılık daıre 512 47 37 ÇL BÜK KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN 968 220 Çubuk ılçesının Kargın Köyu ne aıt 542 parsel sayılı ev yennın daxalılar Velı mırasçılan ve \ usuf mırasçılan adlanna tespıtme, \h Koç un ıtırazı üzenne vapılan duruşması sonunda Nızalı parselın tespıt gıbı davalılar Velı mırasçılan \e Yusuf mıras- glan adlanna lespıtıne daır 1 9 1969 tanh ve 969 247 sayılı mahke- memız karan davalılar Velı mırasçılan \e Yusuf mırasçılannın ad- reslen zabıtaca tespıt olunamadığından mahkememız karan tebLğ edıiememış olup hukum ozetının Basın Ilan Kurumu kanalı üe Çu- buk ta tevzı olunan gazetelerden bınnde ılanen tebbğıne karar venl- dıgınden 7201 id>ılı kanunun 28 ve müteakıp maddelen ve H U M K nun 4^2 maddesı geregmce adı geçenlere ılanen teblığıne ve ılaru tarıhındcn 1 î gun sonra ılgılılere teblıg edılmış sayılacağı ve suresı ıçe ır>ınde tcm> ız > oluna başv urmadıklan takdırde karann kesmleşeceğı teblıg \cnne kaım olmak uzere ılan olunur Baj,ın 27717 ÇUBUK KADASTRO HÂKİMLİĞİ'NDEN 954 627 Çubuk ılçesının Hacılar Kcyü ne aıt 2048 parsel sayılı tarlamn davalı üuUum Aktepe adına tespıune, Çubuk Orman Bölge Şeflığı'- nın ıtırazı üzenne yapılan duruşması sonunda Nızalı parselın tespıün ıptalı ıle orman olarak tescılıne daır 25 11 1967 tanh ve 967 ^90 sayılı mahkememız karan davalı Gulsum Akte- pe mırasçılannın adreslen zabıtaca tespıt olunamadığından. mahke- memız karan teblıg edıiememış olup hukum ozeunın Basın Ilan Kurumu kanalı ıle Çubuk ta tevzı olunan gazetelerden binnde ılanen teblığıne karar venldığmden 7201 savilı kanunun 28 se müteakıp maddelen v e H U M K nun 432 maddesı gereğınce adı geçene ıla- nen teblığıne ve ılanı tanhınden 15 gun sonra ılgılılere tebhğ edılmış savıldcağı \e suresı ıçensınde temyızyoluna başvurmadıklan takdır- de karann kesınleşeceğı teblıg yenne kaım olmak üzere ılan olunur Basın 27719
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear