22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 NiSAN 1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ŞİRKETLERDEN HABERLER • BAŞAK SİGORTA Genel Müdürü MuzafTer Bılgılı 1992 yılında pazar payını yüzdc 7.57'ye yükselttıklerini büdirdi. •GÜVEN SİGOR- olağan genel kurul toplantısında, 1992 yıb kannın 16 milyar liraya ulastıîanı büdirdi. • GENERALI Sigorta AŞ ldare Mechsi Başkanlığı ve Murahhas Azabğına Haşim Ekener; Genel Müdürlüğe ve Murahhas Azabğına Peker Çumralı atandı. •TEBA, İzmir'deki fabrikalannda tüketiciye Zanussi bulaşık ve çamaşır makinelerini tanıüyor. • NETAŞ hisseleri 20 gün içinde yüzde 57 değer kazanarak 20 gün içinde 13 bin braya yükseldi. •TAM SİGORTA Maü Işlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığına, Sevgi Atay atandı. • HACI ŞAKİR, otomatik çamaşır makineleri için saf granü! sabun imal etti. • TETRAPAK, MilkWay' adı verilen TlR'la getirttiği mini süt ışleme ve paketleme sıstemını FM Kültür Merkezinde düzenlenen 'Çiftlik Gecesi'nde tanıttı. • DESA,ilkbaharyaz kreasyonunu Desa Mağazalan'nda satışa sundu. •TÜR TANITIM, Mars- plastikduvarboyasıiçin haarlanan reklam kampanyasına 'Marsha! Plastik Show" adını verdi. •BRISA, otomotiv sektö- yönelik 'Toplam Kalite Kontrol ve Uygulamalan" konulu seminer ve konferans düzenledi. • IBM.dırect talk ses işlem teknolojisini kullanan kuruluşlara, bu teknolojideki gelışmeleri anlatü. •GENOTO, otomobil pazadama ve hızmet anlayışirfa yttıi bir fealk» - ' ekleyerek 'fılo otomobil kiralama' sistemini genişletti. •ERKSAN HOLDİNG, şirketlerinden Deteks Kimya'nın 30'uncu kuruluş yıldönümünü kutladı. • FABMATİKdeterjan, değişen formülü ve yenilenen ambalajıyla Arnetta marka iç çarnaşın hediye ediyor. •TÜRK NIPPON Sigorta, restoranlar için 'restoran-lokanta paket sigortası' uygulamasına başladı. •TOYOTASA,mart ayında 1241 adetToyota Tiarka araç satarak geçen yıla oranla yüzde 137'ük bir artış sağladı. •TURYAĞ, ' formülüyle haariadığı Yayla Sofı'u tüketicilerine sunuyor. • BRITISHAIRVVAYS, Türkiye'de "Frequent Flyer' programını başlatü. • RENAULT, Fainvay ve v Brodway'i dış görünüşlerini, ' motorlan ve iç dizaynlannı yenileyerek hazırladı. • ECZACIBAŞI, Bayer'in Baygon, Lacumin, Delial ve Ceox gibi ürünlerini Türkiye\je pazarlayacak. ICOMMER lOALUNlON Sigorta. kasko sigortası yapüranlara yüzde 75'e varan hasarsızlık indirimi için imkan sağlıyor. • TELETAŞ'ınl992yıh vergi öncesi kan 152.4 milyar lira olup bu kardan 89.3 milyar lirayı vergj olarak ödeyecek. ~~ BUNIVERSAL kSİGORTA, Jagorta Dİiçelerindeki ' enflasyon riskini ortadân kaldırmak amaayla dövize endeksb yangın sigorta poliçesini sundu. • DELTA AIRLINES,30 nisanda Francisco ile 4 hazirandan itibaren de Münih ve Cincinnati servislerine başlayacak. • DYO reklam kampanyası için çekilen fılmlerde Ajda Pekkan ve Mazhar Fuat Özkan_üçlüsü yer abyor. • PANCOM,24iğneb KJC-P1121 modeli yeni yazıasını Türkiye'de piyasaya sürdü. Bu seferki acı reçete üç yılı kapsıyor ve 'tek haneli enflasyon' vaat ediyor IMF'den vine avnı nakarat• Uluslararası Para Fonu, koalisyon hükümetine sunduğu yeni gizli raporunda yine kronik enflasyona karşı 'Ücretlerikısm' uyansında bulundu. IM F, Türk ekonomisine *Yava§ iyileşiyor' teşhisi koydu. NLRSUN EREL ANKARA - Uluslararası Para Fonu'nun(IMF)hazırladığr"giz- li" raporda, Türkiye'ye 3 yıl sü- reyle "istikrar programı uygula- ması" önerildi. Bu süre boyunca taviz verilmeden uygulanacak anıienflasyonist politikalar sonu- cunda, "kronik" hale gelmiş bu- lunan enflasyonun "tek haneli ra- kam"a düşürülebileceği savunu- lan raporda, hükümeün "ücret- ler" konusunda çok dikkatli ol- ması da istendi. Türkiye ekonomisinin 1992 yılındakı performansı değerlen- dirılırken "Çok kısıtlı birıyileşme yaratılabıldi" görüşüne yer veri- len raporda, hukümetin enflas- yonist beklentileri kıramadığj, sağlanan büyüme hızının ise bü- yük ölçüde tüketim patlaması- ndan kaynaklandığı savunuldu. IMF ıcra dırekıörlerinden Van Houten başkanbğındaki 6 kişilık heyetin Türkiye'deki konsültas- yon görûşmelerinin ardından hazırladığı ve 27 Şubat 1993 tari- hini taşıyan 20 sayfalık raporda son I yıla ilişkin değerlendirmeler özetle şöyle: • Enflasyon: Kronik hale gel- miş yüksck enflasyon, şu sırada Türkiye ekonomisinin en ciddi sorunudur. Yeni hükûmet bu so- runun çözümünde bır fırsat ola- rak gündeme gelmiş olsa da, enf- lasyonla mücadelede çok kısıtlı iyileşmeler sağlayabilmiştir. Dolayısıyla enflasyon yüksek seyretmiş ve kamuoyunun hü- kümctin enflasyonu dûşûrüle- bileceğine ilişkin beklentileri kay- bolmuştur. Maü politikalarda denge amacına yönelik tedbırlcr kaçınılmaz hale gelmektedır. •Böyöme: 1992 yılında büyü- menin gerçek nedeni kamu ve özel tüketim harcamalanndaki patlamadır. Ücretlerde yapılan anormal artışlann bir sonucu olan bu durum, aynı zamanda malı politikalardaki sapmalann da bir göstergesidir. •Yannmlar. Yatınmlann hızlı artacağı yojundalri varsa.yı-; mlar da gerçekçi değıl, çünkü fı-' •nansman maliyetleri çok yuksek, aynca uygulanacak mali politi- •* ^ O&M&fc **• IMF koaüsyona kavşıyıımuşcuh Ekonomi Servisi - Koalisyon hükümetine bundan önce "karanlık bir tablo" çizerek sert uyarılarda bulunan l luslararası Para Fonu (IMF), bu kez çözüm yolu gösterip, "Sözümü dinlersen kurtulmak zor değiT mesajıy la umut verdi. Üsteiik IMF, Başbakan Demirerin 500 gün için ortaya koyduğu nedeflerden daha iddialılannı 1000 güne sığdırma \ aadinde de bulundu. IMF geçen kasım a\ ında hazırladığı raporda ise "> üksek ücrct artışı. Türk LJrası'ndaııkaçış>e lürksanavinin rekabet gücünü yitirmesi" konuiannda ekonominin tehlike sinyalleri verdiğini sa> unmuş >e kesin çözümden söz etmemişti. ^ ıilardır Türk hükümetlerinin dış \ardım için kaptsında bekleyip, "acı «9616** »e elcştiri aldığı Lhıslararası Para Fonu, koalisyon hükümetine de "nasihari" eksik etmedi. Ancak IMFnin bükümetin ekonomik politikalarına yönelik eleştirilerinde bu kez bir >umuşama hissedildi. Geçen raporda birçok sektöriin teknoloji ve maliyctler açısından uluslararası piv a.salarda rekabct gücünü y itirmekte olduğunu ileri süren IMF uzmanlan, bu kez T ürkive'nin başta Ortadoğu olmak üzere, Körfez Kri/i sonrası yitirtneye başladığı dış pazarları tekrar kazandtğını müjdelediler. Üsteiik bu seferki raporda, Türk ürünlerinin sanayileşmiş ülkelerin mallany la da rekabet edebilir seviyeye ulaştığı vurgulandı. IMPin önceki raporunda "tehlikeli bir gelişme" olarak nitelenen dövize yönelişveTL'den kaçıştan bu raporda söz edilmemesi de dikkat çekti. IMF > etkilileri bu kez Türki)e'nin dış krediblitesinin \ ükscldiğini ve borç bulma yolunda sıkıntısı olmadığını dile getirdiier. "İ cret artışlannı frenlev in" uv arısı ise her iki raporun da ortak ıı\ arısını oluşrurdu. Ancak bu kez daha "v umuşak bir ifade tarzı" secildiği dikkat çekti. Daha önce kamudaki personel giderini kastederek, "\ eriınsi/ harcama kalemlerindcn tasamıfa gidilmelidir" diyen IMF, bu kez"*L'cret artışını gerçekleşen yüksek enflasyona göre değil, hedeflenen v üksek enflasyona göre y apuı" görüşünü sav undu. IMF, son raponıv la üsrü kapalı biçimde ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller'i deuyardı. l zmanlar. borçlanmayı IVIerkez Bankası'nın kontrol altııida tutmasını ve kunıluşun daha etkin hale geririlmesini Ktcyerck Merkez Bankası Başkanı'na karşı oluşturulan lobiv i elcştirmiş oldular. kalara güvensizlikler var. • Kamu maliyesi: Kamu kesi- mi borçlanma gereğinin düşürül- mesi mümkün olmamıştır. Âf ka- nunu ile bir defaya mahsus bir ge- lir yaratılabilmiştir, ama özellikle Gelırler ve Kurumlar Vergisi için reform gereğı ortada durmak- tadır. Hazuianan yeni vergi pa- ketinin ise 1994'ten önce etkileri hissedilmeyecektir. KİT açıklan sürmekte, prograralarda öngörü- len fıskal ayarlamalann yapıla- mayışı, Merkez Bankası üzerin- deki baskılan arttırmakta, rezerv parada artışa yol acılmaktadır. •Dtş tkaret: Esnek kur siste- minın sürdürülmesı sayesinde ekonomideki sorunlann ihracata yansıması önlenebılmektedir. Türkiye ıhracatının hedefkre pa- ralel arüşı sürmekte. özellikle sı- nai ülkelerde Türk mamullerinin rekabet gücü kazandığı görül- mektedir. Ithalattakı artışta otomobil gibi tüketim mallannın itkısi olmakla birlikte. sanayıye yönelik ara mallar da önemb ka- İem oluşturmaktadır. •Kredibilite: Körfez krizi sı- rasında bir süre dış finans piyasa- lanndan çekilen Türkiye'rün şu sırada kredi bulma sorunu yok- tur. Ancak faizferin baskı altına abnması nedeniyle kısa vadeli sermaye girişlerinin ters etkilen- diği görülmektedir. • LcreÜer: Konsolide bütçe- nin yüzde 41 gibi çok büyük bir harcama kalemini oluşturan üc- retler konusuna hükümet çok ka- ve rarlı yaklaşmak durumundadır. Bu hûsus'vapılan gönişmelerde özellikle vurgulanmış ve bûtçede-dayandınlmaması öngörülen rakamlann dışına ke- yer alıy or. sinlikle çıkılmaması istenmiştirr. Toplusözleşmelerde ücret ayarla- malannda geçmiş enflasyonu tazmin etmek değı». gelecek enf- lasyona göre hedef belirlemek esas alınmabd'.r. •özelleştinne: Özelleştirme- nin çok yavaş ılerlediğı ve hedef- lerin gerisinde kaldığı görülmek- tedir. Kamu mab'yesini olumsuz etkileyen KİT açıklannın orta- dan kaldınlması şarttır." İstikrar paketi Türkiye'nin 3 yıllık bir istikrar programı uygulamasıru öngören bu öneriler de özetle şöyle: "Türkiye artık kısa vadeb çö- zümlerden kaçınmabdu-. Yıllık bazda degil, iyi dizayn edilmiş orta vadeb bir paketİe sonınlar büyük ölçüde kontrol alüna ah- nabilir. IMF, Türk yetkiblere mali dengelere yeniden kavuşul- masını öngören 3 yıllık bir prog- ram önermektedir. Paketin baş- laülması aynı zamanda enflasyo- nist beklentileri kıracak bir for- müldür. Borç yöneü'minin mer- kezi hale getirileceği ve Merkez Bankası'nın daha ağırlıkk katkısının sağlanacağı bir yön- temle hem faizler geriletilebibr, hem kamu kesimi borçlanma ge- reği aşağılara çekilebıbr. Bütce- nin harcamalar-gelirler faslının yeniden gözden gecirilmesi ve KİTIerin küçühülmesi de gerek- mektedir. Kurumlar vegebr ver- gılerinde kökten reform, vergi ta- banının yaygınlaştınlması ve ıs- tisnalara son verilmesi kacınıl- mazdır. özellikle personel harca- malan. teşvikler ve fonlann bütce dışında kullanımına kısıtlamalar getınlmesi de birer zorunluluk- tur. Bu uygulamanın ilk iki yılında büyüme duracaktır, ama üçüncü yıl enflasyon tek haneli rakama dönüşür, yatınm hamlesi de yeniden başlar." KİT'kr ktiçfiltûlmeli IMF Raporunda KİT açıklan- nın gıderilmesi ile ilgili tedbirler sayılırken "Kuruluşiann parça- lanması. bir bölümünün kapa- tılması tekellerin yok edilmesi. aşu ıstihdama çözüm olarak er- ken emeklib'k sistemleri balalıl- ması, KİT'lere bütçe transferle- rinin durdurulması' gibi Dünya Bankası tarafından da önerilmiş düzenlemeler üzerin- de duruluyor. Tarımda destek- leme ve fiyat politikalanrun gözden gecirilmesi de istenen IMF raporunda, işsizbk sigor- tasınm orta vadeye ertelenmesi kesiriBkle"'âevleT fonlanna görüşü de Çiller, Saracoğlu'nun altın Borsası ve faiz operasyonuyla ilgili eleştirilerini yanıtladı Kamuaçığımkapatmaya 3projeEkonomi Servisi- Devlet Bakanı Tansu Çiller bu yıl içinde kısa vadeli avans kullammı yerine. KİT arsalan ile hazinenın tanm arazılcn ve bakanbk binalannın satılmasıyla elde edilecek gelirle kamu açıklannın azaltılacağını açıkladı. Çiller. aynca gecekondulann sahiplerine mal edilmesinden doğacak rantın devlele aktanlması amaayla bir plan hazırlanmakta olduğunu söyledi. Çiller, birikrruş KİT zamlannın bazı mallarda yüzde 5 ile 7 arasında olduğu- nu ve bu zamlann KİT'ler tarafından ürün fıyatlanna yansıülacağını belirtti. Dün akşam İstanbul Ticaret Odası'- nı ziyaret eden Tansu Çiller, hüküme- tin 500. gününe yönelik eleştirileri ya- nıtlayarak Merkez Bankası Başkanı Rüştü Saracoğlu'nun faiz operasyonu ve altın borsasına ilişkin çıkışına yanıt verdi. İTO Başkanı Atalay Şahinoğlu - nun faizlerin düşüşünün devam etmesi için karşıhksız para basımının olup ol- mayacağı ve birikmiş KİT zamlannın üstüste gelmesiyle enflasyonun yeniden çıkış eğilimine gelmesinden endişe et- tiklerini belirtmesi üzenne Çiller. geçen yıl olduğu gibi bir KİT zammı patla- ması beklenmemesi gerektiğini söyledi. Enflasyonun yüzde 78'den 58"e indiril- diğine dikkat çeken Çiller "Cstelik bu yüzde 5.9"luk büyüme ve hiperenflas- yon beklentisinin olduğu bir dönemde gerçekleşti. Özelleştirmeye hız verilebil- seydik, bu oran daha da düşecekti. Enflasyon büyümeden değil. dengesiz- liklerden kaynaklanıyor" dedi. Yüzde • Devlet Bakanı Tansu Çiller bu yıl kısa vadeli avans kullammı yerine KİT arsalan ve hazine arazileri satılmasıyla kamu açığının giderileceğini söyledi. Bunun için üç proje geliştirildiğini anlatan Çiller,"Devletin elindeki arsalar elden çıkanlacak, bakanlıklann değerlendirilmeyen binalan satılacak, gecekondulan sahiplerine satarak doğacak rant devlete aktanlacak" dedi. 5.9'luk büyümenin tüketim artıVndan kaynaklandığı yönündeki eleştirileri de yanıtlayan Çiller "Talebe karşılık yüz- de 5.9'luk üretim artışı da olmuştur. Ama üretim artışı yaünmdan gelmcdi. Kapasite kullanımının artışından geldi. Kapasite kullanım oranlan devletin de teşvikleriyle yüzde 71-79'a çıktı. Kapa- site artışıyla üretimi arttırmak bir yıl daha mümkündür. Tüketim artışı ol- madan üretim artışı olmayacağını artık anlayabm. Türkiye'in yapısı artık böy- ledir." diye konuştu. Tansu çiller, Hazinc'nin bugünc ka- dar Merkez Bankası'ndan kullandığı kısa vadeli avans miktannı 44 trilyon li- rada bıraküğını ve avans mıkıannın limitinin 58 trilyon lira olduğunu ayn- ca 13 trilyon lira daha kullanabilecekle- rini söyledi. Kısa vadeJi avans yerine kamu açıklannı kapatmak için üç proje geliştirdiklerini anlatan Çiller şöyle ko- nuştu" Bunlann ilki devletin elindeki arsalan satışa çıkartmaktır. Hazine'nin elindeki tarla cinsi araziler üzerinde ça- lışan köylülere kiralanmış, bunlan bu yıl içinde kendilerine satıyoruz. Bakan- lıklann clinde dcğerlcndirilemeycn bi- nalar var. Bunlan açıkarttırmayla hemen satacağız. Bu iki kaynaktan 13-20 trilyon bra gelir elde etmeyi bekli- yoruz. Üçüncü etepta gecckondularla ilgili çok önemli bir plan hazırlanıyor. Gecekondulan oturanlanna mal edip doğacak rantın devlete aktanlması sağ- ianacak. Bu konuda planlama ve Milb Emlak birbkte çabşıyor." İTO yetkili- leri ise Çiller'in gccekondu projesini açıklaması üzenne , gecekondulara ta- pu vererek planlama yapılması halinde en az 50 trilyonun üstünde gebr elde edilebileceğini söylediler. Bakanlğı'na Sümerbank'la ihgiü ola- rak plot proje geliştirme görevi verildi- ğini belirten Tansu Çiller. ilk önce Sümerbank'ın arsalannın satılarak bankalara olan 17 trilyon bralık borcu- nun kapatılacağını anlattı. Çiller Sü- merbank'ın Bakırköyde'ki arsasım, alUn bankası da dahil, dünya ticaret merkezinin de yer alacağı bir tinans ve ticaret merkezi haline getinlmek üzere bir bankalar konsorymuna satnıayı düşündüklerini açıkladı. Tansu Çiller. Hukümetin mab piya- salarda yaptığı reformlan kamuoyuna anlatamadığını vurgulayarak "Tür- kiye'ye gerçek konvertibibte 1992'de geldi. Çünkü, sermayedeki açıklık ve dünya piyasalanndaki sermaye enstür- manlan gctirildi. 32 sayıb kanun iki kez değiştirilerek fınansal reform yapıldı." Tansu Çiller. dövize kimsenin kan- maması gerektiğini söyleyerek "Türki- ye 17.1 mılyarla tarihinin en yüksek döviz stokuna sahip. Bu durumda Türk lirasının değerini korumak için piyasadan lira çekıp. faizleri yükselt- mek doğru değil. Dövız kurlan üzerin- de baskı yaratıp faizleri yükseltmek ihracat ve yatınmda darboğaz yaratır" dedi. Çiller altfn bankası ile ilgili olarak bilgi vererek. Merkez Bankası Rüştü Saracoğlu'nun "Altın bankasına kim- senin yüksek miktarda altınını getirme- sini beklemediği" şeklindeki açıkJama- sını "Türkiye de 50 milyar dolara yaklaşan bir altın stoku var. Şimdi ge- tirdiğimiz sistemle, altınını getirene onun karşıbğında sertifika verilecek, üstüne faizde verilecek. Türk halkının ufku geniştir. Ben Türk halkının ufku- nun geniş olduğuna güveniyorum" di- ye yanıtladı. Kotalar doldurulamıyordu, geçen yıl yüzde 40'lık artış sağlandı ABD'ye tekstil ihracab patladıEkoDomi Servisi-Türkiye'nin ABD'ye geçen yıl yaptığı tekstii ve konfeksryon ihracatBun, bir önce- ki yıla göre yüzde 40 arttşfa 420 ma.voo dolara yükseMigi bOdirildi. bteobul Tekstil ve Konfeksiyon Ihracatçı BirMkteri (ÎTKtB) Genel Sekreteriigi'nden yapılan açıkla- mada, Körfez Savası'ndan sonra ABD ile yapdan görüşmekrle kota oranlanmn yüzde 100 oram- nda arttınVüğı hadrtanMı. Ancak bu kotalarm doMyruia- madığuun beirlenmea üzerine ab- nan tedbirierle, 1992 yılı ihra- catuım bir önceki yıla oranla yüz- de 40 artışla 420 milyon dolara çtktığı kaydedilen açıklamada, 1991 yılmda burakamuı300 mU- yoo doiar olduğu vurgulaJidı. tTKİB Yönetim Kunıhı Baş- kanı Okan Oguz da koouyia ilgili olarak yaptığı açıklamada, bu •Türk tekstil ve konfeksiyon sanayicileri, ABD'ye ihracatta Körfez Krizi sonrası elde ettikleri kota artışı avantajını geçen yıl kullandılar. otumlu getişmeye rağmen ABD'ye yapılan Türk tekstil ve konfeksi- yoo ihracnda son noktaya gelin- mediğini söyledi. ABD'nin tekstil ve konfeksiyon d^ahmında Türkive'nin pavının >üizde 1.2 oMugunn ve 20"nei sıra- da yer aklığını hatırlatan Oğuz, önümüzdeki yıllarda yapdacak çausmalarla bu oranm arttın- lacağmı kayderti. Oğuz, Türk konfeksiyon ûrim- lerinin ABD pazarmda böyle bir ABD'ye ihracat artı$ı Ihracat TekrtH Konfoksiyon Tokstfl vfi konlsksiyon 1991 65.494 235J36 90İJ032 1992 89J81 329.373 419.054 Altş% 36.9 39J 39.2 yükseüş göstermesİBde, New York'ta tTKİB tarafından kuru- lan "tTKİB Shon Room^un da önemli katkılan olduğunu sözleri- neekkdi. 320 milyonu aşan nüfusu ve yüksek alm gücü ile dünyamn en büyük tekstil ve konfeksiyon pa- zarlanndan biri olan ABD, bu alanda uluslararası pazarlaruı en büyük abcdarmdan biri konumun- da. ABD ekonomisinin 1990 ydı yaz aylamda icine düstüğü dıır- gunhık eğiüminin ancak gecen yıun son 3 aylık döneminde kın- İmaya başladığı beurtinyor. Bu yıun ilk böiümünde açddanan gös- tergeler ise ABD ekonomisinin 2'- nd Dünya Savaşı sonrası yaşadığı en uzun süreii ekonomik durgunlu- ğu adarhğı şeknnde yonmlam- yor. D^ ticaret rakamlarma bakıldıiında, 3 yıla yakm bir süre- dir devam eden ekonomik durgun- luğun ABD tekstil ve konfeksiyon sektörlerini dtgerieri kadar ynrat- madığı, ülkenin d^alnılannda bü- yök bir düşüş gözknmediği ortaya çıkıyor. Tekstil ve koufeksiyon it- halatmm 1991'de vnzde 4.1, 1992'de de yüzde 13^ artması da ABD'de ba sektörierin ne denfi canlı oMuğunun göstergesi kabui edjüyor. Türk tekstil ve konfeksiyoB ib- racaünuı söz konusn dönemde bo canhhktan yararianamaması ise knr arDşnn enflasyoaun gerisinde kabnası ve bu yüzden Türk örünk- rinin ıduslararası piyasalardaki fi- yat rekabetüûn yavasiamasıyla açddanıyor. 1989-90 döneminde enflasyon yüzde 60 oturken do- lann yüzde 30 değer kazanmasmoı Türk malanmn doUr cinsindeB 6- yatiannı yükseHtiği ve (bssatmda yaşanan sduntuıın buradan kay- naklandığı ifade ediliyor. İŞÇİNİN EVRENEVDEN ŞÜKRAN KETENCİ DışlanmaBursa'da uluslararası düzenlenmış seminere katılmamış olsam, kendi adıma, ilgili olduğum halde yurtdışında yaşayan işçilerimiz için çok hızlı işleyen ve yeni olumsuz koşulları getı- ren gelişmelerden haberli olmayacaktım. örneğin Maastricht, Schengen anlaşmalannın itgili hü- kümlerinin yürürlüğe girmesi ile işçilerimizin birçok ülkede kazanmış oldukları ve yıllardır kullandıkları haklan yıtirecek- lerıni bilmiyordum. Yıllarla verilen çok zorlu uğraşlar sonunda çeşitli Avrupa ülkelerinde yaşayan veçalışan işçilerimizin kazanmış olduk- ları birtakım sıyasal haklar var. Yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkını kullanabiliyorlar. Siyasal partıler içinde etkili ve katılımcı olabiliyorlar. Maastricht Anlaşması'nın bütün Av- rupa ülkelerinde eşit uygulama ilkesi yürürlüğe girdiğinde, bu kazanılmış haklar geri alınacak Çünkü söz konusu haklar bütün Avrupa ülkelerinde kazanılmış değil. Maastricht bir ül- kenin tanımadığı bir hakkın diğer ülkede kullanılabilmesını engelliyor. Buna göre anlaşmanın siyasal hükümleri yürürlüğe girdi- ğinde Almanya'ya birkaç ay önce gelmiş bir Yunanlı işçi AT üyesi ülkeden geldiği için seçme ve seçilme haklannı kulla- nabilecek. Orada 20-30 yıl yaşayan Türk işçi kullanamayacak. Hollanda'da yıllardır bu haklan kullanabilen işçimiz de kul- landığı haklannı yitirecek. Yine yıllardır yurtdışında yaşayan işçilerimiz AT ülkeleri içinde dolaşırken vize almak durumunda olacaklar. Aslında sınırlarda kontrol olmadığı için normal geçişlerını yaparak girdiklerı ülkede bir karakola başvuracaklar. Bunu yapmazla ve herhangi bir biçimde vizesiz geldikleri ortaya çıkarsa, do- laşım hakları iptal ediiecek. Hem de sadece o ülke içia deği bütün AT ülkeleri için birden. Vize olayı sadece yurtdışında yaşayan işçilerimizi deği bizi de çok yakından ilgilendirip etkiliyor. Sözde bir tek Avru- pa ülkesinden vize almakla işimız kolaytaşıyor. Ancak bir ül- keye yapılan başvuruya herhangibir biçimde retyanıtı gelirse ya da herhangi bir nedenle bir Avrupa ülkesinde vizemiz iptal edilirse, iptal ya da vize alamama olayı bütün AT ülkeleri için geçerli oluyor. AT ülkelerinin bir de gündemindeki büyük işsizlik sorunu ile bağlantlı olarak birleşme ile işçilerimiz için katlanılacak olan sorunlar var. İşten çıkarmalarda işsiz kalan ve serbest dolaşım, iş bulma haklan olmayan işçilerimizin, bu haklan kullanacak AT üyesi ülkelerin işçileri karşısındakı eşitsiz ko- numları. Yabancı düşmanlığı ile de beslenince hengi noktala- ra ulaşacak? Türkiye'de 500 günü işleyen takvimi tartışıyoruz, Maastricht, Schengen anlaşmalannın, tek pazarın işleyen takvimini, getırdiği sonuçları hıç bilmiyoruz. Ya da daha kötü- sü görmeztikien geliyor, ilgilenmiyoruz. Yüz yüze geldiğimiz- de her zarnan yaptığımız gibi ağlayıp sızlanacağız Uludağ Üniversitesi ile Türkiye Araştırmalar Merkezi'nin düzenlediği gündemdeki yurtdışı işçi sorunlarına ilişkin top- lantıyı şöyle bir izlemek, Türkiye cephesinin kendi insanının sorunlarını ne ölçüde boyutlu dışladığını görmeye yetiyor. Al- manya Yabancılar Sorumlusu Dr. Cornelia Schmalz Jacob- sen sadece tartışmacı olarak katılmakla yetinmeyip bütün kc- nuşmacıları büyük bir dikkatle izleyip görüşlerı değerlendiri- yor. Almanya'dan gelmiş Türkiye kökenliler, 2. ve 3 kuşağın temsilcileri de büyük bir duyarlıhk içinde sorunlann ve tartı- şmalann içindeler. Sorunlarla ilgili birkaç bilimci dışında Tür- kiye cephesi dökülüyor. Ne konuları, ne sorunları bilen ne de üzerinde düşünüp görüş üreten var. Hele siyasi parti temsilci- lerinin durumu, ilgisiz ve bilgisızlikleri büyük bir ayıp. Bir de önemli şöyler söylermiş gibi, bağırarak nutuk atmıyorlar mı? Insan acı acı duşünüyor. Nereden bakarsanız bakın, küçük Avrupa ülkelerinin kimsinin dörtte biri, kımisinin yarı nüfusu- na varan sayılarda insanımız Avrupa topraklarında yaşıyor. Aradan 5-10-20-30 yıllar geçmiş. Ikinci. üçüncü kuşaklar yetiş- miş. Yaşamın her alanında o ülkelerin ınsanlarının haklan ile kıyaslanmayacak bir geri konumdalar. Oysa koşullar onları orada yerleşmeye zorluyor. Dönmeyı de düşünmüyorlar. Gi- derek dozu artan bir yabancı düşmanlığının tehdıdi altında yaşıyorlar. Biz bu büyük nüfus ve potansiyelle oralarda bir güç oluşturma ve var olma sansına sahibiz insanlarımızın en doğal haklannı korumakla yükümlüyüz. Adeta seyirci konu- munda, hemen hemen hiçbir şey yapmıyor ya da çok az şey yaptyoruz. AT içinde yaşayan insanlarımıza böylesıne sahip çıkamaz, onların gücünden, varığından yararlanamazsak, nasıl olur da AT üyeliğinı ağızlardan düşürmeyiz? Sorunlann bir gözden gecirilmesi anlamında olan bu türden toplantı ve platformlar, gereken duyarlıhk gösterildiğinde hem yapılabt- lecekleri saptama hem de kamuoyu oluşturma anlamında çokönemlidir. Bazen da sadece acıklı durumumuzu, vurdum- duymazlığımızı sergilemeye yararlar. Görülen o ki yurtdışında yaşayan insanlarımıza ne sıyaset- çilerimizden, ne sendikacılanrnızdan hayır yok. Onlar kendi başlarının çaresıne bakacaklar. Bugüne kadar çok bile geç kaldılar. Neyse ki yurt dışında yaşayan ve çalışanlar geçmiş- ten çok daha bilinçli olarak örgütlenmeye, sorunlarına sahip çıkmaya, dışlanmışlığın açığını kapatmaya çaba gösteriyor. HDTM'DEN AÇIKIAMA Dış borç stoğunda azalmaoldu • Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı yetkililerince, 1992 yılının son 3 ayında dış borç stoğunda ortaya çıkan düşüşün. yılın son aylannda yoğunlaşan geri ödemeler, kur farkı ve yeni borçlanma miktannın az olmasından kaynaklandığı belirtildi. ANK>\RA (Cumhuriyet Bö- rosu) -1 ürkiye'nın dış borçlan toplamı, 1992 yılı sonu itiba- nyla 54 milyar 706 milyon dolar oldu. Geçen yılın eylül ayı itibanyla 56 milyar 75 mil- yon dolara çıkan dış borç sto- ğunda ortaya çıkan düşüşün. yılın son aylannda yoğunla- şan geri ödemeler, kur farkı ve yeni borçlanma miktannın az olmasından kaynaklandığı belirtildi. Cumhuriyet'in, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı (HDTM) yetkililerinden edin- diği bilgilere göre, Türkiye'- nin 1991 yılı sonunda 5 milyar 489 milyon dolar olan dış borç stoğu, 1992 yılında top- lam 4.2 milyar dolar artarak 54.7 milyar dolara ulaştı. Ge- çici rakamlarla yapılan hesap- lamalara göre. toplam dış borçlann gayri safı milli hası- laya (GSMH) oranı yüzde 46.5'ten yüzde 48.7'ye yüksel- di. HDTM yetkilileri. 1992 yı- lının son 3 ayında dış borç sto- ğunda ortaya çıkan azalma- nın başlıca üç nedeni olduğu- nu beîirterek özetle şunlan söylediler: 'Bazı çevreler, eylülde 56 milyar dolan bulan dış bor- cun, daha sonra yapılan borç- lanmalarla 59-60 milyar dola- n bulacağını düşünüyorlardı. Ancak yıbn son 3 ayında geri ödemelerin yoğunlaştığı ve aynı dönemde yeni borçlan- manın bu kadar canlı olmadı- ğı dikkate alınırsa durumu agklamak kolaylaşır. Aynca dolann özellikle yılın son ay- lannda değer kazanması ne- deniyle, borçlanmızm diğer döviz birimlerinin dolara çev- rilmesi sırasında. miktarlann azalmasına neden oldu. Bu fark da. 1 Ocak-31 Aralık 1992 tarihleri arasında net olarak 1.3 milyar dolar kadar- dır" 1991 sonunda yüzde 179.6 olan toplam dış borçlann top- lam döviz gelirlerine oranı yüzde 185.9 olurken. Tür- kiye'nin sahip olduğu ulusla- rarası rezervîerin toplam dış borçlara oranı da yüzde 24.3- ten yüzde 28.5'e yükseldi. Kısa vadeli borçlarda artış Kısa vadeli borç stoğu. 1991 yılına göre yüzde 38.8 oranında artarak 12 milyar 660 milyon dolara ulaşırkcn. kısa vadeli borçlann toplam borç içindeki yüzde 18.1'lık payı da 1992de yüzde 23.1'c yükseldi. Toplam borç oranı 1992'de yüzde 8.3 artarkcn. orta ve uzun vadeli borçlarda- ki artış yüzde 1.6 oranında gerçek leşıı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear