25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 ŞUBAT1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 7 Tekstil laboratuvarı • İSTANBLL(AA)- İstanbul Tekstil ve Konfeksıyon İhracaiçılan Birliğinin(İTKİB) Tekstil Konfeksiyon Fizik Kimya Geliştırme Laboratuvan 15 Şubat 1993 tarihinde açılacak. İTKİBdenyapılan açıklamaya göre İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösterecek olan laboratuvarda, ihracatçılardan istenen her türlü deneyler standartlara uygun olarak yapılacak. İTKİB üyelennin yüzde 50 daha ucuza yararlanacaklan Iaboratu\ ar. 4 mihar liraya mal oldu. TOBBkonsey toplanüsı • ANKARA(UBA)- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği<TORB>Tıcaret Borsalan Konsey toplanüsı bugün Ankara"da >apılacak. TOBB merkezınde yapılacak toplantıya, Devlet Bakanı Tansu Çiller ile Tanm Bakanı Necmettın Cevhen de katılacaklar. Tıcaret Borsalan Konsey Başkanı Nejat Ekrem Basmacının açışkonuşmasıyla başlayacak toplantıda, tıcaret borsalannın sorunlan elealınacak. Moğultay'dan güvence • İSKENDERUN (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, iş güvencesi yasa tasansının önümüzdeki hafta yasallaşacağinı söyledi. Moğultay I993yılııçerisinde memur sendıkalannın haklanna kavuşaçaklannı da belırtti.ÖzÇelik-İş Sendikası'nda İskenderun DemırÇelik Fabrikalan <İSDEMİR).içinde yaptınlan '"Ontetik Erken Tanı Merkezı" Çalışma ve Sosyal Gü\enlik Bakanı Mehmet Moğultaş tarafından hizmete açıldı Tûpk-İs'tentepki • KARADENİZ EREĞLİ (Cumhuriyet) - Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral. "Bi7 çoğulcu demokrasiden yanayız. l980öncesiınsanlar birbirinedüşmanedildi. I2 Eylül geldi, işçi sınıfı bazı insanlann iki dudağından çıkan sözlerle yönetildi" dedi. Erdemir'deçalışan 5 bın 125 işçiyi kapsayan 14. dönem toplu iş sözleşmesinin Karadeniz Ereğli Erdemir sinemasında yapılan imza töreninde konuşan Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral özetle. •"Ülkemizde yıllık enflasyon yüzde 100'ün üzerinde bize Aimanya'yı örnek gösteriyorlar. Aboneliğe hevesli olan tüketiciler, kullanıma geçmek için gerekli maliyete katlanamıyorlar Doğalgazkapıdaniçerigiremedi BÜLENT KIZANLIK Doğalgaz geldi. binalara bağlanmaya başlandı, ancak sağlıkh bir "fınansman yolu bu- lunamadığından" abonelerin çoğunluğu tarafından kullanı- lamıyor. Doğalgazla çalışan ci- hazlar ve kazanlar için 8-10 tril- yon liralık bir pazar bekleyen fırmalar da İstanbul'daki 1 yıllık maceralan sonunda hayal kınklığına uğradılar. Tüketicilerin doğalgazı iste- dikleri halde "dönüşüm mali- yetıne katlanamamalan" nede- niyle kullanmadıklan, abone ve kullanıcı sayılanyla da açıkça ortaya çıkıyor. îstanbul'da bu- güne kadar 90 bin abonelik ser- vis kutusu bağlanıp, kullanım için gönüllü abone sayısı 60 bini aşarken, kullanıcı sayısmın an- cak 12 bine yaklaşabildiği belir- tiliyor. Buna göre doğalgaz için İGDAŞ'a başvuruda bulunan abonelerden sadece dörtte biri doğalgaz için tesisat ve cihazlan sağlayarak ya da bunlar için ge- rekli dönüşümü yaparak doğal- gazb yaşama gecebildi. İstanbul'da doğalgaz abone- si olmanın bedeli İGDAŞ ta- rafından 982 bin lira olarak be- lırlenıp bunun için 3 aydan 2 yıla kadar vade secenekleri su- nulurken, merkezi sistemde ısınan bir apartmanda abone olunan doğalgazı kullanabil- mek içın daire başına 2 milyon lıradan 10 milyon liraya kadar bır yalınma katlanmak gerekı- yor. Kombi, 25 milyon lira Konutlann tek başına doğal- gaz kullanabilmeleri için ise fı- yatı ortalama 25 milyon lira ci- vannda olan "kombi" cihaz- lanndan edinmek gerekiyor Doğalgazın daire başma ferdi kullanımında, kombi adı veri- len bir cihaz evin ısıyla ilgili tüm ihtiyaçlannı tek başına karşılı- Doğalgaz kullanımında yaşanan sıkıntılar TÜKETİCİ AÇISINDAN • Doğalgazı tanımıyorlar. Yetkili. bağımsız, tarafsız ve yaygın bilgjlendirme yapacak bir kuruluş yok. Saücı fırmalann bilgilen- dirmesine ise güvenilmiyor. 9 Fiyat,riskler.güvenlik konusunda kamuoyunda olumsuz bir hava hakim. Tüketici de bundan etkileniyor. • "Gaz ileride kesilir mi, fiyatı yükselir mi ya da şebeke yeterince güvenli mi?" türünden endişeler giderilemedi. • Doğalgaza gecişte kanunlar bilinmiyor. daire sahipleri arasında ihtilaflar çıkıyor. • Yapımcı fırmalardan alınan fazla sayıda seçenek arasmdan. teknik bilgi eksikliği nedeniyle sağlıkh bir secim yapılamıyor. • Maliyetler yüksek bulunuyor. ödeme secenekleri yeterli gelmiyor. • Doğalgaz eğılimı yüksek gelır grubunun oturduğu semtlerde servıs kutusu yetersiz. UYGULAYIO AÇISINDAN ANA FIRMALAR AÇISINDAN • Bilgi ve tecrübe eksikliği yaşanıyor. •Standart ve uygulama kurallan belirsiz. #Bına dızaynlan doğalgaza uygun değil. Havalandırma, baca yeri ve ahazın yerleşürileceği mekanlar yetersiz. • Uygulayıcılar tükeücıye. gaz dağıtım kuruluşlannm programlanna dayanarak gaz verilme tarihleriyle ilgili taahhütlerde bulunuyorlar. Programlara uyulmayınca da müşterilerine karşı zor duruma düşüyorlar. • Doğalgazla çalışan cihazlan üreten fırmalar, bekledikleri pazan bulamayınca yaptıklan yatınmın karşıbğını alamadılar. '• Kombi, brülör gibi cihazlarda standartlar ve uygulama kurallan olmadığından, ucuz malıyetli üretimler ve ithalatlarla haksız rekabet yaşanıyor. • Doğalgaz sektöründen ithalat ağırhklı fırmalar çekiliyor. Satüklan ürünlerin gelecekteki servis ihtiyacı sorun yaratıyor. ABONELİK ŞARTLARI Komşıüar uzlaşmadan doğalgazageçilemiyor Yeni Kat Mülkiyeti Kanunu'na göre, bir apartmanda merkezi sistemin doğalgaza geçişi için, daire sahiplerinin yüzde 51 inin nzası ile alınmış apartman yönetim kurulu karan bulunması gerekiyor. Yine apartmanlarda bir dairenin ferdi olarak doğalgaza geçişi, ancak diğer daire sahiplerinin yüzde 51 'lik çoğunluğunun onayı ile mümkün olabiliyor. 982 bin liralık abone katılım bedeli peşin ödenebileceği gibi 3,6,12 ya da 24 aylık vadeler de yapılabiliyor. Kullanılan dogalgazın metrekübü için ise yüzde 6lık KDV dahil bin 634 liralık ücret alınıyor. istanbul İGDAŞ abone peşinde Bugüne kadar fstanbul'da 2 bin kılometreborudöşenerek 61 bın bina\ a servis kutusu montajı yapıldığını, bunun da 500 bin konuta hizmet verebilecek bir kapasite olduğunu belirten İGDAŞ Proje Müdürü Civan Kalafat, "Önümüzdeki 2 ay içinde servis hatlannın ve doğalgaz verilen binalann sayısı 70 bine ulaşacaktır" dedi. Kalafat 100 kadar fabrika ile de sözleşme görüşmelerinın sürdürüldüğünü belirtti. Havagazı bulunan bölgelerde boru hattı döşemc islemlerinin devam ettiğıni söyleyen Civan Kalafat. 1 mayısa kadar havagazı abonelerinın yansına doğalgaz verilebüecek hale gelineceğini belirtti. istanbul'daki metro projesi iGDAŞ'ın calışmalannı aksattı. İGDAŞ Proje müdürü metro istasyon inşaatlan nedeniyle Taksim ve Ergenekon bölgesinin tamamı ile Esentepe'nin bir bölümüne bir süre daha gaz vermenin mümkün olmayacağinı ifade etti. Verilen bilgiye göre. bu ay içinde doğalgaz verilebüecek bolgeler şunlar: MilletCaddesi.Guraba. Fevzipaşa. Samatya. Kara- gümrük. Bebek, Etiler. Levent, Kabataş, Beşiktaş.. Kurtuluş, Feneryolu Mart ayı programı: Defterdar, Okmeydanı. Ortakö>. Karaköy. Kağıthane, Ayazağa. yor. Isınmak için kat kaloriferi görevi gören kombi, çalıştınldığı müddetçe şofben gibi anında sıcak su sağlıyor. MERKEZBANKASIKURLARI 6ŞUBAT1993 •J0ârwnarkaKronu • 1427.52 tftf lABDDoları 1 Alman Markı 1 AvustralyaDotan 1 AvusturyaŞılıni 1 Belçika Frangı 1 Fın Markkası iFransızFrangı IHollandaFlorinı 11sveç Kronu 1 İsviçre Frangı tOOltalyanLireti 1 Japon Yenı IKanadaDoları INorveç Kronu 1 Sterlin IS.ArabistanRiyalı rivb 9017.93 5448.90 6077.18 773.41 264.65 1577.11 1614.67 4850.43 1213.38 5915.34 591.82 72.46 7157.09 1291.50 13053.45 2404.65 ffttTİF 9036.00! 9008.91 5459.82 6089.36 774.96 5443.45 5966.02 772.64 265.18 143043. 1560.27 1617.91 4860.15 1215.81 5927.19 593.01 72.61 262.00 1413-29 1561.34 1613.06 4845.58 1201.25 5909.42 585.90 _Z1.38 7171.43! 7049.73 1294.09 13079.61 240947 1278.59 13040.40 236858 mrş 906311 547620 6107.63 777 28 265.98 1434 72 158501 1622.76 4874 73 121946 5944.97 594.79 72.83 7192.94 1297 97 1311885 2416.70 yayınları ÜNIVERSITE HAZIRLIK VE LISE DERS KİTABI YARDIMCILARI * Birinci Aşama Sayısal.... 80.000. * İkinci Aşama Sayısal .... 100.000. * İkinci Aşama T. M 30.000 * Tüm Sosyal Bilimler 60.000 * Tüm Türkçe Edebiyat.... 50.000 * TOm Sözel 80.000 Tüm Geometri 60.000. Tüm Kimya 60.000. Tüm Fizik 80.000. Tûm Matematik 80.000. Tüm Biyoloji 60.000. Arıtaş Fizik 80.000. LİSE KREDILI SISTEM KITAPLARI GEOMETRİ 2 LİSE MATEMATİK 2 * Fen Bilimleri 1 20.000. . Fen Bilimleri 2 45.000. * Matematik 2 35.000. * Matematik 4 45.000. * Geometri 2 40.000. * Fizik 1 60.000. * Fizik 2 60.000. . Fizik 3 40.000. İLKOKUL KOLEJLERE ANADOLU LİSELERİNE HAZIRLIK KİTAPLARI •i + V SINAVYOLÜ SINAVYOLÜ * Sınav Yolu 1 30.000.- * Sınav Yolu 4 60.000. * Sınav Yolu 2 40.000.- * Sınav Yolu 5 70.000. * Sınav Yolu 3 40.000.- aritaş yayınları Taşsavaklar Sk. No:10 Cağaloğlu - İSTANBUL Tel: 522 22 23 - 520 18 92 - 520 75 35 Fax: 513 40 44 Bütün yurtta tüm kitapçılarda Sanayi kesiminde de doğal- bul'da doğalgaz abonesi olan ni yerine getirerek kullanıma gaza yönelme arzusunun ben- 80'den fazla sanayi kuruluşu ve geçmiş olmasının. "yüksek ma- zer nedenlerle kullanıma dö- ticari işyerinden, sadece 10 ta- liyet" gerçeğini ortaya koyduğu nüşmedigi vurgulanıyor. İstan- nesinin bunun teknik gerekleri- ifade ediliyor. Yönetimde yapılan hatalarm cezasmı çekivorlar IBMçaürdıyor ANKARA PAZARI YAKUPKEPENEK Ekonomi Senisi - -IBM Yö- netim Kurulu Başkanı John Akers. şirket hısselerinin düş- mesi yüzünden görevinden ay- nldı. Kötjj durjimdâki bilgisa-_ yar devi. 4.9 milyar dolarlık za- ran kurtaracak "yetenekli" bir yönetici anyor. IBM. geçen hafta, John Akers'ın genel mü- dürlük görevinden aynldığını duyurdu. Üç ayhk kar payı his- selerinin de 1.21 dolardan 54 sente indiğini açıklayan şirket, tarihinde ilk kez hissedarlanna odedıği paylan düşürmüş oldu. Yönetimdeki calkantı ve his- selerdekı düşüş, sorunlann ağırhğıyla birlikte hissedarlar- jdan ge.ten bsskıyj S& artırdj. Geçen temmuz ayında 100 do- lann üzennde olan IBM hisse- leri, şu anda 50 dolann altında seyrediyor. IBM'in 1992 yılın- da gerçekleştirdiğı 64 milyar dolarlık satıştan. 4.9 milyar do- lar zarar etmesi. ABD tarihinde bir şirketin uğradığı en büyük yıllık zarar oldu. Akers, görevinden oWu Birikim Şaşkınlığı Hükümetin geçen hafta açıkladığı yatırım teşvikleri, ekonominin sermaye birikimi yönünden hiç de somut bir düzlemde bulunmadığını gösteriyor. Bu olgu, kısa ve uzun uzun dönemli, etkileriyle büyük önem taşıyor. Teşvik önceliklerine göre srfır faiz ile besiciliğe 800, orman köylülerine 200 milyar TL; yüzde 10 faizle organi- ze sanayi bölgelerine 500, küçük ve orta işletmelere 475, Karadeniz silah yapımcılarına 50, turizm yatırımiarına 900 ve kültür yatırımları için de 150 milyar TL ek olarak gelişmede önceliklı yörelerdeki yatırımlara yüzde 10-15 faizle bir trilyon ve büyük projeler için de yüzde 30 faizle iki trilyon TL teşvik verilecektir. Toplamı altı trilyonu aşan bu kredilerin faiz süvansiyo- nu günümüz verileriyle 4.5 trilyondan fazladır. Geçen yıl (1992) öncelik verilen sektörler il verilere göre demir çelik, ticaret, seramik, çimento ve cam sek- törleriydi. Bu yılın teşvik önceliklerinde bu sektörlerden hiçbiri yer almıyor. Kuşkusuz her yıl aynı sektörlere ön- celik verılmesi gibi bir zorunluluktan söz edilemez. An- cak, öncelik verilen sektörlerin bu ölçüde farklılaşması sermaye birikiminde en azından belirsizlik yaratıyor. Türkiye 1980e dek ne pahasına olursa olsun yerli üre- tim, 1980 sonrasında da aynı anlayışla dışsatım çizgisin- de bir ekonomi politikası izlemiştir. Günümüzün koşularında bu iki çizgiden birini tek başı- na izleme olanağı bulunmuyor. Yapılması gereken, yerli üretim dışsatım politikaları- nın seçmeli bir bilemişimini yakalamak ve bunu uzun dönemli kalkınma sürecine bağlamaktır. Hükümet, ekonominin belirli sektörlerine öncelik ve- rirken, bunu, en azından üç-beş yıllık bır programın bir parçası olarak uygulamalıdır. Uygulamanın sonunda, üretimin ne kadar artacağı, kaç kişiye iş buiunacağı ve ülkenin dış pazarlardaki payına katkı derecesi önceden saptanmış olmalıdır Önceliklı sektörler, ıç ve dış ekonomik koşullara, ayrıntılı yapılabilirlik çalışmalarına göre saptanmalıdır. İlgili girişimci ve emekçi kesimlerin katılımıyia saptana- cak öncü sektörler, ekonominin tüm öbür sektörlerındeki gelişmeleri yönlendirir, gelişmenin doğrultusunu belir- ler. Gerçekte, ekonomi politikası kavramının temel ekse- ni budur. Özel sermrayeye somut bir birikim doğrultusu , vermenin bir başka yolu da yoktur. Hükümetin geçen yıl ve bu yıl öncelik verdiği sektörle- rin bu ortak özellikleri taşımaması özel kesimde birikim şaşkınlığına neden oluyor. Birikim sürecınin belirsizliği özel sermayeyi üretim- den biraz daha uzaklaştırıyor özel tasarrufları, dövize, kısa dönemli karlara, lüks tüketime yöneltiyor; ya da yurtdışına kaçmasını hızlandırıyor. Oysa sermaye somut bir biçımde üretime yönlendiril medikçe, ne düşüyor gibi görünen enflasyondan, ne de varolan döviz boluğundan, beklenen sonuçlar alınabilir. Tutarlı, uyumlu ve programlı bir üretim artışı sağlanma- dıkça ekonominın düzlüğe çıkması beklenemez. Kaldı ki teşvik konüsunun hıç de gozardı edilmemesi gereken bir de demokratik boyutu vardır. Sıfır faizle sağ- lanacak teşvik sübvansiyonları.sonuçtavergiödeyenle- rincebinden çıkcaktır. Bu nedenle kamuoyunun bu teş- vikler sonunda elde edilecek işbulma, üretim artışı ve başka getirileri bilmesi; daha doğrusu bu konuda önce- den bilgilendirilmesı gerekir. Son olarak belirtefem ki.toyrada tartışriaa^teşvik polk tikalarının genel ieksiküklerifirir. YukarKja- soztı e*le*- sektörlere teşvik verılmesıne karşı çıkılrrtası söz konusu değildir. Ekonomik gelişme kıt olan sermaye kaynaklarını en üretken bir biçimde kullanma anlamına gelir. Hükümete düşen bu doğrultuda somut politikalar geliştirme ve özel sermayeye yol göstermektir. Hızla değişen dünyada Türkiye'nin sermaye birikimi şaşkınlığı ve öbür toş tartış- malarla geçirecek zamanının olmaması gerekir. DUNYA EKONOMISINE BAKIŞ ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA Davos'ta moraller bozuktu D avos"ta toplanan Dün- ya Ekonomik Foru- mu'nda temel tarüşma konulan global ekono- mik durgunluk, dünya ticaretinin durumu ve Rusya'nın geleceği idi. îiali piyasalardaki istikrarsızlık ve Av- rupa Para Sistemi'nin geleceği ise bir yan konu olarak kaldı. ama çokça tartışıldı. Davos'ta geleceğe yönelik tartışmalara bir kötümserlik egemendi. Ekonomik durgunlık 1993e sapkahilecek Yatınm bankası Henry Shroder Wagg Yönetim Kurulu Başkanı Bisc- hoff "Bir yıl önce 1992 yılında belli başlı ekonomilerin toparlanmaya baş- layacağmı bekliyorduk. Bu olmadı. Avrupa'da temel sorun ekonomik dur- gunluk ve mali piyasalarda istik- rarsızlık. 1993 yıh çok zor bir yıl olacak ve büyüme için itki Avrupa'dan değil belki ABD ve Uzakdoğu'dan gelebile- cek" diyerek durumun ne kadar ka- ranlık olduğuna dikkati çekti. Dünya ekonomisinde durum gerçek- ten karanlık. Çünkü ne ABD ne de Ja- ponya herhangi bir şekilde lokomotif olacak durumda değil. ABD ekonomisinde yaşanan topar- lanmanın beklenenin aksine işsizliği azaltmadığı görülüyor. Büyük bir kamu ve özel borç yükü ABD ekono- misinin boynunda hala ağır bir taş ola- rak duruyor. ABD yönetiminin ekono- mi politikalan ise hala berraklık ka- zanmış değil. Belli olduğu kadan ile de çok çelişkili sinyaller veriyor (Bakmız geçen hafta bu köşe). ABD yönetimi- nin ekonomik büyümeyi sürdürmek için dünya ekonomisi ile bağlanru zayı- flatmaya ve iç pazan korumaya hazı- rlandığına dair ciddi işaretler var. Bu ise, içeride büyüme her şeye rağmen de- vam etse bile ABD'nin bir lokomatif rolü oynamasını ciddi şekilde engelle- yecek. Nitekim şimdiki ABD yönetimini etkileyen ekonomıstlerden MIT'te Prof. LesterThrow'a göre"Clinton ye- niden seçilmek için %4'lük bir büyüme hızını sağlamak zorunda. ABD'yi dün- ya ekonomisinden koparmadan bunu yapamaz." Öyleyse ABD'nin dünya ekonomisinde lokomotif olmasmı bek- lememek gerekiyor. Japonya'yagelince, Sana>i bakanlığı (MITI) yardıma bakanı Hatakeoya- ma'nın bu konudaki tepkisi "Üzgü- nüm, ama Japonya şu sırada dünya ekonomisinin büyümesi için gerekh motor rolü maalesef üsüenemez" şek- linde oldu. Avrupa'da bir diğer ümit kapısı da Bundesbank'ın faizîeri düşürmesi ve büyümeyi teşvik edici para politikalan- na yönelmesi. Ama Bundesbank'ın bu- nun için beklediği düşük ücret ve enf- lasyon oranlannın gerçekleşmesi zor görülüyor. Buna, Şansölye Kohl'ün fa- izlerin düşürülmesini isteyenleri birer cahil olarak nitelemesi eklenince bu kapının, Bundesbank Lombard oranı- nda perşembe günkü 0.5 puanbk dü- şüşten sonra da en azından Fransız, Al- man ekseninin mali piyasalarla gireceği muhtemel son bir kanb savaşa kadar oluşmasındaki hızlanma. Burada özel- likle endişe yaratan gelişmeler bır taraf- tan ABD'nin dünyanın geri kalanına gittikçe daha çok korumacılık uygula- yacağı, diğeri de Uzakdoğu'da Japon- ya merkezli, 1930'lan anımsatan. bir co-prosperity zone (ortak refah bölge- si) yani bir ekonomik bloğun oluşması. Avrupa ve ABD'deki bu endişeyı bır diğer soru güçlendirivor: Dünya eko- nomisinde büyümenin ağırhk merkezi Uzakdoğu'ya mı kayıyor? 1960'ta dün- ya ekonomisinin toplam cıktısının %4'ünü üreten Uzakdoğu ülkeleri bu- gün paylannı %25'e çıkarrruş durum- dalar. OECD tahminlerine göre de Ja- ponya ve Uzakdoğu ekonoırulerinin 2000 yılına kadarki ortalama büyüme hızı, aynı dönemde Avrupa, ABD ve Latin Amerika'nın %3 civannda ol- Ointon yeniden seçilmek için %4'lük büyüme hızını sağiamah. (Fransa'daki mart seçimleri ve sonraki pazarlık dönemı bu savaş için ideal za- manı oluşturuyor) daha fazla aralan- mayacağı düşünülüyor. Diğer taraftan bankanın piyasalarda enflasyonist bir talep fazlasından korkarak faizîeri hala yüksek tutmaya çalışması anlamsız bu- lunuyor. European gazetesinden Da- vid Blake "Ne yani tüketici talebi biraz daha düşse ekonomik durgunluk aza- lacak mı" şeklindeki sorusu bankanın politikasının anlamsızlıgını çok güzel gösteriyor. Kısacası Davos zirvesindeki havaya göre 1993 yılında bir ekonomik topar- lanma beklememek gerekiyor. Bu ise belli başlı Avrupa ülkelerinde işsizliğin en azından 1995 yılına kadar artmaya devam etmesi demek. Davos'ta tartışmalara hakim olan bir diğer konu da ekonomik blokların ması beklenen büyüme hızmın çok üs- tünde, Japonya için %4 ve Uzakdoğu için %6+ olarak gerçekleşecek. Davos'ta bloklar arası muhtemel bir ticaret savaşı. bazı bölgelerin. örneğin Afrika'nın bu global ticaretın giderek dışında kalması vb. de çokça tartışıldı. Ama bu arada bloklaşmaya paralel olarak gelişen askerileşme Almanya ve Japonya'dan sonra fngiltere'nin deni- zaşın sorumluluklannı bahane ederek tam 180 derece bir dönüş ile ordusunu 5000 kişi arttırmaya karar vermesine ise değinilmedı. Davos'ta tartışmalaru katılanlara göre durumu daha da vahim hale geıi- ren gelişmenin dünyıının giderek bir politik. ekonomik ve mali liderliktcn yoksun kalışı>dı Hanvard'dan Prof. Sachs'a göre "ABD aruk global lıdcr rolü oynayurak serbcıl ucarclı /orla empoze edemez, dünya pazarlannı açık tutamazdı." Öyleyse. dünya lica- retinın düzenlenmesi ve dünyanın son 10 yıldaki globalleşmesinin dışına düş- müş Afrika ve bazı Latin Amerika ül- kelennin yeniden entegre edilmesi ABD. Avrupa ve Japonya'run arası- ndaki ışbirliğine bağh kalıyordu. Diğer bir değişle blokJaşma aruk birgerçpklik olarak kabul edilıyor ve sorunlann bu ven alınarak çözülmesi bekleniyordu. Ne var ki bloklaşma karşılıkb reka- bet ve liderlik savaşı demektir. Davos'- ta bu bloklann sözcüsü olarak düşünü- lebilecek bazı konuşmacılann katkı- lanndan. her binninin, önümüzdeki on yılda. liderlik savaşında öne geçmesin- den korktuğu anlaşılıyordu. Washington Strateji Enstitüsü'nden Clyde Perowitze göre önümüzdeki 10 yılda Avrupa ve Japonya birer süper güç olacaklardı. ABD ancak üçüncü güç olacaktı. Japonya Sanayi Ba- kanlığı'ndan (MITI) Hatakeyama ise ABD'nin gelecek on yılda toparlana- rak eskı gücünü yeniden kazanacağını, Avrupa'nın güçleneccğini ve Çin'in bir süper güç olmasa bile bu konuma yak- laşacağını düşünüyordu. Japonya'nın ise gücü az da olsa eerileyecekti. SSCB tse Bip kabısti Rusya'da Çernomirdin'in başbakan olmasından sonra reform sürecinin ne tarafa gideceği ciddi kuşkulara yol açmıştı. Bu Davos'a da yansıdı. Top- lantıya katılan Rus tartışmacılann tüm çabalanna rağmen bir güven ortamı oluşmadı. Hakateyama'ya göre SSCB'de şok tedbirleri uygulamak mümkün değildi. Çünkü ekonomisi tam bir kaos halin- deydı. Bu yüzden verilen yardımlar da pek bir işe yaramayacaktı. Japonya za- ten ekonomik yardımlannı kendi böl- gesine yönlendirmeyi tercih ediyordu. Guniness Mahon Holding Yönetim Kurulu Başkanı David Potter'e göre Rusya. ortada gerçekleşmeyi bekleyen bir felaket olarak duruyordu. Bu yüz- den Guıness Mahon Rusya pazanna girmiyordu. Davos zirvesi, dünya ekonomisinin başında dolaşan İslami hareketlerin yükselişini. 3. Dünya'da çöken devlet- İcri. ıç savaşlan vb.'lerini bir an yok saysak bile yine de önümüzdeki 10 yılın > 1950 sonrasının cn istıkrarsız. .:or ve tehlıkclı dönemi olacağını gösttriyor- du.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear