22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 MART1993 PAZARTESİ 14 HABERLERIN DEVAMI Adalet Bakaru Seyfi Oktay Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı Kentlerdekî cezaevleri saülacakAYŞEYILDIRIM Cezaevlerinde yasal ve yapı- sal değışikliklere gıdileceğini açıklayan Adalet Bakanı Seyfi Oktay, ilk etapta kent merkez- lerindeki cezaevlerinin satılaca- ğını bildirdi. Oktay, kent dışın- da Bakanlığın uygun göreceği yerlerde Amerikan modeli böl- ge cezaevleri yapılacağııu söyle- di. Bayrampaşa Cezaevi'nden firar girişiminde bulunan ancak son andayakalananlara cezaevi yönetiminin zorla gardiyan el- bisesi gjydirerek basın önüne çıkanldığı Cumhuriyet Başsa\- cısı Avni Bilgin tarafından doğ- rulandı. Adalet Bakanı Seyfı Oktay dün gazetemizi ziyaret etti. Son günlerde cezaevlerindeki firar- larlar nedeniyle muhalefetin "boy hedefi' haline gelen ve hak- kında meclise gensoru verilen Adalet Bakanı Oktay, cezaevle- rindeki yönetim karmaşası böyle devam ettiği sürece kaç- mak için her türlü yol ve imka- nın bulunabileceğini söyledi. Göreve geldikleri 12 aydan beri köktenci reformlar getir- mek amacıyla çahşmalara baş- ladıklannı anlatan Bakan Oktay, özellikle cezaevlerinde- ki yapısal bozukluklar üzerinde durdu. Mevcut yönetim yapısı- nın bırçok zaaflan bünyesinde taşıdığını belırten Oktay, şöyle devam etti: "Üç esaslı unsur var. Birinci- si jandarma. Jandarmanın gö- revi dışandan kaçmayı önle- mek, kaçmaya meydan verme- mek. Aynca içeriye herhangı Mahkumlarazorlagardiyanelbisesi girdirdiler Haber Merke/i - Bayrampaşa Cezaevi'nden 19 şubat cuma günü kaçmak üzereyken son anda yakalanan 5 hükümlüy e cezaevi jandarmasının zorla gardiy an elbisesi giy dirdiğini ve basın önünde fotoğrafiarmı çektirdiğini İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Avni Bilgin doğruladı. Adalet Bakanı Se> fi Oktay 'a yönelttiğimiz. "Ba\ rampaşa Cezaevi'nden kaçarken y akalananlara zorla gardiyan elbisesi giydirildiği iddia ediliyor. doğru mu" sorusuna İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Avni Bilgin karşılık verdi. Bilgin, Bayrampaşa Cezaevi'nden firar ederken y akalanan tutuklu ve hükümlülere gardiyan elbiselerinin jandarma tarafından daha sonra giydirildiğini açıkladı. Bilpin. firarilerin kacm-> teşebbüsünü gardiyan elbiseleriyle yapmadıklannı anlatırken, jandarmanın y akalandıktan sonra gardiyan şapkası ve elbisesi givdirdiğini söyledi. Adalet Bakanı Seyfı Oktay da cezaevindeki sonışturnıanın sonuçlanma aşamasında oMuğunu bildirdi. Bayrampaşa Cezaevi'nde 19 şubat cuma günü 6 tutuklu firar girişiminde bulunmuş, bunlardan biri kaçmayı başarırken 51 cezaevinden çıkamadan jandarmalar tarafından yakalannuştı. Kaçmayı başaramay an 5 tutuklu basına gardiyan kıyafetleri içinde gösterilmiş ve bu kıv afetlerle kaçmaya çalıştıkları bildirilmişti. bir kesıci yahut uygunsuz mad- denin girmesini engellemek. Bir kere dışansı tümüyle.olduğu gi- bi jandarmaya ait. Önemli un- surlardan birisi de Cumhuriyet Savcısı. Cumhuriyet Savcısı yalruzca buraya bakmıyor. bakması da mümkün değil. Çünkü Cumhuriyet Savcısı'- run, yılda belli miktarda iş çı- karması gerekiyor. Bu çıkardığ işe göre de terfı edecek. Öbür taraftan, üçüncü unsur cezaevi yönetimi. Müdür var. birinci müdür, ikinci müdür. Bir kere gardiyanlar var. Öyle bir yapı ki, bir tarafta görevli, yetkıli jandarma. öbür tarafta mevcut olan birinci müdür, ikinci müdür ve gardiyanlar. Bunlann, ikinci müdürlerin fa- lan göre\ alaru dahil belirlen- memiş. Oyle bir kendine göre yapı. Yani cıddi bir hiyerarşik yapı oluşturulmamış. Personel eğitimsiz. personeün özlük hak- lan son derece geri." Gerek yönetim, gerek bina yapısı bırleştiğinde sıstemin zaafının ortaya çıktığmı ifade eden Adalet Bakaru Oktay, üzerinde çalışmalannı sürdür- düklen yasal düzeniemelerin yanı sıra kaynak arayışı içinde olduklannı açıkladı. Bölge cezaevi Oktay. büyük bölge cezaev- leri projesini şöyle anlattı: •" İlk bulduğumuz şeylerden bir tanesi kent merkezlerindeki cezaevlerini satıp kent dışında yapmak. Küçük yerler, hem yönetim açısından hem bina açısından. bütün donanım söz konusu değıl. Bunlar hep israf, böyle küçük küçük binalar, is- raf ve dağınıklık getiren bir yapı bu. Bunu da kaldınyoruz. Ba- kanlığın uygun göreceği yerler- de bölge cezaevleri yapılacak, büyük cezaevleri olacak. bütün teknik donanıma sahip olacak. Ve bina yapımında Amerikan sistemi uygulanacak" Oktay, ilk aşamada istanbul, .Ankara, Kocaeli. İzmir, Adana ve Diyarbakjr'da büyük cezae- vi projesinin gerçekleştirileceği- ni bunlann fızibilite raporlan- nın da hazırlanarak DPT'ye verildiğini bildirdi. Hükümlünün rehabilitasyo- nu projesi çerçevesindeyse, ce- zaevlerine bağlı iş kollanm bir- Ieştirecek bir kurum oluşturula- cağını ifade eden Oktay, kunımun basında bakanlık yet- kililerinin bulunacağmı, aynca dışandan ışletmeciliği iyi bilen insanlardan yararlanılacağını belirtti. Oktay, amaçlannın bu işletmelerin hem eşgüdüm ha- linde hem de daha modera işlet- mecilik esaslanna göre yönlen- dirilip geliştirilmesi olduğunu sözlerine ekledi. Oktay, bunlar için gerekli mali kaynağın ise hem saülacak cezaevlerinden hem de ulusla- rarası kuruluşlardan kredi alı- narak sağlanacağım belirtti. Türkiye'nin kaçmaya en el- verişli cezaevının ise Eskışehır Cezaevi olduğunu söyleyen Oktay, 17 kişilik bir kurul tara- fından yaptınlan bir inceleme sonucunda mahkumlann kaç- mak için tünel bile kazmalanna gerek olmadığımn ortaya çıktı- ğını söyledi: "Kapılar sürgülü, kaldınnca kapı çıkjyor yerinden. Altında 20 santim beton. Betonun altın- da kollektörün geçtiği dehJiz gibi bir yer var. 20 santimden aşağı indiğiniz zaman tünel kazmaya da gerek yok. Oradan elini kolunu sallayarak gider- ler. Cezaevini bu şekle bir gardi- yan sokmuş. Almış eline kağıdı kalemi cizmiş. Ne Bayındırhk BakanlığVnda bir proje var ne belediye bundan haberdar. Or- tada tadilat projesi var. " Oktay, Aydın'daki Cezaevini de, tarihi bina olması nedeniyle 5 milyara yakın bir paraya Kül- tür Bakanhğı'na devredecekle- rini bildirdi. Cezaevi fırarlannın 1978 yı- lında başladığını ve bir bakıma olağan hale geldığinı ifade eden Oktay, bunun da sistemin yan- hşlığinı açık bir şekilde ortaya koyduğunu belirtti. Buna kar- şın birçok çevrenin kendisini boy hedefi olarak ortaya koy- duğunu kaydeden Oktay, söz- lerini şöyle sürdürdü: Yanlızım " Türkiye'de demokratikleş- meyi isteyen çok insan var. Ama bu adımlan atmak iste- yen insanlar da yalnız bırakılı- yor maalesef. Biz yalnızız ve hedef halindeyiz. Ama hiç kim- se yandaş çıkrnıyor. hepsi saldı- nyor. Yandaş olanlar da za- man zaman bakıyorsun ki hep birlikte saldınyorlar. Bu ola> benim kişisel olayım degil. Be- nim hiçbir çevreye hiçbir fatu- ram yok. Ödeyecek faturam yok, illa burada kalayım da ben bu faturayı ödeyeyim diye. Ben de birçok insan gibi tırnağıyla kazryarak buralara gelıp, kişisel mücadelesi ve kendisini bu yol- la insanlara beğendirerek işte bu çabayla buraya gelmiş bir insanım. Hiç kimseye bir fatura borcum olmadığı için. hiç be- nim sorunum değil. Benim kişi- sel sorunum da değıl. Türkiye'- de demokratikleşme, gerçekten çağdaş bir demokrasiye kavuş- ması için birtakım adimlann atılması söz konusu. Bunu yap- maya çalıştım. Demokratikleş- me çalışmalannı pratikliğe yansıtma çabası içindeyim." Nâzını MBaştarafi 1. Sayfada Nâzım Hikmet Kültür ve Sa- nat Vakfı'nın dilekçe örnekle- rinde, Nâzım Hikmet'in T.C. yurttaşlığından çıkanlması yo- lunda 42 yıl önce verilmiş Ba- kanlar Kurulu karannın. Tür- kiye'de demokratık bir rejimın kurulması hedefi ile çeliştiği söyleniyor. Başbakanlık - tan, 42 yıl önce çıkanlan Ba- kanlar Kurulu karannın yürür- lükten kaldınlması yolunda yeni bir karar alınması. TBMM Başkanlığı"ndan da Nâzım'ın yurttaşhğının geri verilmesi için gerekli işlemin gecikmeden ya- pılması ve olumlu karar verme- Sİisteniyor. TBMM Başkanhği ve Başba- kanlık makamlannın yanı sıra dilekçelerin birer ömeğinin de Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'nın '"General Yazgan Sok. 10/10 80050 Tünel-İstan- bul" adresine gönderilmesi ge- rektiği bildirildi. Danıştay 10. Dairesi'nin geç- tiğimiz günlerde Nâzım'ın yurt- taşlığa alınması için şairin kar- deşi Samiye Yaltırun'ın açtığı davayı reddeden Ankara 2. İdare Mahkemesi'nin karannı onaylamasından sonra daha aktif bir protesto için kollan sı- vayan Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı, "Nâzım'a Yurttaşhk Hakkı" etkinlikleri- nin düzenlenmesi için Samiye Yaltınm. Aydın Aybay, Semih Bakıoğiu, Kıymet Coşkun, Ha- lit Çelenk, Refık Erduran, Hü- seyin Ergün. Genco Erkal, Bil- gin İnanc, Şükran Kurdakul, Nevzat Şenol, Emin Tannyar ve Müzehher Vâ-Nû'dan oluşan kurul öncülüğünde çalışmalan- nı sürdürüyor. DİLEKÇE TBMM Başkanhğına Turkiye'nın büyük şairi Nâ- zım Hikmetin T.C. yurttaşlı- ğından çıkanlması yolunda 42 yıl önce verilmiş olan Bakanlar Kurulu karan, ülkemizde e\- rensel ölçülere uygun demokra- tik, özgürlükçü ve insan hakla- nna saygılı bir rejimin kurul- ması hedefi ve ülküsüyle temelden çelişmektedir. Bu çelişkiyi ortadan kaldır- mak için, Nâzım Hikmet'in T. C. yurttaşlığının iadesi, aynı za- manda. doğal bir hakkın yerine getirilmesi olacaktır. Bu inançla Nâzım Hikmet'e T.C. yurttaşhğının geri verilme- si için gerekli işlemi gecikmeden yapmasını ve olumlu karar ver- mesini TBMM"den saygılanm- la diliyor ve bekliyorum. Adı Soyadı: Imza Adres: DİLEKÇE Başbakanlık makamına Türkiye'nin büyük şairi Nâ- zım Hikmet'in T.C. yurttaşlı- ğından çıkanlması yolunda 42 yıl önce verilmiş olan Bakanlar Kurulu karan. ülkemizde ev- rensel ölçülere uygun demokra- tik, özgürlükçü ve insan hakla- nna saygılı bir rejimin kurul- ması hedefi ve ülküsüyle temelden çelişmektedir. Bu çelişkiyi ortadan kaldır- mak için, Nâzım Hikmet'in T. C. yurttaşhğının iadesi, aynı za- manda, doğal bir hakkın yerine getirilmesi olacaktır. Bu inançla, Nâam Hikmet'e T.C. yurttaşhğının geri verilme- si için 42 yıl önce çıkanlmış olan Bakanlar Kurulu karannın yü- rürlükten kaldınlması yolunda yeni bir karar alınmasına ilgini- zi saygılanmla diliyorum. Oktay: Demokratikleşmeden ödün yok Gazetemizi ziyaret eden Adalet Bakanı Seyfi Oktay, bakanhğıyla ilgili gelişmeleri değerlendirirkcn sürdürdüğü çalışmalann Türkiye'nin demokratikleşmesi açısından önemli olduğunu vurguladı. Oktay Türkiye'de demokratık adimlann atılmasını isteyen kişilerin çok olduğunu ancak bu konudaki girisimlerin yeterince desteklenmediğini sövledi. Bakanlık yetkilileriyle birlikte gazetemizi ziyaret eden Oktay, gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Özgen Acar, Genel Ya>ın Danışmanı Orhan Erinç, Genel Yayın Koordinatörü Hikmet Çetinkaya, Yazı İşleri Müdürii Celal Başlangıç, Haber Merkezı Müdürii Mustafa Balbay ile görüştü. (Fotoğraf: HAYRETTÎN SAĞÂNAK) Başbakan, Mumcu dnayeti ve cezaevi fırarlanna çözüm bulmak için çalıştıklannı söyledi Demirel: Biraz sabırk olıuıANKARA (Cumhurivet Bü- rosu) - Başbakan Süleyman Demirel "faili meçhul cınayeıler ile hapıshanelerdeki firar olay- lanna bir çözüm bulamamalan durumunda devleti işletmekte sıkınüdoğacağını" söyledi. Dın görevlilennin. dine sivaset ka- nştınlmasına alet olmamalannı isteyen Demirel. son terör olay- lannın ardından İran'a yönelti- len suçlamalarla ilgili olarak "İran'dan müspeı-menfi bir ya- nıt yok" dedi. Uğur Mumcu cı- nayeti ile ilgili bilgi vermesinin. ola>ın çözümünü zorlaştıraca- ğını. bunun için hiçbir şey söy- lemek istemediğini belirten Demirel "Biraz sabırlı olun diye konuştu. Demirel 15. basın toplantı- sında, öncekilerden 'farklı ola- rak özel televizyon şirketlerinin ve TRT'nın amblemlerini yan- sıtan mikrofonlanm masasına koydurmadı. Bomba eylemleri- ne karşı tedbir olarak geçen toplantıda uygulanmaya başla- nan masanın üzerine teyp kon- maması uygulamasına da de- vam edildi. Demirel basın toplantısında, cezaevlennden firar olavlanna ilişkın 1970-1993 arası istatıs- tiklen de açıkladı. 1980 sonrası firarlan için kazılan tünel uzun- luklannı içeren bir tablo da ve- ren Demirel, "Faili meçhul cinayetler ile hapıshanelerdeki fırar olavlanna bir çözüm bula- mazsak dev leti işletmekte sıkın- tı olur" diye konuştu. 8966 kişi firarda Demirel firar olaylannda "Suç kiminse kimin. Bizimse bizim. Ama bunu aydınlatmalı- yız" diye konuştu. Şubat ayı içinde toplam 25 sıyası tutuklu- nun firar ettiğinı. bu sayının 1970-1993 arasında 13 bin 865 olduğunu. bunun 4 bın 899"- unun yakalandığını. halen 8 bin 966 kişinin firarda olduğunu açıklayan Başbakan. bunlar- dan 153"ünün terör suçlusu ol- duğunu ve 29"unun Metris Askeri Cezaevi'nden kaçtığını bildirdi. Ceza infaz yasasının değıştirileceğini ve bu konudaki hazırlığın Bakanlar Kurulu'- nda olduğunu kaydeden Demi- rel, bazı önemli firar olaylannı da"MahirÇayan(1971),Altuğ Taner Akçam (1977). Mehmet Ali Ağca (1979), İsa Armağan (1980), Dursun Karataş (1989), Mürsel Göleli (1990)" diye açıkladı. "Hiç kimse devletimi- zin gücü hakkında hiçbir yanıl- gıya kapılmasın. Devletimiz güçlüdür. Bizim ispatlamaya çalıştığımız şey, demokratik re- j-Tiin gücüdür. Türkiye'nin hedefi dernokratik hukuİc dev- letınin gücünü mutlaka ispaüa- mak ve hakim kılmaktır" diye konuşan Demirel. "Devlet ül- kenin her köşesinde vardır ve her şeye hakimdir" dedi. 55bincami Türkiye'de 55 bın camide va- tandaşlann ibadet eltiğını, 83 bın din görevlisinin maaşlannı devietten alarak hizmet ettiği ni. 450 imam hatip Iisesinde ve 9 ilahiyat fakültesinde din eğıtimı verildiğini ifade eden Demirel. kendilerinin anayasanın 136. maddesindeki esaslara uyulma- sını ıstediklerini belirterek şun- lan söyledi: "Carrıilere, ibadet yerlerine, dini eğitim yapan okullara kim- se siyaset sokmaya kalkmama- bdır. Din görevlilennin , dine siyaset kanştınlmasına alet ol- mamalan fevkaladeönemfidir. Zira dinin siyasete alet edilmesi kadar zarar veren bir şey yok- tur." TBMM'de olağanüstü hal uygulamasının uzatılması oyla- masında, hükümete değil orada vatanı eksi 28 derecede koru- yan vatan evlatlanna oy verile- ceğini belirten Demirel, hükü- metin bölgedeki terör olaylan- na karşı büyük ilerleme kaydet- tiğini, olağanüstü halin uzatıl- mamasının terörle mücadele- nin belinin kınlması anlamına geldiğini söyledi. Demirel TBMM'nin terörle mücadelede uzatmanın ale\ hinde karar ala- cağını sanmadığını kaydettı. Somali tatil değil Somali'ye giden Turk birliği- nin tatile gitmedığini. Somalı"- de dünya ile birlikte hareket edildiğinı belirten Başbakan, "Oralar kanşırsa "hadi bize mü- saade. evimize dönüyoruz' di- yemezsiniz. Canım canım. tatlı canım ama oraya gezme>e gıt- medık" dedi. Demirel. Bosna Hersek'e yapılacak hava yardı- mında Amenka'nın kımseden bir şe> istemediğini. Türkıye"- den de bir yardım talebinin olmadığmı açıkladı. Kafkas- lar'da banş ıstediklerini anla- tan Başbakan Süleyman Demi- rel. "Azerbaycan'a iğne batsa bize çuvaldız batmış gibi oluı. Ancak bazı propagandalar ya- pılıyor, Türkiye vursun kırsın diye. Türkiye vurup kırabilir ama Azerbaycan da Türkiye de dünya kamuoyundan soyutla- nır, yalnız kalırlar" diye konuş- tu. Galeri • Atölye 232 64 26 • 230 21 87 SEVIMCE SANAT GALERİSİ SEYTAP PISAK Resim Sergisi 20 Şubat- IOMart'93 Feneryolu, Eflatun Sok. 5/2 338 53 21-336 79 30 GJeri 13.00-19.00 ra Jpktır. SlhM Biftıl' SrtaûHt 10 SANATÇ110 İŞ: D nntaiın« r l fc 23. Pti 31 <ATtlLlfilrS» GERC£KLESMISTIR Ş e r e f Resim Sergisi ;-JiAUn;99J.ınvi8.o ,Pazargunkridısında> K e s k i n Yonca Modern Sanat Galerisi-^•• V&likonağı CaddesNo. 1172 Nışantaşı-Istanbul Tel 230 59 80 Seramik Sergisi 2 - 31 Mart 1993. 11.00 • 18.00 (Pazargünleridışındal IsoklalCaddesıHl Beyoghı-lsıanbul W. 252 16 98 GÜNGÖRGÜNER 0 C A R A N T I S A N A T G A L E R ] S ! TEM SANAT GALERİSİ FEVZI KARAKOÇ Resim Sergisi SON Nfianiı H»0 Mo«M M. 111217 « n ÖZDEMİRALTAN TOMUR ATAGÖK HALUK GEDİK HAKAN ONUR ZEKAİ ORMANCI YUSUFTAKTAK RESİM SERGİSİ 27 Şubat-28 Mart 1993 PazartMİ hariç kcrgiı 13.00-19.00 an» aç4u. Gazi Evıanos Cad. 33, Yeşılköy.'lst. Tet: 573 81 93 Galeri • Atölye riosi Mnat («l«Hİsi ERDİNÇ BAKLA Rcsfan Sergisi 27 Şubat - 23 Mart ValfcMaiı Cad. P*saj 73 NifMtatı lli 23 37 MEHMETÇEIİNER Resim Sergisi 18 Şubat - 16 Mart'93 GALERİ Bfc LVBALOEM Vahkona^ı Caû Akkavah Sott No 22/3 8020C Nışamaşı İSTANBUL Tel 11 232 40 81 GALERİ B 20. YÜZYIL SONUNA DOĞRU 1 2 3 Ş u b » t - 3 N i s a n l 9 9 3 SABRİ B£RKEL AONAN ÇOKER TOMUR A T A G Ö K G Ü N G Ö R T A N E R NUR KOÇAK SEYHUNTOPUZ • FERİT ÖZŞCN MERİÇ HIZAL MUSTAFA ATA TÜLİN ONAT HÜSAMETTİN KOÇAN BALKAN NACİ tSÜMYEÜ BUBİ YUSUF TAKTAK B Ü N Y A M İ N Ö Z G Ü L T E K İ N HALE ARPACIOĞLU SERVERDEMIRTAŞ qt» HOmv Gcndt Cad. Fım Sok. No: 2/1 Tefvikiy* 227 03 43 Pazar - P.»ti dtpoda h»Jür 10.00 - 18.00 arau Bir günlük ziyaret Çetin Moskova'da güven tazeleyecek HALUK GERAV ANKARA - Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in yapacağı bir günlük Moskova ziyareri, iki ülke arasındaki gihen orta- mını tazeleserek. Bosna-Her- sek ve Dağlık Karabağsorunla- rının çözümüne yardımcı olmayı amaçlıyor. Çetin'in meslekdaşı Andrei Kozyrev Ue yapacağı göriişme. Bosna-Hersek'e ve Karabağ so- rununa ilişkin olarak Rusya Parlamentosu'nda katı tutum yanlısı muhalefetin sesinin gide- rek yükseldiği bir ortama rastlı- yor. Eski Sovyetler Birliği'nin da- ğümasından sonra. 1992 yılının ilk yarısında Dışişleri Bakania- rı ve Başbakanlar düzeyinde yapılan çeşitli lemaslar sonucu Türkiye ile Rusya arasında kar- şılıklı güven ortamı yaratılmış- tı. Türkiye, dağılan eski Sovjet ve Doğu Bloku cumhuriyetleri ile kuracağı iüşkilerde Rusya'- nın çıkarlanna zarar vermeye- ceği »e bir Türk cumhuriyetleri federasyonu kurmayacağı ko- nusunda Moskova'vı rahatla- tırken, Moskova da, Türkiye'- nin yeni cumhuriyetlerle Juıra- .cağı iüşkilerde engelleyeci bir tavır almayacağı güvencesini vermişti. Bu bir anlamda zunni bir anlaşmaydı. Rusy a Federasyonu Cum- hurbaşkanı Boris Yeltsin, geçti- ğimiz haziran ayında İstanbul'a gelerek Karadeniz Ekonomik îşbirliği BelgesTni imzalamıştı. Yeltsiniıı 1992 kasım-aralık aylarında planlanan /iyareti st- rasında iki ülke ortak bir bildiri yayınlayarak, "iyi komşuluk" ilişkilerini "'sıkı işbirliği" diize- yine çıkaracaklardı. Bu gezi, Rusya'daki iç politik çekişme- ler \e muhalefetin güç kazan- tnasıyla birlikte gerçekkşeme- di. Yeltsin'io, 1993 yılının ilk y arısında Türkiye'ye gelmesi bekleniyor. Rusya'da Yeltsin'e muhalif güçlerin baskdarı sonucu, Bosna-Hersek konusunda Sırp- lara >erdiği destek, Moskova ile Ankara arasındaki iüşkilerde, 1992 yılının ilk y arısında yara- tılan olumlu ortamın, yıpran- masına yol açtı. Rusya, Bosna'- da Onen-V'ance planına destek \ermekle kahnadı, Boşnaklann kabul etmediği çerceve anaya- sanın Birleşmiş Milletler Gü- »enlik Konseyi tarafından onay lanması y anında tavır aldı. Ayrıca, B.M'nin Sırplara as- keri müdahalede bulunması du- rumunda, Rusy a'nın Sırbistan'- ın y anında savaşa gireceğini belirten bir de açıklama yapıldı. Bu açıklama. yanm saat sonra geri çekildi. ABD'nin havadan insani yardım ulaştırma planı- na, Moskova, askeri uçakların eşlik etmemesi gerektiği yolun- da bir açıklama y aptı. Çetin'in y arın yapüacak gezi- si sıra.sında bu konularda görüş alışverisinde bulunulacağı bildi- riliyor. Çetin, Rusy a'nın da Türkiye gibi dünyayla birlikte hareket etntek istediğine inan- dığını soyleverek, Moskova'yı daha ılımlı bir noktaya çekme- ye çalısacak. AyTica, Karabağ'- daki çatışmaların durması için Eımenistan üzerindeki agırlığı- nı kullanmasını isteyecek. Çe- tin'in ziyareri, belki de \ elLsin'- in Türkiye ziyaretinin yolunu açacak. istanbul sempozyomu Toprak savaşuıı devlet kaybettiKültür Senisi- Tarih t Vakfı'- nın düzenlediğı "İstanbul Üze- rine Beklentıler ve Ctopyalar' konulu sempozyumun ikinci günftnde, dün bilim adamlan ve aydınlar. kent üzerine olan farklı ütopyalannı anlattılar. Sempozyumda kentin önüne geçilemez gelişmelerin sonu- cunda giderek çöklüğünü an- latan konuşmacılar en az ken- tin durumu kadar karamsar ve 'uçuk" ütopyalar sundular. Açış konusmasını yapan ve oturumu yöneten Murat Bcl- j ge, 'İstanburun geleceğini dü- şünürken bayağı uçmak gere- kir" dedi. Sempozyumda ! Kültür Bakanlığı Müsteşan olarak değil de sosyolog kimli- ğı ile konuşmak istedigini açık- layan Emre Kongar, prolog, ütopya ve epilog olmak üzere üç bölümden oluşan ütopya- sında. bundan 500 yıl sonra bir açık hava müzesi haline getiri- len mükemmrnel bir îstan- bul'u anlattı. Ütopyaya göre, "tüm dünyanın farklı kültürle- rini din, d'il \c ırk olarak sergi- leyen şehir bır demokrasi-eko- loji parkı' olarak düzenlenmiş. Kongar'ın ütopyasında İstan- bul söyleanlatılıyor. tasarlanı- yor: "Bu açık müzesi tüm dünyanın bir "kültür simgesi", bir 'ideal anıtı' olduğu için in- san-doğa çelişkisini olduğu kadar, ınsan-ınsan çelişkisini de aşabilen uygarlığın ilgi oda- ğı ve dolayısıyla para akıttığı bir merkez halini almışü. Sa- hip olduğu 4 mevsim, 4 devlet, 4 yön, doğa kültür, demokrasi ye refah olarak dörtlü uyum, İstanbul Kenti Açık Hava Müzesi'nin DÖRT rakamı ile simgelenmesine yol açmıştı." Sempozyumda konuşan Doğan Kuban "Kent Devleti Yuttu'" başlıklı konuşmasında İstanbufda çılgınlık düzeyine ulaşan kontrol edilemez top- rak yağmasının boyutlannı anlatarak, "'Türkiye'de kara paranın temeli kent toprağı spekülasyonudur. Toprağın iş- galine karşı savaş. belediye ve devlet tarafından kaybedilmiş- tir" dedi. Kuban, kentin gele- ceği olarak öngördüğü 'çö- küş'ün tek alternatifınin yağmanın meşrulaştınlması olduğunu ileri sürdü. Boğa- ziçi'nden ve asıl kentten uzak olarak planlı bir yağmayı öne- ren Kuban, "Ancak yağmala- \amayacaklan kadar toprağı açarsak kontrolü sağlayabili- nz" dedi. Nezih Neyzi, Liğur Tanyeli "Türk Düşüncesinde Kente İlişkin Ctopıst Vizyon ve Üto- pist Bilinç" ve Erhan Acar'ın •İstanbul 2093" başlıklı bıldirı- lerini sunduklan sempozyum dünsonaerdi. BEDRETTtN DALAN Belediye başkanlığj seçirnirıi bekliyorum İSTANBUL (AA) - DYP İs- tanbul Milletvekili Bedrettin Dalan, İstanbul'u yıllannı ver- diği bir kent olarak çok sevdi- ğini belirterek, "İstanbul Bele- diye Başkanhği seçimi için haftalan sayıyorum" dedi. Dalan, Beşiktaş İşadamlan Dernegi'nce (BİAD). Büyük Sürmeli Oteli'nde düzenlenen "İstanbul: Yanılgı Nerede?" konulu panelde yaptığı konuş- mada. kendisini. Büyükşehir Beledive Başkanı olarak görev yaptığı 5 yıllık dönemde. çifte mesai \aparak kente 10 yılını vermiş saydığını söyledi. Dalan "İstanbul'u herkesse- vebilir. Ama 10 yılını vermiş bir insan olarak İstanbul'a sev- gim çok fazla. Seçimlere 57 hafta var. Haftalan sayıyo- rum" diye konuştu. Başkanlığı döneminde baş- lattığı projelerin kendisinden sonra gelen yönetim tarafın- dan bilinçsizce altüst edildiğini öne süren Dalan, projelerin de- vam ettirilmesi halinde İstan- bul'da bugün yaşanan ağır soRinlann yüzde 80'inin çözü- leceğini iddia etti. Dalan, İstanbul'da zaman ka> bedildiği ni kaydederek, "Bunun için kimseyi suçlamı- yorum. Seçımle gelen insanla- ra saygımız vardır. İstanbul bu karanlık günlerden kurtulup aydınlığa kavuşacaktır" dedi. İşadamı Üzeyir Garih de İs- tanbul'da yetkiler ve sorumlu- luklann birbirine kanşmış olduğunu söyledi. Orhan Apaydın anıhyor İstanbul Haber Senisi-Orhan Apaydın, bugün Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen törenle anılacak. Yazanmız İihan Selçuk'un açış konuşmasıy la saat 11.00'de başlay acak anma gününde, Orhan Apaydın Demokrasi ve Barış Vakfı nın "1993 Yüı Hukuk \e İnsan Hakları Ödülleri"verilecek. Erdal Atabek, Tarık Akan, Gülçin <, ay lıgil, Oktay Kurtbökv, Müjdat Gezen, Hüseyin Apaydın ve Gürsel Apaydm'dan j oluşan seçici kurul bu >d 1993 Yılı Ödülü'nü Bosna Hersek'te direnenler adına "Bosna Hersekli Kadın"a, 1993 özel Ödülü'nü de 24 Ocak'ta katledilen yazanmız L ğur Mumcu*) a vermeji kararlaştırdı. Anma günü daha sonra "İnsan Hakları Ihlalleri ^ önünden Bosna Hersek" konulu panelle sürecek. Gülçin Çaylıgü'in yöneteceği panele Devlet Bakanı I urkan Akyol. a>ukat C anan ann >e yaz.arlarımızdan Dr. Erdal Âtabek konuşmacı olarak katılacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear