22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURIYET 9MART1993SALI 12 DIZIYAZI Victoria Dönemi kadını, beğenmeyi bîlir Kadıngözüyle fahiselik tarihi "-•—r - 3 - HAZIRLAYAN: NESRİNARMAN • Orta ve üst sınıftan bir erkeğin başansı, kansının ne denli az iş yaptığıyla ölçülüyordu. Gerçekten paye verilebilir bir kadın, korselenmiş, dantellenmiş, narin ve hareketsiz, bir hizmetçiler ordusu tarafından hizmet edilen kadındı. Kadınlan en rezil durumlara düşüren erkeklerin pek çoğunun öldüğü ve fahişeliğin görülmemiş boyutlara ulaştığı Chaucer Dönemi'nde (1340-1400) derebeyleri hala gelinlerin bekarelini alma, bekaretini kaybedenlen ya da evli olmadan hamile kalanlan cezalandırma ve doğan çocuğu kölesi olarak ahkoyma hakkına sahipti. Southwark genelevleri yine piskoposun ehnde varlıkh işadamlanna ve politıkacılara kiralanmaya devam ediyor, bu arada krallar ve kraliçelergeliyorgidiyordu. Southwark genelevleriyle ilgili yasalar kraldan kraliçeye durmadan değişiyor. ama özel randevuevieri her yerde gelişimini sürdürüyordu. Kent artık dertlere batmıştı: İsyanlar, yangınlar ve savaşlar sürerken piskopos genelevlerini, bu arazileri ucuz konut yapmak üzere kapatan emlakçılara satüğı 1647 ve 1649 yıllanna dek korudu. Busüreçiçindeki fahiselik. Victoria Dönemi'nin kadınlara veekonomik açıdan sınıflara bakışını kusursuz biçimde yansıtır. Orta ve üst sınıflann yükselen ekonomık gücü işçi sırufını ve işsiz kadınlan rahatca kullanmalanna izin vermişti. Kendilenni sımsıkı kurallarla sanp sarmalayan Victoria Dönemi insanlan rezil ve iğrenç bir şey olarak gördükleri cinselliklerini bastırdılar ve süs bebeği kanlanndan da seks konusunda soğuk. ürkek ve bıkkın olmalannı istediler. Orta ve üst sınıftan bir erkeğin başansı kansının ne denli az iş yaptığıyla ölçülüyordu; gerçekten paye venlebilir bir kadın korselenmiş. dantellenmiş, narin \e hareketsiz, bir hizmetçiler ordusu tarafından hizmet edilen kadındı. Erkeğin sahip olduğu fazladan her kuruş kadının işini azalttı; böy lece o da nakış işledi. uygun görülenlen okudu. evini yönettı. bâğırnsız düşünmekten, yaratıa etkinhklerden uzak durdu \e kendine ait cinsel arzulan pislik ve çarpiklık olarak görüp kocasınınkilere teslim oldu. 1835'te yayımlanan bir broşürde ideal kadın şöyle tarif edilir "O hem sevecenliği hem de hırçınlıklannı zarafetle taşır. Kocasının huyunu bilmek zorundadır, kısaca erkeğinın tüm arzulanna gönüJden başeğmek bir eşıe bulunan anlayışlılığın en belirgin işaretidir." lyi bir kadının cinsel arzulan olamazdı. orgazm söz konusu değildi, yalnızca kendıni yadsıyarak kocasının isteklerine teslim olabilir, onu hoşnut edebilir, onun rahatlamasını sağlayabilirdi. Kendi yarattıklan 'kadının doğasında var olan saflık' kavramına neredeyse tapınan ve 'erkeğin doğasındaki şeytan" safsatasıyla uzlaşan Victoria Dönemi insanı hep birlikte 'iffetsiz kadınlann' ister istemez kahnnı çekti. İş bu kavramın sınırlannı çizmeye gelince mutlak saflıktan ölümcül günaha düşmek pek çabuk, pek hızh oluveriyordu. İffetli görünmeyen bir kadın -giyim kurallan ve ahlaka uygunluk üst sınıfça belirlenıyor ve ancak boş vakü olan üst sınıfça uygulanabiliyordu- hemen dışlanıyor, veetıİcetlenıyordu. Üst sınıf kadınlan gibi giyinemedikleri ve onlar gibi kınlgan, meleksi davranamadıklan için teca\üze uğrayan, baştan çıkanlan ve fahişeliğe itilen hep yoksul kadmlar oluyordu. Kadınlan ve Çocuklan Koruma Demeği'nin ilgi alanı ise yalnızca varlıklı kadınlann korunmasıydı. Kadınlann şantajla. tecavüzle ve kaçınlmayla bu yola düşürülmeleriyle ilgili yığmla kanıt bulunmasına karşın yardım eli uzatan yoktu. Dernek başkanı. kadınlann gerçekten saldırgan bircins olduğuna ve bir kadının özgür iradesı dışında bu yola sürüklenemeyeceğine inanıyor. aksi olursa. yanlış yola sapmış kadmlar nitelemesinı getiriy ordu. Aklı başında iffetli bir kızm bu batakhanelere kabul edilmesimn olanaksızbğına inanılıyordu. Bu dönemde başlıca üç tip genelev vardı. Serbest çabşan fahişelerin sokakta bulduklan müşterileri götürdükleri, odalara aynfmış randevu evleri; bu. yılda sekiz milyon pound getiren dev bir ticari sektördü. Tanıştırmaevleri farklı biramaca hizmetediyordu: işi örgütleyen kadın pezevenk, muşterilerin ve bir grup kadının hstesıne sahıpü. Bu kadın. müşterilerine notlargöndererek onu yeni gelen kızlatanışmayaçağınrdı. Ama bunusıkça tekrarlamazdı. çünkü o zaman da kızlann piyasası düşüyordu. Müşteri kendisi için özel olarak seçilmiş o kadınla tanışır, ikisi arasında para alışverişi plmazdı; para ışlerini yöneten pezevenk kadındı. İşler yolunda gitmişse pezevenk her ıki taraftan da komisyon alır. eğer bir randevuevi sahibiyse odanın parası ona ödenirdi. 1850'lerde pezevenk kadınlar ticari alanlannı. genişletmek amacıylakataloglaryayımlamayabaşladılar. Bu kataloglarda fahişelerin adresleri, özellikleri bazen de fiyatlan bulunurdu. Bunlar hem katalog hem de pornografi özellikleri taşırlardı; abartılı bir yazıyla •Victoria Dönemi insanı hep birlikte 'iffetsiz kadınlann' ister istemez kahnnı Çekti. İş bu kavramın sınırlannı çizmeye gelince mutlak saflıktan ölümcül günaha düşmek pek çabuk, pek hızh oluveriyordu. vazılır, bazen dearasına birpaket prezervatif konurdu. El kitabında 'ticari malın" tanıtımı şöyle yapılırdı: Miss Merton... Uzun boylu, ince. zarif çizgilere ve duruşa sahip; açık renk saçlı. ten inanılmaz bir durulukta ve saydamlıkta; koyu mavı gözlen ipeksi kirpikler çevreliyor. gözler ıse bir başka âlem, sizı ok gibi delebilir. Jan Fowler... Görülmemişıkiztepeler. Birgine... Libby Leighton,., kıal saçlı. beyaz tenli, narin. Fiyat 2 gine. Ve eğer katalogda yer alan Miss Moriella her zaman ödenen fiyatın iki misline talep ediliyorsa, bu onun alışıldık mesaisi dışında uınulmadık sonuçlar yaratabilecek bir takım numaralar için kandınlacağı anlamına geliyordu. Genelevler listede masaj salonlan, banyolar, yabancı dil okullan olarak sıralanıyordu ve önünde arkasında ilan tahtalan olan adamlar Regent ve Bond Street'te dolanarak bunlann reklamını yapıyordu. Bekâret. bunu sağlamak ıçın eski yöntemleri kullanan genelev patronlan. ana babalar için altın madenı değerindeydi. Kullanılan yönteme gelince. kızlara vajinal du varlan sıkıştınrıak için şap gibi su ya da sirkede çözülen sıkıştıncı eny ikler şınnga ediliyordu;bukızlarâdetdönemlerinde cinsel itişkide bulunuyorlar veya çarşaflara güvercin kanı serpiliyor ya da ne tür bir işkence olduğuna siz karar verin. erkeğin arzulanna uygun olması adına vajina tek parmak ölçüsüne indirilinceye dek dikiliyordu. SÜRECEK EricaJong'un Fanny'si üzerine birkaç söz18. yüzyıl İngUteresfnde fahişeliği en çarpıcı biçimde anlatan kitapiardan biri Erica Jong'un Fanny'sdir (Fanny, Erica Jong, E Y ayınları 1982, Çev.: Belkıs Çorakçı). Erica Jong bu kitabında Londra geneievlerinin iç yüzünü Fanny'nin ağzından ayrıntılı bir biçimde anlatır ve y alnız bunu y apmakla kaimaz. pek çok hünerleri olduğundan sakıncalı görüp büyücü diye olmadık işkencelerle karşı karşıy a bırakılan dönemin bilge kadıniarından, y ani cadılardan da söz eder. Bu cadılardan Joan kendilenni şöy le tarif eder:"Avrupa'nın ber verinde de, hatta burada, bizim kendi Lıgütereıııiz'de de nice suçsuz kaduı yakılmtş ya da asılmıştır. Buıuın tek sebebi de ebelikten anlamaları. otlaria tedavi yöntemlerini bilmeleri \eya toplumda sevümeyip kötü insanlann oniarın arazilerine göz dikmeleridir... İşte bu yüzden de bu bilge kadınlara her zaman iftiralar yüklendi. Oniara işkenceler v aptılar, öldürdüler." Fanny, Londra'da, sıkça karşılaşıian bir yöntemle. kendini kibar bir kadın olarak tanrtan bir genelev maması Co\tart Ana marifetiy le genelev le tanışır. Fanny "nin gittiği bu genelevde o dönemin tüm özelliklerine tanık oluruz. İ nlii yazarlardan veliaht prenslere pek çok erkek Fanny'nin yatağından geçer. Co\tart Ana'nın evine adun attığı giin. Fanny deneyimü" fahişe Evaünadan dersini alır: Bir kere asJa hamile kalmay acaktır, yoksa kendini bir anda sokakta bulması işten bile değildir. Bekareti olsa da olmasa da nastl olsa Coxtart Ana onu bakire diye yutturacağından -hem de birkaç kez- iki şeyi tedarik etmesi gerekmektedir; bir parça deniz süngeri ve biraz güvercin kam. Her bakireliği bozuluşunda (!) Coxtart çift vizite alacaktır. E> alina'nın bir türlü anlayamadığı şey ise bunca bilgili küJtürlü adamın bakirelik masahna inanmalarıdır. Fanny, o dönemin tüm y aşam hakları elinden alınmtş fahişe tipine ayrıksı bir ömek aslında. Okuyor, yazıyor, düşünüyor ve hamile katıyor. Fanny, bir hayat kadınının seriiveni değil valnızca, bir direncin de öyküsü. Mumcu'nun ardından Mumcu'nun ardından Ben Cumhuriyet'i Uğur Mumcu ile sevdim. Hemen he- men her yazısında ciddiliği ka- dar gülmece de bulunurdu. Ölmez eseri Sakıncalı Piyade. bir bakış açısıyla tam bir kome- diydi. Patnos"da er olarak va- tan görevi dayatan komutan- larla adeta alay ediyordu. Mumcu. kelimenin tam anla- mıyla sakıncalı bir piyadeydi. Ya da sakıncalı bir demokrasi neferiydi. O, bir Pir Sultan, bir Namık Kemal, bir Nazım Hik- met ve gelmiş geçmiş bütün in- sanlar kadar tehükelı ve sakın- cahydı. Halk arasında. bu günlerde Mumcu'ya kimler düşmandı, hep o konuşuluyor. En çok sö- zü edilen dınci örgütler. yeraltı dünyası, kontrgerilla ve daha birçok haklannda yazı yazdığı kesimler, örgütler... Bunca yıl- lık gazeteci-yazarhğı ona epey diş bileyen düşman edindirmiş- ti. Düşmanı çoktu ama, dostla- n. sevenleri yüz binler, milyon- larla ifade edilen sayılardaydı. Bunu en bariz biçimde Uğur'un şanına yakışan cenaze töreni ve onu takip eden sıcak günlerde yaşadık. Bir ülkede insanlar yetiştirdi- ği değerli evladına ancak böyle sahip çıkabilir. Mumcu'yu kat- ledenler. bütün ülkenin nefreti- ni kazandılar. Onu tanıyan tanımayan herkes gözyaşı dö- küyordu. Uginç bir şey daha var: TRT. TRT olab ilk kez solcu birine bu kadar fazla yer verdi. Üste- lik, TRT Genel Müdürii'nün alttan alta ekşimesine rağmen!.. Mumcu elli bir yıl gibi kısa bir yaşamda çok iş başardı. Tıpkı bir an gibi çalıştı, didindi. Bu ülkede yaşayıp mazlumun ahını alan, çokça gözü dönmüş haydutun kirli çamaşırlanm or- taya serdi. Böyle durumlardan halkını haberdar etti. Biz yıllar önce her yazısını okuduğumuzda "Bu adamı bir gün vururlar!" diyorduk. So- ' nunda beklenen oldu. Olma- saydı, onun ve bütün devrimci- lerin düşmanlan bilsinler ki, Uğur tarihin ak sayfasına çok- tan yazıldı. Ne ilginç rastlantı. Mumcu"nun düşmanlan Türk halkının da düşmanlandır. Hallcımız bunlan hiç affet- meyecektir. Gazetecilerin korunması ko- nusunda açık bir önerim var: Devlet büyüklerinın özel ka- lem müdürü gibi çalışan gazete- cilere sözüm yok. Zaten onlann korunmasına da gerek yok ama, Mumcu gibi yiğit gazete- cileri Filistin kamplannda eğit- sek nasıl olur? Zeynel Giiney O N B I N L E R İÇİN YAZDI Derhal istifaya..r Cumhuriyet'in verdiği Uğur Mumcu posterini çerçevele- tıp Atatürk'ün posterinin yanına astım. Büroya geliyo- rum, kapıdan girer girmez bu iki resmı göriiyorum. İçim burkuluyor. Bazen de ağlıyo- rum. Gazeteleri açıyorum. Bilin- mez birçok soru ile dolu. Yet- kili-yetkisiz, anlamlı-anlam- sız birçok açıklama okuyo- rum. Canım sıkılıyor. Savcı Demiral'ın açıklamalan, Sez- gin'in demeçleri, Kozakçı- oğlu"nun taverna eğlenceleri. Demirerin zemzem suyu... Beri yanda solda birlik için çaba harcayan ilçe başkanı- nın görevden alınışı. Sinirle- niyorum. Bütün sosyal demokratla- ra çağnda bulunuyorum. Şoldaki üç partiden topluca istifa edin. Bu üç parti yöneti- cilerinin ve hizipçilerin birle- şip-birleşmemeleri kendi meseleleri. Bizi artık ilgilen- Uğur'unyolunda Uğur"un yolunda Gözlem İcöşesinin, Atatürk- çü. cumhuriyetçi, laik, araştıncı yazan Uğur Mumcu'nun öldü- rülmesi, yurdumuzda ve dün- yada onu seven. sevmeyen; tanıyan, tanımayan milyonlan etkiledi. Bizleri acılar içine gömdü. Yüzbinlerin yollara, caddele- re dökülmesi. salonlann, göste- rilerin Uğur'un anısına sunul- ması; günlerdir sayfalan doldu- ran U. Mumcu'ya yaalanlar. onun başlattığı akımın tuttuğu- nu gösteriyor. Mumcu için >az- manın durmamasını. her gün onun için. onun içıne sindirip benimsediği Atatürkçülük, sö- mürüye karşı olma, laiklik. demokrasi. hak ve özgürlükler için yazmayı sürdürelim diyo- ruz. Okumayı, yazmayı. düşünüp çozüm yolu bulüıayı öğrettiği- miz. okuyan-yazanlarımızdan "Onbinler Mumcu İçin Yazdı" köşesine hep yazmalannı, dur- madan yazmalanru -öğretmen- leri olarak- öneriyoruz. Mumcu'yu aramızdan ayınş- lannm ardından beliren bilinç biri-kiminin. uyanışın küllenip tavsamamasını diliyoruz. Öğrencilerine vurmayı. kır- mayı. öldürmeyi değil; koru- mayı, yaşatmayı; kini, kavgayı değil; sevgiyi, güveni; uyuşuk- luk. tembelliği değil; çalışmayı, etken olmayı eğitım yoluyla vermeyı erekleyen öğrctmenler olarak Uğur'un yaktığı "mumu"lann, topluma kazan- dıracağımız her okuyanla çoğa- lacağı, güçleneceğı, karanlıklan aydınlığa boğacağı, özlenen günleri getireceği inananı taşı- yoruz. "Bana ne. Bu benim işinı mi? Kanşma, konuşma. Geç olsun da güç olmasın. Gözünü aç, adamını bul, işini yüzdürmeye bak" gibi çağdışı slagonlann unutulmasını, belleklerden si- linmesini özlüyoruz. Her gün bir yenisi patlak ve- ren olaylann. sorunlann insan- larca yaraüldığı bir gerçektir. Üretmek, yaşamın sürerliği için ilk düşünülecek eylemken bir tüketme. savurganlık seferber- liğine çıkmış görüntümüz var. Bırden, çaba göstermeden zen- gin olma tutkusu baskm geli- yor. İnsanlarımızı para kazan- rnak. lotarya, şans oyunları. kuponlu, taksitli, yabancı özen- tili yaşam yanında; kirlenen dcnizlerimiz; tükcnen su. ağaç. çiçek. ormanlanmız; sellerle. yellerle süreklenıp giden top- raklanmız; zehirlenip ölen kuş- lanmız, balıkJanmız, hayvanla- nmız; mikrop saçan çöplerimız, atıklanmız; zehir saçan egzoz- lanmız, bacalanmız. sigaralan- mız; cadde. sokaklarda yerlere, taşıtlarda, koridorlarda sağa sola tükürenlerimiz. çöpe atılan ekmeklerimiz, her yanı saran pet şişe. naylon torba, pil, plas- tik artık, atıklanmız da ilgüen- dirmeli diyoruz. Bunlann yakı- nılmayacak düzeye indirilme- sinde sorumluluk ve görevin hepimizin omzunda olduğunun bılinmesini istiyoruz. Kötüyü ıyiye. çirkini güzele, yalanı doğruya. kini sevgıye, fa- lı bılime. sövgüyü şiire döndü- rebilmek içın-bir bölümün erin- cini bozsa da ele ele. günül göniilc verilmesini bekhyoruz. Antalya-K. Çömlekçioğlu Ortaokulu Öğretmenlcrinden Bir Bölümü dirmiyor. Taban olarak bir- leşmeye başlayalım. Uğur Mumcu'nun cenazesinde bu kararlılığı gösterdik. Hiç kimse bizi örgütlemedi. Buna da gerek yoktu zaten. Yeteri kadar bekledik. Eğer daha da beklersek daha çok Uğur Mumcu'lar öldürülür bu memlekette. Koltuk sevdası ve maddi menfaaü ohnayan herkesi, bu üç partiden istifaya çağın- yorum. Onlar Mecüs'te ve parti örgütlerinde koltuklan ve hizipleri ile başbaşa kalsın. Bızler bunu yapacak bilinç ve güçteyiz. Hiç kimseye de ihti- yacımız yoktur. Av. Özcan Erdikli Işık yolcusu Fıkirleri Bizimle Başınız sağ olsun Türk ve dünya basını. Bılimsel düşünen Bılimi özümleyenler. Bızler, sizler, onlar, ötekiler. Olaya uzanan üzüntümüzle, Bır daha. başınız sağ olsun. Ufukta görünenler o ki: Bır ışık yolcusu Uğur Mumcu'yu; Kara ses. kambur düşünce, Karanlıklara kara sevdalı. Dışannın maşası İçin mezarhk sırtlanı, İlerlemeye takoz İnsanlığın yüz karası. Mikrop batağı siyah gölge. Ayırdı içimizden, sinsice. Olay: Onu sevip onca düşünenlere. Şems'in hançerlenişini. Yunus'un idam edilişini, Galilo'nun ezih'şi, Menemen'i. Derviş Mehmetleri Kubilay'ın kesih'şini Dursun'lan Emeç'leri. Aksoy'lan, Üçok'lan, Acı acı anımsattı. Mumcu bir dahiydi, Iştk ışık bilimi Gerçekleri özümlerdi. Özümletirdi bizlere de Büyük Ata sevgjsini. Olaya üzgünüz sonsuzca Gideceğiz ışığınla yolunda. Aydınlatacağız karanlıklan, Yılmadan usanmadan, EI ele omuz omuza Erkeklerse? Fikre karşı fıkirle Kaleme karşı kalemle. Karşılık verebilselerdi ya. SuJevman L'zun DostaKanımda sen, beynimde sen Yüreğimde sen varsın Benliğımde kasıp kavruluyor Uğur Sen her an usumdasın. Ergun Delkılıç ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Yankılar.... "Ankara Notlan"nın yankıları gerçekten büyük oldu. Olayla kimi sanatçılar yakından ilgilendiler. Bunların arasında, ressam Gönül Duranoğlu'nu başta saymalı- yım. Bu arada. değerli resimleri gürültüye giden res- samların kalıtçıları (mirasçıları) ilgi gösterdiler. Yapıtları yok olanlardan A. Uzelli'nin oğlu E. Uzelli, 3 mart günlü faks mektubunda özetle şöyle diyor- " Genel Müdürlüğü koleksiyonundan bazı resim- lerin kaybolduğu haberi basına ilk kez Hoca Ali Rıza 'nın resimleri ile ilgili olarak yansımıştı. Aradan geçen süre içinde bakanlıkça kamuoyuna hiçbir açıklama yapılma- sa da Sn. Fikri Sağlar'm önemle konunun üzerine gittiği- nı yine basından ve bu kez Sn. Mustafa Ekmekçi'nin kısa aralıktarla yayımladığı uç yazıdan öğreniyoruz. Kısaca konunun boyutlarını ve soruşturma sonuçlan- nı ya basına sızan haberlerden ya da Sn. Ekmekçi gibi konuya sahip çıkan kişilerin özel araştırmaları sonucu öğrenebiliyoruz. Oysa, tüm toplumu ilgilendiren bu ka- dar önemli bir konuda doğrudan Sn. Fikri Sağlar'ın ko- nuyu kamuoyuna açıklaması gerekmez miydi? Çünkü bir ülkenin kültür ve sanat varlıklan, o yapıtlann sanatçı- sı, sanatçmın varisi ya da yapıtın yeni sahibinden çok toplumun malıdır ve bunlan korumak da bu saydığım ki- şiler ve toplumun üstünde bir merci olarak Kültür Ba- kanlığı'nın görevidir. Telif Hakları Yasası'nda, yasaya alınmamış özel durumlarda ya da anlaşmazlık hallerin- de karar verecek son merciin Kültür Bakanlığı olduğu belirtilir. Bu olayda ihmali görülen müdürü ve bağ- lantısı gereği Kültür Bakanlığı olduğuna göre başvuru- lacak merci kimdir? Daha da otesinde_Tetif Hakları Yasası'nda bile bir eserin kaybedilebileceği akla gel- mediğinden bu konuyla ilgili bir madde yasaya konul- mamıştır. Sn. Ekmekçi yazısında söz konusu olan .... Müdürü 1978-1979 yıllarında oldukça karmaşık yöntemlerle hat- ta ödüllendirerek de olsa Ahmet Taner Kışlalı ve Bülent Ecevit'in görevden alabildiklerini belirtirken, Fikri Sağ- lar'ın ise bunu gerçekleştırememesinin bir nedeninin inönü Vakfı ve Ozden Toker olabileceğini varsayıyor. Gerçekten de ismet İnönü öldüğü yıl kurulan inönü Vakfı'nın ilk sergisine "ın öncülük ettiğini ve Anka- ra Resim ve Heykel Müzesi salonlarınm bu sergiye ve- rildiğini birçok kişi hatırlar. Ancak İsmet İnönü gibi bir devlet adamının adına sergi düzenlemenin Sn. Erdal İnönü'ye ileriye dönük böyle bir yükümlülük getirebile- ceğine inanmak zordur. Bu nedenle Sn. Sağlar'ın bun- dan sonra göstereceği tavır. biz sanatçılar ve sanatçı vahsleri için çok önemlidir. Bir Müdürün, toplumun onun özel değil, tüzel kişiliğine emanet ettiği yapıtlara sahip çıkmaması, soruşturmada söylendiğine göre bu yapıtları bazı kişilere dağıtması. herşeyden once görevi suiistimaldir. Bu nedenle aşağıdaki sorulara bir sanatçı ve bir sanatçı varisi olmanın ötesinde toplumun sıradan bir üyesi olarak da açıklama istiyorum: • Fikri Sağlar'ın döneminden önce 1990 yılında açı- lan soruşturmada bilirkişilerin taraf tutar tavnndan ve belirledikleri fiyatlardan bu kişileri 'in kendisi em- poze etmiş gibi bir izlenim uyanmaktadır. Üçü de üni- versite öğretim üyesi olan kişilerin adlanna Güzel SaHatlar Genel Müdürlüğü'nün düzenlediği yarışmala- rın birçoğunda seçici kurul üyesi olarak rastlamak mümkündür. Bu durumda ve zaten belirlenen gerçekdh şı fiyatlardan da anlaşılabileceği gibi bilirkişiler açıkça Mehmet Özel'i kayırmışlardır ve soruşturmanın tekrar- lanması gerekir. Sn. Sağlar yeni bir soruşturma açtır- mayı düşünüyor mu? • Babam Ahmet Uzelli'nin bakanlık koleksiyonunda bulunan resimlennden Cirit Oynayanlar' ve 'Efe' adlı tablolanna 1991 yılında İstanbul bitpazarlarında rastla- dım. Bu soruşturmaya yeni birgerekçe teşkil etmez mi? • Belirlenen gerçekdışı tutarları Müdüre ödetmek Kültür Bakanlığı 'nın saygınlığına gölge düşürmeyecek midir ve adı geçen kişinin hala görevde tutulmasının gerekçesi nedir? Konunun 'in hala görevde tutulması kadarhata- lı ve önemli ikinci yönü, hepsi birer üniversite öğretim üyesi olan, binlerce oğrenci yetiştiren ve kültür varlıkla- rının toplumca sahiplenilmesi konusunda bilirkişi tayin edilerek kendilerinden bilgileri ölçüsünde yardım iste- nen, kendileri de sanatçı Mustafa Pilevneli, Dinçer Eri- mez ve Devrim Erbil'in hangi nedenle fiyatlan bu kadar düşük belirledikleridir. Yapıtları görmeden fiyat belirle- menin dünyada başka bir örneği var mıdır? Yapıtları görmenin mümkün olmadığı durumlarda, hepsi bugün İstanbul piyasasında birçok galerinin sanat danışmanı olan, hatta içlehnden birinin İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Müdürlüğü yaptığı bilirkişilerin, resimlerin ger- çek değerinden haberdar olmadığı düşünülebilir mi?Bu tavrın gerisinde hangi hesaplar rol oynamaktadır? Ve son olarak bütün bu olaylar karşısında Plastik Sa- natçılar Derneği tüm üyelerinin ve dernek başkanının, galerilerin, sanatçılann, Güzel Sanatlar Fakültesi öğre- tim üyelerinin, hâlâ hayatta iseler varislerin olayı kına- mamalarının nedeni ne olabilir? Sanırım her dönemin adamı olan bu kişinin görevden almamamasının sanat çevrelerinde yarattığı bezginlik ya da içlerinden bazıla- rına sağladığı imkanlardır." BULMACA 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ÖmerKavur'un. 1985- te Kültür Bakanlığı Sine- ma Başan Ödülü'nü kazanan fılmi... Tuzağa düşürülen şey. 2/ Soy. sü- lale... Eski vezir konakla- nndakı bir kısım müstah- deme verilen ad. 3/ Su kıyılannda yaşayan çok iri bir kuş. 4/ Dağlalesi de denilen, mor renkli çiçek- ler açan bir bitki... Bir gösterme sıfatı. 5/ Sık gözlü ağ... Bir nota. 6/ Şarkı, türkü... Ortaoyununda ko- mik kişiyi canlandıran sanatçı. 7/ Kimse. İcişi... "Yok. kalmadı" an- lamında argo sözcük. 8/ Tekneler- deki hamuru kazımaya yarayan araç... Numaranın kısa yanlışı. 9/ Yanardağ kayalıklan arasında bu- lunan bir feldispat türü. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Başar Sabuncu'nun. Luis Bu- nuel'in "Gundüz Güzelı" fılmınin yerli uyarlaması olan fılmi. 2/ Ed- remit Körfezi'nde turistik bir yöre... Türk müziğinde bir ma- kam. 3/ Bir kumar aracı... Karayoluyla yapılan uluslararası mal taşımacılığına ve bu iş için kuilanılan kamyona verilen ad. 4/ Tıp dilinde "bere" anlamında kullanılan sözcük... Radyu- mun simgesi. 5/ Korunmak için yapılmış yer. 6/ Namaz çağn- sı... Akdeniz'deyaşayan beyazetli bir balık. 7/ Bir sayı... Aşağı- lık. alçak. 8/ Su... Sağanak yağışlı hava olayı. 9/ Yüregm, gevşeyıp kasılmasından ileri gelen kımıldanışı... Birelement. İAŞANANLARDAN İZLER-İZLENİMLER Kâzım Yenice 20.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-Istanbul Ödemcii gönderUmez.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear