22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15 MART1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI DÜNYADAN KISAKISA Amerikagene Vietnam'da • Ekonomi Servisi-ABD ıle Vietnam arasındaki düşmanlık sona erdi gibi. Hanoi'nin Bank of Amenca'ya yeniden çakşma izni vermesi, eski düsmanlann dost olabilecekleri umudunu doğurdu. Bank of America. 1975 yılında Vietnam'daki faaliyetlerinı, Washıngton'un ambargo karan uyannca, durdurmuştu. Vietnam'da bugün sayılan 20'yi bulan yabancı banka izinli çalışmalanru sürdürüyor. BP-Japon optaklığı Çin'de • Ekonomi Servisi-Bnüsh Petroleum'ün Japon ortaklanyla birlikte Batı Çin'deki geniş petrol alanlannda araştırmalara başlayacağı açıklandı. Japonya'nın Mitsubishi ve İtoh adlı ticaret şirketleri ile Nippon Oil'in, İngiliz BPile kurduklan ortaklığın çalışması içın, Çin'dcn gerekli iznin alındığı ve günde l .5-2 milyon varil petrol çıkartıimasının beklendiği belırtiliyor. Tetecom, ABD'ye teluzattı • Ekonomi Servisi- İngiliz Telecom şirkeü, Amerika Birleşik Devletleri'nde iç ve uluslararası hatlarda ayn ayn olmak üzere faaliyet izni başvurusu yapıyor. BTnin Amerikah rakiplerinin şiddetli tepkilerine yol açacağına kesin gözüyle bakılan başvuru şimdilik sadece telefon hizmetlerini kapsayacak. Kenya'mnbaşı IMFiledertte • Ekonomi Servisi- Uluslararası Para Fonu (IMF)bukezdeKenya'nın başını derdesoktu. IMFnin, dış yardım paketinin yeniden düzenlenmesi konusunda zorluk çıkartması yüzünden. Kenya'nın tasarladığı ekonomik reformlan yapamadığı belirtiliyor. İsviçpe'den vergiye 'evef • Ekonomi Senisi- İsviçreiıler, akaryakıt vergilerinin yûkseltilmesi ve kumarhanelerin yeniden düzenlenmesi konusundaki oylamayı 'evet'le sonuçlandınrken; hayvanlar üzerinde tıbbı deneyler yapılmasınjn yasaklanması yolundaki yasa önerisine "havır" dediler. Durgun ekonomi ve daralan pazarlar ABD-AT ticaret savaşmı kızıştırdı Clinton, yangına körükle gîdiyor• Dünyaekonomisindeki durgunluk, devler arasındaki ticari çekişmenin kızışmasına neden oluyor. ABD ve AT, iç ekonomilerindeki sıkıntılannın çözümünü dış ticarette anyor. MURATARIN ABD Başkanı Bill Clinton'm Beyaz Saray'a yerleşmesinin ar- dından. Amerika, Japonya ve Avrupa Topluluğu (AT) arasındaki ticari çekişme gün- demin ön sıralannda yer alma- ya başladı. Amerikan ekono- misinin yüksek dış ticaret açığı- na çözüm arayan Clinton, sert çıkişlar yaparak hem Japonya'- yı hem ATyi konımacılık yap- makla suçladı ve ABD'nin de ticaret duvarlanru yükseltebile- ceğini belirterek başlıca ticari ortaklannı tehdit etti. Bill Clinton'm temel politi- kası ne aşın serbest ticaret ne de konımacılık. Bu ikisinin arası- nda bir yol. Oysa. 1991 yıb so- nunda Japonya'yla olan ticaret açığını küçültmek üzere Tok- yo'da görüşmeler yaparken kalp krizi geçiren George Bush, hiç konımacıhktan söz etmı- yor, herkesin ABD gibi serbest ticarete yönelmesini istiyordu. Koruma duvarlan ABD, önce dampinge karşı çelik sanayüni koruma karan aldı ve vergileri yükseltti. He- men bunun arkasından Air- bus'a yönelik saldınlar geldi. Amerikan havayollan şirketle- rinden uçak siparişı alan Air- bus. buntı başarmak için hükü- met teşviklerinden yararlanı- yordu. Clinton ve ABD dış tica- ret temsilcilerinın eleştirileri fazla uzun sürmedi. Çünkü Amerikan uçak sanayii, hükü- met poliükalan ve teşvıkleriyle geüşmişti. Buna karşın, İngjlte- re. Fransa veAlmanya, I97l'de bir araya gelerek Airbus'ı kur- du. Avrupa, Airbus'a yaptığı yatınmlann meyvelerini bu- günlerde almaya başladı. Air- bus'ın uçak sanayii içindeki payı yüzde lO'dan yûzde 30'a doğru yûkselişe geçti. Kamu ihaleleri sorunu ABD'nin ATyi sert bir bi- çimde eleştirdiği konulardan birisi de AT ülkelerinde kamu ihalelerinde Avrupa şirketleri- nin tercih edilmesiydi. 1990'da GATT (Gümriik Tarifeleri ve Ticaret Genel Antlaşmas:) çer- cevesınde yapılan antlaşmaya göre. AT hiikûmetlerinin ihale- lerde herkese eşit davranması gerekıyor. ABD, AT'yle kavgasını sür- dürürken geçen yıl 118 milyar dolar dış odemeler fazlası olan Japonya ya karşı sessiz kala- mazdı. Ustelik Japonya çok daha korumaa davrarurken ve 1993 yılı ticaret fazlası 160 mil- yar dolara doğru giderken. ABD hükümeti, Japonya'nın bir süper bilgisayar ihalesinde NEC firmasını seçmesini fırsat bilerek yüklendi. Japonya. yıl- lardan bu yana sürdüğü gibi daha iyi koşullar teklif eden ya- bana şirketleri (bu ihalede Amerikan firması Cray'i) bir yana iterek kendi şirketlerini se- çiyordu. ABD ile Japonya arasında yapılan anlaşmaya göre, Japon yüzde yüzdenTaila değer ka- bügisayar yongalan pazanrun zandı, ancak Japonya'nın dış ti- caret fazlası 56 milyar dolardan 133 milyar dolara yükseldi. en az yüzde 20'si yabana şirket- lerin elinde olması gerekiyor. Oysa, Japonya korumaa politi- kalannı sürdürerek dünyanın her yerindeki eğüimin aksine Amerikan şirketlerinin pazara girmesini engelliyor. Her şeye rağmen, ABD ile Japonya arasındaki ilişkiler daha yumuşak seyrediyor. Bu- nun nedeni. Japonya'nın suçu- nun farkmda olması. Japon Yeni, sürekli değer kazanıyor. ancak buna koşut olarak Japon ürünlerinin yurtdışında daha az satılması gerekirken tam tersi oluyor. 1985 yılında I dolar 250 yene eşitken bugün 118 yene yükselmiş bulunuyor. Dolar Pay kapma kavgası Yıl başından bu yana kızışan ticaret savaşlannın durulması, aslında taraf ülkelerin aralann- da anlaşmalanyla çözümlene- cek gibi değil. Çünkü ticaret pastasından pay kapmak zor- İaşükça, uzlaşmak da güçleşi- yor. Dunya ekonomısı, dur- gunluktan çıkar, Zenginler Ku- lübü'nün üyeleri vatandaşlan- na yeni iş alanlan. rahat bir ya- şam sağlar duruma gelirse, bü- tün bu sorunlar kendiliğinden çözüme ulasacaktır. Clinton'm özellikle AvTupalılaım ürettikleri Airbus'a sağladığı desteğe misüleme tebdidi, ABD-ATçatışmasım brmandmyordu. Avrupa, artık 2000'den sonrasını düşünmeye başladı Ne olacak bu dünyanın lıali?Ekonomi Servisi - AvTupa. 2000'lerde dünyaiHnnereyegideceğini tartışıyor. AT tarafından uzun ve geniş kapsamlı araştırmalar sonucunda yayımlanan ve ilk kez İstanbul'da açıklanan '1992 Sonrasında Avmpa'nın Geleceği' başhklı raporda. 1990-2015 jıllanm kapsayan çok kötüden iyiye doğru giden dört senaryo üzerinde duruluyor. 0 Dünya krizi senaryosu: Buna göre Avrupa ve ABD. Japony a karşısında sürekli olarak rekabet gücii- nü yitirecek. Gelişmiş dünya. birbirine düşman konunacı bloklara bölünecek. Düm ada örneğin yiyecek kıtlığına bağli olarak sistemli bir kriz ortaya çıkacak ve uzun döBemli bir ekonomik durgunluğa neden olacak. • Daha üımlı olan iki senaryoya göre, bu üçlü grup içindeki iki büyük ortaktan birisi (ABD ya da Avrupa Topluluğu) yüksek büyüme hızı yakalamanın bir yolunu buluyor. Otekiler ise yanşta geride kalıyor. Yeni global yapılannıa" senary osuna göre, ABD. Asya-pasifîk bölgesinin sunduğu olanaklardan y ararlanıyor ve Avrupa'yı geçiyor. Bunun tam tersini savunan senary oda ise Avrupa yanşt kazanıyor. • Geleceğe en olumlu bakan senaryoda. herkesin mutluluğu söz konusu. Japony a, ABD ve Avrupa Topluluğu, genel bir refah ortamında hızla büyüyor. Bunun için uluslararası işbirliği gerekiyor. Gelişmiş ülkelerin antlaşması, geri kal- mış ülkelerin arayı kapatıp onlara vetişmelerine ve bütün ülkelerin çevreye saygı göstermelerine olanak tanıyor. En kötü senaryoda ortalama büyüme hızı yüzde 0.15'te kalırken. en olumlu senaryo için ortalama yüzde 2.25 . büyüme hızı yeterli oluyor. Ekonomileri en az gelişmiş ülkeler, en kötü senary onun sonuclarindan en fazla zaran göriiyor. Ömeğin Afrika krtasında Gayri Safi Milli Hasıla her yıl ortalama yüzde 0.8 oranında azalıyor. Raporda. Çin ve Japonya'yı merkez alan yeni bir güç bölgesinin yükselişinin 2010 yüından çok sonra gerçekleşeceğine değiniliyor. ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Seksf Marx ve Kıbrıs Kuşkusuz bu uçlünün nasıl bir araya geldiği sorusu usunuza geliyor. Bunların ortak yanı, yakın yıllara dek ül- kemizin, dokunulmaz ya da yasaklıları olmalarıdır. ûbür- leri için durumun değiştiği soylenebilirse de Kıbrıs bu özelliğini koruyor. Seks konusu büyük ölçüde yasaklı olmaktan çikti; ola- bildiğince aşıldı. Sovyetter Birliği'nin dağılması, Maoc ko- nusunu ürkütücü olmaktan çıkardı. Ancak ülkemizde bu gelişme göründüğü ölçüde kolay olmuyor. Büyük ozan Nazım Hikmet'in yurttaşlığının geri verilmesi ya da 1 Mayıs emek bayramı konularında eski bağnazlıklar bir türlü aşılamıyor. Kıbrıs konusu ise üzerinde konuşulmaz özelliğini bü- yük bir ısrarla sürdürüyor. Geçen günlerde "Kıbrıs Girdabı" başhklı yazı dizisinde gazeteci Nur Batur, "KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş'ın bize görüşmemiz sırasında zaman zaman teybi de kapa- tarak anlattığı olaylara doğrusu hayret etmemek müm- kün değil... Ama maalesef bunları yazamıyoruz" diyor (Milliyet,2Mart1993s.13) Türkiye kamuoyu, yıllardır Kıbns kcxiusunda tam bir bilgisizlik içindetutuluyor. Gerçekleri öğrenemiyor. Böy- le olunca da konunun, nesnel. doğru ve ulusal çıkarlara uygun bir değerlendirilmesi yapılamıyor. Eldeki verilere göre Türkiye, 1993 yılında KKTC bütçe- sine 560 milyar TL katkıda bulunacaktır. Eğer KKTC'nin nüfusunu 150 bin dolayında alırsanız, bütçe yoluyla kişi başına yardım yaklaşık dört milyon TL dolayındadır. Türkiye'de de bütçenin kişi başına harcama mıktarı bunun biraz üzerindedir. Bütçe dışı yardım ve katkılar, bunların kullanım biçimle- ri açıklık kazanmıyor. Bunların ötesinde nüfus sayımı yapılmasına karşın resmi sayım sonuçlan açıklanmıyor. Ancak bu yasaklılık yabancı yayın organlarının Kıbrıs konusunda doğru-yanlış bilgi vermelerini engellemiyor. Türkiye'den 40 bin kişinin Kıbrıs'a yerleştirildiği, buradan 200 bin Rumun güneye sürüldüğü ve Ada'da 30 bin Türk askerinin bulunduğu, yıllardır öne sürülüyor. Doğruların, gerçeklerin bilinmemesi, dünya kamuoyu- nun yanlı biçimlenmesıne yol açıyor. Oradaki soydaş- lanmızın ve Türkiye'nin tümüyle zaranna işleyen bir dün- ya kamuoyu yaratılmış bulunuyor. Ûte yandan Kıbrıs sorununun çözümünde tek kişi ola- rak tüm umutların bağlandığı Cumhurbaşkanı Denktaş, Kıbrıs'ta gelinen noktada "İş çığnndan çıktı 1 ' diyebiliyor. Denktaş, son aylarıja giderek artan oranda, KKTC hü- kümet çevrelerinin, milletvekillerinin ve bürokratlann, Türkiye'den giden yardımlar ve KKTC'deki olanaklarla il- gili tutumlarından yakınıyor. KKTC, dolandırıcıların, iskan, uyuşturucu ve eski eser kaçakçılarının cenneti yapılmış bulunuyor. Çelişik ve ilginç olan, Cumhurbaşkanı Denktaş'ın kendi çevresi ve Türkiye yetkilileriyle birlikte yarattığı bir dû- zenden yakınır bir duruma gelmesidir. KKTC'nin bu duruma gelmesinin en büyük nedeni, özellikle 12 Eylül rejimi sonrasında yaşanan "demokrasi- sizleştirme" sürecidir. Toplumsal yapının demokrasiden uzaklaştırılması muhalefet partilerinin 1990 seçimleri sonrasında Meclis'e katılmamalarıyla doruk noktasına ulaşmıştjr. Son günlerin bir başka gelişmesi KKTC'nin durumunu açıklıyor. Türkiye'de polisin aradığı söylenen Yahya De- mirel, anında KKTC yurttaşı yapılıyor. Buna karşılık Türki- ye kapitalizminin yüz akı, yılların vergi rekortmeni Bayan Manukyan'ın orada apartman almasına bile izin verilmi- lyor. . Bankacılık alanında yoğunlaşan gelişmeler, kısa süre- de önlem alınmazsa, KKTC'nin ekonomik yönden de çok olumsuz sonuçlara gebe olduğunu kanıtlıyor. Türkiye'nin vergi ödeyenleri, KKTC'de kendi vergileriy- le nasıl bir baskı ve yağma düzeni yaraüldığmı öğrenmek hakkına sahiptirler. KKTC'deki soydaşlarımızın güvenliği ve çıkarı da de- mokratik süreçlerin işletilmesini gerektiriyor. Türkiye. uluslararası ilişkilerinde, özellikle Avrupa Top- luluğu ile yakınlaşmada daha çok batağa saplanmadan KKTC'de genel seçimlere gidilmesini sağlamalıdır. Varo- lan düzenden çıkar sağlayanların sorunu çözümünde is- teksiz olacakları bilinmelidir. DUNYA EKONOMISEVE BAKIŞ ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA Avrupa'daYolsuzluklar OrtahğıKanştırdı G eçen bir yılda Avrupa'nın belli başlı ülkeleri hükümet ve de muhalefet paıtilerinden bazı poli- tikacıların görevini kötüye kulla- narak mali veya siyasi avantaj elde etmek, rüşvetalmak yüzünden kovuştur- maya uğramasına, istifa etmesine, hapse düşmesine, hatta kalp krizi geçirerek ölmesi- ne şahit oldular. Geçen birkaç on yıl ıçinde bu ülkeleri yöneten hükümet partilerinin araları- ndaki ilişkiler bozuldu. Hatta bunların hükü- met veya muhalif olarak işlev gösterdikleri sosyal politik kurumsallaşmada ve konsen- süste büyük delikler açıldı. Bu skandallara her gün bir yenisi ekleniyor ve çürümenin ne- reye kadar ulaştığı hakkında ise kimse henüz gerçekçi birtahminde bulunamıyor. İtatya: Çürimertn boyrttan heH değil Bu skandalların en şiddetli yaşandığı yer italya. Financial Tîmes gazetesine göre "İtal- ya'da yolsuzluklann boyutları her türlü ahlak sınırınınçoktanötesinegeçmişdurumda. Her gün bir yenisi ortaya çıkarılan bu çürümenin boyutları o kadar geniş ki yönetici sınıfın tümü kuşku ve töhmet altına düşmek tehlikesi ile karşı karşıya." Geçen yıl ortaya çıkarılmaya başlanan ve hızla ulusal skandal boyutuna ulaşan yolsuz- luklara, tahminlere göre yaklaşık 60.000 kişi karışmış. Bugüne kadar 50 parlamento üyesi hakkında soruşturma açıldı. iki parti liderı, Sosyaüst Parti'den Bettino Craxi ve Cumhuri- yetçi Parti'den Georgio La Malfa görevlerin- den ayrılmak zorunda kaldılar. Sosyalist Parti Örgütlenme Sekreteri Vicenzo Balzance, hakkında soruşturma sürerken kalp krizi ge- çirip öldü. Hıristiyan Demokrat Partinin ör- gütlenme sekreteri hakkında 10 tane dava açıldı. Sadece Milano'da 110 kişi tutuklandı, 300 kişi sorguya çekildi. Yolsuzluklann kökleri italyan Komünist Partisı'nin iktidara gelme olasılığının ortaya çıktığı 1970'lere kadar gidiyor. O günlerde Hı- ristiyan demokratların ve sosyalistlerin, ko- münistleri durdurmak için gerekli fonları ya- ratmak üzere giderek hükümet kontratları ve devlet işletmeleri etrafında rüşvet mekaniz- masını işletmeye başladıkları ve yaygın- laştırıp zaman içinde sistemleştirdiklerı an- laşılıyor. Yolsuzlukların giderek toplumun Cml kaplyartai yitirti. nnmu Ntarkez Baakası. Mitttrrani Itsttınniaıı feıfU. Krtl, fttutatOUa suçlıııyor. her yerine yayıldığı zelzele kurbanlanna aynlan 31 milyar doların önemli bir kısmının kaybolduğu 1980'lerde de bu mekanizmanın içine komünist partisinin de katılması ile sis- tem giderek kontrolden çıktı. Fran$a: Bahk baştaı fcotarmş 1992 nisanında başbakan olduğunda Pier- re Beregovoy, "hükümetinin her türlü yol- suzluğun kaynağını kurutacağına" söz ver- mişti. Geçen şubat ayında bir soruşturma Beregovoy'un bir işadamından 179.000 do- larlık bir faizsiz kredi aldığını ortaya çıkarttı. Devlet Başkanı François Mitterrand'ın yakın dostu olduğu anlaşılan bu işadamının adı da Beregovay'ın başdanışmanlarından biri ile birlikte bir borsa ("insider trading") skan- dalına karışmıştı. Beregovoy skandalının patlamasından birkaç gün sonra bu kez de Gaullist muhale- fetin lideri, seçimlerden sonra Beregovoy'- un yerine geçmesi muhtemel, Jacques Chi- rac'ın Oman Sultanı'ndan bedava bir tatil ka- bul ettiği ortaya çıktı. Eski sağcı Kültür Ba- kanı François Leotard, Kent İşleri Bakanı Bernard Taple, eski başbakanlardan Lau- rent Fabious da ismi skandallara karışan po- litikacılar arasında Alman Ekonomi Bakanı Jurgen Moelle- man'la birlikte geçen yıl istifa eden hükümet üyelerininsayısıdorde çıktı. Savunma Baka- nı Türkiye'ye tank satışında ortaya çıkan bir yolsuzluktan, Sağlık Bakanı yardımcısı ca- sus çıktığı için. Posta İşleri Bakanı da Kohl hükümetini yeteneksizlikle suçlayarak istifa etmişlerdi. Jurgen Moelleman'ın, nüfuzunu kullanarak kardeşine ticari kazanç sağladıgı konusundaki söylentiler kanıtlanınca istifa etmek zorunda kalması, zaten zayıflamakta olan Kohl hükümetine ciddi bir darbe vurdu. İngiltere'de BCCI (Bank Credit and Com- merce International) sKandalını araştıran bir rapor tüm Merkez Bankası yönetim kurulu- nu, yüzlerce küçük tasarruf sahibinin yaşam garantisini oluşturan tasarruflarının yok ol- masına yol açah, yolsuzluklan bankanın çokmesinin bir yıl öncesinden beri biidiğini, ama bir şey yapmadığını iddia etti. Ispanya'- da sosyalist hükümet Sosyalist Parti üyeleri hakkında birbiri ardına açılan yolsuzluk da- vaları ile sarsılırken Belçika'da sosyalist parti liderlerinden Andre Cools'un bir kıralık katil tarafından öldürülmesı de giderek bir helikopter ihalesi sırasında verilen rüşvetle- re bağlanıyordu. Belçika'daki gelişmeler uluslararası suç örgütleri ile politikacılar arasında artan ilişkilere de işaret etti. Banş kupbanlan Son bir iki yılda birbiri ardına patlamaya başiayan skandalların arkasında aynı dö- nemde tüm dünyayı etkileyen iki gelişmenin işaretlerını görmek mümkun. Bu iki gelişme- den biri "soğuk savaş'ın bitmesi. diğeri eko- nomik krizin bir resesyonla derinleşmesi. "Soğuk savaş"ın bitmesi Avrupa'da hükü- metleri ve muhalefetleri ve genel olarak si- yasi sistemi belli bir konsensüs içinde hare- ket etmeye zorlayan ve bu durumu da geniş halk kitlelerine kabul ettirmelerini kolaylaşt- ran "komünist tehlike" tehdidini ortadan kaldırdı. Ekonomik krizin derinleşmesi ise gittikçe daralan kaynaklar üzerinde rekabeti şiddetlendirdi ve ekonomik yaşamda siyasi müdahalenin önemini arttırdı. Böylece dara- lan kaynaklar üzerinde rekabet sertleşirken tarafların konsensüs politikasını bir kenara bırakması ile kirli çamaşırlar da bir bir orta- ya dökülmeye başladı. Bu, italya'da olduğu gibi halk arasında büyüyen bir tepkiye yol açıyor. Halkın tepkileri de her gün yeni skan- dallann patlamasına uygun bir ortam yaratı- yor. Sonuçta var olan siyasi rejimlerin meş- rulukları üzerinde kuşkular doğmaya baş- ladı Bunun bir siyasi sonucu ise italya'da Fransada ve Almanya'da olduğu gibi sağ radikal ve popülist partilerin bu hoşnutsuzlu- ğu körükleyerek hızla güçlenmesi oldu. Anlaşılıyor ki "soğuk savaşın" bitmesi nükleer tehlikeye karşı ABD şemsiyesi altı- nda toplanmış uluslararası ittifakları dağı- tmakla kalmadı. Ülkeler düzeyinde iç politi- kada geleneksel konsensüsleri bir arada tu- tan "soğuk savaş" çimentosunun kalkması Avrupa'nın çeşitli ülkelerındeki yolsuzluklan su yüzüne çıkartmaya başlayarak rejimlerin geleceğini etkilemeye başladı MERKEZ BANKASI KÜRLARI 13 MART 1993 CİNSİ lABDDoları 1 Alman Markı 1 Avastralya Doları 1 AvusturyaŞılini 1 Belcıka Frangı IDanımarkaKronu 1 Fın Markkası IFransız Frangı IHollandaFlorini 11sveç Kronu 11sviçre Frangı 100 İtalyan Lireti 1 Japon Yeni IKanada Doları 1 Norvec Kronu 1 Sterlin 1S Arabıstan Rıyali DttVİZ *"» 9416.13 5667.24 6650.61 802.57 275.25 1475.30 155500 1667.75 5044.53 1217 73 6211.16 587.41 79.93 7583.25 1330.90 13502.73 2511.31 «TIŞ 9435.00 5678.60 6663.94 80418 275.80 1478.26 1558.22 167109 5054.64 1220.17 6223.61 568.58 80.09 7598.45 1333.57 13529.79 2516.34 EFEHTİF AUŞ 940671 566157 655085 801.77 272.49 1460.55 1539.55 1666.08 5039.49 1205.55 6204.95 581.54 78.73 7469.50 1317.59 13489.23 2473.64 9463.31 5695.64 6683.93 806.59 27662 1482.69 1562.89 1676.10 5069.80 1223.83 6242.28 590.35 80.33 7621.25 1337.57 13570.38 252389 Show TV Sunar ... AGS'nin tstovizyon »rtşiırmn TELEBAROMETRE HB8 Qaç«n Paurtaal an çok Iztonan tatovlzyon programUn... 10 Projrım Mahallemn Mufıtarları Zekı Metınce 20 IX) Haberleri Yazst B.z Aynlamayız Sup«rmarKet Istıyorufn Akşam Haberlen 3 Aşag' 5 YuKarı Kantl Kanal6 TRT-1 TRT-1 ShowTV THT-1 ShcmrTV Kanaie Kanaie ShoınTV Kanal 6 bleoma Oraıu 17.67 14.06 12.06 11.93 9.91 9 58 9 24 9.12 8.66 7.91 Tjrkr*»o. Admar Adam Tanı R«klanKılar Ekol R«kH»n Pa Ytıttm PCB Vorjm Tmtrn Sansdar Rktrtra mûşl«n>«rıdır ılm AİK* A)an* Utra. Bınkm RaMamcıtk. Brttf* ı A|«n> Hın A|«w Thompwn MOTMI Ogtvy. RPU R«kr Umvrnl MPO C«n«^ı« Qf»y Markom Lao 8uın««. Gûztl Grrfıka Lrıtat. AG6 ŞJRKETLER GRUBirmıi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear