22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 NİSAN1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Nisa Serezli Ödili • KültürServisi - Geçen yıl yitırdiğimiz usta tiyatro sanatçısı Nisa Seredi'nin nısını yaşatmak amaayla eşi Tolga Aşkmer tarafından «iüzenlenen ödül bu yıl Bedia Mtrvahhit ile Yıldc Kenter'e -verildı. Tolga Aşkıner, Cöksel Kortay. Oya Başar, Seçkin S*Ivi, Hanii Çağdaş, > aşar llksavaş, Hadi Çaman, Amil Kurt ve Can Şengel'ın oluşturduğu seçıa kurul, bu yıl 70. sanat yılını kutlayan Bedia Muvahhit'e Türk tiyatrosuna yaptığı katkılan nedeniyk "Nisa Serezli Onur Ödülü", Yıldız Kenter'e de "Konken Partisi" ve "Çok Uzak Fazla Yakın" oyunlanndaki başansı nedeniyle"Tiyatroda Yılın Kadını ödülü" verdi. Muvahhit ve Kenter'e ödülleri bu akşam, Dormen Tiyatrosu'nda Nisa Serezli Aşkıner Sevgi Birliği'nin sunacağı "Carum" oyununun galasında verilecek. Sağlar'dan çağrı •ANKARA (AA)-Kültür Bakanı Fıkri Sağlar, mayıs ayı içinde İstanbul resimleri yapmak üzere Rusya'run ünlü iki ressamını Türkiye'ye davet etti. Sağlar, Karadeniz Kültür Bakanlan Toplanüs'na kaülan diğer ülkelerden ressamlan da ayru amaçla İstanbul'a davet etti. Konuk ressamlann Istanbul'da üretecekleri yapıtlann tüm Karadeniz ülkelerinin başkentlerinde sergileneceği, "İstanbul Yıh" etkinlikleriyle bağlantılı gerçekleştirilecek serginın Türkçe, İngilizce ve Rusça olarak basılacak .vataloglannın tüm dünyaya dağıtılacağı öğrenildi. Tûrk bestecilerinin CD'leri • ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanlığı tarafından haarlanan Türk bestecilen compact-disc'lerinin dokuzuncusuda tamamlandı. Türk bestecileri sensinin hazırlanan son CD'sindeUlviCemal Erkin'in itu yapıtı, devlet sanatçısı şef Hikmet Şimşek yönetiminde, Macar Devlet Senfoni Orkestrası tarafından seslendirildi.1 y >' CD'de Urvi Cemal Erkin'in "2.Senfoni"si ile "Senfoni Konçertant"ı yer ahyor. Cevat Dereli sergisi• ANKARA (AA) - Ressam Cevat Dereü'nin sergisi, Türkıye İş Bankası'nda açıldı. 1989yıhnda yitirdiğimiz Dereli'nin özel bir koleksiyondan alınan 23 tablosunun yer aldığı sergi, 28 nisana dek görülebilecek. 1900vıhndadoğan, 1915 ydınd'a Sanayi-i Nefıse Mektebi'ne giren ve Hikmet OnatıleİbrahimÇaJlı atölyelerinde çalışan ressam Dereli, 1923 yıhnda Îkadaşlanyla Yeni Resim Cemiyeti'ni kurdu. 1924'te MaarifVekaletı tarafından Paris'egönderilen, 1928 yılında Güzel Sanatlac Akademisi'nde öğretim üyebğine başlayan Dereli, yurtiçi ve dışında çok sayıda sergi açtı, değişik yanşmalarda odüller kazandı. "Osmanlı KıyafetteıH" Konferansı • ANKARA (Cumhuriyet Burosu) - Prof. Dr. Günsel Renda, ARS Sanat Galerisi'nde bugün saat 16.00'da"Osmanlı Kıyafetleri" konulu bir konferans verecek. 16. ve 19. yüzyıl gravürlerinde Osmanlı kıyafetlen sergisine paralel olarak gerçekleştirilen etkinlik, Galeri ARS'ın. Köroğlu Caddesi 79-2 Gazi Osman Paşa adresinde izlenebilir. "Kapital üzerine" • ANKARA (Cumhuriyet Burosu) - Kapital çevirmeni Maattin Bilgi'nin "Çeviri sanatı ve Kapital Üzerine" konulu söyleşisi çarşamba günü.saat 18.00'de, Çankaya beledıyesi Mıthatpaşa Konferans Salonu'nda gercekleştirilecek. Bilgi, konferanstan sonra kitaplannı imzalayacak. ÖNÜ1NDE SAVUNMA , Abdullah Baştiirk 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Turkocağı Cad. 39-41 Cağaloglu-tstanbul Feyyaz Kayacan Türkiye'ye duyduğu özlemi Türkçe'de yaşayarak dindirebiliyordu Kendıne özgü bir gurbetçiydi CEVAT ÇAPAN İkınci Dünya Savaşı'nın ka- ranhk ve karartmah yıllannda Türkiye'de sınemaya gidenler. asıl fılmden önceki haberleri açıklayan bir sesin tirkakisi ol- muşlardı. Ankara Radyosu'- nun haber spikerlerinden abştı- ğınuz resmı sese hiç benzeme- yen, daha canlı, anlatım incelik- len daha zengın bir sesti bu. En güvenilir dost yanı 1953'te Londra'da B.B.C. Türkçe Yayın Servisi'ne ilk uğ- radığım gün, bu sesın sahibini tanıdım: Yaalannda Feyyaz Kayacan adını kullanan Fey- yaz Fergar'dı beni karşılayan. Daha sonra 1956- 57 yıllannda benim de bir süre program yar- dımcısı olarak çalıştığım bu ser- viste, Feyyaz Kayacan'ın yal- nızca bir ses aşınalığıyla sürdü- rülecek bir ilişkiyle yetinmeye- ceği hemen ortaya çıktı. Izğan Baz, özcan Ergüder, Can Yü- cel, Tektaş Ağaoğlu, Hilmi Ya- vuz, Ahmet Levendoğhı, Ragıp Duran, Edip Emil Öymen ve be- nim gibı B.B.C. Türkçe servi- sinde bir süre çahşmış olan daha niceleri, Feyyaz'ı değişik yönleriyle tanımış, ama sanınm onu hiç değişmeyen, en güveni- lir dost yanıyla sevmişlerdi. Onunla iş arkadaşlığı etmiş olanlar arasında yazı - çiziyle uğraşanlar ise son derece öz- gün, kültürlü ve korkusuz bir sanatçıyla dostluk etmenin mutluluğuna erişmişlerdi. Meddah ve Kafka Kendine özgü bir gurbetçiydi Feyyaz. Moda'da Saint Jo- seph'ı bitirdikten sonra siyasal bilimler okumak içın Paris'e gitmiş, Ikinci Dünya Savaşı çı- kınca, İngiltere'ye geçerek öğ- renımini orada sürdürmüş, bir İngiliz kızıyla evlenerek çoluk çocuğa kanşmıştı. B.B.C.de çabşırken Gestes a la Mer adlı Fransızca bir şiir kitabı yayın- lanmışü. Feyyaz îngilizceyi de aynı ustahkja kullanabilen bir şair, bir hikayeciydi. Ama onun Son derece özgün, kültürlü ve korkusuz bir sanatçıydı.(Fotoğraf: CENGİZ CIVA) bir yanı Kafka" olan bir yazar kimliğiyle okurlanru ve hayran- lannı şaşırtmayı sürdürdü. Somut tstanbul anıları asıl "Penelope"si Türkçeydi. Çeşitü nedenler yüzünden uzun süre uzak kaldığı Türkiye'ye duyduğu özlemi Türkçe'de ya- şayarak dindirebiliyordu. Bunu en çarpıcı biçimde dile getirdiği öyküsünün adı "İstanbul Zey- beği"ydi. Feyyaz Kayacan savaş yılla- nnın karabasanını anlattığı Sı- ğınak Hikayeleri'inde, "Hiçoğ- lunun Serüvenleri"ni dile getir- diği Şişedeki Adam'da, "Canı- mızaTak DemişliğinÖnsözü'- yle başlayan GibicUer'de. anı- lannın kaynağına döndüğü Ço- cuktaki Babcede, Kaşık Havast ve A Talent for Shrouds gibi şiır kitaplannda çok sevdiğı dil oyunlanyla "bir yanı meddah. 1960'lann ortalannda Fey- yaz uzun bir aynhktan sonra Türkiye'ye dönme olanağı bu- lunca, kendısi için yepyeni bir coşku dönemı başladı. Yıllardır şiirlerinden, öykülerinden, ro- manlanndan tanıdığı birçok İstanbullu sanatçıyla yüzyüze gelmek. onlarla köklü dostluk- lar kurmak, onun içın büyük bir mutluluk kaynağı oldu. B. B.C. Türkçe Servisi müdür yar- dımcılığı ve müdürlüğü görev- lerinı üstlendiği yıllarda da fır- satlar yaratarak İstanbul'a daha sık gelmeye, Londra'daki hayatını daha somut İstanbul anılanyla zenginleştirmeyi ba- şardı. B.B.C. Türkçe Servisi, Tür- kiye'den Londra'ya giden ya- zarlar için, Feyyaz yüzünden vazgecilmez bir uğrak yeriydi. Türkçe Servisi'nin yayınlan, Feyyaz'ı görmeye gelen sa- natçılarla yapılan röportajlann renkliliğiyle B.B.C.'nin öteki servislenni kıskandıracak bir zengınliğe kavuştu. Şaşırtıcı cörnertligi Feyyaz'ın şaşırtıcı cömertligi, en anlamlı ürünlerini, onun Türk şiirinden yaptığı çeviriler- le verdi. Geçen yıl fngiltere'de yayınlanan Modern Turkish Poetry adlı antoloji, Feyyaz'ın derlediği Veysel'den Kemal Kale'ye elü dokuz şairin yapıt- lannı ve nicedir eksikliği duyu- lan bir şiir damannı. ingilizce konuşulan dünyaya tanıtıyor- du. Bu kitabvn yayımlanışını kutlamak üzere geçen yılın so- nuna doğru Türk-Ingiliz Kül- tür Derneği'nde düzenlenen şiir geceleri Feyyaz Kayacan'ın ça- balannı bir ölçüde taçlandıran coşkulu bir şenlik olmuştu. Bu toplantılar, ne yazık ki, birükte kutladığımız son şcnlikmiş. Londra'dan gelen bir kara ha- berle Feyyaz'ın bir gün* önce, çalışma odasında uyurken bu dünyadan aynldığını ögrendik. Onu en iyi gene kendi sözleri anlaüyor: •'Içimizden çok biriydi. Yedi türlü gırgınliğı vardı yaşamaya. En beyaz ekmeği o indirmişu denizlere. Bir iyiliğı kaçıracak olsa. okumamışa dönerdi en sivri kitaplan. Öyle bir adamdı çok." l X Sevda-Cenap And Vakfı Başkanı Başman: 'Festivali mucizieyle gerçekîeştıriyoruz' ANKARA (AA) - '10. Uluslararası Ankara Müzik Festivab'- ni organize eden Sevda-Cenap And Müzik Vakfı'nın başkanı Mehmet Başman, birçok kuruluştan maddi ve manevi destek al- malanna karşın birtakım bürokratik nedenlerden dolayı festi- vali 'mucize denebilecek şartlar alünda' gerçekleştirdiklerini söyledi. 10. Uluslararası Ankara Müzik Festivab'ni değerlendıren Mehmet Başman, 4 nısan pazar günü başlayan festivale ılginın büyük olduğunu ve bu yıl kullanılmaya haşlanan Mılli Eğitim Şûra Salonu'nun büyük obnasının izleyiciler v»sanatçılar açısı- ndan memnunluk verici olduğunu bildirdi. Festivalin açılış töreni ve konserinın muhteşem olduğunt kaydeden Başman, "Festival hem 10. yıla yaraşır bir programla atak yapü hem de yıldız sanatçılan getirerek Ankaralılan mutlu ettik. Chick Corea ile festivale hızb bir giriş yaptık ve bu hızla da festivalin sonunu getireceğimizi umuyonım" dedi. Festivalin düzenlenmesi sırasında maddi ve bürokratik zor- luklann yanı sıra uluslararası niteliklere sahip salon bulmakta da zorlandıklanru ifade eden Başman şöyle konuştu:"Ankara'- da uluslararası bir festival düzenlemek için dünya stardartlan- nda kültür merkezine ihtiyaç var. Gerek konser salonlanyla ge- rekse bale salonlanyla. Karşılaşüğımız bir başka önemli sorun da müzik aletlerinin teminindeki güçlükler oldu." Ankarah müzikseverler festivalde en büyük ilgiyi ünlü cazcı Chick Corea'ya gösterdiler. 'Chick Corea and Acistic Band'dan sonra en çok ilgiyi de 'Skylight Opera Theatre' ile 'Viyana Mo- zart Üçlüsü' topladı. Festival programına göre 13-14 nisanda 'Ballet Nancy'nin modern bale gösterisi, 16-17 nisanda 'Polonya Müzik Tiyatrosu ve Poznan Balesi' rock-bale gösterisi sunacak. 19-20 nisanda 'English Chamber Orchestra', 5, 6, 7 mayısta da 'Le Prestige Orchestra' konser verecek. ' • Festivalde, Küba rüzgarı... ANKARA (Cumhuriyet Burosu) -10. Ankara Müzik Festıvaü çeşitli konser ve gösterilerle sürüyor. 7 mayıs cuma günü sona erecek festival programında ünlü orkestralann konserleri ve dünyaca tanınmış bale topluluklannın gösterileri yer ahyor. Bunlardan biri, bugün saat ve yann saat 20.30'da Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu'nda bir gösteri sunacak olan "Ballet Na- cional De Cuba". 1964 yılında Paris Uluslararası Dans Festi- vali'nde "Grand Prix" ödülünü "Gıselle" temsibyle alan topluluk baş balerini Alicia Alonso ile Ankaralılar'm karşısına çıkacak. 70 yaşında olmasına karşm hala sahnelerden kopma- yan Alonso'nun ilk kez Türk seyircisiyle tanışacak. Bir başka ünlü bale topluluğu "Ballet Nancy" ise Salı ve çarşamba günleri izlenebilecek. 'Rock bale'den ilginç örnekler sunacak "Polonya Müzik Tiyatrosu ve Poznan Balesf'nin gösterisi, cuma-cumar- tesi günleri aynı yer ve saatte yer alacak. Şirin Pancaroğlu'nun arp resıtali cumartesi 16.00'da Resim Heykel Müzesı'nde, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrasfnın konsen ise pazar günü 20.30'da şura salonunda dinlenebilecek. Şef Alexander Schvvinck yönetimindeki orkestra konserini "U.S. Herald Trumpets" grubuyla birlıkte verecek. Festival programı kapsamında, 19-20 nısan günleri "English Chamber Orchestra". 21 -22 nısan günleri "Skylight Opera The- atre". 23 nisanda "Kırgızistan Çocuk Korosu", 24 nisanda "Padova ve Veneto Oda Orkestrası", 25 nisanda "Boğaâçi Üç- lüsü" yer alıyor. 26-27 nisan günleri "Fairport Convention" grubu, pop-folk türünde yapıtlar seslendirecek. 28 nisan günü "VViener Mozart Tno", 29 nisanda "Arcata Stuttgart", 30 nisan günü "Cumhur- başkanbğı Senfoni Orkestrası" konser verecek. Cem Ertekin yönetimindeki "Çağdaş Bale Topluluğu"nun gösterisi 1 mayıs günü görülebilecek. "Quintette Pro Arte" ve "Ankara Çok Sesli Müzik Korosu" konserleri 2 mayıs, Per Tengstrand pıyano resitali ve "Belarus Devlet Simbal Orkestra- sı". "De\lct Akademik Folklor Korosu ve Dans Topluluğu" 3 mayıs günü izlenebilecek. Festivalin son etkinlıği ise "Le Prestige Orchestra"nın 5,6. ve 7 mavıs günleri vereceği caz konserleri olacak. Ülkemizin tek kadın orkestraşefı özdil: 'Zoru başarmakta kararlıyım' ADANA (AA) - Türkiye'nin tek kadın orkestra şefı Inci öz- dil. çok büyük bir sorumluluk altında bulunduğunu beürterek, "Benden sonra bu kapı ya açılacak, ya da sonuna dek kapana- cak. Tek'im ama bunu değıştirmek için çaba harcıyorum" dedi. Kültür Bakanbğı Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası'nın (ÇDSO) hafta sonu verecegi konserleri yönetmek üzere Ada- na'ya gelen İnci Özdil, müziğe piyanoyla başladığını ve giderek beste yapmaya yöneldiğini anlattı. Özdil daha sonra bestelediği eserle- n yönetme isteğiyle yurtdışında şef- lik üzerine eğitim gördüğünü ve dö- nüşünde bu konuda yoğunlaşüğını bildirdi. Halen İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın şef yardımcıbğını yürüten Özdil, yurtiçi ve dışında yörettigi bütün konserlerde büyük ilgi gördüğünü belirterek, şöyle de- vam etti: "Hiçbir erkek şefe yapı- bnayan profesyonelb'k dışı davranı- şlarla İcarşılaşıyorum. Sözgebmi tek provayla konsere çıkmak zo- runda kabyorum. Ama zoru ba- şanycrum, başarmaya da ka- rarbyım. Bu konuda halkın desteği bana güç veriyor." Dünyada kadın şef sayısı azbğının işleri daha da güçleştirdi- ğini söyleyen 32 yaşındaki Özdil, genç olması nedeniyle küni zaman peşin bir "deneyımsizb'k" yargısıyla karşı karşıya kaldıgını, ancak önyargılan yönettiği başanlı İconserlerle silece- ğini vurguladı. İnci Özdil, "genç ve çalışkan" ÇDSO'yu çok sevdiğini de bebrterek. ÇDSO'da herşeyin sıfırdan kurulduğu- nu ve dinamizmin hâkim olduğunu söyledi. AzizNesin, örnekgösterildi BONN (AA) - Abnama'da yayımlanan Die Zeit gazetesi, Aziz Nesin'in "demokratik ve laik bir Tûrkiye için sürdürdûğü mücadeie- yi" övdü >e yazarın mücadclesinin Almanlar tarafından örnek au- nması gerektiğini yazdı. Klaus Liebe-Harkort'un kaleme aldığı makalede, Aziz Nesin'in Salman Rüşdi'nin "Şeytan A\etleri"ni Türkiye'de yayimlaınak iste- diği beürtifcrek, ünlü yazann aşın dincfler tarafından ölümle tehdit edildiği anımsatıklı. Gazete, Türkiye'de son zamajdarda bazı kesünlerin "Osmanlı dü- şüncesf'ni yeniden canlandırmaya çalıştıklanna işaret ederek, hükü- metin, laik devlet düzeninden uzaklaştınlmak istendiğini iddia etti. Aziz Nesin'in asıl amacmın si> asetçikre laik devleti korumak zorun- da bulunduklannı anunsatmak olduğunu savunan gazete, "Şeytan Ayetleri"nin yavunlanmasmın yazann "Demokrasivi savunma giri- şüninin bir parçası" olaak değeriendirilmesi gerektiğini kaydetti. Makalede aynca Aziz Nesin'in demokratik alanda sürdürdûğü mücadeleflin Almanya'da yaşayan 2 milyon Türk'ü de > akından ilgi- lendirdiğine işaret edilerek, "Ülkemizdeki 2 milyon Türk'un ilgi duy- duğu konulara bizler de aynı ilgiyi göstermek zorundayız" sözleri kıdjanıku. 10. ULUSLARARASI ANKARA MUZIK FESTİVALİ Rusya Federasyonu Devlet Akademi Senfoni Orkestrası iddiasız ama duyarli bir konser sundu Bir güzelliğin erozyoııa ıığrayışı • İki yıl önceki festivalde Svetlanov'la konuk olan U.S.S.R. Akademi Orkestrası, bu yıl 25- 30 ele- manını yitirmiş olarak karşımızaçıktı.Yine de sağ- lam bir ekolün uzanüsı olan Rus orkestrası sade, gösterişsiz ama son derece duru konserler sundu. VEFA ÇtFTÇİOĞLU töre rağmen Başman ailesinin — özverili çabşması ve bazı ku- ANKARA - Bir kültür baş- rumlann da kendilerine katıl- kenti olmak için didinen An- masyla 10. festivab Ankara'ya kara'da, pek çok olumsuz fak- kazandırdılar. Sanatseverler adına kendilerine teşekkür et- mek ısüyorum. Hiç şüphe yok ki festivalin en önemli etkinhklerinden biri eski U.S.S.R. Akademi Orkestrası, yeni adıyla Rusya Federasyonu Devlet Akademi Senfoni Or- kestrası'ydı. İki yıl önceki festi- valin Svetlanov'lu konuğu olan toplululuk, Rusya'daki kanşık- lıktan nasibini almış olarak karşımıza çıktı. Kendisi ile ko- nuşmamda "Hayatırrun en boş salonuna çaldım" diyen Svetla- nov, nedense bu kez orkestra ile birbkte değildı. Topluluk ise çok luymetb 25-30 elemanını kaybetmiş olarak karşımıza çıkü. Müzisyenlere sorduk, pek de şaşırmadığımız cevaplarla karşılaşük. Çoğu ülke dışındaki ünlü senfoni orkestralanna git- miş, bazılanrun ise nerede oldu- ğu biünmiyor. St. Petersburg (eski Leningrad) Filarmoni Or- kestrası ile birUkte ülkesinin yıl- İdil Biret, akoru bozuk piyanoya karşın resitalinde izkyicikri büyük piyanistierin gizli evreniiK götürdü. lO.yıbndaki Ankara Müzik Festivali, kurumsallaştı ve kendini kabul ettirdi Teknik ötesindeki büyüleyici âlem ERHAN KARAESMEN Moskova Devtet Orkestrası ile Svetianov; İdil Biret ve Chick Corea...Bu büyük ismıler yetmiş iki saate sığmış ardarda üç musiki gece- snin sonımlulan olduğunda, bu durum, dünya- daki en prestijli müzik festivalkri için bfle etki- leyki bir etkinlikler dizisi nitdiği taşır. Türki- ye'mizûeki festivaller için ise çok üshîn bir programlanıa göstergesidir. Ankara Müzik Festivali on yıUık geçmişinde mutlu sürprizler, olağanüstii doyurûculukta dinletkilere müzik sevgUflerini bir ötcüde altştırmtşrı. Ama 1993 nisanında ulaşılan dü- zey, Ankara Festivalfnin kunımlaşmasındaki ve kendini kabul ertirmiştiğindeki tartışmasız bir nirengiyi oluşturmaktadır. Gelecek dönem- ler için bu yılın göçlü, özendirici bir örnek oluş- turması dileğiyle >e umuduyla ulaşüan başan- da payı olaıdara alkış rutmak gcrekiyor. Tekniğin ötesine geçildiğinde bir büyüleyici âleme girilir. Normal algılamaıun, alışılmış mantık dürtülerinin gündelik görev nitetiğinde- ki aceleci dinleme tüketimi kurallannuı artık pek geçerli olmadığı bir değişik uzaydır, bu- rası. Ruhsal derinlik, kültür sentezi, zekânın üst sınırlannın zorlamnası ve anlık yaratıcılık yoğunhığu gibi, müzik yonımculuğunu çok yüce bv etkinliğe çeviren üstün sanatsal nite- liklerin dili konuşulur, burada. Günümüzde uluslararası konser piyanisdiği ile stûdyoda band dokjurma kariyerini birükte yürüten bir kaç yûz piyanist bulunduğu söyfe- nebflir. Piyanoyu mitralyöz sürari ve gücüyle tarayan, makine trik traklığıyla darbeleyen düzayakçı bir büyük çoğuniuğun > anında, tek- nik ötesi kapıyı aralayabilenler çok köçük bir azmlık oiuşturuyor. Ama ne oluyor? Geriye sadece bunlardan iz kalıyor. EUi bin kadar yetmiş sekizlik tarihi plağın koleksiyon- cusu müzisyen dostlar Harden ailesinin 1930'- lardan kakna plaklarmı geçen gün huşu içinde kanşürırken, gününde alkış almış o kuvvetli teknikçflerin hiçbirinin adına saygı du- yamadığını farkediyorsun. Ama, bir Backhaus ya da Cortot ptağuıı eline aldığında kendinden geciyorsun. tdil Biret'in CD'deki kompk Cho- pin, Rachmaninof ve Brahms dizileri de, çok ünlü ve ciddi uluslararası bir haftalık derginin, Le Nouvel Observateur'un, yakınlarda geniş bir değerlendirmeyle değindiği gibi, oruz yd sonraki meraklısınuı eline aidığında okşamak «steyeceği kültür hazineierinioiuşturuyor Aynı tdil Biret Ankara Festivali'nde >er alan resita- bnde akoru çaldıkça may ışan talihsiı bir piya- noya rağmen bizi birtiğinde bir yertere götür- dü. Teknik ötesi büyük pi> anistlerin o gizli ev- renine. O çok ünlü Evgeni Svetianov hastalamp gelemedi. Yerine otuz küsurandaki taptaze bir Igor Golovchin gecti, son saniye değişiküği ile. Sonucu ne kadar etkOedi tam bilemiyonız. Ama, Moskova Devlet Orkestrası (yeni adıyla Rusya Akademi Orkestrası) iki > d önceki per- formansını aratmavan bıçak gibi iki konser çıkarttı. 100. ölüm yılında Çaykovski 5. sen- foni>i bir süre önce denk düşurüp Leningrad Filarmoni (yeni adı Sankt Petersburg Şostako viç FUarmonik Senfoni)'li üstadlardan dinle- miştim. Aynı günkrde Moskova kuzeyindeki Çaykovski evini ve müzesini ziyaret Ûe Bot- şoy'daki "Maçı Kızı" gösterili tam bir Çay- kovski yetmiş iki saati geçirirken senfonisin- den de çok etkilenmiştim. Ancak genç ve se- vimli Igor'un az bilinen 2.senfoni dahil, 4. ve 5. senfonilerde Moskova'lılara çıkarttığı dolu, duyarli, doğru seslerin kulaktaki olağanüstii çınlaması ve hele dünv anın en iyi komo grupla- nndan biriyle kendimizden geçiş de kolay unu- tulacak türden değildi. dız topluluğu olan orkestra ne yazık ki eski çizgisinde değildi, hele Svetlanov'un olmayışı top- lulukta bir moralsizbk yarat- mıştı. Svetlanov'un yerine onun öğrencilerinden biri olan tgor Golovchin gelmişti. Acıbş konseri işte bu şartlar altında oldu. Sağlam bir ekol Çaykovski yorumlan ile ün yapmış orkestra, ıkı konseri de Çaykovski'nin 100. ölüm yıb nedeni ile bu bestecinin sevilen 4. Senfonisi'neayırmışü. İlk gün bestecinin taslak- lannı 17 yaşında hanrladıgı "Kış Rüyalan" başhk senfonisi ile açıldı. O plaklarda dinlediği- miz orkestra ne yazık kı karşımızda değildi, ama her şeye rağmen bir Rus orkest- rasıydı sahnedeki. Ölümü bile sağlam bir ekolün uzantı- lanydı. Sade, iddiasız gösteriş- siz ama son derece duru ve du- yarh Çaykovski yorurnlan her iki gece de bizlerde derin etkiler bıraktı. Çaykovski senfonilerini ne kadar abartıb dinlediğimizi bir kez daha anladık. Hava atmaktan çok orkest- rayı yönetmek için eğitildiğini gösteren şef İgor Golovchin'ın adını ise iki üç yıla kalmaz hep beraber duyacağımızı sanıyo- rum. Eforlan ile dağdevıren şef- lerimizin hareketlenne abşan bazı müzisyenlerimizin şef hakkındaki olumsuz fikirlerine katılmadığımı da ifade etmek istiyorum. Salon sorunu Rusya Federasyonu Devlet Akademi Senfoni Orkestrası bir ihtisas topluluğuydu. Ama ne yazık ki değişim rüzgarlan Rusya'da olumsuzluklan yok ederken en azından bizim de bildiğimiz iki yıl önce çok daha değişik bir formda izlediğimiz bir güzelliği de erozyona uğra- mıştı. Üzübnemek elde değil. flk gece dikkat çeken bir baş- ka konu, Milli Eğitim Bakanb- ğı Şûra Salonu'ydu. Gündemden çıkanldığı söylenen yeni konser salonu projesi kabul edilse bile uzun yıllar Ankara'nın salon- suz kalacağı bir gerçek. Biraz masrafla başkent güzel bir mü- zik salonuna kavuşacaktır. Yeni salonu yapmamak için binbir dereden su getirenler; hiç degılse bu güzel binayı gerekJi restorasyonlarla Ankarablann hizmetine sunup gelen yabancı topluluklara bizi rezil etmekten kurtarmayı akıl ederler uma- nm.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear