25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ÎAYFA CUMHURİYET 14MART1993PAZAR PAZAR YAZHARI Adunbaşı Sararnıış fotoğraflardan süzülenilkele JTRECHT METİN TÜKENMEZ Hava soğuk. Gökyüzü masmavi Gü- neş. Pierre Loti'nin İzlanda Balıkçısı'nda dediği gibı dünyanın kuruluşundaki ilk ginlerdeki kadarparlak. Ama insanı ür- perten soğuğun etkisini azaltmakta bir rolü yok. Utrecht Hollanda'nın küçük kentle- rinden bin. Tipık bır Avrupa yerleşim bi- rüni. Temız, düzgün ve birbirine benze- ycn caddelerinın iki yanında ınsan gözü- ni rahatsız etmeyen iki katlı evler. Geniş yeşil alanlann içinde yükselen yapraksız, sararmış ağaçlann aynmına varamıyor- sunuz. Kanallann kenannda tek tük yaşlı insanlar. kalın giysileri ve ellennde oltalan ile balık tutuyor. Şehnn ortasın- da kanal ve oltalanyla balık tutan in- sanlar. Bir ara Haliç'i, Göksu'yu ve Küçüksu'yu düşünmekten kendini ala- madım. Şehir merkezinde dolaşırken esrner. bıyıklı. Anadolu kökenli olduğu belli in- sanlarla karşılaşabilirsiniz. Bakışlanmız- dan Utrech'te konuk olduğumuzu anla- mışçasına. bın yanımıza yanaşıp 'hoş- geldiniz' dtyor. Kayserili olduğunu söy- leyen vatandaşımız eğer istersek 'Türk strasse'ye gıdip orada Türk ycmekleri yi- yebileceğımizi söylüyor. "Türk caddesi diye bir yer mi var"ın merakıyla tanımladığı yöne doğru gidi- yoruz. Hong Kong, Tel Aviv. Çin resto- rantlannın içinde bildik ısimler. Saray Restaurant, Pamukkale Restaurant... Saray'ın içine girdiğimizde lokanta, kahvehane. bar kanşımı bir mekânla karşılaştık. Bir masada kâğıt oynayan- lar, etrafında birkaç izleyici, yemek yi- yenler. barda iş dönüşü günün yorgunlu- ğunu atmak isteyen bir kişi. girişte atan oynayan birkaç genç. Ortam sessiz. Dı- şanda sulu kar yağıyor. tçerde ise kaset- çalarda Emel Sayın'ın "Yağdır Mevlam Su' şarkısı. Utrecht'in büyük alışveriş merkezlen- nin içinde Uzakdoğu ve Italyan mutfağı ağırhklı küçük lokantalanna sıkça rast- lamak olası. Eğeroturmak isterseniz. is- teklerinizi İngilizce anlatmak zorunlulu- ğunuz yok. Çünkü garsonlann çoğunlu- ğu Türk ve biri size "Ben Ankara'nın Er- yaman"ındanım'" veya 'Konyalıyım' derse şaşırmayın. Otobüse bindiğinizde sürücü Türk olduğunuzu anlayıp Avnı- palı Türkçesiyte 'buraya geldiğırni ha- tırlamıyorum, ama Kayseri'nin Pınar- başfndanım" derse de... Eğer eczaneye yolunuz düşerse ye ra- mazan ayıysa tezgâhın üzerindeki bın Türkçe olmak üzere beş dilde ramazan ve orucu anlatan broşür de ilginizi çeke- bilir. Fotoğraflar iyice sararmış. Sarardıkça uzakJaşmış anıîar. UzaklaşUkça kasvet çökmüş. Çöktükçe daha sık bakılır olmuş arulann kasvetsiz san fotoğraflanna - İşte şurada ilkokulda piyoner örgürü üyesiyim.. Şurada komsomol kongresinde- yim.. Şu da komünist partisine girdiğim gûn.. Öteki fotoğraf benim parti sekreteri olduğum dönemde bir kır gezisnden.. Beriki ise 1 Mayıs'ta Kızıl Meydan'daki miting- den... Küçük gözlennde büyük bir hünerle bir- leştiriyor coşku ve keden. Fotoğraflar bu- güne yaklaştıkça kede ağır basıyor. gözle- ri lyioe kısılıyor, omuzlan darahyor, kam- buru çıkıyor Sanki kahrolası bugünden o mutlu geçmışe dönememenin aasını bütün ihtıyar vücuduyla yaşıyor. - Ne oldu bize? Faşist Almanya'yı dize ge- tirip dünyayı kurtaran biz değil miydik? Uzaya ilk insanı gönderen, askeri sanayi dalında herkesi hayrete düşüren buluşlar ya- pan bir başkası mı? ABD'nin karşısına diki- lebilen, diiny ada denge sağlay an o süper güç bizim ülkemiz değil miy di? Tanhın, kalın kıtaplardakı sıkıa cümle- lerden sıynlıp saçlan ağarmış. yüzünün ke- mikleri, ellerinin damarlan fırlamış birihtı- yar adam olarak insanın karşısına çıkması biraz ürkütücü geliyor bana. Eski camlan bardak yapmaya, yalnız bugünümüzle yaşamaya öyle alışmışız ki... Şimdı bu ada- ma "Geçti o dönemler amca! Şimdi parça- lanmış ve yoksul bir ülkenin üç kuruş maaş alan sıradan bir emeklı yurttaşısm işte! Ve bir daha geri gelmeyecek o eski günler" de- mekle onun yaşh kalbine bir hançer sapla- mak arasında bir fark var mı?.. - Oğlumu örnek bir komünist olarak ye- riştirmiştim. Ne yazık ki o da modaya uydu ve partimizi terk etti. Radikal reformistliğe başlayarak kapitalizmi kurmaya gjrişti. To- MOSKOVA HAKAN AKSAY runum ise Batı müziğinin notalanna göre zıplarnaktan ve garip giysiler gi\meklen başka bir şeyle ilgjlefimiyor. İkisinden de utanıyorum. Asİında galiba yaşayan bir ölü bu. Kal- bine saplanan hançerlerin de haddı hesabı yok anlaşıian. Ama canh rolünü başanyla oynayan bir ölü. Ülkesinden, geçmişinden ve fikirlerinden söz ederken gürleştirdiği sesi. el kol hareketlen bır hayal ashnda. Gerçek olan. bazen cümlelerin arasında donup kalan yüz ifadesi. dahp gjden yor- gun gözleri. Gösterdiği sararmış fotoğraf- lardan hıçbir farkı yok bu adamın!.. - Her şey bitmedi! Partimizi kuruyoruz; komönistleri birleşririyonız. Sosvaüzme dönmenin, dağılan ülkeyi toparlamanm gii- vencesi biziz! Halk düşmanlarının cezasmı vermek. bizim insanlık borcumuzdur. Bır an ıçin dediklennın gerçekJeşebilece- ğini düşündüğümde, bu ihtıyar adama karşı duyduğum merhamet, korkuya dö- nüşüyor. "İnsanlık ve yurtseverhk"' adına katledilen. sürgünlere göndenlen milyon- larca insan... Tanklann altında ezılen kent- ler. ülkeler... KGB korkusuyla geçen gün- ler, yıllar... Hayır, yann dünün tekraryaşa- nacağmı sanmıyorum. İhtiyar, patlak bir balonu şişirmeye çalışarak geçıriyor son giınlerini. - Onurhı bir yaşam sürdûm. Partide. işye- rimde, özel yaşantımda Leninci ilkelerden ayTibnadım. Ölene kadar da asla ödün ver- mem ilkelerimden... İhtiyar adarru dinlerken duygulanm sü- rekli değişiyor. İçimi bir merak kaplıyor Acaba çocukken mahallenin afacanlanyla birlikte kedılenn kuyruğuna konserve ku- tusu bağlayıp koşturmadı mı? Ailesini ve öğretmenlerinı atlatarak sıkıcı derslerde okuldan kaçtığı olmadı rnı hiç? Ertesi gün- kü komsomol veya parti toplantısına ha- zırlanması gerekirken her şeye boşverip sıcak yatağında uyumayı tercih etmedi mi bir kere bile. Nedensız yere işine gecikip bir bahaneyle erkenden çıktığı görülmedi mi? Mitinglere, polıtik bir görev yapmaktan çok, genç kızlarla bir arada olma isteğiyle gittiğini hissetmedi mi? Güzel bir sanşının çıplak omuzlannı ve uzun bacaklannı iz- lerken aklından "kötü şeyler" geçirdiği, kansını aldatmayı düşündüğü olmadı mı hiç? İlkelerin bağh geçirdiğıni söylediği ya- şamını belgeleyen şu sararmış fotoğraflar, göründüğü kadar saf ve temiz mı acaba?.. Temiz olmanın dayanümaz çekkiliği Eğitım.zoriştir. Hele eğıtilmesi gereken. çocuklarolunca. Çocuklara bır bılgiyı, bır davranış tarzını aktarmak için. eğıtımi. onlann da katılacağı zevkli bir oy un haline getırmek gerekiyor Fransa'da biranaokul öğretmeninin çocuklara temızlik abşkanlığı vermek içın geliştirdıği yöntem ise çok başanlı sonuçlarveriyor. Çocuklar, gün boyunca, kendilerini, arkadaşlannı veetraflann! "kirletmekte" özgur bırakılıyor. Gün boyu tün^ maharetlenni orta> > koyançocukla- "postmodernist" yapıtla gerçekleştiriyorlar. Akşam ıse.onlan sıcak bir duş bekliyor. Artık yavaş yavaş "kırlı" dolaşmaktan sıkılan çocuklar, yıkanmanm ve temizJenmenin keyfini çıkanyorlar. Çocuk eğitımcileri. bu yöntemın çok işe yaradıgını, yumurcaklara temizlik alışkanhğını çok başanlı bır şekilde aktardığmı belırtiyorlar. Yönteminın başansı.yasaklara dayanmıyorolması. Bu yöntemde. ""Yapma!", "Dökme!", "Kirletme!" >ok. Tersine çocuklar. temiz olmanın keyfini kendileri keşfediyorlar. Almanlar: Eıı turistnıillet• Almanlar ashnda seyahate çok meraklı bir millet. AlmanJar, dünyanın en çok seyahat eden toplumu olarak biliniyor. Geçen yıl 44 milyon Alman seya- hate çıkmış. En fazla ilgi ise Ispanya'ya. Sonra İtalya'ya, ardından da A vustur- ya, Fransa ve Yunanistan geliyor. Film Festivab"nin hemen ardından bir uluslararası gövde göstensine daha sahne oldu Berün. 1966'danbuyanaheryıl ünJü radyo kulesi (Funkturm) altındaki sergi sahasında açılan Uluslararası Turizm Fuan 6 gün sürdü. Fuara, 163 ülkeden 5 bine yakın seyahat acentesi ve 40 binden fazla turizm uzmanı katıldı. Dünyanın dört bir yö- resinden doğa güzelliklerinin sergilendiği fuan 6 gün içinde yine rekor sayıda ziyaretçı gez- di: 135 bin kişı. Almanlar ashnda seyahate çok meraklı bir millet. Alman- lar, dünyanın en çok seyahat eden toplumu olarak biliniyor Geçen yıl 44 milyon Alman se- yahate çıkmış. En fazla ilgi ise îspanya'ya- Sonra İtalya'ya, ardından da Avusturya, Fransa ve Yunanistan geliyor. Türkiye ise 6. sırada. Her yıl yıllık iznını geçirmek üzere Türkiye"ye bir mılyonun üstünde Alman turis- ti gjdiyormuş. Onümüzdeki yıllarda bu sayıda önemli bır artış bekleni- yor. Örneğın bu yıl 1.5 milyon kadar Alman'ın Türkıye'ye ge- leceği tahmin ediliyor. Öte yan- dan Türkiye'ye dış ülkelerden en çok tunst Almanya'dan geli- yor. Turist sayısıru 7 miryona, bu sektörden elde edilen dövizleri de son 10 yıl içinde 300 milyon- dan 4 milyar dolara çıkaran Türkiye, Berlin'deki Uluslara- rası Turizm Fuan'na büyük önem veren ülkeler arasın- daydı. Türkıye'den 130'un üze- GÜNER YÜREKLİK rinde seyahat acentesi katıldı fuara. Turizm Bakaru Abdülka- dir Ateş de fuar nedeniyle Ber- hn'e geldi ve yerli-yabancı gaze- tecilerle basın toplantısı düzen- ledi, Türkiye tunzmi üzerine aynntılı bilgıler verdi. Türkiye'de turizmin yeni veni geliştiğini belirten Bakan, kötu orncklcrden dersler aldık- lanru, amaçlannın ekonomik yönden her keseye uygun ve do- ğanın korunmasına yönelik bir turizm gelıştirmek olduğunu söyledi. Bu yıl Türkiye'de 8.5 milyon turistin gelmesi ve 4.5 milyar dolar döviz elde edilmesi beklenıyor. AJmanya'nın en büyük ve önemli bir turizm ışletmesj olan Tounstik Union Intematio- nal'ın (TUİ) 25 bın turist ara- sında yaptırdığı bir araştırma Türkıyt açısından oldukça il- gınç. Araşurmanın sonuçlanna göre son on yıl içinde turizm yönünden en büyük gelişmeyi gösteren ülke Türkiye 198I'de uçakla Türkiye'ye giden Alman turisüerin sayısı 21 bin iken bu sayı geçen yıl bir milyonu aşmış. Almanlar Türkiye'yi Fas ile birlikte Akdeniz'ın en egzotik ülkesi olarak görüyorlar. Kül- türünü, atmosferinı beğeniyor- lar, Akdeniz'ın en temiz kıyı- lanna sahip olduğunu söylü- yorlar. Kitle tunzmınm olma- ması hoşlanna gjdıyor. Otelleri, tesisleri çok iyi buluyorlar, ama plajlannı beğenmiyorlar. Bu- güne dek turistler içın Türkiye çok ucuz denirdi, TUİ'nin araştırmasına katılan Alman tunstler bunun değiştıği inancı- ndalar Araştırmanın ortaya çıkardığı bir diğer ilginç veri de güvenlik konusunda. Her ne- dense Alman tunstler Türkiye'- deki askeri darbelerden ve te- rörden pek etkilenmiyorlar. Türkiye'de kişisel güvenlikleri- nin olduğu savındalar. Netice- de Alman tunstler için Türkiye, seyahat edilecck en iyi ve en gü- ze'l ülke. Fuarda ilginç bır de soru atıldı ortaya: Almanlar dün- yanın en çok seyahat eden top- lumu da. niçin bu ülkede ya- bancı düşmanhğı var? Turizm uzmanlanyla sosyologlar bu soruya şu yarutı verdiler: Gerçi Almanlann her yıl yüzde 70'e yakını tatilini ülke dışmda geçi- riyor, ama gjttikleri ülkenin kültürüne, insanlanna önem vermiyorlar. Nitekim bu konu- da yapılan bır araştırmanın so- nucuna göre Almanfarm ynzde 75'i yurtdışına "dınlenmek, günlük yaşamı unutmak için' gidiyorlar. Gittiği ülkeyi, 'kül- türünü ve insanlannı tanımak için' seçtiğini söyleyen Alman turisüerin sayısı oldukça dü- şük. Netas NETAŞ - NORTHERN ELECTRIC TELEKOMÜNİKASYON A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINDAN Sırkıiımı/ın 1W2 tjjlnt-t ytlı Olagjn C.cncl Kurul Toplanlı-ı. ,ı>a^ıd.ıkı «ıınck-mi goaısıııck u/cıv 31 Man 1993 Carşanılı.ı jjiinıı vıat lOtD'da İManbııl l mranıVL- \k.-mdjj> Cıddcs. \(i 1^1 (Jckı Mrkı.1 nK'rkczınılc > jpıljı.ıkıır Topl.ınlHİj lı.ı/ır lıulıın.ıtak cmaklann toplanlıd.ın cn .1/ hır lutta oncc saHıp (»klukl.ırı hı^-^." strK'llcnnı vu\a İHinlann lıır b.ınka\.ı \.ttınidıklanna ıliî>kın !xınka nı.ıkl>ıy/unıı ->ırkı-I ımTktvım- AVJL/ ıifc.n-1» >;ırıs kjnı .ıliD.ıl.ın f.'trfkınfktttlır Topl.ınııva I11//.11 katılanıavaıak ıınakl.ınmı? j$ujtKİJ «rnejlı ^cnltn »«.•kâlcınamc ılc kımdılcrinı îı-niMİ «.ıtıa-bılırlfr ^ırkc!ı^ıı/ı^ WıZ \ılınj an Hıljrno. Kâr Zarar hc^alıı ılc Yonclını Kunıkı \e IX*ncımı Kıınılu r.ıporian loplanıı lanhindt'n 1^ fjün r>m"L*sîndı.'n ılı)v.ırı.*n Nırkct • nıcrkıvımk" On.ıklanmı/ın ınıelcnıelennc h.ı/ır bulıındıırul.ıtaklır s.um O«akl;ırımı/ın Kıpl.ıntiM Iı.'>ntlı.-rı rıta olunur GÜNDEM 1 ll.ısk.ınhk l>ı%anıTı-.kılt 2 \<>nLiını Kunıkı \c IX-n<.'Kik'r 1992 Kaporunun okunınjsı 3 1992 Fa.ılnLt \ılı Hılân«,o>u Kâr Z.ır.ır Hcvıl>ının okunması mu/jkcrc-ı. oıuvUnnuM K1 Yonclım Kunıkı nun ıbr.ısı \ı.- Ofni'Uılcnn ıbrası \ 1992 Kâr Da^ıtımı hakkında nııı/.ıkcrc \e k.tr.ır 5 >ı>nc!ıııı ıc lX'n«ını Kıınıllanna »apılan sı%ıı;ıl<.nn onatbnnusı 6 Yonelım Kunıkı u\fk-n vı- IX'n«.-lnlcnn SLT. 1111. ~ ^<>n<.1ıın Kunıkı l \ck-n luı/ıır lıakkı \c n<-"n<.i>.ıler iKrclı lıakkında muuki'ic «.• karar S Scnna\e Pı\asası nıcv/ual 1 ^crc^ıncc >(jnctını Kunjlu larahndan M.xılun Iı.ıgınısi7 dı^ dcnrtmı ^ırkctınm on.ui.ınnıaM 9 Tıırk Iıtaıvl Kanıınıı nun ^3-4 \c M^ nıaddt-kTindc >*onetını Kunıkı u\clt*n nın gctnlmıv ı.ıbdıtk'nn kaldınîın.ısı kıtnııstımın konıiMılması \c karar İD Tckhflcr VEKÂLETNAME ÖRNEĞİ Vıhıbı okJuğunıi j / l \cu> Vmhem Ekxmı Tclckomunıkasvon ^nonım >irkfiı tarj- tından ıhr.n, edılını^ lıısM.-kTim(ı/Kk-n dogjn hıkııınk- haklanmı(?ıi 31 Sijtn 1993 tan- lıındc vuı 10'Xid:ı \apılaıak c)lag.ın Genol Kunıl ToplamiMnda nanı \c hesabıma(ızj) kullannıa\a vtikılı olmnk u/crc s.ı\ ın Isım l n\an- Tanh !nı/a Dîreniştramvayı, DireııişMüzesi'ne gîder AMSTERDAM ÖMER FARUK CtRAVOĞLU Abnanya'da Hessen eyaletin- deki secimlerde ırkçı parti % 8'- leri aşan miktarda oy topladı. Şimdi ledirgjnlik' biraz bû- yüyor. Hollanda. şubat grevleri- ni aıtma toplantılan düzenliyor. Yd 1941. Şubatın 24'ü. Hol- landa, Alman işgali altmdadır. O zamanki Hollanda'mn ırkçı sentbol obnuştur. Meijer'in dire- partisi (ISSB), Almanlann önü- nişi sembolize eden heykeli, ne düşmüş, yol gösteriyor. Ülke- meydanm orta yerinde Diitün yi Abnanlara teslim etmiş, karşı görkemiyle durmakta. bugün de çtktşlan da ihbar etmektedir. ırkçıiığa meydan okumaktadır. Günlerccöneesindenkıpırtılar Her JT) 25 şubatta Amster- başlamıştır. O gün CPN'nin dam'da 'direniş tramvayrna bi- (Hollanda Komünist Partisi) nerek mücadelenin yoğun ya- dağıttığı bfldirilerle halk greve şandığı, \ ahudiler'in çoklukla çağnlmıştır. Teksirie ço- oturduğu semtlerde bir tur atabi- lirsiniz. Direniş tramvayının son Moııaeoyollannakatraıılıçözüm ğaltdmış grev çağnsı gizlice el- den ele dolaşmaktadır. Sabah tramvaylar sefere çık- mıyor, başlıyor grçv. Bu iyiye işaret. Irkçı partinin provakas- yonlan önlenemiyor. grev gj- derek yayılıyor, güçleniyor. Er- tesi gfin tramvay vatmanlannı evlerinden alarak arkalannda bir Alman askeri, silah zoruyla işkrini sördiiriiyorlar. Gre>cile- rin üzerine ateş açılıyor. EI bom- balan atılıyor. Dokuz kişi ya- şammı yiririyor. Liman işçîsi, Jonas Danicl Meijer bunlardan biridir. Bugün kendi adıyla anı- lan. 'şubat grevleri'nin anıldığı meydan ırkçılıkla mûcaddedc durağı 'direniş müzesi." Tram- vayda bugünie ilgili bilgi ve belge almabilir, miizcde şubat grevle- rini yeniden yaşayabilirsiniz. Çeşitli miİIiyetlerden 300 bin "kişi katılmtş grolere. .\mster- damlüar bugünleri unutmuyor. Venlo'da "Türkiyelinin ölü- möyle sonoclanan olaym sonım- lulan göre>den ajınmalıdır' çağnsma yanıt yok. Lstelik Be- lediye Başkanı *"()lümiin polisin tavnndan mı, yoksa başka ne- denle mi meydana geldiğini araştınyonız" diyor. Haydiü! 'Direniş Müzesi'ne! 'Direniş Tramvayı' kalkıyooor! Bundan 50 yıl önce ölen Er- nest Guglielminetti adlı İsvicre- li'yi kımse tanımaz sanınm. Ancak her gün rahmetle andığımız bu Brigli bilim adamı ve sağmanını belkı ınşaat fakül- tesi bitirenler Dr. Goudron diye anımsayacaklardır. 1. Dünya Sa%aşı öncesi yayıl- macılığın moda olduğu dö- nemde Hollanda kolonılerinde uğraşı veren Bay Guglielminet- ti psikolojık araştırmalar ya- nında oksijen aygıtına kadar bir Sınırlar ötesi ünü. onun Prens Albert 1 tarafmdan Mo- naco'ya çağnlmasına neden ol- muş. Sağmanlık konferansın- dakı açıklamalan alkış top- lamış. ama prensin derdi bam- başka, araçlann kaldırdığı toz bulutuymuş. Monaco, şimdiki gibi o za- ZURIH S.DOĞAN ABALIOĞLU manlarda Avrupa"nın üst kay- mağını yiyenlerce aranılan ülke konumunda. Henüz tek tük or- tahkta dolaşan otomobillerin atalan orada öylesine yoğun. Toz sorun olabihyor. "Hındistan'da hastanelerde tahta döşemelen katranladıkla- nnı gördüm. Böylece ge- çirmeyen ve kolay siİinen özel- ük sağlanıyordu. Katranı yerde uygularsak sonuç değişmeyebi- lir." Prens, emekleme aşama- sındaki turizmin sorunu olan tozu altetmek çabasıyla çaresiz bu öneriyi kabullenmiş. Ve he- men ertesi gün, 13 Mart 1902'- de, Monaçolular'ın anlaya- madıklan bir işlem yapılmış. 1 gün sonra katran kurumuş, sürülen 40 metrelik ilk bölümde toz söz konusu olmaktan çıkmış. Böylece yollan katran- lama süreçi başlatılmış. Girişimine gülünen adam salt bu buluşuyla 37 ülkede ödüllendırilmiş. bir sıra unvan almış ve Dr. Goudron olarak tarihe geçmiş. Ancak her İsvıç- reb gjbi açıkgöz (veya para hırslı) biri olmadığıru işin pa- tentinı almamakla gösteriyor. Bırakın diğer milletleri, tümü 84 bin kilometre tutan İsviçre'- nin yollan bile onu servet sahibı yapabilir, yükünü tutabilirdi deniliyor. Bazılan niye insanlık için çalışırlar, anlaşıhr gibi de- ğil. Hele köşe dönme kişinin kendi ellerinde olursa... :, geleceğimiz v« zaforlmtz için 6 Mart v« y«ni bir "yerinde infaz" daha tfiçbirflüçctevrim yûrûyöşjmıüai -I Kontrgsrillanın araştınlmasına yasak... tkırdufaınayacçk Olağanüstü Hal'e dovam... • Direnm«K meşrudur • Yeni v* daha güçlü N«wroz ü Kuşkuculuk tarihimizin roddidlr _] Ceza«vl«rimtold diraniş sürüyor J8 Mart kadın savaşçılaranmn omuzlannda yükMİIyor J ODTÜ'de faşizm* karşı antl-faşIst birlîk • Eski Çeltek madenieri... Sağlık emekçileri sürgünde... "Nüfus cüzdanı için ayak izleri alınsın"... Sovyet halk- ları Stalin'i yaşatıyor... Fotoğraflar ve kadınlarımız... AIVTİKALARIIVIZI DEĞERLENDİRİN PORT.^KAL SANAT \E KdL1t)R E\1 ilc LDSEMİLİ ÇOCUKLAR \ AKH tarafindaıı diizenlenen ve 25 \!a>is 1993 Salı akşanu OONR.\D(M'h(le>a|)ilacak. MÜZAYEDEiçın ucretsız ekspertizleıv lıaşlannııştır. Başvuru: LOSBMILI ÇOCUKUR VAICO Tel 631 13 12 - Neşe Gözeci PORTAKAL SANAT VE KOLTOR EVI Mım Kemal Oke Cad 12 Nışaniaşı Tel 225 46 57-225 46 88 SS GÜZELKENT HUKUKÇULAR VE İDARECİLER KONUT YAPI KOOPERATİFİ BAŞKANLIĞINDAN DUYURU 28.2 1993 günü salonun küçük olması nedeniyle sonradan salonun bo- şalmasından ve çoğunluğun dûşmesı nedenıyle >apılamayan kooperatıfı- mızın 1992 \ ılına daır ışlen, karariar ve hesaplannın görüşüleceğı olağan genel kurul loplanumızın aynı gıindem ile 25 4.1993 saat 10.30'da Kadı- kö> Acıbadem Sarayardı Cad. Fatıh Sokak Alkan İş Hanı 6/26'da Aktaş Duğun Salonu'nda vapılması, gerekli çoğunluk bulunmazsa toplantının d>nı yerde a>nı gündem ve saalte 2 5 1993 günü yapilması kararlaştınl- mıştır. GÜNDEM a-Sa\gı Duruşu b- Başkanlık Dıvanı Seçimı c- Toplantı lutanaklannın genel kurul adına imzalanması yeücisinin dıvan başkanlığına venlmesi. d- Bılanço. yönetım kurulu çalışma raporu ile denetçı raporunun okunmas,!. göruşülmesı ve aklanması. e- Toplanu tarihıne kadar gerçekleşen ortakhktan çıkarma karan ile ılırd7ıarsa göruşölüp karara bağlanması. f- tnşaatın devamı yapılmış ve yapılacak ışler ve ad çekme kararlan hakkında görüşmeler ve abnması gereken karariar. g- Yönetım kuruluna eskıden venlen yetkılenn gözden geçınlıp gere- ken \enı vetkılerin \enlmesı. h- Tahmını bütççnın. yönetım \edenetım kurullannın hakkı huzurlan hakkında görüşmeler. ı- Dilek. temenniler. kapamş. YÖNETfiVl KURLLU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear