Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 1 MART1993 PAZARTESİ
14 HABERLERIN DEVAMI
Adalet Bakaru Seyfi Oktay Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı
Kentlerdekî cezaevleri saülacakAYŞEYILDIRIM
Cezaevlerinde yasal ve yapı-
sal değışikliklere gıdileceğini
açıklayan Adalet Bakanı Seyfi
Oktay, ilk etapta kent merkez-
lerindeki cezaevlerinin satılaca-
ğını bildirdi. Oktay, kent dışın-
da Bakanlığın uygun göreceği
yerlerde Amerikan modeli böl-
ge cezaevleri yapılacağııu söyle-
di. Bayrampaşa Cezaevi'nden
firar girişiminde bulunan ancak
son andayakalananlara cezaevi
yönetiminin zorla gardiyan el-
bisesi gjydirerek basın önüne
çıkanldığı Cumhuriyet Başsa\-
cısı Avni Bilgin tarafından doğ-
rulandı.
Adalet Bakanı Seyfı Oktay
dün gazetemizi ziyaret etti. Son
günlerde cezaevlerindeki firar-
larlar nedeniyle muhalefetin
"boy hedefi' haline gelen ve hak-
kında meclise gensoru verilen
Adalet Bakanı Oktay, cezaevle-
rindeki yönetim karmaşası
böyle devam ettiği sürece kaç-
mak için her türlü yol ve imka-
nın bulunabileceğini söyledi.
Göreve geldikleri 12 aydan
beri köktenci reformlar getir-
mek amacıyla çahşmalara baş-
ladıklannı anlatan Bakan
Oktay, özellikle cezaevlerinde-
ki yapısal bozukluklar üzerinde
durdu. Mevcut yönetim yapısı-
nın bırçok zaaflan bünyesinde
taşıdığını belırten Oktay, şöyle
devam etti:
"Üç esaslı unsur var. Birinci-
si jandarma. Jandarmanın gö-
revi dışandan kaçmayı önle-
mek, kaçmaya meydan verme-
mek. Aynca içeriye herhangı
Mahkumlarazorlagardiyanelbisesi girdirdiler
Haber Merke/i - Bayrampaşa Cezaevi'nden 19 şubat cuma
günü kaçmak üzereyken son anda yakalanan 5 hükümlüy e
cezaevi jandarmasının zorla gardiy an elbisesi giy dirdiğini ve
basın önünde fotoğrafiarmı çektirdiğini İstanbul Cumhuriyet
Başsavcısı Avni Bilgin doğruladı.
Adalet Bakanı Se> fi Oktay 'a yönelttiğimiz. "Ba\ rampaşa
Cezaevi'nden kaçarken y akalananlara zorla gardiyan elbisesi
giydirildiği iddia ediliyor. doğru mu" sorusuna İstanbul
Cumhuriyet Başsavcısı Avni Bilgin karşılık verdi. Bilgin,
Bayrampaşa Cezaevi'nden firar ederken y akalanan tutuklu ve
hükümlülere gardiyan elbiselerinin jandarma tarafından daha
sonra giydirildiğini açıkladı. Bilpin. firarilerin kacm->
teşebbüsünü gardiyan elbiseleriyle yapmadıklannı anlatırken,
jandarmanın y akalandıktan sonra gardiyan şapkası ve elbisesi
givdirdiğini söyledi. Adalet Bakanı Seyfı Oktay da
cezaevindeki sonışturnıanın sonuçlanma aşamasında oMuğunu
bildirdi.
Bayrampaşa Cezaevi'nde 19 şubat cuma günü 6 tutuklu firar
girişiminde bulunmuş, bunlardan biri kaçmayı başarırken 51
cezaevinden çıkamadan jandarmalar tarafından yakalannuştı.
Kaçmayı başaramay an 5 tutuklu basına gardiyan kıyafetleri
içinde gösterilmiş ve bu kıv afetlerle kaçmaya çalıştıkları
bildirilmişti.
bir kesıci yahut uygunsuz mad-
denin girmesini engellemek. Bir
kere dışansı tümüyle.olduğu gi-
bi jandarmaya ait. Önemli un-
surlardan birisi de Cumhuriyet
Savcısı. Cumhuriyet Savcısı
yalruzca buraya bakmıyor.
bakması da mümkün değil.
Çünkü Cumhuriyet Savcısı'-
run, yılda belli miktarda iş çı-
karması gerekiyor. Bu çıkardığ
işe göre de terfı edecek.
Öbür taraftan, üçüncü unsur
cezaevi yönetimi. Müdür var.
birinci müdür, ikinci müdür.
Bir kere gardiyanlar var. Öyle
bir yapı ki, bir tarafta görevli,
yetkıli jandarma. öbür tarafta
mevcut olan birinci müdür,
ikinci müdür ve gardiyanlar.
Bunlann, ikinci müdürlerin fa-
lan göre\ alaru dahil belirlen-
memiş. Oyle bir kendine göre
yapı. Yani cıddi bir hiyerarşik
yapı oluşturulmamış. Personel
eğitimsiz. personeün özlük hak-
lan son derece geri."
Gerek yönetim, gerek bina
yapısı bırleştiğinde sıstemin
zaafının ortaya çıktığmı ifade
eden Adalet Bakaru Oktay,
üzerinde çalışmalannı sürdür-
düklen yasal düzeniemelerin
yanı sıra kaynak arayışı içinde
olduklannı açıkladı.
Bölge cezaevi
Oktay. büyük bölge cezaev-
leri projesini şöyle anlattı:
•" İlk bulduğumuz şeylerden
bir tanesi kent merkezlerindeki
cezaevlerini satıp kent dışında
yapmak. Küçük yerler, hem
yönetim açısından hem bina
açısından. bütün donanım söz
konusu değıl. Bunlar hep israf,
böyle küçük küçük binalar, is-
raf ve dağınıklık getiren bir yapı
bu. Bunu da kaldınyoruz. Ba-
kanlığın uygun göreceği yerler-
de bölge cezaevleri yapılacak,
büyük cezaevleri olacak. bütün
teknik donanıma sahip olacak.
Ve bina yapımında Amerikan
sistemi uygulanacak"
Oktay, ilk aşamada istanbul,
.Ankara, Kocaeli. İzmir, Adana
ve Diyarbakjr'da büyük cezae-
vi projesinin gerçekleştirileceği-
ni bunlann fızibilite raporlan-
nın da hazırlanarak DPT'ye
verildiğini bildirdi.
Hükümlünün rehabilitasyo-
nu projesi çerçevesindeyse, ce-
zaevlerine bağlı iş kollanm bir-
Ieştirecek bir kurum oluşturula-
cağını ifade eden Oktay,
kunımun basında bakanlık yet-
kililerinin bulunacağmı, aynca
dışandan ışletmeciliği iyi bilen
insanlardan yararlanılacağını
belirtti. Oktay, amaçlannın bu
işletmelerin hem eşgüdüm ha-
linde hem de daha modera işlet-
mecilik esaslanna göre yönlen-
dirilip geliştirilmesi olduğunu
sözlerine ekledi.
Oktay, bunlar için gerekli
mali kaynağın ise hem saülacak
cezaevlerinden hem de ulusla-
rarası kuruluşlardan kredi alı-
narak sağlanacağım belirtti.
Türkiye'nin kaçmaya en el-
verişli cezaevının ise Eskışehır
Cezaevi olduğunu söyleyen
Oktay, 17 kişilik bir kurul tara-
fından yaptınlan bir inceleme
sonucunda mahkumlann kaç-
mak için tünel bile kazmalanna
gerek olmadığımn ortaya çıktı-
ğını söyledi:
"Kapılar sürgülü, kaldınnca
kapı çıkjyor yerinden. Altında
20 santim beton. Betonun altın-
da kollektörün geçtiği dehJiz
gibi bir yer var. 20 santimden
aşağı indiğiniz zaman tünel
kazmaya da gerek yok. Oradan
elini kolunu sallayarak gider-
ler.
Cezaevini bu şekle bir gardi-
yan sokmuş. Almış eline kağıdı
kalemi cizmiş. Ne Bayındırhk
BakanlığVnda bir proje var ne
belediye bundan haberdar. Or-
tada tadilat projesi var. "
Oktay, Aydın'daki Cezaevini
de, tarihi bina olması nedeniyle
5 milyara yakın bir paraya Kül-
tür Bakanhğı'na devredecekle-
rini bildirdi.
Cezaevi fırarlannın 1978 yı-
lında başladığını ve bir bakıma
olağan hale geldığinı ifade eden
Oktay, bunun da sistemin yan-
hşlığinı açık bir şekilde ortaya
koyduğunu belirtti. Buna kar-
şın birçok çevrenin kendisini
boy hedefi olarak ortaya koy-
duğunu kaydeden Oktay, söz-
lerini şöyle sürdürdü:
Yanlızım
" Türkiye'de demokratikleş-
meyi isteyen çok insan var.
Ama bu adımlan atmak iste-
yen insanlar da yalnız bırakılı-
yor maalesef. Biz yalnızız ve
hedef halindeyiz. Ama hiç kim-
se yandaş çıkrnıyor. hepsi saldı-
nyor. Yandaş olanlar da za-
man zaman bakıyorsun ki hep
birlikte saldınyorlar. Bu ola>
benim kişisel olayım degil. Be-
nim hiçbir çevreye hiçbir fatu-
ram yok. Ödeyecek faturam
yok, illa burada kalayım da ben
bu faturayı ödeyeyim diye. Ben
de birçok insan gibi tırnağıyla
kazryarak buralara gelıp, kişisel
mücadelesi ve kendisini bu yol-
la insanlara beğendirerek işte
bu çabayla buraya gelmiş bir
insanım. Hiç kimseye bir fatura
borcum olmadığı için. hiç be-
nim sorunum değil. Benim kişi-
sel sorunum da değıl. Türkiye'-
de demokratikleşme, gerçekten
çağdaş bir demokrasiye kavuş-
ması için birtakım adimlann
atılması söz konusu. Bunu yap-
maya çalıştım. Demokratikleş-
me çalışmalannı pratikliğe
yansıtma çabası içindeyim."
Nâzını
MBaştarafi 1. Sayfada
Nâzım Hikmet Kültür ve Sa-
nat Vakfı'nın dilekçe örnekle-
rinde, Nâzım Hikmet'in T.C.
yurttaşlığından çıkanlması yo-
lunda 42 yıl önce verilmiş Ba-
kanlar Kurulu karannın. Tür-
kiye'de demokratık bir rejimın
kurulması hedefi ile çeliştiği
söyleniyor. Başbakanlık -
tan, 42 yıl önce çıkanlan Ba-
kanlar Kurulu karannın yürür-
lükten kaldınlması yolunda
yeni bir karar alınması. TBMM
Başkanlığı"ndan da Nâzım'ın
yurttaşhğının geri verilmesi için
gerekli işlemin gecikmeden ya-
pılması ve olumlu karar verme-
Sİisteniyor.
TBMM Başkanhği ve Başba-
kanlık makamlannın yanı sıra
dilekçelerin birer ömeğinin de
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat
Vakfı'nın '"General Yazgan
Sok. 10/10 80050 Tünel-İstan-
bul" adresine gönderilmesi ge-
rektiği bildirildi.
Danıştay 10. Dairesi'nin geç-
tiğimiz günlerde Nâzım'ın yurt-
taşlığa alınması için şairin kar-
deşi Samiye Yaltırun'ın açtığı
davayı reddeden Ankara 2.
İdare Mahkemesi'nin karannı
onaylamasından sonra daha
aktif bir protesto için kollan sı-
vayan Nâzım Hikmet Kültür
ve Sanat Vakfı, "Nâzım'a
Yurttaşhk Hakkı" etkinlikleri-
nin düzenlenmesi için Samiye
Yaltınm. Aydın Aybay, Semih
Bakıoğiu, Kıymet Coşkun, Ha-
lit Çelenk, Refık Erduran, Hü-
seyin Ergün. Genco Erkal, Bil-
gin İnanc, Şükran Kurdakul,
Nevzat Şenol, Emin Tannyar ve
Müzehher Vâ-Nû'dan oluşan
kurul öncülüğünde çalışmalan-
nı sürdürüyor.
DİLEKÇE
TBMM Başkanhğına
Turkiye'nın büyük şairi Nâ-
zım Hikmetin T.C. yurttaşlı-
ğından çıkanlması yolunda 42
yıl önce verilmiş olan Bakanlar
Kurulu karan, ülkemizde e\-
rensel ölçülere uygun demokra-
tik, özgürlükçü ve insan hakla-
nna saygılı bir rejimin kurul-
ması hedefi ve ülküsüyle
temelden çelişmektedir.
Bu çelişkiyi ortadan kaldır-
mak için, Nâzım Hikmet'in T.
C. yurttaşlığının iadesi, aynı za-
manda. doğal bir hakkın yerine
getirilmesi olacaktır.
Bu inançla Nâzım Hikmet'e
T.C. yurttaşhğının geri verilme-
si için gerekli işlemi gecikmeden
yapmasını ve olumlu karar ver-
mesini TBMM"den saygılanm-
la diliyor ve bekliyorum.
Adı Soyadı: Imza
Adres:
DİLEKÇE
Başbakanlık makamına
Türkiye'nin büyük şairi Nâ-
zım Hikmet'in T.C. yurttaşlı-
ğından çıkanlması yolunda 42
yıl önce verilmiş olan Bakanlar
Kurulu karan. ülkemizde ev-
rensel ölçülere uygun demokra-
tik, özgürlükçü ve insan hakla-
nna saygılı bir rejimin kurul-
ması hedefi ve ülküsüyle
temelden çelişmektedir.
Bu çelişkiyi ortadan kaldır-
mak için, Nâzım Hikmet'in T.
C. yurttaşhğının iadesi, aynı za-
manda, doğal bir hakkın yerine
getirilmesi olacaktır.
Bu inançla, Nâam Hikmet'e
T.C. yurttaşhğının geri verilme-
si için 42 yıl önce çıkanlmış olan
Bakanlar Kurulu karannın yü-
rürlükten kaldınlması yolunda
yeni bir karar alınmasına ilgini-
zi saygılanmla diliyorum.
Oktay: Demokratikleşmeden ödün yok
Gazetemizi ziyaret eden Adalet Bakanı Seyfi Oktay, bakanhğıyla ilgili
gelişmeleri değerlendirirkcn sürdürdüğü çalışmalann Türkiye'nin
demokratikleşmesi açısından önemli olduğunu vurguladı. Oktay Türkiye'de
demokratık adimlann atılmasını isteyen kişilerin çok olduğunu ancak bu
konudaki girisimlerin yeterince desteklenmediğini sövledi. Bakanlık
yetkilileriyle birlikte gazetemizi ziyaret eden Oktay, gazetemizin Genel Yayın
Yönetmeni Özgen Acar, Genel Ya>ın Danışmanı Orhan Erinç, Genel Yayın
Koordinatörü Hikmet Çetinkaya, Yazı İşleri Müdürii Celal Başlangıç, Haber
Merkezı Müdürii Mustafa Balbay ile görüştü.
(Fotoğraf: HAYRETTÎN SAĞÂNAK)
Başbakan, Mumcu dnayeti ve cezaevi fırarlanna çözüm bulmak için çalıştıklannı söyledi
Demirel: Biraz sabırk olıuıANKARA (Cumhurivet Bü-
rosu) - Başbakan Süleyman
Demirel "faili meçhul cınayeıler
ile hapıshanelerdeki firar olay-
lanna bir çözüm bulamamalan
durumunda devleti işletmekte
sıkınüdoğacağını" söyledi. Dın
görevlilennin. dine sivaset ka-
nştınlmasına alet olmamalannı
isteyen Demirel. son terör olay-
lannın ardından İran'a yönelti-
len suçlamalarla ilgili olarak
"İran'dan müspeı-menfi bir ya-
nıt yok" dedi. Uğur Mumcu cı-
nayeti ile ilgili bilgi vermesinin.
ola>ın çözümünü zorlaştıraca-
ğını. bunun için hiçbir şey söy-
lemek istemediğini belirten
Demirel "Biraz sabırlı olun
diye konuştu.
Demirel 15. basın toplantı-
sında, öncekilerden 'farklı ola-
rak özel televizyon şirketlerinin
ve TRT'nın amblemlerini yan-
sıtan mikrofonlanm masasına
koydurmadı. Bomba eylemleri-
ne karşı tedbir olarak geçen
toplantıda uygulanmaya başla-
nan masanın üzerine teyp kon-
maması uygulamasına da de-
vam edildi.
Demirel basın toplantısında,
cezaevlennden firar olavlanna
ilişkın 1970-1993 arası istatıs-
tiklen de açıkladı. 1980 sonrası
firarlan için kazılan tünel uzun-
luklannı içeren bir tablo da ve-
ren Demirel, "Faili meçhul
cinayetler ile hapıshanelerdeki
fırar olavlanna bir çözüm bula-
mazsak dev leti işletmekte sıkın-
tı olur" diye konuştu.
8966 kişi firarda
Demirel firar olaylannda
"Suç kiminse kimin. Bizimse
bizim. Ama bunu aydınlatmalı-
yız" diye konuştu. Şubat ayı
içinde toplam 25 sıyası tutuklu-
nun firar ettiğinı. bu sayının
1970-1993 arasında 13 bin 865
olduğunu. bunun 4 bın 899"-
unun yakalandığını. halen 8 bin
966 kişinin firarda olduğunu
açıklayan Başbakan. bunlar-
dan 153"ünün terör suçlusu ol-
duğunu ve 29"unun Metris
Askeri Cezaevi'nden kaçtığını
bildirdi. Ceza infaz yasasının
değıştirileceğini ve bu konudaki
hazırlığın Bakanlar Kurulu'-
nda olduğunu kaydeden Demi-
rel, bazı önemli firar olaylannı
da"MahirÇayan(1971),Altuğ
Taner Akçam (1977). Mehmet
Ali Ağca (1979), İsa Armağan
(1980), Dursun Karataş (1989),
Mürsel Göleli (1990)" diye
açıkladı. "Hiç kimse devletimi-
zin gücü hakkında hiçbir yanıl-
gıya kapılmasın. Devletimiz
güçlüdür. Bizim ispatlamaya
çalıştığımız şey, demokratik re-
j-Tiin gücüdür. Türkiye'nin
hedefi dernokratik hukuİc dev-
letınin gücünü mutlaka ispaüa-
mak ve hakim kılmaktır" diye
konuşan Demirel. "Devlet ül-
kenin her köşesinde vardır ve
her şeye hakimdir" dedi.
55bincami
Türkiye'de 55 bın camide va-
tandaşlann ibadet eltiğını, 83
bın din görevlisinin maaşlannı
devietten alarak hizmet ettiği ni.
450 imam hatip Iisesinde ve 9
ilahiyat fakültesinde din eğıtimı
verildiğini ifade eden Demirel.
kendilerinin anayasanın 136.
maddesindeki esaslara uyulma-
sını ıstediklerini belirterek şun-
lan söyledi:
"Carrıilere, ibadet yerlerine,
dini eğitim yapan okullara kim-
se siyaset sokmaya kalkmama-
bdır. Din görevlilennin , dine
siyaset kanştınlmasına alet ol-
mamalan fevkaladeönemfidir.
Zira dinin siyasete alet edilmesi
kadar zarar veren bir şey yok-
tur."
TBMM'de olağanüstü hal
uygulamasının uzatılması oyla-
masında, hükümete değil orada
vatanı eksi 28 derecede koru-
yan vatan evlatlanna oy verile-
ceğini belirten Demirel, hükü-
metin bölgedeki terör olaylan-
na karşı büyük ilerleme kaydet-
tiğini, olağanüstü halin uzatıl-
mamasının terörle mücadele-
nin belinin kınlması anlamına
geldiğini söyledi. Demirel
TBMM'nin terörle mücadelede
uzatmanın ale\ hinde karar ala-
cağını sanmadığını kaydettı.
Somali tatil değil
Somali'ye giden Turk birliği-
nin tatile gitmedığini. Somalı"-
de dünya ile birlikte hareket
edildiğinı belirten Başbakan,
"Oralar kanşırsa "hadi bize mü-
saade. evimize dönüyoruz' di-
yemezsiniz. Canım canım. tatlı
canım ama oraya gezme>e gıt-
medık" dedi. Demirel. Bosna
Hersek'e yapılacak hava yardı-
mında Amenka'nın kımseden
bir şe> istemediğini. Türkıye"-
den de bir yardım talebinin
olmadığmı açıkladı. Kafkas-
lar'da banş ıstediklerini anla-
tan Başbakan Süleyman Demi-
rel. "Azerbaycan'a iğne batsa
bize çuvaldız batmış gibi oluı.
Ancak bazı propagandalar ya-
pılıyor, Türkiye vursun kırsın
diye. Türkiye vurup kırabilir
ama Azerbaycan da Türkiye de
dünya kamuoyundan soyutla-
nır, yalnız kalırlar" diye konuş-
tu.
Galeri • Atölye 232 64 26 • 230 21 87
SEVIMCE
SANAT GALERİSİ
SEYTAP PISAK
Resim Sergisi
20 Şubat- IOMart'93
Feneryolu, Eflatun Sok. 5/2
338 53 21-336 79 30
GJeri 13.00-19.00 ra Jpktır.
SlhM Biftıl' SrtaûHt
10 SANATÇ110 İŞ: D
nntaiın« r l fc 23. Pti 31
<ATtlLlfilrS» GERC£KLESMISTIR
Ş e r e f
Resim Sergisi
;-JiAUn;99J.ınvi8.o
,Pazargunkridısında>
K e s k i n
Yonca
Modern Sanat
Galerisi-^••
V&likonağı CaddesNo. 1172 Nışantaşı-Istanbul Tel 230 59 80
Seramik Sergisi
2 - 31 Mart 1993.
11.00 • 18.00
(Pazargünleridışındal
IsoklalCaddesıHl
Beyoghı-lsıanbul W. 252 16 98
GÜNGÖRGÜNER
0 C A R A N T I S A N A T G A L E R ] S !
TEM SANAT GALERİSİ
FEVZI KARAKOÇ
Resim Sergisi
SON
Nfianiı H»0 Mo«M M. 111217 « n
ÖZDEMİRALTAN
TOMUR ATAGÖK
HALUK GEDİK
HAKAN ONUR
ZEKAİ ORMANCI
YUSUFTAKTAK
RESİM SERGİSİ
27 Şubat-28 Mart 1993
PazartMİ hariç kcrgiı
13.00-19.00 an» aç4u.
Gazi Evıanos Cad. 33, Yeşılköy.'lst.
Tet: 573 81 93
Galeri • Atölye
riosi
Mnat («l«Hİsi
ERDİNÇ BAKLA
Rcsfan Sergisi
27 Şubat - 23 Mart
ValfcMaiı Cad. P*saj 73
NifMtatı lli 23 37
MEHMETÇEIİNER
Resim Sergisi
18 Şubat - 16 Mart'93
GALERİ Bfc
LVBALOEM
Vahkona^ı Caû Akkavah Sott
No 22/3 8020C Nışamaşı
İSTANBUL Tel 11 232 40 81
GALERİ B
20. YÜZYIL SONUNA DOĞRU 1
2 3 Ş u b » t - 3 N i s a n l 9 9 3
SABRİ B£RKEL AONAN ÇOKER TOMUR
A T A G Ö K G Ü N G Ö R T A N E R NUR
KOÇAK SEYHUNTOPUZ • FERİT ÖZŞCN
MERİÇ HIZAL MUSTAFA ATA TÜLİN
ONAT HÜSAMETTİN KOÇAN BALKAN
NACİ tSÜMYEÜ BUBİ YUSUF TAKTAK
B Ü N Y A M İ N Ö Z G Ü L T E K İ N HALE
ARPACIOĞLU SERVERDEMIRTAŞ
qt»
HOmv Gcndt Cad. Fım Sok. No: 2/1 Tefvikiy* 227 03 43
Pazar - P.»ti dtpoda h»Jür 10.00 - 18.00 arau
Bir günlük ziyaret
Çetin Moskova'da
güven tazeleyecek
HALUK GERAV
ANKARA - Dışişleri Bakanı
Hikmet Çetin'in yapacağı
bir günlük Moskova ziyareri,
iki ülke arasındaki gihen orta-
mını tazeleserek. Bosna-Her-
sek ve Dağlık Karabağsorunla-
rının çözümüne yardımcı
olmayı amaçlıyor.
Çetin'in meslekdaşı Andrei
Kozyrev Ue yapacağı göriişme.
Bosna-Hersek'e ve Karabağ so-
rununa ilişkin olarak Rusya
Parlamentosu'nda katı tutum
yanlısı muhalefetin sesinin gide-
rek yükseldiği bir ortama rastlı-
yor.
Eski Sovyetler Birliği'nin da-
ğümasından sonra. 1992 yılının
ilk yarısında Dışişleri Bakania-
rı ve Başbakanlar düzeyinde
yapılan çeşitli lemaslar sonucu
Türkiye ile Rusya arasında kar-
şılıklı güven ortamı yaratılmış-
tı. Türkiye, dağılan eski Sovjet
ve Doğu Bloku cumhuriyetleri
ile kuracağı iüşkilerde Rusya'-
nın çıkarlanna zarar vermeye-
ceği »e bir Türk cumhuriyetleri
federasyonu kurmayacağı ko-
nusunda Moskova'vı rahatla-
tırken, Moskova da, Türkiye'-
nin yeni cumhuriyetlerle Juıra-
.cağı iüşkilerde engelleyeci bir
tavır almayacağı güvencesini
vermişti. Bu bir anlamda zunni
bir anlaşmaydı.
Rusy a Federasyonu Cum-
hurbaşkanı Boris Yeltsin, geçti-
ğimiz haziran ayında İstanbul'a
gelerek Karadeniz Ekonomik
îşbirliği BelgesTni imzalamıştı.
Yeltsiniıı 1992 kasım-aralık
aylarında planlanan /iyareti st-
rasında iki ülke ortak bir bildiri
yayınlayarak, "iyi komşuluk"
ilişkilerini "'sıkı işbirliği" diize-
yine çıkaracaklardı. Bu gezi,
Rusya'daki iç politik çekişme-
ler \e muhalefetin güç kazan-
tnasıyla birlikte gerçekkşeme-
di. Yeltsin'io, 1993 yılının ilk
y arısında Türkiye'ye gelmesi
bekleniyor.
Rusya'da Yeltsin'e muhalif
güçlerin baskdarı sonucu,
Bosna-Hersek konusunda Sırp-
lara >erdiği destek, Moskova ile
Ankara arasındaki iüşkilerde,
1992 yılının ilk y arısında yara-
tılan olumlu ortamın, yıpran-
masına yol açtı. Rusya, Bosna'-
da Onen-V'ance planına destek
\ermekle kahnadı, Boşnaklann
kabul etmediği çerceve anaya-
sanın Birleşmiş Milletler Gü-
»enlik Konseyi tarafından
onay lanması y anında tavır aldı.
Ayrıca, B.M'nin Sırplara as-
keri müdahalede bulunması du-
rumunda, Rusy a'nın Sırbistan'-
ın y anında savaşa gireceğini
belirten bir de açıklama yapıldı.
Bu açıklama. yanm saat sonra
geri çekildi. ABD'nin havadan
insani yardım ulaştırma planı-
na, Moskova, askeri uçakların
eşlik etmemesi gerektiği yolun-
da bir açıklama y aptı.
Çetin'in y arın yapüacak gezi-
si sıra.sında bu konularda görüş
alışverisinde bulunulacağı bildi-
riliyor. Çetin, Rusy a'nın da
Türkiye gibi dünyayla birlikte
hareket etntek istediğine inan-
dığını soyleverek, Moskova'yı
daha ılımlı bir noktaya çekme-
ye çalısacak. AyTica, Karabağ'-
daki çatışmaların durması için
Eımenistan üzerindeki agırlığı-
nı kullanmasını isteyecek. Çe-
tin'in ziyareri, belki de \ elLsin'-
in Türkiye ziyaretinin yolunu
açacak.
istanbul sempozyomu
Toprak savaşuıı
devlet kaybettiKültür Senisi- Tarih t
Vakfı'-
nın düzenlediğı "İstanbul Üze-
rine Beklentıler ve Ctopyalar'
konulu sempozyumun ikinci
günftnde, dün bilim adamlan
ve aydınlar. kent üzerine olan
farklı ütopyalannı anlattılar.
Sempozyumda kentin önüne
geçilemez gelişmelerin sonu-
cunda giderek çöklüğünü an-
latan konuşmacılar en az ken-
tin durumu kadar karamsar ve
'uçuk" ütopyalar sundular.
Açış konusmasını yapan ve
oturumu yöneten Murat Bcl-
j ge, 'İstanburun geleceğini dü-
şünürken bayağı uçmak gere-
kir" dedi. Sempozyumda
! Kültür Bakanlığı Müsteşan
olarak değil de sosyolog kimli-
ğı ile konuşmak istedigini açık-
layan Emre Kongar, prolog,
ütopya ve epilog olmak üzere
üç bölümden oluşan ütopya-
sında. bundan 500 yıl sonra bir
açık hava müzesi haline getiri-
len mükemmrnel bir îstan-
bul'u anlattı. Ütopyaya göre,
"tüm dünyanın farklı kültürle-
rini din, d'il \c ırk olarak sergi-
leyen şehir bır demokrasi-eko-
loji parkı' olarak düzenlenmiş.
Kongar'ın ütopyasında İstan-
bul söyleanlatılıyor. tasarlanı-
yor: "Bu açık müzesi tüm
dünyanın bir "kültür simgesi",
bir 'ideal anıtı' olduğu için in-
san-doğa çelişkisini olduğu
kadar, ınsan-ınsan çelişkisini
de aşabilen uygarlığın ilgi oda-
ğı ve dolayısıyla para akıttığı
bir merkez halini almışü. Sa-
hip olduğu 4 mevsim, 4 devlet,
4 yön, doğa kültür, demokrasi
ye refah olarak dörtlü uyum,
İstanbul Kenti Açık Hava
Müzesi'nin DÖRT rakamı ile
simgelenmesine yol açmıştı."
Sempozyumda konuşan
Doğan Kuban "Kent Devleti
Yuttu'" başlıklı konuşmasında
İstanbufda çılgınlık düzeyine
ulaşan kontrol edilemez top-
rak yağmasının boyutlannı
anlatarak, "'Türkiye'de kara
paranın temeli kent toprağı
spekülasyonudur. Toprağın iş-
galine karşı savaş. belediye ve
devlet tarafından kaybedilmiş-
tir" dedi. Kuban, kentin gele-
ceği olarak öngördüğü 'çö-
küş'ün tek alternatifınin
yağmanın meşrulaştınlması
olduğunu ileri sürdü. Boğa-
ziçi'nden ve asıl kentten uzak
olarak planlı bir yağmayı öne-
ren Kuban, "Ancak yağmala-
\amayacaklan kadar toprağı
açarsak kontrolü sağlayabili-
nz" dedi.
Nezih Neyzi, Liğur Tanyeli
"Türk Düşüncesinde Kente
İlişkin Ctopıst Vizyon ve Üto-
pist Bilinç" ve Erhan Acar'ın
•İstanbul 2093" başlıklı bıldirı-
lerini sunduklan sempozyum
dünsonaerdi.
BEDRETTtN DALAN
Belediye başkanlığj
seçirnirıi bekliyorum
İSTANBUL (AA) - DYP İs-
tanbul Milletvekili Bedrettin
Dalan, İstanbul'u yıllannı ver-
diği bir kent olarak çok sevdi-
ğini belirterek, "İstanbul Bele-
diye Başkanhği seçimi için
haftalan sayıyorum" dedi.
Dalan, Beşiktaş İşadamlan
Dernegi'nce (BİAD). Büyük
Sürmeli Oteli'nde düzenlenen
"İstanbul: Yanılgı Nerede?"
konulu panelde yaptığı konuş-
mada. kendisini. Büyükşehir
Beledive Başkanı olarak görev
yaptığı 5 yıllık dönemde. çifte
mesai \aparak kente 10 yılını
vermiş saydığını söyledi.
Dalan "İstanbul'u herkesse-
vebilir. Ama 10 yılını vermiş
bir insan olarak İstanbul'a sev-
gim çok fazla. Seçimlere 57
hafta var. Haftalan sayıyo-
rum" diye konuştu.
Başkanlığı döneminde baş-
lattığı projelerin kendisinden
sonra gelen yönetim tarafın-
dan bilinçsizce altüst edildiğini
öne süren Dalan, projelerin de-
vam ettirilmesi halinde İstan-
bul'da bugün yaşanan ağır
soRinlann yüzde 80'inin çözü-
leceğini iddia etti.
Dalan, İstanbul'da zaman
ka> bedildiği ni kaydederek,
"Bunun için kimseyi suçlamı-
yorum. Seçımle gelen insanla-
ra saygımız vardır. İstanbul bu
karanlık günlerden kurtulup
aydınlığa kavuşacaktır" dedi.
İşadamı Üzeyir Garih de İs-
tanbul'da yetkiler ve sorumlu-
luklann birbirine kanşmış
olduğunu söyledi.
Orhan Apaydın anıhyor
İstanbul Haber Senisi-Orhan
Apaydın, bugün Atatürk Kültür
Merkezi'nde düzenlenen törenle
anılacak.
Yazanmız İihan Selçuk'un açış
konuşmasıy la saat 11.00'de
başlay acak anma gününde,
Orhan Apaydın Demokrasi ve
Barış Vakfı nın "1993 Yüı
Hukuk \e İnsan Hakları
Ödülleri"verilecek. Erdal
Atabek, Tarık Akan, Gülçin
<, ay lıgil, Oktay Kurtbökv,
Müjdat Gezen, Hüseyin
Apaydın ve Gürsel Apaydm'dan
j oluşan seçici kurul bu >d 1993
Yılı Ödülü'nü Bosna Hersek'te
direnenler adına "Bosna
Hersekli Kadın"a, 1993 özel
Ödülü'nü de 24 Ocak'ta
katledilen yazanmız L ğur
Mumcu*) a vermeji
kararlaştırdı.
Anma günü daha sonra "İnsan
Hakları Ihlalleri ^ önünden
Bosna Hersek" konulu panelle
sürecek. Gülçin Çaylıgü'in
yöneteceği panele Devlet Bakanı
I urkan Akyol. a>ukat C anan
ann >e yaz.arlarımızdan Dr.
Erdal Âtabek konuşmacı olarak
katılacak.