25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20NİSAN1993SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Emekliden raralı vitamin'e protesto • Devletin, bazı vitamin ve ağn kesicilere sübvansiyonu kaldırması emeklileri kızdırdı. Emekliler uygulamanrn anayasanın eşitlik ilkesine aykın olduğunu savundular. ÜMtTOTAN İZMİR - Memur ve cmcklılcri- ne baa ilaçücretlennin tümünün ödetılmesine tepkiler sürerken, Emeklıler Derneği Başkanı Irfan özay, uygulamanın Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykın olduğunu söyledı. Bazı eczaalar da memur ve emekli protestolannı haklı bu- larak, emeklikrin ödemesi gere- ken yüzde 10'luk tutan almıyor. Maliyc veGütnrük BakanlığY- nın 9 Mart 1993 tarihli Rcsmi Gazete'de yayımlanan 6 nolu tebliğjyle memur ve emekhlerine baa ilaç ücretlerinin ödenmemesi uygulamasına kamu çalışanlan platformunun ardından emeklı- ler de sen tepki göstcrdıler. Teb- liğden önce memurlann yüzde 20. emeklılenn de yüzde 10'unu ödeyerek aldıklan bazı ilaçlar içın artık ödeme yapılmayacak. Kısıtlamanm Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykın olduğunu uygula- manın yüriirlükten kaldınlması gerektığinı savunan Emekliler Derneği Başkanı İrfan Özay, bazı ağn kcsıcılerin de yasak kapsa- mında olmasını "ıbret verici" olarak niteleyerek şunlan söyle- ti: "Emekli dedığiniz 55-60 yaşla- nndaki insanlardır Birkaç vita- minle ağn kesicinın parası mı devlete çok geldi0 Öncelıkle uy- guiama Anayasa'nın eşitlik ilke- sine aykındır. öncelikle emekli- nın ilaona göz dıkılmesı uzücü- dür." Yasaklanan ilaçlar Resmı Gazete'de yayımla- nan tebliğin 4. maddesinin L bendine göre yapılan değişikhk ve kapsadığj ilaçlar şunlar Polivilamınler, E Vitamini, Polivitamin, mineral veya poli- mineral. Efervesen ve poşe; içindeki analjezıkler, C Vitami- ni, mineral veya orinend koru* b i b Rakılı, yıımıırtalı ayin yç Yeni tebliğe göre bazı ilaçüc- retleri de hastanın hastanede yaiması ya da tedavinin klinik koşullarda yapılması koşuluyla ödenecek. Bu ilaçlardan bazıla- n da şunlar: Her türlü oral beslenme so- lüsyonlan, Dopamin, Doputa- min, Vankomisin, Nöromus- kuler kavşak bioke edici ilaçlar, Streptopal. Paranteral, Eritro- poietin. Hastanede Tdmyönetir' kavgası 0- Doktorlar ve başhekimkr, hastanelerin profesyonel yöneticilik eğitimi almış kişiler arasından seçilen genel direktörler tarafından yönetilmesini öngören sağlık yasa tasansma karşı çıktılar. ANKARA (ANKA) - Sağlık Bakanlığı'nın düzenlediği 2. Ulusal Sağlık KongTesi'nde, bakanlık tarafından hazırlı- klan son aşamaya geürilen sağlık yasa tasanlanyla ilgili görûşlen sorulan çalışma grup- lan arasında bulunan 'hastane yönelimi grubu". hastaneleri ki- min yönetmesi gerektiğı konu- sunda görüş birliğjne vara- madı. Grupta bulunan doktorlar ve başhekımler. hastanelerin profesyonel yöneticilik eğitimi almış kişiler arasından seçilen geneî direktörler tarafından yö- netilmesini öngören sağlık yasa tasansmm ilgili maddelerine karşı çıktılar. Hastanelerin doktor kökenli olmayan kişiler larafından yö- netilmesi halinde ortaya çıkabi- lecek sorunlara dikkat çeken doktor ve başhekimlerden olu- şan grup. söz konusu madde- nin kaldınlması konusunda da görüş bırliğine varamadı. Tartı- şmalannı, 5 gün boyunca sürcn çalışmalannda daha çok "Has- taneler genel direktörler tarafı- ndan mı yöneülmeli. eskiden olduğu gibi doktor kökenli baş- hekimler tarafından mı yöneül- meli" sorusu üzerinde yoğun- laşüran 20 grup üyesi, hazı- riadıklan raporda grupta savu- nulan her iki görüşe de yer ver- diler. Çalışma raporunda grup- ta bulunan bütün başhekim ve doktorlann taslakta öngörülen profesyonel yöneticileri benim- sedikleri belirüldi. Sağlık yasa tasansının 35. maddesi, hastanelerin bütün faalıyetlerden sorumlu bır ge- nel direktör ve genel direktöre karşı sorumlu klinik hizmetle- rin dırektörü olan bir başhekim ve bakım hizmetlerinin direktö- rii olan bır başhemşire, işletme direktörü ve baş eczacı tarafın- dan yönetilmesini öngörüyor. • Çarmıha gerili İsa'nın yeniden can bulmasının 1993.yıldönümü Samandağ'da ayn bir coşku ile kutlanıyor. Hıristiyan îbrahim, Sünni Fatma, Ermeni Fanus ve Alevi Rasim, bir arada içli köfteli, humuslu, paskalya çörekli, yumurtalı, çiğ köfteli bayram sofrasının keyfini sürüyorlar... BERATGÜNÇIKAN Önce çan sesi yıkıyor scssizlı- ğj. Ardmdan, St. Ilyas Kilisesi'n- den yüksclcn şarkı Samandağ'ın üzerine çöküyor: "Mcsih Isa ölülenn arasından dirildi Ve mezardaki hayalı ve ölü- müölümleyendi..." Paskalya, diğer adryla yumur- ta bayramının son günü. Çarmı- ha gerili lsa'nın yeniden can bul- masının 1993. yıldönümü bu. Si- yah şalh kadınlar, bayramhk giysileriyle erkekler, on beşli yaş- lann coşkusunu gülüşlcnne dö- kcn kızlar, yumurta torbalannı arkalanna gizleyen çocuklar ya- vaş yavaş St. tlyas'ın bahçesinde toplanıyor. Hmstiyan tbrahım. Sünni Fatma, Ermeni Fanus ve Alevi Rasim, bir arada burada. Avi- nın başlamasını bekliyorlar. fçli köfteli, humuslu. paskalya çö- rekli, yumurtalı, çiğ köfteli bay- ram sofrasının keyfi hala üzer- lerinde. Içimine smır konmamış rakı. kanda yeni yeni duruluyor *İyi bayramlar". "afiyel gülba- har olsun" dılektenyle kaldınlmış bardaklann, yüzler- ce yıldır birlikte yaşamışlığın verdiği çekincesiz sohbcllenn demindeler. Ayini Hıristiyan cemiyeıinın de yöneticilerinden Jbrahim Gü- lenay başlatıyor. Önce o gün ölen Cumhurbaşkanı Turgut Özal ıçin bir dakikalık saygı du- ruşuna çağınyor herkesi. Papaz Yusuf Diker, ayıni sür- düniyor. Zangoç Dimyan'ın elindeki tülsü kabından yayılan günlük kokusu. açık k'apıdan geçıp bahçede bekleşenlere ulaşıyor. Kalabalık. yavaş yavaş gruplara aynlıyor. Orta yaşın bı- raz üstündeki erkekler bır çırpıda kuruyoriar çilingJT soî- J ra1annı. önce ddntatcsler; yu- Pasktrya'nın en eğlenceli zamanı "yutnurta tokuşturma". Soğan kabuğu ile çieek boyasında kaynatılmiş, Mesih İsa'nın diriltşi- tıi, hayatı ve ferahlığı sâmgeleyen kırmızı yumurtalar torbalardan çıkanlryor. Çığlıklarla yumurtalarmı birbirine vunıyor. murtalar, paskalya çörcklcri bir Savaşı'na. Aylarca uzunluğundakigazetc sayfası masada yerini alıyor. Ardından incir rakılanyla viskiler çıkanlı- yor. Şişe kapaklanna dolduru- îan içkiler elden ele dolaştınlı- yor. Kadınlann ayaküstü soh- betleri koyulaşmakta. Şimdi. ço- cuklar ve gençler için "yumurta tokuşturma" zamanı. Soğan ka- buğu ile çiçek boyasında kay- natılmış, Mesih İsa'nın dirilişini, hayatı ve ferahlığı simgeleyen kırmızı yumurtalar lorbalardan çıkanlıyor. Baş başa veren gençler, uzun soluklu "bımş" çığlıklanyla yu- murtalannı birbirine vuruyor. Bu çığlık bır meydan okuma. Kim daha fazla yumurta kırarsa zaferonun. Şişe kapağından içilsc dc rakı vuruyor. Kahkahalar vc "bır- nç" çığlıklan artıyor. Ama bu, ayine engel dcğil. Papaz Diker, Mesih Isa'yı cismi ve ruhuyla anlatmayı ardlıksız sürdürüyor. 'Eski Paskalya'lar anımsaııh- yor. Çuvaldan dikilmiş bir adam maketinm kurşun yağmuruna tutulması, göçc yakalanmış dostlann sıcaklığı kalabalıklar. sabahkı bayjam ziyaretleri unu- tulrnuyor bir lürlü. , Circi Gülcnay. ycmcklc, gcç- rtıişe dönüyor Birinci Dûnya savaşan, gözlcrini yitircn dcdcsı Hanna'- dan dem vuruyor. Gazze ccp- hesınin gazisi Hanna gcri dön- düğünde sürgüne yakalanıyor Sahilde kurulu evler. dağlara ılı- lıyor. "Olur da Ingilizlcrc muh- birlik yapar bu Hırisiyanlar" diye. O zamanlar Şamandağ hala bir liman kenli. İpek boce- ği, sebze-mcyvc ıhraç cdıliyor. Musa dağında Ermenilcr Türk- lerle çalışmakta. Yaşanan kop- koyü bir korku. On bir biri Er- meni. elli dört hane Rum OT- todoks kendılerinı başka ülkc- lcre vuruyor Şımdı, hangı aileyc bakarsanızbir'fıresi" var. Ertcsı gün bu kez Aniakya'da kuılanıyor "Paskalya Ba>- ramı." Bu ke* kutlayan Katolik- ler. Ayin Türkçe Gıtarlarçahnı- yor, alkışlar arasında söylcnıyor ilahi. "Isa dirildi. İsa dınldı hal- leluya... Halleluya..." Katolik Kilisesi Ruhanı Reisi Padrc Do- mcnıco Bcrtogli, altmış kışi ka- dar kalmış cemaatınin bay- ramını kulluyor İçlı köftenin soğanmm kokusu dolaştyor so- kaklarda. Bu uzak Brezilya mahallcsm- dc kırk bin Antakyalı yaşıvor. Yine rakılar açılıyor. özlcnmış vc yitiriîmiş topraklann. cvlcrin şcrcfinc... ARAYIŞ Paskalya ayinini Hıristi>an «miyetintn yöneticilerinden tbrahim Gülcnay başlatıyor. Zangoç Dimyan'ın elindeki tütsö kabmdan yayılan günlük kokusu, açık kaptdan gecip insanlaraulaşıyor. Bekârkadına evlat edinmelıakkı • Koruyucu aileye bir çocuk bakımı karşılığında 2.5 milyon lirakatkı sağlanacak ANKARA (Cumhnriyet Bürostı) - Ko- ruımaya muhtaç çocuklar sıcak ynvalara ka>> uşabilecek, 30 yaşından büyfik bekar kadınlarla çocuk sahibi ailelere evlat edin- me olanağı getirilecek. 0-5 y aş grubundaki konınma>a muhtaç çocuklar, 'koruyucu aileier tarafından bakılacak. Koruyucu aileye, bir çocuk bakımı karşılığında ayda 2.5 milyon lira mali katkı yapılacak. De\lîet Bakam Türkan Âkyol. Türkiye'- de konınmaya muhtaç çocuk sayısmm kesin olarak biHnemediğini. anca'» 1 mil- yon dolayında olduğumın tahmin edildiğini belirterek "Çocuklann kapalı devlet ku- rumlan dışında ailc içinde yetiştirilmesi öngörülöyor" dedi. 0-5 yaşma kadar olan çocuklann Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Ktırumu dışmda 'koruyucu aile sistemi" içinde bakılması yöminde çaltştna- larm sürdürüldüğümi kaydeden Akyol, 5 yıl içinde kurumda 0-5 yaş grubunda ço- cuk kahnayacağmı söykili. Çocuk İstismamıın ve İhmalinin önlen- mcsi 1. Balkanlar. Kafkasya ve Ortadoğu Konferansı'nm açıltşında konuşan Akyol, küçfik ve koranmaya muhtaç çocuklann 'veli ve yuva" sıcaklığma gereksinhn duy- duklannı da vurgulayarak şöyle konuştu: "0-5 yaş grubu için 'koruyucu aile siste- mi' geliştirilecek. Alt ya da orta gelir düzc- yindeki ailelere bir veya birden fazla çocuk verilecek. Devletin mali desteği sağlana- cak. \maç. çocuklann aile ortamı içinde yetışmcsini sağlamak. 19601ı yıllarda uy- gulanması öngörülen bu sisteme işlerlik kazandınlacak. Kurumda bir çocuğun bes- lenmesi ve bakımı, ayda 2.5 milyon lira tuhıyor. 4-5 milyon lira, 2'şer çocuğunbes- lenmesi için koruyucu aileye maddi katkı olarak sunulacak. De>let gözetimi ve mali katkeı altında çocuklar bu kunım dışmda aile içinde bakılacak." Akyol. evlat etlinme konusundaki yasal dÜ7enlcmelerde değişiklik yapılacağmı da aktararak şunlan söyiedi: "Evlat edinme kurumıı rahatlatılacak. Sosyal y aşam standardı ve statüsü iyi olan, evknmemiş. 30 yaşından bü>ük genç ka- dınlara, çocuk evlat edinme hakkı verile- cek. Aileler. kendi çocuklarma rağmen bir ya da birden fazla çocuk evlat edinebfle- cekler. Sosyal Hizmet ve Çocuk Esirgeme Kunımu, aile > aptsına dönüştürülecek. Ev niteliğinde depo gibi değil. 8-10 çocuğun bir arada olacağı bir yapı oluşrurulacak. Çocuklar burada konıyucu anne ve baba nezaretinde bakılacak." Adalet Bakam Seyfı Oktay da çocukla- nn suç işlemesinin ekonomik, psikotojik. sosyal nedenleri olduğuau ve suçhı çocuk- lann iyileştirilmey e muhtaç oMuğumı söy- ledi. Oktay, bu nedenle bakanlık olarak yaptiklan yeni yasal düzenleraelerle çocuk suçlulan korumayı amaçladıkiarını belir- terek suçlu çocuklaria ilgfli yeni yasal dfi- zentemeteri şöyle özetledi: • Hakkında tutuklama karan vcril- mcyen çocuklar, kabul merkezlerine yer- leşurilecek. • Çocuklara kelepçe lakılması yasak- lanacak. • Hükümlü çocuklar için çocuk cezae- vi açılmayacak. Hükümlü çocuklar, ço- cuk eğitim merkezlerinde kalacak. Çocuk Istısmannın ve İhmalinin ön- lenmesi I. Balkanlar, Kafkasya ve Orta- doğu Konfcransı, Büyük Anİcara Oteli'- nde bugün ve yann da sürecek. Ankara Bü> ûkşehir Belediyesa ile Lludararası Çalışma örgötü (İLO) tarafından geliştirilen pilot projeye göre Ankara sokak- larında çalışan çocuklar, eğitim, sağlık ve yiyecek ihtiyaclannı karşılayabilccekleri bir merkeze kavuşacak. Sokakta çahşan çocuğa sıcak bir tebessüm ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- kent sokaklannda simıt satan, ayakkabı boyayan, hamallık yapan küçük çocuklar, artık bir aile çatısına kavuşacaklar. Ankara Büyükşehir Belediyesi ile Uluslararası Ça- lışma Orgütü (İLO) tarafından geliştirilen pilot projeye göre Ankara sokaklannda ça- lışan çocuklar, eğitim. sağlık vc yiyecek ihti- yaçlannı karşılayabilecckleri bir merkeze kavuşacak. Uzun vadedc çocuk işçiliğini önlcmcyi amaçlayan proje. sokakta çalışan çocuk- lann karşılaşlıklan ıhmal ve suiisUmalleri önlcmcyi hedcfliyor. Belediye bünyesinde kurulan 'Çocuk tşçi Binmi' tarafından yürülülecek olan proje için ilk olarak Sıhhıyc Çok Katlı Otoparkf- nda sokak çocuklan için bır mcrkcz oluştu- rulacak. Sosyal hizmet uzmanı Murat Berk- sun'un verdiği bilgiye göre bu merkezde ço- cuklara yiyecek temin etmcnin yanı sıra kü- tüphane, oyun ve ctül salonlan, doklor, hemşire ile psikologlar bulunacak. Çalışan çocuğun işi dışındaki zamanlan- nda uğrayacağı mcrkczdc, sorunlannın ço- zümündc psikolojik yardım vcnlccck, ayn- ca çocuğu okula ya da mesleki eğitime yön- lcndirmc çalışması yapılacak. 1994 yılının nisan aynna kadar 200, ileriki aşamada da Ankara'dakı 10 bin civannda sokakla çalı- ^an çocuğa hı/jnct vcrecck olan merkezde, sokakta çalışan çocuklann calışırkcn karşı- laştıklan fızikscl, duygusal, cinsel islismar vc kamu görcvlilennin çocuklara yönelik tulumlandagidenlmcycçahşılacak. Bu amaçla orncğin belediye zabıialannın çocuklara 'daha yumuşak' davranması sağ- lanacak Çocuklara doyurucu, güvcnli ve surckh iş olanaklan geliştirilecek. Genç Radyo yaymını sürdürüyor Magazin/TV Servisi- "Türkçe katih spikerlerimi? Esra, Yavuz, Afşın ve bcn Gülnaz. habcr kay- naklannı açıklamayan Süley- man, yayını balımibya çalışan Giray, tcpemızdc bi«lcn yayın bekleyen masum seülaylçımız, yurtdışında kırasını ödcmckle zorluk çekıiğirniz mütevazi stüd- yomuz, uydu ile sıüdyo arasında link görcvi gören Bcrkant vc Sa- fa'yla bıriiklc, sürcmiz ızin vcr- dikçc sizlerle olacağız..." Yukandaki anons, 1 Nisan'da kapılanna ansızın kilit vurulan özcl radyolardan Gcnç Radyo'- nun, 'Yasaklı Dönem-İ' adlı ka- sctindcn bir alıntı. Genç Radyo- cular, kapalıldiklan bu dönemde hazırladıklan kasel çalışmalany- la seslcnni. cldcn clc dolaştırarak duyurmaya çalışıyorlar. Genç Radyocular, binlercc kopya hazırlauıklan kasellerini, yayın alanlanna gircn Istanbul. Ankara, İzmir, Eskişehir, Ada- pazan, İzmit ve Antakya'nm belli merkezlennde parasız dağılıyor- lar. Grup Vitamin'in, Demirel'i hicveden "Baba" parçasıyla baş- layan kasctte, radyoculann sus- turulmalanna tcpki olarak ycrgi- ler. yakmmalar ve cleştiriler ak- lanlıyor. Genç Radyocular, Baş- bakan Sülcyman Dcmircl başta olmak üzcrc Başbakan Yardımcısı Erdal tnönü. Ülaştır- ma Bakam Yaşar Topçu, TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Er- dem vc birçok parl\ Udcrinc scslc- nerck "açık" şckildc tcşckkur cdc- miyorlar. Çünkü onlar artık 'ka- palı'. TOKTAMIS ATES Ben Çin'de Yaşamışım... 8. Cumhurbaşkanımız Turgut özal, perşembe günü toprağa verilecek. Allah taksiratını affetsin ve rahmet eylesin. ölüm karşısında ürpermemek ve titrememek elde değil Ve elberte, Sayın özal'ın bu beklenmeyen ölümüne çok fazlasıyla üzüldüm. Allah sevenlerine ve yakınlarına sabır versin. Fakat bu acı ölümün ardından, çogunluğu solcu-eskisi olan kimileri öyte şeyler söyledi- ler ki üzüntümün yanı sıra derin bir şaşkınlığın şokuna girdim. "Acaba" dedim, "ben son on yılımı, Türkiye'den hiç haber almadan Çin'de mi geçirdim?" Çünkü bu ölü- mün ardından duyduklarımla görüp yaşadıklarım bam- başka şeyler. Birisi Ozal'ı "tarihin en büyük devrimcilerinden biri" olarak ilan etti, bir başkası "Atatürk'ten sonra gelen en büyük insan " olarak nitelendirdi, bir diğeri "en özgür- lükçü ve demokrat devlet adamı" olarak selamladı, biri de "çağının ötesinde" olduğunu duyurdu. Hele uzun bo- yunu resmi ve korsan tüm kanallarda gösteren biri, "kaş yapayım derken göz çıkararak" özal'ın erdemlerinin yanı sıra "ufak tefek " bazı hatalarını sıraladı ki her biri bir siyaset adamının, siyaset sahnesini terk nedeni ol- malıydı. Aslında cumartesi günü Kartal Belediyesi'nin düzen- lemiş olduğu bir Köy Enstitüleri paneline katılmam ge- rekiyordu. Ancak hava koşulları nedeniyle deniz otobüs- leri aksayınca eve dönmüş ve televizyon karşısında Be- şiktaş'm maçını bekliyordum ki acı haberi duydum. Ve daha sonra kanaldan kanala atlayarak yapılan tüm programları ızlemeye çalıştım. Ve derin üzüntüm yerini, büyük bir şaşkınltğa bıraktı Sayın özal, 12 Eylül'ün baş mimarlarından biriydi. Devlet yönetimiyle şirket yönetimini birbirine karıştırmış ve kötü bir şirket yöneticisinin ciddiyetsizlik ve firhjrsuz- luğuyla devleti yönetmeye kalkmış ve yönetmişti. Kimi konuşmacılar, partisiyle iki kez üst üste seçim kazanmasını övdüler. Kazandı, ama hangi koşullarda? Birinde DYP, SHP ve RP seçimlere sokulmadığı için se- çim kazandı, öbüründe sakat bir seçim yasası ve devlet olanaklarını elinde tutmakla. Çok partili yaşama geçtiği- mızden beri, iktidarda olanlar, devlet olanaklarını se- çimlerde kullanagelmişlerdir. Fakat bunlardan hiçbiri, "Ne olmuş yani, hizmet vaat ediyor, oy istiyoruz" deme- mişti. Rahmetli özal'ın kimi ufak tefek sevecen jestlerine bakıp onu demokrat sanmak ne kadar yanlış. Kendi par- tisi ANAP'ta bile demokrasinin "kırıntısı" yoktu. Aday listelerini de kendi behrlerdi, yöneticileri de. Çankaya- ya çıkarken parti grubuna on beş isim vererek tercth so- ran ve sonra da alay eder gibi on altıncı bir ısmi sectiren kimdi? ANAP'ın değışik düzeydeki kongrelerindeki tavrı ne çabuk unutuldu? Turkıye'de çok partili yaşama geçi- şin en sancılı dönemlerinde, 1946-1960 arasında bile; hiçbir cumhurbaşkanı ve başbakan, rahmetli özal kadar çok qazete ve gazeteciyi mahkemeye vermemişti. Ceza Kanunu'nun 141, 142. ve 163. maddelerinde ya- pılan göstermelik değişiklik dışında, Türkiye'deki anti- demokratik yasaların ve yasa hükümlerinin hangisi de- ğişti? Kaldı ki bu değişen maddelerin yerini tutabilecek bir kıyamet yasa var. Ekonomik yaşamda özal döneminde elbette birçok şey yapıldı. Fakat Türkiye ekonomisinin 1970-1960 ara- sındaki büyûme, ıhracat artışı, tasarruf, yetınm, işsizlik, enflasyon vb gibi göstergeleri, 1980-1990 arasındaki dö- nemle karşıtaştırılırsa; bu ikinci dönemde (biraz şaşırftcı olsa bile) ihracat artışı hızı ve büyümenin daha düşük, tasarruf ve yatırımın daha az, işsizük ve enflasyon oranı- nın daha yuksek olduğunu görürüz. Hem de 1970-1960 arasındaki petrol şoku, Kıbnsçıkarması. ABD ambargo- su, dış kredilerın durması ve engellenemeyen teröre rağmen. Temelleri 1983 öncesinde atılmış olan iletişim hamlesi ve Türk Parasını Koruma Kanunu'nun mantık- sız kimi maddelerini değiştirmiş olmak, yaklaşık on yıllık bir dönemin ekonomik politikasını kurtarmaya yetmez. Hele gelirler arasında ortaya çıkan uçurumlar düsünü- lürse. özal, "tarihimizin en büyük devrimcisi'ymiş. Vallahl pes .. Eğer Nakşibendi tarikatı üyesi olmak devrimcilik- se, özal'a gelene kadar sırada çok kişi vardır. "Kıç üstü oturttuk", "Onlar küçük Turgut'la oynasınlar" vb gibi iia- deler ise devrimciliği değil, olsa olsa bir türlü alışamadı- ğımız bir ciddiyetsizliği gösterir. Aynı hazin görüntü, dönemin dış politikasında da var- dır. Kesinleştirilmeyen randevularlayabancı başkentJe- re gidip "özel gezi" mantıği ardına sığınmak, ilk kez bu dönemde görülmüştü. Bulgaristan, soydaşlanmıza in- sanlık dışı bir baskı uygularken "Ümüklerine basarım, Jivkovda gelsin " diye meydanlarda nutuklaratıp üçgün sonra sınırı kapatarak insanları perişan etmenin utancı- nı da bu dönemde yaşamıştır Türkiye. Körfez krizinde "Bir koyup üç alacağız" diye yolaçıkılmış ve kraldan çok kralcı bir politikaya rağmen ekonomik zararlarımız bir yana Kuveyt, kuru bir teşekkürü bile çok görmüştür. PKK'nın Eruh baskınını Marmaris'te umursamazlıkla karşılayan da Sayın Özal idi, Talabani'yi muhatap alarak bir ölçüde meşrulaştıran da, Türkiye'de bir federasyon "tartışmasına" ilk kez yeşil ışık yakan da. Sevenleri, dostları ve ailesi böylesi acılar tçindeyken bunlan yaz- mak asiında hoş bir şey değil. Onların acı ve üzüntüleri- ni içtenlikle paylaşıyorum. Ama her ne olursa olsun, bu yazdıklanmı unutmak, 12 Eylül ve sonrasının acı ve sı- kıntılarını, işkencelerini, zulmünü de unutmak demektir Bunları asla unutamayız, unutmamalıyız. Unutmamalı- yız ki bir daha öyle şeyler yaşamayalım. Annesini öMûrdû, kansm yaraladı • NEVŞEH î R (AA) - Nevşchir'de cinnet geçırcn işsiz bir genç, annesmı öldürdü, kansını ağır yaraladı. Uzun sürcdir işsiz olduğu için ruhi bunalıma gircn Yakup Kaya (25) dün gece Mehmct Akıf Ersoy mahallcsındekı evlerinde cinnet geçirdi. Bıçakla annesi Emine Kaya vc cşi Necla Kaya'ya saldıran genç, her ikisini de ağır yaraladı. Annc Eminc Kaya (55) kaldınldığj Erciycs Ünivcrsılesi Tıp Fakültesı Hastanesi'nde kurtanlamadı. Necla Kaya'nın (23) ise sağlık durumunun ciddiyclıni koruduğu belirüldi. Erozyon bûyük soran • KONYA (AA) - Orman Bakanhğı Ağaçlandırma vc Erozyon Gcncl Müdürü İsmail Özkahraman. Türkiyc için crozyonun en büyük sorun oiduğunu söyledi Özkahraman, "Erozyon milli bir sorundur. Sadece bızım sekıörümüzün sorumluluğunda olması sözkonusu değiidir" dcdi. özkahraman. Türkiye'nin 78 milyon hckıarlık yüzölçüme sahip bulunduğunu, bunun 56 milyon heklarlık bölümünün erozyon tehlikesıyteiçiçe olduğunu bclirtti. Alternatif enerji • GAZİANTEP (AA) - Türkiye'de güneş, rüzgar, jeotermal ve hidrolik enctjinin daha fazla kullanımının leşvik edilmesi gcrcktiği bildirildi. Fırat Üniversitcsi öğretim üyesi Doç. Dr. Asaf Varol, "clektrik enerjisinin durumu"na ilişkin araşlırmasında, Türkiye'deki enerji tesıslennin kurulu gücûnün 18 bin 752 mw olduğunu. bunun 10bin 363 mw'lik bölümünün lcrmik, 8 bin 389 mvv'lik bölümünün de hıdrohk santrallardan sağlandığınıkaydctli. DÜZELTME" Gazeicmizin di'nkü sayısının I. sayfasındakı fotografın alün- daki ım/a bir vanhşhk sonucu ycralmıştır. Fotograf Anadolu Ajansı'ndan alınmışlır. Düzcltir, özür dilcriz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear